resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 1677
    1.58.maddenin degismemesi gerektigini, cezalarin uygulanmasi gerektigini soylemistir defalarca ve bunu destekliyordur.
    2. ama eger uefa bile puan silme cezasini kabul ederse biz napabiliriz ki artik demis hatta eklemistir kamuoyunun da ici rahat olmasi gerekir.
    sahsen boyle bir olayda baskana degil uefaya guvenim sifira iner. uefa lan boyle biseyi kabul ederse napabiliriz ki bizler?
    4. eger tersi icin de uefa izin vermez, tff kume dusurmez olma ihtimaline karsinda ihtari cekmistir tffye. her turlu ileriyi gorerek hareket ediyor.

    anlamayanlar maddeledim acikcasi.
  • 1678
    telegol programında şike konusunda pek açık konuşmamıştır. açık konuşsa yani demek istediklerini demiş olsa fırsatçı damgası yiyebilirdi. bu yüzden düşünceleri tek tarafa kaydı. bu düşünce ise "bizi avrupadan men etmesinlerde ne bok yerseniz yiyin" düşüncesidir. herkes bu şekilde anladı. ben böyle anladım. "oyun oynanırken kurallar değişmemeli" düşüncesini daha fazla vurgulaması gerekirdi. kim kural dışı birşey yaptıysa cezasını çekmelidir şeklinde konuşsaydı çok daha iyi olacaktı.

    ünal başkan nezaketini ve beyefendiliğini koruyarak yorumlar yapıyor fakat bu insanlarla bu şekilde konuşmak pek etkili olmuyor. çünkü onlar bu dilden pek anlamıyorlar. kendisi bu şekilde konuşamaz fakat yönetim kadrosunda onların dilinden konuşacak ali dürüst var. ali dürüst'e biraz daha fazla konuşması için telkinde bulunsa fena olmayacak. bu şekilde adaletin yerine gelmesini sağlamış oluruz.
  • 1680
    kendisinin telegol programında yaptığı konuşmanın belirli kısımlarını atlayanlar olmuş sanırım. başkan "58.madde değişmesin "diyor. bir yandan da "uefa anlaşırsa birşey demem" diyor. burada bir çelişki yok arkadaşlar. ama atladığınız nokta şu, başkan uefa'dan yazılı belge istiyor. ki bu da neredeyse mümkün değil. uefa böyle bir yazı verir mi hiç. kaya çilingiroğlu'nun dediği gibi. tut ki verdi. 2 sene sonra atıyorum fransa'da şike patladı. onlar da uefa'ya biz düşürmeyeceğiz takımımızı, türkiye'ye göz yumdunuz bize de göz yumun der. yani uefa'nın böyle bir yazı vereceğine hemen hiç ihtimal vermiyorum.
  • 1681
    bir sözü vardı ki medya tarafından yine yanlış aksedilmiş: '' ben aziz beyin durumuna düşmüş olsaydım en önce benim galatasaray taraftarım beni 2-3 gün yargılar daha sonra arkamda durmazlardı ama fenerbahçe camiası farklı.'' gibi bir şey dedi. bunu o an dinleyenler kesinlikle tasvip etmediği, katılmadığı bir duruş * olduğu için söylediğini anlar. ama yok bugün manşetlerde ''galatasaray taraftarı beni satardı'' şeklinde atılmış tabii kasti olarak, maksat okuyan yanlış anlasın.
  • 1683
    16 ocak 2012 kanalturk telegol programinda ara transfer dönemi, mali işleyiş süreçleri, projeler ve malum şike mevzularındaki gelişmelerle ilgili açıklamalarda bulunan başkanımız. mali iyileşme, projelerdeki akil ve sabırlı tutum, transfer sürecinde fatih terim'in son sözü söyleyişi vb. bunların hepsi çok güzel gelişmeler fakat beni en çok sevindiren şu iki husus oldu.

    1. şartlar ne olursa olsun galatasaray'ın menfaati her şeyden önce gelir. biz gitmedikten sonra kim avrupa'ya gitmiş çok önemli değil fakat avrupa'ya gitme durumumuz/hakkımız olursa bu hakkımızı sonuna kadar ararız. yine şartlar ne olursa olsun verilecek cezalarda galatasaray'ın alacağı hasarı asgari düzeyde tutmak, mümkünse hiç yara almadan yola devam etmek en önemli görevdir ki gönderilen uyarı metni de bu amaca yönelik bir tampon görevi üstlenecek süreç içerisinde.

    2. sorulan "aziz yıldırım'ın başına gelenler sizin başınıza gelseydi ne olurdu/yapardınız?" sorusuna verdiği cevapla göğsümü kabarttı. galatasaray camiasında işler hızlı yürür, önce durum/kişiler sorgulanır, suçlu bulunup yola başkalarıyla devam edilir. meali şudur ki "benim aziz'in yaptıklarını yapıp, takımımı bok çukuruna düşürdükten sonra metristen üzerine tüy dikmeye çalışmam gibi bir ihtimal olamaz. galatasaray camiası kendisini kirletenleri, şerefini, onurunu, halkın gözündeki itibarını zedeleyenleri kendisi cezalandırır. zaten ben de kendimi soyutlayıp kulübümün asgari düzeyde zarar görmesini sağlar, mücadelemi kendim veririr." burada galatasaray'lılık duruşunun kalın ve net çizgilerini belirtirken aynı zamanda metris'e -önceden de dediği gibi- kabe muamelesi yapan insalara yekten koca bir şamar indirmiştir.

    velhasılı kelam çok sevdiğimiz galatasaray'ımız emin ellerde.
  • 1684
    her lafı ile çirkefin ve eyyamın dibine kibrit suyu sıkan adamdır. örnek:

    1- galatasaray blöf yapmaz
    2- annemizin liginde oynayacaksak ona göre takım yaparız.
    3- şike olayı galatasarayda olsaydı biz o işi kendi içimizde çoktan hallederdik, gereken yapılırdı. ( hatalılar anında gönderilir demek istiyor, fener gibi üstünü örtmeye çalışırız demiyor, yanlış anlaşılmasın)
    4- geçen sene kazara küme düşseydik, kimse buna itiraz etmezdi. bir sonraki sene üst lige dönerdik. bizim taraftar sayımız da bellidir, o zaman yayıncı kuruluş ne yapacaktı?
    5- ben galatasarayın borcunu alacağını biliyorum, elimde 5 yıllık mali tablo var. henüz kredi kullanmadık.
    6- bugüne kadar hep nötr kaldık, bizim dikkati çekmek istediğimiz konu türk futbolunun dolayısıyla galatasarayın zarar görmesine engel olmaktır.
    7- ilk gün açıklamalar yaptığımızda yalnızdık, bugün bizim gibi düşünenler çoğaldı, çünkü olması gerekeni söylüyoruz.
    8- uçak parası verip masrafa girip uefayı etkileyeceğim diye isviçreye falan gitmedik.
    9- ben galatasarayın sahibi değilim, sadece bir yöneticiyim. görevim gereği çok radikal karar vermem gerekirse de veririm.
    10- kendi özel işimde bile danışmanlara sormadan hareket etmem. kulüp için de danışmadan hareket etmem beklenmez.
    11- ben futboldan anlamam, anlayanların işine de karışmam. ancak vakti geldiğinde hesap soracağım da hiç bir zaman unutulmamalıdır.

    daha ne desin ki adam? her lafında ahlak dersi veriyor...
  • 1685
    16 ocak 2012'de katıldığı telegol programında neden böyle bir kulübe başkan olduğunu ve iş hayatında neden bu kadar başarılı olduğunu cümle aleme göstermiştir. bir kere çok sakin, düşünmeden konuşmuyor, çok güven veriyor, hiç boş konuşmuyor, resmen kitlendim ekrana ağzından ne çıkacak diye. yorumcuların ofsayta düşürme çabalarına, kendini garantiye alarak, ortasaha çizgisine gelerek ofsayta düşmeden cevap verdi resmen. bu adam galatasaray başkanı, öyle hem de tv programında fener düşsün, şu kalsın, bu gitsin dememeli. ayrıca şike olayı bizim başımıza gelse, (bkz: galatasaray ile fenerbahçe arasındaki farklar/#833948) benimle aynı şeyleri düşünmesi ki çoğu galatasaraylı böyle düşünüyordur, beni mutlu etti.
  • 1690
    telegol'deki konuşmasında bence taktiksel bir hata yaptı. aysal 'bizim avrupa'ya çıkışımızda sorun olmadığı taktirde puan silme olayına ses çıkarmayız minvalinde birşey söyledi. o akşam gaza gelip başkan herkese ayar verdi,kapağı taktı şeklinde görüldü olay (bazı kişi ve kurumlar için evet ) ama bu söz sıkıntı yaratır. umarım tff bu konuşmayı bugünkü uefa görüşmesinde kullanmamıştır tüm kulüpler bu olaya razı anlamında. yoksa çok yazık olur.
  • 1691
    eğer tff'nin rezilliği yüzünden türk takımları avrupa'dan men edilirse görevi bırakmak yerine uefa'ya belgeleriyle bu süreçte nasıl bir tavır takındığımızı anlatması geren başkandır. bu durumda bize ceza verileceğini düşünmüyorum. sonuçta şike yapmadık, ceza verilmesi konusunda doğru bir tavır takındık. yani yanlış olan hiçbirşey yapmadık.
  • 1699
    nihat özdemir gündemi değiştirmek iyi giden galatasaray'ı kaos ortamına sokmak için hisse değeri, değerler gibi tamamen alakasız saçma sapan bir konu üzerinde yorum yaptıktan sonra başkan '' onları çok seviyoruz '' gibi bir cevap vererek beni mest etmiştir. türk futboluna daha önce gelmemiş bir yönetici ünal aysal. gereksiz yere cevap vererek polemiğe gireceğine biraz da dalga geçip ince cevaplar veriyor başkan. çok hoşuma gidiyor.
  • 1700
    2-3 hafta once kendisi "tranfer doneminin bitmesine daha var, gelecege yonelik seyler planliyoruz" tarzinda seyler soylemsiti. transfer isteyen mevkiler belliyken koskoca transfer doneminde sadece 1 oyuncu alindi galatasaray futbol takimi'na. sinava calismayi son gune birakip ya da calisma surecinde baska seylerle ilgilenip sinavda basarisiz olan ogrenci metaforu uygundur su an kendisi icin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın