• 19
    bilinçli bir birey popüler kültüre karşı dik durur. yani telefonu kullanıp kullanmama insanın özbenliğiyle ilgili bir durumdur. teknolojiye karşı koyabilme, beşeri kalabilme durumudur. paris louvre müzesine gittiğimde meşhur mona lisa tablosunun önünde yüzlerce turist elinde fotoğraf makinasıyla fotoğrafını çekiyordu ben durdum tabloya baktım fotoğraf çekmeye gerek duymadım. kimine göre anı ölümsüzleştirmedim ama hissiyatı ölümsüzleştirdim.
  • 4
    (bkz: yasaklar ülkesi)

    bu yasak sebebiyle oluşacak toplumsal zarar, yasaktan elde edilecek faydadan katbekat fazladır.

    yasaklar hukuk devletinde istisna olup toplum yararı nedeniyle getirilebilir. terazide faydası bariz şekilde ağır basmıyorsa o kural yasak değil, diktatöryal zorbalıktır.

    her sorunu yasakla çözmek faşizmin araç menüsündeki kısa yollardan biridir.
  • 1
    taraftarın oyuna etkisi anlamında haklı bir serzeniş ve talep ancak hiç bir zaman gerçek olamayacaktır. yasaklarla bir şeyleri başarmaya çalışmak yerine anın tadını çıkarmanın daha kıymetli olduğunu anlatmak lazım taraftarımıza. her şeyin sosyal medyada sanal takdirlerden ibaret olmadığını öğretmek lazım. maç sonu, maç önü istediğin kadar paylaşım yap. mesela ben 111 nolu alandayım ve oyuncular ısınırken genelde yanımdaki merdivene yığılma olur fotoğraf çekmek için. çok da doğal karşılarım bunu. ama maç içinde korner atılırken sırf golü kaydetmek için video çekmeyi anlayamam. maç sonu çekilen üçlüyü kaydetmeni anlarım ama maç içinde tribünleri çekmeni anlayamam. maçı kaçırıyorsun orada, dönmüş tribünü çekiyor. saçma, kusura bakmayın. sen o an rakibin ya da hakemin senin zararına yaptığı bir hareketi görmüyorsun ve tepki vermiyorsun. tribünde bir zombi oluyorsun resmen. senin orada olma nedenin sahada olanı biteni izlerken stattaki havayı yaşamak olmalı. sosyal medyada beğeni kasacaksan bir zahmet başka yere git. tabi kimin ne yapacağına karar vermek haddim değil, en fazla tavsiye verebilirim. ama taraftarları bu konuda yönlendirmek lazım. kulüp bu konuda bir çalışma yapsa ve tribünlerde bir kaç bin kişiyi doğru şekilde yönlendirse hiç yoktan iyidir. yoksa gidişat pek iyi değil.
  • 22
    bu tarz bir yasak yanlıştır. olumsuzluklarla sonuçlanır.

    amaç maçın içinde olmak, rakibi ve hakemi baskılamak, coşkulu bir ortam oluşturmak ise kimseyi üzmeden yapılacak etkili hamleler var.

    1- #telefonubırakanıyaşa gibi sloganlarla insanlara derdimizi anlatmak, bilinçlendirmek bir yöntem. bunların işe yaramayacağını düşünmek hem insanları küçümsemek hem de baştan pes etmektir. sosyal medyayı ülkemizde bizim gibi kullanan başka takım taraftarı var mı? bu şekilde başta 100 kişi kazanırsın, sonra 1000, sonra 10.000...

    2- borussia dortmund'un gelbe wand tribünü gibi bir ya da iki kale arkasında koltulkarı söküp etkili tezahürat yapan ateşli taraftarları bir araya getirmek ve bu sayede ayrıca kapasiteyi artırmak da bir diğer hamledir. (dortmund'da avrupa maçlarında uefa kriterleri gereği koltukları takıyor, sonra geri söküyorlar)
    ben kombinemi stadımızda her sene başka yerden alıyorum. sezon içinde de kombinemden bağımsız farklı tribünlerden bilet alıp gözlem yaptığım oluyor. üçlü çekildiğinde "çök çök" diyen müşteri ile "tek başına zıplarken yalnız kaldığını hisseden" taraftar aynı tribünde olabiliyor. bu hamle ile bunların önüne geçeriz, herkes rahat eder. legia warszawa'nın stadında tüm tribünler mi bağırıyor? hayır. kale arkasındaki kemik tayfa sesiyle ortalığı kasıp kavuruyor ve şovunu tüm dünyaya yapıyor. gelbe wand da böyle. bursaspor'un teksas'ı da böyle. koreografiler de genelde buralarda yapılıyor. tüm tribünlerin katıldığı koreografiler azdır. 50.000 kişiden aynı şeyi bekleyemezsiniz ama 8-9.000 kişiyle öyle bir şov yaparsınız ki rakibin aklı gider.

    3- sürekli yarışan, her sene avrupa'da ilerleyen bir takım yapıldığında zaten ilgi kaybolmayacak, kültür oluşacak. tribün bir kültürdür, zamanla olulşur. bu kültür kısmen yok muydu bizde? vardı. işte son sözüm de o kültürün yozlaşmasına yol veren abilerime:

    sami yen kapalısındaki abilerim, eski açıktaki kardeşlerim;

    passolig çıktı, tff şöyle yaptı, şike cezalandırılmadı, siyaset spora karışıyor vb. gerekçelerle siz gidince yerinize müşteriler geldi. tribünler yozlaştı. bilirsiniz hayat böyledir. sistem, boşluğu hemen doldurur. biz passolig'e bayılıyor muyuz, siyasete hayran mıyız? şikeye ceza verilmemesinden mutlu muyuz? siz tepkinizi tribünden uzaklaşarak verince ne kazandınız? galatasaray kaybetti. biz tepkisini stadda verenler yalnızlaştık. hepimizin ortak sevdası galatasaray değil mi? bırakın allah aşkına şu boykotu artık da olması gereken yerde, tribünde hep birlikte tepki verelim neye tepki vermemiz gerekiyorsa. şikeye de, spora karışan siyasete de, tff'ye de, passolig'e de... sizin boykotunuz başkalarına yaradı, galatasaray'a değil! tribünler yozlaştı, akıllı telefon taraftarı arttıysa, sebebi sizin tribünden uzaklaşarak bu duruma yol vermeniz. ulan top rakipteyken ıslığa başlıyorum, yanımdaki ters ters bakıyor. durmam imkansız en sonunda pes edip başka yerden izliyor. kendi bilir, isterse evinde izlesin ben o ıslığı çalarım. tribünlerin halinden memnunsanız siz bilirsiniz, değilseniz evde oturup dırdırlanmak yerine gelin birlikte olalım. galatasaray iyiyse de kötüyse de her olan bitene yerinde tanıklık edelim.

    lütfen eve dönün artık!
  • 3
    olmayacak duadır.

    oldu olacak, "cüzdanlar kontrol edilip, parası olanın stada girişinin yasaklanması" yapalım. destekleyecek taraftar, "bağıracak" taraftar için telefonmuş, kameralıymış, kamerasızmış farketmez. bende de var kameralı telefon, başlığı açan arkadaşımızda da olduğunu düşünüyorum. ben de tam gaz destek veriyorum, eminim ki başlığı açan arkadaşımın da desteği tam gazdır. burada önemli olan insanların kafasını değiştirmektir. kamerasız telefonu yasaklarsın, herif 3310 ile gelir başlar konuşmaya kız arkadaşıyla. engelleyemezsin. olay tamamen zihinlerde yer edinmelidir. her maçta staddaysak eğer, bir maç müthiş taraftar desteğiyle oynadığımız maçı, bir maçta taraftarın çekirdek çitlediği maçı izlemek kâfidir.
  • 9
    bir insan haklari ihlalidir. maça giderken, maç esnasinda veya cikisinda hiç mi telefona ihtiyacimiz olamaz? çolugumuzu, çocugumuzu gonderiyoruz maça, basina bir sey geldiginde beni aramak yerine tezahurat mi yapacaklar yolun ortasinda? telefon yasaksa gondermem cocugumu cehennem gibi 50 bin adamin oldugu yere diyecek binlerce aile var bu ulkede ve haklilar. ayrica size ne ulan? her boka yasak, her boka yasak! yettiniz artik. hayatimda maca gidip fotograf cekmedim ama ceken de ceksin. cok sevdigi bir futbolcuyu, stadi, çimi, parkeyi olumsuzlestirmesinden size ne?

    kamerasiz telefon mu kaldi ayrica? panasonic g600 satiliyor sanki ortamlarda.
  • 17
    geçelim bütün spor organizasyonlarını, konserlerini falan da kendi stadımızda bu işi nasıl önleriz ona bakalım. bu işin bence tek olur tarafı şudur; yönetimle bağlantıya geçilir, futbolcuların maça "telefonu bırak maçı izle" tarzı bir pankartla çıkmaları sağlanır, aynı ya da benzer bir kaç pankartın stadın muhtelif yerlerine asılması sağlanır. bu, 2-3 iç maçta tekrarlanır. gerekirse koltuklara tanıtıcı broşürler bırakılır ve tabi ki sosyal medyadan da desteklenir bu çalışmalar. başlığı açan arkadaşın duygularını çok iyi anlayıp ona katılsam da maalesef bu iş yasaklamayla falan olmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın