resim
Süleyman Seba
Mevki:Sağ Kanat
Doğum:05.04.1926
Ölüm:13.08.2014 (88)
Uyruk:Türkiye
  • 97
    öldü gitti allah rahmet eylesin. uzun zamandır aklımda ama linç olmamak için yazmıyordum, hele ki ölümü sonrası yazsam linç olmam içten bile değildi, linç olma korkumu yendim yazayım bari.

    bu çok düzgün futbol adamımızın en meşhur söylemi şerefli ikincilikdi. nedir bu şerefsiz şampiyonluktan iyi olduğunu iddia ettiği şerefli ikincilik; galatasarayımızın şampiyonluğuna leke sürme çabası.

    var mı elinde delil, tape, soruşturma, tutuklama, mahkeme kararı vs. tabiki yok.

    elinde delil olmadan başkasının emeğine bok atan adam nasıl şerefli ve düzgün oluyor. 2011 şike sürecinde açmış ağzını tek kelime etmiş mi 70.000 sayfa tape 1.000 sayfa iddianame ve mahkumiyet kararları hakkında, avrupa'dan alınan men kararları ile ilgili tek kelime etmiş mi tabiki hayır çünkü kendi şerefli ikincisi tarihle görülmemiş bir metodla at şikesi yapmış mahkemece kanıtlanmış cezası kesilmiş,
    açmış mı ağzını, niye açmamış niye şereften haysiyetten dürüstlükten söz etmemiş, bilemiyoruz.
  • 141
    galatasaray'ın şampiyonluğuna şaibe bulaştırmaya çalışmış bir kişidir. böyle bir insanın en çok galatasaraylılar tarafından övülmesini çok tuhaf buluyorum. günümüzdeki karşılığı net olarak fikret orman'dır. kendi başarılarına sonsuz saygı bekleyen, rakiplerinin başarılarını kabullenemeyen, kendi başarısızlığını rakiplerine şaibe ve çamur bulaştırarak örtbas etmeye çalışan, rakiplerine saygısız bir kulüp kültürünün yaratıcısıdır. bugün beşiktaşlılar ağızlarından köpükler saçarak, nefretle rakiplerine saldırıyorsa sorumlusu tamamen kendisinin 30 yıl önce attığı tohumlardır.

    beşiktaşlılar herkese her şeyi söyleme hakkını kendilerinde görüp, kendilerine en ufak bir toz kondurmadıkları için daha fazla ileri gitmeyeceğim.
  • 153
    “efsane başkan” statüsüne erişmesinde semra özal’ın çok büyük emekleri vardır. çok merak ediyorum, semra özal olmasa o koltukta o kadar uzun süre oturabilir miydi? bir de centilmen başkan olarak lanse ediliyor rahmetli. birilerinin kanatları altında kulüp tarihi boyunca elde edemediğin başarıları kazan, şampiyon olamayınca şampiyon olan takım için “şerefsiz” iması yap! duruşuyla tarih yazan camianın gelmiş geçmiş en centilmen adamı da böyle oluyor işte.

    kimse kusura bakmasın, vefat ettiği için vaktinde yaptığı bu ahlaksızlığı unutacak değilim. tıpkı rahmetli özhan canaydın’ın kulübü çok kötü yönettiğini unutmamam gibi. tıpkı selçuk yula’nın galatasaray’a attığı iftiraları unutmadığım gibi. tıpkı erol togay’ın 83 şampiyonluğumuzu sabote etmesinin unutulmadığı gibi. yine de her şeye rağmen galatasaray camiası, kabir ziyaretlerinde, büyüklüğüne yakışır şekilde, seba’nın kabrini de ziyaret etmeyi ihmal etmiyor.

    vefat yıldönümü vesilesiyle kendisine allah’tan rahmet diliyorum.
  • 86
    yakın akrabamdı süleyman seba. ben, babam ve oğlum hariç belki de sülalemizin %90'ının beşiktaş'lı olmasının sebebiydi. hayatını sevdiği renklere adadı ve aramızdan ayrıldı. kendisiyle 17 yaşımda tanışma fırsatı bulmuştum. istanbul'a üniversiteyi (ytü)kazanıp geldiğim 97 senesiydi. başkandı. psg'yi şampiyonlar liginde 3-1 yendikleri maçın birkaç gün sonrasıydı. geçici olarak üsküdar'da bir akrabamda kalıyor, okuldan ve liseden birçok arkadaşımın kaldığı beşiktaş'taki abdi ipekçi öğrenci yurduna yerleşmek için gün sayıyordum. akaretlerdeki kulüp binasında elimde çömezlik sembolü olan teknik resim dosyası ve t cetveli ile bir-bir aştım güvenlikleri "dayımı görmeye geldim" diyerek, özel kalem sekreteri beni yukarı davet ettiğinde aşağıda bekleşen bir grup gazeteci beni kesiyordu kim bu çocuk diye. pazartesi akşam üstüydü, yönetim kurulu toplantıları vardı. benim sülalemi benden iyi tanıyan epey yaşlı özel kalem müdürü kadın ile koyu bir sohbet ettikten sonra seba toplantıdan çıktı ve ceketinin düğmelerini ilikleyerek beni odasına davet etti.

    yaklaşık 1 saat kadar ordan burdan, ondan bundan konuştuk. keyifliydi. gümüş tabağın içerisinde özel kalemin getirdiği sigaralardan yakıp yakıp söndürüyordu, elleri titreyerek. bizimkilerde bir okuyan adam hasreti vardır. özellikle de yaşlılarımızda. o yüzden çok memnun olmuştu benimle tanıştığına. onun odasından geçilerek girilen toplantı odasından tek tek çıkan yöneticilerle beni de tanıştırdı. bilgili'ye beni yeğenim diye tanıştırdığında bilgili "galibiyetlerden sonra yeğenler ortaya çıkmaya başladı" gibisinden şu an tam cümlesini hatırlamadığım bir zevzeklik yapmıştı. verdi ağzının payını seba.. "öyle değil, sevdiğim bir yeğenimdir, mühendis olacak" demişti. o gün vermiştim bilgili'nin notunu. bilet istemeye gelen bir akraba olarak değerlendirmişti sanırım beni. sonrası zaten malum.. "ahmet dursun seba gitsin" diye tribünleri para karşılığı bağırtan adamdı.

    seba bana kalacak yer ihtiyacım var ise fulya tesislerinde genç sporcular ile kalabileceğimi, herhangi bir ihtiyacım olduğunda onu arayabileceğimi söyledi, görüşmemizin sonunda. ayrılmak için müsade istedim ve elini öptüm. her zamanki gibi, bir abhaz davranışıyla, küçüğü olan beni ayağa kalkıp ceketini ilikleyerek kapıya kadar yolcu etti. hangi takımı tuttuğumu hiç sormadı, ben de söyleme ihtiyacı duymadım, böylesi daha iyi olmuştu. herhangi bir talepte de bulunmadım. tek amacım ailemizin önemli bir büyüğü ile tanışmaktı. tanıştım. çok mutlu olmuştum. her anını kare kare hala hatırlıyorum.

    sonrasında çok karşılaştık tabi. hatta o sürede rahatsızlanmamış olsaydı 2008 de benim nikah şahidim olacaktı, abilerimin olduğu gibi. olmadı. rahatsızdı, gelemedi.

    en nihayetinde; süleyman seba çok güzel bir adamdı. akrabam olduğu için hep gurur duydum. ama onun renklerine hiçbir zaman gönlüm kaymadı. şerefli ikincilikler kısmına gelince; teşvik priminin bile yasak olmadığı, maçların haraç-mezat satıldığı bir dönemin başkanıydı. ne yaptı ne yapmadı bilemem, şerefli ikincilik söylemine ben de çok kızardım. ama bu onun mükemmele yakın karakterinde ihmal edilebilir oldu benim için her zaman.

    mekanı cennet olsun.
  • 100
    kendisi başkan olana kadar 26 yılda 4 kere şampiyon olan at hırsızları, kendisinin başkanlığından sonra 10 yılda 5 kez şampiyon olmuş. çok acayiptir ki mit'in istanbul bölge müdürü adam kulübe başkan oluyor. şunu da belirtmekte fayda var istanbul=türkiye desek yanlış olmaz. seba başkanlığından sonra istanbul'un en önemli arazilerinde beşiktaş'a tesisler kuruluyor. 93 sezonu için galatasaray'a şerefsiz diyor. deme nedeni de kendilerinin 6 attığı takıma bizim 8 atmamız. o yıl mançester'i eleyip şampiyonlar liginde son 8e kalan takım olan biz. ama 85-86 sezonu 35. haftası sakarya'ya 6 atmaları nedense olay olmuyor. son 6 haftada sadece sakarya, rize ve ordu'ya toplam 15 gol atmışlar. ve ta taaaam averajla şampiyon olan takım beşiktaş. şerefli ikinciliklerin takımı. at şikecisi.

    kendi takımı son haftalarca gol yağdırınca şampiyon, biz gol yağdırınca şerefsiz şikeci. hassiktir lan ordan. süleyman seba'ya da hayranlık besleyen bütün galatasaray taraftarları size sesleniyorum; 93 yılında şike yaptınız şerefsiz şikeciler, beşiktaş şerefiyle ikinci oldu o sezon.
  • 162
    eski mit ajanı.

    kendisi için söylenen efendi, saygın, saygılı gibi kavramlar da mitçiliği sayesinde uydurulmuş mitlerden ibarettir. * *

    mit'teki görevi olduğu söylenen komünizmle mücadele kisvesi altında ne mafyalar kuruldu, ne gladyolar büyütüldü, ne kirli ticaretler yapıldı, ne kanlar döküldü, ne karanlık servetler kazanıldı, bilen bilir.

    şerefli ikinci, yersen.
  • 145
    beşiktaş tribünlerinin başkanlığının 15. yılında, bırakmadan(16.yılda bıraktı galiba) kısa süre önce, ilk istifaya çağırdığı günlerde, maçlarda,

    15 sene oldu
    senin süren doldu
    yeter artık seba
    ha siktir oradan ha siktir oradan

    şeklinde istifaya çağırdığı efsane başkanları.

    tepki alınca "ha siktir oradan" bölümünü "artık istifa" yapmışlardır.

    bir de şerefli ikincilik lafıyla galatasaray'ın tertemiz şampiyonluklarına dil uzatmıştır.

    bunların dışında ise başka kelam etmek istemem, ölünün arkasından konuşulmaz, yalnızca genç galatasaraylı kardeşlerimiz bazı şeyleri bilsin.

    allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
  • 160
    beşiktaş jk onursal başkanı.

    kendisi fair play kavramına en en en son yakışacak adamdır. kulübümüzün her sene anması falan olacak iş değil. kendisinin efendi olduğu falan tevatürdür. çakıcıları falan futbola alet eden, devletin türk sporuna ajan olarak gönderdiği bir vatandaştır kendisi. anılacak birisi falan değildir. şerefli ikincilik muhabbeti ile kendi çapsızlığıyla güya bize şerefsiz demiş bir şahıs. ayrıca devletin karanlık işlerinde kullandığı, çakıcılarla ilişkisi bulunan birisi. şerefli ikincilik söylemi ile bize yakıştırdığı sıfatı sonuna kadar hak eden birisi.

    bizdeki gereksiz kibarlığa anlam veremiyorum.
  • 112
    futbol romantikliği, hısım - akraba eş - dost ilişkisi başka şey, gerçekler çok başka şey.

    günahıyla, sevabıyla öldü gitti. sonradan başkalarının anlattığıyla tanıyıp seveni gibi, önceden tanıyıp sevmeyenleri de var. buraya gelip onun üstünden, onur, haysiyet, şeref ölçmek kimsenin haddi değil. eski defterleri açtırtmayın.

    edit: aramızdan bazılarının çok değer verdiği bahse konu olan kişinin artık hayatta olmaması sebebiyle, kalpleri kırmamak adına entry'nin giriş kısmını sildim. umarım bu entry'nin girilmesine sebep olan yazar da, kendi entry'sinde düzeltmelerde bulunur.
  • 120
    romantizm kasmaya gerek yok, hiç saygı duymadığım rahmetlidir. "şerefli ikincilik" dümeni bir yana, "halkın takımıyız" güzellemeleri de ele ayağa düşürüldü zaten.
    yeğeni, kefil olduğu tayfur'dan belli kim olduğu aslında. şöyle bir alıntı bırakayım. merak eden google vasıtasıyla daha "derin" bağlantılara da ulaşabilir belki.

    --- alıntı ---

    1926 sakarya, hendek doğumlu süleyman seba, kabataş lisesi’nde okuması ve sonrasında beşiktaş’ta profesyonel futbol oynamasıyla tam anlamıyla bir semt çocuğu. sakatlığı sebebiyle futboldan erken emekli olması sonrası kulüp üyesi oluyor ve 70’lerin ikinci yarısından itibaren de milli istihbarat teşkilatı istanbul müdürlüğü’nde çalışıyor. türkiye gazetesi köşe yazarı yıldıray oğur’un hafta sonu yazdığı yazıda tuncay özkan’ın “mit’in gizli tarihi” kitabından aktardığı üzere seba’nın “personel işlerine baktığı” belirtiliyor.
    abdullah çatlı, alaattin çakıcı, şükrü balcı vs. gibi isimlerle ilişkilerinin ötesinde mit istanbul bölge başkanı olmasıyla yeterince şüphe uyandıran nuri gündeş’in altında çalışan seba’nın mit’teki görevinin ne kadar tayin edici seviyede olduğu, seba’nın mit’in günahlarında ne kadar payı olduğu ayrı bir tartışma konusu. ancak mit’in, nuri gündeş’in ve onunla ilişkili iş adamlarının(örnek: erdoğan demirören –arşimidis diyeyim ben, siz google’dan tamamlayın-) ellerindeki bu kendi halinde ama beşiktaş camiası içerisinde saygı duyulan “memur” aracılığıyla futboldaki nüfuzlarını artırmak istedikleri kesin.

    bugüne kadar zaten medyaya yansımış olan 1984 kongresinde yaşananlar(alaattin çakıcı) ve erdoğan demirören desteğinin yanı sıra ordu, emniyet, istihbarat çevrelerinin darbe sonrası anap iktidarı döneminde spor yöneticiliğine merak salma trendi de bu iddiayı destekliyor.

    --- alıntı ---

    edit: dedem işkenceci bir yapının çalışanı olsa, çok övünerek anlatamazdım.
    metin kurt yalnızlığı süleyman seba kalabalığından yeğdir.

    http://sendika10.org/...lnizligi-ozan-horoz/

    --- alıntı ---

    81 yılında cavit çağlar bursaspor başkanlığı, cem uzan 90’lı yıllarda istanbulspor başkanlığı yapmıştır. nereden geldiği belli olmayan bu para akışının bir şekilde aklanmasının aracına dönüşen 80’li yılların futbolu, devletin mafyası ve gayri resmi kurum ve kişileriyle dahil olmaya çalıştığı bir süreçtir. konumuz bağlamında üzerine methiyeler düzülen süleyman seba, dönemin beşiktaş camiasıyla ilişkileri olan, kongre üyesi ve eski mit emeklisi bir devlet ‘’büyüğü’’ olarak devlet tarafından devlet-mafya ilişkilerini düzenleyen gayri resmi müzakerecisi sıfatıyla türkiye futbolunda aktif bir aktörü olarak rol almaktadır. teoride doğrultu dergisinde bedrettin kılıç, “futbolun ölümü ve kurtuluşu” başlıklı yazısında meseleyi şu şekilde özetlemektedir: “turgut özal’lı yıllarda ise kulüpler daha ziyade kara para aklamanın paravan yerleri olmuştur. nurettin güven ve turan çevik gibi uyuşturucu kaçakçılarının malatya spor’a, hayali ihracatçı hasbi menteşoğlu’nun samsunspor’a başkanlık yapmaları en bilinen örneklerdir. 1984’de beşiktaş kulübü başkanlığı seçimindeki koalisyon ise türk futbolunun o yıllarını ve mafya-devlet-sermaye ilişkisinin geldiği noktada bir semboldür. silah tüccarı ve yer altı dünyasıyla sıkı ilişkideki mehmet üstünkaya’nın karşısına mit’çi süleyman seba çıkar. s. seba’nın finansörü mesut pandır, hayali ihracatçı ertan sert ve turan çevik’tir. bunların yanında t. futbol federasyonu’nun başkan vekili polis şefi affan keçeci vardır. bu işi ünlü mit’çi nuri gündeş organize etmiş, seçimler sırasında da a. çakıcı’nın adamları kongre salonunda ‘güvenliği’ sağlamıştır.” böylesi şaibeler ve ilişkiler sonucu beşiktaş başkanlığına getirilen süleyman seba, tam 16 yıl boyunca bu görevi sürdürmüş ve “mütevazi” görüntüsünün altında türkiye futbolunun kademeli şekilde ticarileşmesi ve resmi devlet aklının timsali olmuştur

    --- alıntı ---
  • 169
    (bkz: 28 şubat 2024 beşiktaş konyaspor maçı)

    sadece dünkü maçlarında değil, hemen her maçlarında başta ali sami yen olmak üzere galatasaray camiasına ve değerlerine küfürü, fetö ile ilişkilendirme işlerini alışkanlık haline getiren beşiktaş taraftarını görünce, eskiden övündüğüm ve galatasaray farkı olarak gördüğüm, rahmetli seba'ya gerek ölüm yıl dönümlerinda resmi sitemizden anma mesajları yayınlanması, gerekse de rahmetli ali sami yen'in ölüm yıl dönümlerinde feriköy'deki mezarlığının kulübümüzce her ziyaretinde o mezarlıkta bulunan seba'nın mezarının da ziyareti konularında artık kendisine gereksiz bir paye verildiğini düşünmeye başladım.
    elbette biz de kendisine küfür edelim, sayalım, sövelim demiyorum, bize yakışmaz da zaten, lakin yaşı genç olanlar belki hatırlamaz ama unutmayalım ki "şerefli ikincilik" gibi kendi beceriksizliklerini ve başarısızlıklarını rakibine (tabi ki burada kast edilen galatasaray kulübü) bok atarak örtmenin başlangıcını veren, literatüre sokan kişi kendisiydi zamanında, ki bunu söylediği rakibi 85-86 sezonunda averajla ikinci olduğunda dahi bu şekilde bir dillendirmede bulunmamıştı, edebiyle 14 yıl mücadele ederek bileğinin hakkıyla s.ke. s.ke aldığı 86-87 sezonu şampiyonluğuna dahi laf attı bunlar.
    bu zihniyete göre kendilerinin her şampiyonluğu tertemiz, pür-ü pak ve helal bir başarı öyküsü iken, söz konusu galatasaray'ın şampiyonlukları ve başarıları olduğunda mutlaka işin içinde bir alavere dalavere vardı, ki o günlerde filizleri atılan bu zihniyetin neticelerini bugünkü jenerasyonlarında farklı bir seviyede rahatlıkla görebilmekteyiz.
    inanabiliyor musunuz, taraftarını geçtim spor medyasının içinde dahi galatasaray'ın 92-93'de şampiyon olmak için ankaragücü'ne son maçta en az 8 tane atması gerektiğini zanneden, ya da işine gelmediği için ve toplumu rahat manipüle edebileceği inancıyla öyle kabul eden insanlar var.
    işte tüm bunların filizleri kendisi zamanında atılmıştı.
    bu arada en büyük fetöcülerden olan ve bugün nerede olduğu bilinmeyen ihsan kalkavan da kendisi zamanında beşiktaş kulübünün en "aktif" yöneticilerinin başında geliyordu. hani dua ile, himmet ile diye dillerinden düşürmüyorlar ya adımızı anarken, anti parantez bunu da eklemek istedim.
    kısaca, elbette küfür etmeyelim ama çok da hayırla yad etmeye gerek yok kendisini bence...
  • 139
    beşiktaş taraftarının hakaret ederek gönderdiği efsane başkanları. centilmen miydi bizim şampiyonluklara laf attıydı falan o mevzuya girmeyeceğim. benim dikkatimi çeken husus bu adam mit'in istanbul sorumlusuydu. her ülkenin istihbarat teşkilatları öyle veya böyle kirli ilişkilere girer ki girmelidir. bir devletin iç güvenliğini sağlayacak polis teşkilatı dış güvenliğini sağlayacak askeri teşkilatı varken ülkelerin istihbarat teşkilatı kurmalarının sebebi bu durumdur. hal böyle iken bir mit mensubunun bir spor kulübüne başkan olması gerçekten çok ilginç. aynı durum bizde olsaydı ne derinliğimiz kalırdı ne de illegal işlere girdiğimiz iftiraları.
App Store'dan indirin Google Play'den alın