resim
Süleyman Seba
Mevki:Sağ Kanat
Doğum:05.04.1926
Ölüm:13.08.2014 (88)
Uyruk:Türkiye
  • 101
    türk futbol tarihinin gördüğü en kaliteli insanlardan biriydi rahmetli. beşiktaş'a çok büyük başarılar kazandırmasının yanında, bazı moral değerleri aşılamaya da çalışmış, zahirde kısmen başarılı olmuş gibi gözükse de, lümpen, ezik, kültürsüz beşiktaş taraftar profili kendisinin de başını yemiştir.

    tipik beşiktaşlı yüzsüzlüğü yine devreye girmiş durumda. adam öldükten sonra kendisini sahiplenmeye çalışmalar, vicdanlarını temizlemek babında övgü dolu sözlerle, kendisini başka bir konuma yerleştirmeye çalışmalar... onyılların başarısızlık ve horlanmışlık piskozunda yoğrulmuş varoş bünyeleri, bedbahtlıklarına kılıf uydurmak cihetinde 'sevinmek için sevmedik ağbi' arabeskliğinde yalan dolanlarla başka şeylerin kafasını yaşarken, bu adamı daha sağlığında yerin dibine sokmuş ve itibarını iki paralık etmişlerdir. onca başarının ardından gelen başarısızlık sürecinde hemen ipini çekmişler ve en ağır hakaretler, küfürler eşliğinde başkanlığı bırakmasına sebep olmuşlardır. bunak mı demediler, diktatör mü demediler, pasif, güçsüz mü demediler, şerefsiz, o. çocuğu mu demediler. üç kelimelerinden dördü, beşiktaş duruşu, şeref, onur, cart curt ortadoğu masallarından ibaret olan tipler, tarihlerinde bu saydıkları şeye en çok yakışan adamı, sırf bunlara sahip diye harcadılar.

    yüzsüzler...

    http://www.youtube.com/...v=554rVeMFM3w#t=363s

    http://www.youtube.com/...v=554rVeMFM3w#t=502s
  • 106
    şereflice ikinci olduğunu iddia ettiği sezon biz birinci olmuştuk, o yılki şampiyonluğumuzun şerefsiz olduğunu iddia eden düzgün adam, tabi yersen. bizim romantik taraftarımız yer mi yer valla, ne buluyorsunuz elin balon efsanelerinden anlamıyorum kardeşlerim. az biraz araştırın semra hanım'ın yardımlarını karıştırın kim şerefli kim şerefsiz hemen anlarsınız.

    (bkz: süleyman seba/#1550655)
  • 111
    manevi torunu olarak, sözlükte kendisine en yakın kişi olarak, burada hakkında yazılan birçok şeye bakıp galatasaray taraftarı adına utanmamı sağlayan efsane. cuntacı diyen mi ararsın, şikeci diyen mi... bu adamdaki onurun, gururun, şerefin yüzde birine sahip olmayanlar kendisi hakkında neler neler demiş, akla mantığa sığmaz.

    fenerbahçe taraftarının kendisine koro halinde küfretmesinden farkı yok burada yazılan bazı şeylerin.

    herkesin iki dedesi vardır, benim üç tane var kendisi sayesinde. dünyayı ve hayatı futbol ekseninde yorumlayabilen zavallılar elbette nasıl ve ne kadar büyük biri olduğunu anlayamayacaklardır.

    uzun uzun birkaç şey yazıp sildim, birkaç kendini bilmez için değmeyeceğini düşündüm...

    kendisini dede-torun ilişkisi yaşadığı bir galatasaraylının gözünden okumak isteyenleri şöyle alalım:

    2009 tarihli yazım: http://www.artemiofranchi.org/...ba-besiktas-ben.html
    bu da öldüğü gece kaleme aldığım yazım: http://www.artemiofranchi.org/...-suleyman-dedem.html
  • 112
    futbol romantikliği, hısım - akraba eş - dost ilişkisi başka şey, gerçekler çok başka şey.

    günahıyla, sevabıyla öldü gitti. sonradan başkalarının anlattığıyla tanıyıp seveni gibi, önceden tanıyıp sevmeyenleri de var. buraya gelip onun üstünden, onur, haysiyet, şeref ölçmek kimsenin haddi değil. eski defterleri açtırtmayın.

    edit: aramızdan bazılarının çok değer verdiği bahse konu olan kişinin artık hayatta olmaması sebebiyle, kalpleri kırmamak adına entry'nin giriş kısmını sildim. umarım bu entry'nin girilmesine sebep olan yazar da, kendi entry'sinde düzeltmelerde bulunur.
  • 114
    kendisinin yaklaşık çeyrek asırdır söylenegelen ve artık iyiden iyiye galatasaray'a sallama amaçlı kullanılan, "şerefli ikincilik" tabirine en güzel cevabı kendi adına düzenlenen, lig erteletmeli, hakem sipariş etmeli sezonda son 3-4 haftasına kafa kafaya girdiğimiz şike kardeşleri üstü üste koyup şampiyon olmamızla verdik.

    gerisi laf-ı güzaf. bizim dedeler zaten bize yeter.
  • 115
    valla kendisine "15 sene oldu senin süren doldu yeter artık seba ha siktir ordan" diye küfür eden kendi taraftarıdır. tepkiler üzerine sonra ha siktir ordan bölümü "artık istifa" ya çevrilmiştir.

    kendisine en az küfrü muhtemelen şampiyonluklarına dil uzatılan galatasaray taraftarı etmiştir. ayrıca kendisi şerefli ikincilik deyimini uyduran kişidir. bugün tinercilerin daha arşiv karıştırmadan 8-0, zalad vs demesinin tek sebebidir.
  • 118
    bir insanı şahsen sevebilirsin ki, benim de tanıdığım, muhabbet ettiğim, beraber rakı içtiğim, fenerbahçe'de yöneticilik yapmış çok sevdiğim bir insan var. ama bu fenerbahçe'nin şikeciliğini, çirkefliğini engellemiyor. süleyman seba naif bir adamdı ama beşiktaş'ın çıkarları için zaman zaman galatasaray'a çamur da atan bir adamdı. darbeciliğine gelince sırf bunun için adam asmaya kalksak 1982 anayasası'na evet basan % 92'yi yargılamamız gerekirdi ki, işe babalarımızdan başlamamız lazım. zalad'a bakarsan da şike teklif eden takım beşiktaş'tır. demek ki şikeci de seba'dır. buna ne dememiz lazım? sırf seviyoruz diye, saygı duyuyoruz diye yanlışlara taraf mı olalım?
  • 119
    ilginçtir, vefat etmeden kısa bir süre önce hapisten çıkan tayfur havutçu'yu bizzat ziyarete gitmiştir. tayfur havutçu bilindiği üzere şike meselesinde hapse girmişti ve aynı seba, yeğeni hapisteyken de ziyarete gittiğinde, benim yeğenim öyle şey yapmaz demişti. havutçu'nun evine gittiğindeki açıklaması da şudur: "ben her zaman söyledim. ben yaparım, tayfur yapmaz. yine tekrarlıyorum. böyle bir durumun içerisinde tayfur’un olacağını kesinlikle düşünmüyorum ve yine tekrar ediyorum, ben yaparım o yapmaz."

    sen gel galatasaray'ı şikecilikle suçla, beterini kendi akraban yapınca kabul etme.
  • 120
    romantizm kasmaya gerek yok, hiç saygı duymadığım rahmetlidir. "şerefli ikincilik" dümeni bir yana, "halkın takımıyız" güzellemeleri de ele ayağa düşürüldü zaten.
    yeğeni, kefil olduğu tayfur'dan belli kim olduğu aslında. şöyle bir alıntı bırakayım. merak eden google vasıtasıyla daha "derin" bağlantılara da ulaşabilir belki.

    --- alıntı ---

    1926 sakarya, hendek doğumlu süleyman seba, kabataş lisesi’nde okuması ve sonrasında beşiktaş’ta profesyonel futbol oynamasıyla tam anlamıyla bir semt çocuğu. sakatlığı sebebiyle futboldan erken emekli olması sonrası kulüp üyesi oluyor ve 70’lerin ikinci yarısından itibaren de milli istihbarat teşkilatı istanbul müdürlüğü’nde çalışıyor. türkiye gazetesi köşe yazarı yıldıray oğur’un hafta sonu yazdığı yazıda tuncay özkan’ın “mit’in gizli tarihi” kitabından aktardığı üzere seba’nın “personel işlerine baktığı” belirtiliyor.
    abdullah çatlı, alaattin çakıcı, şükrü balcı vs. gibi isimlerle ilişkilerinin ötesinde mit istanbul bölge başkanı olmasıyla yeterince şüphe uyandıran nuri gündeş’in altında çalışan seba’nın mit’teki görevinin ne kadar tayin edici seviyede olduğu, seba’nın mit’in günahlarında ne kadar payı olduğu ayrı bir tartışma konusu. ancak mit’in, nuri gündeş’in ve onunla ilişkili iş adamlarının(örnek: erdoğan demirören –arşimidis diyeyim ben, siz google’dan tamamlayın-) ellerindeki bu kendi halinde ama beşiktaş camiası içerisinde saygı duyulan “memur” aracılığıyla futboldaki nüfuzlarını artırmak istedikleri kesin.

    bugüne kadar zaten medyaya yansımış olan 1984 kongresinde yaşananlar(alaattin çakıcı) ve erdoğan demirören desteğinin yanı sıra ordu, emniyet, istihbarat çevrelerinin darbe sonrası anap iktidarı döneminde spor yöneticiliğine merak salma trendi de bu iddiayı destekliyor.

    --- alıntı ---

    edit: dedem işkenceci bir yapının çalışanı olsa, çok övünerek anlatamazdım.
    metin kurt yalnızlığı süleyman seba kalabalığından yeğdir.

    http://sendika10.org/...lnizligi-ozan-horoz/

    --- alıntı ---

    81 yılında cavit çağlar bursaspor başkanlığı, cem uzan 90’lı yıllarda istanbulspor başkanlığı yapmıştır. nereden geldiği belli olmayan bu para akışının bir şekilde aklanmasının aracına dönüşen 80’li yılların futbolu, devletin mafyası ve gayri resmi kurum ve kişileriyle dahil olmaya çalıştığı bir süreçtir. konumuz bağlamında üzerine methiyeler düzülen süleyman seba, dönemin beşiktaş camiasıyla ilişkileri olan, kongre üyesi ve eski mit emeklisi bir devlet ‘’büyüğü’’ olarak devlet tarafından devlet-mafya ilişkilerini düzenleyen gayri resmi müzakerecisi sıfatıyla türkiye futbolunda aktif bir aktörü olarak rol almaktadır. teoride doğrultu dergisinde bedrettin kılıç, “futbolun ölümü ve kurtuluşu” başlıklı yazısında meseleyi şu şekilde özetlemektedir: “turgut özal’lı yıllarda ise kulüpler daha ziyade kara para aklamanın paravan yerleri olmuştur. nurettin güven ve turan çevik gibi uyuşturucu kaçakçılarının malatya spor’a, hayali ihracatçı hasbi menteşoğlu’nun samsunspor’a başkanlık yapmaları en bilinen örneklerdir. 1984’de beşiktaş kulübü başkanlığı seçimindeki koalisyon ise türk futbolunun o yıllarını ve mafya-devlet-sermaye ilişkisinin geldiği noktada bir semboldür. silah tüccarı ve yer altı dünyasıyla sıkı ilişkideki mehmet üstünkaya’nın karşısına mit’çi süleyman seba çıkar. s. seba’nın finansörü mesut pandır, hayali ihracatçı ertan sert ve turan çevik’tir. bunların yanında t. futbol federasyonu’nun başkan vekili polis şefi affan keçeci vardır. bu işi ünlü mit’çi nuri gündeş organize etmiş, seçimler sırasında da a. çakıcı’nın adamları kongre salonunda ‘güvenliği’ sağlamıştır.” böylesi şaibeler ve ilişkiler sonucu beşiktaş başkanlığına getirilen süleyman seba, tam 16 yıl boyunca bu görevi sürdürmüş ve “mütevazi” görüntüsünün altında türkiye futbolunun kademeli şekilde ticarileşmesi ve resmi devlet aklının timsali olmuştur

    --- alıntı ---
  • 122
    --- alıntı ---

    beşiktaş'ın simgeleşen başkanı süleyman seba'nın hayatını kaybetmesinin ardından, herkesin bildiği ancak kimsenin dile getirmediği, dile getirmemeyi tercih ettiği mit, alaattin çakıcı, ülkücü mafya ve seba ilişkileri ile ilgili ilk yazı türkiye gazetesi yazarı yıldıray oğur'dan geldi.

    oğur, bugüne kadar yazılan süleyman seba yaşam öykülerinin ve ölümünden sonra yazılanların hiç birinin seba'nın mit'çi kimliği, ülkücü çek senet mafyası ile ilişkileri, çakıcı'nın beşiktaş vizesi ile yurtdışına kaçışı,mit mensubu bir devlet memuru olmasına rağmen beşiktaş'ın kulüp başkanı olabilmesi gibi pek çok soru işaretine, eldeki kısıtlı bilgiler ile yanıt aradı.

    ilginç olan bir diğer şey de oğur'un yazısının büyük bir kısmını tuncay özkan'ın bir gizli servisin tarihi isimli kitabına dayandırıyor olması.

    işte oğur'un köşesinden çarpıcı bölümler:

    mesela süleyman seba’nınmit mensubu olması hakkında o kitapta ve diğer kaynaklarda wikipedia’daki “seba, spor yaşamının dışında milli istihbarat teşkilatı istanbul bölge müdürlüğünde görev yaptı”dan fazlası yok.

    birkaç gündür okuduğumuz, dinlediğimiz seba biyografilerinde kurumun adının zikredilmesi de zaten nadirattan. genelde yine rıdvan akar’ın veda yazısındaki şifreli “süleyman seba bir devlet memuruydu. beşiktaş’ta 'devlet memurları geleneğinin' son temsilcisiydi” gibi cümleler daha saygılı ve vefaya uygun bulunuyor.

    halbuki bu hikayenin dünyanın her yerinde gazeteciler ve okurlar tarafından en ilginç bulunacak tarafı tam da üzerinden atlanan o kısmı. aynı semtte bulunan bir futbol kulübüyle bir istihbarat teşkilatı arasında geçmiş bir ömür. yakışıklı, bekâr bir istihbaratçının bir kulübün efsane başkanlığına uzanan hikayesi…. mevzunun üzerinden atlanmasının sebeplerinden biri belki de solcu, anarşist, muhalif en son gezici taraftarıyla övünen bir kulübün en efsane başkanının 70, 80’li yıllardamit mensubu olması…

    ama sadece bir hayatı anlamak için değil, eski türkiye denen heyhulayı, devlet, sermaye, spor arasındaki ilişki ağlarını anlamak için de seba’nın milli istihbarat teşkilatı bağlantıları üzerinde durulmayı hak ediyor.

    tabii bunun için yapılacak şey, kenarda köşede unutulmuş bilgi kırıntılarını toparlamaktan fazlası değil.

    mit konusunda kaynak çok az.mit raporları, mehmet eymür ve birkaç kitap dışında. eymür, hemen herkes hakkında yazdığı atin.org sitesinde bu konuda ketum davranmış. alaattin çakıcı’nınbeşiktaş antetli belgelerle vize alıp yurt dışına kaçması üzerine yazdığı yazıda şöyle demiş:

    “bu konuya hiç girmek istemiyordum ama mecbur kaldım. konuya girmek istemeyiş sebebim,beşiktaş gibi köklü bir kulübün mevzubahis olmasından ve özellikle de bu spor kulübünü çok sevdiğim ve saydığım süleyman seba ağabeyimizle bütünleştirmem...”

    bu kadar. en fazla bilgimit konusunda içerden bilgilerle yazılmış tuncay özkan’ın mit’in gizli tarihi kitabından. süleyman seba’nınmit istanbul bölge başkanlığı’nda personel işlerine baktığını da ondan öğreniyoruz. hangi tarihler arasında çalıştığını o da yazmamış. 1984’tebeşiktaş başkanı seçilince görevi bıraktığı doğruysa, 1977 ile 1984 arasındamit istanbul bölge başkanlığı yapan nuri gündeş’le birlikte çalışmış olması gerekir.

    nuri gündeş kim peki? hani yıllar önce bir canlı yayın sırasında alaattin çakıcı sorulunca “dinliyorsa gözlerinden öperim” diyen meşhur mit’çi. mehmet eymür’ün 1987’de basına sız(dırıl)an birincimit raporu’nda mafya ile ilişkileri, yolsuzlukları anlatılan, susurluk komisyonu’na verdiği ifade çok konuşulan ünlü istihbarat şefi.

    tuncay özkan’ın kitabına göre süleyman seba’yı 1984’tebeşiktaş başkanı yapan da nuri gündeş. kitapta bu “mit’in bjk operasyonu” diye geçiyor.

    süleyman seba inönü stadı’nın açılışında ilk golü atmış, milli takım’a kadar yükselmiş, kısa süre de oynasa futbolculuktan gelme bir beşiktaşlı. 28 yaşında menisküs yüzünden futbolu bırakmış. 1963’ten sonra kulüpte yöneticilik, futbol takımının idareciliğini yapmış. muhalif idealist grup içinde yer almış. takıma fazla karıştığı için eleştirilmiş.

    ilk başkanlık adaylığı 1981 yılındaki kongrede.

    rakibi ünlü iş adamı mehmet üstünkaya. bir ara adı tansu çiller’le yeniköy’de yalı komşusu oldukları için yalı çetesine çıkmıştı. silah ticaretinden, free shop mağazalara uzanan, türkbank meselesinde adı geçen zengin, karanlık bir iş adamı. 2000 yılında monoko’da hayatını kaybetti.

    bir memur olan seba’nın, böyle bir iş adamının karşısındaki adaylığının sırrı arkasındaki iş adamlarında gizli. 81’deki kongrede arkasında erdoğan demirören var. ama sonra demirören ve üstünkaya beşiktaş’ın borçlarını ödemek üzere anlaşınca seba ve grubu adaylıktan çekilmiş.

    rövanş 1984 kongresinde. tuncay özkan’ın mit’inbeşiktaş operasyonu dediği o kongre.

    biraz ondan okuyalım:

    “mit ilginç bir teşkilat. spordan siyasete kadar örgütlü. eski alışkanlıklarının kötülüğüne bir örnek de kendi mensubu süleyman seba’nınbeşiktaş kulübüne başkan yapılması olayıdır. bugüne kadar seba’nın kulüplerde başlattığı dönemin tahlili tam olarak yapılmadı. o hep tonton, babacan bir mit’çi olarak tanındı. peki ama perde arkasında olanlar?”

    şan sineması’nda yapılan kongrede herkesin dikkatini salonun çeşitli yerlerine dağılmış 40 genç adam çekmiş. gerisini yine tuncay özkan’ın kitabından okuyalım:

    “salonda hava oldukça gergindi. işte o sırada salonda bulunanlar 40 kadar genç adam gördüler. sağa sola yayılmışlardı. seba aleyhine bir durum olursa müdahale edeceklerdi. seba’nın bundan haberi var mıydı bilmem amamit içindeki pek çok kişinin bu kırk kişiden haberi vardı. bunlar alaattin çakıcı’nın adamlarıydı.mit adına salon güvenliğini sağlıyorlardı.”

    kongreyi zengin iş adamı başkan mehmet üstünkaya’nın karşısında memur süleyman seba açık ara farkla kazandı.

    ona seçim kazandıran vaadlerin başında beşiktaş’a yeni bir kulüp binası vaadi geliyordu. yönetim kurulu listesindeki ünlü bir iş adamı akaretler’deki 182 metrekarelik arsayı beşiktaş’a bağışlamıştı. o iş adamının adı turhan çevik’ti. süleyman seba’nın ilk yönetiminde mali işler ona verilmişti. malatyaspor başkanlığı yapmış çevik, başak grubu’nun sahibiydi. adı 1988’de yapılan operasyonla “hayali ihracat”ın babasına çıktı, kavramla birlikte anıldı. yurt dışına kaçtı, yunanistan’da uyuşturucu madde bulundurmaktan tutuklandı.

    mehmet eymür 1.mit raporu’nda da adımit istanbul bölge başkanı nuri gündeş’le ilişkileri içinde şöyle geçmiş:
    “başak grubu sahipleri ertan sert ve turhan çevik’ten himaye edilmelerine karşı 60 milyon tl aldığı...”

    ortağı ertan sert de kongrede seba’nın listesindeki diğer isimdi. 2. başkanlığa getirildi. o da ortağıyla hayali ihracattan yargılandı. tuncay özkan’a göre dönemin istanbul emniyet müdürü şükrü balcı’nın şantajlarından bunalıp mit’e, nuri gündeş’e sığınmıştı. oradan beşiktaş’a…

    listede sadece hayali ihracatçı iki iş adamı yoktu. seba’nın mit’ten arkadaşı esat inanç da vardı.mit mensubu inanç kulübün veznedarlığına getirildi.

    listedeki isimlerden biri de eski kocaeli emniyet müdürü affan keçeci’ydi. onu da kutlu savaş’ın susurluk raporu’ndan okuyalım:

    “uyuşturucu trafiğinde geçiş noktası olan kocaeli’de çetelerin ortaya çıkışı, jandarma alay komutanı veli küçük, emniyet müdürü nihat camadan ve affan keçeci’nin adlarının çeşitli olaylara karıştırılmış olması, yorum ve spekülasyonları artırmış, bölgenin ‘şeytan üçgeni’ olarak adlandırılmasına sebep olmuştur.”

    parlak bir liste olduğu kesin. o yıllarda galatasaray, fenerbahçe listelerinde de böyle “parlak hikayeli” pek çok isim olduğu da…

    yıllar sonra alaattin çakıcı’nın adı beşiktaş’la bir kez daha anıldı. 2004 yılında serdar bilgili’nin başkanlığı döneminde çakıcı, yurt dışına menajer sinan engin’in vasıtasıylabeşiktaş antetli ve başkanın imzası olan bir belgeyle vize alarak kaçtığı ortaya çıkar. süleyman seba, bu durumu kınayan bir açıklama yapar. çakıcı’yla telefon görüşmeleri çıkan sinan engin’se kendini şöyle savunur: “çakıcı ile bir tek ben mi konuşuyorum?beşiktaş kulübü'nden bir tek beni mi tanıyor?”

    süleyman seba beşiktaş’ta 16 yıl başkanlık yaptı.

    onu bu eski türkiye’nin rutin hikayeleriyle değil, centilmenliği, fanatik beşiktaşlılığı, kibarlığıyla hatırlamakta haklı herkes. adının inönü’nün yerine o stada verilmesi de bir hakkın yerine getirilmesi olacaktır.

    bunlar da siyah beyaz bir eski türkiye filmi olarak kalsın hafızalarda…

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın