ünal aysal sanıldığının aksine galatasaray düşmanları tarafından değil kendisini sportif aş'nin kurtarılmasını sağlasın diye getiren gerçek galatasaraylılar tarafından başkanlıktan el çektirilmiştir. hem seçim öncesi algı oluşmasın hem de yazılarımı çok uzun bulduğunuzdan ötürü hakkında yazmak istemiyordum. ancak benim nickim yok ile başlayıp defansin ablasina sarkan golcü ile son bulan bir sürü mesaj aldığım için ve fatih hoca hakkında takımı kötü etkileme ihtimalini bile göz önüne almadığından dolayı işbu girdiyi yazıyorum. merak etmeyin ne çok uzatacağım ne de gündeme getirip polemik çıkaracağım. sadece söylediklerimi 2 haber ve 1 video ile destekleyip takdiri size bırakacağım renktaşlar. zira bu konu camia içinde çok konuşulur ve ünal aysal'ın ibra edilmesi de bu rezilliğin üstünü örtmektir. ki bu haberi yapanlar ya da dillendirenler büyük baskı yediğinden medyada neredeyse hiç gündeme getirilmedi ve konuşulmadı zira galatasaray'a ihanet edenler ile galatasaray'ı kol kırılır yen içinde kalır diye koruduğunu sananlar böyle istediler...
şimdi şu videoyu 2.00'dakikadan 3.15.saniyeye kadar izleyin, inan kıraç galatasaray lisesinden çıkarken mehmet ali yılmaz'ın kanalına röportaj veriyor, ünal aysalın fikrini alttan çıtlatıyor;
https://www.youtube.com/watch?v=2jRdCiDKcLA zaten prandellinin anlam verilemeyen açıklamaları da az da olsa yer buldu;
https://www.haberler.com/...ustu-7430883-haberi/http://www.webaslan.com/...ozleri-SXHBQ78464SXQözetle ünal aysal, red bull gibi dünyanın farklı yerinden 4 takım alacağım deyip kıraçların desteğiyle yola çıkıyor, prandelli ikna olmayınca galatasaray'ı çalıştırmak için bu projeden bahsederek kerhen de olsa imza attırıyor. zaten bu yüzden hala endoğan adili'lerden kurtulamadık o zaman 45-50 oyuncuya kadar şişti takım...hep bu oyuncuları diğer takımlara göndermek için yapıldı...
peki ne oldu da proje yattı. ünal aysal aynen prandelliye dediği gibi basına kapalı adadaki toplantıda amacının gayrimenkul aş ile riva-florya-ada-mecidiyeköy gayrimenkullerini (yani hasnun galip hariç tapusu tamamen bize ait olan tüm gayrimenkulleri) kendisinin bulduğu uluslararası bir emlak konsorsiyumuna devredip şirket ve kulüp borçlarını sıfırladıktan sonra galatasaray basket şubesini de basketbol aş olarak ayırıp unit'e satılmasını öngörüp karşılığında tüm parayı (borçlar ödendikten sonra) derneğe devretmek. böylece derneğin esas sahibi olan lise ve onun bağlı bulunduğu (başında inan kıraçın olduğu) eğitim vakfı bu büyük servet (borç sonrası 2 milyar dolar deniyor) karşılığında galatasaray futbol takımının ünal aysal'ın bülent tulun aracılığıyla %49'una (almanya'da yasa gereği %51'e şirketler sahip olamaz) sahip olduğu kulübe futbol takımımızın markasıyla beraber devrini istedi. aslantepe ise ihtilaflardan dolayı olduğu gibi devlete devredilecekti (zira devletin afet durumundaki toplanma alanlarından biri bizim seyrantepe ki zaten stadın üstünün kapatılmasını devlet onun için istedi-afet zamanı sığınmacılara konak olsun diye)
dahası bu isteği kabul edilemezse istifa restinde bulundu. galatasaray teamüllerine aykırı kürsüye yürüyenler olunca ünal aysal cam salonu terkedip havuza doğru kaçıyor araya inan kıraç girince galatasaray'ı senin vakfına mı peşkeş çektireceğiz diyenleri sakinleştiremeyince toplantıya ara veriliyor. ailece 12 milyar doları olan (sadece kıraçlar koçlar değil) inan kıraç çok rahatsız oluyor ve ünal aysal'dan desteğini çekiyor. bu fikrini bir daha açmaması karşılığında ibra edileceği garantisini veriyor ve malumunuz 1 gün içinde duygun yarsuvat inan kıraç'ın hazırladığı listeye başkan olarak girip seçimi alp yalman'a karşı kazanıyor. zaten dursun özbek de can topsakal da hamdi yasaman da ali dürüst de bu listeyle başımıza musallat oluyor.
dernek malını kaybetmemek için bu tantanayı çıkardı ve ünal aysal'ı yedi...peki bu olsaydı bizim kaybımız ne olacaktı? elimizde bir tek galatasaray var, renktaşlar...lise vakfa kalacaktı...gayrimenkuller kapitalist konsorsiyumlara...aslantepe hükümete...basketbol takımı ünal aysal başkanın keyfi için holdingine...futbol takımımız da almanya'daki türklere...peki o zaman alman olacak olan galatasaray nasıl bizim kulübümüz olacaktı? nasıl maçlarına gidecektiniz sadece pragmatik düşünenler için söylüyorum? nasıl canımızdan bir parça olan galatasaray nasıl eskisi gibi kalacaktı benim gibi teorik düşünenler için soruyorum?
amacı türk olmayan takımları yenmek olan galatasaray bir alman takımı olduktan sonra neye yarat? gidin o zaman bayerni tutun adamlar en azından daha köklü olurdu "almancı" yeni galatasarayımızdan...
bugün başımızda dursun özbek varsa bunun sorumlusu ünal aysal ve borçlarıdır. dahası bu saçma sapan planlarıdır...
özetle diyorum ki fatih terim bu projeye karşı olacağından fatih terim'i kendisi hükümet ile iş tutup göndertti. ortalık ona kalınca da planına koyuldu. inan kıraç bile böyle uçuk kaçık fikirlerin arkasında duramayınca da kaçıp gitti. o çok bahsedilen basketbol sponsorluğu da bu yani mülkiyetini bana verin. dursun özbek benim örnek başkan profilim değil. benim için en başarılı ve desteklediğim başkanlar da mehmet cansun ve osman alp yalman'dır. borçlar biter bitmez de bu tarz biri dursun özbek'in yerine gelmelidir. mustafa cengiz ise arkasında kimse olmasa da delikanlı bir adamdır ve galatasaray tarihinde yerini alacaktır. bu kadar...ayrıca galatasaray kimsenin babasının malı değildir onu sadece galatasaray'a emek vermiş gündüz kılıç gibi ali tanrıyar gibi fatih terim gibi isimler yönetmelidir sırf evine yakın olsun diye koskoca galatasaray'ı belçika sınırına taşımak isteyenler değil!