• 901
    bu sene ilahi adalet maalesef tecelli etmedi. burdan çıkartılacak çok ders var.

    öncelikle;

    ligin son maçında stada seyirci alınırsa maç başlatılmayacak dendi ve sadece 1 maç önce beliktaş stada 3000 taraftar soktu.

    ligin son maçında galatasaray taraftarına polis barikat kurdu ama izmirde oynanan beşiktaş maçında hiç böyle bir tutum sergilenmedi.

    burdan şunu anladık ki birilerinin gücü galatasaraya ve galatasaraylılara yetiyor. kimse merak etmesin bugünü hiçbir galatasaraylı unutmaz.

    işin teknik taktik kısmı tabiki önemli ama galatasaray bu sene ligi sahipsizliğe verdi.

    fenerbahçeyi şike döneminde kurtaran yönetim federasyonun başına geçti ve galatasaray yönetimi bu adamların arkasında durdu.

    galatasaray yönetimi o kadar güçsüz ve korkak ki, siyasi otoritenin altında pestil gibi ezilmiş ve tüm camia ile birlikte 30 milyon taraftarını bu düzene paspas etmiştir.

    an itibariyle beşiktaşlılar tüm ülkede şampiyonluk kutluyor. kibarca anons eden polisin arabasını yolun ortasında sallıyor. tersi bir durum olsa ve galatasaray şampiyon olsaydı ne olurdu hepimiz çok iyi biliyoruz.

    evet mevcut yönetim defolsun gitsin bu kesin. ama yerine gelecek hiçbir yönetimde ben ışık görmüyorum. ne cebinden bu kulübe 5 kuruş verecek ne de galatasarayın hakkını savunabilecek, hatta siyasi otoriteye boyun eymeyecek tek bir aday yok.
  • 903
    galatasaray'ın ölüsünün yarıştığı sezon
    kaçan şampiyonluğun sorumluları:
    1. dursun özbek yönetimi:
    öyle sözleşmeler yapmışlar ki sevr antlaşmasıyla yarışır. takım istenilen düzeye gelmediyse onların da payı var.
    2. mustafa cengiz yönetimi
    transferde başarısız, oyuncu satmada başarısız, takımın haklarını savunmada başarısız, koltuğa yapışmakta başarılı.
    3. fatih terim
    pas oyunu inadı, gençleşme konusunda yeterince cesur olamaması, ne şiş yansın ne kebap oyuncu tercihleri.
    4.tff ve hakemler
    tüm uygulamalarında galatasaray'a karşı art niyetliydiler.
    5. spor basını
    bjk ve fb yönetiminin tetikçliğini yaptılar.
    6. siyasiler
    zaman zaman içlerinde galatasaray'ı engellemeye çalışanlar çıktı.
    7. ultraaslan
    senin haddine mi terim'in istifasını istemek. hem de yarış devam ederken.
    8. galatasaray lisesi ve genel kurulu
    kulüpten çok kendi çıkar gruplarını düşündüler.
    9. finansal fair olay
    anlatmaya gerek yok. tüm yönetimlerin ortak günahı.

    bakın olumlu bir şey yok yani ortada. buna rağmen galatasaray ligi averajla ikinci bitirdi. bunlardan biri bile olumlu yönde değişse galatasaray şampiyondu. işte galatasaray'ın büyüklüğü bu. aslında tüm lig içinde en sorunlu takım bizdik belki de. hani ünlü söz var ya siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz yine de yıkılmıyor diye. aynen bizim için de geçerli. bu sorun alanlarını düzeltirsek bizimle kimse bu ligde baş edemez.
  • 904
    bu başlık altında bu sezonki galatasaray futbol takımını iyisiyle kötüsüyle yorumlamaya çalışacağım. iyisiyle kötüsüyle bir sezon daha bitti, beşiktaş şampiyon oldu, onları tebrik ediyorum. bizim adımıza konuşulacak çok şey olduğunu düşünüyorum. öncelikle sezona fırtına gibi başlayan bir takım gördük. hızlı pas oyunumuz vardı. elimizdeki kadro kısıtlıydı ve açıkçası fatih hoca kısıtlı kadroda yapabileceği en iyi tercihleri yapıyordu. sezon başında emre kılınç'tan sol iç yaratması, taylan antalyalı gibi ofansif bir oyuncudan defansif orta saha yaratması vb. hamleleri büyük ölçüde mustafa cengiz yönetiminin hatalarını örttü. bu nedenle sezon başında yaptığı bu hamleler nedeniylefatih terim'e çok güveniyordum ve inanıyordum. ancak 24 eylül 2020 galatasaray hajduk split maçından itibaren bizim bu oyunumuz çözülmeye başlandı. neticesinde 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçında ağır bir darbe aldık. daha sonra ligde 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçında ağır bir darbe daha aldık. üçüncü darbe 19 ekim 2020 galatasaray alanyaspor maçında geldi. üzülerek söylüyorum ki hoca bu süreçte hiçbir şey yapmadı. hocaya güvenim, inancım o süreçte sarsıldı. resmen iki maçta boşu boşuna 6 puan kaybettik. bir taraftar olarak benim de aklıma şu soru geliyor: "koskoca galatasaray'ın b planı yok muydu?" kabul ediyorum, sezona eksik başladık kadro derinliği bakımından ancak hocanın hajduk split maçından sonra önlem alması gerekirdi. hajduk split biraz daha güçlü ve aklı başında olsaydı o maçı da kaybederdik. daha sonra hoca neyse ki yeni bir sistem geliştirdi. hocaya inancım geri geldi. özellikle bir dönem takım içi karantinaların artması sebebiyle hoca yeni arayışlara yöneldi. bunlar arasından en dikkat çekici olan sofiane feghouli'nin oyun kurucu rolünü üstlenmesiydi. zaten formda bırakan bir younes belhanda vardı ancak hocanın bu hamlesi belki de bu sezonki en iyi dönemimizi oynamamızı sağladı. hocaya tekrar inandım o dönem. ligin ilk devresi bu şekilde acısıyla tatlısıyla, eksiklerimizle geçip gitti. ara transfer dönemi açıldı. bence çok verimli bir dönem geçirdik. hocanın hemen hemen istediği herkes alındı. fernando muslera'nın dönmesi de cabası. haliyle benim aklıma şu geldi: "eksik kadroyla gayet iyi performans gösteren hoca, ligin ikinci yarısında uzay futbolu izletecek herhalde." fakat gelgelelim, oyunumuz her geçen gün geriye gitti. evet belki ikinci yarının başında bir galibiyet serisi yakaladık ama şahsen ben oyun olarak tatmin olamıyordum. orta saha kurgusu özellikle çok değişti. galatasaray gibi büyük takımların böyle orta saha, hücum kurgularını lig devam ederken sık sık değiştirmesini doğru bulmuyorum. oyunumuz zamanla sekteye uğramaya başladı. hele ki şu kazanan kadro bozulmaz felsefesinden dolayı. ben hocanın bu sene en çok kadro tercihlerini eleştirdim. taylan antalyalı neden durup dururken kesildi? oghenekaro etebo neden ısrarla 6 numarada ilk 11 oynatıldı? bu sorular hala yanıtsız. zamanla çıkarılan ilginç kadrolar, ilk yarıları çöpe atılan maçlar, geç ve yanlış değişiklikler vs. bunların hepsini anlatmak bir ömür sürer. ama hocaya kırgınım. gelmesini en çok isteyenlerden biriydim fakat özellikle ligin ikinci yarısında tercihleriyle taraftarı üzdü. bu kadro tercihlerini hoca kafasındaki bir oyun sistemini oynatmak için yaptıysa eleştiririm fakat saygı duyarım. ancak hoca bunu yönetime tepki olsun diye yaptıysa işte o zaman işler değişir. hoca her kaybettiği maç sonrası taraftara sözüm var diyerek hiçbir yere gitmeyeceğinin mesajını verdi. iyi de hocam, böyle kötü bir futbol varken ortada senin sözünün ne anlamı kaldı ki? madem bir yere gitmeyeceksin, o zaman sana yakışır bir futbol oynatmanı beklerdim. sen galatasaray gibi bir avrupa takımını çeşitli anadolu takımları karşısında oynattığın futbol ile aciz düşürdükten sonra senin sözün bu camiaya zarar vermeye başlar. ligin son kulvarında tutarlı kadrolar gördük. derbi de kazandık. hoca belli maçın her saniyesini kafasında oynamıştı ama biz bu güzel futbolu sadece ayda yılda bir gelen derbilerde mi görmek zorundayız? çeşitli anadolu takımlarından 3'er 4'er gol yedikten sonra beşiktaş'ı yenmenin hiçbir anlamı kalmadı. kısacası benim düşüncem şimdiden başkan adaylarının teknik direktörlük pozisyonu ve fatih terim'in pozisyonu için kararını vermeli. eğer hoca da istekliyse, arzuluysa, bizi şampiyon yapacak inancı kendinde buluyorsa buyursun teknik direktörümüz olarak devam etsin. ama hoca bu pozisyonda çalışmaktan yorulduysa yeni gelen yönetimle anlaşsın ve bize farklı alanlarda hizmet versin, sportif direktörlük gibi. ya da kendisi başkan olsun. ama hoca istemiyorsa onu teknik direktör olarak takımda tutmak hem kendisine hem bize zarar. ayrıca lütfen şu yaz kampına eksik kadroyla gitmeyelim. transferler erkenden yapılsın sonra bunun sıkıntısını çok çekiyoruz.
  • 905
    karagümrük deplasmanı, içerde alanya, sivasspor, antalya, kayserispor gibi üzücü puan kayıpları sayılabilir. ancak trabzonspor, kasımpaşa, konyaspor son dakikada kazandığımız puanlar da var. beşiktaş'ın hatay'a 7 rize'ye 6 atmasına üzülebiliriz. ancak rizeden ve ankaragücünden son dakikada yedikleri 2 gol bizim de 6 attığımız denizlispor, gençlerbirliği maçları var. yani eğrisi doğrusuna denk geldi ve 2 golle şampiyonluğu kaçırdık. ama hayırlısı buymuş diyelim. geleceği planlayalım. bize böylesi yakışır.
  • 909
    acısıyla tatlısıyla 2. olarak geride bıraktığımız sezondur.

    açık konuşmak gerekirse içerde kaybettiğimiz rizespor maçıyla şampiyonluk ümidim neredeyse kalmamıştı. sanırım en büyük psikolojik yıkımı da o maçla yaşadık. sezon sonuna şampiyonluk iddiasıyla girmek bile yeterince şaşırtıcı oldu benim için. yine de yeşeren ümitle son maçla şampiyon olacağımıza inancım çoktu. maçtan sonra çok büyük bir sinir harbi yaşadım içimde. malum yurt dışında olmamızdan sebep siniri atabileceğim bir imkan da bulamadım.

    fakat şimdi biraz sakinlemişken şöyle düşünüyorum; bu sezonun en büyük kaybedeni benim gözümde ne fenerbahçe, ne ali koç ne de bir başkasıdır... sezonun en büyük kaybedeni maalesef mustafa cengiz ve yönetimidir!.. bu sene bunu farklı başlıklarda bir çok kez dile getirdiğim için içim çok rahat. kendi oyuncu grubu, teknik ekibi ve camiasıyla didişmeye giren bir başkanla başarı beklemek ancak hayalperestlik olurdu. hatta ve hatta bunu yaparken hocamızın da dediği gibi galatasaray’a cephe alanlara arka çıkmaktan da geri durmadı. bu bir nevi damat ferit sendromu sanırım. kişisel ikbal ve hırslar için gözün başka hiç bir şeyi görmemesi...

    bundan sonra ne desek boş... umarım galatasaray genel kurulu, aklı selimle hareket ederek, camiayı tekrar bir araya getirebilecek bir başkanı seçme ferasetini gösterebilir.

    son tahlilde kulübümüzün canı sağolsun. kaybettiğimiz ne ilk ne de son şampiyonluk bu... önemli olan bizi biz yapan karakteristiğimizi kaybetmemek!..

    son bir söz de canım hocam için; sezon içinde kendisine çok kızdığım anlar oldu, fakat yalnızlığını az çok anlayabiliyordum. senin de canın sağolsun hocam. hakkım varsa eğer helali hoş olsun.

    biz yine bir halatı hep beraber çekelim... sonu elbet mutluluk, elbet başarı olacak...
  • 910
    - tepeden tırnağa galatasaray düşmanı devlet kadroları, onun uzantısı tff ve kurullarına,

    - resmen şampiyon olmamak için uğraşıp hocayı kovma eşiğine kadar gelen, galatasaray düşmanı federasyonu dost gören mustafa cengiz yönetimine,

    - halil umut meler, alper ulusoy, ali şansalan, mete kalkavan, ali palabıyık, hüseyin göçek gibi tetikçilere,

    - algı oluşturan bülent uslu, turgay demir, reha muhtar, güntekin onay, ahmet ercanlar, emre bol gibi medya maymunlarına,

    - ibrahim akdağ, billong, marafona, kulusic'lere,

    - her fırsatta galatasaray'a saldıran, boynuzlu holding reklamlarının ve iktidarın köpeği lağım medyasına rağmen sadece iki golle şampiyonluk verdiğimiz sezondur. bu durum potansiyelimizi, mevcut gücümüzü ve neden bizden bu kadar korktuklarını çok net gösteriyor. ama elbette iş bu kadar değil..

    yine bu sezon bize gösterdi ki futbolda her bir pozisyon, her hamle, her karar altın değerinde ve her şey imkânlar dahilinde maksimum doğruyla yapılmalı.

    -kaybedecek tek bir dakika yokken maçların ilk yarıları, sezonun bazı kısımları saçma oyuncu ve diziliş tercihleriyle çöpe atılmamalı. biz bu sezonun şampiyonluk maçını* bile tek devre oynayıp işi ucuna kadar getirdik ve esas koyan da bu. çünkü ilk yarıda hala akbaba fantezisiyle uğraşıyorduk.

    önümüzdeki sezon için en büyük dileğim her maçın, her pozisyonun, her seçimin hakkını sonuna kadar verip o şekilde mücadele eden bir galatasaray izlemek. o zaman zaten şampiyon da oluruz, kupaları da alırız. alamazsak da canımız sağ olsun der geçeriz.
  • 911
    kıl payı şampiyonluk kaçırdığımız sezondur. lakin galatasaray taraftarının sanki ilk defa şampiyonluk kaçırıyormuşuz gibi tepkiler vermesini anlayamıyorum. tabii ki kazanılabilecek bir şampiyonluktu ama koskoca bir sezon oynandı günahıyla sevabıyla ve şampiyon olamadık. geçmişe bakıp şu maç şöyle olsaydı bu maçta şu kaçmasaydı tarzı söylemler gereksiz söylemler. bu saatten sonra galatasaray bu sene maç içi anlık değişkenleri düşünerek değil, sezon geneli ne yanlışı eksiği vardıysa bunu tespit edip bunları elinden geldiğince azaltmaya yönelik bir planlama yapmalı. bunun için de seçimlerin ivedilikle yapılması şart. mevcut yönetim zaten bir çok kepazeliğe imza atmışken seçimleri muğlak bir şekilde erteleme saçmalığını bırakmalı, açıklanan takvim uyarınca seçim sürecinin devamını sağlamalıdır. ilk kaçırdığımız şampiyonluk değildi, son da olmayacak ama galatasaray özellikle 2 senedir neredeyse tüm branşlarda olan üzerindeki ölü toprağını atmalı, yaşadığı kültür erozyonunu da mevcut yönetimi def ederek engellemelidir.
  • 912
    bana göre türkiye süper ligi 2020/2021 sezonunun adıdır marafona & babacar. hatta aboubacar/billong sezonu da diyebiliriz. yıllardır zalad üzerinden galatasaray’a iftira atan jimnastikçilerin ömür boyu unutturamayacakları bir utanç sezonudur. sinsi serdar tatlı, sukuletiç ve utanç nukan da (atınç nukan mı demeliydim) unutulmamalı.

    daha önce de yazdım, türkiye’de şampiyon olmak umrumda değil. benim için asıl hedef avrupa şampiyonluğudur. o nedenle dünkü sonuçlara fazla üzülmedim. çünkü biz şampiyon olsaydık marafona/babacar ve aboubacar/billong unutulacaktı. halbuki şimdi sonsuza kadar bu utançla yaşayacaklar. galatasaray’ın anasının ak sütü gibi helal olan 1992/1993 kalli dönemi şampiyonluğuna pislik atan iftiracı kuşlar familyası, hem uefa ve cas onaylı şike sezonu hem de marafona/babacar sezonu nedeniyle ilahi adalet tarafından rezil rüsva edilmiştir. bunların başka bir açıklaması yoktur.

    keşke içimden gelerek bu bayram günü jimnastikçileri kutlayabilseydim. ama bu benim değil onların ayıbı. ayıplarıyla azalıp biterler umarım.
  • 913
    şampiyonluğu hak etmedik. bu yılı kısıtlı kadrosuyla beşiktaş’ın daha çok öne çıktığı bir sezon olarak düşünsem de, beşiktaşlı ergen taraftarın hakkı bu şampiyonluğa gölge düşmesidir.

    yıllarca malatya, ankaragücü, yanlış taç diye diye meşru şampiyonluklarımıza dil uzatanlar tebrik falan hak etmiyorlar.

    bu ergenlere marafona ve billong’u yıllarca hatırlatmalıyız. her ankaragücü dediklerinde artık bu sezonu yüzlerine çarpmamız şart. bu adamlar bu laflardan anlıyorlar. tebrikten anlamıyorlar.
  • 915
    tff ve siyaset eli ile jimnastik kulübü'nün şampiyon yapıldığı sezondur. sadece billong mevzusu bile bu sezonun 2010-2011'den daha kirli olduğunun kanıtıdır. sadece alanya* ve hatay* maçları incelense çok şey çıkacak ama bu ülkede uefa'nın bile cezasını verdiği 2011 şikesi bile siyaset eli ile örtbas edildi. her neyse. ben bu kirli düzende sonuna kadar mücadele eden takımımla ve hocamla gurur duyuyorum. 2010-2011 sezonunda tertemiz 8. olmaktan nasıl gurur duyduysam en kirli 2020-2021 sezonunda da tertemiz 2. olmamızdan gurur duyuyorum. bunu züğürt tesellisi anlamında demiyorum gerçekten böyle. dün galatasaray taraftarına yaptıkları muameleyi gördükten sonra bunu söylüyorum.
  • 916
    öyle bir sezon ki adını koymaya isimler yetmiyor.

    alaattin çakıcı sezonu
    jean-claude billong sezonu
    marafona & babacar sezonu
    serdar tatlı sezonu
    servet yardımcı sezonu vs vs.

    şike sezonu falan hikaye. bu sezon* dönen tezgah çok büyük. ligin başlarında beşiktaş’a ekstra puan aldıran, kendilerinin inanmadığı seriler yaptıran arda kardeşler, bahattin şimşek, ali şansalan, alper ulusoy gibi hakemleri son haftalarda büyük maçlarda neden hiç görmedik mesela? (isimlerini unutacak kadar görmedik) son haftalar mete kalkavan, cüneyt çakır, fırat aydınus, abdulkadir bitigen üzerinden döndü hep. bu organize bir yapılanmaya sadece ufacık bir örnek.

    beşiktaş’ın son düzlükte tamamen tökezlemesine neden olabilecek en kritik iki maçı alanyaspor ve hatayspor maçıydı. bu maçlarda çok tartışmalı goller ile 6 puanı geçtim +10 averaj yaptılar.

    her figürana yeri geldiğinde gereken rolü oynattılar.

    beşiktaş kollandığı her maçtan sonra bilerek ağladı, algı yaptı. her şeyin farkında onlar da. hatay’a 7 atmış adam 10 gün sonra malatya maçına averaj algısı falan yaptı.

    bazen konuştukça, okudukça, yazdıkça abartabiliriz ama bu sezon o sezon değil. beşiktaş’ın kollandığını baştan beri görüyorum, söylüyorum, hissediyorum. ligin ilk haftası trabzonspor beşiktaş maçıyla başladı. ligin başlarından itibaren bu işin farkında olan yazarlar da hep yazdı burada. bu sene beşiktaş lehine yapılan çifte standart herhangi bir takımın 5-10 yılda kollandığı maç kadar vardır gerçekten aklım almıyor hala.

    zaman geçtikçe unutuyoruz, önemsemiyoruz, sadece son maçlar aklımızda kalıyor ama bu sezonun maçlarını hiçbir zaman unutmamalıyız. hep gündemde tutmalıyız.

    bu işin hukuki yolla açığa çıkacağına dair hiç umudum yok. hangi parti iktidar olursa olsun büyük camiaları bu kadar ciddi bir şekilde karşısına alamaz. yani 3-5 sene sonra kalkıp beşiktaş’a sen şikeyle şampiyon oldun kupanı alıyoruz demeyecektir kimse. ama vicdanı, onuru, galatasaray sevgisi, adalete inancı olan her yetkilinin bu işi sonuna kadar araştırması, gündemde tutması, haklı algı yönetimini yapması lazım. lütfen birileri bu işin üstüne gitsin. böyle bir konumumuz, gücümüz olsa sadece buradan binlerce taraftar çıkar bu işin üstüne gidecek, keşke biz yapabilsek.
  • 921
    sezon bizim için çoktan bitmişti haftalar önce. sorumlusu kimdi? tff, pfdk, mhk, gsk yönetimi... sonra yeniden potaya girdik ve bizi potaya bu saydıklarımıza rağmen sokan hocaya neden herkes sallıyor anlamış değilim. eleştiri tabi mümkün ancak yapılanlara rağmen son haftaya bizi herhangi bir başka hocanın şampiyonluk yarışında tutabileceğine inanmıyorum. çünkü olanlar futbol ile alakalı değil... hoca savaştı ve yalnızdı bunu görün.

    kaçan şampiyonluğumuzun kadro tercihlerinden dolayı olmadığını biliyorum... balık hafızalı olmadığımdan dolayı da bu sezon galatasaray spor kulübüne yapılanları unutup fatih terim'e saldırmayacağım.. ve biliyorum ki bu sezonun kokusu ilerleyen yıllarda ortaya çıkacak...

    ayrıca yıllardır takip ettiğim ve yeni yazar olmaya karar verdiğim galatasaray sözlük ailesinin her bireyinin zeki olduğunu varsayarak burada yapılan mustafa cengiz güzellemelerinin başkanın akrabaları tarafından yapılıp, bu kişilerin duygularının zekalarının önüne geçtiğini ummak istiyorum.
  • 923
    kaybedilmesi ile üzmüş sezondur. ancak sezon o kadar uzun oldu ki nasıl başladığını unuttuk gibi. yaz transfer döneminde doğru düzgün orta saha gelmeyişi ile başladı aslında sezon. hepimiz bu orta saha ile işimiz çok zor diyorduk ki hoca takım içi belki de bir çoğumuzun ummadığı çözümler üretti ve takım da güzel top oynadı. ancak sonra düşüşler, formsuzluklar, fatih hocanın anlayamadığımız tercihleri, yönetimin tanımlamakta zorlandığım takımın altını oyan hareketleri, hakem rezaletleri, tff çifte standartları derken sadece 2 gol ile şampiyonluğu kaybettik. evet komik geliyor insana. sanki sınavda geçer notu tek soru ile kaçırmak gibi hissettiriyor açıkçası.

    düşünsenize hoca bir maçta yanlış 11 ile çıktığı bir maça doğru 11 ile çıksa ve ilk yarıyı çöpe atmayarak daha fazla gol atsak, hakem katliamı yaşadığımız bir maç düzgün yönetilse, yönetim transferleri zamanında yapsa, tff fatih hocaya haksız cezalar vermese, oğulcan transferi nedeni abuk subuk bir ceza almasa, covid olan topçularımız sağlıklı kalsa, tonla yaptığımız bireysel hatalardan yediğimiz gollerden 2 tane eksik yesek, bitiricilik konusunda biz bu kadar sorun yaşarken rakibimiz beşiktaş tam tersi çok şanslı ya da becerikli olmasa şu an seneye şampiyonlar ligine direk mi gideriz ön eleme mi oynarız diye düşünüyor olurduk. kısacası bu sezona ilişkin bir çok keşke olabilir. puan farkı ile kaybetsek açıkçası bu kadar düşünmezdik belki ama işte 2 gol olayı değiştiriyor.

    her şeye, herkese ve takımımızın yaptığı tüm iyi niyetli hatalara rağmen ben takımıma teşekkür ediyorum. gitti bitti denen sezonu son dakikaya kadar götürdüler. fatih hocam bizden helallik istemiş, sana varsa hakkım ananın ak sütü gibi helaldir hocam. seninle kazanılacak daha çok kupa var.
  • 924
    sezonun puan durumu analizini yaptım.
    https://gss.gs/3Yi.png

    buna göre beşiktaş;
    hatay*, karagümrük*, rize*, kayseri*, ankaragücü* maçlarında +9 puan fazla alırken,

    galatasaray;
    trabzon*, gaziantep*, antalya*, gençlerbirliği* maçlarında +9 puan fazla almış.

    beşiktaş'ın fazla puan aldığı takımların ligdeki sıralaması;
    hatay*, karagümrük*, rize*, kayseri*, ankaragücü*

    galatasaray'ın fazla puan aldığı takımların ligdeki sıralaması;
    trabzon*, gaziantep*, antalya*, gençlerbirliği*

    * beşiktaş'ın küme düşen takımlardan* sağladığı ekstra puan 1*, bizim ise 3*.

    * biz 4 maçta beşiktaşa nazaran fazla puan almayı sağlayabilmişken onlar 5 maçta bize nazaran ekstra puan alabilmişler.

    sonuç;
    bu tabloya bakınca kaçan şampiyonluğun sebebi 3 hafta üst üste rize, hatay, karagümrük maçlarında sadece 1 puan almamızdan kaynaklı olduğu görülmektedir. * *

    (bkz: 19 mart 2021 galatasaray rizespor maçı)
    (bkz: 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçı)
    (bkz: 10 nisan 2021 galatasaray karagümrük maçı)
  • 925
    2.yarısının ilk 6 haftası ve son 6 haftasını firesiz 18'er puanla kapattığımız fakat aradaki 8 maçlık bölümde sadece 9 puan toplayabildiğimiz sezondur.

    8 maçta kaybedilen 15 puana rağmen sadece averaj ile 2.olmak acımızı hafifletmiyor. aksine hayıflanmamak elde değil.

    o olsaydı bu olsaydı herkes için geçerli ama gaziantep, fenerbahçe ve alanya deplasmanlarının olduğu 6 haftalık dönemi kayıpsız geçip peşinden gelen süreçte ankaragücü, f.karagümrük, rize gibi takımlara nasıl puan kaybederiz aklım hala almıyor. tam tersi olmalıydı, o zorlu fikstürden sonra vites artırıp farkı açmamız gerekiyordu. en azından rize ankaragücü ikilisinden 1 puan çıkarsak şampiyonduk. çıldırmamak elde değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın