• 1
    yazdığı entryleri hep yalnız kalmaya mahkum olan yazardır. yoldan geçerken gören bazı futbol kalenderi yazarlar arada bir cebine sigarasını koymak babında bir "eyvallah" çakar, o kadar.

    sınıf arkadaşları, okul arkadaşları, halı saha ekibi, mahalle kankaları olmayan yazardır.

    diğer yazarların kendi aralarındaki "sen, ben, bizimoğlan" kadrolaşmalarını ve yansımalarını izler. birbirleriyle paslaşmalarını, birbirlerinin nick altlarına döşenmelerini, "bordeaux'ta oynamaktadır" tipi entrylerin nasıl "10" aldığını falan düşünür sırıtarak.

    bir de bunların yalnız oluşuna hiç bakmadan, utanıp aldırmadan sözlük kutsallarını eleştirebilenleri vardır. birkaç popüler yazara ve moderatörlere ekstra saygı ve hürmet sunmadan takılanları ise iyice deli kategorisine girer.

    yekten sohbet etmesi güzeldir, bir iki tanesi ile msnde falan konuşurum ama sözlükteki nicklerini bile bilmiyorum ki, "tapılası futbolcudur" entrysine gidip "10" çakayım. onlar için de aynı mesela. halbuki ne aptalız yahu, toplamadık eşi, dostu şuraya. fena mı olurdu arkamızı toplayan 3-5 yazar olsaydı.
  • 57
    tayfası olmayan sözlük yazarları, tayfası olanların karşısına geçmiş oturuyorlar. karşılarında eğlenen, demlenen, birbirlerini kollayan, tayfası olan sözlük yazarları var. kurmuşlar tayfayı, arkaları sağlam. tayfası olmayan sözlük yazarları düşünüyor; bizim de tayfamız olsa, bizi de birileri kollasa, gözetse diyor. sözlük bizim suçumuz ne diyor, bizde niye yok diyor...
  • 49
    (bkz: #352538)

    --- dikkat çekmek istediğim kısım ---

    sözlük içinde barındırdığı yazarları mutlu etmek için değil, galatasaray'ı desteklemek için kurulmuş bir oluşumdur.

    --- dikkat çekmek istediğim kısım ---

    çok off alıyorum, sözlükte tanıdıklarım yok diye durduk yere kompleks yapıp kimse kimseye saldırmasın. saçma sapan konularda, insanlar zan altında bırakılmasın.
    burada bulunma amacın kendine tayfa oluşturmak değil. unuttun mu? sen galatasaraylısın.
  • 25
    tayfadan kasıt ne tam anlamadım ama şanslıyım sanırım, bayağı bir var bende bunlardan. hani öyle bir grup değil, birçok. kıbrıs'dan, daniel tozser gelse arar beni niye düşünürüm, casus gelse haber salar, vangobbel de habersiz gelmez. hagi10 gelmiş, haber etmemiş, onu sildim. * epr ua ile maça gidebilirim, in 99 we trust ile zaten gidiyorum. hagi aynı ortamda ise bir merhaba demeden kaybolmaz ortadan, soy ozan'la sami yen sokak'ta karşılaşsak bira ısmarlar herhalde. nevizade'de captano, barfly içiyorsa, yanlarına uğramaktan hiç çekinmem. bayan denmez kadın de ile aynı maça gideceksek mesajlaşırız. yearn bursa'dan gelse muhakkak arar. bir gün tutup kj'nin bulunduğu pilav zirvesine katılsam bence yadırgamaz; ya da halı saha maçına seyirci olsam başka bir grubun yine hoşgeldin derler sadece. e bunların hepsi sözlüğü tayfacı sananlar için ayrı ayrı insanlar (elbette kesişmeler olabilir). sayamadığım daha nicesi var elbette... mesela basketbol konuşmak istese canım hemen yanıbaşımda olan juanlepen var, hep online olan thisisthebesttillwedobetter var. ve benim için ortak noktaları, bu sözlükten önce hiçbiri ama hiçbiri hayatımda yoktu ve hepsi galatasaraylı. yani burda tayfacılık filan yok, dostluk var; birileri sosyal hayatta daha iyi anlaşmış birlikte vakit geçiriyor diye, bu ortamda dışlanmaz kimse. en azından ben böyle gördüm.
  • 53
    tayfa denilen, irite edici ve bir o kadar mide bulandiran o olgunun icinde, hicbir zorluk cekmeden ve dislanmadan 4-5 kez bulundum. *

    benim hala tayfam yok. ordaki hic kimsenin de, tayfasini oldugunu dusunmuyorum.
    benim ve oradaki herkesin* tayfasi degil de, sari - kirmizi sevdaya gonul vermis kardesleri, ablalari, abileri veya dostlari var.

    ne yazik ki, oradaki insanlar icin genele vurularak boyle konusulmasi gercekten üzücü. düsüncelere saygi duymak gerektigini savunan bir insan olarak, genele yayilan tum dusunceleri mantigim kabul etmiyor.

    adini hatirlayamadigim bir dusunurun cok yerinde bir cumlesi bu durumu ozetliyor aslinda;

    "bu da dahil, butun genellemeler yanlıstır."

    son olarak paylasmak istedigim bir sey var.
    taniyanlar bilirler, feanor ve hadomer cok sıkı ve birbirini seven 2 dosttur.
    son katildiğim, 6 mayis 2011 galatasaray sozluk hali saha macinin sonrasinda, servet - cem sultan olayi icin yaklasik 45 dakika boyunca, saygi cercevesi icinde tartistilar ve fikirleri uyusmadi.
    "tayfasindan hep on alanlar" var diyen yazar arkadaslarimiza guzel bir ornek olabilir bu kanimca.

    tesekkurler.
  • 14
    tayfa sahibi olunmasını zirve katılımına bağımlı tutan yaklaşımlardan sonra birkaç kelime ilave etmek zorunda kalan yazardır.

    başlığı açan jupp kardeşiniz, pek genç olmamakla beraber, antalya'da ikamet etmekte, ve cumartesi günleri de dahil olmak üzere, zaman zaman akşam 7-8 sularına dek ofiste bulunmasını gerektiren bir işle iştigal etmektedir. dolayısıyla, imkanı ve zamanı varken zirvelere katılmayıp sözlükte mıymıntılık yapan yazar kapsamına girmemektedir.

    galatasaray sözlük; internet aracılığıyla dünyanın her yerine açık olup, istanbul'dan ibaret değildir. sözlüğü istanbul sözlük sanan yazarların, bu durumu fark etmeleri çok faydalı olacaktır. jupp bunu kendine görev sayar. "türkiye'dir galatasaray" şiarının hakkını; herkes, her an verebilmelidir.

    devam ederek; sözlükte bir hayli düşen içerikli tartışma düzeyinin, sözlük formatı ve galatasaray kimliğine uygun hale ulaşması için, yazar sıfatını taşıyan herkesin yazması gerekmektedir.

    yazar jupp efendi, sözlükteki kalite düşüşünün en önemli iki nedenini; "kankacılık" ve "entry yazmaya üşenip oy basmacılık" olarak tespit etmiştir. tespitlerinde mükemmel olduğu iddiasını taşımamakla beraber, kendi gözlemleri ve algılaması bu yöndedir. bahsi geçen nedenlerin ikincisi hakkında görüşlerini zaman zaman kaleme almış, birincisi hakkında da bu başlığı açmıştır.

    haklıdır, haksızdır. yetersizdir, tamdır. bunları gözetmeden taşıdığı amaç, iddianın değerlendirilmesi ve mümkün olduğunca olumlu ve/veya olumsuz eleştirilmesidir. başka da mühim bir derdi yoktur.
  • 56
    bir grup kendini bilmez tayfası olan yazar dün akşam kadıköy'de toplanmıştır. bir yandan rakılar yudumlanırken o güzelim yunanistan'ın agaripipis yöresinin ezgileriyle kendilerinden geçmişlerdir. tabi bunlar olurken de önümüzdeki günlerde "on" ve "of" alması gereken yazarlar tespit edilmiş olup tayfanın "on" ihtiyacı belirlenmiştir. her ne kadar toplantıya katılmamış olsa da armaninpesindeyiz en fazla "on" a ihtiyacı olan tayfa üyesi olduğu ortaya çıkmıştır. bu konuda hem yaşı hem de tayfa üyesi olması vesilesiyle kendisine "on" loading edilecektir. ayrıca sözlük içinde "of" lanacak kişilerde belirlenmiştir. tayfası olmayan yazarın arkasından konuşulmaya başlanmıştır. toplantının ilerleyen saatlerde rakının da verdiği etkiyle bu arkadan konuşma olayı yerini sinkaflı küfürlere bırakmıştır. gecenin ilerleyen saatlerinde erkek bolluğundan karı-kız konularına da değinilmiştir. ama bunlar özel konular fazla değinmek istemiyorum. toplantı bittiğinde ortaya çıkan ana tema "akıllı olun!" dur.

    http://bit.ly/jcCmW1
  • 58
    başlığı açan kişinin gördüğü kadarıyla ne ifade etmek istediği pek anlaşılmayan yazar tipidir.

    okumamak, toplum olarak en önemli sıkıntılarımızdan. bu başlığı açtığımız zaman demişiz ki;

    "yazar jupp efendi, sözlükteki kalite düşüşünün en önemli iki nedenini; "kankacılık" ve "entry yazmaya üşenip oy basmacılık" olarak tespit etmiştir. tespitlerinde mükemmel olduğu iddiasını taşımamakla beraber, kendi gözlemleri ve algılaması bu yöndedir."

    yeni gelenler pek bilmeyebilir, bu başlığın açılma sebebi, geçtiğimiz dönemlerde pek endişe edilen sözlüğün kalitesinin düşmesiydi. "falanca kişi sözlüğü neden bıraktı?", "gidişiyle harika entrylerinden bizi mahrum bırakan filanca kişi" gibi entryler havada uçuşuyordu bir dönem. herkesin beğeniyle okuduğu pek çok isim yazmayı bıraktı. kaliteli isim olduğumdan değil de, sıkıldığım için ve olması gereken tartışma adabı ve verimliliğinden uzakta bir yapıda olmasından dolayı ben de bir hayli ara vermiştim sözlükte yazmaya.

    işte bahsettiğimiz yaprak dökümü sürecinde, bendeniz jupp efendi, kaliteli isimlerin ayrılışını düşünürken bu şekilde bir tespitte bulunmuştu. insanların aklına ilk gelenin "beni neden dışlıyorsunuz, böhüüü" şeklinde bir isyan olmasını doğal karşılıyorum.

    sayfalarca tartışılabilecek verimlilikteki başlıkların hacmi bir kaç yorumdan ibaret. karşıt iki görüş ortaya çıktığı anda zeka seviyesine dönük hakaretler başlamakta. yazarın otokontrolü için var olan on-of sistemi laçkalaşmış, çok fazla of alan yazarı, yazılarını iyileştirmeye sevk edecek bir sistem olmaktan çıkmış. onlarca of veya on aldığınızı "ben" fasilitesinden tahmin edebildiğiniz entry'nin yazıldığı başlığa gidip bakıyorsunuz, ilaç niyetine 7-8 entry ya var ya yok. iki satır lehte veya aleyhte yorum okuduğunuzda sevinecek duruma dönmüş işler.

    işte bu şartlar altında yapılmış bir tespitti, tayfacılığın sözlük kalitesine etkisi. karma puanımızı kafaya taktığımız için yapılmamıştı. sözlüğün kalitesiyle ilgili bir kaygıydı. bir zamanlar burası ile antu arasında fark olup olmadığını konuşur haldeydik biz. arada geçen zaman zarfında ne kadar ilerleme sağlandığını göreceğiz.

    eziklikti, egoydu öyle acayip yerlere bağlanmış ki, şaşırmamak elde değil. o yüzden tekrar açıklama gereği hissettim. tabii bu sözlükte belli dönemleri yaşamamış kişilerin refleks olarak ego diye uçuşa geçmeleri de doğal aslında. veya arada yapılan yorumlardan da o şekilde bir izlenim edinmiş olabilirler. bilemiyorum. ya da paşa gönülleri öyle istemiştir. hesap soracak değiliz. demek istediğimiz anlaşılmışsa sorun yok.
  • 61
    sözlükte bana göre bir kankacılık kesinlikle vardır.

    bu sözlük insanların etkileşimiyle büyüyen bir sözlük. insanlar tanıdıklarını çağırıyor, bu platformda arkadaşlıklar kuruluyor zirveler yapılıyor vs. bu ortamdan bir grup yaratmak sosyalleşmek oldukça kolay. bu noktaya kadar hiç bir sıkıntı yok. fakat sözlükte çok tanınmayan adamların, birbiriyle tanışan kişilerin kutsal kabul ettiği galatasaray oyuncusu, teknik direktörü gibi şahıslara eleştiri getirmesi birden bire ilgili başlığın altının eleştiri yapmış yazara giydirme niteliğinde sıçılmış entrylerle bezenmesine neden oluyor. sonunda da iş nick altı entrylere gidiyor.

    olayın fizyolojisi bu arkadaşlar. en son t a a r a b t adlı yazarın mevzusu oldu sözlükte. adam lorik cana'yı eleştiriyordu. adama ayı yakıştırması yapıldı nickinin başlığı altında. adam da haklı olarak kısa pantolonlu yakıştırması yaptı ayı yakıştırması yapan şahsın başlığına. ondan sonra tayfa devreye girdi. resmen elemanla taşak geçtiler. şimdi adam tatilde. özellikle baktım.

    çok iyi oluyor böyle emin olun. olay "on" "of" olayı değil önce bunu görmeniz gerekiyor. nick altı entryler ve herhangi bir eleştiri halinde ilgili başlıktaki kapak takma çabalarıdır sözlüğü kötü hale getiren. ne egoymuş arkadaş. bir de fatih terim'e laf ediliyor. ulan kapak takıcam diye kıçını yırtan adamlar var bu sözlükte. sonra başaramayınca da nick altında çemkirenler.

    tamamen ego kavgasıdır bu iş. en sonunda da tayfası olanlar ilgilileri bezdirmekte ve yukarıda da belirttiğim örnekte olduğu gibi tatile çıkarmakta, uçurmaktadır yazarları.

    bunlar tamamen bana ait yargılar. yanılmayı çok dilerim ama görüntü bu gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın