• 1152
    tff başkanı, aynı zamanda fenerbahçe eski 2. başkanı nihat özdemir.
    türk futbolunun belirleyicisi, siyasetin 1 numaralı adamı, şeytan* denen adam fenerbahçeli.
    pfdk, mhk gibi kurumların üyelerinin yüzde sekseni fenerbahçeli.
    ekranlardaki yorumcuların alayı fenere çalışan, ali koç hayranı kimselerdir. spor gazetelerinde çalışan, sözüm ona köşe yazarları olan satılık kalemler var.

    sonra da türk futbolu değil mi?

    alın başınıza çalın o futbolu.
  • 1154
    dün akşam oynanan 23 aralık 2020 fenerbahçe başakşehir maçı ve sonrasından yaşananlarla birlikte bence artık dibi görmüştür.

    -öncelikle takımların rekabet başlığı altında taraftarlarını konsolide etmek ve kutuplaştırmak adına izledikleri tutumları beğenmiyorum. türk futbolu belkide son 30 yılın en kötü dönemini geçiriyor, 2 yıl sonra şampiyon olan takım ş.ligine direkt gidemeyecek, şu an türk futbolundan ön elemeyi geçip gruplara kalabilecek olan bir takım olmadığına göre artık ş.ligi arenası yani çok büyük bir gelir kapasından muaf olacağız. uzun yıllardır lig şampiyonluğunun asıl amacı ş.ligine direkt gitmekti bu gerçekleşmeyecekse şampiyonluk sadece bir istatistikten ibaret olacak. takım gelirleri açısından şampiyon ile 2. arasında çok büyük bir gelir uçurumu yok.

    -sorunumuz sağlıksız alt yapı, kötü yöneticiler, gelişime kapalı sporcular, avrupa'yı takip etmeyen hocalar ve güvenini çoktan yitirmiş tff ve alt kurullardır. kulüp yöneticileri saha içinde ve saha dışında ki başarısızlıklarını örtmek için yıllardır çeşitli yan yollara sapıyorlar. bu bazen şike yapmak oluyor, bazen sosyal medya savaşları oluyor, bazen transfer çalımı adı altında fahiş transferler oluyor ama sonunda hepsi keyif alarak izlediğimiz bir organizasyonu üzerine toprak atıyor.

    -dün akşam oynanan maçta büyük bir hakem faciası yaşanmıştır. forumlarda ve twiterda bile fenerbahçe taraftarının lehlerine olan hakem kararına tepki gösterdiklerini gördüm. fenerbahçe'nin haksız şekilde aldığı galibiyet oyunlarını yüceltmeyeceği gibi tüm spor camiasının tepkisini üzerine çekecekti. bana kalırsa kulübümüz şu aşamada gereksiz topa girmemeli ve sahada ki rezaletin konuşulmasını sağlamalıydı. dün gece yaşanan twit savaşlarından sonra bir an'da futbol gündemi saha içini unutarak saha dışına yöneldi, haksız hakem hatasından yakınan fenerliler kulüplerinin safında yer aldı.
    (bana kalırsa başkan haftalık basın toplantısında bunu dile getirse daha sağlıklı olurdu)

    -bu yaşadığımız kaos ne ilk ne de son maalesef. bugün atılan twite taraftarımız sevinirken, yarın rakip takım taraftarları seviniyor. nasıl ki ülkeyi yönetenler fakirlik ve işsizlik yerine başka gündemlerle halkın dikkatini dağıtıyorsa kulüp başkanları da aynı şekilde başarısızlıklarını böyle örtüyorlar.

    haklı yahut haksız tartışmasına girmeyeceğim, türk futbolu maalesef üzücü bir şekilde son nefesini vermiştlr. aklı başında olan taraftarların sükünetini koruyup kulüplerini kaosa sürükleyen kişilerden hesap sormalarının zamanı gelmiştir.

    yöneticiler taraftar gibi hareket edemez. yaptıkları işin sebep ve sonuçlarını düşünerek hareket etmek zorundadırlar. umarım futbolumuz en kısa zamanda düzlüğe çıkar.
  • 1155
    sonsuz bir kısır döngüden ibaret olan ömür törpüsü. en iyisi "berbat" olan yöneticiler, idareciler, antrenörler, futbolcular, hakemler müthiş bir süratle ve sonsuz bir devinimle değişip duruyor. ortalamanın üstü yönetici-idareci-antrenör-futbolcu grubu dörtlüsünün denk geldiği birkaç istisna da işte bu dandik ekolün yarım kalmış kahramanlık öykülerini oluşturuyor...

    gerisi alabildiğine vasatlık, alabildiğine bayağılık, gözünün görebildiği yere kadar kötülük...
  • 1156
    insanların kafa yapısı değişmediği, ufku genişlemediği sürece gelişmeyecek olandır. artık genç oyuncuların kendini yetiştirmesini bireysel başarı olarak görmekteyim. türk futbolunun yetiştirdiği yetenek ibaresini de doğru bulmuyorum. genç oyuncularımız bir çoğu fedakarlıklar yaparak bir yerlere gelmeye çalışıyorlar. bu bireysel çabadır. türk futbolunun sunduğu imkanları kullanmak değildir.
  • 1157
    kurtuluşu için durust insanlar gerekir. 23 aralık 2020 günü oynanan fenerbahçe başakşehir maçından sonra, fenerbahçeli yöneticiler, futbolcular ve teknik direktörü, maça önce hakemle başlayıp, hakemin kötü yonetimini yerden yere vursalardi, bugün haklı duruma gecerlerdi. hakem gustavo'ya kırmızı kart vermediği için şanslıydık deselerdi bile yeterdi. ikincisi, sana göre bana göre olan pozisyonları anlarım, ama gustavo'nun pozisyonu gibi, pozisyonlarda hakem izlemesine rağmen kırmızı göstermiyorsa ya da net hatalı kararları duzeltmiyorsa, maçtan iki gün sonra çıkıp, o kararı neden verdiğini açıklamalıdır. bizde hakemin açıklamalarından, hakemin iyi niyetli beceriksiz bir hakem mi, yoksa kötü niyetli bir eyyamci olup olmadığına karar verelim.
  • 1161
    bitmiş okeye dönüyor. milli takım büyük potansiyelli kadrosuna rağmen küme düşüyor, klüpler borç batağında debelenmeye çalışıyor, avrupaya giden eli boş geri geliyor. bu gidişle beğenmediğimiz kıbrıs uefa sıralamasında bizim üzerimize çıkacak. yaşanan bir dünya meseleye rağmen federasyon süreci iyi yönetemedi, rezil rüsva durumdalar. insanların tek eğlencesi futbol artık bitik durumda zaten insanlar evine götürebileceği ekmeğin, geçimin derdine düşmüş. ülkenin büyük bir çoğunluğu türk futbolunu düşündüğü felan yok, tek eğlencemiz olan futbol bu bataklığın içinde yok oluyor, ölüyor. allah sonumuzu hayır etsin.
  • 1164
    (bkz: 28 aralık 2020 beşiktaş sivasspor maçı)
    (bkz: 23 aralık 2020 fenerbahçe başakşehir maçı)
    (bkz: 26 aralık 2020 trabzonspor galatasaray maçı)
    bu maçlardan sonra türk futboluna ısrarla unutturmamız gereken maç bunlar. trabzonspor maçında da verilmeyen penaltı ve kırmızı kartı da ekleyin.

    aldığımız şampiyonluklara inatla leke sıçratmaya çalışanlara bu gerçek lekelerini unutturmayalım. rezil olduklarını her seferinde bu maçlarda yüzlerine vuralım.
  • 1166
    bu ülkenin sosyal ve kültürel alanda içi boşaltılan her şeyi gibi içi tamamen bir çöplük haline getirildi. bu tesadüf değil, planlı bir eylem.

    insanların stres atmak için izlediği, gönülden sevdikleri takımlarıyla vakit geçirdikleri güzel anlar ellerinden alındı, tamamen sinir harbine, vicdan muhasebesine dönüştürüldü. bu şartlarda maçların ve ligin seyrini değiştiren saha içi ve dışı olayların insani hatalar olduğunu ve tesadüf olduğunu düşünen kişiler objektif değil polyanna’dır maalesef.

    bu ülkenin saf ve temiz eğlenceleri vardı. hepsini elimizden aldıkları gibi futbola da telafisi olmayan hasarlar verdiler. sosyal medya, yazılı ve görsel medya figürleri bu işin ekmeğine yağ sürdü. bazıları paralı asker olarak, bazıları da “başarı için her yol mübah” düsturuyla.

    ne yazık ki bu süreçte en çok haksızlığa uğrayan kulüp galatasaray oldu ve bu işler en çok bizim taraftar üzerinde infial yarattı.

    rakiplerin galatasaray’ı yakalamak yerine onu aşağıya çekme zihniyeti ve oluşturdukları iğrenç algılara taraftarları ortak oldu. zaten algı ve slogan cumhuriyetine dönen “yeni” ülkemizde “yeni bir şampiyon” bile çıktı.

    dürüstçe savaşmak yerine algı yapmak, ağlamak, emek hırsızlığı, pişkinlik normalleşti. eminim kapalı kapılar ardında malum kişiler ‘bugün de iyi ağladık’ diye espriler yapıyordur birbirlerine.

    türk futbolu geri dönülmez bir çukura sürükleniyor. şuan işlerine geldiği için gerçek resmi görmeden ezbere şekilde galatasaray’a saldıran rakip takım taraftarları da, yöneticileri, hocaları, topçuları kadar bu işte kabahatli olmaya başladı. olay taraftarlıktan çıktı ve kötü bir kutuplaşmaya gidiyor.

    evet her zaman tartışmalar, şaibeler hatta şike oldu türk futbolunda. ama hiçbir zaman bu kadar umutsuz bir hale düşmemişti.

    edit: imla
  • 1167
    son zamanlarda sıkça dillendirilen, ülkece 20 sene geriye gittik yorumununu, ülke futbolu için de yapabiliriz.

    hani futbol kalitesi, futbolcu kalitesi fln giderek düşüyor da sahaları nasıl her sene daha da kötü oluyor anlayamıyorum.

    malatyadaki sahanın hali ne öyle ya, nasıl izin verilir orada maç oynanmasına!

    (bkz: 12 ocak 2021 yeni malatyaspor galatasaray maçı)
  • 1169
    bu son zamanlar bir tek ben mi inanılmaz kusma noktasına geldim bilmiyorum ancak türk futbolu olmadığı kadar karanlık.
    birbirine hakaret edip terörist ilan eden taraftar grupları, arkadan çevrilen transfer oyunları, bariz hakem hataları, takıma göre şekil değiştiren yorumcular, hissedar federasyon başkanı, yabancı sınırı vs derken içime bir daralma geliyor.

    tek katlanma sebebim içinde galatasaray'ın olması ve sezon sonu bunlara haddini bildirmesini zevkle izlemek.
  • 1170
    bu sezon başta olmak üzere son bir kaç yıldır sahadan çok dışarıda oynanıyor.

    şöyle ki, özellikle ali koç'un başkanlığından sonra saha dışında çeşitli algı yaratılarak oynanıyor.

    bundaki en büyük silah sosyal medya ve spor basını.

    aklıma ilk olarak gelen biraz eski bir örnek, felipe melo geçmiş tff başkanıyla ilgili tiviti retweet yaptığı için inanılmaz saçma şekilde ceza aldı.

    en yeni örneği ise arda turan. neden ceza aldığını hepimiz biliyoruz.

    ve dün akşam oynanan 10 şubat 2021 galatasaray alanyaspor maçından sonra marcao'nun üzerinden oluşturulan baskı. adam çıkıp açıklama yapmak zorunda kaldı. bundan sonra gözler hep üzerinde olacak.

    biraz geçmişe gidince beinsport, hande sümertaş, oğulcan çağlayan olayları, fatih terim'in aldığı cezalar, bizim adamların kaç maç ceza alacağının tvler de konuşulması, hakemler üzerinde oluşturulan baskı...

    aklıma ilk gelenler bunlar ama eminim çok daha fazlası vardır.

    bizim halkla ilişkiler'de bu yapılanlara propaganda, lobicilik, algı yönetimi, kanaat oluşturma, kamuoyu oluşturma denilir.

    çeşitli kitle iletişim araçları ve kanaat önderleri ile bunları kolaylıkla yapabilirsiniz.

    ali koç rakibin başına geçtiğinden beri, başta fenerbahçe olmak üzere rakiplerimiz gücü yetebildiği kadarıyla bunu silah olarak kullanabiliyorlar.

    sürekli olarak kendi başarısızlıklarını, bizim de başarız olmamazı sağlayarak ört bas etmeye gayret gösteriyorlar.

    özellikle twitter'da gündem oluşturup kendilerine yakın olan karar alıcı ve uygulayıcıları etkiliyorlar. ilk ok genelde "tarafsız" diye yıllardır ortalıkta spor yorumculuğu yapan sözde kanaat önderlerinden çıkıyor, ondan sonra sosyal medyada korona virüs gibi yayılıyor.

    arkadaşlar, saha içinde başarılı oluruz, olamayız bir şey diyemem. her sene şampiyon olacağız diye bir kaide yok. oyun bu. eminim hepimiz "saha içi ve saha dışı eşit şartlarda çıkalım mücadelemizi gösterelim" diyoruzdur.

    ama son yıllarda yukarıda anlatmaya çalıştığım "operasyonlar ve operasyon şekilleri" yüzünden ülkemizde futbol farklı oynanmaya başladı.

    gördüğüm kadarıyla biz ve beşiktaş bu konuda pasif kaldık, olanları gözardı ediyoruz, sesimizi çıkaramıyoruz.

    beşiktaş'a bir şey diyemem ama biz bu yarışın içinde olup kıran kırana mücadele edeceksek ya bu düzene dur demeliyiz ya da onlar gibi çalışıp kamuoyu yaratmalıyız.

    son arda ve marcao olaylarından sonra böyle boş boş oturarak bu yarışı bitiremeyeceğimizi anladım.

    yönetim bu konuda bir şeyler yapmalı artık.

    yazdıklarıma katılmıyor ve inanmıyorsanız hepimize geçmiş olsun.

    fatih hoca bunu organize ama amatör kötülük olarak anlatmıştı, bence artık amatör değil, profesyonel oldular.
  • 1171
    rezalet durumdadır, içindeki tek umut vadeden şey galatasaray'dır.

    galatasaray üşümesin diyenlere şunu söylemek istiyorum, keşke maç saatini değiştirmeselerdi.

    (bkz: 14 şubat 2021 galatasaray kasımpaşa maçı)

    o maç 19:00'da oynansaydı, oynanamazdı. o hava koşullarında maçın ertelenmesinden başka bir ihtimal kalmazdı. ki zaten 16:00'da oynanması dahi rezalet de, hadi bi şey demeyelim.

    ertelenseydi ise, galatasaray kasımpaşa takımına normal bir hava/zeminde fark atardı. hepiniz biliyorsunuz bunu :)

    bu yüzden hiç boşuna algı kasmayın. yaptığınız haksızlıklar bir yere varmayınca kuduruyorsunuz. önce bu maçın o sahada oynanması rezaletini konuşun samimiyseniz.

    haftalardır üste çıkmak için bir bahane buluyorlar. fenerbahçe maçında bariz ofsaytı ofsayt yok diye niteleyenler, mesela donk'a yapılan penaltıyı, serdar aziz'in kart görmemesini bi konuşsun önce. sonra desin ki ofsayt da tartışılır, konuşalım. konuşacak bi şey olmasa bile.

    ne güzel dünya. hem her türlü pisliği yap, sonra olmayan penaltıdan, bariz ofsayttan galatasaray kollanıyor algısı yap. bunların aynısını 2018-2019 sezonunda da yaptılar. hem galatasaray'a yığınla haksızlık yapıp, bir araya gelip "hakemler de insan hata yapabilir" diye bildiri yayınlayıp, kadıköy serisi sürsün diye faulün tanımı olan pozisyonu görmezden gelerek fenerbahçe'ye gol attırıp, sonra da bu şampiyonluk şaibelidir, galatasaray kollanmıştır diye üste çıktılar.

    bir gün bu saltanat bitecek. aynı hataları tekrar edip duruyorlar, hala akıllanamadılar. galatasaray'ı düşman ilan edip, bireylerin kendi başarısızlığını galatasaray üzerinden örtmesine çabalıyorlar. fakat bu toplum çok gördü böyle başkanları, yöneticileri. becerebileceğiniz bir şey değil bu. üzerine de daha da çok boka batacaklar.

    neyse. çok yazılır ama, gerek yok. :)
  • 1172
    masa başında şampiyonu tayin edilen sezon. iyice türk futbolundan iğrenmeye başladım bu sezon. siyasilerin feneri desteklediğini, alinin fenerin şampiyon olması gerektiğine ikna ettiği iddia ediliyordu. bu sezon özelinde yaşananlar bunu doğrular nitelikte.

    bizim lehimize ortada bir gri pozisyon varsa twitterda açıklamadan tivitten geçilmiyor, tv programlarında ligin dizayn edildiği, bizim şampiyon yapılacağımız bağıra bağıra söyleniyor. rakiplerimizin lehine alenen herhangi bir olayda ya iki cümle ile geçiştiriliyor ya hiç konuşulmuyor.

    fanatik bir galatasaraylıyım. özellikle pandemi döneminde sosyal hayat oldukça kısıtlandığı için ve maç sayılarının artması nedeniyle iyice kendimi lige verdim. sürekli maç var, bizim maç olduğu günler sabahtan havaya giriyorum, heyecanlanıyorum ama bu futbolla temasım arttıkça iyice soğumaya başladım türk futbolundan. daha maç başlamadan hakem bize şunu yaptı bunu yaptı yok eyyamcı geldi bunu biz dahil her taraftar yapıyor. teknik anlamda futbol hariç her şey konuşuluyor ama genellikle hakemin maçın skorunu tayin ettiği söyleniyor.

    öyle hastalıklı bir ortam var ki sadece futbol değil popüler olan her şey böyle. insanlar sürekli öfke kusuyor kimsenin sohbet etme, tartışma derdi yok. reyting alan spor programları fanatik taraftara hitap eden, dünyaya at gözlüğüyle bakan kişilere yönelik oluyor. bu insanları gördükçe tekrar iğrenmeye başlıyorum.

    bu futbol iklimi bu sezondan sonra daha da kötüye gidecek gibi duruyor. yönetimler kendi menfaatleri için öfke tohumu ekip taraftarları da bu yönde sürüklemeye devam ediyor. balık baştan kokar. önce tff ve mhk gibi kurumlar güvenilir insanlara yani profesyonel ekiplere teslim edilmesi gerekiyor. başkanlar açıklama yapmayı bırakmadıkça bu işin düzeleceğini sanmıyorum. bunların olmayacağı da çok açık. umarım ben yanılırım da klasik orta doğu ülkesi olmaktan çıkarız, en azından futbol için.
  • 1174
    türk futbolunu ikiye ayrılır 3 kasım 2002'den önce ve sonra diye.

    türk futbolu'nın ayağının gazdan çekilip frene getirildiği tarih. çünkü o gün galatasaray düşmanları türkiye'de lider olmuştu. galatasaray'ı yaralayanlar, türk futbolunu resmen bitirdiler.

    3 kasım 2002'den önceki 20 yıl: sadece galatasaray'ın* tek başına yarattığı tablo

    şampiyon kulüpler kupası 1988-1989 sezonu yarı final*
    euro 1996 katılım*
    2000 uefa kupası şampiyonu*
    2000 uefa süper kupası şampiyonu*
    uefa şampiyonlar ligi 2000-2001 sezonu çeyrek final*
    euro 2000 çeyrek final*
    2002 dünya kupası üçüncülük*

    3 kasım 2002'den sonraki 20 yıl aşağıda = rezalet

    şampiyonlar ligi 2007-2008 sezonu çeyrek final*
    euro 2008 yarı final*
    şampiyonlar ligi 2012-2013 sezonu çeyrek final*
    euro 2016 katılım

    bugünkü varlık ve harcanan paralar ortada iken kazanılan başarı neredeyse yok. 3 kasım 2002'den önce yokluklar içinde başarılanlar ortada. aklı başında her sağlıklı insanın 3 kasım 2002 ile gelen zihniyetin galatasaray'ı bitireceğim diye türk futbolunu yok ettikleri ortada. maalesef bu duruma tanık olan ve destek verenler galatasaraylı ya da vatansever olamaz. aziz nesin haklı* dediğim zaman hakaret ediyorum sanıyorlar halbuki benim dediğim kral çıplak. doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. ama ben sıkıldım.

    (bkz: ünal aysal fatih terim ikilisi/#2097237)
    (bkz: türk futbolu/@football)
    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu/@football)
    (bkz: türkiye futbol federasyonu/@football)
  • 1175
    avrupa liglerine yaklaşması mümkün olmayan lig. bu kadar kaosun hüküm sürdüğü bir yerde ne tutkudan ne güzellikten bahsetmek pek mümkün değil. herkes ligi kötülüyor tff, mhk herhangi bir kuruma kimse güvenmiyor. sahada oynanan hiçbir şey yok. maç bittikten sonra futbol hariç her şey konuşuluyor, türk futbolu tükeneli çok oldu ama bu sene çok daha net görünüyor.

    ya arkadaş yıllardır aynı şeyleri tekrar tekrar izliyoruz. bu kadar siyasete alet olursan söylenen hiçbir şeye gıkın çıkmaz. her şey siyasetle ilgili değildir, olmamalıdır ama ülkemizde hemen hemen her şey politik. insanların hobi olarak seyretmesi gereken, keyif almak, zaman geçirmek için izlemesi gereken futbol kin ve nefrete teşvik eder oldu. herkes kollanmak istiyor futbol kimsenin umrunda değil.

    saha içi ile ilgili neredeyse hiçbir fikri olmayan amigo yorumcuların etkileşimine bakın, her şey orada anlaşılıyor. karşına alıp iki kelam etmeyeceğin insanlar kanaat önderi oldu başımıza. söyledikleri, yazdıkları sorgulanmıyor bile. benim takımımın lehindeyse like at, benim rakibimin aleyhindeyse like at, başka parametre yok doğru olup olmaması hiç önemli değil. kimse çıkıp demiyor ki siz kimsiniz neye hizmet ediyorsunuz. muhabir nedir ne iş yapar gazeteci nedir ne iş yapar artık kimse bilmiyor. niye çünkü bunların tanımı bile değişti artık. insanların işini yapması yükselememesine sebep oluyor. işini iyi yapmak, tarafsız olmak iyi bir şey değil artık. çünkü birilerine arkana almak için birilerine karşına almak gerektiğini biliyor herkes. tv'lar witter etkileşimi iyi diye ahlaksız, iftiracı insanları yorumcu yapıyor artık. etik diye bir şey zaten kalmadı.

    kimse türk futbolunun kurtulmasını, temizlenmesini hatta düzelmesini istemiyor. herkesin derdi ben nasıl kollanırım? nasıl kendi adamımı sokarım? bunun peşinde. eve gelip vakit geçirmek, kafa dağıtmak için izlediğimiz futbol ne hallere geldi. top seviye avrupa liglerini izleyin çok çok nadir bazı maçlar haricinde herhangi bir şeye itiraz 5-6 saniyeyi geçmez hatta itiraz bile olmaz çoğuna. bizde yalan yanlış her şeye itiraz sürekli baskı altına alma çabası. ülkemiz ahlaksızdan geçilmiyor. çok özeniyorum yurt dışında takım destekleyen insanlara. denedim birkaç sefer ama galatasaray gibi olmuyor hiçbiri. hep bir tarafı eksik kalıyor. ben seyrederken yorulmaya başladım artık. herhangi bir maç bitiyor herkes twitter'a doluşup yok o hakemle kazandı yok ben hakemle kaybettim başka bir şey yok. keşke yasaklansa ülkede futbol bile diyorum artık. gerçekten çok yazık, dışarıdan bakan kim bilir nasıl acıyarak bakıyordur.

    o şu bu değil arkadaşlar hemen hemen hepimiz aynıyız. biri biraz daha fazla biri biraz daha az haklıdır belki ama herkes kendine göre haklı. bu işin bu raddeye nasıl geldiği de ortada ama konumuz o değil tabi. düzeleceğini hiç inanmıyorum ama umarım ben yanılırım da futbol konuştuğumuz güvenli bir ortam bir gün gelir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın