• 1
    sözlükteki yazarları eleştirilerinde, galatasaray ve değerlerine karşı daha saygılı, seviyeli ve hoşgörülü olmaya itmesini umduğum ve uzun süre boyunca gündemden düşürmeyeceğim yeni bir akımdır. herkesin kendine göre bir yazar karakteri olması gayet normaldir. amacımız asla yazarları kısıtlamak ve baskı altına almak değildir. sadece biraz daha yapıcı yazılar yazılmasına teşvik etmektir. tüm yazarların düşüncelerine, yeri geldiğinde zıt düşsek de saygı duymak, galatasaray sevdalılarını diğer taraftarladan ayıran en büyük özelliktir.
  • 3
    (bkz: söyleyecek sözü az olan adam)

    çocuk evin beton merdivenlerine dikmişti gözlerini. bütün çocuklar yapar ya bazen. ne beklediğini, neye baktığını bilemezsiniz o anda. akşamın güneşi, rüzgarın küçük oyunlarıyla havalanan toz ve küçük kağıtlar bile vardı baktığı sahnede. öyle bir an geldi ki, bu sahneye bakarken. bir an gözleri kararır gibi oldu. artık merdivenden gelmesini beklediği, akşam işten eve dönen babasının da fazla bir önemi kalmadı küçük gözlerinde. tansiyonu mu düşmüştü ? muhtemelen hayır. zaten dört,beş yıllık beyninde; ne tansiyon kavramı vardı, ne de onun düşmesi. sonradan öğreneceği şekilde, arkadaşları da benzer anı yaşamıştı. kimisine saatin tiktakları anlamlı hikayeler anlatmış, kimisine de zamanlar uzamış, kısalmıştı uykularında. çoğu umursamamıştı bunu. annelerinin pişirdiği kek ve çayı gırtlaklarından aşağı yutarlarken, eriyip gitmişti bu anlar çoğunun damaklarında. bazısı da orta yaşlı adam olduklarında bile, uyuduğu odada saat bulundurmayan tipler olup çıkmıştı.

    inatçı bir çocuktu o. umursayacağı tuttu. ciddiye aldı. kabullendi o anı. bir daha zamana, mekana ve eşyaya başka gözle bakamaz oldu. derin bir uykudan uyanmıştı sanki. kendisi vardı, başkaları vardı, zaman vardı, mekan vardı ve irili ufaklı bir sürü küçük olay vardı. onu zamandan koparan o kısacık ana sebep göz dalması objeleri gibi.

    az daha büyüsün, yaşadığı saçmalıklarla kıyaslayınca, sandığından çok daha az şeyi olduğunu öğrenecekti. dili olduğuna göre, diline dolanacaktı bu şey. gırtlağında bir düğüm, sözlü pandomimcilere savurmak istediği bir var olma küfrü. çakılmış bir kibrit gibi parladı ve söndü zamanın o günü. geçmişteki yerini aldı.

    ve hala,

    söyleyecek ne kadar az şeyi vardı.
  • 4
    ilk, yani daha yeni yeni ısınma turları atılırken zannedilebilir. muhtemelen birçok arkadasımız da zannetti. ve zannedenler de hâlâ bulunmakta.
    ama çok açık şekilde söylüyorum; '' herkes hatasını görebiliyor. bir yanlış ertesinde doğrular geliyor. üzüm üzüme bakarak güzelleşiyor. kıvam oturuyor.''
    kısacası uyumsuzluk kalkıyor. tabii ki yardımsever arkadaslarımız var. onların büyük katkısı ve tatlı dili ile güzelleşiyor burası.

    daha rastlamadım ilk zamanlarında çok ters olan birinin hâlâ aynı yörüngeyi takip ettiğine.
    kendi yağımızda kavruluyoruz aslında. tadımız güzel, yağımız rafine tariş.

    çok mu zordayız mesela? bence değiliz.
    örnek vermek istiyorum:

    aslında hatırlayan var mıdır bilmiyorum. lakin yıllar önce beyoğlu'nun nasıl bir yer olduğu aşikar. her sokak pislik kaynıyor. birahaneler o dönemin yontulmamış delikanlıları ile kalkınıyordu. ara sokaklarda üçer beşer toplanmış herifler insan gözlüyor, sigara tüttürüyordu.
    bir de sinema salonu diye içine girdiğiniz mekanlarda yeşilçam porno film sektörünün en gözde filmleri oynatılıyordu. yani anladığınız üzere dışarası ayrı
    içerisi ayrı bir dert idi.

    peki ya ne oldu sonra ?

    o beyoğlu'na kütüphaneler, insanların oturabileceği ve muhabbet edecekleri kafeteryalar açıldı. çiçekli böcekli desenler çıkıverdi ortaya.
    ha şimdi ha yarın derken seviye yükseldi. insanların ilgisini çekti. nerede o eski çöplük sokak? kalmadı eser...
    bütün olumsuz sayılabilecek beyoğlu envanteri kaldırıldı. çehresi değişti oranın. ve tabii böyle olunca eski bıçkın sokak delikanlıları uğramaz oldu.
    çünkü ilgilerini çeken bir şey kalmamıştı ki.

    kıssadan hisse diyelim mi ?
    ...
  • 5
    artık ben başta tüm yazarların olmaması için çaba vermesi gereken durumdur. yazarların artık karma olayını bir kenara atıp, kim on numara vermiş, kim ofsayt vermiş, niye vermiş şeklindeki muhabbetleri umursamadan ve belli bir saygı seviyesinde yazılarını rahatça yazması, sözlüğümüzü köy kahvehanesinde maç izleyip ona buna küfreden insanların seviyesinden çok daha yukarılarda tutacaktır.
  • 6
    sözlük modern kahvehanedir. evet aynen böyledir. insanların sosyalleştiği her konuda fikirlerini dile getirdiği, karşısındakini dinleyip değerlendirdiği, eğlenilen yerdir. uyuşturucu satılan, kumar oynatılan porno seyredilen yerlere kahvehane demeyin lütfen. bir zamanlar babalarınızın dedelerinizin toplanıp çıkmadıkları yerleri böyle ucuza satamazsınız.
  • 9
    sözlük ortamında küfür yeri geldiğinde kabul edilebilir bir olaydır. fakat ne zaman olay sokmalı çıkarmalı bir hal alırsa o zaman olay değişir. tüm yazarların kendine göre bir üslubu olması gayet normaldir. fakat olay forum tarzına döndüğü anda boka sarar. yok ben sana soktum, yok sen benden çıkardın, yok oramda değilsin, yok burama takmıyorum tarzı yazılar normal bir ortamda bile çirkin kaçar. sen bana birşey yaparım belanı dedin, sözlükten atılman lazım. tamam lazım ama peki sen yazında bir yerimde değilsin yazınca bu bana hakaret olmuyor mu? o zaman senin de atılman lazım. dolaylı yoldan bana hakaret ediyorsun. birine bir yerimde değilsin demekle ona bişey yaparım belanı demen arasında bir fark varmı? bu iki cümleyi karşındaki bir insana söylesen bir ortamda ne karşılık verir sana? adamın bir yerinde değilmişim ya çekip gideyim demez sanırım. ben kendi adıma küfür olayına karşıyım. olayı bayan yazarlar açısından düşünecek olursak; onlar da bu durumu pek iyi karşılamazlar sanırım. yani dişi aslanlara olan saygımızdan dolayı bile yazarken biraz daha dikkat etmeliyiz. olayı sadece yazarlarla da sınırlamayalım. bu yazıları okuyan binlerce insan var. bu tarz yazıları okurlarsa bir daha bu sözlüğe uğrarlar mı? amacım asla kimseyi kişisel olarak yargılamak değil. ama bu sözlüğün en büyük özelliklerinden biri galatasaray takımına bağlı olan insanlara hitap etmesi. bize düşen görev her zaman seviyeli bir üslupla yazıp okuyanların gönlünü hoş tutmaktır. eğer bu seviyeyi düşüren her kim ise, sözlükteki yöneticiler görevini yapar. her zaman söylediğimi hatırlatayım; eğer sözlükte yanlış işler yapan ben isem, kendi adıma bugün sözlükten atılmaya razıyım.
  • 10
    fikirlerini ifade etmekte zorlanan insanların başlıca sığınağı küfür olduğu için, bol küfürlü metinleri gören bir kişi; yazarın kalemi gayet kuvvetli bile olsa, "bu kadar sık argo ve küfüre başvurduğuna göre iki lafı bir araya getiremiyor." şeklinde düşünecektir.

    sözlüğün işleyişinde karşılaştığım; 1-2 tanesi haricinde desteklediğim yaptırımların ve önleyici uygulamaların, "bel altı" edebiyatına pek uğramadığını görmekteyim. bunun neden olduğunu açıkçası merak etmiyor değilim.

    galatasaray ismini taşıyan platform; noktalara, anketlere, ofsaytlara dikkat ettiği kadar "sin-kaflara" da dikkat etmeli.
  • 11
    üye olduğum gayet sıradan bir forumda, oturma organımız argo biçimiyle yazıldı diye patır patır adam ayıklanırken;
    galatasaray ismini taşıyan, bu isimden mesul olan, ve bu mesuliyetin beher yazar tarafından hissedilmesi gerektiğini düşündüğüm (buyurmuyorum, kendi kanaatimdir) için, şiddetle karşı çıktığım "küçümseyici" zannetmedir.

    biz birbirimizi biliriz, bilmediklerimizle de tanışır, öğreniriz elbet. mesele sadece senin, benim ne yazdığımız değildir. yazdıklarımızı okurken ne düşündüğümüzden ibaret değildir sadece.
    dışardan; "burası ne menem bir yermiş" diye bakan gözlerin, "galatasaraylılığı" görebilmesi gibi önemli bir eklenti vardır.

    galatasaray adının olduğu her yerde büyüklük vardır. aksini düşünen var mı?
    ben kişisel olarak bu büyüklüğü hiçbir cendere içinde veya "bırakınız yapsınlar" rahatlığıyla küçültemiyorum.

    argo konuşmaktan özellikle kaçınmam, özellikle dikkat etmem. ağzım hafif bozuk da sayılabilir. ama burasının bir önemi var ise, ki ben olduğunu düşündüğüm için buradayım, bazı şeylere dikkat etmek faydalı olacaktır. hani odada yalnız otururken rahatızdır da, peder bey ya da valide hanım teşrif edince toparlanırız ya, o misal. bu sözlük bunu hak ediyor.
    hak etmeli,
    hatta bana sorarsanız, hak etmek zorunda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın