• 29
    10 ağustos 2007 istanbul büyükşehir belediyespor fenerbahçe maçı ile başlayan ve 10 mayıs 2008 galatasaray gençlerbirliği oftaş maçı ile sona eren, galatasaray'ın, fenerbahçelilerin şampiyonlar ligi finali hayali kurduğu bir sezonda oldukça mütevazi bir kadroyla, üstelik ligin en keskin virajında teknik direktörsüz kalmasına rağmen şampiyon olduğu sezondur.

    ***

    sevgili yazar dostlarım merhaba. size zaman zaman galatasaray’ın yakın tarihini anlatıyorum. bu entry’nin konusu bitişe az bir süre kala teknik direktörsüz kalmamıza rağmen şampiyon olduğumuz 2007-2008 sezonu. bu entry’de tam 10 bölüm halinde birlikte olacağız ve birlikte yakın tarihimizin bu güzide sezonunun sayfalarını açacağız. kimi zaman heyecanlanacak, kimi zaman hüzünleneceğiz. bazen ah keşke böyle olmasaydı diyeceğiz. emin olun hep birlikte geçmişten büyük dersler alacağız.

    ***

    bölüm 1: “kalli”

    hikayemiz galatasaraylıların 2007 yılının şubat ayında, istanbul'un o dondurucu soğuğunda, bir sabah gazetelerde görüp şok olduğu o haberle başlıyor.

    o sabah hemen hemen tüm gazetelerin spor sayfalarının manşeti şuydu "galatasaray gerets ile sözleşme uzattı".

    şu günden o güne bakıldığında, “ne var ki bunda gayet doğal” denilebilir. ama o günleri hatırlayanlar bilir ki bu sözleşme uzatma haberinin gündeme bomba gibi düştüğü günlerde eric gerets kulüpte artık kimse tarafından istenmeyen adamdı ve basında her gün sezon bitmeden ya da bittikten sonra kovulacağı yazılıp çiziliyordu. kimi gazetelerde ise gerets her gün başka bir takımla anlaşıyordu.

    basın asparagas haberler yazıp çiziyor denemeyecek kadar ciddiydi o günlerde yaşananlar. galatasaray'da kazan adeta fokurduyordu. başkan yardımcısı olduğu günden beri yıldızı gerets'le hiç ama hiç barışmayan adnan polat, her seferinde gerets'i göndermeye çalışıyor ancak başkan özhan canaydın tarafından engelleniyordu.

    2005-06 sezonunda gerets ile mucizevi bir şampiyonluk yaşayan galatasaray, 2006-07 sezonunda oldukça kasvetli bir sezon geçirmekteydi. türkiye şampiyonu olarak gittiği şampiyonlar ligi’nde önce tur şansını, ardından da uefa kupası’na katılma hakkını kaybedince bir anda herkes teknik direktör gerets’i tartışmaya başlamıştı.

    normal koşullarda 31 mayıs 2007’de sözleşmesi bitecek belçikalı teknik adamın kontratında bir yıllık opsiyon bulunuyordu. ama opsiyonun kullanılabilmesi için yönetimin 31 aralık 2006’ya kadar bunu gerets’e bildirmesi gerekiyordu.

    bunu bilen gerets 2006 kasım ayında vakit kaybetmeden bir basın toplantısı düzenleyip şunları söylüyordu:

    “g.saray’daki planlarım uzun vadeli. sözleşmemi de uzatmayı düşünüyorum. kulüp de aynı şeyi düşünürse uzun vadeli programımızı yapacağız. yönetim birkaç hafta önce sözleşmemi uzatma gibi bir düşünceyi ortaya atmıştı. bir sene daha opsiyonlu olarak sözleşmem var. ancak, kulüp bunu aralık ayı sonuna kadar kullanmalı. bunları oturup konuşacağız. son zamanlarda yönetimle sorun yaşadığım yazılıyor. tabii ki bazı konular konuşulacak ve tartışılacak. ama bu işin gereğidir. adnan polat ile aramda tartışma olmadığını ve bunların gerçek dışı olduğunu dile getirmek istiyorum.”

    gerets perde arkasında yaşanan tartışmaları kameralar önünde maskeleyerek aslolan galatasaray’dır mesajı veriyordu.

    başkan yardımcısı adnan polat ise gerets’in bu açıklamaları üzerine şunları söylüyordu:

    "şu kadarını söyleyeyim; gerets ile son derece mesafeli davranıyoruz birbirimize. ama bizler çocuk değiliz. herkes işini yapacak, yapmalı da. gerets'i niye gönderelim? günlerden beri basında yazılıp çiziliyor. artık bundan sıkıldım. hocayı seversin veya sevmezsin. hoşlanır ya da hoşlanmazsın. ben çocuk değilim. duygusal davranma lüksüm yok. yani başkan 'göndermem' derse ben 'hayır göndereceksin' diye çocuklar gibi ayağımı yere sürtemem. galatasaray'a zarar veremem ben. ben bu kulübe her zaman fayda sağlamak için varım. kaldı ki hoca elindeki imkanlara rağmen çok da başarılı. geçen sene nasıl şampiyon olduysak, bu seneki 7 puan fark da önemli değil. biz yine şampiyon olacağız."

    aslında adnan polat, yönetime girdiği günden beri yıldızının hiç barışmadığı gerets’i göndermek istiyor ancak ‘şampiyon olmuş bir teknik adam’ı gönderip taraftarı karşısına almaya cesaret edemiyordu. başkan özhan canaydın da polat’ı bu konuda frenleyen isimdi. uzun yıllar başarısızlıklar yüzünden hedefe oturtulmuştu ancak gerets sayesinde taraftarla arası yumuşamıştı. şimdi gerets gider de yeni bir başarısızlık ortamı oluşursa akıbeti ne olurdu?

    ligin devre arasına girildiğinde adnan polat, eric gerets’i göndermek için son hamlesini yaptı. yönetim kurulunu acil toplantıya çağırıp gerets’in kovulması için oylama açtı. polat’a muhalif üyeler ve başkan canaydın’ın oylarıyla gerets görevde kaldı, polat’ın yeni hoca planları suya düştü.

    şubat ayı yarılandığında galatasaray avrupa’ya çoktan havlu atmış, kupada kayseri erciyes’e elenmiş, ligde de lider fenerbahçe’nin 6 puan gerisinde kalmış ve amaçsız bir takım hüviyetine bürünmüştü.

    taraftarlar sezon sonunda sözleşmesi biten belçikalı teknik adamla lig bitiminde yolların ayrılması gerektiğini düşünüp gelecek sezon yeni bir isimle yeniden yapılanmaya gitmenin şart olduğunu söylüyordu.

    işte tam da o anda kimsenin beklemediği bir manşet çıktı karşılarına: "galatasaray gerets ile sözleşme uzattı!”

    başkan canaydın bir panik kararla, polat ve gerets arasındaki gerilime bir son vermek için gerets’in sözleşmesini uzatmıştı. bu karar tahmin edildiği gibi en çok adnan polat’ı rahatsız edecekti. ve sadece üç ay sonra galatasaray’ı gerets’e tazminat ödemek zorunda bırakacaktı.

    haberin doğruluğunu galatasaray futbol a. ş genel müdürü adnan sezgin teyit etti. sezgin, belçikalı teknik adamla yapılan görüşmenin ardından, 2007-2008 sezonu için de anlaşmaya varıldığını açıkladı.

    fakat sezon sonunda gönderilmesine kesin gözüyle bakılan teknik direktör eric gerets ile ’nikâh tazelenmesi’ sarı-kırmızılı camiada şaşkınlık yarattı. yöneticilerin ’gece yarısı operasyonuyla’ belçikalı hocanın sözleşmesini 1 yıl daha uzatması camiayı ikiye böldü. bir kısım “şampiyonluk yarışı sırasında yapılan bu sözleşme, futbolcuların toparlanması ve istikrarın sağlanması açısından çok olumlu oldu. daha iyisini mi bulacaklardı” yorumunu yaparken, diğer bölüm ise “hocayla bu kadar gerginlik yaşandıktan ve söylediği sözler hazmedildikten sonra sözleşmesinin yenilenmesi yanlış” ifadelerini kullandı.

    ne var ki gerets ile sözleşme uzatılınca “yorgan gitti kavga bitti” durumu oluşmamıştı. adnan polat ne olursa olsun gerets’i göndermeye kararlıydı ve sadece biraz beklemesi gerektiğini düşünüyordu. uygun bir anın fırsatını yakalaması gerektiğini düşünüyordu. ve o fırsatı da çok geçmeden yakaladı…

    16 mart 2007 konyaspor galatasaray maçı 2-2 bitti. galatasaray böylece lider fenerbahçe’nin 9 puan, ikinci beşiktaş’ın da 3 puan gerisine düşmüş oluyordu. o akşam sarı kırmızılı taraftalar isyan bayrağını açtı.

    konya'da futbolcular otobüse binerken protestoda bulunan taraftarlar, başkan özhan canaydın'ı da istifaya zorladı. konya'da başlayan taşkınlıklar istanbul'da da devam etti. galatasaray kafilesini, havalimanında karşılayan taraftarlar futbolcuları alkışlarken, teknik direktör eric gerets'i istifaya çağırdı. taraftarlar "özhan'ı alana, gerets bedava" diye tempo tuttular. bazı taraftarlar gerets'e saldırmak istese de araya giren polis taraftarlara engel oldu.

    işte adnan polat’ın istediği fırsat eline geçmişti. hemen o gece başkan canaydın’ı arayan polat hafta içi bir ikili görüşme organize etti. bu görüşmede de gerets’in ipinin çekilmesi talebini yeniledi. son olaylardan sonra canaydın daha fazla direnmedi ve cevabı “peki öyle yapalım” oldu.

    arkasından yönetim kurulu toplandı ve teknik direktör eric gerets ile dostça ayrılmak için görüş birliğine varıldı. bütün yönetim gerets'in kesin olarak başarısız olduğunda görüş birliğine varırken, oybirliği ile gerets'in ligin son haftasındaki bursaspor maçı sonrasında görevine son verilmesi kararlaştırıldı.

    dengeler bir defa değişti ya yöneticiler hemen yeni galatasaray teknik direktörü kim olmalı tartışmasına başladılar. burada da tahmin edileceği gibi polatçılar ve anti-polatçılar olarak ikiye bölünüldü.

    polat ve destekçileri sürpriz bir şekilde karl heinz feldkamp ismini öne sürdüler. öyle ya, adnan polat, başkan yardımcısı olduğu mart 2006’dan bu yana yakın arkadaşı olan feldkamp’ı takıma getirmek istiyordu. ama gerek kazanılan şampiyonluk, gerekse de canaydın’ın gerets’e olan desteği buna hiç fırsat vermemişti. ama artık gerets gidiyordu ve polat planını devreye sokabilirdi.

    karl heinz feldkamp, galatasaray’ı 1992-1993 sezonunda çalıştırmıştı. dönemin başkanı alp yalman, futbol şube sorumlusu ise adnan polat’tı. dönemin sükseli teknik adamlarından olan nam-ı diğer kalli’yi görevin başına getirmek için derwall’den yardım istediğini anlatmıştı bir zamanlar başkan yalman. feldkamp ise 1992’deki imza töreninde bu görüşmesini şöyle anlatıyordu:

    “derwall beni arayıp bana “galatasaray’a gelir misin?” diye sordu. kendisiyle aachen’de oynarken sık sık karşı karşıya gelmiştik. antrenörlük yaptığımda da o milli takımda çalışıyordu. galatasaray’da olmamın sebebi de aslında sayın derwall’dir. türk insanını bana yakınlaştıran da kendisidir.”

    işte polat çalıştığı dönemde kulübe çifte kupa mutluluğu yaşatan eski çalışma arkadaşı feldkamp’ı yeniden takımın başında görmek istiyordu. fakat o günden bu yana tam 15 sene geçmişti ve feldkamp artık 73 yaşına girmek üzereydi. üstelik sağlık sorunları nedeniyle 8 yıldır da takım çalıştırmıyordu alman teknik adam. ama polat’a göre galatasaray ancak feldkamp ile yeniden doğabilirdi.

    polat’ın muhalifleri ise feldkamp ismini duyunca öfkeden deliye döndüler. onlara göre 73 yaşında biri günün şartlarını yakalayamaz, oyuncularla kuşak çatışması yaşar ve türkiye’ye de ancak tatile gelirdi. o grup da feldkamp’a şerh koyduklarını belirtip canaydın’a ersun yanal’ı önerdiler.

    şükrü ergün’e göre ersun yanal, gençlerbirliği’nde başarılı sonuçlar elde etmişti. genç yaşta milli takımın başına geçmişti. içinde bulunulan sezonda ise ligde büyük düşüş yaşasa da vestel manisaspor ile liderliğe kadar yükselmişti. gelecek vadettiği için mutlaka değerlendirilmesi gereken bir teknik direktör olduğunu söylüyordu.

    her zaman ki gibi çekimser kalan canaydın feldkamp ve yanal seçenekleri üzerinde durmayı kabul ettiğini belirtip toplantıyı orada bitirdi.

    ligin milli takım arasına girmesiyle birlikte adnan polat almanya’nın yolunu tuttu ve başkan canaydın dışında herkesten habersiz feldkamp ile görüştü.

    polat, feldkamp’a öncelikle sağlık durumunu sordu. alman hoca “turp gibiyim” yanıtını verince polat “gelecek sezon seni yeniden galatasaray’da görmek istiyoruz. başkan özhan canaydın’ın isteği de bu yönde. hazırlığını yap. galatasaray’da önümüzdeki 10 yılın kadrosunu yine sen oluşturacaksın” dedi.

    inatçı ve burnu havada yapısı bilinen feldkamp polat’a “artık 73 yaşındayım, 8 yıldır takım çalıştırmıyorum. yaşım dolayısıyla türkiye gibi eleştirinin ve memnuniyetsizliğin yoğun yaşandığı bir futbol ortamında çalışmam doğru olmaz” yanıtını verdi.

    bunun üzerine polat “eğer istediğin çalışma şartlarını sağlarsak, transferleri belirlemede tek yetkili sen olursan ve işine karışılmayacağını garanti edersek gelir misin?” diye sorunca kalli afalladı. istekli ama belli etmemeye çalışırcasına “düşünebilirim” yanıtını verdi.

    alman teknik adamın aslında galatasaray’ı ve çalışmayı özlediğini ama kendini naza çektiğini sezinleyen adnan polat bunu bir evet olarak algıladı ve “benden haber bekle” diyerek istanbul’a geri döndü.

    dönüşte başkan canaydın’a gidip “feldkamp gelebilir gibi duruyor. biraz suyuna gitmek lazım” diyerek görüşmenin seyrini ifade eden polat’a canaydın’dan hiç beklemediği bir yanıt gelir:

    “yönetimden bazıları eğer feldkamp gelirse kesin olarak istifa edeceklerini söylediler. yetmiş küsür yaşında bir adamdan takıma hayır gelmez diyorlar. zor durumdayım. istifa ederlerse bu bir yönetim krizine yol açar. en iyisi ersun yanal’ı gündeme almak.”

    adnan polat beyninden vurulmuşa döner ama diyecek bir şey yoktur. “önce ben bir görüşeyim. şartlar uygun olursa adnan sezgin nihai anlaşmayı sağlar” der.

    canaydın da “fenerbahçe de sanırım zico yerine onu düşünüyormuş. elimizi çabuk tutarsak iyi ederiz” yanıtını verir.

    bunun üzerine adnan polat, ersun yanal ile polat otel'de bir görüşme yapar. görüşme medyaya 'sadece kahve içtik' şeklinde yansırken, aslında polat, ersun yanal'a 'galatasaray'ı çalıştırmaya hazır ol. fenerbahçe'den teklif gelirse de bizi birkaç ay bekle' demiştir.

    ersun yanal ile görüşmeler olumlu ilerleyince mayıs ayında bu kez adnan sezgin kesin anlaşma için görevlendirilir. futbol a.ş. genel müdürü adnan sezgin, ersun yanal ile yine polat otel'de bir araya geldi. sezgin ve yanal bu görüşmede galatasaray'ın geleceğine yönelik projeler üzerinde durdu. yapılacak yeni transferler masaya yatırıldı. yanal, tüm şartlarda ikna edildi. anlaşmaya göre sezon sona erer ermez eric gerets'le yollar ayrılacak ve hemen ersun yanal ile 3 yıllık sözleşme yapılacaktır.

    ancak o sırada dengeleri değiştiren bir açıklama gündeme bomba gibi düştü. fitili ateşleyen galatasaraylı taraftar grubu ultraslan’dı.

    16 mayıs 2007 günü galatasaray’ın en etkili taraftar oluşumu ultraslan bir bildiri yayınlayarak, yanal’ın transferine kesinlikle karşı olduklarını belirtti. ersun yanal’a karşı tavırlarının 2000- 2001 sezonundaki galatasaray-ankaragücü maçı sonrası ortaya atılan teşvik primi iddiasının ardından başladığını belirten ultraslan, "galatasaray aleyhine çalıştığı iddia edilen bir teknik adamı, galatasaray camiası asla kabullenmez. ersun yanal’ın cismi değil ismi bile galatasaray’ın kapısından içeri giremez. galatasaray taraftarı olarak bu transfere müsaade etmeyeceğiz" ifadesini kullandı.

    galatasaray’da teknik direktör tartışması yaşanırken 19 mayıs 2007’de ali sami yen’de oynanacak fenerbahçe derbisi* yaklaşıyordu. fenerbahçe ligin 32. haftasında oynadığı trabzonspor maçında aldığı beraberlikle 2006-2007 sezonunu şampiyon bitirmeyi garantilemişti. bu onların son dört sezonda kazandıkları üçüncü şampiyonluklarıydı ve 1990’ların aksine artık iniş trendinde olan galatasaray, çıkış trendinde olan ise fenerbahçe gibi gözükmekteydi. türk futbolunda roller değişmişti.

    öte yandan bütün bir medyada riyakar bir fair-play fırtınası estiriliyordu. hafta boyunca galatasaray’ın fenerbahçe’yi alkışlaması ve bunun bir ‘milat’ olması yazıldı, çizildi. çok bilmiş tarafgir futbol otoritelerine göre galatasaray şampiyon fenerbahçe’yi alkışlamalıydı. galatasaray’a adeta akıl veriliyordu. galatasaray yöneticileri adnan polat ve haldun üstünel de bunu destekleyen yönde açıklamalar yapmışlardı.

    ersun yanal’a tepki koydukları açıklamada bu alkış konusuna da değinen ultraslan galatasaray’ın, 2005 türkiye kupası finalinde* fenerbahçe’yi 5-1 yendikten sonra sarı-lacivertliler’in ikincilik seramonisine bile katılmadığını hatırlattı ve “saracoğlu’nda yıllardır yaşadığımız insanlık dışı muameleden sonra bu tutumun bizden beklenmesi saçma, tutarsız ve manasızdır” açıklamasında bulundu.

    ultraslan’dan gelen tepki sonrası söylem değişikliğine giden galatasaray kulübü başkan yardımcısı adnan polat, fenerbahçe yönetiminin turkcell süper lig'de şampiyonluğu fair-play ruhu içinde kazanmadığını söyledi. mecidiyeköy'deki galatasaray store çadırı'nda basın toplantısı düzenleyen adnan polat, gündemdeki şampiyon fenerbahçe'nin ali sami yen stadı'nda alkışlanması isteğine değinerek, ''nereden geldi bilmiyorum. biz geçen sene şampiyon olduğumuz vakit fenerbahçe, 100 yıllık dostumuz olmasına rağmen bırakın alkışı ve tebriği, internet sitelerinde dahi tek kelime edilmedi. biz fenerbahçe camiasının ve taraftarının şampiyonluğunu kutluyoruz ama yönetim için aynı şeyi söyleyemiyoruz. çünkü fair-play ruhu içinde kazandıklarını düşünmüyoruz. son 3 haftadır medyaya yansıyan haberlerini tekrar düşünürseniz, neden fair-play içinde şampiyon olamadıklarını görürsünüz'' dedi.

    evet çok öteye gitmeye gerek yok. fenerbahçe’nin gerçek yüzü 6 mayıs 2001 fenerbahçe galatasaray maçında görülmüştü zaten. galatasaray’ın son 4 yılın şampiyonu, son iki yılın türkiye kupası şampiyonu, uefa kupası şampiyonu, uefa süper kupası şampiyonu ve şampiyonlar ligi yarı finalinin kapısından dönmüş bir çeyrek finalist olarak geldiği o gün kadıköy’de taraftarları kanalizasyon suları içinde bekletilmiş, oturacakları tribünlere dışkılar bırakılmış, kafalarına idrar dolu balonlar fırlatılmıştı. rezilliğin daniskasıydı.

    işte bunlar sümen altı edilip galatasaray’a fenerbahçe alkışlatılmak isteniyordu.

    19 mayıs akşamı mecidiyeköy’de kıyamet koptu!

    galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın ile fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım, derbi maç için stada gelmediler. galatasaray kulübü'nü, başkan yardımcısı adnan polat, fenerbahçe kulübü'nü de başkanvekili nihat özdemir, protokol tribününde temsil etti.

    galatasaray taraftarları, fenerbahçe maçı öncesi tribünde dev pankartlar açtılar. kapalı tribünde açılan pankartlarda, ''7-0, yedi kişi'', ''metin oktay geldi ağları deldi, ''ulubatlı souness bayrağı dikti'' yazıları bulunurken, ayrıca üzerinde uefa kupasıyla süper kupa amblemleri bulunan ve bir aslan figürünün fenerbahçe amblemini parçaladığı 2 pankart da yer aldı.

    öte yandan ''hayallerinizin bittiği yerde, bizim gerçeklerimiz başlar'' yazılı dev bir pankart kapalı tribüne asılırken, sarı-kırmızılı taraftarlar, kapalı ve eski açık tribünde kırmızı renkte yaldızlı kağıtlar da açtılar. maç öncesinde stadın skorbordunda galatasaray'ın kopenhag'da uefa kupası'nı aldığı maçın görüntüleri gösterildi. galatasaraylı taraftarlar, yıldönümü 2 gün önce olan kupa görüntülerini, büyük bir keyifle izlediler.

    şampiyon fenerbahçe, galatasaray'ı ali sami yen'de 2-1 yenerken adeta utanç manzaraları yaşandı. maç boyunca sahaya atılmadık madde bırakmayan galatasaray tribünleri, kendi futbolcularını bile büyük tehlikeye attı.

    galatasaraylı taraftarlar, fenerbahçe kafilesinin stada girişi sırasında en büyük tepkiyi tümer metin'e gösterdiler. tümer'e ağır küfürler eden taraftarlar ayrıca, ''askere git'' diye bağırdılar.

    maç öncesinde galatasaraylı futbolcu hasan şaş'ın, fenerbahçeli lugano'ya olan öfkeli hali dikkat çekti. saha içinde adeta çıldıran ve bu futbolcuya ulaşmaya çalışan hasan'ı takım arkadaşları güçlükle durdurabildi. sakatlığı nedeniyle maçta yer alamayan hasan, ''lugano ilk maçta anneme küfür etmişti, o yüzden tepki gösterdim'' dedi.

    sahaya sürekli atılan pet şişeler, patlayıcı maddeler ve meşaleler eşliğinde başlayan ilk yarıda galatasaray, fenerbahçe karşısında varlık gösteremezken, kanatlardan gol arayışlarında ise başarılı olamadı. duran toplardan lugano ve edu'nun gollerine engel olamayan sarı-kırmızılı takım, soyunma odasına 2-0 mağlup gitmek zorunda kaldı.

    ikinci yarıya 2-0'lık skoru lehine çevirme amacıyla çıkan galatasaray, üst üste yaklaşık 20 dakika süren 2 duraklamanın ardından oyun konsantrasyonunu önemli ölçüde yitirdi. fenerbahçe kalesi önüne gelip üst üste ataklar yapan sarı-kırmızılı takım, büyük tehlikeler yaratamazken, arda ile son dakikalarda bulduğu golle farkı indirse de yenilgiyi önleyemedi ve ikincilik umutlarını kaybetti.

    üç gün sonra galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın, 19 mayıs cumartesi günü oynanan galatasaray-fenerbahçe derbisinde yaşanan olaylarla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi.

    canaydın, cumartesi günü oynanan derbi maçta yaşananların kesinlikle bir hata olduğunu kabul ederek, ''şiddetle kınıyoruz, türk spor kamuoyundan özür diliyoruz'' dedi.

    ''bu olaylar bir patlamadır, münferit olay denemez, organizedir. uzun zaman türk futbolunda yaşananların sonucudur. bu galatasaray'ın sorunu değildir, sadece galatasaray'a mal edilemez. yaşanan şiddetin kaynakları vardır, toplumda şiddet nasıl çıkar araştırılmalıdır. bu manzaradan herkes galatasaray'ı, galatasaray seyircisini suçlayarak kurtulamaz. ama tartışmamız gereken bir şey vardır, bunu sadece biz değil, hepimiz yapmalıyız. sadece bizim seyircimiz değil, diğer bütün seyircilerin yapması lazım. sadece galatasaray değil, diğer kulüpler, federasyon ve yetkili kurumlar, sadece onlar değil devlet kurumları, sadece biz yöneticiler değil medya da yapmalıdır.” diyen galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın, ayrıca futbolda adalet ve güven duygusunun artık yitirildiğini savunarak, ''sesini çıkaran imtiyazı kapıyor, kayırma, iltimas ve çifte standart bitmelidir'' dedi.

    “sulu derbi”nin faturası galatasaray’a pahalıya patladı. pfdk, galatasaray’a 5 maçı sahasında seyircisiz oynama ve 201 bin tl para cezası kesti.

    böylece galatasaray süper lig 2007-08 sezonunda taraftarıyla ligin 11. haftasında oynanacak 11 kasım 2007 galatasaray gençlerbirliği maçına kadar buluşamayacaktı.

    sulu derbi, alkış krizi ve ultraslanın ersun yanal vetosu, başkan canaydın’ın gözünü epeyce korkutmuş, taraftarın bu öfke dolu halini yatıştırmak için eyleme geçmesine sebep olmuştu. işte özhan canaydın yardımcısı polat’ı o hafta içi yanına çağırdı ve “taraftarla inatlaşmak olmaz” deyip ersun yanal ile yapılan ön protokolden vazgeçilmesini istedi. adnan polat bu durumu memnuniyetle karşıladı. “adnan sezgin bunu hemen halleder” dedi. ersun yanal defteri bu şekilde kapanınca galatasaray’da teknik direktörlük için geriye sadece feldkamp seçeneği kalmış oluyordu.

    polat, canaydın’a “taraftarın gönlünü almak için efsane teknik direktörlerden kalli’yi ve yıldız bir 10 numarayı getirmemiz lazım. taraftar hagi’den bu yana 10 numara hasreti çekiyor. felipe ve iliç istenilen etkiyi yaratmadı. juninho ya da lincoln’ü transfer eteyi düşünüyorum.” şeklinde görüşlerini açıkladı.

    polat, canaydın’dan iki konuda da onay alınca soluğu jet hızıyla almanya’da aldı ve feldkamp ile tekrar iletişime geçti. canaydın’ın ve kendisinin mutlaka onu galatasaray’da görmek istediklerini bir kez daha yineledi. istediği bütün transferleri yapacaklarını üstüne basa basa vurguladı. florya tamamen feldkamp’a ait olacaktı. alman disiplini florya’da sert rüzgarlar estirecekti.

    kalli polat’a “gelmeme muhalif olanlar var. yaşananları medyadan takip ediyorum. özellikle yaşımla ilgili ağır eleştirileri var” dedi. polat, “çoğunluk olumlu bakıyor” şeklinde cevap verdi.

    sarı-kırmızılı camia, basın ve yönetimden böylesine ağır eleştiriler yapılırken galatasaray'ı çalıştıramayacağını belirten 73 yaşındaki teknik adam, "daha gelmeden bu kadar muhalefet yapılıyor. geldiğimde kim bilir neler olacak? en ufak bir hatada suçlu ilan edileceğim. bu karmaşık ortamda başarı beklemek de hayal olur. benim yüzümden sizin de eleştirilmenizi istemem. zaten fazlasıyla gergin bir sezon geçirdiniz. her konuda yardım etmeye hazırım, ancak istenmediğim belli" diyerek, polat'ın teklifini reddetti.

    büyük umutlarla gittiği almanya'dan eli boş dönen adnan polat, "ne kadar çok teknik direktör varmış da, bizim haberimiz yokmuş. herkes kalli'yi eleştiriyor. ağzı olan konuşuyor. bu şartlar altında feldkamp'ı ikna etmem mucize olurdu" diyerek, yaşından dolayı takıma bir fayda getirmeyeceği görüşünü savunan yönetici arkadaşlarına sitem etti.

    bütün bunlar yaşanırken 2006-2007 sezonunun son maçı geldi çattı. ligi üçüncü sırada bitirmesi kesinleşen galatasaray, bursaspor deplasmanına gidiyordu. 25 mayıs 2007 bursaspor galatasaray maçı aynı zamanda eric gerets’in galatasaray’ın başında çıkacağı son maçtı.

    bir cuma akşamı kimsenin umrunda olmadan oynanan bu maç sonrası, galatasaray ligi şampiyon fenerbahçe’nin 14 puan gerisinde 56 puanla üçüncü sırada bitirdi. kadro kalitesizliği açıkça ortaya çıkmış, aynı kadroyla bir önceki sezon gelen şampiyonluğun aslında nasıl mucizevi bir iş olduğu anlaşılmıştı.

    29 mayıs 2007 günü belçikalı teknik adamla yönetim arasında fesih anlaşmasına varıldı. sözleşmesinin feshi karşılığında alacağı tazminat için yöneticilerle pazarlık yapan belçikalı teknik direktör nihayet ikna edildi. başkan özhan canaydın florya metin oktay tesisleri’nde bir araya geldiği gerets’le tazminat konusunda anlaşmaya vardı. 400 bin euro geçen sezondan alacağı bulunan gerets’e, yeni sezondaki alacaklarına karşılık da 600 bin euro verildi. 26 şubat 2007’de gece geç saatlerde apar topar sözleşmesi uzatılan belçikalı çalıştırıcı, böylelikle 1 milyon euro’yu cebine koyup öyle gitti.

    anlaşmanın ardından gerets bir basın toplantısı düzenleyip veda konuşması yaptı. gerets sözlerine istanbul'u çok özleyeceğini söyleyerek başladı. özellikle ikinci yılında basının kendisine son derece sert davrandığı iddiasında bulunan gerets, şunları kaydetti:

    ''söyleyecek bir şey yok, çünkü zaten ortada olan bir şey bu. galatasaray gibi bir futbol takımının sadece 3-4 maçta yüksek performans göstermesi tabii ki kabul edilemez. yüzde 85-90 üst düzey futbol oynanması şarttır. birinci seneyi ele alırsak, galatasaray'da birtakım yenilikler, yeni bir vücut oluşturmaya çalışırken, iyi futbol oynarken bu kadar eleştirilmeme anlam verememiştim, ama bununla yaşadım. burada tüm basını da suçlayamam. bizlerle sezon boyunca birlikte olan insanlara tabii ki saygı gösteriyorum, çünkü her gün bizle beraberlerdi.''

    galatasaray'dan ayrılması sonrası hislerini, ''kızgın değil, üzgünüm'' diye tanımlayan gerets, ''bunun nedeni, üçüncü senemde ikinci kez şampiyon olma fırsatının tanınmaması. ikinci şampiyonluğumu kazanabileceğime inanıyordum, ama bu fırsatım olmadı, üzgünüm. iki sezonum arasında ciddi kontrast farkı var. birinci senemden mutlu ve gururluyum. takımımla beraber yıkılması zor şeylere imza attığımıza inanıyorum. galatasaray çok büyük bir aile ve ben bunu yaşadım. teknik ve idari kadrodan başkanıma, oyuncularıma kadar tek söyleyebileceğim, biz bir takım olmuştuk'' diye konuştu.

    galatasaray taraftarına da değinen gerets, başka hiçbir yerde böyle bir taraftar desteği görmediğini belirterek, ''ilk sene göğün yedinci katında yaşadığımı hissettim. ikinci sene de bunu devam ettirmeye çalıştım, ama ne yazık ki başarılı olduğumuzu söyleyemem. bazı maçlarda galatasaray gibi bir takıma yakışmayan futbol oynadığımız için üzgünüm. bunda benim de sorumluluğum var, ama burada sorumluluk sahibi her merci, iyisiyle kötüsüyle kendi sorumluluğunun farkına varmalı. burada olmasam dahi önümüzdeki sene galatasaray'ın ilk senemdeki gibi olmasını temenni ederim'' şeklinde konuştu.

    eric gerets konuşmasında, galatasaray'dan ayrılarak futbolu bırakan hakan ünsal'dan özür diledi. ''bizim küçük hakan diye tanıdığımız eski sol bekimiz hakan ünsal'a, karşı bir hatam oldu, bundan dolayı kendisinden çok özür diliyorum'' diyen gerets, ''birkaç gün önce telefon ettim ve gönlünü aldım, ama herkesin önündeki tatsız bir olay olduğu için yine herkesin önünde özür dilemesini bilmeliyim'' ifadesini kullandı.

    böylece 2 yıllık galatasaray macerasına eric gerets gözyaşlarıyla veda etti.

    gerets galatasaray’a 2000 kadrosunun ardından yeniden kazanmayı hatırlatan adamdı. hücum futbolunu, şampiyonluğu galatasaray’a uzun bir aradan sonra tattıran kişiydi. hem de göreve geldiği ilk yıl ve çok imkansız görünen bir durumda. onunla birlikte bir devrin kapanacağı aşikardı.

    peki ama şimdi asıl soru şuydu, gerets’den sonra teknik direktörlük koltuğuna kim oturacaktı? en önde gelen aday tabii ki karl heinz feldkamp’tı!

    gerets’in gidişiyle teknik direktör ihtiyacı artık resmiyet kazanan gaatasaray’da adnan polat her şeye rağmen şansını bir kez daha denemek isteyip tekrar feldkamp’ı aradı.

    feldkamp bir kez daha yönetimin bütünüyle kendisini istememesinden yakınınca polat, kurt teknik adama şunları söyledi:

    "benim on beş yıllık dostumsun ama yönetim kurulu'ndaki birçok arkadaşım seni tanımıyor. imza için geldiğinde onlara brifing vermen için bir toplantı düzenleyeceğim. bu toplantıda nasıl bir teknik adam olduğunu onlar da görecek ve bana hak verecekler. galatasaray'da çok başarılı olacağına ben yürekten inanıyorum."

    bunun üzerine feldkamp yelkenleri suya indirdi ve "tamam isteğinizi kabul ediyorum. bir iki gün içinde istanbul'a gelip yönetim kurulu üyelerine projelerimi, transferde izleyeceğim çalışmaları tüm detaylarıyla anlatacağım ki kimsenin kafasında soru işareti kalmasın. sonra ne olacak hep birlikte karar veririz” dedi.

    tüm bunlar yaşanırken sarı kırmızılı takımda 1 haziran 2007 günü üzücü bir ayrılık daha yaşandı. 2001 yılında geldiği galatasaray'da 'bayrak adamlardan' birisi olan faryd mondragon, daum'un çalıştırdığı almanya ikinci ligi takımı köln ile anlaşmaya vardı. kolombiyalı kaleci yönetimle görüştükten sonra ayrılık kararını duyurmak için kameralar karşısına geçti.

    mondragon, gözlerinin yaşardığı ve zaman zaman konuşmakta zorlandığı toplantıda, ''galatasaray'da, bu harikulade şehirde ve çok güzel ülkede 6 yılda yaşadığım dostluklar ve büyük tecrübe için herkese teşekkür ederim'' dedi. mondragon, birçok ülkede ve ateşli taraftarları bulunan kulüplerde futbol oynadığını, ancak böyle bir sevgiyi hiçbir yerde görmediğini söyledi. “kuşkusuz, bana ilk günden son güne kadar olağanüstü duygular yaşatan bu 6 yılı hiç unutmayacağım. tanrıdan dileğim, bu kulübe ve taraftarlara hak ettiği başarıları yaşatsın. onlar buna layık ve dünyada hiç benzerleri yok.''

    işte 6 yıl boyunca taraftarına “kalede sıkıntı yok” imajını veren mondragon da hüzünlü bir şekilde veda etti galatasaray’a. onun gidişi kalede adeta bir fetret devri başlatacaktı. ne var ki günün birinde genç bir uruguaylı o kaleyi devralana kadar da taraftar rahat nefes alamayacaktı maçlarda. sanırım galatasaray’ın renkleri sarı kırmızıdır ve kalecisi güney amerikalı olmak zorundadır gibi bir kural mevcuttu evrenin işleyişinde.

    ertesi gün yönetim kurulu kalli’nin vereceği brifing için toplandı. fakat toplantıya sadece 7 üye katıldı. geri kalan üyeler feldkamp’ı bir dayatma olarak görüp toplantıyı protesto ettiler.

    şükrü ergün, celal gürcan, ali gürsoy, atilla kınay, vedat irdelp, engin akçakoca, ışın çelebi, cengiz özyalçın ve fatih gökşen toplantıya katılmadılar. başkan özhan canaydın, adnan polat, semih haznedaroğlu, tunca hazinedaroğlu, mehmet helvacı, ahmet dedehayır ve haldun üstünel’in girdiği toplantıda adnan sezgin, karl heinz feldkamp ve ahmet akcan da hazır bulundular.

    toplantıya girmeyen üyelerin bu tavrı “isyan” olarak yorumlandı. kalli bu duruma çok bozulmuştu. toplantı sırasında “istemiyorsanız giderim” dedi. alman hocanın projelerini anlatacağı toplantıya yönetimin ilgi göstermemesi ve adeta ’protesto’ bayrağı çekmesi camiada da şok etkisi yaratmıştı. aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. yönetim arasındaki bölünme artık hepten kendini gösteriyordu.

    toplantıda söz alan ikinci başkan semih haznedaroğlu'nun, "yaşlısınız. 1999’da beşiktaş'tan da sağlık sorunlarınızı ileri sürerek ayrıldınız" şeklindeki sözlerine, alman çalıştırıcı şu karşılığı verdi:

    "futboldan hiç kopmadım. her zaman futbolun içindeydim. alman futbolunu ve türk futbolunu hep yakından takip ettim. şu anda da hiçbir sağlık problemim yok. beşiktaş'tayken geçici bir sorun yaşamıştım. bu da tam anlamıyla çözüme kavuştu. hiç merak etmeyin çok iyiyim."

    feldkamp, bir yöneticinin "yardımcı antrenör olarak başka kimleri tercih edeceksiniz? yardımcı antrenör ile futbolcunun arasının iyi olması gerekiyor mu?" şeklindeki sorusuna ise, "yardımcı antrenörün futbolcularla arasının iyi olması gerekmez. eğer yardımcı antrenörün futbolcularla arası iyi olursa, o işte laubalilik ortaya çıkar. futbolcuların yardımcı antrenörle değil, benimle aralarının iyi olması gerekiyor" cevabını verdi.

    öte yandan feldkamp, transfer çalışmaları ile ilgili olarakta, adnan sezgin ile çalışmalara başladığını ifade ederek, "adnan polat'ın teklifini salı günü kabul ettim. bu yüzden transfer için fazla çalışma yapmaya şansım olmadı. ama şimdi adnan sezgin ile bu konuda çalışmalara başlayacağız. türkiye ligi'nde oynayan galatasaray'ın alt yapısından yetişmiş 12 oyuncu varmış. bunları da göreceğiz. eksik yerlere en doğru takviyeleri yapacağız. hepinizin gurur duyacağı bir galatasaray ortaya çıkaracağız. hiç kuşkunuz olmasın" diye konuştu.

    başkan canaydın, florya metin oktay tesisleri'nde, 3 saat süren bu yönetim kurulu toplantısının ardından, futbol şubesi sorumlusu adnan polat ile birlikte basın açıklaması yaptı. başkan özhan canaydın, feldkamp ile sohbet ettiklerini belirterek, ''eski hocamızla eskilerden konuşup bugünlere geldik, yeni dönemde hocamız feldkamp'tır. kendisi yarın basın toplantısıyla açıklamalarda bulunacaktır. hayırlı olsun camiamıza'' dedi.

    böylece galatasaray’da ikinci feldkamp dönemi resmen başlamış oluyordu.

    başkan canaydın, toplantıda çok sayıda yöneticinin olmamasının hatırlatılması üzerine, "böyle bir şey yok, toplantı için son dakikada yurtdışından gelenler yetişti, burada olanların ağırlığı geldi" diye konuştu.

    galatasaray kulübü 2'nci başkanı semih haznedaroğlu ise, toplantı çıkışında yaptığı açıklamada, feldkamp'ı çok sağlam ve dinç gördüğünü belirterek, alman çalıştırıcının kendisini ikna ettiğini söyledi.

    felkamp'ın, kendisinden çok emin olduğunu dile getiren haznedaroğlu, "toplantıda, başarılı olmaya geldim dedi. kendisi türkiye'yi, türk takımlarını ve galatasaray'ı çok iyi tanıyor. şahsen benim içimdeki bütün tereddütler yok oldu. onu aslanlar gibi gördüm, hırslıydı. benim gönlüm rahat" diye konuştu. semih haznedaroğlu, feldkamp ile anlaşmanın yapıldığını da dile getirirken, yardımcılarından birinin ahmet akcan olacağını söyledi. haznedaroğlu, toplantıya katılmayan üyeler için ise "onu başkana soracaksınız, belki işleri vardı" ifadesini kullandı.

    galatasaray'da feldkamp yönetim ile tanışıp resmen göreve başlarken, "feldkamp gelirse istifa ederim" diyen galatasaray yönetim kurulu üyesi şükrü ergün, bu sözünün arkasında durarak istifa etti. böylece adnan polat’ın yönetimdeki ağırlığı biraz daha artmış oldu.

    5 haziran 2007’de galatasaray'ın yeni teknik direktörü karl heinz feldkamp, florya metin oktay tesisleri'nde yardımcısı ahmet akcan ve futbol a.ş. genel müdürü adnan sezgin ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyip kendisini 1 yıllığına galatsaray’a bağlayan sözleşmeye imza attı.

    feldkamp’ın basın toplantısında söylediği sözler, galatasaray’ı medyaya kolay kolay yem etmeyeceğine dair izlenimler veriyordu. her daim fenerbahçe’yi koruyup galatasaray’ı yıpratmaya çalışan spor medyası için bu durum sert kaya gibi düşünülebilirdi.

    toplantıda bir basın mensubunun, "son 4 yılın 3 yılında fenerbahçe şampiyon oldu. galatasaray teknik adamları bu dönemde hep fenerbahçe'nin olanaklarının fazla olmasından yakındılar" demesi üzerine, kalli "bir hoca fenerbahçe'nin olanaklarının fazla olmasını bir bahane olarak ortaya koyuyorsa, o zaman bu, kendi mukavelesini imzalarken uyumuş anlamına çıkar. dünkü yönetim kurulu toplantısında bana galatasaray'ın ekonomik gücü nedir, ne yapılabilir konusu açıkça ifade edildi. dün bana anlatılanlar hoşuma gitmeseydi, şu an burada oturmazdım" yanıtını verdi. kazanılacak bir şampiyonluğun ve şampiyonlar ligi'ne katılma fırsatının önemli olduğunu kaydeden alman teknik adam, buradan elde edilecek gelirlerle yatırımların arttırılabileceğini söyledi.

    alman teknik adam, yaşıyla ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "bu tipik bir türk düşüncesi" dedi. bir basın mensubunun 74 yaşında olduğunu söylemesi üzerine, "bunu düzelteyim 73 yaşındayım. gelecek sene 74. yaşımı kutlarsam çok sevineceğim, onu sizlerle birlikte kutlarsam da sevinirim. 74. yaşını kutlayamayan çok insan var" ifadesini kullandı.

    1999 yılında antrenörlük görevine kısa bir ara verdiğini söyleyen feldkamp, o dönemde doktorların kendisine motoru yavaşlatma tavsiyesinde bulunduğunu anlatarak, “o dönemde bu tavsiyede bulunan insanlar şimdi bana, 'hoca artık zaman geldi, o dönemde tavsiye etmediğimiz bu görevleri artık üstlenebilirsin, hatta üstlenmelisin' dediler. içimdeki o ateşi hala görebiliyorum, ama takımdaki ateşi çalışmaya başladığımda bütün futbolcularımda da hissedeceğim. o ateşin karşılıklı olması lazım." dedi.

    feldkamp, fenerbahçe maçındaki olaylar nedeniyle alınacak cezanın kendileri için büyük bir yük olacağını söyledi. kalli, florya metin oktay tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, ali sami yen stadı'nın kendileri için bir kale olması gerektiğine değinerek, "kendi maçlarımızı oynayacağımız stadın bizim için kale olması lazım. belirli bir süre seyirciyle olamayacağımız gerçeği var. gerçekten bir yük bizim için" dedi.

    "almanya'dan oyuncu getirecek misiniz" şeklindeki bir soruyu "evet" diye yanıtlayan feldkamp, bunların türk olacağını söyledi. mondragon'un gitmesiyle ilgili değerlendirme yapan feldkamp, "şu anda 3 kalecimiz var. kaleci almayacağız, ama nezihi hocamla konuşacağım, eğer 'kaleci almalıyız' derse, o zaman değerlendiririz" ifadesini kullandı.

    1984’te jupp derwall’in başlattığı galatasaray’ın yeniden yapılanmasını ilerleten, 1992-93’te galatasaray’ı şampiyon yapan, ertesi sezon danışmanlığa çekildiği ve yardımcısı hollmann’a emanet ettiği galatasaray’ın tarihte ilk defa yeni formatıyla şampiyonlar ligi gruplarına kalmasını sağlayan, 2000 jenerasyonunun altyapısını hazırlayan kalli yeni bir “geleceğin takımı”nı oluşturma göreviyle tekrar iş başındaydı. üstelik basın toplantısında söz verdiği gibi tarihin imkanları en bol, en sükseli fenerbahçe’sinin imkanlarından şikayet etmek yerine onların önüne geçmek için uğraşacaktı. ve alman teknik adam verdiği bu sözü tutacaktı…

    onu tanımlayan en iyi kelime “disiplin”di. kalli’nin o geleneksel katı disiplini kendini daha ilk günlerden gösterecekti. takımdaki oyuncular kadar yöneticiler de bu disiplin ihlallerinden paylarına düşeni alacaklardı. ve alman teknik adamın yönetimle yaşayacağı ilk kriz çok yakında transferini hiç istemediği lincoln meselesinde yaşanacaktı.

    ***

    işte 2007 yılının ilk yarısını galatasaray olarak böyle yaşadık. kimilerine göre 2000’lerdeki fenerbahçe yükselişini durduran en kritik şampiyonluğun alınacağı 2007-08 sezonuna güzel bir zemin hazırlanan dönemdi bu, kimilerine göreyse üçüncü fatih terim dönemine kadar yaşanacak olan fetret devrinin bir parçası. feldkamp’lı galatasaray'da iki şey hiç eksik olmayacaktı; krizler ve liderlik koltuğu. galatasaray pırıltılı, sancılı ve biraz da fırtınalı bir sezona doğru yola çıkıyordu…

    1. bölümün sonu.

    (devam edecek…)
  • 28
    1999-2000 sezonu ile neredeyse tamamen aynı totoyu tutturduğumuz sezon.

    34 maçta 24 galibiyet, 7 beraberlik, 3 mağlubiyet.

    iki sezonda da 23 gol yemişiz. atılan gol sayısında 77-64 bir üstünlüğü var 1999-2000 takımının. clean sheet konusunda ise 16 maça karşılık 20 maçla 2007-2008 takımı fark yapmış. özellikle son 7 maçın 6'sının clean sheet olması, üstelik bu başarının aykut erçetin ve orkun usak gibi şimdi sorulsa çok da iyi sözlerle anılmayacak kalecilerle gelmesi enteresan bir başarıdır. normal sezonu 24 gol yiyerek tamamladığımız kalede muslera önünde semih-ujfalusi ile oynadığımız 2011-2012 sezonunda ise gol yemediğimiz maç sayısı 17 olmuş.
  • 27
    3 puanlı sisteme geçildikten sonra *, clean sheet rekoru 1995-1996 fenerbahçe'siyle birlikte bu sezondaki galatasaray'a aittir. galatasaray bu sezondaki tam 20 maçı gol yemeden tamamlamıştır. ayrıca da tam 10 maçı tek golle kazanarak 3 puanlı sistemde de bu alandaki rekoru da elinde bulundurmaktadır.

    gol yemeden tamamlanan o maçlar:

    galatasaray 4-0 rizespor
    bursaspor 0-1 galatasaray
    galatasaray 1-0 ankaragücü
    galatasaray 6-0 konyaspor
    kasımpaşa 0-1 galatasaray
    galatasaray 0-0 ankaraspor
    trabzonspor 0-1 galatasaray
    galatasaray 2-0 sivasspor
    gençlerbirliği oftaş 0-0 galatasaray
    galatasaray 1-0 bursaspor
    ankaragücü 0-4 galatasaray
    konyaspor 0-1 galatasaray
    galatasaray 2-0 kayserispor
    ankaraspor 0-1 galatasaray
    galatasaray 0-0 gaziantepspor
    gençlerbirliği 0-1 galatasaray
    galatasaray 1-0 trabzonspor
    başakşehir 0-3 galatasaray
    galatasaray 1-0 fenerbahçe
    galatasaray 2-0 gençlerbirliği oftaş

    olmak üzere 20 maç. tek golle kazandıklarımıza da gizli bkz. verdim. bu defansif performansı bir daha ne zaman yakalayabiliriz, meçhul. yakınından bile geçemeyiz. en çok yaklaştığımız süper lig 2011-2012 sezonu oldu son zamanlarda. gerisi hep bol gol yediğimiz sezonlar, şampiyon olduklarımız da dahil.
  • 33
    eylül ayına girildiğinde feldkamp florya’ya alışmaya başlamıştı. ancak liderliğe rağmen takımda ve yönetimde hissedilen bir huzursuzluk havası var gibiydi. yani takımın bu şekilde rahat rahat şampiyonluğa koşacağını düşünmek kimseye pek akıllıca gelmiyordu. daha ligin çok başıydı. dengeler her an bozulabilirmiş gibi görünüyordu. nitekim ligin 7. haftasında beşiktaş derbisi öncesi öyle bir kriz yaşandı ki galatasaray için sezonun epey sancılı geçeceği daha o zamandan anlaşıldı.

    ***

    bölüm 4: “disiplin”

    eylül ayının ilk günlerinde bir sabah evinde kahvaltısını yaparken galatasaray başkan yardımcısı adnan polat’ın telefonu çaldı. arayan milli takımlar teknik direktörü fatih terim’di.

    terim emre aşık ve necati ateş’in ankaraspor’la anlaştığı haberlerini görünce şaşırmış ve euro 2008 elemeleri kadrosunda yer verdiği futbolcuların motivasyonunu kaybetmesinden endişe duyarak polat’ı aramıştı.

    terim, turnuvaya gidilirse kesin olarak kadroda düşündüğü emre’nin gönderilmesine şaşırdığından ve oyuncunun yeni kulübündeki adaptasyon sürecinin performansını olumsuz etkilemesinden endişelendiğinden bahsetti. adnan polat da “sorma hocam ben de gitmesini istemezdim ama feldkamp kadroda yenileşme anlayışı nedeniyle bu kararı verdi” diyerek durumu ifade etti.

    fatih terim daha sonra emre aşık’a telefon edip “sen benim turnuvaya gidersek nihai kadromda mutlaka olmasını istediğim bir futbolcusun. her şeye kulaklarını tıka ve en iyi performansını göster. bu herkese en iyi cevap olacaktır” diyerek oyuncusunu motive etti.

    lige milli takım arası verilince feldkamp eşiyle birlikte almanya’ya gitti. aslında takımın başında kalıp milli takıma gitmeyen oyuncularla antremanları sürdürmesi gerekiyordu ama alman teknik adam ülkesinde halletmesi gereken rutin işler olduğunu söyleyerek izin almıştı.

    beklenmeyen liderlikten dolayı yöneticiler feldkamp ne isterse, ne talep ederse tamam diyorlardı. adnan polat durumdan çok memnun, kalli’nin takımın başına geçişine muhalefet edenler için “bu işi ben biliyorum, onlarsa ancak her şeye karşı çıkmayı bilirler. gördük işte, adam bizi liderliğe yükseltti. gerets kalsa şimdi yine alt sıralarda başlamıştık lige” diyerek feldkamp’ın gelişinde ısrar etmesinin ne kadar doğru olduğundan bahsediyordu.

    galatasaray’dan servet çetin, arda turan, sabri sarıoğlu, hakan şükür, ayhan akman ve hakan balta a milli takım teknik direktörü fatih terim tarafından milli takıma davet edilmişlerdi.

    fakat asıl sürpriz feldkamp’ın galatasaray’dan gönderdiği ankaraspor’lu emre aşık’ın da milli takıma çağrılmasıydı. feldkamp, ısrarla gönderdiği emre aşık’la ilgili sessiz kalma hakkını kullanma kararı almıştı.

    6 eylül 2007’de gazeteler “fenerbahçe'de youtube şoku” manşetiyle spor sayfalarını bastı. sarı-lacivertli takımın galip geldiği bir maçtan sonra soyunma odasında, büyük olasılıkla cep telefonuyla çekilen görüntüler, internete düşmüştü. içeride herkes galibiyet sevincini yaşarken, görüntüye birden çırılçıplak şekilde deivid de souza giriyordu. yöneticilere göre bunda anormal bir durum yoktu. ama anormal olan, takımın soyunma odasına girme hakkına sahip olan bir kişinin bu görüntüleri youtube'da bütün dünyaya yaymasıydı. fenerbahçe yönetimi bunu yapan köstebeği arayıp bulacaklarını ve cümle aleme ifşa edeceklerini iddia ettiler. ancak ne görüntüleri yayan kişi ne de o kişinin görüntüleri yayınlanma nedeni hiçbir zaman ortaya çıkartılamadı.

    öte yandan fenerbahçe’nin uruguaylı stoperi lugano basına verdiği demeçte “şampiyonlar ligi gruplarında ilk ikiye girip, ilerleyeceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. lugano’nun bu söylemleri galatasaraylı taraftarlarca forum sitelerinde epey alay konusu oldu.

    galatasaray yönetimi ise ligde her maçta tekme üstüne tekme yiyen dünyaca ünlü yıldızı lincoln'ü sigortalamak için harekete geçti. yöneticiler, sezon başında schalke kulübü'nden 4.5 milyon euro bonservis bedeli karşılığında transfer edilen, kendisine de yıllık 2.5 milyon euro ödenecek brezilyalı futbolcu için sigorta şirketi arıyordu. performansıyla sezon başında takımı sırtlamaya başlayan dünyaca ünlü yıldızın, maçlarda rakip futbolcuların sürekli sert müdahalelerine maruz kalması nedeniyle sarı-kırmızılı kulüp böyle bir tedbir alma yoluna gidiyordu. lincoln'ün herhangi bir sakatlık durumunda sahalardan uzak kalmasıyla yaşayacağı maddi kaybı düşünen galatasaray yönetimi, en garanti yolun sigortalamak olduğu görüşünde fikir birliğine varmıştı. buna göre brezilyalı 10 numaranın, anlaşılacak sigorta şirketinin eksperleri tarafından taramadan geçirilerek 5 milyon dolara sigortalanması planlanıyordu. yani sarı- kırmızılı kulüp 4 yıllık anlaşma sağladığı lincoln'ün yaşayacağı bir sakatlık sonrası futbol hayatının bitmesi durumunda sigorta şirketinden 5 milyon dolar para alacaktı. lincoln'ün bir yıl oynayamaması durumda da sigorta şirketinden 1.5 milyon dolar talep edilecektı. bu paranın yarısı da lincoln'e ödenecekti.

    lincoln’ün sakatlıkları ilerleyen haftalardan itibaren epey gündem olacaktı. sigortalama planı ise sessiz sedasız unutulup gidecekti.

    galatasaray'ın kadro dışı bıraktıktan sonra sezon sonuna kadar ankaraspor'a kiraladığı necati ateş, "galatasaray'dan ayrıldığım için kırgınlık yok desem yalan olur. ne kadar kırılıp üzülsem de her şey geride kaldı. daha fazla konuşup kendimi yıpratmak istemiyorum. ankaraspor'da kiralık oynuyorum ve bir gün mutlaka galatasaray'a geri döneceğim" diye konuşarak teknik direktör feldkamp’a “sen gidersin, ben dönerim” mesajı verdi.

    necati ateş feldkamp’tan sonra skibbe ve rijkaard’dan da vize alamayacaktı. ancak kendisini galatasaray'a transfer eden fatih terim’in geri dönüşüyle birlikte florya’nın kapıları ona tekrardan açılacaktı.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, almanya’da bulunan karl-heinz feldkamp’a telefon edip adnan sezgin’in devre arasında manisaspor’un genç file bekçisi ufuk ceylan için transfer girişimlerine başlayacağını söyledi.

    adnan polat’tan bir gün önce ise yardımcı antrenör ahmet akcan, kalli’yi arayıp lincoln’ün lige verilen arada verdikleri antreman programını uygulamadığı ve izninin bitmesine rağmen idmanları aksattığı bilgisini vermişti. bunu duyan feldkamp zaten takımda hiç istemediği lincoln’e karşı iyice bilenmiş, onu transfer ettikleri için de öfkesini adnan sezgin ve adnan polat’a yöneltmişti.

    feldkamp durumdan hoşnut olmadığını belli eden bir tavırla “adnan sezgin acaba ufuk ceylan’ın orkun’dan ya da aykut’tan ne farkını görmüş de böyle bir girişime benim görüşümü almadan başlamaya karar veriyor? ben gerets değilim. elime carrusca ya da inamoto gibi emrivaki transferler vermeyi planlıyorsa yeni teknik direktör de arayabilir” cevabını verdi.

    telefon başında buz kesen adnan polat, feldkamp’la yeni bir krizi yaşamamak için “istemiyorsan vazgeçeriz” deyince feldkamp bu kez lincoln’ü kastederek “kendisi bana sormadan transfere el atmazsa sorun yaşamayız. bana sormadan aldığı futbolcuların takım disiplinine aykırı davranışları var. ayrıca örneğin geçen yıl carrusca doğru düzgün maç oynamamış. işini ciddiye almadığı için bu yıl da oynayabileceğini zannetmiyorum. ama onun için 2 milyon euro bonservis ödemişsiniz. böyle gidilirse geleceğin takımını inşa edemem. ben bu yıl bu maliyetsiz transferleri boşuna yaptırmadım” diye çıkıştı.

    adnan polat ise “sen merak etme. florya’nın tek hakimi sensin. sen ne dersen o olur. kimsenin senin canını sıkmasına da izin vermem. sen sadece şampiyonluğa odaklan” diyerek alman hoca’ya destek çıkar.

    telefonu kapatırken feldkamp “ufuk ceylan değil ancak selçuk inan için manisaspor’la görüşülebilir. en son oynadığımız maçta bize karşı güzel bir performans sergiledi. orta sahada bize hakimiyet kazandırır” diyerek selçuk inan’ın transferini istediğini ifade etti.

    adnan polat “tamam, ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. feldkmap “ankaraspor’dan özer hurmacı içinde zemin yoklanabilir. ilk dört haftada iyi bir performansı var. devre arasına kadar takibimizde olsun” der.

    adnan polat bunun da makul olduğunu söyler ve gergin görüşme tatlıya bağlanarak sonlanır.

    tüm bunlar yaşanırken galatasaray’ın 20 yaşındaki futbolcusu arda turan eski sponsoru puma ile davalık oldu. önceki sezona kadar genç futbolcunun sporsorluğunu yapan puma, arda'nın bir derginin mayıs sayısında rakip firmanın eşyalarıyla poz vermesi üzerine 10 bin tl'lik; süresi dolmadan sözleşmeyi usulsüz feshedip başka bir firmayla anlaştığı için de bin tl'lik olmak üzere toplam 11 bin tl'lik tazminat davası açtı.

    galatasaray futbol takımı antrenörü ahmet akcan, transfer döneminde ankaraspor ile görüştüğü şeklindeki haberler çıkan hasan şaş'ı teknik heyet olarak hiçbir zaman takımdan göndermeyi düşünmediklerini söyledi. hasan ile çok açık, dürüst bir ilişkilerinin bulunduğunu kaydeden antrenör akcan, ''bir an için böyle bir şey düşünse bile, ilk önce bizimle görüşürdü. hasan ile birbirimizden çok memnunuz, kimse sorun aramasın'' ifadesini kullandı.

    fenerbahçeli futbolcu mateja kezman, fenerbahçe'ye geldiğinden bu yana hakkında medyada yer alan haberler nedeniyle, bundan böyle basına konuşmama kararı aldığını açıkladı. samandıra'daki tesislerde antrenmanın ardından basın mensuplarının karşısına geçen sırp futbolcu, yaptığı açıklamanın ardından soru yöneltilmesine izin vermeden, basın mensuplarının yanından ayrıldı. sarı-lacivertli futbolcu, basına eleştirilerde bulunduğu ve son olduğunu ifade ettiği açıklamasında, “sayenizde özel hayatım kalmadı. ne ailemle çıkıp bir yere gidebiliyorum, ne sokakta yürüyebiliyorum. hiçbir özel hayatım kalmadı. bundan sonra sizinle ilişkimi kesiyorum. benimle ilgili çıkacak haberlerin hepsi yalandır. şu andan itibaren bunu söyleyebilirim.'' dedi.

    euro 2008 elemelerinde malta’yla karşılacak milli takımda teknik direktör fatih terim, sahaya süreceği ilk 11'i bir gün önceden açıklarken, sahaya çıkacak oyuncular arasında fenerbahçeli hiçbir futbolcunun bulunmaması dikkat çekti.

    italya serie a ekibi milan'ın brezilyalı orta saha oyuncusu kaka leite, ingiltere'nin the sun gazetesine ilginç açıklamalarda bulundu. şampiyonlar ligi'nde gösterdiği başarılı performansıyla gol kralı olarak 'en iyi forvet oyuncusu' ödülünü kazanan 25 yaşındaki başarılı futbolcu yaptığı açıklamada evlenene kadar bakir olduğunu ve namusunu koruduğunu söyledi. 19 yaşında tanıştığı sevgilisi caroline ile birbirlerini beklediklerini ve uzun bir ilişki sonrası 2005'te evlendiklerini belirten kaka, "eşimle ilk gecemiz çok güzeldi. ikimizde namusumuzu sonuna kadar koruduk" ifadelerini kullandı.

    fenerbahçe futbol takımı kaptanı alex de souza, ligin ilk haftalarında sürpriz puan kayıpları yaşadıklarını, ancak bunların futbolun içinde olduğunu ifade etti. teknik direktör zico'nun kendilerini bu konuda uyardığını anlatan alex, ''4 yıldır buradayım. bu tarz puan kayıpları sürpriz ama sonuçta futbolun içinde var. büyük takımlara karşı daha başarılı maçlar çıkarıyoruz. anadolu takımlarıyla yaptığımız maçlarda puan kayıpları yaşanıyor. iki sezon önce denizlispor maçında oldu ve galatasaray'a şampiyonluğu kaptırdık. beşiktaş ve galatasaray'ın da başına bu şeyler gelebilir. önemli olan liderle aramızdaki puan farkının açılmaması. bu tarz puan kayıplarını en aza indirmemiz gerekiyor. hocamız da uyarılarda bulunuyor. bazen bu tarz kazalar olabiliyor'' diye konuştu. konsantrasyon eksikliği yaşadıkları şeklindeki yorumlara katılmadığını belirten alex, rakiplerinin de puan için inanılmaz bir mücadele verdiğini, bu tarz puan kayıplarını barcelona ve real madrid gibi takımların da yaşadığını ifade etti.

    feldkamp’ın orta sahada linderoth’un yanına yetenekli bir futbolcu istediğini anlayan adnan polat, ingiltere’deki eski futbolcusunu aradı. telefonu açan kişi emre belözoğlu’ydu. polat emre’ye "galatasaray senin yuvan. ara transfer döneminde seni kulübünden isteyebiliriz. buna hazır ol" diyerek teklif yaptı.

    newcastle united defterini kapayan milli futbolcu “yazın evleneceğim ve askerlik işini aradan çıkaracağım. artık yurtdışında kalmak istemiyorum. dönebilirim.” yanıtını verdi.

    taraftarın 2000-01 şampiyonluğunu kaybetmelerinin faturasını kestiği ve inter’e bedelsiz gitmeleri nedeniyle büyük öfke duyduğu okan ve emre konusunda araya adnan polat girmiş ve önce 2006’da okan buruk’u tekrar galatasaray’a transfer etmişti.

    zeytinburnu'nda oynarken emre’yi florya'ya transfer ettiren adnan polat şimdi de emre’yi kulübe geri almanın peşindeydi. formasını giydiği ingiltere'nin newcastle united takımında mutsuz olan ve teknik direktör sam allardyce kadro dışı bırakılan emre belözoğlu'nun, yakın çevresine, "galatasaray'a dönmek istiyorum. zaten beni istiyorlar. adnan polat'ın, bugünlere gelmemde büyük payı var. ocak ayında galatasaray'a gidebilirim" dediği öğrenildi.

    yakın çevresinin bu haberi yaymasıyla bu transfer planı fenerbahçe başkanı aziz yıldırım’ın da kulağına gitti. yıldırım, hayatta en çok sevdiği şey olan galatasaray’a zarar verme fırsatını yakaladığını düşünüp keyiflenmişti. zamanı geldiğinde bu transferde o da bir iki çift söz söyleyecekti elbet!

    2008 avrupa futbol şampiyonası elemeleri (c) grubu maçında a milli futbol takımı, malta ile deplasmanda 2-2 berabere kaldı. milli takımın malta gibi gruba son torbadan dahil olan bir takıma beklenmedik şekilde takılması ülkede soğuk duş etkisi yarattı.

    fatih terim, malta maçından sonra şunları söyledi: "bu beraberliğin hiçbir mazereti olamaz. bosna'nın kaybettiği bir gecede kazanmalıydık. türk futbolcusu en az rakibi kadar koşmadığı takdirde galip gelemeyeceğini artık anlamalı. fakat yine de bu sonucun tüm sorumluluğu benim ve teknik heyetimindir. artık tüm maçlarımızı kazanmalıyız. avrupa şampiyonası'na kahrederek de olsa zorlanarak da olsa gideceğiz."

    milli maçta galatasaraylı futbolcular arda turan ve sabri sarıoğlu sakatlanmıştı. milli takım kadrosundan çıkartılan iki oyuncu, kulüp doktoru murat çevik tarafından kontrolden geçirildi. buna göre kuyruk kemiğinde kırık tespit edilen sabri'nin 6-8 hafta, sağ bacak üst adalesinde 2. derecede kanama bulunan arda’nın da 2 hafta sahalardan uzak kalacağı açıklandı.

    galatasaray teknik direktörü feldkamp istanbul’a dönüş için havaalanına giderken telefonu çaldı. arayan fatih terim’in tercümanıydı. işin özeti, terim feldkamp’a arda ve sabri’nin milli takımda sakatlanmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. feldkamp da terim’e arama nezaketinden dolayı teşekkür etti.

    galatasaray'da son dönemin en çok eleştirilen ismi ümit karan, "eleştirilere kulak asmıyorum. ben sadece işimi yaparım" dedi. forvetlerin zaman zaman sıkıntılı dönemler yaşayabileceğini belirten ümit karan, "ben sahada elimden geleni yapmaya ve gol atmaya çalışıyorum. ama her maçta gol atmamı bekliyorlar. bunun her zaman mümkün olmayacağını bilmeleri gerek" şeklinde konuştu.

    almanya’dan istanbul’a dönen ve neşesi son derece yerinde gözüken feldkamp yoğun yağmur nedeniyle dönüşündeki ilk antremanı sahada değil salonda yaptırdı.

    florya’yı ziyaret eden başkan yardımcısı adnan polat feldkamp’a emre belözoğlu’nun transferine nasıl bakacağını sordu. feldkamp’dan hiç beklenmedik sakinlikte “emre yetenekli ve oyunu açan bir futbolcu. alınabiliyorsa gelsin, ben kendisini isterim. ama dediğim gibi selçuk inan da düşünülebilir. emre olmazsa üzülmemiz gerekmez” yanıtını alan polat oldukça rahatladı.

    antrenmandan sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan feldkamp, milli takımın malta maçında aldığı beraberliğe herkes gibi oldukça şaşırdığını söyledi. kalli, milli takım'ın malta ile yaptığı karşılaşmayı televizyondan izlediğini ifade ederek, ''milli takımın rahat kazanması gereken bir maçtı. ama maalesef olmadı. öte yandan, norveç de deplasmanda kazandı. o da bizim işimizi zorlaştırdı'' dedi.

    emre aşık'ın (a) milli takım kadrosuna alınmasıyla ilgili soruyu feldkamp, ''fatih terim'in kadroya çağıracağı oyuncular onun takdirindedir. bu nedenle benim bu konuda yorum yapmam yanlış olur. fatih hoca ihtiyaç duyduğu oyuncuları çağırdı, bundan sonra da çağıracak. bu onun görevi'' diye cevaplandırdı.

    fatih terim'in milli takımda sakatlanan arda ve sabri ile ilgili kendileriyle diyaloğa geçmesinin önemine değinen feldkamp, ''fatih terim sakatlıklar konusunda direkt bizimle diyaloğa geçerek üzüntülerini belirtti. bu da konuya ne kadar önem verdiğini gösterir. o gelişmelerden diyalog açısından çok memnun oldum'' dedi.

    bir basın mensubunun ''konyaspor sert futbol oynuyor, buna bir önlem alacak mısınız?'' sorusu üzerine, ''sert oynuyorlarsa sahaya çıkmayız. sert oynuyorlarsa ne işimiz var sahada!'' tepkisini gösteren feldkamp, ''şimdiye kadar oynadığımız maçlar iyiydi. oynadığımız karşılaşmalarda hakemler de iyi performans ortaya koydular. biz de oynayacağımız maçlara yönelik çalışmalarımızı en iyi şekilde yapıyoruz'' diye konuştu.

    alman çalıştırıcı, emre belözoğlu ile ilgili bir soruya da “emre bize gelmek istiyorsa önce onun bunu açıklaması lazım'' şeklinde cevaplandırdı.

    tüm bunlar yaşanırken milli takımda zor günler geçiren fatih terim medyayla çatışmaya başlamıştı. macaristan maçı için kameralar karşısına geçen tecrübeli teknik adam işte o çok meşhur “ders almam, ders veririm” sözünü o basın toplantısında sarf etti.

    futbolda şansa çok inanan bir insan olmadığını vurgulayan fatih terim, ''hiçbir zaman bahanelere sığınmadım. malta maçında da hakemleri, kaçırdığımız golleri dile getirmedim. buralara 50 senedir yenemediklerimizi yenerek geldik. futboldaki bir asra baktığımızda çok fazla şeyimiz yok, olanlar da çok açık ortada. bunları gerçeklerle sağladık. biz, iyi oynadığımız zaman yenemeyeceğimiz takım olmadığını biliyoruz. ben ve arkadaşlarım, hiçbir zaman finallere gitme inancını kaybetmedik. şu anda da bu inancı yüzde yüz taşıyorum. bununla birlikte, kredimizi ve avantajımızı kaybettiğimiz ortada'' dedi.

    malta maçından sonra yapılan eleştirilerin, takıma ve kendisine etkisinin sorulması üzerine terim, sağduyulu eleştirilere kulak verdiklerini, ancak bunun dışındaki eleştirilere enerjilerini harcamadıklarını söyledi.

    ''ben ve arkadaşlarım, bütün pozitif enerjimizi, takımımızın macaristan maçında en iyi sonucu alması için harcıyoruz. malta ile oynayıp puan kaybetmişseniz, eleştirilirsiniz. bunun olması gerekir. türkiye gibi bir takımın malta gibi bir takıma puan kaybetmemesi gerekirdi. bir diğer önemli maça 3 gün kala da sağduyulu olanların dışındakilerin, artık 40 senedir değişmeyen bu pozisyonlarına enerjimizi harcayamayız. daha doğrusu bu enerjiyi harcamayı hak etmiyorlar, bu değerde bulmuyorum, çünkü bizim çok ciddi bir işimiz var, o da yarın akşam ve bundan sonraki maçlarda mümkünse 3 puanı almak, bunun için mücadele etmek. hatasız emek olmaz. ben zaferleri yaşadım, başarısızlıkları tattım ve bunları başarırken de başarısız olurken de bir emek sarf ettim. siz bilir misiniz, başarısızlıkları tek başına göğüslemenin ne büyük cesaret istediğini. bu vicdansızlarda, bu cesaret var mıdır? ben o cesareti gösterdim. sadece evime gittim, sığınacağım tek liman ailem oldu. yine karşınızdayım, aslanlar gibiyim, yine aslan gibi oyuncularımın başındayım. ne kalemimin ne mikrofonun arkasındayım. çünkü gazetecilik diye bir meslek var, ama vicdansızlık diye, insafsızlık diye bir meslek yok. kimsenin tatmadığı başarıları tattım. bunlar için çok büyük bir yüreğe sahip olmak gerekir. bu tuzağa düşer miyiz? oyuncularımın kılına dokunmam. sonucu ben tayin ederim, onlar değil, 'artık yeni şeyler söylemenin zamanıdır, cancağızım' demiş şair. artık yeni şeyler önerin, siz de değişin. ağır eleştirilerin bizim katımızda hiçbir değeri yoktur. arkadaşlarımız ve biz, bu salvo atışı içinde macaristan maçına onları nasıl hazırlarız, onun yoğunluğu içindeyiz. zaten bu konuda tecrübeliyiz. ben bundan sonra ders almam, ders veririm. ben prestijimi ve yerimi savaşarak, vuruşarak, emek vererek elde ettim'' diyen terim, ''tarih açık, net ortada. eleştiri olmalı, ama bu futbola ve bize bir şey katmalı. mesnetsiz, akıl almayacak eleştirilerin değeri yok'' ifadesini kullandı.

    bir gazetedeki haberde süper lig'deki maçlarda görev alan 35 hakemin 16'sının fenerbahçeli, 9 tanesinin galatasaraylı, 8 tanesinin de beşiktaşlı olduğu yazıldı.

    habere göre bülent yıldırım, zafer önder ipek, mustafa kamil abitoğlu, kuddusi müftüoğlu, cem deda, ilker meral, uğur söylemez, cüneyt çakır, m.fatih gökçe, hakan özkan, çetin sarıgül, halis özkahya, hakan sivriselvi, koray gencerler, yunus yıldırım, vedat yüksel fenerbahçeli’ydi. bünyamin gezer, selçuk dereli, gökhan güneşer, yıldıray aslan, hüseyin göçek, ismet arzuman, bülent demirlek, cüneyt bakıroğlu, deniz çoban galatasaraylı’ydı. özgüç türkalp, aytekin durmaz, cem iyihuylu, cemil şensöz, süleyman abay, fırat aydınus, mete kalkavan, suat aslanboğa beşiktaşlı’ydı. barış şimşek ve abdullah yılmaz da trabzonsporlu’ydu.

    milli takım macaristan’ı 3-0 yenip euro 2008 umutlarını sürdürdü. maçta en çok emre belözoğlu’nun basın tribününün önüne gidip yaptığı çirkin el hareketleri gündem oldu.

    profesyonel futbolcular derneği (pfd), 2008 avrupa şampiyonası elemelerinde macaristan karşılaşmasında basın tribününün bulunduğu yöne doğru el kol hareketleri yapan milli futbolcu emre belözoğlu için kınama mesajı yayınladı.

    pfd başkanı turgay şeren imzasıyla yayınlanan mesajda, ''emre belözoğlu'nun türkiye-macaristan maçında tribünlere yaptığı çok çirkin hareketi profesyonel türk futbolcusuna yakıştıramadık. kendisini en ağır şekilde kınıyor ve aklını başına almasını diliyoruz'' ifadelerine yer verildi.

    milli aranın bitmesinin ardından süper lig’de 5. hafta start aldı. şampiyonluğun favorilerinden fenerbahçe, çaykur rizespor’la 1-1 berabere kalırken diğer bir iddialı takım beşiktaş da ankaraspor’la yaptığı karşılaşmadan 0-0 beraberlikle ayrıldı.

    beşiktaş başkanı yıldırım demirören, maç sonunda zehir zemberek açıklamalar yaptı. takımının verilmeyen golü için "beşiktaş camiası çok büyük. yumruğunu indirirse kimse kalmaz. biz gerekli her şeyi yaparız, gerekirse sahaya çıkmayız. herkes haddini bilecek. federasyonu da hakemleri de uyarıyorum. bunun komplo olduğunu düşünüyorum" açıklamasını yaptı. demirören, "futbol adına ortaya iyi şeyler konmadı. oynadığımız futbol için özür diliyorum. oyuncularımızla konuşacağız. camianın beklentisi büyük. gereken önlemleri alacağız" diye konuştu.

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ise teknik direktör zico’ya çattı. zico'nun 'zayıf takımlara' karşı oynatacağı 3-4-1-2 sistemi, defansı arızaya uğrattını savunan aziz yıldırım kurmaylarına “söyleyin şu adama 4’lü defansa geçsin” yorumunda bulundu.

    florya’da ise sevinç vardı. en büyük rakip olarak görülen fenerbahçe ilk 5 haftada 7 puan kaybedip lige havlu atmanın eşiğine gelmişti. feldkamp da takımı motive etmek için “konya’yı yenelim, liderliğimizi perçinleyelim” yorumunda bulundu.

    ligin flaş takımı sivasspor da 5. haftada gençlerbirliği oftaş’ı 1-0 mağlup edip ikinci sıraya yükseldi.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor'un puan kaybettiği haftada konyaspor karşılaşmasının kendileri için büyük önem taşıdığını söyledi. karşılaşma öncesi yaptığı açıklamada polat, ''3 önemli rakibimiz puan kaybetti. bu bizim için avantaj, ama avantaj olması için maçı kazanmamız gerekiyor. geçen hafta kullanamadık, ama bu hafta kullanmak istiyoruz. konyaspor iyi bir takım. seyircisiz oynamak bizim için büyük dezavantaj. bekleyip göreceğiz'' dedi.

    16 eylül 2007’de ligin 5. hafta maçında, üçüncü seyircisiz maçında galatasaray konyaspor’u 6-0’lık skorla geçti. feldkamp oynattığı sistemli ve dinamik futbolla büyük beğeni topladı. galatasaray nonda'nın biri penaltıdan 2 golü, carrusca, hakan şükür, ümit karan ve hasan şaş'ın golleriyle maçı 6-0 kazandı.

    maçtaki asıl sürpriz sezon başında takımdan gönderilmesi için çaba harcanan arjantinli oyuncu adrian carrusca’nın ilk 11'de sahaya çıkmasıydı. sarı-kırmızılı takımda uzun süre forma giyemeyen carrusca, ligde 16 mart 2007 tarihinde deplasmanda yine konyaspor ile yapılan karşılaşmada oynamasının ardından 184 gün sonra forma şansı buluyordu

    teknik direktör feldkamp’ın, geride kalan 4 maçta da 90 dakika oynattığı ayhan'ı konyaspor maçında ilk 11'de başlatmayarak yedekler arasında tutması da dikkat çekti.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, 6-0'lık sonucun ardından durumun abartılmaması gerektiğini söyledi. rakip konyaspor'un penaltı ve kırmızı kartla işlerini kolaylaştırdığını ifade eden alman teknik adam, "durum abartılmamalı. bu skor yüzünden takımın havaya sokulmasını ben engelleyemem" dedi. sezon başından beri hiç şans vermediği bouzid'i oynatmayı düşündüğünü ancak servet'in iyileşmesi üzerine oynatmadığını belirten feldkamp, sürpriz şekilde oynattığı carrusca ile ilgili olarak ise, "onu sadece dört haftadır tanıyorum. gösterdiği çabayla sahada olmayı hak etti" ifadesini kullandı. feldkamp lincoln ve linderoth’un birlikte sahada olduğu her maçta avantajlı olduklarını dile getirdi.

    istatistiklere bakıldığında alman teknik adam karl heinz feldkamp yönetimindeki galatasaray, ilk 5 hafta itibariyle eric gerets'in önceki sezonki takımını her açıdan geçmişti.

    gerets yönetimindeki galatasaray, 2006-2007 sezonuna kötü bir başlangıç yapmış, 5. hafta sonunda sadece 1 galibiyet elde edebilirken, diğer 4 maçında da sahadan beraberlikle ayrılmıştı. galatasaray, bu dönemde 12 puanlı lider fenerbahçe'nin 5 puan gerisinde 7 puanla 9. sırada yer almıştı.

    sarı-kırmızılı ekipte görev geldikten sonra 73 yaşında olması nedeniyle eleştiriler alan karl heinz feldkamp'ın galatasaray'ı ise sezona resmen fırtına gibi başlamıştı. ilk 3 maçını kazandıktan sonra sadece vestel manisaspor ile deplasmanda berabere kalan ''cim bom'' konyaspor'a gol yağdırarak (6-0) büyük övgü alıyordu. önceki sezonun tam tersi bir görüntü çizen galatasaray, 4 galibiyet ve 1 beraberlikle 12 puan toplayarak, 5. haftada liderlik koltuğuna yerleşirken, 8. durumda bulunan fenerbahçe'yle puan farkını 5’e yükseltmenin de sevincini yaşıyordu.

    milli takım'ın eski hocası ersun yanal, milli futbolcuların üzerindeki gerginliğin terim'den kaynaklandığını söyledi. katıldığı bir televiyon programında fatih terim’i eleştiren yanal, “ben oyuncuların üzerindeki aşırı gerginliğin fatih terim'in tavrından da kaynaklandığını düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.

    aziz yıldırım’dan son derece rahatsız edici bir ültimatom alan arthur zico, şampiyonlar ligi’ndeki inter maçına 3-4-1-2 sistemiyle çıkmama kararı aldı. ınter karşısında takımı sahaya 4-4-1-1 düzeninde sürmeye hazırlanan zico, yıldırım’ın sürekli işine karışmasından rahatsızlık duyduğunu yakın çevresine dile getirdi.

    öte yandan italyan teknik direktör fabio capello, fenerbahçe-inter maçını izlemek için kadıköy’e geldi. capello’yu aziz yıldırım’ın çağırdığı ve zico’ya göz dağı vermek istediği iddia edildi. ancak real madrid’ten ayrıldıktan sonra spor yorumculuğu yapmaya başladığını belirten capello, fenerbahçe iddialarını yalanlayıp “inter’i takip etmek için buradayım” dedi.

    ama medya işi kızıştırmak için inter maçından önce basın toplantısı düzenleyen zico’ya durum hakkında ne düşündüğünü sordu. zico, "ismi fenerbahçe ile anılan capello'nun türkiye'ye gelmesi için ne diyorsunuz?" sorusuna, "eğer fenerbahçe birgün fabio capello'yu istanbul'a getirebilirse gerçekten de büyük iş başarmış olur. çünkü o dünyanın en büyük hocalarından biri." yanıtını verdi.

    futbol federasyonu tahkim kurulu, yarıda kalan trabzonspor-sivasspor maçı ile ilgili futbol federasyonu yönetim kurulu'nun verdiği ''maçın tekrarlanması'' kararını bozdu. kararla birlikte bu maçın skorunun olayları trabzonsporlu taraftarların başlattığı gerekçesiyle 3-0 sivasspor lehine tescil edildiği açıklandı. böylece sivasspor’un puanı 12’ye yükseldi ve 13 puanlı lider galatasaray’ı 1 puan geriden takibini sürdürdü.

    şampiyonlar ligi 2007-08 sezonu beşiktaş’ın marsilya ile oynadığı karşılaşmayla başladı. avrupa şampiyonlar ligi'nde (a) grubu'nda beşiktaş, fransa'nın olympique marsilya takımıyla yaptığı karşılaşmadan 2-0 mağlup ayrılarak grup maçlarına yenilgiyle başladı.

    son derece etkisiz bir maç oynayan beşiktaş’ta teknik direktör ertuğrul sağlam eleştirilerin hedefi oldu.

    asıl sürprizi fenerbahçe yaptı. ligde kötü günler geçiren sarı lacivertli takım şampiyonlar ligi g grubunda 1. torba takımı inter’i 1-0 mağlup etti.

    inter teknik direktörü roberto mancini, "90 dakika f.bahçe üstündü. biz elimizden geleni yaptık ama bazen rakibiniz sizden daha iyi oynar. hep favoriler kazanamaz" dedi. la gazzetta dello sport ise, "ınter, avrupa'da hastalandı. istanbul'da bozgun" başlığını atarken, "alex, parma'daki kısa macerasında hiçbir zaman böylesine mükemmel oynamamıştı. istanbul'da inanılmaz bir futbol resitali verdi. ınter ne alex, ne roberto carlos ne de vederson'u durdurulabildi. f.bahçe bu galibiyeti sonuna kadar hak etti" yorumunu yaptı.

    ingiltere futbolunda son dönemin en tartışmalı ismi chelsea teknik direktörü jose mourinho, takımla yollarını ayırdı. premier lig'de sezonun 6. maçları oynanırken, chelsea kulübü'nün resmi internet sitesinde, ''chelsea futbol kulübü ve jose mourinho karşılıklı çıkarlar çerçevesinde ayrılmaya karar vermişlerdir'' açıklaması yapıldı. chelsea ile 2010 yılına kadar sözleşmesi bulunan mourinho'nun, chelsea'nin patronu rus milyarder roman abramoviç ile de sorunlar yaşadığı gelen haberler arasındaydı.

    avrupa maçlarında asıl şoku uefa kupası’ndaki rakibi sion karşısında galatasaray yaşadı. türkiye liginde fırtına gibi esip, istatistikleri alt üst eden g.saray sion karşısında ecel terleri döktü, savunması döküldü, kalesinde üç gol gördü.

    maça orkun, uğur, song, servet, volkan, carrusca, lincoln, linderoth, hasan, hakan, nonda 11’iyle başlayan feldkamp 32. dakikada maçta 3-0 yenik duruma düşünce ecel terleri döktü.

    defansta büyük açıklar veren cimbom'da servet, volkan ve uğur adeta saç baş yoldurdu. bu üçlüye kaleci orkun da dahil olunca, daha ilk 10 dakikada 2 kafa golüyle geriye düşüldü.

    gollerin biri sağ biri de sol kanattan gelirken, savunma ile orkun arasındaki uyuşmazlık doruk noktasına çıktı. isviçre takımı sion’un hızlı hücumları cimbom'un başını döndürürken, özellikle hasan şaş ve carrusca'nın feldkamp’ın direktiflerine rağmen defansa yardım etmemesi ile kronometreler henüz 32. dakikayı gösterirken galatasaray 3-0 yenik duruma düşmüştü.

    tüm galatasaraylılar endişe içindeydi. herkes “eyvah acaba tarihi bir fark mı geliyor” diyordu içinden.

    tam o anda kurt hoca feldkamp maça derhal müdahale etti. 39. dakikada carrusca’yı oyundan çıkarıp ayhan’ı maça dahil etti. 40. dakikada da hasan'ın ara pasında ceza sahasında topla buluşan lincoln, dönüp güzel bir vuruşla topu filelere gönderdi ve skoru 3-1’e getirdi.

    karşılaşmanın ikinci yarısına daha iyi başlayan galatasaray, oyunu rakip sahaya yıkarak farkı kapatmaya çalıştı. ikinci yarıda oyuna tamamen hakim olan sarı-kırmızılılar, özellikle volkan ve ayhan ile sol kanadı iyi kullanıp ataklar geliştirdi. 67. dakikada soldan ceza sahasına giren volkan'ın pasında topa sahip olan linderoth, güzel bir vuruşla topu direğin dibinden filelere gönderdi ve skoru 3-2’ye getirdi. maç da bu skorla bitti.

    galatasaray'ın hocası feldkamp, sion maçından sonra soyunma odasında futbolcularından özür dileyerek, "benim sahaya çıkardığım yanlış kadro yüzünden 3-0 geriye düştük. özellikle sol kanatta büyük hata yaptım. carrusca'yı oynatmamalıydım. ama siz maçta skoru 3-2'ye getirdiniz. size teşekkür ederim" dedi.

    basın toplantısında da feldkamp “sorunumuz olan sol tarafta önceki maçta iyi oynayan carrusca'yı tercih ettim" dedi. feldkamp neden ayhan'ı oyuna aldığı sorusuna ise, "insan sonradan akıllanıyor" yanıtını verdi. kalli, "merak etmeyin. istanbul'da 1-0 bile bize yeter. bu turu mutlaka geçeceğiz. çünkü biz daha iyi takımız" dedi.

    linderoth’u özellikle tebrik ettiğinin altını çizen feldkamp “sahada basmadık yer bırakmadı. rakip atakları kesen, hücumda pozisyon aradı ve bir de gol attı. kendisini kutluyorum” dedi.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, sion karşısında oynanan futbol ve alınan yenilgi için, "futbol ciddi iştir" dedi. sarı kırmızılı yönetici fark atacakları karşılaşmada yenilmelerinin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade ederek, "isviçre'ye kazanmak için gelmiştik, ama maç, beklentimizin dışında gelişti. çok üzgünüz" yorumunu yaptı. maçın ilk yarım saatlik bölümünde 3 gol birden yiyerek, adeta şok olduklarını ifade eden polat, "ikinci yarıda çok iyi mücadele edip, çok gol pozisyonu bulduk. 3-0'dan maçı çevirmek büyük takımların işidir. biz de bunu gerçekleştirerek, tur için avantaj elde etmeyi başardık" dedi.

    tüm bu sansasyonel avrupa maçlarıyla geçen hafta içinin ardından hafta sonu geldi ve gözler 6. haftası oynanacak süper lig’e çevrildi.

    haftanın açılış maçında beşiktaş 2-0 geriye düştüğü maçta denizlispor’u 3-2 mağlup etti ve lider galatasaray’ı 2 puan geride üçüncü sırada takibini sürdürdü.

    beşiktaş'ta teknik direktör jean tigana'nın görevinden ayrılması, yerine de ertuğrul sağlam'ın getirilmesinin ardından siyah-beyazlı futbolculardan burak yılmaz ve baki mercimek gözden düştü.

    teknik direktör tigana'nın döneminde birçok maçta forma giyen ve fransız teknik adamın vazgeçemediği burak ile baki, ertuğrul sağlam döneminde geride kalan 12 resmi maçta formaya hasret kaldılar. antalyaspor'dan büyük umutlarla transfer edilen burak yılmaz’ın “kadroya bile alınmıyorum, oysa ben geleceğin yıldızıyım” diyerek dert yanması dikkat çekiyordu.

    sivasspor, çaykur rize deplasmanında da serisini bozmadı ve 2-0 galip geldi. lider galatasaray’ı ikinci sırada 1 puan geriden takibini sürdürdü.

    ligin 6. haftasında fenerbahçe yine puan kaybetti. istanbul'da ınter'i 1-0 deviren f.bahçe, turkcell süper lig'de bursaspor ile 1-1 berabere kaldı. sarı-lacivertli ekip, bursa'da ınter karşısında sergilediği futboldan çok uzak bir oyun ortaya koyarken spor yazarları beraberliğin faturasını teknik direktör zico'ya kesti.

    lider galatasaray oldukça zorlandığı maçta olimpiyat stadında bol rüzgarlı maçta kasımpaşa’yı ümit karan’ın rövaşata golüyle 1-0 mağlup etti ve altıncı maçında beşinci galibiyetini alıp liderliğini sürdürdü. bu galibiyetle birlikte galatasaray ve fenerbahçe arasındaki fark 7’ye yükselmiş oldu.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, sakatlık ve formsuzluklar nedeniyle kasımpaşa, maçının kadrosunda değişikliklere gitti. feldkamp, savunmada sakatlığı bulunan servet'i kadroya almazken, bu oyuncunun yerine bouzid'e şans verdi. bouzid, galatasaray'da ilk kez ilk 11'de forma giydi. fc sion maçında savunmanın solunda oynayan volkan, hafif sakatlığı nedeniyle yedek beklerken, bu oyuncunun yerine halkan balta ilk 11'de şans buldu. teknik direktör feldkamp, savunmanın sağında ise uğur'un yerine barış'ı denerken, sakatlığı nedeniyle risk edilmeyen nonda'nın yerine de ümit forma giydi. fc sion karşılaşmasında bekleneni veremeyen carrusca, yedekler arasında yer alırken, bu oyuncunun yerine ayhan ilk 11'de oynadı. galatasaray, böylece çeşitli nedenlerden dolayı fc sion karşılaşmasından 5 oyuncuyu değiştirmiş oldu.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, kasımpaşa ile yaptıkları karşılaşmada güzel futbol oynamadıklarını söyledi. kalli, maç sonrasında düzenlediği basın toplantısında, maçta mücadele ettiklerini, bırakmadıklarını ve galip geldiklerini ifade ederek, ''mücadele ettiğimiz için hak ettik. bu statta, bu koşullar altında bunu yaptığımız için mutluyum'' dedi. feldkamp, atatürk olimpiyat stadı'ndaki hava koşullarından yakınarak, ''stat, fotoğraf çektirecek olsaydım çok güzel, oğlum da bu statta. ama futbol oynamak için aynı şeyi söyleyemem'' dedi. yapı veya bina için olumsuz bir şey söyleyemeyeceğini anlatan alman teknik adam, ''soyunma odaları ve stat harika. ama futbol oynamak isteyen takımlar için rüzgar vardı ve bu sürekli değişiyordu. bu havada güzel futbol oynamak zorlaşıyor'' diye konuştu.

    feldkamp, sakatlıklar nedeniyle kadro kurarken fazla şansının bulunmadığını belirterek, şunları söyledi: ''servet sakat. volkan aslında oynayabilirdi ama kalçasında bir ağrısı bulunduğu için hakan balta'yı hem görmek hem de bir milli oyuncu olduğu için oynattık. devre arasında ağrısı bulunan hasan'ı değiştirmek zorunda kaldık. hakan balta ve bouzid'i kutluyorum, zorunlu olarak yaptığımız değişiklikten sonra başarılı oldular. 18-19 oyuncum var, 4 tane sakatım var. nonda, dün ağrıları oldu, kadroya alamadım. kadroda fazla seçme şansım yoktu.'' diye konuştu.

    ligin zirvesine oturan g.saray 6 maçta attığı 15 gol ve yediği 2 golle başarılı bir grafik çizerken, rakiplerine de parmak ısırttı. ligin tepesine oturan galatasaray, istatistiklerde de zirveye oturdu. ligin en çok gol atan (15) takımı olan sarı kırmızılı ekip, 6 maçta da kalesinde sadece 2 gol gördü. bu iki golü de vestel manisa'dan yedi. en iyi hücum yapan ekip olan cimbom +13'lük bir averajla da rakipleri geride bıraktı. galatasaray'ın süper lig'deki bu pozitif görüntüsü için sportif a.ş genel müdürü adnan sezgin, "ne kadar iyi bir takım kurduğumuz her geçen hafta daha net bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. inşallah avrupa'da da güzel sonuçlar alacağız. kulübümüzde her şey güzel ve yolunda gidiyor" dedi.

    beşiktaş'ın avrupa şampiyonlar ligi (a) grubu'ndaki rakiplerinden fransa'nın marsilya takımının yeni teknik direktörü, galatasaray'ın bir önceki çalıştırıcısı belçikalı eric gerets oldu. kulüpten yapılan açıklamada, menajer albert emon'un görevine son verildiği bildirilirken, eric gerets'in takımın başına getirildiği duyuruldu.

    önceki yıl marsilya'nın fransa ligi'ni lyon'un ardından 2. sırada tamamlamasını sağlayan ve takımını şampiyonlar ligi'ne sokan emon, takımın ligde oynadığı son 4 maçın 3'ünü kaybetmesi üzerine şimşekleri üzerine çekmesine karşın, şampiyonlar ligi (a) grubu'nun açılış maçında geçen hafta beşiktaş'ı 2-0 yenerek lige iyi bir başlangıç yapmıştı. kulübün internet sitesinde, ''takım için yeni bir yol çizmemiz lazım'' diyen marsilya kulübü başkanı pape diouf, ''eric gerets bunun için aradığımız kişi olabilir'' ifadesini kullandı.

    sabah yazarı hıncal uluç, avrupa ve ligde farklı bir futbol sergileyen fenerbahçe'yi değerlendirdi. uluç fotomaç'a yaptığı değerlendirmede "fenerbahçe takımının, türk futbolcusu yok. galatasaray, avrupa şampiyonu olurken, galatasaray, süper kupa'yı alırken, galatasaray'ın türk futbolcuları vardı. takımın iskeleti onlardı" dedi.

    tüm bunlar yaşanırken galatasaray’ı üzen bir olay gerçekleşti. rutin kontroller için acıbadem hastanesi'ne giderek check-up'tan geçen galatasaray başkanı özhan canaydın’a yapılan kontroller sonucunda pankreasta kanser başlangıcı' teşhisi konuldu.teşhisin ardından bir hafta sonra memorial hastanesi'nde ameliyat edilen galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

    pfdk, beşiktaş kulübü başkanı yıldırım demirören'i yazılı ve görsel medya yoluyla türkiye futbol federasyonu ve mensuplarına sözle hakaret ederek kişilik haklarına ağır şekilde saldırıda bulunmaktan 3 ay hak mahrumiyeti cezası ile birlikte 15 bin tl para cezasına çarptırdı.

    öte yandan ispanyol teknik direktör del bosque konusundaki ihmali yüzünden yaklaşık 8 milyon euro tazminat ödemeye mahkûm edilen beşiktaş, tigana'ya da yaklaşık 3 milyon euro tazminat ödeme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. tigana’nın avukatı, beşiktaş yetkililerinin, "tigana fıfa'ya gitseydi mutlaka bilgimiz olurdu" açıklamasına karşılık, 23 temmuz'da fıfa'ya başvurduklarını, 13 temmuz'da da beşiktaş noterliğinden siyah beyazlı kulübe ihtarname çekildiğini açıkladı.

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım durumu “yıldırım demirören beşiktaş’ı işte böyle böyle batıracak” şeklinde değerlendirdi.

    hafta sonunun yaklaşmasıyla birlikte gözler ligin 7. haftasında oynanacak galatasaray-beşiktaş derbisine çevrildi. galatasaray’ın 5 maçlık cezası nedeniyle seyircisiz oynanacak ilk derbi olan bu maçta lider galatasaray beşiktaş’la puan farkını 5’e çıkarmayı, beşiktaş işe kazanıp liderliğe yükselmenin hesabını yapıyordu.

    beşiktaş teknik direktörü ertuğrul sağlam, g.saray maçına üç puan için çıkacaklarını belirtti ve “lincoln için özel önlem almayı düşünmüyorum.” dedi. feldkamp'a saygı duyduğunu ve değer verdiğini vurgulayan sağlam, "feldkamp ile beşiktaş'ta futbolcuyken, antrenör-futbolcu ilişkimiz vardı. kendisinden çok şey öğrendim. buralarda olduysak, bunda onun da emeği var. kendisine teşekkür ediyorum" dedi. derbinin seyircisiz oynanmasının stattaki ambiyansı olumsuz etkileyeceğini belirten genç hoca, "keşke derbi seyircili oynansa ve sahaya yansıtacağımız güzelliği g.saray taraftarları da seyretseydi. inşallah gollü bir karşılaşma olur ama kazanan biz oluruz" diye konuştu.

    beşiktaş başkanı yıldırım demirören, pankreas ameliyatı olan galatasaray başkanı özhan canaydın'ı hastanede ziyaret etti. canaydın'ı ziyaret için eşi revna demirören ile birlikte hastaneye gelen demirören'i, sarı- kırmızılı yönetici haldun üstünel karşıladı. basın mensuplarının hastaneye girişine izin verilmezken, çıkışta yaptığı açıklamada demirören, "başkan özhan canaydın'a geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk.” ifadesini kullandı.

    süper lig’in 7. haftasında fenerbahçe ankaragücü'nü 2-0 yendi. üç maçlık galibiyet hasretini ankaragücü karşısında sona erdiren fenerbahçe 3 puanı 3 hafta sonra buldu. ama oyun ve skor taraftarını doyurmazken tribünlerin ligde sarı lacivertliler'i yalnız bırakmaya devam ettiği görüldü.

    sivasspor da sahasında 2-0 geriye düşmesine rağmen bursaspor'u 3-2 yendi.

    futbolseverler ertesi gün oynanacak galatasaray-beşiktaş maçını düşünerek uykuya hazırlanırken florya’da büyük bir kriz patlak verdi. kampta uygun davranmadıkları gerekçesiyle hakan şükür ve lincoln’ün teknik direktör karl heinz feldkamp tarafından kadro dışı bırakıldıkları ilan edildi.

    28 eylül cuma akşamı beşiktaş maçının hazırlıklarını tamamlayan galatasaray takımı florya’da kampa girmişti. eşi helma feldkamp’ı evde yalnız bırakmak istemeyen feldkamp, görevini ahmet akcan’a devredip kamptan ayrılmıştı.

    feldkamp sezon başında bir yasak koymuştu. göreve ilk geldiği zamanlarda bir gün hasan şaş antremana kızını da getirmiş, idman sırasında çocuk koşuşturmaları ve gürültüsünden rahatsız olan feldkamp o günden sonra futbolcuların florya’ya aile bireylerini ya da arkadaşlarını getirmesini tümden yasaklamıştı. çünkü kalli’ye göre orası eğlence mekanı değil bir çalışma ortamıydı. onun düşüncesine göre bu tip misafirlerin gelmesi oyuncularda konsantrasyon kaybı ve işe odaklanamama olarak geri dönüş yapıyordu. bu konuda kesin talimatı vardı.

    o gece tüm futbolcular ertesi gün için odalarına çekilmişti. fakat iki futbolcu hariç…

    hakan şükür florya’yı görmek isteyen kızını almak için eve gidip kızını kampa getirmişti. o gece lincoln de brezilya’dan gelen 5 kişilik arkadaş grubuyla oturuyordu. özellikle gecenin belli bir saati olmasına rağmen lincoln ve arkadaşlarının gürültüsü herkesi rahatsız etmeye başlamıştı.

    ortalığı kolaçan eden antrenör ahmet akcan güvenliğe telefon edip kimlerin misafir kuralını ihlal ettiğini teyit ettikten sonra derhal feldkamp’a telefon etti. uykudan uyanmış olan feldkamp, akcan’ın anlattıklarını duyunca “ikisini de kadro dışı bırakıyorum. kimseye bir şey söyleme. yarın son taktik toplantısında öğrenirler. iyi geceler” deyip telefonu kapattı.

    sabah erken saatlerde florya’ya gelen feldkamp olayı ahmet akcan’dan bir kez daha dinlemek istedi. ahmet akcan, “hakan kahvaltıya da kızıyla indi. lincoln ise iki kuzeni ve iki arkadaşıyla cuma gecesi 01:30'a kadar florya tesisleri'nde oturdu.” diyerek durumu özetledi.

    taktik toplantısında feldkamp tahtaya ilk 11’i yazdı:

    orkun - uğur, servet, song, volkan – barış, linderoth, arda, hakan balta - ümit, nonda

    lincoln ve hakan şükür kadro dışı kalmıştı. lincoln’ün kadro dışı kalmasına tüm takım sevinmişti.

    feldkamp oyunculara "kamp kurallarını biliyorsunuz. ailelerinizle görüşmeniz yasak. maça iyi konsantre olamadığınızı, aklınızı veremediğinizi düşünüyorum. şimdi siz ikiniz evinize gidebilirsiniz" dedi ve toplantı salonundan dışarı çıktı.

    isveçli ön libero linderoth, feldkamp’ın peşinden koşup “efendim; arka arkaya çok önemli iki maçımız var. bu konuyu sonra değerlendirmeniz mümkün değil mi?" diye sordu.

    kalli yürümeye aynen devam edip arkasına bile bakmadan “hayır” dedi ve odasına gitti.

    koltukları tekmeleyen ve takım arkadaşlarının alaycı bakışlarından sonra lincoln, kimseye haber vermeden istanbul’u terk etmek için evine gidip bavullarını toplamaya başladı.

    hakan şükür, adnan polat’ı arayıp feldkamp’ı şikayet etti.

    öğlen saatlerinde haber yönetim içine de bomba gibi düşerken adnan polat mustafa turgun apar topar florya metin oktay tesisleri'ne giderek kalli'yi futbolcuların oynatılması için iknaya çalıştılar ancak alman çalıştırıcı geri adım atmadı.

    "hocam; cezayı derbiden sonraya bıraksanız olmaz mı?" diyen polat, feldkamp’tan şu yanıtı aldı: "ceza verdiğim iki futbolcudan biri takımın kaptanı (hakan şükür), diğeri de saha içinde kaptan kadar yetki verdiğim bir futbolcu (lincoln). bunlar takıma iyi örnek olmaları gereken futbolcular. eğer şimdi gerekeni yapmazsak gençler kötü örnek alır”.

    feldkamp polat’a ayrıca “işime bir daha karışırsan ya da bana ne yapmam gerektiğini söylersen istifa eder giderim” dedi.

    yani alman hoca kurallar herkes için geçerlidir diyordu. mesajı derindi. bunlar yıldız ya da yetenekli futbolcu olmasalar bu kararımdan vazgeçirmeye çalışmazdınız ama ben kimseye ayrıcalık tanımam, gözümde herkes eşittir. onların yerine koyduğum futbolcularla maçı kazanmaya çalışırım. ama kimseye ayrıcalık tanımam demek istiyordu.

    feldkamp’ı ikna etmeyi başaramayan adnan polat ve mustafa turgun, iki oyuncunun akşam tribünde maçı izlemeleri için oyuncuları aradı. hakan’a hemen ulaşan ikili “peki” yanıtını aldı. ancak lincoln’e bir türlü ulaşamıyorlardı. ikili hemen lincoln’ün villasına gittiler.

    gördükleri manzara mülteci hayatını andırıyordu. evde 10-15 kişi vardı. lincoln’ün misafirleri epey fazlaydı. bavullarını toplamakla meşgul olan lincoln “artık feldkamp ile çalışamam. o varsa ben yokum” dedi. polat ve turgun, türkiye’yi terk etmek isteyen lincoln’ü epey dil dökerek de olsa kalmaya ikna ettiler.

    siniri uzun süre yatışmayan lincoln, "arkadaşlarım ve akrabalarım daha önceki kamplara da gelmişti. akrabalarım benden maç bileti almak için ziyarette bulundu. brezilya'dan gelen adamlara '30 dakika sonra gidin' mi deseydim? hiçbir zaman disiplinsiz bir futbolcu olmadım. brezilya'da kamp diye bir şey yok. almanya'da ise maçtan bir gün önce kampa giriyoruz. hocanın kararını anlamadım. hayatımda böyle bir şey görmedim. bir daha böyle bir şeyle karşılaşırsam, çeker giderim" tehdidini savurdu.

    ancak lincoln kalmak için iki şart öne sürdü. “birincisi” dedi, “o yaşlı alman beni düşman olarak görüyor. sürekli benimle uğraşıyor. onunla konuşup beni rahat bırakmasını sağlayın. aksi halde idmanlara çıkmam. ikincisi de takım içinde hasan şaş, ayhan ve arda gibi futbolcular beni dışlıyor. buna bir çözüm bulun” dedi.

    adnan polat “tamam. sen merak etme” dedi. aslında feldkamp’a nasıl bu konuyu açacağını bilmiyordu ama bir şeyler düşünecekti.

    29 eylül 2007’de turkcell süper lig'deki derbi karşılaşmasında lider galatasaray, beşiktaş'ı 2-1 yendi.

    seyircisiz yapılan ilk derbi maç olarak tarihe geçen karşılaşma, oldukça düşük bir tempoda başladı. her iki ekibin de kontrollü başladığı mücadelede galatasaray, orta alanda özellikle linderoth'un etkili oyunuyla biraz daha üstün gözüktü.

    23. dakikada soldan arda'nın kullandığı köşe atışı sonrası beşiktaş ceza alanında oluşan karambolde kaleci hakan arıkan'ın yumruklayarak uzaklaştırmaya çalıştığı topu önünde bulan hakan balta, yerden sert bir vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve galatasaray 1-0 öne geçti.

    44. dakikada nobre'nin ara pasıyla ceza alanında topla buluşan serdar özkan'ın çıkardığı topa hafif sol çaprazdan oldukça sert bir vuruş yapan tello, kaleci orkun'un solundan meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak skora 1-1'lik eşitliği getirdi ve karşılaşmanın ilk yarısı 1-1'lik eşitlikle sonuçlandı.

    karşılaşmanın ikinci yarısı, ilk yarıya oranla daha hareketli ve bol pozisyonlu geçerken, özellikle galatasaray, rakip kaleye daha etkili ataklarla gelmeye başladı.

    76. dakikada beşiktaş ceza alanında arda'nın yerde kalması sonrası hakem selçuk dereli penaltı noktasını gösterdi. maç boyu beşiktaş ceza alanında yakaladığı fırsatları değerlendiremeyen nonda 77. dakikada penaltı atışında topu ağlara göndererek galatasaray'ı 2-1 üstünlüğe taşıdı.

    kalan sürede her iki takımın da çabaları gol getirmedi ve galatasaray mücadeleden 2-1 galip ayrıldı.

    maç sonu basına kısa bir açıklama yapan feldkamp lincoln ve hakan’ın kadro dışı kalması üzerine basın mensuplarından gelen sorulara şu cevabı verdi: ”lincoln kuzenleriyle eğlenmek istiyordu, ben de bunu yapmasını sağladım. hakan ailesi ile daha çok vakit geçirmek istiyordu, şimdi geçirebilir. burası kreş değil, galatasaray.”

    feldkamp, tüm bu olayların bir yana bırakılmasını isteyerek, “takımımız bugün iyi oynadı, muhteşem bir mücadele ortaya koydu ve haklı bir galibiyet aldı” dedi.

    “seyircisiz 4 maçta 4 galibiyet almayı beklemiyordum. bunu beklemek de kolay değil” diyen feldkamp, “seyircili maça alışmak kolay olmayacak galiba” denmesi üzerine “evet, bugün de seyircisiz oynadık. galatasaray-fenerbahçe maçındaki olayları hiç yaşamak istemiyorum. olumsuz gelişmelerin yaşanması veya başka ülkelere yansıması avrupa'da kötü imaj yaratır ve bu imajı düzeltmek zor olur” diye konuştu.

    bir basın mensubunun “ligin ilk 7 haftasında fenerbahçe’ye 7 puan, beşiktaş’a 5 puan fark attınız. sizce şampiyon olacak mısınız?” sorusuna feldkamp “onu söylemedeniz ama sivasspor ile aramızda sadece 1 puan var. performansları takdir edilmelidir” yanıtını verdi.

    bundan sonra galatasaray, beşiktaş derbisinin ardından ara vermeden uefa kupası'ndaki sion maçının hazırlıklarına başladı. basına kapalı olarak gerçekleştirilen antrenmanda, beşiktaş karşısında ilk 11'de görev alan oyuncular kısa süreli rejenerasyon çalışması, diğer oyuncular ise yarı sahada taktik ağırlıklı maç yaptı. sakatlıkları bulunan sabri ile okan'ın ise tedavilerine tesislerde devam edildi. lincoln ile hakan şükür ise salonda birlikte çalıştı.

    feldkamp’ın bu iki futbolcuya ambargosu devam ederken alman hocaya o sabah sürpriz bir telefon geldi. arayan hasta yatağındaki galatasaray başkanı özhan canaydın’dı.

    derbide kazanılan üç puana çok sevinen başkan canaydın, feldkamp’a "hakan şükür ile lincoln'ü bir kereliğe mahsus affedin. çünkü sion karşılaşmasında onlara ihtiyacımız var" talebinde bulundu.

    feldkamp zor günler geçiren özhan canaydın’ı üzmek istemedi ve “peki” dedi. yaşlı alman, ilk defa taviz veriyordu. demek ki söz konusu sağlık olunca onun gibi duygusuz ve katı biri bile yumuşayabiliyordu. canaydın’la konuşması bitince ahmet akcan’ı yanına çağıran kalli, “lincoln ve hakan’ı antremana dahil et, kadroya tekrar alındılar” talimatını verdi.

    milli takımlar eski patronu ersun yanal, geçen sezon sonunda g.saray'la anlaşma noktasına geldiğini açıkladı. genç teknik adam, "benim açımdan problem yoktu. ancak sarı-kırmızılıların konjonktürüne uymuyormuşum. adnan sezgin öyle söyledi" şeklinde konuştu.

    galatasaray kulubü başkan yardımcısı adnan polat, beşiktaş ile oynanan derbi maç öncesinde teknik direktör karl heniz feldkamp tarafından kurallara uymadıkları gerekçesiyle hakan şükür ve lincoln'ün kadro dışı bırakılmasının çok abartıldığını söyledi.

    mecidiyeköy'deki cafe crown çadırı'nda basın mensuplarının karşısına çıkan polat, kulüpte yaşanan gelişmeler konusunda kamuoyuna açıklamalarda bulundu.

    öncelikli olarak galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın'ın sağlık durumu hakkında konuşan polat, "hepiniz biliyorsunuz. başkanımız ciddi bir ameliyat geçirdi. bugün kendisini ziyaret ettim son derece kendisini iyi gördüm. bir müddet daha hastanede kalacak. bu ayın ikinci yarısından sonra tekrar bizimle olacak. şu anlık sağlık durumunda sıkıntı görünmüyor. bir an önce iyileşerek kendisini aramızda görmek istiyoruz" diye konuştu.

    sabah yazarı hıncal uluç, lincoln ve hakan şükür'ün beşiktaş maçı öncesinde kadro dışı bırakılmasını yorumladı. uluç, fotomaç'a yaptığı değerlendirmede galatasaray'ın kampını nazi kampına benzetti.

    hıncal uluç "benim düşüncem şu: kalli, lincoln'ü oynatmak istemiyordu. lincoln'den kurtulmanın çaresi kadro dışı bırakmak... böyle bir rezalet yok. galatasaray bu olaydan büyük yara almıştır. madem böyle kurallar var, kalli niye evde yatıyor? sion maçı öncesinde böyle bir yara galatasaray'ı çok sarsar. kadro dışı bırakılmalarının nedeni sadece konuşulanlarsa eğer ahmet çakar'ın 'gestapo' benzetmesi gayet yerinde. bu karar galatasaray'ın kampını, bir nazi kampına çevirir. bu olayda kulüpte yönetici olmadığı da ortaya çıktı. bu sorunu çözemeyen, yönetici değildir!” diye konuştu.

    avrupa şampiyonlar ligi'nde (g) grubu'nda cska moskova ile fenerbahçe arasında yapılan karşılaşma 2-2 berabere tamamlandı. bu sonuçla fenerbahçe puanını 4'e çıkarırken, cska moskova bir puana yükseldi.

    galatasaraylı futbolcu ayhan akman ameliyat oldu. ayhan'ın yaklaşık 1,5 ay sahalardan uzak kalacağı öğrenildi. feldkamp bu sakatlıkla orta sahada güç kaybettiklerini ifade etti.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, isviçre'nin fc sion takımı ile yaptıkları uefa kupası 1. tur ilk maçında, lehlerine dönüştürebilecekleri bir sonuç aldıklarını ve bu şanslarını değerlendirmek istediklerini söyledi.

    feldkamp, florya metin oktay tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, şimdiye kadar, ilk maçta 10 dakikada yapılan hataları yaşamamak için çalıştıklarını belirterek, ''bunlar düşüncede böyle. ancak pratikte bazen işler daha değişik olabilir. kasımpaşa ve beşiktaş maçlarında takımım neler yapabileceğini ortaya koydu. ilk maçta lehimize dönüşecek bir sonuç vardı, bu şansımızı değerlendirmek istiyoruz. burada atacağımız 1 gol yeterli olacak'' diye konuştu.

    hakan şükür ve lincoln konusundaki soruları da yanıtlayan feldkamp, bu konudaki kararı yarım saat içinde aldığını, ancak bunun medyada 3 gündür tartışıldığını söyledi.

    alman teknik adam, lincoln'un oynayıp oynamayacağı yolundaki bir soruya, şöyle yanıt verdi: ''basına hiçbir zaman sahaya çıkacak ilk 11'i açıklamadım. açıklasaydım, belki de hakan şükür'ün sakatlığından sonra bugün kadroyu değiştirmek zorunda kalırdım. uğur ve servet'in hafif soğuk algınlıkları vardı. maç saatine kadar neler olabileceğini bilemeyiz. hiçbir şey belli olmaz. belki de yarın sabah, beşiktaş maçı sabahı olduğum duruma düşebilirim. o zaman ne diyebileceğimi biliyorum. ne yapmam gerektiğini 3 gündür televizyonda tartışan insanlara soracağım. onların hepsi benden daha iyi biliyor. burada kulübün kuralları dahilinde yarım saat içinde almam gereken karar vardı. o arkadaşlar da 3 gün o kararları tartıştılar.''

    beşiktaş maçı sonrasında bir nefes almaları gerektiğini, yaşanan gelişmelerin kolay olmadığını ifade eden feldkamp, ''olanları yok sayamayız. huzursuzluk olmadığını da söylemek istemiyorum, ama bunları hazmetmemiz lazımdı. burada konu 2 futbolcu değil, takımın tamamı. önemli olan da bu. takımdaki olumlu gelişmeleri ben gördüm, hissettim. şu an gelişmeler iyi durumda ve olumlu yönde değişeceğine inanıyorum'' dedi.

    beşiktaş ile portekiz'in porto takımı arasında oynanan avrupa şampiyonlar ligi (a) grubu ikinci maçında, siyah-beyazlı takım rakibine 1-0 mağlup olarak ikinci karşılaşmadan da puan çıkaramadı. porto'nun sert futbolu ile gelen sakatlıklara çok sinirlenen beşiktaş teknik direktörü sağlam, ikinci yarıda hollandalı hakeme uyarıda bulununca cezası tribüne çıkmak oldu.

    uefa kupası 1. tur rövanş karşılaşmasında galatasaray, fc sion'u 5-1 yenerek tur atladı.

    feldkamp, beşiktaş maçı öncesinde kadro dışı bıraktığı hakan şükür ve lincoln'ü, fc sion karşısında ilk 11'de sahaya sürdü.

    alman çalıştırıcı, beşiktaş maçında oynattığı nonda'yı yedek soyundururken, aynı maçta 11'de yer alan, ancak fc sion karşılaşmasında statü gereği oynayamayacak olan hakan balta'nın yerine de lincoln forma giydi.

    sarı-kırmızılı ekipte, sakatlıkları bulunan ayhan, sabri ve okan da forma giyemedi, hasan şaş ise yedekler arasında yer aldı.

    uefa kupası'nda tur atlayabilmek için fc sion'u mutlaka yenmek zorunda olan galatasaray, karşılaşmaya hızlı başlayarak oyunu önemli ölçüde rakip sahaya taşıdı. isviçre ekibinin oyunu yavaşlatma çabalarına karşın rakip kaleyi adeta abluka altına alan sarı-kırmızılı ekip, ümit (2) ve lincoln'un golleriyle sonuca gitmeyi bilerek ilk yarıyı 3-0 önde tamamladı. ilk yarıdaki 3-0'lık skor sonrası ikinci yarıda daha temkinli bir futbol sergileyen, ancak oyunun hakimiyetini de elinde bulunduran galatasaray, fc sion'un daha fazla üzerine gelmesine izin verdi. yaptığı iyi savunmayla isviçre ekibine gol fırsatı vermeyen sarı-kırmızılı ekip, hızlı hücumlarla da farkı açmaya çalıştı. arda'nın şık golüyle karşılaşmada farkı 4'e çıkaran sarı-kırmızılılar, ardından nwaneri'nin golüne bouzid ile karşılık verdi ve ilk maçta 3-2 yenildiği rakibini kendi evinde 5-1 yenerek 2. turda grup maçları oynamaya hak kazandı.

    sion’u eleyen ve uefa kupası gruplarına katılmayı başaran galatasaray, h grubunda bordeaux, austria wien, panionios ve helsingborg takımlarıyla eşleşti.

    süper ligde 8. haftada vestel manisaspor ile fenerbahçe 1-1 berabere kaldı. fenerbahçe’nin bir kez daha puan kaybetmesi büyük yankı uyandırdı. galatasaray ile aralarında oluşan puan farkına ilişkin bir başka soruyu, geçen sene de buna benzer bir durum olduğunu ve buna rağmen lig sonunda rakiplerinin önünde yer aldıklarını anımsatarak yanıtlayan fenerbahçe teknik direktörü zico, ''şu anda puan olarak bize yakışmayan yerdeyiz, puan farkını indirip, amacımız liderliği ele geçirmek'' dedi.

    haftanın diğer bir puan kaybeden takımı zirve takipçisi sivasspor oldu. ankaragücü ile sivasspor 2-2 berabere kaldı. beşiktaş, gençlerbirliği'ni 1-0 yendi.

    kayserispor-galatasaray karşılaşması ise 1-1 berabere tamamlandı. 32. dakikada mehmet topuz'un pası ile ceza alanına giren gökhan ünal, uğu uçar’ı çalımladıktan sonra yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi ve kayserispor’u 1-0 öne geçirdi. 56. dakikada galatasaray beraberlik golünü ümit karan ile buldu. lincoln'ün soldan ortasına iyi yükselen ümit karan, kafa vuruşuyla topu kayserispor ağlarına gönderdi ve skora eşitlik getirdi. karşılaşmada başka gol olmayınca maç 1-1 sona erdi. rakiplerinin puan kaybettiği haftada galatasaray arayı daha da açma fırsatını tepse de liderliğini sürdürmeyi başarmıştı.

    g.saraylı taraftarlar maç öncesinde futbolcuları tribünlere çağırdı. bu sırada kaleci orkun'a da "deli orkun" diye tezahürat yapan sarı-kırmızılıların bu tavrı yıldız kalecinin alınmasına neden oldu. bunun üzerine hasan tribünlere giderek taraftarla konuştu. sarı-kırmızılıların sadece "orkun, orkun" şeklinde çağırmaları üzerine tecrübeli kaleci tribünleri selamladı.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp kayserispor karşılaşması sonrasında düzenlenen basın toplantısında “kayserispor maçının çok zor olacağını, hangi şartlarda oynayacağımızı biliyorduk ancak o golü yemeseydik ikinci yarıda daha atak bir şekilde rakibin üzerine gidebilirdik. yine de ikinci devrede daha riskli ve daha farklı oynadık. ben genel olarak skordan ve oynanan mücadeleden memnun kaldım” dedi.

    8. haftanın sonunda lige bir kez daha milli takım arası verildi. milli araya galatasaray 20 puanla lider giriyordu. ikinci sivasspor’un 19, üçüncü beşiktaş’ın 17 ve dördüncü fenerbahçe’nin 13 puanı vardı.

    a milli takım teknik direktörü fatih terim milli takıma galatasaray’dan servet çetin, arda turan, hakan şükür, ümit karan ve volkan yaman’ı davet etti. ancak ankaraspor’dan emre aşık ve necati ateş’i de milli takıma çağırınca gözler bir kez daha feldkamp’a çevrildi.

    kayseri deplasmanı dönüşü yönetim bursaspor deplasmanından önce sabaha kadar bir gece kulübünde eğlendiği iddia edilen arda turan’a verdiği 25 bin euro para cezasını bir kereliğe mahsus affettiğini duyurdu.

    feldkamp bu durumdan çok rahatsız olmuştu. o gece ahmet akcan’la oturup florya’da uygulanacak yeni kurallar belirledi. bu kurallar şunlaru kapsıyordu;

    1- takım otobüsünde cep telefonuyla konuşmak kesinlikle yasak.
    2- yemek saatlerinde herkes masaya aynı anda oturup aynı anda kalkacak.
    3- antrenmanlarda ciddiyet hiçbir zaman bozulmayacak. sanki resmi bir maçta oynanıyormuş gibi davranılacak.
    4- maçlarda kimse hakemlere itiraz etmeyecek. hatta takım içinde bile kimse birbiriyle tartışmaya girmeyecek.
    5- gereksiz kart görülmeyecek. bu kurala uyulmazsa, kart gören futbolcuya çeşitli cezalar verilecek.

    koyduğu kurallarla florya metin oktay tesisleri'nde 'korkulu rüya' haline gelen ve adeta sert bir öğretmen gibi davranan alman hoca, herkesin bu kurallara uymasını beklediğinin altını çizdi.

    arkasından da milli maç tatili nedeniyle yine görevini ahmet akcan’a devredip eşi helma ile birlikte marbella’daki yazlığına doğru yola koyuldu.

    takım hem avrupa’da yoluna devam ediyordu hem de ligde namağlup şekilde liderdi. üstelik son dört yılın şampiyonu ve şampiyonlar ligi gruplarında lider bulunan fenerbahçe’den 7 puan öndeydi. feldkamp’tan takımı gençleştirmesini istemişlerdi o da yapmıştı. alman hoca kendine oldukça güveniyordu. başarılı olduğu sürece kendisini kimse sorgulayamazdı. ancak kazın ayağı pek öyle değildi.

    her ne kadar yaz döneminde futbolcular feldkamp ‘a boyun eğselerde disiplinin dozu artık kendilerine fazla gelmeye başlamıştı. içlerinde “asker miyiz, futbolcu mu?” diye söylenenler bile vardı.

    takım adeta kamplara bölünmüştü. bir tarafta hasan şaş, hakan şükür, ümit karan, ayhan akman, sabri sarıoğlu ve arda turan’ın başını çektiği hem feldkamp’ı hem de lincoln’ü takımda istemeyen yerli grubu vardı. bu grup feldkamp ipleri sıkı bir şekilde elinde tuttuğu için şimdilik lincoln’ü takımda dışlama yoluna gitmişti. zamanla song da bu gruba dahil olmuştu.

    başka bir grup lincoln’ün nispeten yakınlık kurabildiği nonda ve linderoth içeren lincoln’ün grubuydu. bu gruptaki nonda ve linderoth takımdaki yerli ittifakından rahatsızdı. ancak feldkamp’a da çok ısınamamışlardı. lincoln ise kendini çok yalnız hissediyordu. hem yerli tayfa yüzünden ötekileşmiş hissediyordu hem de feldkamp’ın kendisine mobbing uyguladığını düşünüyordu. lincoln’ün amacı feldkamp’ı göndermekti.

    feldkamp ise lincoln, arda, hakan, hasan, ümit ve sabri’yi takımdan göndermek istiyordu.

    orkun, aykut, uğur uçar, servet, hakan balta, volkan, barış, serkan gibi feldkamp’ın gözdesi futbolcular da başka bir gruptu. bu grup lincoln’den pek haz etmiyor ancak feldkamp kendilerine şans tanıdığı için alman teknik adamı sevme konusunda diğer yerli tayfayla ayrışıyordu.

    hatta öyle ki son derece sıkı fıkı olan arda turan ve uğur uçar’ın feldkamp konusundaki görüş ayrılıkları nedeniyle aralarına soğukluk girdiği iddia ediliyordu.

    arda feldkamp’a kendisini yıldız seviyesinde görmemesi hakkında söyledikleri nedeniyle tavır almıştı. uğur uçar ise feldkamp’ın kendisini ilk on bire monte etmesinden oldukça memnundu. hayatında ilk defa şans bulmuştu ve bir şikayeti yoktu.

    zaten feldkamp’ın kerameti burada gizliydi. orkun, servet, uğur, volkan, barış, mehmet topal, serkan… hepsi yetenekleri belli olan ve başka teknik direktörlerin elinde başarısız olmuş isimlerdi. ama feldkamp çok çalışırsak önümüzde kim olursa olsun bize şans verir diye düşünerek çaba sarf ediyorlardı ve feldkamp da gerçekten bu çabalarını takdir edip onları ilk on bire alıyordu. işte alman hoca böyle kadrolarla bu şekilde başarılı oluyordu.

    yine de milli araya giderken kamplara ayrılmış galatasaray’da sancılı günler kapıdaydı ve takım çok yakında 7 puan önünde olduğu fenerbahçe’nin 1 puan gerisine düşeceği bir sürece girecekti.

    ***

    eylül 2007 ayı galatasaray için böyle geçti. bir yandan liderlik, bir yandan disiplin derken feldkamp ve bazı futbolcular arasındaki çatışma filizlenmeye başlamıştı. kriz galatasaray’ın kapısını çalıyordu.

    4. bölümün sonu.

    (devam edecek…)
  • 31
    geride bırakılan 2006-2007 sezonu galatasaray için kara bir yıl olmuştu. fenerbahçe’ye karşı geride kalmış olmak gündemin birinci maddesiydi. bugün sizlere bu duruma karşı önlem alınmaya başlanan 2007 yazını anlatacağım. ekonomik ve sportif olarak fenerbahçe ile baş edebilmek için galatasaray’da feldkamp önderliğinde, gelenlerin ve gidenlerin baş döndürdüğü büyük bir transfer hareketliliğinin yaşandığı yazdı bu.

    ***

    bölüm 2: “revizyon”

    feldkamp’ın teknik direktörlük koltuğuna oturmasıyla teknik patron tartışmalarının ve yönetimdeki çatlakların son bulması sağlanmış galatasaray’da transfere odaklanılmıştı.

    karl heinz feldkamp, 2006-2007 sezonunda yaşlı ve sınırlı yetenekleri olan bir takım şeklinde nitelendirilen bir galatasaray devralmıştı. adnan polat’ın alman teknik direktörü bu kadar ısrarla istemesinin nedeni de takımı en hızlı ve zahiyatsız şekilde gençleştirecek tanıdığı tek teknik direktörün kalli olmasıydı.

    evet yaşlı kurt galatasaray’da bir revizyon yapması için getirilmişti ve revizyon, yenileme ya da reform, adına her ne derseniz deyin bu feldkamp’ın en çok sevdiği şeylerin başında geliyordu.

    karl-heinz feldkamp katı disipliniyle, otoriter yapısıyla, gösterişsiz futbolcularla oluşturduğu takımları hızlı şekilde başarıya adapte edebilmesiyle tanınıyordu. yani revizyon ve disiplin onun için en önemli iki kelimeydi. kalli için yıldızlar değil, talimatlarını harfiyen sahada uygulayacak futbolcular olmazsa olmazdı. o gün kimse bilmiyordu ama alman hoca kadrosunda alex, kezman, roberto carlos gibi yıldızları bulunan ama zico’nun oyuncular üzerinde otorite problemi yaşadığı konuşulan fenerbahçe’yi de şampiyonluk yarışında bu şekilde ekarte etmeyi planlıyordu. feldkamp’ın düşüncesine göre fenerbahçe’de yıldızlar olsa da takım olma hüviyeti yoktu ve zico disiplin sağlayamıyordu. ve ona göre rakibin en zayıf karnı da buydu. kendisiyse, kendi düşüncesine göre galatasaray’da revizyon ve disiplini sağlayıp ipleri sıkı tutarak şampiyonluğa ulaşacaktı. yaşlılığı tartışılan teknik direktörün kendisine bu kadar güvenmesinin sebebi de buydu.

    kalli işe ilk olarak teknik ekibini oluşturarak başladı. yardımcılığını daha önceki yıllarda galatasaray ve beşiktaş’ta çalışırken olduğu gibi yine ahmet akcan'ın yapması kararlaştırıldı. altyapı antrenörü burak dilmen'in de hem yardımcılığını hem de tercümanlığını gerçekleştirmesini uygun gördü. cevat güler'i de antrenör olarak kondisyon çalışmalarıyla ilgilenmesi için ekibe dahil eden alman çalıştırıcı, nezihi boloğlu’nu da kaleci antrenörü olarak görev yapacak olsa da onun sadece kalecilerle ilgilenmesini değil, yeri geldiği zaman takımla ilgili çalışmalar yapmasını da istediğini belirtip teknik heyetini kurdu.

    ve arkasından da hızlıca takımı revize etme işine koyuldu.

    feldkamp imza töreninde "almanya'dan oyuncu getirecek misiniz" şeklindeki bir soruyu "evet" diye yanıtlamış ve bunların türk olacağını söylemişti. adnan sezgin de feldkamp’tan aldığı rapor doğrultusunda almanya 2. futbol ligi takımlarından rw essen de forma giyen ve almanya ümit milli takımının da değişmez isimlerinden gurbetçi futbolcular 21 yaşındaki serkan çalık ve barış özbek’in transferlerini tamamladı.

    5 haziran 2007’de sağ kanat barış özbek ve forvet serkan çalık için rw essen’e toplam 416 bin euro yetiştirme bedeli ödendiği açıklanarak transferler duyuruldu.

    gelenler kadar gidenler de vardı sarı kırmızılı takımda.

    1 haziran 2007’de yıllık ücretinde indirime gitmeyi kabul etmeyen kolombiyalı kaleci mondragon almanya’nın köln takımına transfer oldu. mondragon'un gitmesiyle ilgili değerlendirme yapan feldkamp, "şu anda 2 kalecimiz var. kaleci almayabiliriz ama nezihi hocayla konuşacağım, eğer 'kaleci almalıyız' derse, o zaman değerlendiririz" ifadesini kulandı. galatasaray mondragon’un transnferinden 500 bin euro bonservis elde etti.

    2 haziran 2007’de galatasaray'da sözleşmesi biten japon ön libero junichi ınamoto, almanya birinci ligi (bundesliga) takımlarından eintracht frankfurt'a transfer oldu. gazeteler inamoto’nun ayrılışını galatasaraylılara müjde olarak duyurdu!

    mondragon ve inamoto'dan sonra galatasaray'a veda eden üçüncü yabancı futbolcu feldkamp’ın kadroda düşünmediği sasa ılic oldu. ılic 9 haziran 2007’de avusturya'nın salzburg kulübü ile anlaştı.

    sırp oyuncu, yeni takımının tesislerinde düzenlenen törende kendisini üç yıllığına salzburg'lu yapan resmi mukaveleye imza attı. ılic'i, galatasaray'a ödeyeceği 900 bin euro bonservis bedeli karşılığında renklerine bağlayan salzburg'da, bu transferin tahmin edilenden daha düşük bir bedelle bitirilmesi büyük sevinç yarattı. avusturya basınına açıklama yapan yöneticiler, iliç'in gerçek bonservis değerinin 4 milyon euro civarında olduğunu ifade etti. ıliç daha önce partizan'da birlikte çalıştığı, lothar matthaeus'un isteğiyle red bull salzburg'a transfer edilmişti.

    ılic, galatasaray'daki ilk sezonunda çok güzel günler geçirdiğini ve unutamayacağı bir şampiyonluk kazandığını ancak ikici sezonda herşeyin tersine döndüğünü ifade etti.

    galatasaray ukrayna'nın shakhtar donetsk kulübü'nden kiraladığı stoper tolga seyhan ile feldkamp’tan gelen talimat üzerine yollarını ayırdı.

    bunun üzerine tolga seyhan’ı trabzonspor kadrosuna kattı. imza töreninde galatasaray defterinin artık kapandığını ve geride kaldığını ifade tolga, “orada bana tahammül edilmedi. 3 hafta bile tahammül gösterilmedi ve şansız bir sezon geçirdim” diye konuştu.

    adnan sezgin ve adnan polat’la bir toplantı yapan kalli takıma acil olarak bir defansif orta saha, bir stoper ve bir de sol bek transferi yapılmasını istedi.

    adnan sezgin feldkamp’a ön libero olarak lyon’dan alou diarra ve parma’dan vince grella için görüştüğünü ancak görüşmelerde henüz bir ilerleme katedilemediğini söyledi. kalli, ön libero konusunun hayati olduğunu vurgulayıp “conceição’yu gönderdiğinizden beri bu bölgeyi ihmal etmişsiniz. saidou ya da inamoto ile geçiştirilecek bir bölgeden bahsetmiyoruz. takımın merkezi sağlam olmazsa kadro çok iyi olsa da fayda sağlayamayız. mesela 2 sene öncesi için defansta mondragon-song-tomas ve hücumda da ilic-ümit karan iskeleti iyi görünüyor ama bunları birleştirecek bir merkez oyuncu olmadığı için takım hep aksamış” diye konuştu.

    adnan sezgin “haklısınız, bu isimler üzerinde çalışmaya devam edeceğim” karşılığını verince feldkamp “kopenhag’dan linderoth çok beğendiğim ve sistemime uyacak bir futbolcudur. onunla iletişime geçer misiniz?” diyerek isveçli futbolcuyu istediğini bildirdi.
    .
    adnan sezgin şaşırmıştı. adnan polat’a bakıp polat’ın “denemeye değer” gibi bir bakış atmasıyla linderoth için temaslara başladı.

    adnan polat feldkamp’a kaleci transferi isteyip istemediğini sordu. adnan sezgin kaleci konusunun açılması üzerine antalyaspor’da önceki sezon dikkat çeken bir performans sergileyen hakan arıkan’ı transfer edebileceklerini söyledi.

    kalli “geçtiğimiz sezon ki bütün maçların kasetlerini seyrettim. hakan arıkan’ın güven veren bir performansı yok. kaleyi ona emanet edersek sorun yaşarız. o zaman da şampiyonluk zora girer. şu kupa maçında elendiğimiz erciyes takımının kalecisi dikkatimi çekti. eğer bir transfer yapılacaksa o olabilir.” dedi.

    feldkamp’ın bahsettiği kaleci orkun usak’tı. galatasaray altyapısından çıkmıştı ve önceki sezon o da performansıyla dikkat çeken bir futbolcuydu.

    adnan sezgin “evet orkun düşünülebilir. transferi şart değil diyorsanız bekleyelim. başka bir kulübe gidecek gibi olursa transferini deneriz” fikrini sunar. kalli de polat da bu öneriye “tamam” dedi.

    bu arada feldkamp tarafından transferi veto edilen hakan arıkan beşiktaş’a transfer oldu.

    öte yandan sürpriz yapmak için feldkamp’tan saklanan sır 10 numara transferi için haldun üstünel almanya’ya gitmiştir ve schalke 04 ile lincoln için pazarlık yapmaktadır.

    bu sırada başkan yardımcısı ve futbol şube sorumlusu adnan polat ümit karan, hakan şükür, rigobert song, necati ateş ve stjepan tomas ve hasan şaş ile görüşüp sözleşmelerinde indirime gitmelerini istemiş, necati ve tomas 'kesinlikle hayır' yanıtını vermiş, hasan şaş'ın belli bir indirime yanaştığı ancak çok sinirlendiği, ümit karan’ın ise menajerine bana takım bul dediği medyaya yansımıştı.

    adnan polat bu durumu feldkamp’a açınca feldkamp “hepsi gönderilebilir. benim takımımda kimse bulunmaz hint kumaşı değildir” yanıtını verdi. feldkamp özellikle ümit karan, hakan şükür, hasan şaş, okan buruk ve ergün penbe’yi kadroda görmek istemediğini vurguladı. ona göre bu futbolcular artık miadını doldurmuş isimlerdi ve takıma verecekleri bir katkı kalmamıştı.

    feldkamp buna ek olarak cihan haspolatlı ve orhan ak’ı da kadroda kesinlikle görmek istemediğini belirtti. “sizin geçen sezon maçları kazanamamanızın sebeplerinden biri de beklerde bu isimleri oynatmanız. çünkü onlar mevki olarak bek bile değil!” eleştirisini de getirdi.

    feldkamp’ın bu ifadelerine bakıldığında kadrodan yaklaşık 11-12 ismi göndermek istediği fikri çıkarılıyordu. adnan polat feldkamp’ın gözünü karartmasından biraz endişe duymuş bir şekilde “yine de hazırlık kampını bir görelim, ona göre karar veriririz” önerisinde bulundu. feldkamp “durum az çok böyle ama elbette kamp süreci önemli olacak” diyerek polat’ın üstü kapalı çok keskin olma önerisine uyacağını gösterdi.

    florya’da bunlar konuşulurken istanbul büyükşehir belediye meclisi, toki'nin yapacağı seyrantepe stadı ile ali sami yen stadının imar planlarını oy birliğiyle kabul etti. buna göre, arazinin 120 bin metre karesinde seyrantepe stadı, 218 bin metre karelik alanda yeni şişli etfal hastanesi ve 46 bin metre karelik bölümde ise turizm ve ticaret merkezi yapılabilmesi kararlaştırıldı. karara göre, ali sami yen stadı arazisi de spor alanından çıkarılarak, turizm ve ticaret alanı haline getirildi. ali sami yen stadının yerine otel, alışveriş merkezi veya rezidans yapılabileceği belirtildi. yani seyrantepe’yi alacak galatasaray karşılığında mecidiyeköy’ü kaybediyordu.

    galatasaray'da mondragon'un köln'e transfer olmasından sonra yeni kaleci alınıp alınmayacağı konusundaki belirsizlik sürerken, genç file bekçisi fevzi elmas "yeni kaleci varsa ben yokum" açıklamasında bulundu.

    eski teknik direktör eric gerets'in kendisine ve aykut'a yeterince şans vermediğini belirten genç kaleci, bir sezon daha üçüncü kaleci olarak kalmaya tahammül edemeyeceğini söyledi.

    feldkamp’ın önerisi üzerine 12 haziran 2007’de galatasaray kulübü, isveçli ön libero tobias linderoth ile 3 yıllığına anlaştı. sarı-kırmızılılar, danimarka ligi takımlarından fc kopenhag'a 2,5 milyon euro ödeyeceğini açıkladı.

    adnan sezgin, iki gün daha geç kalsalar linderoth’un fransa’ya gitmiş ve elden kaçmış olacağını açıkladı.

    galatasaray'ın yeni teknik direktörü karl heinz feldkamp ile ilk kez çalışacağını belirten linderoth, galatasaray'a geldiği için çok mutlu olduğunu ifade ederek, ''galatasaray gibi büyük bir kulüple anlaştığım için gururluyum. galatasaray çok büyük bir kulüp. her oyuncu burda oynamak ister. buraya gelmek benim için önemli bir fırsat. çok çalışarak başarılı olacağıma inanıyorum'' dedi.

    linderoth transferinin gerçekleşmesiyle keyiflenen galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, ülkesi almanya'da tagesspiegel adlı gazeteye bir röportaj verdi. röportajda yaşıyla ilgili eleştiriler için feldkamp “sepp blatter de 71 yaşındayken 4 yıllığına fıfa başkanı seçildi. papa şu an 80'inde... galatasaray ile yeni bir yola çıkmak olağanüstü bir görev. güvendiğim birçok kişi sağlığımın iyi durumda olduğunu söyledi zaten.” açıklamasında bulundu.

    takımdaki mevcut yabancılardan song dışındaki herkesin gönderilebileceğini kaydeden alman teknik adam, yönetime, "elimizde song gibi çok kaliteli bir savunma oyuncusu var. onu en iyi şekilde kullanmalıyız. kesinlikle takımda kalmalı" dediğini aktardı.

    feldkamp’ın “36 yaşında sol bek istemiyorum, gönderilsin” dediği ergün penbe gaziantepspor ile anlaştı. böylece 1994-2007 yılları arasında 13 yıl boyunca kesintisiz şekilde galatasaray’a hizmet eden ergün penbe takımdan ayrılmış oldu. ergün durumu “galatasaray gibi büyük bir camiadan ayrılmak hiç kolay olmadı.” diyerek yorumlamakla yetindi.

    galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın, iki yabancı futbolcunun transferi için çalıştıklarını bildirdi. transfer çalışmalarında önemli yol aldıklarını ifade eden canaydın, ''neticelendiği zaman haber vereceğiz. öncelikle iki yabancının daha transferi için çalışıyoruz. teknik heyetin bize verdiği rapora göre gidiyoruz'' dedi.

    canaydın, bir gazetecinin, yabancı kaleci alıp almayacaklarını sorması üzerine, yeni sezonda türk kalecilerle devam edeceklerini belirterek, ''milli takıma da katkımız olmak üzere türk kalecilerimize şans vereceğiz. kalecilerimiz gayet iyi'' diye konuştu.

    sulu derbiden sonra taraftarı 10 numara transferiyle yatıştırmak isteyen adnan polat, lyon’lu juninho ile görüşmesi için adnan sezgin’i brezilya'ya göndermişti. buna göre sarı kırmızılı kulübün listesinde ilk sırada juninho, ikinci sırada lincoln ve üçüncü sırada riquelme bulunuyordu.

    juninho'nun maliyeti epey yüksekti. kulübüyle sözleşmesi sürse de juninho yaşından dolayı fıfa'nın belirlediği kriterler doğrultusunda kulübüne tazminat ödeyerek ayrılabiliyordu. çünkü sözleşmesinin bitimine bir yıl vardı. ancak juninho sezgin’e "beni kulübümle karşı karşıya getirmeden bu iş bitsin" deyince; adnan sezgin, onun fıfa'dan yetki verdiği bir menajer ve juninho'nun menajeriyle birlikte lyon kulübüne gitti. "bu işi güzellikle bitirmek amacındayız, juninho'yu istiyoruz" dedi, lyon yöneticileri kesinlikle juninho'yu vermeyeceklerini söyledi. görüşme olumsuz şekilde sonuçlandı. 15-20 dakika sonra sezgin’e telefon geldi. juninho'nun menajeri arıyordu ve lyon'un juninho'ya aldığından yüzde 50 fazlasını vererek mukavelesini 3 yıl uzattığını bildirdi.

    juninho transferi olumsuz sonuçlanınca mayıs ayının sonunda bu kez listedeki ikinci isim lincoln ile temas kuruldu.

    lincoln yeni bir heyecan ve futbolun dolu dolu yaşandığı bir ortam istiyordu. almanya’da bulamadığı birçok şey türkiye’de vardı.

    lincoln “g.saray'a gelirim" deyince, polat, sezgin ve üstünel hep birlikte schalke ile görüşmeye gittiler. lincoln için kulübü ilk olarak 10 milyon euro istedi. sezgin fiyatı çok fazla buldu. schalke yöneticisi andres müller "en son 8 milyon euro olur" dedi. bunun üzerine galatasaraylı yöneticiler masadan kalktılar ve havalimanına gittiler. uçak saatini beklerken lincoln'ün menajeri adnan sezgin’i aradı ve " lincoln galatasaray’ı kesin olarak istiyor" dedi.

    adnan sezgin hemen adnan polat'a, "ben brezilya'ya gidiyorum, bu iş ancak bizim çocuğu ikna etmemizle hallolur" dedi ve uçak biletini değiştirip soluğu brezilya'da aldı. ve orada lincoln'e almanya'da hiçbir zaman bulmayacağı atmosferi galatasaray'da yaşayacağını anlattı. lincoln elini kalbine götürerek "ben artık galatasaraylıyım" dedi. sezgin schalke ile sorunlar yaşadıklarını anlatınca lincoln kulübüne telefon açtı ve andres müller'e "ben bu saattan itibaren g.saraylıyım. ya da futbolu bırakıyorum ama bir daha asla schalke’ye dönmeyeceğim ona göre." dedi ve telefonu kapattı.

    adnan sezgin brezilya’ya lincoln’ün yanına gidince haldun üstünel ne olur ne olmaz diye istanbul’a dönmekten vazgeçmiş ve almanya’da kalmıştı. bunun üzerine yeniden kulübe gitti ve bonservis bedelini bir kez daha konuştu. üstünel yaptığı pazarlıkla bonservis bedelini 10 milyon eurodan 5 milyon euroya kadar indirdi ve anlaşmayı sağladı.

    schalke başkanı tönnies ileride o günü şu cümlelerle özetleyecekti: “bizim lincoln'ü satma gibi bir niyetimiz yoktu ancak üstünel geldi ve zorla randevu aldı. 2 saat görüştük. inanılmaz bir diksiyonu ve ikna kabiliyeti vardı. 5 milyon gibi komik bir fiyata lincoln'ü sattım. ertesi gün uyandığımda “ben ne yaptım” dedim.

    bu gelişmelerin ardından galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın, transferin akşam saatlerinde tamamlandığını belirterek. ''camiamıza hayırlı olsun. avrupa'nın en güzel transferini yaptık. en iyi 10 numarayı transfer ettik. inşallah güzel günler bizim olacak. herkes gibi ben de heyecanlıyım'' dedi.

    fakat ortada çok büyük bir sorun vardı. feldkamp'ın lincoln'ün transferini kesinlikle istemiyordu. transferin kesinleştiğinden de kulüp içinde en son haberi olan kişi oldu.

    adnan polat florya’da antreman sonrası bir araya geldiği alman teknik adama durumu alıştıra alıştıra söyledi. feldkamp transfere çok sinirlendi. “siz başınıza nasıl bir sorun açtığınızı bilmiyorsunuz” dedi.

    polat bir an afalladı. kalli’nin ne demek istediğini anlamamıştı “nasıl yani?” diye sordu.

    feldkamp şöyle konuştu: “lincoln benim almanya’da takip ettiğim futbolculardandır. kaprislidir, tembeldir, zora gelemez, çalışmayı sevmez, keyfi isterse oynar. yani disipline giremez. onu bir şeylere zorlarsak sorun çıkarır. ona göz yumarsak da bu sefer takım içinde ayrımcılık nedeniyle huzursuzluk çıkar. takım olma hedefimizi baltalayabilir. benim sert tavrım onu bunaltacaktır.”

    polat feldkamp’ın abarttığını düşünüp “sen madem feldkamp’san. bir yıldızı da idare etmen gerekir” dedi.

    feldkamp deliye döndü. öfkeyle “eğer bir daha benim birine söz geçiremeyeceğimi ima edersen ya da bana ne yapmam gerektiğini söylersen derhal almanya’ya giderim ve bir daha geri dönmem” dedi.

    polat derhal alttan alıp feldkamp’ı yatıştırdı. lincoln transferini de zor da olsa dil dökerek kabullendirdi. feldkamp’la yaşanan bu ilk kriz bu şekilde kapandı. ancak kalli, lincoln hakkında bütün söylediklerinde haklı çıkacak ve brezilyalı takımda hep sorunlara yol açacaktı. üstelik feldkamp’la da yıldızları hiç barışmayacaktı.

    16 haziran 2007 günü galatasaray, uzun süredir çalışmalarını sürdürdüğü brezilyalı yıldız cassio lincoln transferini 5 milyon euro karşılığında tamamladığını resmi siteden de duyurdu.

    birkaç gün sonra florya metin oktay tesisleri ana antrenman sahasında özel olarak oluşturulan alanda düzenlenen törende brezilyalı futbolcu, kendisini 4 yıllığına sarı-kırmızılı renklere bağlayan sözleşmeye imza attı. törende üzerinde adının yazılı olduğu bir tişört giyen lincoln, öncelikle büyük bir kulübün formasını giydiği için çok mutlu olduğunu belirterek, ''galatasaray'a elimden geleni yapmak, gerekirse kanımı vermek için geldim'' dedi.

    bir basın mensubunun, ''hagi'nin yerini doldurabilecek misin?'' şeklindeki sorusunu lincoln, ''hagi inanılmaz bir oyuncuydu, onun yüzde 30'u kadar oynayayım benim için yeterli'' dedi.

    aynı gün steaua bükreş'le üç yıllığına anlaşan galatasaray'ın efsanevi yıldızı gheorghe hagi, galatasaray'ın yeni yıldızı lincoln için 'iyi bir oyuncu, ancak benim 10 numaralı formamı almak kolay değil. umarım galatarasay'a faydalı olur.' dileğinde bulundu.

    galatasaraylı futbolcu necati ateş, giydiği forma numarası olan 10 numarayı, sarı-kırmızılı takımın yeni transferi cassio lincoln’e hediye ettiğini açıkladı.

    tecrübeli futbolcu, sarı-kırmızı kulübün resmi internet sitesinde yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: ''yeni takım arkadaşımız lincoln'ün transferinin hem kendisine hem de galatasaray camiasına hayırlı olmasını canı gönülden dilerim. lincoln idarecilerimiz aracılığıyla iki sezondur taşıdığım 10 numarayı benden rica etmiştir. kendim ve takım arkadaşlarım adına bir hoş geldin armağanı olarak, 10 numarayı lincoln'e hediye ettiğimi ve önümüzdeki dönemde memleketim izmir'i simgeleyen 35 numaralı formayı giyeceğimi spor kamuoyuna bildirmek isterim.

    feldkamp stoper bölgesi için adnan sezgin’den geleceğin yıldızlarından olacağını düşündüğü ismael bouzid'i istedi. feldkamp’ın isteği üzerine galatasaray kulübü, 18 haziran 2007’de almanya birinci ligi bundesliga ekiplerinden kaiserslautern'in cezayirli defans oyuncusu ismael bouzid'i 700 bin euro bonservis ücreti ödeyerek kadrosuna kattı.

    feldkamp bouzid için “galatasaray’ın ikinci stumpf’ı olacak” iddiasında bulundu. ne var ki bouzid hiçbir zaman yıldız olamadı. feldkamp’ın onu neden aldırdığı da asla anlaşılamadı. çoğu maçta bouzid’in yüzüne bile bakmadı. sarı kırmızılı taraftarlar yıllar sonra onu hatırladıklarında, cezayirli stoperi hiç açılmamış kolilere, balkonda unutulan spor aletlerine benzettiler.

    fenerbahçe real madrid’le yollarını ayıran roberto carlos’la anlaştı. fenerbahçeliler uefa kupası almış gibi sevindi.

    ümit özat, tuncay şanlı, serkan balcı derken, mehmet yozgatlı ve rüştü reçber de f.bahçe'den ayrıldılar. ayrılış nedenlerini zico ile çalışmak istememek olarak gösterdiler; onunla bir yere gidemeyeceklerini düşünüyorlardı.

    fenerbahçe'nin sheffield united'dan aldığı colin kazım richards'ın fenerbahçe'ye imza töreninde "rüştü ile de anlaştık. kısa sürede imza atarız" açıklamasını yapan asbaşkan neşet yalçın rüştü'nün sabaha karşı beşiktaş ile anlaşmasına tepki gösterdi. ligtv'nin haberine göre yalçın, "rüştü ile hafta içi her konuda anlaşmıştık. bu hafta imza atacaktı. ama o sözünü unutarak parayı tercih etti" ifadesini kullandı.

    sabah yazarı hıncal uluç, fenerbahçe'nin milli kalecisi rüştü'nün beşiktaş'a transferini değerlendirdi. fotomaç'a demeç veren uluç "rüştü, beşiktaş için çok doğru bir transfer. aslında rüştü çok geç kaldı. pendikspor maçından sonra fenerbahçe'nin tesislerinde dayak yediği gün bırakmalıydı. çünkü dayağı attıranı dünya biliyor." diyerek fenerbahçe’yle rüştü arasında eski defterleri açıp fitili daha çok ateşledi.

    20 haziran 2007’de galatasaray, kayseri erciyesspor'un kalecisi orkun uşak'ı renklerine kattı. galatasaray alt yapısında yetişen ve kayseri erciyesspor'daki performansıyla göz dolduran genç kaleci, sarı-kırmızılı kulüple 3 yıllık anlaşmaya vardı. galatasaray’ın kayseri erciyes’e bu transfer için 750 bin euro bonservis ödeyeceği bildirildi.

    orkun uşak, galatasaray ve bursaspor'un kendisiyle ilgilendiğini belirterek, ''dün akşam son olarak galatasaray devreye girdi ve 3 yıllık anlaşmaya vardık'' dedi.

    bursaspor yönetimi, kayseri erciyespor'un kalecisi orkun uşak'ın transferi için son anda devreye giren galatasaray'a tepki gösterdi.

    yönetim kurulu adına, kulübün resmi internet sitesine yapılan açıklamada, 15 gündür süren orkun uşak'ın transferiyle ilgili görüşmelerde gerek kayseri erciyespor yönetimi gerekse genç kalecinin menajerleriyle her konuda anlaşmaya varıldığı belirtildi.

    açıklamada, şunlar kaydedildi: "bilindiği gibi kaleci orkun uşak'ın transferini gerçekleştirmek için 15 gündür çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

    dün akşam 18.00'de her konuda anlaşmaya vardık. ancak, dün gece geç saatlerde 15 gündür ortalarda görünmeyen galatasaray kulübü, işin ciddiyetinin farkına varıp, etik olmayan bir şekilde orkun'un transferi için yüksek bir bedel önererek anlaşmayı bozmuştur. kamuoyuna duyurulur."

    bursaspor'un ön anlaşma yaptığı kaleci orkun'un galatasaray'ı tercih ettiğini söyleyen özhan canaydın, ''bunun için bizi suçlamaları doğru değil'' dedi.

    canaydın, oyuncunun menajerinin kendilerine, ''orkun, galatasaray'ı tercih ediyor' dediğini ifade ederek, ''orkun 12 yaşından beri bizim alt yapımızda yetişmiş ve bizi tercih etmiştir. onun için böyle şeylere gerek yok. transferde bu tip şeyler olur, kırgınlıklara gerek yok. tamir edilir. türk spor kamuoyunda her camia birbiriyle iyi geçinmeye mecburdur'' diye konuştu.

    başkan canaydın, transferler için çok çalıştıklarını ifade ederek, anlaştıkları futbolcular dışında halen görüştükleri başka oyuncuların da bulunduğunu söyledi. canaydın ayrıca haziran sonunda bütün transferlerin bittiğini açıklayacaklarını ifade etti.

    bursaspor’a imza atması beklenirken g.saray’la 3 yıllığına anlaşmaya varan orkun uşak, bir anda sarı kırmızılı takımda kaleci krizine neden oldu. mondragon’un köln’e gitmesinden sonra forma için ümitlenen fevzi elmas ile aykut erçetin, yönetimin erciyesspor’un genç file bekçisiyle anlaştığını öğrenince büyük tepki gösterdiler.

    almanya’da bulunan aykut telefonlara çıkmazken fevzi, röportaj verdiği muhabire "çok sinirlendim. şu anda ne söyleyeceğimi bilemiyorum. görüşme bittikten sonra herhalde telefonu kıracağım abi" dedi. görev verildiği zamanlar aslanlar gibi çıkıp görevimizi yaptık. ’genciz, bize de sıra gelecek’ diye düşünürken yapılanlara bak. demek ki bize güvenilmiyor. g.saray’a hayırlı olsun. yolcu yolunda gerek" diyerek ayrılık sinyali verdi.

    beşiktaş yurt dışında yabancı futbolcu transferlerine devam ederken, yerli transferleri için de çabalarını sürdürüyordu. kartal'ın listesinde olan antalyasporlu volkan yaman için yönetim, kırmızı beyazlı kulübün kapısını çaldı. genç oyuncu ile yapılan görüşmede volkan'ın, "ben beşiktaş'ta oynamayı isterim. fakat bonservis sorunumu çözün. önemli olan bu. antalyaspor ile görüşün" dedi. siyah beyazlı ekip, antalya'nın kapısını çalarken, akdeniz ekibinin başkanı peker ise dün bir açıklama yaptı: "tek resmi teklif şu ana kadar beşiktaş'tan geldi. volkan yaman'ın bonservis bedelini 3.5 milyon dolar olarak belirledik. beşiktaş'a da bunu ilettik. düşünmek için süre istediler. transfer dönemi yeni başladı. resmi teklifler yeni yeni geliyor." şeklinde konuştu.

    gazeteleri okuyan feldkamp adnan polat ve adnan sezgin’e “volkan yaman tam sistemime uyan bir sol bek. serbest vuruşları da çok iyi. geçen sezonun kasetlerinde duran top sorunumuz çok açık görülüyor. volkan bu derde de çare olur. neden sol beke onu transfer etmiyoruz” diye sorar.

    adnan polat “istediğin buysa adnan sezgin seve seve antalyaspor ile görüşür” der.

    feldkamp ayrıca “yine geçen sezonun maçlarında sivasspor’daki servet’i çok beğendim. defansa onu alırsak ligin en az gol yiyen defansını kurmamda hiçbir sorun kalmaz” diyerek eski fenerbahçeli servet çetin’i de istediğini belirtir.

    böylece adnan sezgin, volkan yaman ve servet çetin transferleri için yine yollara koyulur.

    feldkamp’ın farklı bir cazibesi vardı. transferleri gösterişsiz hatta vasat gibi dururdu ama etkileri çok büyük olurdu. ve aldırdığı futbolcular sadece kendi sisteminde iş görürdü. orkun usak, aykut erçetin, uğur uçar, servet çetin, emre güngör, volkan yaman, mehmet topal, ayhan akman, barış özbek ve serkan çalık'ın hepsinin kariyerlerinde tek iyi oynadıkları sezon feldkamp'ın takımın başında olduğu 2007-08 sezonudur. bu adamların hepsinden aynı anda sadece feldkamp'ın verim alması ve feldkamp'tan önce ve sonra bu adamların kariyerinde hiçbir başarı olmaması tesadüf değildi.

    antalyaspor kulübü başkanı sedat peker, futbolcuları volkan yaman'ın transferiyle ilgili galatasaray kulübü ile anlaştıklarını belirterek, ''galatasaray ile anlaşma imzaladık. volkan bugünden itibaren galatasaraylı'dır'' dedi. başkan peker, volkan'ın transferi karşılığında sarı-kırmızılı kulüpten kaleci fevzi elmas + 1 milyon euro aldıklarını söyledi.

    galatasaray 2. başkanı adnan polat ise volkan konusunda antalyaspor ile anlaşma imzaladıklarını belirterek, ''konu bitmiştir. volkan yarından itibaren galatasaray forması giyecektir'' diye konuştu.

    sivas’a giden adnan sezgin servet çetin için 360 bin euro bonservis ücreti karşılığında anlaşma sağladı. servet, takımda forma bulma şansının kendi elinde olduğunu belirterek, ''iyi performans gösterirsem oynayacağımı düşünüyorum. galatasaray'a oynamak için gidiyorum, aksini düşünseydim kabul etmezdim. yöneticilerimiz bana güvendiler, onları mahcup etmemek için elimden gelen her şeyi yapacağım'' diye konuştu.

    adnan sezgin servet çetin’le anlaştıktan sonra sivas’tan yol üzerinde kayseri’ye uğrayıp gökhan ünal ve mehmet topuz için teklifte bulunda. kendini dev aynasında, oyuncularını da bulunmaz hint kumaşı gibi gören kayserispor adnan sezgin’i geri çevirdikten sonra gökhan ünal ve mehmet topuz'un fotoğraflarının yer aldığı ''sat-ma-ya-ca-ğız'' yazılı afişi kayseri kalesi'ne astırdı. bu anlamsız hareket arşivlerde yerini alırken ne gökhan ünal ne de mehmet topuz ilerleyen yıllarda piyasada tutunamadı.

    26 haziran 2007’de alman futbol federasyonu (dfb) tarafından yapılan açıklamada, bir dönem galatasaray'ın da teknik direktörlüğünü yapan jupp derwall'ın 80 yaşında vefat ettiği bildirildi.

    helmut schön'den sonra 1978 yılında almanya milli takım teknik direktörlüğü görevini üstlenen derwall, alman milli takımı'yla 1980 yılında italya'da avrupa şampiyonu, 1982 yılında ispanya'da düzenlenen dünya kupası'nda da dünya ikincisi olmuştu. derwall 1984-1987 yılları arasında galatasaray’ı çalıştırmış, yaptığı yeniliklerle galatasaray’a çağ atlattığı kabul görmüştü. 1986-87 sezonunda kazandığı şampiyonlukla sarı kırmızılı camianın 14 yıllık şampiyonluk hasretine son vermişti.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, antrenman sonrasında yaptığı açıklamada, vefat eden alman teknik adap jupp derwall'in kendisinin de hayatını değiştiren isim olduğunu söyledi.

    kendisine ''galatasaray'a gelir misin?'' diyen ilk kişinin derwall olduğunu belirten feldkamp, ''kendisiyle aachen'de oynarken sık sık karşı karşıya gelmiştik. antrenörlük yaptığımda da o milli takımda çalışıyordu. galatasaray'da olmamın sebebi de sayın derwall'dir. türk insanını bana yakınlaştıran da kendisidir. 80 yaşında bir arkadaşınızı kaybedip, sonra idmana çıkmak insana zor geliyor. eşim de derwall'in eşinin yakın arkadaşı. inşallah eşi de bunu kısa sürede atlatır'' diye konuştu.

    derwall'in cenaze törenine gitmek istediğini de anlatan karl heinz feldkamp, ''ama şu anda kendisine 'senin cenaze törenine gelmek istiyorum'' deseydim, bana 'işinin başında kal' derdi. cenazeye gidemesem de almanya'ya gittiğimizde eşini mutlaka ziyaret edeceğim'' dedi.

    f.bahçe başkanı aziz yıldırım, federasyon mali genel kurulu için gittiği ankara'da sabah'a konuştu. başkan 2006’da g.saray'a şampiyonluğu kaptırdıktan sonra depresyona girdiklerini, geçen sezon boyunca takımın denizli maçını düşündüğünü söyledi. yıldırım, carlos transferi için de "depresyon geçiren bir takımı daha zor durumda bırakmazdık. mecburen yalanladık. şampiyon olunca açıkladık" dedi.

    sabah yazarı hıncal uluç, fenerbahçe'nin yıldız futbolcusu tuncay'ın ingiltere'nin middlesbrough kulübü'ne transferini değerlendirdi. uluç “fenerbahçe'nin şampiyonluğunun yüzde sekseni tuncay'dır. zico bunu biliyor. kötü bir trenin, kötü bir lokomotifin yılmayan, tükenmeyen ateşçisiydi tuncay şanlı. bu sene ocağı kim ateşleyecek bilmiyorum. fener ateşleyicisini kaybetti" dedi.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, önemli transferler yaptıklarını belirterek, ''eski ve yeni oyuncular arasındaki uyum önemli. bu transferlerin istenildiği gibi kullanılması için eski futbolcuların etkisi çok olacak. performansları, birlikte oldukları zaman ortaya çıkacak'' dedi. alman teknik adam, yeni bir ortamda, yeni oyuncularla en iyi biçimde üst sıralara nasıl gelinebileceğinin planlarını yaptığını kaydederken, galatasaray'ın aldığı 5 maç seyircisiz oynama cezasıyla ilgili “5 maçlık cezayı atlatmak zor olacak” şeklinde konuştu.

    galatasaray kulübü futbol a.ş. genel müdürü adnan sezgin, transferin daha bitmediğini belirterek, "gerekli olan bölgelere transferler yapılacak." dedi.

    sarı-kırmızılı takımın florya metin oktay tesisleri'ndeki çalışmasının ardından açıklamalarda bulunan sezgin, transferin devam edeceğini ifade ederek, "gerekli olan bölgelere transferler yapılacak. transfer daha bitmedi. isim veremem. herhangi bir futbolcunun isminin medyada çıkması dezavantaj olarak bizim karşımıza çıkıyor." diye konuştu.

    sezgin, orhan ak ve cihan haspolatlı’nın takımdaki durumlarının sorulması üzerine, bu futbolculara yönetim olarak ne düşündüklerini söylediklerini kaydederek, "ayrılacakları zaman kendilerine her türlü kolaylık sağlanacaktır. uzun yıllar galatasaray'a hizmet etmiş arkadaşlarımızın kulübümüzden ayrılırken onları layık oldukları şekilde ve kendilerine teşekkür ederek uğurlamak isteriz. o arkadaşların yerine de kimin oynayacağına teknik direktörümüz karar verir." diyerek sözlerini tamamladı.

    italya cumhurbaşkanı türkiye milli takım teknik direktörü fatih terim’e şövalye unvanı verdiğini açıkladı. terim’in türk-italyan ilişkilerine katkısı bağlamında bu unvana layık görüldüğü bildirildi. italya'nın ankara büyükelçiliği'nde yapılacak bir törenle fatih terim'e madalyaları ve resmi beratı italya cumhurbaşkanı adına ankara'da büyükelçi carlo marsilli tarafından verildi. türk futbol tarihinde ilk kez bir futbol adamı resmi berat ve madalya ile ödüllendirilmiş oldu. ayrıca verilen şövalye unvanı terim'e italyan vatandaşlarının hak ettiği birçok olanaktan da yararlanma imkanı tanıdı.

    karl-heinz feldkamp yakın çevresine gerets’e hiç transfer yapılmamış olmasını oldukça vahim bir durum olarak nitelendirdi. feldkamp almanya’daki dostlarına “son iki yılda heinz, carrusca, ilic ve inamoto’dan başka yabancı futbolcu alınmamış. onlar da açıkçası alınmasalar daha iyi olurmuş. kadroda 35 yaşından fazla futbolcular bile var. beklerde devşirme futbolcular oynamış. galatasaray’da durum düşündüğüm de kötü” değerlendirmesinde bulundu.

    beşiktaş, fransa'nın paris saint germain kulübünde forma giyen edouard cisse ile anlaştığını imkb'ye bildirdi.

    real madrid, kazanılan lig şampiyonluğuna karşın italyan capello'nun görevine son verdi. 4 yıldır tek bir kupa kazanamayan real'e lig şampiyonluğunu kazandıran capello, 2 yıllık daha sözleşmesi olmasına rağmen yönetim kurulu toplantısında oybirliğiyle alınan kararla kovuldu.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, fenerbahçe ile adı transfer dedikodularına karışan ümit karan'ı idmandan çıkarttığını açıkladı.

    feldkamp, florya metin oktay tesisleri'nde yapılan idman sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ümit'in galatasaray'da kalma ya da fenerbahçe'ye gitme konusunda kafasının karışık olduğunu belirterek, ''kendisi bir karar aşamasında. ümit'in kafasının karışık olduğunu gördüm. bu yüzden de idmandan çıkarttım'' dedi.

    bir basın mensubunun ''ümit'in gidişine hazır mısınız?'' sorusunu ''evet'' diye cevaplayan alman teknik adam, daha sonra da ''bu gerçek olabilecek mi, bilmiyorum. öyle bir oyuncu verilmeden önce yerine kimin alınacağını bilmem gerekir'' diye konuştu.

    feldkamp, ümit'in kafasının rahatladığı zaman tekrar idmanlara çıkabileceğini ifade etti.

    f.bahçe yönetimi ümit karan'ın transferi için tavrını belirledi: "ona kapımız açık. ama transferi yasal şekilde, galatasaray ile mutlaka uzlaşarak bitiririz." açıklamasında bulundu.

    f.bahçe yönetiminin ümit karan'ın transferi için g.saray ile sorun yaşamak istemediği bildirilirken, "g.saray ezeli rakibimiz, ebedi dostumuz. transfer yüzünden aramızın bozulması yanlış olur. bu iş olacaksa, mutlaka uzlaşmayla olacak" görüşünde birleşildiği ifade edildi. ümit karan'ın fenerbahçe ile imzalayacağı 2+1 yıllık sözleşme için sene başına 2 milyon euro alacağı, bunun 1 milyon 200 bininin garanti para, kalanının maç başına olacağı bildirildi.

    fenerbahçe ile transfer dedikodularına adı karışan ümit karan, galatasaray'ın sözleşmeli oyuncusu olduğunu ve bu konuda söyleyecek bir şeyinin olmadığını söyledi.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, fenerbahçe ile adı transfer dedikodularına karışan ümit karan'a yaptıkları terapinin iyi geldiğini ve futbolcunun ertesi sabah kendisine gelerek oynamak istediğini söylediğini ifade ederek, ''buna çok sevindim aramıza dönmesi mükemmel'' dedi.

    kafası karışık olduğu için bu oyuncuyu idmandan çıkardığını belirten alman çalıştırıcı, antrenman devam ederken basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''gördüm ki dün kendisine yaptığımız terapi çok iyi gelmiş. sabah bana gelip, 'kafam rahat, oynamak istiyorum' dedi. buna çok sevindim, aramıza dönmesi mükemmel oldu. gördüm ki, bu tip heyecanlar futbolculara iyi geliyor'' diye konuştu.

    galatasaray'in tecrübeli futbolcusu okan buruk, feldkamp’ın takımın başına gelmesi ile ayrı bir hava yakaladıklarını belirterek, "yeni hocamız bize çok iyi bir şekilde güven aşılıyor ve geçen seneki kötü tabloyu ortadan kaldırmak istiyor" dedi.

    alman teknik adamın sarı kırmızılı takıma geldiği ilk günü hatırlatan okan, onun kendisi için çok önemli biri olduğunu belirterek, "feldkamp hayatımın en önemli adamlarından biri. çünkü feldkamp takıma ilk geldiğinde bana forma şansı vermişti. bende o formayı oynadığım futbol ile bırakmadım. benim için çok önemli bir yeri var. fakat o zamanlar geride kaldı ve şimdi her şeye sıfırdan başladık. şu anda ne yapıyorsak o önemli" dedi.

    feldkamp’ın çok hırslı bir yapıya sahip olduğunu ve futbol heyecanının hiç bitmediğini ifade eden okan, "bizim ülkemizde eleştirilecek her zaman bir şeyler bulunuyor. genç olduğu zaman neden genç?’ veya yaşlı olduğu zaman ’neden yaşlı’ deniliyor. bu yüzden bence bunun yaşla ilgisi yok. önemli olan insanın kendisini hazır hissetmesi ve destek verebilmesi. onun da bu isteği ve heyecanı hiç bitmemiş. insanın heyecanı biterse 30 yaşında bile yaşlıdır. ama heyecanı varsa yaşın önemi yok. bu futbolcu içinde geçerli. bence bunlar üzerinde fazla durulacak şeyler değil" diye konuştu.

    g.saray'ın gs tv haklarını doğan medya grubu'na devretme karşılığında d-smart'la iyi bir anlaşma yapıp lincoln'ü transfer etmesi beşiktaş'ı harekete geçirdi. siyah-beyazlı camia ve yönetimde, "bizim kanalımız niye bedavaya gitti? üstelik malzemelerimizi de kullanıyorlar" şeklinde tepkiler oluşurken yönetici bülent deriş şunları söyledi: "bizim yaptığımız anlaşmanın şartları g.saray'ın ki kadar kapsamlı olmayabilir. fakat bize de bir ödeme yapılmalıydı. bu rakam mesela 6 milyon euro olmazdı da 3 milyon euro olurdu. g.saray için yüksek rakam verilirken, bizim tv'nin sadece aylık masraflarının karşılanması adaletli bir yaklaşım değil. biz bjk tv'yi sadece masrafı karşılığı vermiştik. büyük adaletsizlik var" dedi.

    tümer metin, futbol federasyonu'nun resmi dergisi tam saha'da yer alan röportajında, beşiktaş'tan fenerbahçe'ye geçişiyle ilgili soruya ''hayatım boyunca aldığım hiçbir karardan pişmanlık duymadım.” yanıtını verdi.

    fenerbahçe teknik direktörü arthur zico, ümit özat ve tuncay'ın ayrılmasıyla birlikte kaptanlık pazubandı ve tuncay'ın bıraktığı 10 numaralı formayı bunların ikisine de talip olduğunu belirten alex'e vermek istiediğini söyledi. zico’nun bu tutumunun takım içinde huzursuzluğa yol açtığı iddia edildi.

    galatasaray teknik direktörü feldkamp, antrenmanda yaptığı çalımlar nedeniyle kendisini sinirlendiren hasan şaş'ın şova yönelik bir oyun sergilediğini ve bundan vazgeçmesi gerektiğini söyleyerek kafasına düdük fırlattı.

    şova yönelik bir oyun istemediğini ve sonucun kendisi için önemli olduğunu ifade eden tecrübeli çalıştırıcı, ''hasan bugün tamamıyla gösterişe yönelik oynadı, gol atmak için değil. önümüzdeki günlerde bunun üstünde duracağım. bizim o yönde oyuncularla çalışmaya niyetimiz yok. hasan ya kendiliğinden vazgeçecek, eğer vazgeçmiyorsa zaten oynamayacağı için sorun olmayacak. bundan dolayı ona kızgın da değilim. benim doğru bulmadığım bir anlayış. hasan'a daha önce kimse bunları söylememiş olabilir. ben onlardan ne istediğimi açık açık söylerim'' şeklinde konuştu.

    transfer konusuyla ilgili soruları yanıtsız bırakan alman çalıştırıcı, ''bundan sonra futbolcu alımı konusunda konuşmayalım. şu an üzerine durduğum konu kamp. kampa 28-29 kişi ile gitmeyi düşünüyorum. bununla ilgili çalışıyorum. kararımı perşembe günü vereceğim'' dedi.

    disiplinli bir yapıya sahip olduğunu ve özel yaşantısında da çok disiplinli davrandığını vurgulayan feldkamp, şunları kaydetti:

    ''ben hep disiplinliydim. disiplin sözcüğü benim için çok sert bir sözcük. bunu söylerken, burada yaptıklarımız ve öğretmek istediklerim büyük bir ciddiyet ile yapılmalı. bütün bunları yaparken de hata yapıyorlar. hata da yapabilirler ama çalışmalarımızdan onların da zevk almasını istiyorum. ama aşırı askeri disiplin uygulamıyorum. buradaki çalışmalarımızın hepsini tatbik etmelerini isteyeceğim. futbolculara daha çok zaman ayırıp, onları daha yakından tanıyorum. bu da bana keyif veriyor.''

    fenerbahçe kulübü, kamu kaynakları ile seyrantepe'ye stadyum yatırımının ötesinde ticari rant elde etmeye yönelik konutlar ve alışveriş merkezlerinin yapılıp galatasaray kulübü'ne devredilmesine karşı olduklarını açıkladı.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, bir basın toplantısı düzenledi. galatasaray'da artık dönüşüm sürecinin başladığını belirten polat, seyrantepe'deki stat ile ilgili olarak fenerbahçe yöneticilerine yüklendi; "böyle bir stadımızın olmasını istemiyorlar. bu nedenle engellemeye çalışıyorlar. fenerbahçe yönetimi stat konusunda kıskanç ve yanlış davrandı. inşallah kendilerini düzeltirler" diyerek yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

    fenerbahçe kulübü asbaşkanı mahmut uslu, fenerbahçe'nin galatasaray'ı kıskandığı yolunda açıklamalar yapan galatasaray kulubü başkan yardımcısı adnan polat'ın kendi işlerine bakması gerektiğini söyledi. uslu, polat'ın yönetimde olmadığı dönemlerde kendisiyle yaptığı konuşmaları açıklayacak olursa polat'ın orada oturtulmayacağını da iddia etti.

    galatasaray başkanı özhan canaydın, sözleşmeli futbolcuları ümit karan'a teklifte bulunan fenerbahçe'ye sitemde bulundu. canaydın, "ümit karan'ın aklını çelmiş olabilirler. eğer böyle bir şey yapmışlarsa onları vicdanlarıyla başbaşa bırakıyorum" dedi. takımda kalmasına rağmen ümit karan'a da kırıldığını belirten özhan canaydın, "bana fenerbahçe ile görüşmediğini söyledi. onun adına kim görüştüyse en güzel cevabı da ümit verdi" şeklinde konuştu.

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım tff’ye başvurup yabancı sınırının kaldırılmasını talep etti. yıldırım fenerbahçe’nin yabancı sınırının kaldırılması durumunda şampiyonlar ligini kazanabilecek güce ulaşacağını iddia etti.

    beşiktaş kulübü yıldırım demirören, yabancı sayısının arttırılması yönünde bir karar çıktığı taktirde, bu durumun türk futbolunun ve türk futbolcusunun istikbaline darbe vuracağına inandığını söyledi.

    galatasaray yönetiminin futbolculara uygulamaya çalıştığı 'yıllık ücrette indirim' isteği stjepan tomas ve rigobert song'u çıldırttı. kamerunlu savunma oyuncusu song, yönetimin yaptığı "senelik ücretini 1 milyon 500 binden 1 milyon euroya düşürelim" önerisini asla kabul etmeyeceğini, emeğinin karşılığı konusunda pazarlık yapmayacağını ve aynı tomas gibi bu konuda kararlı olduğunu ifade etti. teknik direktör feldkamp'ın mutlaka takımda kalmasını istediği song'un kesin tavrını gören g.saray yönetimi bu konuda geri atmaya karar verdi.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, "parası ödenmezse yeni transfer lincoln de franck ribery gibi kaçabilir mi?" sorusuna "hayatta her şey olabilir" yanıtını verdi.

    türkiye futbol federasyonu, kulüplerin uzun süredir beklediği yabancı oyuncu sayısını 6+1 olarak açıkladı. haluk ulusoy federasyonunun kulüplere rağmen yabancı sınırını arttırmamasına başbakan erdoğan da destek verdi.

    karl heinz feldkamp adnan sezgin ve adnan polat’a forvet transferinin acilen bitirilmesini istediğini söyledi. feldkamp “işimizi hakan, necati ve ümit’e bırakamayız. bu işi bir an önce bitirirsek takımın şekillenmesi için iyi olur. kaybedecek bir dakikamız bile olmadığını düşünüyorum” dedi.

    adnan polat michael owen, nuno gomes ve javier saviola ile görüştüklerini ancak yüksek maliyetler nedeniyle sonuç alamadıklarını ifade etti. feldkamp “ben grafite’yi istiyorum” çıkışında bulundu.

    adnan sezgin “roma’dan shabani nonda’ya nasıl bakarsınız?” diye sorunca feldkamp “olabilir ama önce grafite için şartları zorlayalım” görüşünde bulundu.

    galatasaraylı yöneticilerin, nuno gomes'in transferi için milli takımlar teknik direktörü fatih terim'den yardım istedikleri ortaya çıktı. benfica terim’e nuno’yu satmayacağını kesin bir dille belirtince transfer girişimi sona erdi.

    galatasaray teknik direktörü feldkamp sakatlığı süren carrusca ile ilgili olarak "çok genç bir futbolcu. işini daha ciddiye almalı. ama bence fazla ciddiye almıyor" dedi.

    istediği 10 transferden 8 tanesinin yapıldığını ve transfer konusunda iyi iş çıkardıklarını belirten feldkamp “transferleri hazırlık kampına yetiştirmek benim için çok elzemdi. bunu başardık. biri forvet olmak üzere 2 oyuncu daha istiyorum. ancak transferde hata yapmak istemiyoruz. o nedenle acele etmeme kararı aldık. adnan sezgin ile fikir alışverişinde bulunuyoruz. fakat gökten iyi bir futbolcu düşerse de reddetmem" dedi. federasyonun, yabancı sınırlamasıyla ilgili olarak çıkardığı 6+1 kararının kendisini sevindirdiğini belirten karl heinz feldkamp, "bu karar, alt yapılara zarar vermez. kaliteli futbolcu her şekilde oynar" şeklinde konuştu.

    arda turan'ın tatilini yaptığı sırada teknede bir bayanla samimi pozlar sergilemesine sinirlenen başkan canaydın, "gençsin ve böyle şeyler yaşamak senin en doğal hakkın. ama bunu paparazzilere malzeme olmadan yap. galatasaray gibi büyük bir camianın futbolcusu olduğunu unutma" dedi

    gençlerbirliği'nin genç oyuncusu gökhan gönül, fenerbahçe ile anlaşma sağladı.

    galatasaray'ın alman teknik direktörü karl heinz feldkamp, türk futbolunun durumunu avrupa şampiyonası açısından endişeyle izlediğini belirtti. feldkamp, alman kölner stadt-anzeiger gazetesine yaptığı açıklamada, türk milli takımı'nın 2006 dünya şampiyonası'na katılamamasını bugüne kadar hala anlayamadığını da söyledi.

    galatasaray başkan yardımcısı adnan polat, fenerbahçe asbaşkanı mahmut uslu'nun kendisi hakkında dile getirdiği "bana söylediklerini açıklarsam sokağa çıkamaz" sözlerine cevap verdi. sarı-kırmızılıların resmi internet sitesine açıklama yapan polat, "galatasaray kulübü olarak bu tip polemiklerin içinde olmak istemediğimizi daha önce defalarca kamuoyuna açıklamıştım. kulübümüzün son dönemde gerçekleştirdiği atılımların belli çevreleri tedirgin ettiğinin farkındayım. medya önünde yapılan açıklamaların daha açık ve net olması gerekir. kaldı ki bu çevrelerin bu tür polemiklerden beslendiği gerçeği hiçbir zaman sona ermeyeceği gibi, üzerine yenilerinin ekleneceği de bilinmektedir. bu tür yalan ve asılsız ithamlara bundan sonra yanıt vermeyeceğimin bilinmesini isterim. gayret sarf ettikleri senaryoyu, camiamızın bütünleşmiş gücü ile boşa çıkaracağımızı kamuoyuna saygı ile duyururum" ifadesini kullandı

    galatasaray spor kulübü başkanı özhan canaydın, galatasaray tv'ye seyrantepe'de yapılacak olan stat ile ilgili açıklamalarda bulundu. kulübün resmi internet sitesinden de yayımlanan açıklamada özhan canaydın, seyrantepe için çok önemli bir yatırım yaptıklarını ve bu stadın avrupa'nın ilk 10 stadı içine gireceğini söyledi.

    galatasaray teknik direktörü karl heniz feldkamp 2007-2008 sezonunda ligin çok çekişmeli geçeceğini ve şampiyon olacak takımın çok az puan farkıyla ipi göğüsleyeceğini iddia etti. en kısa sürede kadroda azaltmaya gideceğini ifade eden feldkamp, "ilk geldiğimde 36 futbolcu ile karşılaştım. hepsini tanımak zor. bugün itibariyle 29 oyuncuyu tamamen tanımış vaziyetteyim. bir veya iki oyuncu için son kararımı vermek zorundayım. kadroyu 24 oyuncuya düşüreceğim" açıklamasını yaptı.

    feldkamp "her şeyden evvel biz geçen sezon fenerbahçe'nin 14 puan gerisindeydik. bu farkta özellikle son 5 maçta oluştu. halbuki galatasaray, bir sezon önce şampiyon olmuştu. aynı antrenör ve yeni oyunculara rağmen başarı gelmedi. amacım bu yıl bu takıma ligi en üst sırada noktalatmak" dedi.

    galatasaray teknik direktörü feldkamp, necati ateş'in biletini kesti. alman teknik adam kamptaki performansından hiç memnun olmadığı ve kendisiyle yaptığı görüşmede, "çok laubali ve agresifsin. bir an önce kendini toparla" şeklinde uyardığı golcü futbolcuya 'daha fazla dayanamayacağını' anladı. hazırlık maçlarında necati'nin saha içinde arkadaşlarıyla tartıştığını gören kalli, sinirden konuşamayacak duruma geldi ve futbol a.ş genel müdürü adnan sezgin'e dönerek, "necati'yi bir daha takımda görmek istemiyorum. hemen bavulunu toplasın" dedi.

    galatasaray futbol a.ş. genel müdürü adnan sezgin, teknik heyetin raporu doğrultusunda necati ateş, orhan ak, cihan haspolatlı ve hasan kabze'yi artık kadrolarında düşünmediklerini açıkladı. kendilerine hizmetleri için teşekkür ederiz'' dedi. böylece kalli balyozunu takıma indirmiş oldu.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, artık takımda düşünülmeyen necati, hasan kabze, cihan ve orhan'ın ardından kadrodaki azaltmanın devam edeceğini belirtti.

    galatasaray'da sözleşmesi sona eren ergün penbe, teknik direktör feldkamp'ın raporu sonrası necati, hasan kabze, cihan ve orhan'ın gözden çıkarılmasını doğru bulmadığını söyledi...

    fenerbahçe'nin gece hayatıyla da ünlü yıldızı roberto carlos'un, avusturya kampı sırasında bir striptiz kulübünde sabaha kadar eğlendiği öğrenildi..

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp; emre aşık, sabri sarıoğlu, ümit karan, hasan şaş, hakan şükür, marcelo adrian carrusca, okan buruk, ferhat öztorun, aydın yılmaz, mehmet topal ve mehmet güven'in de gönderilmesini istedi.

    adnan polat bu kadar çok futbolcunun gönderilmesinin takımda büyük bir kopukluk meydana getirebileceğini söyleyip feldkamp’tan bu oyuncuları seçerek azaltmasını istedi.

    ısrarlar sonucu feldkamp; emre aşık, ferhat öztorun ve aydın yılmaz isimlerinde karar kıldı. ikili aydın’ın kiralık gönderilip tecrübe edinmesi üzerinde hemfikir oldular. toplantıda uygun bir sol bek daha alınana kadar ferhat’ın da volkan yaman’ı yedeklemesinin daha isabetli olacağına kanaat getirildi.

    galatasaray'ın uefa kupası 2. ön eleme turundak hırvat takımı nk slaven koprivnica ile eşleşti. türk basını tarafından maçlarını 3000 kişilik gradski stadı'nda oynadığı gerekçesiyle koprivnica “köy takımı” olarak nitelendirildi.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, takımının, uefa kupası 2. ön eleme turunda karşılaşacağı hırvatistan'nın slaven koprivnica takımı hakkında bilgi edinmek için bu takımın hırvatistan ligi'nde 11 ağustos cumartesi günü yapacağı karşılaşmayı izlemeyi düşündüğünü söyledi.

    feldkamp’ın kadro dışı bıraktığı futbolculardan cihan haspolatlı bursaspor ile anlaşırken hasan kabze de rusya’nın rubin kazan takımına transfer oldu. iki gün sonra da mondragon gibi ücretinde indirim teklifini kabul etmeyen stjepan tomas galatasaray’dan ayrılıp rubin kazan’a katıldı.

    öte yandan kadro dışı kalan emre aşık, necati ateş ve orhan ak ise haksız olarak gördükleri bu karara son ana kadar direneceklerini ve hiçbir yere gitmeyeceklerini açıkladılar.

    böylece feldkamp gerets’den 28 kişi olarak devraldığı kadrodan faryd mondragon, fevzi elmas, cihan haspolatlı, stjepan tomas, emre aşık, tolga seyhan, ferhat öztorun, ergün penbe, orhan ak, junichi inamoto, aydın yılmaz, sasa ilic, hasan kabze ve necati ateş’i göndererek 14 futbolcuyu tırpanlamış oldu. bu önceki sezonun yarısı kadar futbolcu demekti.

    feldkamp’ın tırpanından kurtulan ve alman teknik adamdan olumlu not alan futbolcular aykut erçetin, fırat kocaoğlu, sabri sarıoğlu, uğur uçar, rigobert song, ayhan akman, okan buruk, mehmet topal, mehmet güven, hasan şaş, hakan şükür, marcelo carrusca, arda turan ve ümit karan’dı.

    feldkamp transfer dönemi boyunca 10 futbolcu transfer ettirdi ve kadroyu 24 kişi olarak belirledi. galatasaray’a ucuz ama feldkamp’a göre etkili olacağı iddia edilen isimler kazandırıldı. bunlar; orkun usak, servet çetin, volkan yaman, tobias linderoth, ismail bouzid, cassio lincoln, barış özbek, serkan çalık ile transferin son gününde alınacak shabani nonda ve hakan balta’ydı.

    kalli sözünde durmuş, revizyonu sağlamıştı. takımın adeta çehresi değişmişti. artık geriye sadece sahaya çıkıp maçları kazanmak kalıyordu.

    5ağustos 2007’de süper ligin başlangıcının müjdecisi olan süper kupa finali oynandı. süper lig şampiyonu zico’nun fenerbahçe’si, türkiye kupası şampiyonu ertuğrul sağlam’lı beşiktaş’ı 2-1 mağlup ederek süper kupanın sahibi oldu.

    ***

    süper lig artık başlıyordu ve kalli söz verdiği gibi galatasaray’ı baştan aşağı yenilemiş bir şekilde sabırsızlıkla ligin ilk haftasında oynayacakları çaykur rizespor maçını bekliyordu. gelmekte olan süper lig büyük bir heyecan fırtınasını da beraberinde getiriyordu. yaşlı kurt için asıl sınav o sezon şampiyonlar liginde çeyrek final oynayacak tarihin en görkemli fenerbahçesi ile mücadele olacaktı.

    2. bölümün sonu.

    (devam edecek…)
  • 34
    galatasaray'ın son yıllardaki en uzun namağlup başlangıcına sahne olan sezon.

    ilk 14 hafta boyunca hiç yenilmemiştik. 9 galibiyet ve 5 beraberlikle 32 puan. bu sezondan sonra lig başlangıçlarında ilk yarılarda genelde hep sıkıntı yaşadık. bir tudorlu namağlup başlangıç daha var 9 haftalık 2017-2018'de, zaten bir kere yenildikten sonra yenilgiler arka arkaya gelmişti o sezon ilk yarıda.
  • 40
    cevat gülerli son 6 hafta maçının her birinin ayrı hikayesi olan sezon.

    6 nisan 2008 gençlerbirliği galatasaray maçı bunların en ikonik olanıdır. saatli kale arkasının kapasitesinin iki katı adam alınmış ve lincoln’nün 87. dakika çamur deryasında attığı golle tüm tribün tost haline gelmiştir. o gol atıldığında herkes şampiyonluğun geldiğini anlamıştı.
  • 12
    karl heinz feldkamp yönetimindeki galatasaray'ın daha ilk haftadan şampiyon olacağını belli ettiği sezondur. bu yaşıma kadar konu galatasaray olduğunda takımıma güvenmeme rağmen büyüyü bozmayayım diye büyük konuşmaktan ya da iddiaya girmekten hep kaçınmışımdır ama o sezon dayanamamıştım. 5-3'lük sivasspor maçının ardından da ekşi sözlükte yazar olan beşiktaşlı arkadaşım spirit'e galatasaray formasını giydirtmiştim...

    söz konusu sezon 6 maçımızı seyircisiz oynadık ve bunların 4'ünü kazanıp ikisinde berabere kaldık. ayrıca bülent korkmaz ekolü bir futbol benimsemememize rağmen tam (bkz: 9) (dokuz)maçı 1-0 kazandık. işte sırasıyla o maçlar:

    bursaspor-galatasaray: 0-1. asist uğur uçar, gol ümit karan. ondan sonraki iki sezon da bursa'da yenildik.

    galatasaray-ankaragücü: 1-0. gol cassio lincoln. çok afedersiniz gol değil boru.

    kasımpaşa-galatasaray: 0-1. asist cassio lincoln, gol rövaşata ümit karan. aynı ümit karan, ilk yarı penaltıyı kaçırmasa bu kadar zorlanmazdık.

    trabzonspor-galatasaray: 0-1. gol son dakikalarda serkan çalık. geçen sezon trabzon'da berabere kaldık.

    galatasaray-bursaspor: 1-0. gol shabani nonda. asist ismail güldüren. nonda maçtan sonra kapalı'ya süper çağrılmıştı.

    konyaspor-galatasaray: 0-1. gol ümit karan. kayıp uğur uçar. o zeminden üç puanla ayrılmak önemliydi.

    ankaraspor-galatasaray: 0-1. gol ümit karan. hazırlayan nonda ile lincoln. aykut erçetin'in önemli bir kurtarışı vardı.

    gençlerbirliği-galatasaray: 0-1. gol cassio lincoln. tek gol olmasına rağmen inanılmaz zevkli bir maçtı. o çamura dönen beyaz formanın hakkı verilmişti.

    galatasaray-trabzonspor: 1-0. asist ayhan akman, gol arda turan. maçın hakkı temiz 3-0'dı.

    not: yalnız şimdi dikkat ettim, bu saydığım 9 maçın hepsini de haketmiştik. öyle beleş kazanılan maçlar değildi...

    edit: nonda'nın golü ile şampiyonluğu getiren 1-0'lık fenerbahçe maçını unutmuşum. yani (bkz: 10).
  • 32
    sevgili okurlar, bazı teknik direktörler vardır, kulübe adımını attığı andan itibaren şans yüzüne güler. iç ve dış koşullar çok müsaittir. maçlar tıkır tıkır kazanılmaktadır. rüzgar kendi takımından yana esiyordur. bazıları da vardır, her terslik onları bulur. 2007 yazında yaşı nedeniyle gündemi durmadan meşgul eden feldkamp’ı herhalde tarih hem şanslı hem şanssız teknik adamlar listesinde gösterecekti.

    ***

    bölüm 3 : “liderlik”

    karl heinz feldkamp galatasaray’ın başına geçtiğinde kulüpte yangın vardı. yangını çıkaran, fenerbahçe’nin son 4 yılda 3 kez şampiyon olması ve mücadele edilmesi zor bir takım kurmasıydı. galatasaray ise bu dört yılda 1 şampiyonluk ve 1 türkiye kupası ile yetinmek zorunda kalmıştı. fenerbahçe anadolu kulüpleri üzerinde de hakimiyetini kurmuştu. özetle, alarm zilleri çalıyordu. feldkamp, büyük takım olma hüviyetini kaybetmenin kıyısında olan bir takım devralmıştı.

    feldkamp'ın işin başına geçmesinden sonra galatasaray'ın antrenman yapısı da değişmişti. kalli için "takım disiplini" vazgeçilmezdi. oyun sisteminin temelinde topu devamlı ileriye oynama kuralı vardı. onun sisteminde topu ayağında çok tutan, şov yapmayı seven oyuncuların işi bir hayli zor olacak gibi gözüküyordu. zaten hasan şaş ve arda turan'ın bu konuda sıkıntı çektiği yaz dönemindeki antrenmanlarda bile görülüyordu. alman çalıştırıcı, bırakın çalım atmayı, oyuncularının kendi yarı alanlarında pas yapmasına bile tahammül edemiyordu. böyle durumlarda hemen oyunu kesiyor, 'pas yapıyorsunuz; ama daha rakip yarı sahaya gidemediniz. hâlâ kendi alanınızda oynuyorsunuz.' diyerek oyuncularını sert bir dille uyarıyordu. taç atışları, serbest atışlar bile artık hep ileriye kullanılmaya başlanmıştı. bu tür atışları geriye yapan oyuncular tecrübeli teknik adamın hışmına uğramaktan kurtulamıyordu. bu yüzden topu ayağına alan her oyuncu rakip alandaki takım arkadaşını arayıp topu ona gönderiyordu. bu sistemde sarı-kırmızılı oyuncular hem hızlı oynuyor hem de çok çabuk rakip alana geçebiliyordu. topu hücuma hızlı çıkaran galatasaray, bu sayede çok fazla gol pozisyonuna girmeyi başarmıştı.

    öte yandan sarı-kırmızılı takımın uzun süredir frikikten gol atamaması taraftarın çok canını sıkıyordu. feldkamp göreve geldiğinde galatasaray adına son frikik golünü teknik direktör hagi döneminde brezilyalı oyuncu conceiçao atmıştı. feldkamp da bu sorunu çözmek için antrenmanlarda frikik çalışmaları yaptırmaya başlamıştı. frikik atışlarının baş aktörü ise şüphesiz brezilyalı lincoln’dü. adnan polat’a göre antrenmanlarda attığı frikik gollerinin yarısını maçlarda atarsa, galatasaray yeni sezonda frikiklerden çok puan toplayacaktı. lincoln dışında volkan yaman da sert ve düzgün vuruşlarıyla dikkat çekiyordu. feldkamp’ın idman uygulama biçimi nedeniyle sadece frikik değil, şut çalışmaları da sıkı şekilde gerçekleştiriliyordu. artık her antrenmandan sonra şut çalışması yapmak bir prensip haline gelmişti.

    işte aslında feldkamp ve gerets arasındaki en temel ayrımda burada görülüyordu. gerets döneminde bu tip ekstra çalışmalar yoktu. çünkü gerets'in felsefesi, "ben galatasaray gibi büyük bir kulüpte oynayan oyuncuya taç, korner ve frikik öğretmem" şeklindeydi. feldkamp ise işe sıfırdan başlamaktan asla yüksünmüyordu.

    feldkamp ligin ilk haftasında oynanacak çaykur rizespor maçı öncesi verdiği bir demeçte başarının anahtarı nedir sorusunu şöyle yanıtlamıştı:

    "başarının ilk anahtarı teknik direktörün gerçekçi olmasıdır. antrenör, takımının yapabileceğinden fazlasına söz vermemelidir. bir sistemi her maçta uygulamayacağız. yerine göre sistemimizde değişiklikler yapacağız. kadromuzda yetenekli, hatta yıldız diyebileceğimiz bir futbolcu var, lincoln. medyada lincoln bize bütün maçları kazandırırmış gibi konuşuluyor. elbette tüm futbolcularımın lincoln’e iyi bakmasını ve ona yardımcı olmasını istiyorum. fakat lincoln’ün her maçta oynaması mümkün değil. sakatlıklar veya cezalar mutlaka olacak. o zaman ne yapacağız? o yüzden diğer futbolcular şunu bilmeli; herkes oyun kurmalı, herkes bir şeyler üretmeli. takımda şu oyuncular banko oynayacak diye bir şey yok. bir bakarsınız, banko oynar dediğiniz oyunculardan ikisini kadrodan çıkartmışım. iyi antrenman yapmadığını ya da istediklerimi tam olarak yapamadığını gördüğüm futbolcuyu, iyi maç oynasa bile değiştiririm."

    yani alman hoca elini taşın altına koymayan birini görürse kimsenin gözünün yaşına bakmayacağının mesajını veriyordu. başarının gelebilmesi için ona göre en temel kriter de buydu.

    ve futbolseverlerin sabırsızlıkla beklediği 2007-2008 sezonu başlıyordu. süper ligin bu sezonuna galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş ve sivasspor’un yarışı damga vuracaktı.

    galatasaray'ın sezon boyunca en büyük rakibi olacak takım son dört yılın üçünde şampiyonluk ipini göğüslemiş ezeli rakibi fenerbahçe'ydi şüphesiz. türk futbolunun adını son yıllarda sıklıkla duymaya başladığı aziz yıldırım, 1998'de geldiği başkanlık koltuğunda ilk üç yılında hiç şampiyon olamamasından sonra kendi deyimiyle, şampiyonluğun sadece yeşil sahada kazanılmadığını keşfetmiş ve nihayet 2000-01 sezonunda şampiyonluğa ulaşmıştır. aziz yıldırım'ın fenerbahçe'ye aldırdığı bu şampiyonluk galatasaray'ın beş sene, altı sene üst üste şampiyonluk rekorunu elde etmesini engellemiş ve galatasaray'ı türkiye'nin bayern münih'i olmaktan men etmiş oldukça kilit bir şampiyonluktu. 2003 yazında cristoph daum'la fenerbahçe'de yeniden yapılanmaya giden aziz yıldırım; pierre van hooijdonk, fábio luciano, nicolas anelka, alex de souza gibi flaş isimlerle iki sezonu şampiyon tamamlasa da, 2005-2006 sezonunda üst üste üçüncü kez şampiyon olma hedefi en büyük kabusu galatasaray tarafından engellenmişti.

    yıldırım’ın damarlarında öyle bir galatasaray kompleksi dolaşıyordu ki, aslında bütün başkanlığı boyunca fenerbahçe'nin başarısından çok, galatasaray'ın başarısızlığı için uğraşmıştı. ne zaman yönetim anlamında sıkıntıya düşse galatasaray'a içinde biriktirdiği kompleksi açığa vurmaktan geri kalmıyor, söylemleriyle türk futbolunda holiganlığı körüklüyor, hakem odaları basmaktan, pfdk ve tahkim kurullarına kendi adamlarını yerleştirmeye kadar, adil rekabet kavramını temelden sarsacak olayları gerçekleştirmekten hiç çekinmiyordu. 2006-2007 sezonunda arthur zico teknik direktörlüğünde fenerbahçe 100. yıl şampiyonluğu kazansa da 2005-2006 sezonu bir türlü çıkmıyordu futbolseverlerin aklından. aziz yıldırım da bu durumu örtpas etmek için taraftarın gözünü boyayacak transferlere girişiyordu. kamuoyunda fenerbahçe’nin ekonomik durumu çok iyi algısı yapılıyordu. oysa bunda yıllar sonra aziz yıldırım başkanlığı ali koç’a devretmek zorunda kaldığında yeni yönetim kendileri için kulübe kredi çektirdikleri gerekçesiyle fenerbahçeli yöneticilerin evlerine icra memurları gönderecekti.

    fenerbahçe 2007-2008 sezonuna roberto carlos, gökçek vederson, colin kazım, gökhan gönül, ilhan parlak, ali bilgin ve yasin çakmak transferleriyle başlıyordu. ancak geçen sezon ki kadrosundan önemli oyuncular da ayrılmıştı. bunlar; ümit özat, serkan balcı, rüştü reçber, tuncay şanlı ve mehmet yozgatlı’ydı. kadrosu ve teknik direktörü ile bir brezilya takımı haline gelen fenerbahçe, alex, edu, roberto carlos, lugano, deivid, kezman gibi futbolcularyla mücadele edecekti. kulübün 100 yıllık tarihinde avrupa kupalarında en ufak bir başarısı bile yoktu. bu konuda hep galatasaray’ın gölgesinde kalıyordu. bu nedenle zico’nun hedefi avrupa iken aziz yıldırım her zamanki gibi sadece lig şampiyonluğuna odaklanmıştı. ve bu çatışma sezon boyunca fenerbahçe’yi bir kazan gibi kaynatacaktı. yine de fenerbahçe avrupa’da tarihi bir sezona hazırlanıyordu.

    ikinci rakibimiz beşiktaş’tı. 2006-2007 sezonunda şampiyonluk için umutlansa da ligi ikinci sırada tamamlayan beşiktaş, teknik direktör jean tigana ile yollarını ayırmış onun yerine kayserispor’da iyi bir çıkış yakalamış eski futbolcusu genç ertuğrul sağlam’ı getirmişti. beşiktaş 100. yıldaki 2002-03 sezonundan beri şampiyon olamıyordu. lucescu, del bosque, rıza çalımbay, tigana derken sürekli teknik adam değişikliği yapılması taraftarı bezdirmişti. üstelik bir de ligin başlamasına kısa bir süre kala isviçre federal mahkemesi cas’ın kararını onayıp beşiktaş’ın eski teknik direktörü vicente del bosque’ye 8 milyon euro tazminat ödemesine hükmetmişti. bu fiyat o dönem için türk futbolunda dudak uçuklatan bir rekordu. taraftar isyan halindeydi. “yeter demirören yeter” demek adeta haklı bir slogan olmuş ve trendleşmişti. ertuğrul sağlam’ı takımın başına getiren beşiktaş kadrosuna rodrigo tello, rüştü reçber, mehmet yozgatlı, hakan arıkan, lamine diatta, federico higuaín ve edouard cisse’yi katmış, buna karşılık vedran runje, ali güneş, gökhan güleç ve jose kleberson ile yollarını ayırmıştı. beşiktaş bu sezon şampiyonluk istiyor gibi görünüyordu ancak işe temkinli yaklaşıyorlardı. yine de şampiyonluk yarışında liderliğe çıktıklarında klasik beşiktaşlı abartısından esinti sunacakları kaçınılmaz bir gerçekti.

    üçüncü muhtemel rakip trabzonspor geçmişte yaşayan, geçmişin travmalarını unutmamakta ısrarcı bir kulüp olduğundan hala daha o elden kaçırdıkları 1995-96 sezonunun etkisinden çıkamamış bir görüntü veriyordu. cadı kazanı gibi her ağızdan bir ses çıkması ve camiadaki hemen herkesin sanki pro lisanslı teknik direktörmüşcesine acımasız eleştirileri, onları başarıdan uzak tutuyordu. bu cadı kazanı, çok geçmeden teknik direktör ziya doğan'ı daha ligin henüz başında yiyecek ve onun yerine gelen ersun yanal ile 6.'lık mücadelesine razı olacaktı. zaten trabzonspor 20 yıldan fazla süredir zirveden de uzak kalmıştı.

    o günlerde kimse bilmiyordu ama sezonun asıl sürprizini sivasspor yapacaktı. kimsenin ismini bilmediği bu takım, uzun süre ligi zirve yarışı içinde götürecek ve sezonun flaş takımı olacaktı.

    ve süper lig heyecanı başladı...

    turkcell süper lig'in ilk haftasında açılış maçında konuk takım fenerbahçe istanbul büyükşehir belediyespor'a 2- 0 yenildi.

    beşiktaş, konyaspor'u 1-0 yenerek, yeni sezona 3 puanla başladı.

    fakat daha ligin ilk haftasında çok tatsız bir olay gerçekleşti. trabzonspor ile sivasspor arasında yapılan karşılaşma, bordo-mavili takımın 1-0 önde girdiği 90. dakikada çıkan olaylar nedeniyle hakem bülent demirlek tarafından tatil edildi.

    90. dakikada trabzonspor'da ayman, sivassporlu balili'ye faul yaptı. bu faulun ardından iki takım oyuncuları arasında gerginlik yaşandı. faul atışı kullanılması sırasında iki takımın futbolcuları arasındaki tartışma yeniden alevlendi. bu sırada tribünlerden atlayan bir taraftar sahaya girerek sivassporlu oyunculara saldırdı.

    olayın ardından bir grup taraftar daha sahaya girerek sivassporlu oyuncuların üzerlerine doğru koştular ve saha içinde kısa bir süre arbede yaşandı.

    kavga güvenlik güçleri tarafından kısa sürede etkisiz hale getirilirken, karşılaşmanın hakemi bülent demirlek yardımcılarıyla birlikte soyunma odasına gitti. demirlek'in ardından önce sivasspor, daha sonra da trabsonsporlu futbolcular soyunma odasına gitti.

    hakem bülent demirlek, soyunma odasında trabzonspor kulübü başkanı nuri albayrak ve sivasspor kulübü başkanı mecnun odyakmaz'ı odasına çağırdı. trabzon valisi nuri okutan'ın da yer aldığı toplantının ardından hakem demirlek, yaklaşık 45 dakika duran maçı tatil etti.

    sivasspor kulübü başkanı mecnun odyakmaz, kararla ilgili olarak, ''böyle olsun istemezdik. trabzonspor ile aramızın bozulmasına kimsenin gücü yetmez. ama böyle oldu. hayırlısı olsun'' dedi.

    ve galatasaray ligin ilk haftasında çaykur rizespor’u konuk etti. sulu derbi nedeniyle aldığı 5 maçlık seyircisiz oynama cezasını çekmeye başlayan ve stadındaki yenileme çalışmaları nedeniyle maçı atatürk olimpiyat stadı'nda oynayan sarı-kırmızılılar, 80 bin kişilik statta sadece basın mensupları ile görevlilerin izlediği, lincoln’ün yıldızlaştığı bu maçta rakibini 4-0’lık skorla geçerek taraftarını daha ilk maçtan şampiyonluk moduna soktu.

    teknik direktör kalli maça kalede orkun, savunmada sabri-song-servet-volkan, orta sahada barış-linderoth-lincoln-ayhan ve forvette hakan-ümit on biriyle çıktı. yeni yapılan 8 transferin 6 tanesi sahada yerini aldı.

    klasik bir 4-1-2-1-2 dizilişi ile sahaya yayılan galatasaray maçın 14. dakikasında lincoln ile öne geçti. ceza sahası önünde topu kontrol eden lincoln, çaykur rizeesporlu defans oyuncularından sıyrılır sıyrılmaz yaklaşık 20 metreden yaptığı sert vuruşta, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak çok şık bir gole imza attı. 72. dakikada ceza yayının hemen solunda galatasaray'ın kazandığı serbest vuruşta topun başına volkan yaman geçti. yerden oldukça sert bir vuruş yapan volkan, kaleci gonzales'in solundan meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 77. dakikada ceza sahası sol çaprazında topla buluşan arda'nın ortasında, altı pas önünde müsait durumda şık bir kafa vuruşu yapan hakan, kaleci gonzales ve serhat'ın çabalarına rağmen ağları havalandırarak farkı 3'e çıkardı. 84. dakikada çaykur rizespor ceza sahası içinde oluşan karambolde ümit'in sert vuruşu kaleciden dönerken, pozisyonun devamında arda'nın ıskaladığı meşin yuvarlağı, hakan düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi ve galatasaray, karşılaşmadan 4-0 galip ayrılarak ligin ilk haftasını lider tamamladı.

    maçı milli takımlar teknik direktörü fatih terim de izlerken, geçtiğimiz sezon ligde maçlara gelmeyen galatasaray başkanı özhan canaydın karşılaşmayı protokol tribünü'nde federasyon başkanı haluk ulusoy ile birlikte izledi.

    çaykur rizespor’lu futbolcuların lincol’ne karşı oldukça sert hareketleri maç boyunca tepki çekti. sarı kırmızılı taraftarların forum sitelerinde kasaplık olarak nitelendirdikleri bu hareketler için “hakemler bu sertliğe izin vermemeli. adam resmen maç boyunca dayak yedi” değerlendirmesinde bulundular. öte yanda cassio lincoln maç boyunca aldığı darbeler nedeniyle sakatlandı.

    galatasaray'ın çaykur rize'yi 4-0 mağlup ederek ligin ilk haftasını lider olarak geçmesinin ardından gözler teknik direktör karl heinz feldkamp'a çevrildi. göreve getirilişinin ardından yaşıyla ilgili ağır eleştirilerle karşılaşan kalli'nin, sarı-kırmızılı takıma adeta sihirli değnekle dokunmuş gibi müthiş bir futbol oynatması, futbol gündeminin tepesine oturdu. alman teknik adam, tıpkı 15 sene önce olduğu gibi florya metin oktay tesisleri'ne adım attığı andan itibaren bir şeyleri değiştirdiğini bir kez daha ispatlıyordu.

    kalli maç sonu toplantısında bir basın mensubunun volkan yaman’ın serbest vuruştan gol attığını hatırlatıp “serbest vuruşları artık o mu kullanacak?” sorusuna “çıkıp da ben kullanmayacağıma göre?” yanıtını verdi. başka bir basın mensubunun ise “takıma niçin cross çalıştırmıyorsunuz sorusuna da “çünkü atlet değil futbolcu yetiştiriyoruz.” karşılığını verdi.

    beşiktaş teknik direktörü ertuğrul sağlam, ''üç büyükler''in yeni sezonda başlangıç itibarıyla şampiyonluk şanslarının eşit olduğunu söyledi. trabzonspor'un her zaman bu yarışın içinde olacağını, kayserispor'un da üst sıraları zorlayacağını ifade eden sağlam, ''büyük takımlar yine bu yarışın içinde olacak. zaman kimin nerede olacağını gösterecek. şu gün itibarıyla ligi değerlendirecek olursak fenerbahçe, galatasaray ve beşiktaş'ın da şampiyonluk yarışında şanslarının eşit olduğunu söyleyebilirim'' diye konuştu.

    karl heinz feldkamp alman basınına arda turan’da yıldız futbolcu kumaşı görmediğini açıkladı. avrupa'dan pek çok takımın gündeminde olmasına karşın arda turan'a eleştirel bakan feldkamp, “arda turan'da uluslararası düzeyde yıldız olabilecek potansiyeli görmüyorum. sürekliliği yok. türkiye'de futbolcular çok çabuk para kazanıyorlar; ama benim için asıl yıldız kendini uluslararası alanda ispat eden futbolcudur. arda'da bu cevheri göremedim. çok daha güçlü olması gerekir” diye konuştu.

    fenerbahçe teknik direktörü arthur zico, taraftarın kendisini kazanınca bağrına basmasına, yenilince de çok büyük tepkiler göstermesine “nefret edilmeye alıştım” şeklinde yorum getirdi. gol atamaması hakkında çok eleştirilen kezman’ın “tek forvet oynadığım için az gol atıyorum” demesi hakkında görüşü sorulan zico “alex orta sahada oynayarak gol kralı oldu. sorunu sistemde aramasın” yanıtını verdi.

    uefa kupası 2. ön eleme turu ilk maçında galatasaray, deplasmanda hırvatistan'ın nk slaven koprivnica takımını 2-1 yenerek tur için büyük bir avantaj yakaladı. galatasaray’ın gollerini ayhan akman ve serbest vuruştan volkan yaman attı. yenilen tek gol servet’in yaptığı penaltıdan geldi. servet çetin’in bu maçta penaltı yaptırması yoğun bir eleştiri aldı.

    lincoln ve linderoth’dan yoksun olarak oynadıklarını dile getiren feldkamp “onlar yokken kazanmak önemliydi. şimdi tekrar lige dönüyoruz bir haftada çıkacağımız üçüncü maç olacak. özen göstermek lazım.” dedi. feldkamp hakeme zaman zaman yoğun şekilde itiraz eden hasan şaş'a da çok kızması ve oyundan almasıyla ilgili "hasan'ı oyundan sarı kart gördüğü için çıkardım. oyuncular kesinlikle ucuz kart görmemeli. hakemlerin kararlarını sert bir şekilde eleştirmemeli." diyerek bu durumu tasvip etmediğini dile getirdi.

    süper ligin 2. haftasında fenerbahçe deplasmanda gaziantepspor’u 2-1, beşiktaş deplasmanda kasımpaşa’yı 2-1, sivasspor da ibb’yi 2-1 yenerek tamamladı.

    2. haftanın kapanış maçında galatasaray deplasmanda bursaspor'a konuk oldu. ilk yarısı golsüz eşitlikle sona eren mücadelenin ikinci yarısına konuk ekip hızlı başladı. sarı-kırmızılılar aradıkları golü 60. dakikada ümit karan'ın ayağından buldu. sahadan 1-0'lık üstünlükle ayrılan galatasaray, bu sonuçla ligin ikinci haftasını da kayıpsız kapadı.

    feldkamp, bursaspor maçından sonra ümit karan'ın düşürülmesine hakkında, "o pozisyonun penaltı olup olmadığını bana değil hakeme sorun. ben o pozisyondan sonra hakeme değil ümit karan'a çok kızdım. çünkü hakeme itiraz sonuç getirmez. ama kırmızı kart görüp takımı yalnız bırakabilirdi. bu da bizi sıkıntıya sokardı." dedi.

    yeni bir yapılanmaya giden galatasaray, daha ligin ilk haftalarında aldığı başarılı sonuçlarla adeta göz kamaştırmaya başlamış oldu. ligde ç.rizespor'u 4-0 ve bursaspor'u 1-0 yenerek liderlik koltuğuna oturan sarı-kırmızılıların, uefa kupası ön eleme maçında da koprivnica'yı 2-1'le geçerek gruplara kalma yolunda avantaj elde etmesi camiada herkesin yüzünü güldürmeye başlamıştı.

    galatasaray'ın kabuk değiştirme döneminde aldığı bu başarılı sonuçlarda aslan payı hiç kuşku yok ki teknik direktör karl heinz feldkamp'a aitti. sarı-kırmızılı takımın başına geldiği dönemde yönetim içinden bile eleştiriler alan alman teknik adam, kısa zamanda yaptığı çalışmalar sayesinde olumlu neticeler elde etmeye başlamıştı.

    takım için oynamayan, sahada şov yapan futbolculara antremanlarda bile tahammül edemediğini söyleyen feldkamp hazırlık kampında disiplinsiz ve isteksiz gördüğü necati ateş'i hiç tereddüt etmeden göndermiş, çok çalım atan hasan şaş'a düdük fırlatmış, ayağında top tuttuğu için arda turan'ı yedek takıma yollamaktan çekinmemişti. tecrübeli teknik adam, bu davranışlarıyla takım oyununun ne kadar önemli olduğunu bütün futbolcularının beynine kazımış ve "formasını garanti gören oyuncularla çalışamam. bana şovmen değil takım oyuncusu lazım. kendisi için oynayan oyuncular kendilerini yedek kulübesinde bulur." mesajı vermişti.

    galibiyetle geçilen bursaspor maçından sonra adnan polat ve adnan sezgin’le bir araya gelen kalli forvet transferinin artık acilen bitirilmesi gerektiğini söyledi.

    feldkamp “şu an sadece üç forvetim var. hakan, ümit ve serkan. serkan’ı zaman zaman sağ kanatta değerlendireceğim. işimiz sadece ümit’e ve hakan’a kalırsa çok büyük problemler yaşayacağımızı söylemiştim. nitekim bursaspor karşısında gol atmakta zorlandık. çünkü ikisi de bir yere kadar etkili olabiliyorlar. grafite ya da nonda hangisi geliyorsa artık bir an önce gelsin” diyerek toplantıyı terk etti.

    feldkamp’ın toplantıyı terk etmesi adnan polat ve adnan sezgin’de soğuk duş etkisi yarattı.

    galatasaraylı futbolcu hasan şaş, teknik direktör karl heinz feldkamp ile aralarında hiçbir sorun olmadığını açıkladı.

    tüm bunlar olurken süper lig’de üçüncü hafta maçları start aldı. üçüncü haftada fenerbahçe, sivasspor'u 1-0 yendi. beşiktaş da gaziantepspor deplasmanında, batuhan karadeniz’in son dakikada attığı golle karşılaşmayı 1-0 kazandı.

    üçüncü haftanın kapanış maçında galatasaray sahasında ikinci seyircisiz maçına çıktı. sakatlığı sona eren lincoln ‘ün 22. dakikada attığı golle galatasaray karşılaşmadan 1-0 galip ayrıldı.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, sezon başında gönderilmesi gündemde olan carrusca'yı, ankaragücü karşısında ilk kez kadroya aldı. bursaspor maçında sakatlığı nedeniyle oynayamayan brezilyalı futbolcu lincoln, ankaragücü karşılaşmasına ilk 11'de çıktı. aynı maçta yer alamayan linderoth, ankaragücü karşılaşmasında da sakatlığı nedeniyle kadroya alınmadı. teknik direktör feldkamp, bursaspor maçından sonra bu karşılaşmada da kalede orkun'a şans tanıdı. ali sami yen stadı, yeni sezona yenilenmiş haliyle ''merhaba'' dedi. çimleri tamamen değiştirilen statta, yeni açık tribün dışındaki tüm koltukları yenilendi.

    maçı birlikte izleyen adnan polat, adnan sezgin ve haldun üstünel üçlüsü hakan ve ümit’in tel tel dökülmesi sonrası “feldkamp forvet transferini acil olarak istemek de çok haklıymış” şeklinde görüş birliğine vardılar. adnan polat, sezgin-üstünel ikilisine forvet transferini acil olarak bitirme talimatı verdi.

    galatasaray, uefa kupası 2. ön eleme turu rövanşında karşılaştığı hırvatistan'ın nk slaven takımı'nı 2-1 mağlup ederek kupada 1. tura yükseldi. mecidiyeköy'deki son seyircili maçını, turkcell süper lig'de önceki sezonun 33. haftasında, 19 mayıs'ta ezeli rakibi fenerbahçe ile yapan sarı-kırmızılı ekip, 3 ayı aşkın bir süre sonra taraftarının önüne çıktı. basın bu durumu ali sami yen'de iki sevgilinin buluşması olarak lanse etti. sarı-kırmızılı taraftarlar tribünleri tamamen doldururken, sürekli olarak takımlarına destek verdiler. oyuncuları tek tek tribüne çağıran taraftarlar, sevgi gösterilerinde bulundu. taraftarların özellikle, brezilyalı oyuncu cassio lincoln'e büyük ilgi göstermeleri dikkat çekti.

    beşiktaş ve fenerbahçe şampiyonlar ligi’nde gruplara kaldı. fenerbahçe g grubunda inter, psv eindhoven ve cska moskova ile eşleşirken beşiktaş a grubunda liverpool, porto ve marsilya’nın rakibi oldu.

    uefa kupasında 1.tur’a yükselen galatasaray isviçre’nin sion takımıyla eşleşti.

    fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım, türkiye'den dünyaya açılacak tek spor kulübünün fenerbahçe olacağına tüm türkiye'nin şahit olacağını iddia etti.

    tüm bunlar yaşanırken haldun üstünel ve adnan sezgin roma’ya gidip shabani nonda transferi için girişimlere başlamıştı. fakat italyan kulüp 2 milyon euro isteyince ikili görüşmeyi terk etti. bu bir blöftü. şimdi roma ya ikna olup nonda’yı satacaktı ya da transfer olumsuz sonuçlanacaktı. ertesi gün roma yöneticileri adnan sezgin’i arayıp tekrar görüşmek için çağırdılar ve transfer 1.3 milyon euro bedelle tamamlandı. shabani nonda galatasaray’daydı.

    haldun üstünel hız kaybetmeden feldkamp’a telefon etti. alman hoca nonda’nın gelişini memnuniyetle karşıladı. sonra telefona adnan sezgin’i isteyip “sol bekte volkan yaman alternatifsiz. ferhat öztorun’u kadroda istemediğimi söylemiştim. transfer sezonu bitmeden oraya bir transfer lazım” diyerek son bir transfer isteği daha olduğunun altını çizdi.

    31 ağustos 2007’de galatasaray'ın yeni transferi shabani nonda adnan sezgin'le beraber düzenlenen imza töreninde kendisini galatasaraylı yapacak imzayı attı.

    imza töreninde açıklama yapan shabani nonda "galatasaray'da oynamaktan, büyük bir kulübe gelmekten dolayı mutluyum. avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisine geldim. kendileri avrupa'ya gelerek bana ne kadar önem verdiklerini gösterdiler. ben de bu istek karşısında burada olmaktan mutluyum. bundan sonrasını sahada göstermek istiyorum." dedi.

    takım manisa’ya doğru yol alırken başkan özhan canaydın, yardımcısı adnan polat, yöneticiler haldun üstünel, adnan sezgin ve teknik direktör feldkamp’ın uçaktaki toplantısından son transfer olarak sol beke hakan balta’nın transfer edilmesi kararlaştırıldı.

    turkcell süper lig'de dördüncü hafta maçında beşiktaş ile kayserispor 0-0, fenerbahçe de 80. dakikada yediği golle gençlerbirliği oftaş ile 1-1 berabere kaldı.

    galatasaray’da orkun usak ligin ilk üç haftasını gol yemeden geçse de ikinci slaven maçında yaptırdığı penaltı nedeniyle feldkamp’tan kesik yedi. vestel manisaspor maçına kalede aykut erçetin çıktı.

    süper lig’de dördüncü hafta maçında galatasaray da manisaspor ile 2-2 berabere kaldı ve ligde ilk puan kaybını yaşadı.

    6. dakikada servet’in hatasını değerlendirek holosko’nun attığı golle 1-0 yenik duruma düşen galatasaray önce ümit karan’ın kazanılan penaltıyı gole çevirmesi ardından da hakan’ın kafa vuruşuyla skoru 2-1’e getirip öne geçti. ne var ki 75. dakikada selçuk inan’ın şutunu aykut çelemeyince maç 2-2 sonuçlandı.

    ertesi gün, 3 eylül 2007’de galatasaray, transferin son gününde vestel manisasporlu oyuncu hakan balta ile üç yıllık sözleşme imzaladı.

    sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, hakan balta'nın kulübüyle yapılan anlaşma gereği ferhat öztorun'un bonservisiyle, aydın yılmaz ve anıl karaer'in ise birer yıllık kiralık olarak vestel manisaspor kulübü'ne verildiği bildirildi.

    aynı açıklamada feldkamp’ın daha önce kadro dışı bıraktığı oyuncular necati ateş, orhan ak ve emre aşık'ın ise bir yıllığına ankaraspor'a kiralandığı duyuruldu.

    tüm bu gelişmeler karl-heinz feldkamp’a derin bir nefes aldırdı. istedikleri gelmiş, istemedikleri gönderilmişti.

    kalli sezonun 4. haftasından itibaren sürekli sivasspor'u takip etmeye başladı. alman hoca imkanı olduğunda sahada, değilse televizyonda maçlarını mutlaka mercek altına aldı. yardımcısı ahmet akcan’a “sivasspor’un adını bu sezon çok fazla duyacağız gibi duruyor” dedi. feldkamp bu öngörüsünde de haklı çıkacaktı.

    özhan canaydın kadro kalitesinden şüphe duyan bir biçimde manisa dönüşü uçakta adnan polat’a son transfer hakan balta için şöyle dedi “bir balta aldık ama umarım sapı elimizde kalmaz”.

    ***

    eylül ayına girilip milli takım arasına gidilirken galatasaray dört hafta sonunda topladığı 10 puanla liderlik koltuğunda oturuyordu. işte her şeye rağmen göreve geldiğinde yaşı nedeniyle oldukça eleştirilen feldkamp sözünü tutmuş, disiplin ve revizyon kokteyliyle galatasaray’ı liderliğe oturtmuştu. ve galatasaray sezon boyunca o koltuktan kolay kolay da inmeyecekti.

    3. bölümün sonu.

    (devam edecek…)
  • 13
    lig ve kupadaki 4 fener derbisinden sadece 1'inde kaybettiğimiz sezondur,
    kadıköydeki 0-0 biten ve yabancısız oynadığımız ve galibiyeti kaçırdığımız maç,
    ümit karanın ali sami yen'de 90. dakikadaki golü
    ve nonda'nın şampiyonluğu belirleyen kafası, o sezon bizi mutlu eden diğer faktörlerdi. fenerlilerin hala o sezon için ağlaması bile ne kadar acı çektirdiğimizin bir göstergesi.
  • 24
    2007-08 sezonu şampiyonluk öyküsü: (twitter'dan existencewise yüklemiş)
    http://www.youtube.com/watch?v=WmY-U8z7fGo

    şimdi bakınca garip gelse de, bir önceki sezon alınan üçüncülükten sonra yapılan lincoln, nonda, servet çetin *, barış özbek, serkan çalık, orkun usak, volkan yaman, hakan balta gibi yatırımların karşılığını almak ve fenerbahçe'nin şampiyonlar liginde çeyrek final oynadığı sezonu boş geçirmemek için kendi kendimizi ittirerek şampiyon olmuştuk resmen. başka bir şansımız yok gibiydi. bu şampiyonluk cd'sini de o dönem sebebini bilemediğim bir şekilde alamadıydım. 2005-06 sezonu için yapılan cd'den farkı çok daha az detaya sahip olması, her gol görüntüsünden sonra tuhaf bir şekilde i will survive çalması ve tabii ki sonunda ekstradan bir 16 dakika olmaması.

    bir de 3 santraforumuz ümit karan, shabani nonda ve hakan şükür'ün 11'er gol atarak pastayı bölüştüğü, bir önceki sezonda kararlaştırılan uğur uçar - song - servet çetin - volkan yaman savunma dörtlüsünün sezon başladığında yapılan hakan balta takviyesiyle birebir (eksiği yok, fazlası var) hayata geçirildiği, şampiyonluk gelince resmi site girişinde servet çetin'in denizlispor'a attığı saçma golün sevincinin resminin yer aldığı (adnan polat'ın başkan olarak ilk maçıydı), bir şampiyonluğun geniş taraftar kitlesince ilk defa facebook'da çılgıncasına paylaşımlarla kutlandığı, şampiyonluk kutlamalarında bir travesti ile daşşak geçtiğimiz için medyanın bizi fena eleştirdiği (yanlış hatırlamıyorsam), fox tv'deki verkaç programında adnan aybaba'nın fenerbahçe forması giydiği, yine aynı programda şampiyonluk kutlamasına arka sıradakiler ekibi ve nurhan sultan'ın beraber çıkarıldığı bir acayip sezon.

    edit: bir de sanırım volkan yaman'ın prates'den sonraki ilk frikik golümüzü hem uefa kupasında hem de ligde kaydetmiş olması var.
  • 10
    ilk 5 maç seyircisiz oynandığı için taraftarın ali sami yen'de futbolcularla buluşmak için kasım ayına kadar beklediği sezon. son maçlar ayrı bir güzeldi. geçen yıl olduğu gibi hep "son gülen" olsun galatasarayım.

    edit: kasım ayı derken lig maçları için geçerli bu tabi, aklıma geldi şimdi. aslında ekimde şöyle bir maç vardı:

    (bkz: 4 ekim 2007 galatasaray fc sion maci)
App Store'dan indirin Google Play'den alın