resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 7552
    başkanlığı esnasında hata yapmış olabilir.
    futboldan anlamıyorum ama futboldan anlayandan iyi anlarım lafının altını tam dolduramamış olabilir.
    fakat zaten hatasız insan yok. iş hayatı da böyle. arada zarar edersiniz. fakat hedefiniz büyükse, bu hedefe ulaşmak için yeterli donanıma sahipseniz ilerleme şansınız herkesden fazladır.
    ünal aysal'da bu vardı. hata elbet yaptı. bana bir tane hatasız kulüp başkanı gösterin. gösteremezsiniz. ancak hatalarına rağmen galatasaray'ı ileriye taşıyabilecek isim kendisiydi. sezon başında dursun aydın özbek'in seçildiği kongreye baktığımızda zaten işlerin kötü olduğunu anladık. çünkü en azından irfan aktar aday bulamadı. malum kendisinin sevmediği de pek başkan olamıyor şu sıralar camiada...
    zaten dingonun ahırı gibi yönetiliyoruz. ben eminim bu camia ünal aysal'ın arkasında dursa belki bedel ödetirdi bize hükümet. belki... ama galatasaray taraftarına ve geçmişine yakışır şekilde yönetiliyor olurdu.
  • 7556
    adamın yaptığı hatalı teknik direktör tercihlerine bakar mısınız: italya milli takım teknik direktörü ve ingiltere lig şampiyonu. adam bunlar yüzünden eleştiriliyor şaka gibi. bunlara akhisarın hamzasını, lig tv'nin denizlisini getirmek lazımdı tabii (derwall sonrası dönemde değiliz, ne lig o lig, ne futbol o futbol. zaman değişti, şartlar değişti).

    terim'in mahareti için özhan canaydın dönemine bakacaksın. arkasında kuvvetli iş bilen bir yönetim olmayınca ne hale geldiğini.

    eh be ünal aysal tespit yaptığını zanneden adamların ağzında sakız oldun ne gerek vardı. keşke hiç gelmeseydin. biz mustafa sarplar'la filan 8. olmaya alışmıştık. geldin değer bilmez adamların gelip başarılarınla bir tarafını kaldırdın.
  • 7559
    galatasaray'ı bugünlere getiren seçtiği teknik direktörler değil seçtiği ikinci yönetim kurulu. kendisi ben oldum deyip sikinin keyfine iş yapmaya başlayınca gördü olanları.

    bugün her yerde ağladığınız dedeler o ikinci yönetimde baş tacıydı bu adamın. o özkan olcay mıydı neydi çabuk unutursunuz tabi. adam isviçredeki kankasının hatrına hajrovic'e 3.5 milyon verdi :)) sonra onu da kaçırdı elinden.

    adnan polat'ın ürettiği projelerin yarısını üretmedi. hatta olan projeler bile geriye gitti. gsmobil, gsbonus, gs sigorta falan vs.

    hep söylüyorum artıları vardı muhakkak. ama eksileri çok fazlaydı. siktir ettiler galatasaray'dan. galatasaray'a da bi daha yakın olmasın. olamaz da zaten artık.

    faruk süren gibi bi adam lazım bize.
  • 7561
    kendisi ile ilgili genel olarak yöneltilen eleştirileri sıralarsak
    1-)klubün borçlarını arttırması ve bugün yaşanılan ekonomik darboğazın oluşmasına sebep olması
    * https://www.youtube.com/watch?v=6qI24Z8E4V4
    bu konuşmada zaten rakamlarla iddaları cevaplamıştır kendisi, bir plan dahilinde bu borçları yönettiği ve oluşan borç artışı ile yapılan yatırımlar düşünüldüğünde rakamların tutarlığı olduğu görülüyor zaten, evet borç yükü artmıştır ama bu karşılığı olan bir artıştır.
    2-) oyuncu transferlerindeki yüksek harcama ve bazı oyunculara verilen yüksek bedelli sözleşme ile sözleşme yenilemeleri
    * devraldığı çöp kadro yerine sağlam ve güçlü bir iskelet olışturmuştur. transfer ettiği melo,muslera,selçuk,eboue,ujfalusi,elmander,riera ile bugün hala özlediğimiz kalitede bir kadro kurmuş, daha sonra buna wes,drogba,burak eklemiştir. bu kalitede bir kadro ucuza kurulmuyor maalesef. ki değerini başarılarla geri ödemiştir. böyle güçlü bir iskelet çevresine doğru bir planla genç ve potansiyelli oyuncularla kadroyu genişletmek ve sürekli kılmak istemiştir. fakat mevcut yabancı kuralı bu gelişimin sağlıklı olmasını engellemiştir. alınan oyuncuların gerekli gelişimi gösterememesi hatta içinden yanlış oyuncu tercihleri planın yanlış olduğunu göstermez, bu bağlamda mevcut yabancı kısıtında değerli türk oyunculara sorumluluk ve görevlerini arttıracak şekilde maaş artışı ve sözleşme sürelerinin uzatılması oyun kuralları içerisinde doğru bir plan ama bu planı bozan şeylerden biri de oyunun kurallarının değişmesi. belki bunu öngörmesi gerekirdi ama emin olunmayan bir değişiklik için planlama yapmak daha büyük bir kumar olurdu bence. kısaca plan doğru ama sonucu değiştiren kendisi dışındaki faktörlerin çokluğu sonucu olumsuz hale getiriyor ne yazık ki ama bu kendisini hatalı yapmaz
    3-)fatih terim'in gönderilmesi
    * burada suç tamamen kendisi oldukça sevdiğim bir teknik direktör ve galatasaray efsanesi olan fatih terimindir. bu süreçte ünal aysal , galatasaray ve fatih terimin başarılı olmasını sağlayan en uygun koşulları oluşturmuştur. fakat yanlış bir hamle ile milli takım için , açıkça fenerbahçe klübü menfaatleri için getirilmiş ve bunun için çalışan bir federasyonun yanında galatasaray başkanının karşısında tutum alamazsın. alırsan sonucun bu olması doğal ve kaçınılmazdır.

    bunun dışında şike sürecindeki duruşu , kendinden emin ve güçlü söylemleri(şu an resmi açıklamalarındaki rezaletleri düşünülürse), başarıya odaklı çalışması benim gördüğüm en komple galatasay başkanı olmasını sağlamıştır.
  • 7562
    kulübü satsa bile geri dönmesi gereken adam. 3 yılda yaşattıklarını saha içi ve saha dışı başarılar diye 2 kitap yapılır. hataları da oldu ama getirdiklerinin yanında hiç birşeydi bunlar. ve ayrıca siyasilerin, rakiplerin ve federasyonun en çok saldırdığı adamdı kendisi. bu bile birşeyler anlatmalı bizlere. daha da rezil etsin herşeyi ama yine gelsin.

    ya hepsini geçtim şu adama vermedikleri yetkiyi özbek kardeşlere verdiler ya. gel de kafayı yeme ondan sonra.
  • 7564
    diktatörlük; uzun zamandır başkanlık koltuğunu işgal edip kulübü/kurumu/devleti v.b. kendi malınmış gibi kullanmaktır. en güzel örneği ünal aysal gibi gerçek bir lider tarafından kontrolünü kaybetmiş zat şeklinde tanımlanmış kişidir. aslında bütün diktatörler aynı sıfatı hak eder. şöyle bir çevrenize bakarsanız siyasetimizde diktatör olmayan hiç bir adam göremezsiniz. ne iktidarda ne de muhalefette. o yüzden ünal aysal ülkenin çok ilerisindeydi ve kimyası uyuşmadı. bu deliler mapushanesinden fırsatını bulunca ayrıldı. kaçmadı. çünkü adamı kovdular. kovulan adamdan diktatör olmaz.
  • 7566
    kendisi'nin baskanlik donemi elbette ki her baskan gibi futbol uzerinden anilacaktir, cunku klubu döndüren, amator branslari besleyen futboldur.
    unal aysal'in futbol takimi uzerindeki etkisiyse fatih terim oncesi ve fatih terim sonrasi olarak ikiye ayrilir. terim'i sevsek de, sevmesek de bu boyle. takim terim sonrasi her gecen gun geriye gitmekte. bir sure mancini ile idare ettik hepsi bu kadar. fatih terim'i getiren de, kovan da, mancini ve prandelli'yi getiren de kendisidir. ondan sonra takimin onlenemez dususu basladi zaten.
    peki o ilk iki senede basarilari getiren terim miydi aysal mi? maalesef tüm sozluk bir taraf tutup ikisinden birini savunur durumda. aslinda ikisinin de isini birlikte olduklari donemde mukemmel yaptiklari ortada. yani biri olmasa o basarilar yine olmazdi. "terim kader ortaligi yapti" ya da "aysal terimsiz bir sey yapamayacsgini anladi, kacti gitti" demek olaya tek tarafli bakmaktir.
    terim kovulduktan sonra milli takim ile sozlesme imzaladi, o zaman herkes aysal'i efsane baskan ilan etti. peki terim kovulduktan sonra boşta dursaydi, takim yine mancini prandelli derken tepe taklak gitseydi; aysal kotu baskan, terim efsane mi olacakti?
  • 7567
    bizi çok ters zamanda bırakan eski başkanımız. son basın açıklaması aşağıdadır:

    --- alıntı ---

    "galatasaray kulübü'nün 33. ve ibra olmamış tek başkanının röportajı, şahsımla ilgili gerçek dışı ifadeler içermektedir. sporseverleri kasıtlı olarak yanlış yönlendirmeye dönük, kendi döneminde yaşadığı, camiamıza da yaşattığı mali, sportif ve idari başarısızlıkların bir tezahürü olan bu hezeyanlı suçlama ile hakaret içeren sözler için her türlü yasal haklarımı kullanmayı saklı tuttuğumu kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyorum"

    "röportajı veren şahsın 3 yıllık döneminde galatasaray kulübü'nün borç-alacak farkı, söylediği gibi 100 milyon dolar değil tam 220 milyon dolar artmış olup, bu rakam özhan canaydın'dan devraldığı borcun üçe katlanması anlamına gelmektedir. yani bana devredilen borç-alacak farkı 328 milyon dolardır"

    "benim 3,5 yıllık başkanlık dönemimde bu fark sadece yüzde 9 nispetinde artmış. buna karşılık bilanço değeri sıfıra yakın olan futbolcu portföyümüz 160 milyon dolara çıkmıştır. stadın onarım ve eksikleri tamamlanmış, kalamış tesisleri yeniden inşa edilmiş, taç spor tesisleri de kulübe kazandırılmıştır. bütün bunlar yapılırken galatasaray'ın hiçbir gayrimenkul veya benzeri varlığı satılmamıştır. bahsedilen 1 milyar dolarlık harcama tam bir hayal ürünüdür. bütün harcamalar genel kurulun onayladığı bütçeler dahilinde yapılmıştır. bu sebeple de 4 ayrı genel kuruldan da mali ve idari olarak bütün karalama kampanyalarına rağmen büyük bir çoğunlukla ibra edilerek onur ile çıkılmıştır. keşke galatasaray gibi büyük bir kulübe başkan olma şansını yakalamış ama bunun altında ezilmiş olan bu şahsa da aynı onur nasip olsa idi. belki o zaman bu hezeyan ve iftiralardan bizler de nasibimizi almış olmazdık."

    "kimseye başkan adayı olması için rica edilmez ve şimdiki başkan da iş başına bu şekilde gelmiştir. ben 2011 de ne kadar borç devraldıysam, şimdiki yönetim de benden 2014 yılı sonu itibariyle aşağı yukarı bu kadar borcu devralmıştır. ancak benden daha şanslı olarak aynı anda güçlü bir oyuncu portföyünü, pırıl pırıl bir marka değerini ve her branşta sayısız şampiyonluk ile kupayı kucaklarında hazır bulmuşlardır"

    "biz 2011-2015 döneminde galatasaray'ın başarısı için ne kadar para harcadıysak, bunun tamamını gece gündüz çalışıp kendimiz ürettik. ne kulübün ne de başkasının bir varlığını harcamadık. sorunlarımıza bahane aramadık"

    "bana kimse, bir önceki başkana yapıldığı gibi, genel kurulda veya divan kurulunda, 'lütfen istifa et, kulübün yakasından düş' diye yalvarmadı. tersine herkes, 'kal, gitme' diye ricacı oldu"

    "ben dahil, gelmiş geçmiş bütün başkanlar, gerektiğinde hiç reklamını yapmadan kulüplerine mali destek sağlamış, kefil olmuştur. ancak hiçbir başkan bunu dillendirip, kulübünün önüne geçmeye çalışmamıştır. bu görevin olmazsa olmazı, başarıya giden şartları bahane üretmeden oluşturabilmektir. bunun aksi, aczi itiraftır. galatasaray'ın en başarılı, şerefli devrini, kıskançlık ve yetersizlik hisleri ile kirletmeye teşebbüs etmek, özellikle bu teşebbüs galatasaray'a en karanlık dönemini yaşatmış kişiler tarafından yapılıyorsa, güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak kadar beyhude bir gayrettir."

    --- alıntı ---
  • 7568
    birileri ünal aysal'ın tekrar başkan olabileceği korkusu ile saldırıyor. talimatlar doğrultusunda ismini lekelemeye taraftar ve kulüp üyelerinin önüne atmaya çalışıyor. ama yemezler ! ünal aysal iyi niyetinin kurbanı olmuş, yaptıkları, kazandırdıkları, yaşattıkları ve vizyonuyla geçmişten bugüne efsane bir başkandır ! ister sevin ister sevmeyin ! ama bir gün olur da ünal başkan yeniden dönerse kaldığı yerden daha tecrübeli daha güçlü daha sağlam döner. birilerini de tarihe gömer.
  • 7572
    "galatasaray kulübü'nün 33. ve ibra olmamış tek başkanının röportajı..."

    şuna çok güldüm. açıklamasına bu cümle ile başlıyor sayın başkan. ya galatasaray'dan uzak ya da eğlenme peşinde. adnan polat'ı seversin sevmezsin başka bir konu. bir eski başkandan başka bir eski başkana ithamda bulunulduğundan dolayı cevap vermek tabi ki hakkı ve hatta vermeli. bana göre adnan polat'ın gördüğü bildiği şeyleri söylemesi, ünal aysal'ın da kendini savunması elzem. çok kapalı bir dönem bu dönem. aydınlatılması gerekiyor.

    ama ibra olmamış tek başkan deyip o oylamanın amacını saptırmasın kimse. adnan polat'tan rahatsız olan ve ünal aysal'ı başkanlığa getiren (bana göre işler karışıyor diye uyaran ve ünal aysal'ın gitmesini sağlayan da) kişiler, abiler ,ne derseniz artık, galatasaray tarihinde ilk ve tek bir şeye imza ataraktan yönetimsel ibra diye bir şey uydurdular. adnan polat'ı koltuğundan edip, ünal aysal'ı oturttular.

    hiç kimse de gidip adnan polat'a dava açmadı. açamazdılar zira. başkanı indirmek için yapılan ve herkesin yediği bir oyundu bu. ama adnan polat hakkını aradı ve kazandı. ibra işleminin mali ve idari olarak ayrılamayacağı ortaya çıktı. şunu unutmasın sayın başkan adnan polat'ın elinde yönetimi düşürüp galatasaray başına tekrardan geçme gücü vardı, bu hak onda saklıydı kullanmadı... hatırlatayım...

    sayın başkan sizin abileriniz, ablalarınız, devredaşlarınız hiç çekinmeden, utanmadan sırf aynı yatakhanede uyudu diye başkaları için el kaldırırken liseli ırkçılığı ile adanan polat'ı aşağılık bir şekilde komlo ile ibra etmediler. bunu unutmayınız.

    tekrar ediyorum... sevilir, sevilmez... başarılıdır, değildir ben bunu tartışmıyorum. ama kimsenin böyle bir terbiyesizliği yapmaya ve galatasaray'a kara leke sürmeye hakkı yok. bizim çok adil taraftarımızda sırf sevmediği için bu lekeyi allayıp pullayıp, çiçeklerle güzelleştirmeye çalışıyor.

    not: dikkat edin konuşmanın geri kalan kısmını inceleyemedim bile.
  • 7575
    adnan polat'a ibra olmamış başkan demiş eski başkanımız. yalnız atladığı bir konu var adnan polat idari yönden ibra olmadı. mali ibrası yapıldı. yani kulübü ekonomik olarak kötü yönetti diye bir algı olmamalı.

    kendisi ise 2015 mali genel kurulda aşağı yukarı %65 e % 35 lik bir oy çokluğu ile mali yönden ibra oldu. o kongre biraz daha agresif olsaydı kendisi de ibra olmayacaktı. hatta o günlerde ibra edilirsem basketbola sponsor olacağım gibi söylentiler yaymıştı ama ibra olduktan sonra bu sözler unutuldu.

    beğenmediği adnan polat kulübü ekonomik açıdan kendisinden çok daha iyi yönetmiştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın