resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 6677
    yarim biraktigi isi tamamlamasi icin desteklenmesi gereken, secilmesini istedigim eski baskanimiz. derhal gorevine donup tam olarak sikertemedigi ekonomimizin iflas bayragi cekmesini saglamali. sonra da kulubu kayyuma falan devredip belcika tatiline kaldigi yerden devam eder.

    "kal bu sene, kal bu sene, girilecek çok borç var bu sene." diye seslenmek istiyorum kendisine <3
  • 6679
    başladığı işi yarıda bıraktı. zorluklara göğüs germek yerine gitmeyi seçti. kaçtı demem, saçma olur ama gitmeyi tercih etti diyebilirim.

    daha geçen ay başkanlığa aday olmasının mümkün olmadığını söylüyordu. ibra edilir edilmez yine adaylık düşünmesi tipik türk kurnazlığı gibi geldi bana.

    kaldı ki onca set çekildi bu kulübün önüne, geldiğinde aynen devam edecek bu durum. yine nefes aldırmayacaklar galatasaraya. bunu bile bile niye tekrar niyetleniyor, anlamadım doğrusu. hem de camiadan yeterli desteği alamadığını, arkadan hançerlendiğini söyledikten sonra. cumbaba karşı, hükümet karşı, muhalefet karşı, tff karşı, camia sırtından bıçaklamış, taraftarın yarısı terimci olduğundan dolayı karşı... neye dayanarak tekrar aday olacak?

    jurgen klopp haberine inanmak istemesem de aysaldaki isim takıntısı malumumuz. prandellide yaşadığı sıkıntının aynısını yaşamayı nasıl tekrar göze alır bilemedim. hamza hocayı harcayıp yine ne olacağı belirsiz bir hesabın içine girmek gibi bir niyeti varsa adaylığı daha da vahim olur.

    vehmetmekten başka yol bırakmıyor kendisi. umarım adaylık gibi bir düşüncesi yoktur tekrar. bir kere gitmişsen bırak orda kalsın o iş. başkanlığı bıraktığı güne kadar, hatta sonrasında dahi kendisini desteklemiş ve arkasında durmuş biri olarak, tekrar aday olması benim gözümde sadece onun seviyesini düşürecektir. hiç gerek yok bu atraksiyonlara başkan.
  • 6680
    galatasaray kendisi için bir nimetti, değerini bilmedi. daha da başkan falan olmaması gerek. fatih terim'i kulübün kapısına dahi yaklaştırılmamasını gerektiğini ileri sürenlerce bizim için bir nimet olduğu söylenmektedir. bir başkan bulunamıyorsa bu galatasaray'ın ve o lanet olası lisenin suçudur. sorun zaten sadece terim mevzusu değil, yeni yönetim ile birlikte bir buçuk sene içerisinde kulübün içine etti. sonra da kaçtı. şimdi tekrar başkan olmamı istiyorlar yea dayanamıcam ayaklarına yatması ne kadar iki yüzlü biri olduğunun açık göstergesi.

    yine yabancı teknik direktörlerle takımın ebesini belleyecektir. nitekim takımın ebesini tanıyacak kadar yaşlı zaten, belki de bellemiştir :(

    not: bellemek=tanımak, bilmek, öğrenmek, akılda tutmak.
  • 6683
    sikecilere karsi tutumunu begenen arkadaslara tek bir soru sormak istiyorum cevaplarini onlar saten biliyorlar.

    ayni durumu gs yasasaydi aziz yildirim gs'a ne yapardi ?

    cevap belli, aysalin yaptiklari ortada tesekkurler biz almayalim. biz adnan ozturk gibi dir dir konusan adam da lazim degil, aysal gibi goz boyayan adam da,

    icraat lazim icraat.

    (cem uzan secim kampanyasi gibi oldu)*
  • 6685
    başkan olmasını tek sebeple isterim. yarım bıraktığı işi dönüp tamamlayacak. yeni yönetim tek kuruş harcamadı. yani ünal aysal döndüğünde hemen hemen bıraktığını bulacak. ya sıçıp batıracak ya da yükselecek böylece hakkındaki soru işaretleri de ortadan kalkacak. destekçileri bırakmasaydı şöyle iyi böyle iyi olacaktı demeyecek, muhalifleri de kendisini daha sağlıklı biçimde değerlendirecek. ama bu sefer işi daha zor kesin olan bu.
  • 6686
    geçen gün burada cezalı olduğum dönemde söyle birşey yazmıştım eski başkanımız hakkında.

    ---alıntı---

    ayni senaryolari monserler faruk suren'e de uygulamislardi. kulube katki olarak verecekleri hicbiseyi olmayan bu liseciler ali tanriyar, alp yalman ve faruk suren sayesinde galatasarayin citayi yükseltip avrupanin zirvesine cikmasiyla liseciler büyük bir hoooop çektiler. sonuçta kulübün anayasasina göre kulüp onlarìn.

    tabi bu lisecilerin egemen oldugu dönemde 2. fatih terim dönemi de yasandi hani 50 tane transfer yapip basarisiz oldugumuz dönem. yani her basari yada basarisizligi fatih terime baglamanin da yanlis oldugu taa o zaman ögrenmistik.

    neyse ünal aysal bu liseci dönemden sonra çok büyük bir is hayati tecrübesini de kullanarak galatasaraya uzun yillardir özledigimiz avrupa basarilarini ve heyacanini bize tekrar yasatti.

    simdi ne diyor liseciler sürekli bok atiyorlar ünal aysal a. gencken arkadaslariyla prof. ali uras in odasini basip sen baskan olamazsin çünkü galatasaray lisesi mezunu degilsin diyen rahmetli özhan canaydin'a muhalefet ettiklerini gördünüz mü? varsa yoksa faruk süren ünal aysal. hadi lisecileri anlarim sacma sapan kulüp tüzügünü korumaya calisiyorlar ipleri ellerinde tutarak.

    peki diger galatasaraylilar? yani liseden olmayan gercek galatasaraylilar bu kadar saf olmayin, yatacak yeriniz yok!

    ---alıntı---
  • 6689
    çok basitçe anlatmaya çalışıyorum.

    şimdi konuştuğumuz kişi galatasaray spor kulübü derneği eski başkanıdır.

    peki galatasaray spor kulübü derneği nedir? galatasaray lisesinin mezunlar derneğidir. diyeceksiniz ki galatasaray lisesinden olmayanlar var. evet bir şekilde başkan kontenjanından girmiş çok küçük bir o kadar da istekli bir azınlık. galatasaray lisesinin başka bir mezunlar derneği yok zaten. inanabiliyor musunuz türkiye’nin en iyi lisesinin bir mezunlar derneği olmadığına!

    peki kimdir bu azınlık, bu azınlık eski başkanların kişisel tercihleri doğrultusunda dışarıdan üye yapılmış kişiler. mesela turgay demirel, mesela nihat doğan, mesela abdurrahim albayrak, mesela faruk süren vs.

    dediğim gibi mezunlar derneğine bir şekilde bazı üyelerin isteğiyle eklemlenmiş kişiler.

    aralarında hali hazırda üyelere kıyasla aşırı galatasaray sevdalısı insanlar oldukları için birçok da başkan ve yönetici çıkardılar, örneğin

    ali tanriyar, alp yalman, faruk suren, abdurrahim albayrak vs. gibi.

    konu bu insanların süper yada çok kötü olması değil, konu mezunlar derneğine birilerinin isteğiyle katılmış olmaları. ama bu insanlar kulübün zencileri aynı bizler gibi. mesela faruk suren kadar creme de la creme değildir belki hiçbiri ama sonuçta kulüp onların olduğu için o bile bizim gibi zenci.

    bunları ayrımcılık olsun diye demiyorum, nasıl anayasal olarak 70'lere kadar amerika’da zenciler 2. sınıf vatandaştı, galatasaray’da biz 2. bile değil 5. sınıf vatandaşız. durum bu.

    şimdi bizim kongrenin, yönetimlerin, yönetim kurullarının her yeri galatasaray liseli, yani mezunlar derneğinden bahsediyoruz. o yüzden yok sedat bunu dedi inan şunu yaptı diyerek hiç bir bok ispatlamış olmazsınız. bu sadece yapıyı idrak edemediğinizi gösterir. galatasaray lisesi mezunu olmayan başkanların bile döneminde yönetim kurullarının %80'i galatasaray lisesi mezunuydu, bu adnan polat için de böyleydi alp yalman içinde, vs.

    divan kurulunun bu statükoyu koruyacak en önemli yapı. mesela bu yapıdan bahsetmek bile benim açımdan yeterlidir. allah aşkına %85 i mezun olan bir yapıda bir başkanın liseci olmadığını nasıl ispatlamasını bekliyorsunuz?

    ha bu arada uzun süre başkanlık işlerini liseden olmayanlara yaptırıyorlardı, nasıl olsa ipler ellerinde olduğu için. yani lisenin istemediği hiçbir şey zaten ne yönetimden ne kongreden geçemez. ne zaman uefa kupası geldi, o zaman lisecilerin ilgisi de tekrar arttı ve artık vitrine kendileri çıkmak istediler.
    galatasaray lisesi mezunlarının hepsi kesinlikle liseci değil ve bizim de bir şekilde statükoyu korumaya çalışanları değil (küçük olsun bizim olsun) galatasaray’ı avrupa’da ilk 10 kulüp arasına sokacak başkanları desteklememiz gerektiğini düşünüyorum.

    dikkat edin lisecilerin yasaklı konuları olur onla ilgili kesinlikle konuşulmaz. yarsuvat’ın fenere kurulan paralel komplosu iddiasından bile pek bahsedilmedi camia içerisinde, daha böyle ne bombalar patladı mezunlar derneğinde çoğu saman altı ediliyor. mesela bratu transferi romanya mahkemelerince somut delillerle galatasaray içerisinde birilerinin çok feci para yediği tescillendi.

    kim soruyor bunu camiada? lafa gelince fikri hür vicdanı hür, ulan hiç mi sevmiyorsunuz sporu, futbolu? bizim tutkumuzun %10'u var mı sizde bu renklere karşı? sadece sosyal bir eğlence yapacaksınız diye kendi aranızda, milyonlarca insanın duygularıyla oynayarak nasıl gece yattığınızda rahat uyuyabiliyorsunuz?
  • 6690
    http://www.haberturk.com/...0077-ezik-olan-aysal

    ezik demiş miş aysal öncesi için.. avrupa ligine bile katılamayan bir galatasaray vardı.. ya basketbolu kaç insan takip ediyordu ? voleybolu ne bileyim başka şubeleri.. insanlar vicdansız birde kör hakikaten kör.

    canaydın seçim propogandasına 10 yılda 7 şampiyonluk 3 şampiyonlar ligi kupası felan gibi şeyler vaad etmişti.. keza polat ise galatasaray'ın 2 katı borçlandırdı.. aysal sadece başarı dedi.. adam gayet başarılıydı.. hatalarını savunacak değilim ancak.. ezik dediğide gayet normaldir çünkü acı gerçekte odur. aysal seçime adam akılı insanlar ile girerse.. öztürk felan hava gazı kalır.

    edit: sadece sportif konusu bu.. mali konusuna gelince markamız gerçekten hak ettiği değerde az ama olsun daha yükseklere daha iyi yerlere gelebilir.. bunuda aysal yapmadı mı.. adam sanki borcu kendisi yapmış.
  • 6691
    galatasaray spor kulübü tarihinin en çok oy alarak seçilen başkanıdır. 2998 oy almıştı ilk girdiği seçimde. karşısında turgay kıran ve mehmet helvacı olmasına rağmen toplamda 2998 geçerli oy almıştı. ilk dönemindeki yönetim kurulu listesi ise gerçekten bu kulübü yıllardır tanıyan belki de bireysel olarak başkan adayı olsalar seçilebilecek insanlarla doluydu. örnek vermek gerekirse ; adnan öztürk, ali dürüst, refik arkan gibi. yıllardır kulübün ve futbolun içinde değişik görevlerde bulunmuş insanlar da bulunmaktaydı listede. bu yönetim galatasaray'ın kurtuluş formülü olarak görülmekteydi. ünal aysal futboldan uzak bir başkandı ilk geldiğinde ama yönetim kurulu bu konuda gayet tecrübeli insanlardan oluşmaktaydı ve bu boşluğu rahatlıkla doldurabilecek isimlerdi. ünal aysal şirket yönetmek gibi bir planla şirketleşen galatasaray'ı düzlüğe çıkarmak niyetindeydi. ancak o da daha sonradan gördü ki sportif başarı gelmesi adına yapılan yatırım getirisinden gerçekten de daha çok maliyete sebep oluyordu. holdinge çalışan almak gibi bir durum değildi ne yazık ki futbolcu transfer etmek. tabi bu dönemlerde devletin ve federasyonun önümüze koyduğu engeller de kulübü mali açıdan zorladı. çatı olayı, arena metrosunun açılması, vergi borcu, spk'nın sermaye arttırımına itirazı, playoff sistemi ile şampiyon olmamızı engellemeye çalışmak, dünyada eşine rastlanmayan yabancı kuralı gibi.

    ünal aysal öncelikli olarak sportif başarı için yatırım yapmayı uygun gördü çünkü adnan polat döneminin son demlerinde düşüşe geçen galatasaray'ın tekrar ayağa kalkma planıydı bu başkan ve kurulu. buradan gelecek gelir ile borçlar azalacak ya da kontrol altına alınacaktı. galatasaray başarılı oldukça marka değeri artacak, yapılacak olan sponsor ve reklam anlaşmalarındaki gelirler de buna bağlı olarak büyüyecekti. keza tribünlere ve galatasaray store satışlarına da yansıyacaktı bu başarılar. sneijder ve drogba isimleri bu adımların birer kanıtıdır; marka değerini yükseltmek ve kulübü çekici kılmak adına. baktığınızda kağıt üzerinde gerçekten son derece ideal bir plandır bu. ancak gerçek hayat hiç de öyle bir yol çizmedi yönetime. nitekim; kulübün gelirleri gerçek anlamda artmıştı ancak yatırımın da külfeti giderlere yansımıştı ve başkanın şahsi egosu yüzünden birçok yönetici küstürüldü bu sırada kulübe. ünal aysal ikinci seçimle beraber yalnız kalmıştı daha yeni adapte olduğu futbol uğraşında. bunu kendi istedi ama daha sonradan farketti ki yalnız kalmak aslında onu da tüketmişti. işlerini çıkmaza sokmuştu. daha sonra da yalnız kalmaktan şikayet ederek, rayına sokmaya çalıştığı ama artıya çıkaramadığı kulüp kasasını ve koltuğunu bırakma kararı aldı.

    yaşattığı sportif başarılar için kendisine teşekkür ederim. vizyonumuzu genişletmiş ve misyonumuza da sadık kalmıştır. keşke ekonomik anlamda da güzel işler başarabilseydi de efsane başkan olarak kendi adını anabilseydik.

    amacım objektif yaklaşıp olayları tek entry'de anlatabilmekti. umarım başarmışımdır.
  • 6693
    çok yanlışları olmuştur, yapmaması gereken şeyler yapmıştır fakat ünal aysal, kimsenin taşın altına elini sokmak istemediği, ateşten gömleği bırakın giymek, ona dokunmaya korktuğu bir dönemde taşın altına elini sokmuş ve ateşten gömleği giymiştir. bu yüzden ben kendisine çok kızamıyorum. ha sonraki dönemlerde yaptığı yanlışlar, doğruları geçti maalesef. maddi manevi zarara uğradık. yine de bu, kendisine vefasızlık yapmamız, kötü anmamız anlamına gelmez.
  • 6696
    http://www.ntvspor.net/...ostlugumuzu-zedeledi

    bir galatasaray mensubu rakipleri tarafından sevilmiyorsa, bilinmeli ki; o kişi galatasaray için faydalı biridir. aday olacak, olmayacak ya da olmalı, olmamalı gibi keskin bir bilgim veyahut bir düşüncem yok. tekrar aday olma ihtimali çok düşük bence. medyada yazılanlar ve çizilenler tamamen reyting amaçlı hayali haberler gibi. fakat dikkatimi çeken bir galatasaray kariyeri var kendisinin. ilk iki yılı; yani ilk yönetimi ile yaptıkları bana tam olarak birinci fatih terim dönemi'ni, sonraki bir buçuk yılı ve yeni yönetimi ile yaptıkları ise tam tamına ikinci fatih terim dönemi'ni hatırlatıyor. geçen süre zarfında yaptığı hatalardan ders aldıysa ve de kendisini bir profesyonel gibi görmeyi bırakıp galatasaraylı ünal aysal olduğunu iddia ediyorsa ve de tecrübesini konuşturup bize üçüncü fatih terim dönemi'ne benzer bir dönem yaşatacaksa; kesinlikle gelsin. aksi takdirde yeni bir adaya şans vermek daha mantıklı. (bkz: aslolan galatasaray'dır)

    edit: ekleme
  • 6698
    inci sözlük'te derin galatasaray'ı anlatıyorum piçler başlığının reisi lucius licinius lucullus nickli yazarın zamanında kendisi hakkında yazdığı öngörülerin sözlükçe okunulmasını önerdiğim eski başkan. gelinen nokta itibariyle o piç yine haklı çıktı diye düşünüyorum. aysal'dan sonra kulüp belini doğrultamadı.

    not: aysal'cıyım.

    derken link vermek için tekrar girip bakayım dedim adam yeni şeyler de yazmış.

    http://www.incisozluk.com.tr/...orum-pi%C3%A7ler/88/

    edit: hala okumayan varsa mevzubahis başlığı kesinlikle baştan sona okumalı. yer yer sağlam mizahıyla acayip sürüklüyor. bir çırpıda okunur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın