resim
Süleyman Seba
Mevki:Sağ Kanat
Doğum:05.04.1926
Ölüm:13.08.2014 (88)
Uyruk:Türkiye
  • 76
    futbolun arap şeyhleri,rus milyarderler,tüpçüler,şikeciler,terimciler,azizciler,yabancı kuralları,nefret tohumlarıyla kirlenmediği zamanlardan günümüze kalan son futbol miraslarımızdandı,bugün sami yenin,metinlerin,baba hakkının,lefter'in gittiği yere gitti.spot ışıkların değil,güzel insanların aydınlattığı sahada oynanan futbolun olduğu yere...
  • 77
    öncelikle allah rahmet eylesin demek istiyorum,
    türk sporunda örneği çok az görülecek bir başkan profili, her kesime kendini sevdirmiş bir duayeni kaybettik.

    sabah arabayla işe gelirken radyodaki spor programlarını dinlemeyi çok seviyorum. seba'nın vefatının ardından yapılan sohbetlerden birinde çok ilginç bir hikayeden bahsedildi.

    seba'nın mesleğini çok insan bilirmiş, bunun sebebi de işinin ta kendisi zaten.

    seba uzun yıllar milli istihbarat teşkilatı'nda görev aldıktan sonra emekli olmuş. tabi çalıştığı yıllar, mit'in mit olduğu zamanlar.
    birlikte çalıştığı isimlerden birisi de efsane mit başkanı hiram abas. seba, telefonla konuşurken, karşısındaki konuşmadan konuşmaya başlamazmış.

    55-60 yaşına kadar birlikte yaşadığı annesine akşam geç kalacağını haber vererek yaşamış.

    radyo'da seba'yı anlatan 2 taraftar konuşma esnasında hüngür hüngür ağladı.

    yine kendisiyle ilgili anlatılan önemli bir hikaye,

    seba, maddi durumu çok iyi olmamasına rağmen, sarı fırtına metin'in bir maçta beyin travması geçirmesinin ardından tedavi masraflarını karşılamak için sakarya'daki kavak ağaçlarını satmış.

    beraber top oynadığı efsane beşiktaş futbolcularına, yaşlılıklarında emekli maaşından bakmış, ilaçlarını hatta yemelerini içmelerini kendi emekli maaşıyla karşılamış, bizzat her gün "ihtiyaçları karşılandı mı arkadaşlarımın?" diye telefon açmış durmuş.

    nevzat demir tesislerine "süleyman seba tesisleri" adının verilmesi önerisini de yine popülizmden uzak durmak adına kibarca reddetmiş...

    valla özetle...
    adammış...

    mekanı cennet olsun.
  • 79
    ortaokulu galatasaray lisesinde okumuş olan değerli , rahmetli beşiktaş klübü başkanı.
    duruşunu ve asaletini, '' 14 sene oldu, senin süren doldu'' diyen kültür dışında, esas köklerde ve aldığı terbiyede aramak lazım.
    milli istihbarat teşkilatı yöneticisi, çerkez, milli futbolcu, müzmin bekar, kabataş lisesi mezunu, istanbul beyefendisi
    gibi sıfatlarla tanımlanabilecek insan.
  • 83
    kendisi ile iki defa karşılaşmak nasip oldu ama lanet olsun ki bir fotoğrafımız bile yok beraber.
    tek avunduğum konu kendisi ile sohbet edebilmiş olmamdır. siyaset, istihbarat, tarih, fitbol derken rakı bile içtim utanmadan yanında.
    çok büyük insandın be başkan. ruhun şad olsun.

    hep söylediğim bir lafım vardır; şimdi çıksa tribüne, bütün tribün gözü dönmüşçesine küfür ediyorken "ne yapıyorsunuz siz aslanım" dese. bütün tribün kafamızı öne eğer susardık. o kadar da saygımız vardı kendisine.
  • 86
    yakın akrabamdı süleyman seba. ben, babam ve oğlum hariç belki de sülalemizin %90'ının beşiktaş'lı olmasının sebebiydi. hayatını sevdiği renklere adadı ve aramızdan ayrıldı. kendisiyle 17 yaşımda tanışma fırsatı bulmuştum. istanbul'a üniversiteyi (ytü)kazanıp geldiğim 97 senesiydi. başkandı. psg'yi şampiyonlar liginde 3-1 yendikleri maçın birkaç gün sonrasıydı. geçici olarak üsküdar'da bir akrabamda kalıyor, okuldan ve liseden birçok arkadaşımın kaldığı beşiktaş'taki abdi ipekçi öğrenci yurduna yerleşmek için gün sayıyordum. akaretlerdeki kulüp binasında elimde çömezlik sembolü olan teknik resim dosyası ve t cetveli ile bir-bir aştım güvenlikleri "dayımı görmeye geldim" diyerek, özel kalem sekreteri beni yukarı davet ettiğinde aşağıda bekleşen bir grup gazeteci beni kesiyordu kim bu çocuk diye. pazartesi akşam üstüydü, yönetim kurulu toplantıları vardı. benim sülalemi benden iyi tanıyan epey yaşlı özel kalem müdürü kadın ile koyu bir sohbet ettikten sonra seba toplantıdan çıktı ve ceketinin düğmelerini ilikleyerek beni odasına davet etti.

    yaklaşık 1 saat kadar ordan burdan, ondan bundan konuştuk. keyifliydi. gümüş tabağın içerisinde özel kalemin getirdiği sigaralardan yakıp yakıp söndürüyordu, elleri titreyerek. bizimkilerde bir okuyan adam hasreti vardır. özellikle de yaşlılarımızda. o yüzden çok memnun olmuştu benimle tanıştığına. onun odasından geçilerek girilen toplantı odasından tek tek çıkan yöneticilerle beni de tanıştırdı. bilgili'ye beni yeğenim diye tanıştırdığında bilgili "galibiyetlerden sonra yeğenler ortaya çıkmaya başladı" gibisinden şu an tam cümlesini hatırlamadığım bir zevzeklik yapmıştı. verdi ağzının payını seba.. "öyle değil, sevdiğim bir yeğenimdir, mühendis olacak" demişti. o gün vermiştim bilgili'nin notunu. bilet istemeye gelen bir akraba olarak değerlendirmişti sanırım beni. sonrası zaten malum.. "ahmet dursun seba gitsin" diye tribünleri para karşılığı bağırtan adamdı.

    seba bana kalacak yer ihtiyacım var ise fulya tesislerinde genç sporcular ile kalabileceğimi, herhangi bir ihtiyacım olduğunda onu arayabileceğimi söyledi, görüşmemizin sonunda. ayrılmak için müsade istedim ve elini öptüm. her zamanki gibi, bir abhaz davranışıyla, küçüğü olan beni ayağa kalkıp ceketini ilikleyerek kapıya kadar yolcu etti. hangi takımı tuttuğumu hiç sormadı, ben de söyleme ihtiyacı duymadım, böylesi daha iyi olmuştu. herhangi bir talepte de bulunmadım. tek amacım ailemizin önemli bir büyüğü ile tanışmaktı. tanıştım. çok mutlu olmuştum. her anını kare kare hala hatırlıyorum.

    sonrasında çok karşılaştık tabi. hatta o sürede rahatsızlanmamış olsaydı 2008 de benim nikah şahidim olacaktı, abilerimin olduğu gibi. olmadı. rahatsızdı, gelemedi.

    en nihayetinde; süleyman seba çok güzel bir adamdı. akrabam olduğu için hep gurur duydum. ama onun renklerine hiçbir zaman gönlüm kaymadı. şerefli ikincilikler kısmına gelince; teşvik priminin bile yasak olmadığı, maçların haraç-mezat satıldığı bir dönemin başkanıydı. ne yaptı ne yapmadı bilemem, şerefli ikincilik söylemine ben de çok kızardım. ama bu onun mükemmele yakın karakterinde ihmal edilebilir oldu benim için her zaman.

    mekanı cennet olsun.
  • 87
    genç yaşıma rağmen pek çok futbol adamı tanıdım. ve gözlemlerime göre de türk halkında bulunan bir olguya ulaştım: "kişinin öldükten sonra gereksiz romantizmlerle abartılması."

    fakat seba, ölmeden evvel de öldükten sonra da bence hak ettiği değeri bulamıyor. bu denli mükemmel bir adamın özhan canaydın ile birlikte ders olarak okutulması gerekir.
  • 88
    seba, canaydın gibi adamlar aziz, şen, gürsoy gibilerden fazla olsaydı ben de bu kadar fanatik olmazdım ve daha mutlu bir adam olurdum. **

    rahmetliyle ilgili bir anımı yazmak istiyorum. aslında direkt benim anım değil. bana konuyu hatırlatan tacconi "kaptan sen de oradaydın" dese de değildim ve ben yaşamışım gibi anlatamam.

    itü işletme fakültesi takımının (ki takımın maceraları şurda: (bkz: #790778) ) kaptanıyken yakınlarda idman yapacak yer arıyorduk. bizim okul maçka'da. dolaysıyla ayazağa uzak. yakınlarda hatta çok yakında bjk'nin (bkz: 56) sahası var. şimdilerde akaretler'deki bjk plazanın olduğu yer. eski spor caddesi, uzun zamandır süleyman seba caddesi olan cadde üzerinde.
    neyse, 56'da bjk'nin altyapı takımları idman yapıyor, bize izin verirler mi bilmiyoruz. ya ben söyledim ya da bizden birileri gidip konuşalım dedi hatırlamıyorum. mevzu da 1992 ya da 1993'de geçiyor.

    bizim tacconi, sarı bülentini, antalyalı mehmet 56 sahasına giderler. bir bekçi bulurlar, "burada idman yapabilir miyiz" diye sorarlar. bekçi de "başkana sormanız lazım" der. topçu milleti fırlama olur. bizimkiler de "nerede başkan soralım" derler. bekçi bunları alır süleyman seba'ya götürür, hemen yandaki girişinde koskocaman kartal figürü olan kulüp binasına.
    rahmetli süleyman seba bizim arkadaşları ayakta karşılar, ellerini sıkar, çay ikram eder. üniversite öğrencisi olmalarıyla özel olarak ilgilenir. ülkenin sporundan, ekonomisinden konuşurlar. sonra bekçiyi çağırıp "bu gençler ne zaman idman yapmak için gelirlerse sahayı vereceksiniz" der. kapıya kadar uğurlar. aslında dolaylı da olsa o takımın başarısında katkısı var rahmetlinin.

    allah rahmet eylesin.

    kaptanın seyir defterine ek: tacconi mevzuyu anlatırken dedi ki "kaptan düşünsene fenerin fikirtepe tesislerine bizi sokarlar mı?" ben de dedim ki "olum düşünsene başkanla görüşmeniz gerek diyecekler, aziz bize küfür eder lan"
  • 89
    şike davasında tayfur havutçu tutuklandıktan sonra ekranlara "benim yeğenim öyle şey yapmaz" dediğinde içim burkulmuştu.

    evet seba'nın yeğeni bu tarz işlere bulaşmamalıydı. şike davasında tayfur havutçu'nun dosyasını bilemiyorum, kim haklı kim haksız bi'şey diyemeyeceğim, ama yine de keşke bu tarz olaylar hiç yaşanmasaydı.

    özhan canaydın, ali uras, süleyman seba gibi insanlar zor bulunur. ali uras florya'nın çimlerine kargalar zarar vermesin diye elinde tüfekle nöbet tutarken, süleyman seba da çantasında fayans taşırdı. bu insanlar kulübü kendi elleriyle inşa etmişlerdir, ileriye taşımışlardır.

    şimdi ki futbol yöneticilerine bakıyorum da... neyse pek de bakmak istemiyorum.

    türk futbolunun başı sağolsun.
  • 90
    ölüm elbet kötü...
    ama;
    öleceksen, böyle öleceksin sözlük.

    arkandan tek kelime kötü söz edilmeyecek.
    kitleler buluşacak tabutunun altında...
    "yan yana gelmez" diyenler, yan yana ağlayacak, senin için...

    bırakacaksın takımını da, siyasi görüşünü de, sınıfsal duruşunu da 1 günlüğüne...
    ezeli rakibin, rengini siyah beyaz yapacak resmi sitesinde.
    armasını bile...

    üzülen insanların ne memleketine bakılacak,
    ne dinine,
    ne de etnik kökenine...

    cenazende saf tutacak kanlı bıçaklı siyasiler...
    tabutun ellerde arşa kalkacak...

    denecek ki, seba ölmüş,
    yitip gitmiş bir büyük adam.
    "hakkımız varsa helal olsun..."

    zaten bir sen vardın şu iğrenç spor futbol dünyasını güzelleştirmeye uğraşan,
    bir de özhan canaydın başkan...

    biri, rakip takımı düşünerek, şampiyonluk kutlatmazdı inceliğinden,
    diğeri, her yediği golden sonra rakip futbolcuların emeğini alkışlardı,
    adamlık ve centilmenlik öğretircesine...
    artık kalmadı sizden.

    tanrı, eğer duyuyorsa bu çığlıkları,
    iyi baksın sizlere yanında...

    bizler, marşlarla geleceğiz yanınıza,
    özhan başkanımızın elini öpeceğiz,
    seba başkana ise çiçekler getireceğiz...

    toprağı bol olsun, her ikisinin de...
  • 92
    80li yılların mit istanbul bölge müdürü. bakınız 80li yıllar ve mit. ayrıca 93 şampiyonluğumuz için bize şerefsiz demiştir. şerefli ikincilik demek dolaylı yoldan bize şerefsiz demektir. fazlasıyla beşiktaş'a aşık buna diyecek hiç bir lafım yok. seba dönemini görmüş galatasaraylılara da lafım yok çünkü adamın başkanlığı döneminde neredeyse tarihimizin en büyük başarılarını elde ettik edemediklerimizin de temellerini attık ama 25 yaş altı galatasaray taraftarları ne gördü de büyük adamdı vs. diyor ben anlamıyorum arkadaş. yanına yakın arkadaşı alaattin çakıcı ve öğrencisi mehmet ağar'ı da alabilir.
  • 93
    kendisi gercekten iyi bir insandir ancak aktif olarak gorev yaptigi ve hatta en iyi yillarini gecirdigi zamanlarda bile etrafindan fazlaca etkilenen, kendi yoneticilerinin yaptiklarindan bihaber bir baskandi. serefli ikincilik hikayesinde kendisini hep iki yuzlu bulmusumdur.

    rahmetliye kirgin oldugum bir nokta var (dag daga kusmus:/ ) galatasaray'a nefretin baslamasinda kendisinin de etkisi var elbet ancak benim kirginligim sike davasiyla ilgili cok belirgin tepkiler ortaya koyabilirdi. seba'nin besiktas yonetimini hedef alarak konusmasi taraftarda da algiyi degistirirdi. yasli olmasi bunun sebebi/bahanesi olabilir tabiki.

    keske onun gibi en azindan edep adap bilen yoneticiler rakip takimlarin basinda olsa. her ne kadar 87 sampiyonlugunda ve 90'larin basinda yaptigi igrenc taraftar yonlendirmesiyle 30 yildir insanlar serefli ikincilik masali okusa da kendisi rakip olarak her zaman karsimda gormek isteyecegim biriydi.

    (bkz: süleyman seba/@huluyalgin) bu konuda kesinlikle hakli. 80'li yillar, mit, ozal iliskileri sayesinde besiktas o kadar sampiyonluk gordu. defansinda ulvi, kadir, samet olan bir takimin namaglup sampiyonlugu birakin, buyuk maclari gol yemeden mac bitirememesi gerekir (evet onlarin yeteneksiz bir defans grubu oldugunu dusunuyorum. donemin milli takimina alinmama sebepleri de buydu zaten) rakip olarak su an gormek istememin sebebi, dedigim gibi edep ve adap bilmesi. su an karsimizda olan rakipleri dusununce suleyman seba, gunduz kilic gibi kaliyor.
  • 94
    çok büyük insandı, başımız sağ olsun. o zamanlar avrupa'daki başarılarımızı devam ettirmek için sağlam bir yerli jenerasyonu yaratmamız gerekirken bunu beşiktaş'a yapıp kulübüne üst üste şampiyonluklar yaşatan, 90'ların ortalarına kadar beşiktaş'ı bizle rekabet ettiren, bunu yaparken de ezeli rakibimizin kasasını sürekli dolduran bir başkandı. fakat icraatlerinin yanında centilmenliğiyle de nam salmışken hala buradan kendisine laf edildiğini görmek çok üzücü.
  • 95
    25 yaşın altında olup kendisi için büyük başkan demek saçma değildir. bizzat babamdan, amcamdan, dayımdan dinlediklerim onu büyük başkan yapmıştır. metin oktay'ı da görmedi bu gözler, ali sami yen'i de mustafa kemal atatürk'ü de. görmedik diye efsane olduklarını, büyük adam olduklarını söylemek saçma mı olacak? belki de duymak istediklerimizi duyduğumuz için sevdik bunu da bilmiyoruz. ama tanımadan sevmek, tanımadan o isme saygı duymak gibi bir kavram var. süleyman seba da türk futbolu için sembol biriydi.

    biraz ağır olacak ama(yazar burada sinirli ve ne dediğini bilmiyor) allahtan metin oktay'ı erken kaybettik de sembol olarak kalabildi. yoksa şu an hakkında çok üzücü şeyler duyacaktık. ne centilmenliği kalacaktı ne de sportmenliği.
  • 97
    öldü gitti allah rahmet eylesin. uzun zamandır aklımda ama linç olmamak için yazmıyordum, hele ki ölümü sonrası yazsam linç olmam içten bile değildi, linç olma korkumu yendim yazayım bari.

    bu çok düzgün futbol adamımızın en meşhur söylemi şerefli ikincilikdi. nedir bu şerefsiz şampiyonluktan iyi olduğunu iddia ettiği şerefli ikincilik; galatasarayımızın şampiyonluğuna leke sürme çabası.

    var mı elinde delil, tape, soruşturma, tutuklama, mahkeme kararı vs. tabiki yok.

    elinde delil olmadan başkasının emeğine bok atan adam nasıl şerefli ve düzgün oluyor. 2011 şike sürecinde açmış ağzını tek kelime etmiş mi 70.000 sayfa tape 1.000 sayfa iddianame ve mahkumiyet kararları hakkında, avrupa'dan alınan men kararları ile ilgili tek kelime etmiş mi tabiki hayır çünkü kendi şerefli ikincisi tarihle görülmemiş bir metodla at şikesi yapmış mahkemece kanıtlanmış cezası kesilmiş,
    açmış mı ağzını, niye açmamış niye şereften haysiyetten dürüstlükten söz etmemiş, bilemiyoruz.
  • 100
    kendisi başkan olana kadar 26 yılda 4 kere şampiyon olan at hırsızları, kendisinin başkanlığından sonra 10 yılda 5 kez şampiyon olmuş. çok acayiptir ki mit'in istanbul bölge müdürü adam kulübe başkan oluyor. şunu da belirtmekte fayda var istanbul=türkiye desek yanlış olmaz. seba başkanlığından sonra istanbul'un en önemli arazilerinde beşiktaş'a tesisler kuruluyor. 93 sezonu için galatasaray'a şerefsiz diyor. deme nedeni de kendilerinin 6 attığı takıma bizim 8 atmamız. o yıl mançester'i eleyip şampiyonlar liginde son 8e kalan takım olan biz. ama 85-86 sezonu 35. haftası sakarya'ya 6 atmaları nedense olay olmuyor. son 6 haftada sadece sakarya, rize ve ordu'ya toplam 15 gol atmışlar. ve ta taaaam averajla şampiyon olan takım beşiktaş. şerefli ikinciliklerin takımı. at şikecisi.

    kendi takımı son haftalarca gol yağdırınca şampiyon, biz gol yağdırınca şerefsiz şikeci. hassiktir lan ordan. süleyman seba'ya da hayranlık besleyen bütün galatasaray taraftarları size sesleniyorum; 93 yılında şike yaptınız şerefsiz şikeciler, beşiktaş şerefiyle ikinci oldu o sezon.
App Store'dan indirin Google Play'den alın