• 32
    sevgili okurlar, bazı teknik direktörler vardır, kulübe adımını attığı andan itibaren şans yüzüne güler. iç ve dış koşullar çok müsaittir. maçlar tıkır tıkır kazanılmaktadır. rüzgar kendi takımından yana esiyordur. bazıları da vardır, her terslik onları bulur. 2007 yazında yaşı nedeniyle gündemi durmadan meşgul eden feldkamp’ı herhalde tarih hem şanslı hem şanssız teknik adamlar listesinde gösterecekti.

    ***

    bölüm 3 : “liderlik”

    karl heinz feldkamp galatasaray’ın başına geçtiğinde kulüpte yangın vardı. yangını çıkaran, fenerbahçe’nin son 4 yılda 3 kez şampiyon olması ve mücadele edilmesi zor bir takım kurmasıydı. galatasaray ise bu dört yılda 1 şampiyonluk ve 1 türkiye kupası ile yetinmek zorunda kalmıştı. fenerbahçe anadolu kulüpleri üzerinde de hakimiyetini kurmuştu. özetle, alarm zilleri çalıyordu. feldkamp, büyük takım olma hüviyetini kaybetmenin kıyısında olan bir takım devralmıştı.

    feldkamp'ın işin başına geçmesinden sonra galatasaray'ın antrenman yapısı da değişmişti. kalli için "takım disiplini" vazgeçilmezdi. oyun sisteminin temelinde topu devamlı ileriye oynama kuralı vardı. onun sisteminde topu ayağında çok tutan, şov yapmayı seven oyuncuların işi bir hayli zor olacak gibi gözüküyordu. zaten hasan şaş ve arda turan'ın bu konuda sıkıntı çektiği yaz dönemindeki antrenmanlarda bile görülüyordu. alman çalıştırıcı, bırakın çalım atmayı, oyuncularının kendi yarı alanlarında pas yapmasına bile tahammül edemiyordu. böyle durumlarda hemen oyunu kesiyor, 'pas yapıyorsunuz; ama daha rakip yarı sahaya gidemediniz. hâlâ kendi alanınızda oynuyorsunuz.' diyerek oyuncularını sert bir dille uyarıyordu. taç atışları, serbest atışlar bile artık hep ileriye kullanılmaya başlanmıştı. bu tür atışları geriye yapan oyuncular tecrübeli teknik adamın hışmına uğramaktan kurtulamıyordu. bu yüzden topu ayağına alan her oyuncu rakip alandaki takım arkadaşını arayıp topu ona gönderiyordu. bu sistemde sarı-kırmızılı oyuncular hem hızlı oynuyor hem de çok çabuk rakip alana geçebiliyordu. topu hücuma hızlı çıkaran galatasaray, bu sayede çok fazla gol pozisyonuna girmeyi başarmıştı.

    öte yandan sarı-kırmızılı takımın uzun süredir frikikten gol atamaması taraftarın çok canını sıkıyordu. feldkamp göreve geldiğinde galatasaray adına son frikik golünü teknik direktör hagi döneminde brezilyalı oyuncu conceiçao atmıştı. feldkamp da bu sorunu çözmek için antrenmanlarda frikik çalışmaları yaptırmaya başlamıştı. frikik atışlarının baş aktörü ise şüphesiz brezilyalı lincoln’dü. adnan polat’a göre antrenmanlarda attığı frikik gollerinin yarısını maçlarda atarsa, galatasaray yeni sezonda frikiklerden çok puan toplayacaktı. lincoln dışında volkan yaman da sert ve düzgün vuruşlarıyla dikkat çekiyordu. feldkamp’ın idman uygulama biçimi nedeniyle sadece frikik değil, şut çalışmaları da sıkı şekilde gerçekleştiriliyordu. artık her antrenmandan sonra şut çalışması yapmak bir prensip haline gelmişti.

    işte aslında feldkamp ve gerets arasındaki en temel ayrımda burada görülüyordu. gerets döneminde bu tip ekstra çalışmalar yoktu. çünkü gerets'in felsefesi, "ben galatasaray gibi büyük bir kulüpte oynayan oyuncuya taç, korner ve frikik öğretmem" şeklindeydi. feldkamp ise işe sıfırdan başlamaktan asla yüksünmüyordu.

    feldkamp ligin ilk haftasında oynanacak çaykur rizespor maçı öncesi verdiği bir demeçte başarının anahtarı nedir sorusunu şöyle yanıtlamıştı:

    "başarının ilk anahtarı teknik direktörün gerçekçi olmasıdır. antrenör, takımının yapabileceğinden fazlasına söz vermemelidir. bir sistemi her maçta uygulamayacağız. yerine göre sistemimizde değişiklikler yapacağız. kadromuzda yetenekli, hatta yıldız diyebileceğimiz bir futbolcu var, lincoln. medyada lincoln bize bütün maçları kazandırırmış gibi konuşuluyor. elbette tüm futbolcularımın lincoln’e iyi bakmasını ve ona yardımcı olmasını istiyorum. fakat lincoln’ün her maçta oynaması mümkün değil. sakatlıklar veya cezalar mutlaka olacak. o zaman ne yapacağız? o yüzden diğer futbolcular şunu bilmeli; herkes oyun kurmalı, herkes bir şeyler üretmeli. takımda şu oyuncular banko oynayacak diye bir şey yok. bir bakarsınız, banko oynar dediğiniz oyunculardan ikisini kadrodan çıkartmışım. iyi antrenman yapmadığını ya da istediklerimi tam olarak yapamadığını gördüğüm futbolcuyu, iyi maç oynasa bile değiştiririm."

    yani alman hoca elini taşın altına koymayan birini görürse kimsenin gözünün yaşına bakmayacağının mesajını veriyordu. başarının gelebilmesi için ona göre en temel kriter de buydu.

    ve futbolseverlerin sabırsızlıkla beklediği 2007-2008 sezonu başlıyordu. süper ligin bu sezonuna galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş ve sivasspor’un yarışı damga vuracaktı.

    galatasaray'ın sezon boyunca en büyük rakibi olacak takım son dört yılın üçünde şampiyonluk ipini göğüslemiş ezeli rakibi fenerbahçe'ydi şüphesiz. türk futbolunun adını son yıllarda sıklıkla duymaya başladığı aziz yıldırım, 1998'de geldiği başkanlık koltuğunda ilk üç yılında hiç şampiyon olamamasından sonra kendi deyimiyle, şampiyonluğun sadece yeşil sahada kazanılmadığını keşfetmiş ve nihayet 2000-01 sezonunda şampiyonluğa ulaşmıştır. aziz yıldırım'ın fenerbahçe'ye aldırdığı bu şampiyonluk galatasaray'ın beş sene, altı sene üst üste şampiyonluk rekorunu elde etmesini engellemiş ve galatasaray'ı türkiye'nin bayern münih'i olmaktan men etmiş oldukça kilit bir şampiyonluktu. 2003 yazında cristoph daum'la fenerbahçe'de yeniden yapılanmaya giden aziz yıldırım; pierre van hooijdonk, fábio luciano, nicolas anelka, alex de souza gibi flaş isimlerle iki sezonu şampiyon tamamlasa da, 2005-2006 sezonunda üst üste üçüncü kez şampiyon olma hedefi en büyük kabusu galatasaray tarafından engellenmişti.

    yıldırım’ın damarlarında öyle bir galatasaray kompleksi dolaşıyordu ki, aslında bütün başkanlığı boyunca fenerbahçe'nin başarısından çok, galatasaray'ın başarısızlığı için uğraşmıştı. ne zaman yönetim anlamında sıkıntıya düşse galatasaray'a içinde biriktirdiği kompleksi açığa vurmaktan geri kalmıyor, söylemleriyle türk futbolunda holiganlığı körüklüyor, hakem odaları basmaktan, pfdk ve tahkim kurullarına kendi adamlarını yerleştirmeye kadar, adil rekabet kavramını temelden sarsacak olayları gerçekleştirmekten hiç çekinmiyordu. 2006-2007 sezonunda arthur zico teknik direktörlüğünde fenerbahçe 100. yıl şampiyonluğu kazansa da 2005-2006 sezonu bir türlü çıkmıyordu futbolseverlerin aklından. aziz yıldırım da bu durumu örtpas etmek için taraftarın gözünü boyayacak transferlere girişiyordu. kamuoyunda fenerbahçe’nin ekonomik durumu çok iyi algısı yapılıyordu. oysa bunda yıllar sonra aziz yıldırım başkanlığı ali koç’a devretmek zorunda kaldığında yeni yönetim kendileri için kulübe kredi çektirdikleri gerekçesiyle fenerbahçeli yöneticilerin evlerine icra memurları gönderecekti.

    fenerbahçe 2007-2008 sezonuna roberto carlos, gökçek vederson, colin kazım, gökhan gönül, ilhan parlak, ali bilgin ve yasin çakmak transferleriyle başlıyordu. ancak geçen sezon ki kadrosundan önemli oyuncular da ayrılmıştı. bunlar; ümit özat, serkan balcı, rüştü reçber, tuncay şanlı ve mehmet yozgatlı’ydı. kadrosu ve teknik direktörü ile bir brezilya takımı haline gelen fenerbahçe, alex, edu, roberto carlos, lugano, deivid, kezman gibi futbolcularyla mücadele edecekti. kulübün 100 yıllık tarihinde avrupa kupalarında en ufak bir başarısı bile yoktu. bu konuda hep galatasaray’ın gölgesinde kalıyordu. bu nedenle zico’nun hedefi avrupa iken aziz yıldırım her zamanki gibi sadece lig şampiyonluğuna odaklanmıştı. ve bu çatışma sezon boyunca fenerbahçe’yi bir kazan gibi kaynatacaktı. yine de fenerbahçe avrupa’da tarihi bir sezona hazırlanıyordu.

    ikinci rakibimiz beşiktaş’tı. 2006-2007 sezonunda şampiyonluk için umutlansa da ligi ikinci sırada tamamlayan beşiktaş, teknik direktör jean tigana ile yollarını ayırmış onun yerine kayserispor’da iyi bir çıkış yakalamış eski futbolcusu genç ertuğrul sağlam’ı getirmişti. beşiktaş 100. yıldaki 2002-03 sezonundan beri şampiyon olamıyordu. lucescu, del bosque, rıza çalımbay, tigana derken sürekli teknik adam değişikliği yapılması taraftarı bezdirmişti. üstelik bir de ligin başlamasına kısa bir süre kala isviçre federal mahkemesi cas’ın kararını onayıp beşiktaş’ın eski teknik direktörü vicente del bosque’ye 8 milyon euro tazminat ödemesine hükmetmişti. bu fiyat o dönem için türk futbolunda dudak uçuklatan bir rekordu. taraftar isyan halindeydi. “yeter demirören yeter” demek adeta haklı bir slogan olmuş ve trendleşmişti. ertuğrul sağlam’ı takımın başına getiren beşiktaş kadrosuna rodrigo tello, rüştü reçber, mehmet yozgatlı, hakan arıkan, lamine diatta, federico higuaín ve edouard cisse’yi katmış, buna karşılık vedran runje, ali güneş, gökhan güleç ve jose kleberson ile yollarını ayırmıştı. beşiktaş bu sezon şampiyonluk istiyor gibi görünüyordu ancak işe temkinli yaklaşıyorlardı. yine de şampiyonluk yarışında liderliğe çıktıklarında klasik beşiktaşlı abartısından esinti sunacakları kaçınılmaz bir gerçekti.

    üçüncü muhtemel rakip trabzonspor geçmişte yaşayan, geçmişin travmalarını unutmamakta ısrarcı bir kulüp olduğundan hala daha o elden kaçırdıkları 1995-96 sezonunun etkisinden çıkamamış bir görüntü veriyordu. cadı kazanı gibi her ağızdan bir ses çıkması ve camiadaki hemen herkesin sanki pro lisanslı teknik direktörmüşcesine acımasız eleştirileri, onları başarıdan uzak tutuyordu. bu cadı kazanı, çok geçmeden teknik direktör ziya doğan'ı daha ligin henüz başında yiyecek ve onun yerine gelen ersun yanal ile 6.'lık mücadelesine razı olacaktı. zaten trabzonspor 20 yıldan fazla süredir zirveden de uzak kalmıştı.

    o günlerde kimse bilmiyordu ama sezonun asıl sürprizini sivasspor yapacaktı. kimsenin ismini bilmediği bu takım, uzun süre ligi zirve yarışı içinde götürecek ve sezonun flaş takımı olacaktı.

    ve süper lig heyecanı başladı...

    turkcell süper lig'in ilk haftasında açılış maçında konuk takım fenerbahçe istanbul büyükşehir belediyespor'a 2- 0 yenildi.

    beşiktaş, konyaspor'u 1-0 yenerek, yeni sezona 3 puanla başladı.

    fakat daha ligin ilk haftasında çok tatsız bir olay gerçekleşti. trabzonspor ile sivasspor arasında yapılan karşılaşma, bordo-mavili takımın 1-0 önde girdiği 90. dakikada çıkan olaylar nedeniyle hakem bülent demirlek tarafından tatil edildi.

    90. dakikada trabzonspor'da ayman, sivassporlu balili'ye faul yaptı. bu faulun ardından iki takım oyuncuları arasında gerginlik yaşandı. faul atışı kullanılması sırasında iki takımın futbolcuları arasındaki tartışma yeniden alevlendi. bu sırada tribünlerden atlayan bir taraftar sahaya girerek sivassporlu oyunculara saldırdı.

    olayın ardından bir grup taraftar daha sahaya girerek sivassporlu oyuncuların üzerlerine doğru koştular ve saha içinde kısa bir süre arbede yaşandı.

    kavga güvenlik güçleri tarafından kısa sürede etkisiz hale getirilirken, karşılaşmanın hakemi bülent demirlek yardımcılarıyla birlikte soyunma odasına gitti. demirlek'in ardından önce sivasspor, daha sonra da trabsonsporlu futbolcular soyunma odasına gitti.

    hakem bülent demirlek, soyunma odasında trabzonspor kulübü başkanı nuri albayrak ve sivasspor kulübü başkanı mecnun odyakmaz'ı odasına çağırdı. trabzon valisi nuri okutan'ın da yer aldığı toplantının ardından hakem demirlek, yaklaşık 45 dakika duran maçı tatil etti.

    sivasspor kulübü başkanı mecnun odyakmaz, kararla ilgili olarak, ''böyle olsun istemezdik. trabzonspor ile aramızın bozulmasına kimsenin gücü yetmez. ama böyle oldu. hayırlısı olsun'' dedi.

    ve galatasaray ligin ilk haftasında çaykur rizespor’u konuk etti. sulu derbi nedeniyle aldığı 5 maçlık seyircisiz oynama cezasını çekmeye başlayan ve stadındaki yenileme çalışmaları nedeniyle maçı atatürk olimpiyat stadı'nda oynayan sarı-kırmızılılar, 80 bin kişilik statta sadece basın mensupları ile görevlilerin izlediği, lincoln’ün yıldızlaştığı bu maçta rakibini 4-0’lık skorla geçerek taraftarını daha ilk maçtan şampiyonluk moduna soktu.

    teknik direktör kalli maça kalede orkun, savunmada sabri-song-servet-volkan, orta sahada barış-linderoth-lincoln-ayhan ve forvette hakan-ümit on biriyle çıktı. yeni yapılan 8 transferin 6 tanesi sahada yerini aldı.

    klasik bir 4-1-2-1-2 dizilişi ile sahaya yayılan galatasaray maçın 14. dakikasında lincoln ile öne geçti. ceza sahası önünde topu kontrol eden lincoln, çaykur rizeesporlu defans oyuncularından sıyrılır sıyrılmaz yaklaşık 20 metreden yaptığı sert vuruşta, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturarak çok şık bir gole imza attı. 72. dakikada ceza yayının hemen solunda galatasaray'ın kazandığı serbest vuruşta topun başına volkan yaman geçti. yerden oldukça sert bir vuruş yapan volkan, kaleci gonzales'in solundan meşin yuvarlağı filelere gönderdi. 77. dakikada ceza sahası sol çaprazında topla buluşan arda'nın ortasında, altı pas önünde müsait durumda şık bir kafa vuruşu yapan hakan, kaleci gonzales ve serhat'ın çabalarına rağmen ağları havalandırarak farkı 3'e çıkardı. 84. dakikada çaykur rizespor ceza sahası içinde oluşan karambolde ümit'in sert vuruşu kaleciden dönerken, pozisyonun devamında arda'nın ıskaladığı meşin yuvarlağı, hakan düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi ve galatasaray, karşılaşmadan 4-0 galip ayrılarak ligin ilk haftasını lider tamamladı.

    maçı milli takımlar teknik direktörü fatih terim de izlerken, geçtiğimiz sezon ligde maçlara gelmeyen galatasaray başkanı özhan canaydın karşılaşmayı protokol tribünü'nde federasyon başkanı haluk ulusoy ile birlikte izledi.

    çaykur rizespor’lu futbolcuların lincol’ne karşı oldukça sert hareketleri maç boyunca tepki çekti. sarı kırmızılı taraftarların forum sitelerinde kasaplık olarak nitelendirdikleri bu hareketler için “hakemler bu sertliğe izin vermemeli. adam resmen maç boyunca dayak yedi” değerlendirmesinde bulundular. öte yanda cassio lincoln maç boyunca aldığı darbeler nedeniyle sakatlandı.

    galatasaray'ın çaykur rize'yi 4-0 mağlup ederek ligin ilk haftasını lider olarak geçmesinin ardından gözler teknik direktör karl heinz feldkamp'a çevrildi. göreve getirilişinin ardından yaşıyla ilgili ağır eleştirilerle karşılaşan kalli'nin, sarı-kırmızılı takıma adeta sihirli değnekle dokunmuş gibi müthiş bir futbol oynatması, futbol gündeminin tepesine oturdu. alman teknik adam, tıpkı 15 sene önce olduğu gibi florya metin oktay tesisleri'ne adım attığı andan itibaren bir şeyleri değiştirdiğini bir kez daha ispatlıyordu.

    kalli maç sonu toplantısında bir basın mensubunun volkan yaman’ın serbest vuruştan gol attığını hatırlatıp “serbest vuruşları artık o mu kullanacak?” sorusuna “çıkıp da ben kullanmayacağıma göre?” yanıtını verdi. başka bir basın mensubunun ise “takıma niçin cross çalıştırmıyorsunuz sorusuna da “çünkü atlet değil futbolcu yetiştiriyoruz.” karşılığını verdi.

    beşiktaş teknik direktörü ertuğrul sağlam, ''üç büyükler''in yeni sezonda başlangıç itibarıyla şampiyonluk şanslarının eşit olduğunu söyledi. trabzonspor'un her zaman bu yarışın içinde olacağını, kayserispor'un da üst sıraları zorlayacağını ifade eden sağlam, ''büyük takımlar yine bu yarışın içinde olacak. zaman kimin nerede olacağını gösterecek. şu gün itibarıyla ligi değerlendirecek olursak fenerbahçe, galatasaray ve beşiktaş'ın da şampiyonluk yarışında şanslarının eşit olduğunu söyleyebilirim'' diye konuştu.

    karl heinz feldkamp alman basınına arda turan’da yıldız futbolcu kumaşı görmediğini açıkladı. avrupa'dan pek çok takımın gündeminde olmasına karşın arda turan'a eleştirel bakan feldkamp, “arda turan'da uluslararası düzeyde yıldız olabilecek potansiyeli görmüyorum. sürekliliği yok. türkiye'de futbolcular çok çabuk para kazanıyorlar; ama benim için asıl yıldız kendini uluslararası alanda ispat eden futbolcudur. arda'da bu cevheri göremedim. çok daha güçlü olması gerekir” diye konuştu.

    fenerbahçe teknik direktörü arthur zico, taraftarın kendisini kazanınca bağrına basmasına, yenilince de çok büyük tepkiler göstermesine “nefret edilmeye alıştım” şeklinde yorum getirdi. gol atamaması hakkında çok eleştirilen kezman’ın “tek forvet oynadığım için az gol atıyorum” demesi hakkında görüşü sorulan zico “alex orta sahada oynayarak gol kralı oldu. sorunu sistemde aramasın” yanıtını verdi.

    uefa kupası 2. ön eleme turu ilk maçında galatasaray, deplasmanda hırvatistan'ın nk slaven koprivnica takımını 2-1 yenerek tur için büyük bir avantaj yakaladı. galatasaray’ın gollerini ayhan akman ve serbest vuruştan volkan yaman attı. yenilen tek gol servet’in yaptığı penaltıdan geldi. servet çetin’in bu maçta penaltı yaptırması yoğun bir eleştiri aldı.

    lincoln ve linderoth’dan yoksun olarak oynadıklarını dile getiren feldkamp “onlar yokken kazanmak önemliydi. şimdi tekrar lige dönüyoruz bir haftada çıkacağımız üçüncü maç olacak. özen göstermek lazım.” dedi. feldkamp hakeme zaman zaman yoğun şekilde itiraz eden hasan şaş'a da çok kızması ve oyundan almasıyla ilgili "hasan'ı oyundan sarı kart gördüğü için çıkardım. oyuncular kesinlikle ucuz kart görmemeli. hakemlerin kararlarını sert bir şekilde eleştirmemeli." diyerek bu durumu tasvip etmediğini dile getirdi.

    süper ligin 2. haftasında fenerbahçe deplasmanda gaziantepspor’u 2-1, beşiktaş deplasmanda kasımpaşa’yı 2-1, sivasspor da ibb’yi 2-1 yenerek tamamladı.

    2. haftanın kapanış maçında galatasaray deplasmanda bursaspor'a konuk oldu. ilk yarısı golsüz eşitlikle sona eren mücadelenin ikinci yarısına konuk ekip hızlı başladı. sarı-kırmızılılar aradıkları golü 60. dakikada ümit karan'ın ayağından buldu. sahadan 1-0'lık üstünlükle ayrılan galatasaray, bu sonuçla ligin ikinci haftasını da kayıpsız kapadı.

    feldkamp, bursaspor maçından sonra ümit karan'ın düşürülmesine hakkında, "o pozisyonun penaltı olup olmadığını bana değil hakeme sorun. ben o pozisyondan sonra hakeme değil ümit karan'a çok kızdım. çünkü hakeme itiraz sonuç getirmez. ama kırmızı kart görüp takımı yalnız bırakabilirdi. bu da bizi sıkıntıya sokardı." dedi.

    yeni bir yapılanmaya giden galatasaray, daha ligin ilk haftalarında aldığı başarılı sonuçlarla adeta göz kamaştırmaya başlamış oldu. ligde ç.rizespor'u 4-0 ve bursaspor'u 1-0 yenerek liderlik koltuğuna oturan sarı-kırmızılıların, uefa kupası ön eleme maçında da koprivnica'yı 2-1'le geçerek gruplara kalma yolunda avantaj elde etmesi camiada herkesin yüzünü güldürmeye başlamıştı.

    galatasaray'ın kabuk değiştirme döneminde aldığı bu başarılı sonuçlarda aslan payı hiç kuşku yok ki teknik direktör karl heinz feldkamp'a aitti. sarı-kırmızılı takımın başına geldiği dönemde yönetim içinden bile eleştiriler alan alman teknik adam, kısa zamanda yaptığı çalışmalar sayesinde olumlu neticeler elde etmeye başlamıştı.

    takım için oynamayan, sahada şov yapan futbolculara antremanlarda bile tahammül edemediğini söyleyen feldkamp hazırlık kampında disiplinsiz ve isteksiz gördüğü necati ateş'i hiç tereddüt etmeden göndermiş, çok çalım atan hasan şaş'a düdük fırlatmış, ayağında top tuttuğu için arda turan'ı yedek takıma yollamaktan çekinmemişti. tecrübeli teknik adam, bu davranışlarıyla takım oyununun ne kadar önemli olduğunu bütün futbolcularının beynine kazımış ve "formasını garanti gören oyuncularla çalışamam. bana şovmen değil takım oyuncusu lazım. kendisi için oynayan oyuncular kendilerini yedek kulübesinde bulur." mesajı vermişti.

    galibiyetle geçilen bursaspor maçından sonra adnan polat ve adnan sezgin’le bir araya gelen kalli forvet transferinin artık acilen bitirilmesi gerektiğini söyledi.

    feldkamp “şu an sadece üç forvetim var. hakan, ümit ve serkan. serkan’ı zaman zaman sağ kanatta değerlendireceğim. işimiz sadece ümit’e ve hakan’a kalırsa çok büyük problemler yaşayacağımızı söylemiştim. nitekim bursaspor karşısında gol atmakta zorlandık. çünkü ikisi de bir yere kadar etkili olabiliyorlar. grafite ya da nonda hangisi geliyorsa artık bir an önce gelsin” diyerek toplantıyı terk etti.

    feldkamp’ın toplantıyı terk etmesi adnan polat ve adnan sezgin’de soğuk duş etkisi yarattı.

    galatasaraylı futbolcu hasan şaş, teknik direktör karl heinz feldkamp ile aralarında hiçbir sorun olmadığını açıkladı.

    tüm bunlar olurken süper lig’de üçüncü hafta maçları start aldı. üçüncü haftada fenerbahçe, sivasspor'u 1-0 yendi. beşiktaş da gaziantepspor deplasmanında, batuhan karadeniz’in son dakikada attığı golle karşılaşmayı 1-0 kazandı.

    üçüncü haftanın kapanış maçında galatasaray sahasında ikinci seyircisiz maçına çıktı. sakatlığı sona eren lincoln ‘ün 22. dakikada attığı golle galatasaray karşılaşmadan 1-0 galip ayrıldı.

    galatasaray teknik direktörü karl heinz feldkamp, sezon başında gönderilmesi gündemde olan carrusca'yı, ankaragücü karşısında ilk kez kadroya aldı. bursaspor maçında sakatlığı nedeniyle oynayamayan brezilyalı futbolcu lincoln, ankaragücü karşılaşmasına ilk 11'de çıktı. aynı maçta yer alamayan linderoth, ankaragücü karşılaşmasında da sakatlığı nedeniyle kadroya alınmadı. teknik direktör feldkamp, bursaspor maçından sonra bu karşılaşmada da kalede orkun'a şans tanıdı. ali sami yen stadı, yeni sezona yenilenmiş haliyle ''merhaba'' dedi. çimleri tamamen değiştirilen statta, yeni açık tribün dışındaki tüm koltukları yenilendi.

    maçı birlikte izleyen adnan polat, adnan sezgin ve haldun üstünel üçlüsü hakan ve ümit’in tel tel dökülmesi sonrası “feldkamp forvet transferini acil olarak istemek de çok haklıymış” şeklinde görüş birliğine vardılar. adnan polat, sezgin-üstünel ikilisine forvet transferini acil olarak bitirme talimatı verdi.

    galatasaray, uefa kupası 2. ön eleme turu rövanşında karşılaştığı hırvatistan'ın nk slaven takımı'nı 2-1 mağlup ederek kupada 1. tura yükseldi. mecidiyeköy'deki son seyircili maçını, turkcell süper lig'de önceki sezonun 33. haftasında, 19 mayıs'ta ezeli rakibi fenerbahçe ile yapan sarı-kırmızılı ekip, 3 ayı aşkın bir süre sonra taraftarının önüne çıktı. basın bu durumu ali sami yen'de iki sevgilinin buluşması olarak lanse etti. sarı-kırmızılı taraftarlar tribünleri tamamen doldururken, sürekli olarak takımlarına destek verdiler. oyuncuları tek tek tribüne çağıran taraftarlar, sevgi gösterilerinde bulundu. taraftarların özellikle, brezilyalı oyuncu cassio lincoln'e büyük ilgi göstermeleri dikkat çekti.

    beşiktaş ve fenerbahçe şampiyonlar ligi’nde gruplara kaldı. fenerbahçe g grubunda inter, psv eindhoven ve cska moskova ile eşleşirken beşiktaş a grubunda liverpool, porto ve marsilya’nın rakibi oldu.

    uefa kupasında 1.tur’a yükselen galatasaray isviçre’nin sion takımıyla eşleşti.

    fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım, türkiye'den dünyaya açılacak tek spor kulübünün fenerbahçe olacağına tüm türkiye'nin şahit olacağını iddia etti.

    tüm bunlar yaşanırken haldun üstünel ve adnan sezgin roma’ya gidip shabani nonda transferi için girişimlere başlamıştı. fakat italyan kulüp 2 milyon euro isteyince ikili görüşmeyi terk etti. bu bir blöftü. şimdi roma ya ikna olup nonda’yı satacaktı ya da transfer olumsuz sonuçlanacaktı. ertesi gün roma yöneticileri adnan sezgin’i arayıp tekrar görüşmek için çağırdılar ve transfer 1.3 milyon euro bedelle tamamlandı. shabani nonda galatasaray’daydı.

    haldun üstünel hız kaybetmeden feldkamp’a telefon etti. alman hoca nonda’nın gelişini memnuniyetle karşıladı. sonra telefona adnan sezgin’i isteyip “sol bekte volkan yaman alternatifsiz. ferhat öztorun’u kadroda istemediğimi söylemiştim. transfer sezonu bitmeden oraya bir transfer lazım” diyerek son bir transfer isteği daha olduğunun altını çizdi.

    31 ağustos 2007’de galatasaray'ın yeni transferi shabani nonda adnan sezgin'le beraber düzenlenen imza töreninde kendisini galatasaraylı yapacak imzayı attı.

    imza töreninde açıklama yapan shabani nonda "galatasaray'da oynamaktan, büyük bir kulübe gelmekten dolayı mutluyum. avrupa'nın en büyük kulüplerinden birisine geldim. kendileri avrupa'ya gelerek bana ne kadar önem verdiklerini gösterdiler. ben de bu istek karşısında burada olmaktan mutluyum. bundan sonrasını sahada göstermek istiyorum." dedi.

    takım manisa’ya doğru yol alırken başkan özhan canaydın, yardımcısı adnan polat, yöneticiler haldun üstünel, adnan sezgin ve teknik direktör feldkamp’ın uçaktaki toplantısından son transfer olarak sol beke hakan balta’nın transfer edilmesi kararlaştırıldı.

    turkcell süper lig'de dördüncü hafta maçında beşiktaş ile kayserispor 0-0, fenerbahçe de 80. dakikada yediği golle gençlerbirliği oftaş ile 1-1 berabere kaldı.

    galatasaray’da orkun usak ligin ilk üç haftasını gol yemeden geçse de ikinci slaven maçında yaptırdığı penaltı nedeniyle feldkamp’tan kesik yedi. vestel manisaspor maçına kalede aykut erçetin çıktı.

    süper lig’de dördüncü hafta maçında galatasaray da manisaspor ile 2-2 berabere kaldı ve ligde ilk puan kaybını yaşadı.

    6. dakikada servet’in hatasını değerlendirek holosko’nun attığı golle 1-0 yenik duruma düşen galatasaray önce ümit karan’ın kazanılan penaltıyı gole çevirmesi ardından da hakan’ın kafa vuruşuyla skoru 2-1’e getirip öne geçti. ne var ki 75. dakikada selçuk inan’ın şutunu aykut çelemeyince maç 2-2 sonuçlandı.

    ertesi gün, 3 eylül 2007’de galatasaray, transferin son gününde vestel manisasporlu oyuncu hakan balta ile üç yıllık sözleşme imzaladı.

    sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, hakan balta'nın kulübüyle yapılan anlaşma gereği ferhat öztorun'un bonservisiyle, aydın yılmaz ve anıl karaer'in ise birer yıllık kiralık olarak vestel manisaspor kulübü'ne verildiği bildirildi.

    aynı açıklamada feldkamp’ın daha önce kadro dışı bıraktığı oyuncular necati ateş, orhan ak ve emre aşık'ın ise bir yıllığına ankaraspor'a kiralandığı duyuruldu.

    tüm bu gelişmeler karl-heinz feldkamp’a derin bir nefes aldırdı. istedikleri gelmiş, istemedikleri gönderilmişti.

    kalli sezonun 4. haftasından itibaren sürekli sivasspor'u takip etmeye başladı. alman hoca imkanı olduğunda sahada, değilse televizyonda maçlarını mutlaka mercek altına aldı. yardımcısı ahmet akcan’a “sivasspor’un adını bu sezon çok fazla duyacağız gibi duruyor” dedi. feldkamp bu öngörüsünde de haklı çıkacaktı.

    özhan canaydın kadro kalitesinden şüphe duyan bir biçimde manisa dönüşü uçakta adnan polat’a son transfer hakan balta için şöyle dedi “bir balta aldık ama umarım sapı elimizde kalmaz”.

    ***

    eylül ayına girilip milli takım arasına gidilirken galatasaray dört hafta sonunda topladığı 10 puanla liderlik koltuğunda oturuyordu. işte her şeye rağmen göreve geldiğinde yaşı nedeniyle oldukça eleştirilen feldkamp sözünü tutmuş, disiplin ve revizyon kokteyliyle galatasaray’ı liderliğe oturtmuştu. ve galatasaray sezon boyunca o koltuktan kolay kolay da inmeyecekti.

    3. bölümün sonu.

    (devam edecek…)
App Store'dan indirin Google Play'den alın