• 201
    ruh hastası bir taraftar profili var maalesef bu sene galatasaray'ın... sırf bu taraftar profili yüzünden galatasaray başarılı olmasın istiyorum çünkü başarılı sezonlardan sonra hortluyor bu bir boku beğenmeyen, her şeyi en iyi kendisinin gördüğünü ve bildiğini düşünen, kadir-kıymet bilmeyen, önüne gelen her şeyi en ufak bir düşünce süzgecinden bile geçirmeden kabullenip sağa sola saldıran kitle... bunların çoğunun da zaten takım taraftarı değil de yabancıların clout chaser bizimkilerin ilgi delisi dediği türden en çok reyting veren yer neresiyse oraya göçen seyirci ve negatif tayfa olduğuna adım gibi eminim ama ispatlayamam.

    günün yangını "nasıl opsiyonsuz kiralık adam alırsınız"... ya birader bir nefes al, en ihtiyacın olan bölgelerden birine transfer yapılmış geçici olarak, bir sal insanlar işlerini yapsın. belki şimdilik pansuman yapalım bizi sene sonuna taşısın dendi; ki net olarak bildiğim lorenz assignon 1 numaralı tercih değildi ve esas istenen oyuncuyu kulübü götümüzde ayı bağırıyor diyerek bırakmadı ara transferde; sene sonu esas hedef belki daha kolay düşer önümüze biz de üçüncü-beşinci tercihimiz olan adamı zorla almış olmak zorunda kalmamış oluruz dendi...

    bir bok bilmeyen, bir bok bilmediğini de bilmeyen bu tayfadan gına geldi özellikle bu sene... sonumuz hayrolsun.
  • 205
    ihalenin kalacağı son güruhtur.

    alınan tişörtün 3-5 kere giyilip atıldığı, her türlü algı manipülasyonunun kol gezdiği sosyal medya çağında, yıllardır sistematik olarak cehalete sürüklenen bir coğrafyada, aralarında galatasaray’ı çıkarsız sevenleri suçlu falan değillerdir.

    taraftarlığın rasyonel olması gerekliliği de nerden çıktı? onları sakinleştirmesi, doğru yönlendirmesi, bir amaç etrafında birleştirmesi gerekenlere gösterelim tepkimizi.
  • 206
    her zerresinden iğrendiğim, artık dışarda galatasaray taraftarı görünce yüzümün ekşimesine sebep olan topluluk. fenerbahçe'nin bize verdiği zarar varya bu topluluğun verdiği zararın yanında devede kulak bile değil. bu topluluğun kafasına vura vura sadece forma al ve maça gel gerisine karışma demek lazım. hadi onu yapmıyor musun, baya baya hukukçularla bir grup kurup; galatasaray'ın futbolcusunu değersizleştiren, yemeye ve yedirmeye çalışan, şikecilere yem eden, sürekli kötüleyen bu şımarık topluluğa davayı dayayacaksın. sosyal medya kullanırken, simariklik yaparken iki kere dusunecekler.

    hani kucukken babadan şöyle sağlam bir dayak yersin de o dayağın kattığı olgunluğu ileride çok iyi anlarsın, aynı o dayak gibi bir şey olmalı bu davalar, şımaranlara iyi bir olgunluk katar. iki kere düşünmeyi öğrenirler. sonra kerem gibi yıldız futbolcularımızı bedavadan biraz pahalı paralara yollamayız.
  • 207
    uefa kupasına giden yolu yaşamamış, 2006’da orta sahasında sadece alioum saidou ile son maçta ezeli rakibinin elle attığı goller sebebiyle el değmemiş temiz bir lig istiyoruz sloganıyla maclara çıkılan bir sezonda, üstelik son maç malum camianın rakibi rahat etsin, maçı bıraksın diye organize ama amatör bir şekilde 16 dakika uzatılmış bir maç sonucu şampiyonluk yaşamamış, son altı haftada sağlık sorunları sebebiyle istifa eden hocası sebebiyle 2 belki de 3 numaralı yardımcı antrenörüne teknik patronluk verip de sezonu lider tamamlamayı tatmamış, yine aynı malum rakibi ve kucağındaki köpeği şike soruşturmasında cas ve yerel mahkemelerde suçlu bulunduğundan kadroları zayıflarken, aman hocam diyen yayıncı kuruluş patronunun ve donemin tff başkanı hatta türkiye cumhuriyeti başbakanının da katkılarıyla play-off isimli garabette; son maçta yıllardır top oynayarak kazanamadığı deplasmandan belki de kapanarak kupayla çıkmanın anlamını kavrayamamış, ekonomik sıkıntılar içerisindeyken murat sözkesen’e, ahmed barusso’ya, lucas ontivero’ya heyecanlanmamış, belki de büyük çoğunluğunu gen z adı verilen armut piş ağzıma düş şeklinde büyüyen jenerasyonun oluşturduğunu düşündüğüm topluluk. arkadaşlar biz fenerden de real madrid’den de 6 yedik, puan farklarını da kapattik, hem içeriyle hem dışarısıyla da mücadele ettik. fakat biz ettik, biz olarak ettik. fatih terim meme‘leri yapanların da, maç devam ederken oyuncusunu ıslıklayanların da, kulüp üzerinden kendi çıkarlarını gözetenin de allah belasını versin. değerlerinizin içini boşaltmaktan vazgeçin. bizler düştüğümüzde ayağa kalkmayı, galatasaray’dan ve galatasaraylılardan öğrendik, bizleri mahcup etmeyin.
  • 209
    "bizde eleştiri kültürü var yea" diye bir argüman ortaya atıldı son yıllarda. bir kısmı eleştiriden ziyade oyuncusuna hakaret ediyor, küfürler yağdırıyor. olayı da kişiselleştirdiği için oyuncusu iyi oynasa bile rakip kötüydü diyor, hala oyuncusunun eksiklerini sıralıyor. yahu adam gol ve asist katkısı yaptığı halde söylüyor bunları. zaten hiçbir eksiği olmasa real, city sana bırakır mı? porto, ajax modeli vs diye de ağlarlar arkada ama sabır olmadığı için oyuncusunun gelişimine köstek olurlar, mobbing uygularlar. tüm gs taraftarı için söylemiyorum ancak son yıllarda şımarıklığın dozunu artıran bir kesim var.
  • 210
    eleştiri kültürünün değil, tüketim topluluğunun etkisi altına girmiş güruhtur. roma'nın bir günde kurulmadığını, başarının bir günde gelmediğini bilmeyen daha doğrusu bu kadar sabrı olmayan topluluktur.

    bunun nedenleri var. reklamcıyım. toplumsal psikoloji ve tüketici davranışı psikolojisini biliriz ve bunu işimizde sık sık kullanırız.

    bu kadar hızlı sonuç isteyen, bir hataya bile tahammül edemeyen, kaliteli futbolcunun maç içerisindeki anlık performanslarından bile genelleme yapıp iyi futbolcunun kötü olduğunu iddia eden kitle bunu böyle yapmak zorunda bırakıldı. çünkü insanların dikkat aralığı çok kısaltıldı. ama bunun bir sebebi var.

    sebebi, tüketim topluluğu. sosyal medya, markalar ve reklamcılar bunun böyle olmasını istiyor. insanlar ne kadar fazla tüketirse, o kadar yenisi için koşullanıyor. fazla tüketim, daha fazla platformda kalmak demek, daha fazla alışveriş demek.

    çok değil daha 7-8 yıl öncesine kadar 3-4 dakika süren reklamlarımız vardı. bu kadar uzundu çünkü insanlar ürün hakkında daha çok bilgi almak istiyor, videonun tamamını izliyordu. buna zamanı da vardı, sabrı da. şu an reklamlarda maksimum 25-30 saniyelik videolar kullanıyoruz. çünkü insanların videonun hepsini izleyecek sabrı yok. bir an önce sonuca geçmek istiyor. ne kadar bilgi aldığının çok da bir önemi yok. bakın, para harcayacağı ve doğru bilgi almadığı takdirde para kaybetmesi muhtemel bir aksiyon için bile sabrı yok. çünkü alışkanlıkları hızlıca bir sonraki içeriği tüketmek üzerine oluştu.

    filmlerden, dizilere, reklamlara, izlediğimiz videolara kadar her şeyin tüketim süresi azaldı. insanlar artık eskisine göre çok daha hızlı dopamin salgılıyor ve hemen yenisini istiyor. daha hızlı istiyor. kötü olan videoya tahammülü yok, kötü olan hiç bir şeye tahammülü yok.

    başarının da öyle. başarının da hızlı gelmesini istiyorlar, paranın da. sosyal medyada bir takipçi kitlem var, yaptığım işle ilgili. insanların sonuca çok daha hızlı ulaşmak istediğini ve asla sabırlı olmadıklarını net görebiliyorum. ve yıllardır işin içinde biri olarak, bunun sadece başarısızlık getirdiğini çok iyi biliyorum.

    toplumda oluşan hızlı tüketim patterni, hayatın her alanına sirayet etmiş durumda. hal böyleyken elbetteki futbol seyircileri de eskisinden çok daha sabırsız. lakin bu sabırsızlık başarıyı değil, başarısızlığı getiriyor. futbol da bir iş kurmaya benziyor, sabırla günden güne iyileşerek yeni ve başarılı bir şey inşa ediyorsunuz. ve bu yol hiç de arzu edildiği gibi kısa ve dikensiz değil.

    üzgünüm fakat böyle yaşayarak başarıyı yakalamak da çok zor, mutlu bir birey olarak yaşamak da.
  • 211
    eleştri kültürü ayağına 2 sezon 'ligdeki her pisliğe rağmen' şampiyon olmuş takımı yiyen topluluk. bu takım da 3. sezona diğer 2 sezona göre daha iyi başlamışken hem de...

    bunlara kalsa her sezon 10 oyuncuyu postalayıp yeni 10 oyuncu alınmalı. devre arasında tekrar 5 gitsin 5 gelsin.

    dünyada başarılı hiçbir kulüpte böyle bir değişim yok. açın bakın uefa kupası kazanan sevilla geçen sene 1 takviyeyle devam edip kazandığını görün misal.

    fenerlilerin can yoldaşları sizi. el frenisiniz el.
    bu devirde biraz paran varsa özellikle z kuşağını gütmek çok kolay sosyal medya ile.
  • 212
    kerem'in en büyük hater'larından iki tanesini yakınen tanıyorum.

    bu adamların ortak özelliği şu. her sene yeni transfer isterler ve yabancı futbolculara ekstra hayranlık duyarlar. eski futbolcular form düşürse hemen yerine fifa'dan adam ararlar.

    mesela zamanında burak yılmaz'ı da hiç beğenmediler. yönetimin beceriksizliği ile bunların yangını birleşince şampiyonlar liginde şov yapan adamı 3 kuruş paraya sattık. aynısı kerem'de de yaşandı.

    bir örnek daha vereyim. 2018/2019 şampiyonluğumuzda tüm maçlarda tribündeydik. gomis'in satılıp forvetsiz şampiyonlar ligi maçlarına çıktığımız o sezon. adam ilk maçta eren'in ayağına top gelir gelmez ıslıklamaya başladı. sanki gomis'i eren göndermiş gibi. o sezon bıkmadan usanmadan eren'in psikolojisi bozulana kadar ıslıklamaya devam etti. tribünün çoğu da buna katıldı. sonra tepine tepine diagne'yi istedi ve gelince baş tacı yaptı. hala bu olaylarla dalga geçerim ve yüzü kızarmaz.

    sözün özü bu adamlar aramızda hep var oldular. ben şu anda fenerbahçe'lilerle dalga geçer gibi umarsızca dalga geçiyorum. siz de geçin. belki utanırlar.
  • 213
    aslında şımarık değil başka kelimeler kullanmak lazım ama sözlük kuralları izin vermiyor.

    iğrendiğim ve nefret ettiğim insanları içinde barındırıyor bu grup. eleştiri diye saldıran, tek maçta herkesi çöp ilan eden, gözü doymayan, seviyesi ve kültürü son derece düşük, avam insanlardan oluşuyor. ülkenin genel durumu ile paralel tabiki.

    kendini fener ya da beşiktaş taraftarından üstün görenler var içinde. gülüyorum sadece. bence onlardan çok daha kötü. onları anlıyorum, başarı yok, yaşanmışlık yok adamların bu hale gelmesi için sebepleri var. ama ya size noluyor?

    hele anlamadığım bir grup var ki içinde okan buruk istifa diye götünü yırtıyor adamlar. okan buruk bu sene şampiyon olmasın nolacak? adam iki senedir anasını ağlattı ligin. napacaksın okan buruk'u gönderip kimi getireceksin bu başarıları yakalayacak? adam fatih terimin bile yapamadıklarını yapmış, bu zekası düşük seviyedeki arkadaşlar sanıyor ki bu başarıları kim olsa alacak.

    sözlük bile bunlar yüzünden berbat hale geldi.
  • 214
    bu arkadaşların çoğunu maç günü başlıklarında görebilirsiniz. beni dışarısı ilgilendirmiyor, ben buradaysam, burası hakkında konuşurum.

    kimse kusura bakılmasın ama çoğu yazar arkadaş sanki küçükken hiç aile terbiyesi görmemiş gibi, hiç okula gitmemiş gibi, hiç sevgi görmemiş gibi, hiç arkadaşı olmamış gibi, hiç sosyal yaşamı yokmuş gibi davranmakta. defalarca yazdığım için artık yeni şeyler yazmak istemiyorum ama en azından sözlük yazar arkadaşların bu konu hakkında uyanması sevindirici.
  • 216
    herhangi bir aksiyonu dozunda yapmayı, dozunda yapılsa bile eğer karşıtsanız rerörerö yapmamayı beceremeyen bir millet olduğumuz için ortaya çıkan tanım.

    galatasarayı geçtim, taraf olduğunuz hiçbir takım ya da ideoloji yanlışları göremeyecek kadar kör ederse sizi fanatiksiniz demektir. fanatik insanlarsanız, olaylara tek yönlü bakar, kısa vadede ait olduğu gruba ivme verirsiniz ama uzun vadede elinizde üzerine toz kondurmadığınız, görkemli zannettiğiniz fakat içi boşaltılmış, yolsuzluklara bulanmış bir heyula (tanıdık geldi mi?) yaratırsınız. eleştiri bu yüzden gereklidir. ama önce kendini eleştirmeyi başaramayan bir topluluk onu da zaten beceremez.

    başlığın kerem aktürkoğlunun geçmiş 4 senede yaşattıkları ve sonrasında takımdan ayrılışını takiben ivmelenmesi nedeniyle örneği onun üzerinden vereceğim. kerem aktürkoğlu galatasaraya elinden geldiğince hizmet etmiş, çok duygusal, başarılı bir türk genci. bakın öznel bir yorum yapmadım. fakat ona çöp muamelesi çeken kadar onun her yanlışına da kılıf bulmaya çalışan taraftar zarar vermiştir kereme. kendisi takımı hücuma kaldıran, farklı bir şeyler deneyen bu yüzden de zaman zaman hatalar yapan özel bir oyuncuydu galatasarayda. futbola dair herşeyi doğru yapan ya da herşeyi yanlış yapan biri değildi. hiç kimsenin olmadığı gibi. doğru yaptıkları eksiklerinden daha değerliydi. fakat eleştirmek asla şımarıklık değildi. bu da benim öznel yorumum.

    şımarık galatasaray taraftarı deyince benim aklıma 2 tip insan geliyor. birincisi mantıksızca herşeyi eleştiren taraftar, ikincisi de mantıklı eleştirileri şımarıklık, yangıncılık olarak gören taraftar. siz onlardan olmayın.
  • 217
    son donemde cokca artan güruh
    kendilerine sabirlar diliyorum. en iyi onlar biliyor. en iyisini onlar seciyor. en mukemmel futbol ulemasi onlar.

    naçizane fikir belirttigimiz zaman saygisizca bir uslupla hemen karsi argumanlarini siraliyorlar. son birkac entrymde dile getirdigim seylere oyle abuk subuk mesajlar geldi ki, sozlukte de cokca var bunlardan. yazik. uzuluyorum. en dogrusunu siz bilin. en mukemmel galatasarayli sizsiniz. en birinci sampiyon galatasarayli futbol ulemalari.
    gerceklere bakarak ongöremediginiz seyler gerceklestikce uzulen siz olacaksiniz farkinda degilsiniz. hayirli isler diliyorum.
  • 218
    her sezon bedavaya oynatıp çift haneli gol katkısı aldığı türk oyuncu çıkarıyormuş gibi bunu yapan üstüne de hayvan gibi lider ruhlu olan kerem aktürkoğlu'nu 'kah gol atıyor ama çok sinirli bakıyor yha .s' 'kah takımı tamı tamına 2 metre 17 cm geri kosturuyor!' diyerek yiyen düşük taraftar formu.

    ne (k)oç ne başka biri. cam tavanı kırmamızdaki en büyük engel, buranın çocuklarına takan mutsuz sürüsü.
  • 220
    galatasaray'a fenerbahçe'den ve ali koç isimli şahıstan daha çok zarar veren, sosyal medyanın yaygınlaşması ile sayısı artan taraftar kitlesidir. bu kitle öyle bir kitledir ki 2 senedir rekor üstüne rekor kıran hocanın isminin başına b harfi koyar ve dil uzatır. fatih terim'i meme karakteri yapar. kerem akturkoglu gibi aidiyeti yüksek, her sene minimum 15 gol katkisi veren ve bunu yaparken de 6 haneli bir maaş alan kaptanı yıldırır, her seyinden nem kapıp eleştirir. ınstagram'da futbolcularımıza yorum kapattırır, senelerdir haksız rekabet olan muslera'ya, yakın tarihin en büyük ikonu icardi'ye bile laf atar. bu kitleden kurtulmazsak önümüz karanlık hele ki sosyal medyanın bu kadar etkili olduğu bir dönemde. allah bu çoluk çocuk kitlesine hiçbir zaman fırsat vermesin, yüzlerini guldurmesin. galatasaray'ımıza da sosyal medyayı sallamayan başkan, yönetici ve teknik ekip nasip etsin.
  • 223
    kerem aktürkoğlu başlığına yazacaktım buraya geldim. kerem şimdi benficada şov yapıyor. bizde de sneijder istatistikleri ile oynadı. gayet takımın yıldızıydı. neymiş gol kaçırıyormuş. gol kaçırmak için pozisyona girmen gerek.

    geçen sene hayatında ilk defa şampiyonlar liginde oynadı. buna rağmen şampiyonlar liginde girdiğimiz pozisyonların %50 sinde kendisi vardı.

    benficadan sonra da transfer yapacağını düşünüyorum. hem de benfica muazzam para kazanacak. halbuki o paraları biz kazanabilirdik.

    ceremesini biz çektik. elimizde büyüttük, kaymağını benfica yiyor. sebep olanlar da belli.

    yıllar önce arda turan sonra selçuk inan hatta burak yılmaz bile haksız yere benzer eleştirileri aldı. ardanın bizden gittikten sonraki yükselişi ortada. burak gol attı diye üzülenler vardı. açın bakın qral qapak yazıları hala duruyordur. sonra 37 yaşında lille forması ile psg önünde şampiyonluk yaşayan takımda en önemli isimlerden oldu.

    sanırım bunların büyük çoğunluğu yeni nesil. doksanlı yılların galatasaraylı çocukları bu kafada değil. bu tip zihniyetler bizim sırtımızda kambur. çünkü bunlar için aslolan galatasaray değil kendi egoları. yanlış adresteler. keşke fenere iteleyebilsek.
  • 224
    şımarık ya da toksik. bazı taraftarlarımız için hangi kelimeyi kullanacağıma emin olamiyorum. sezonluk 20+ skor katkısı veren kerem aktürkoğlu'nu 2 sezon boyunca gomdukten sonra, benfica'daki gelişimine ve oyununa ekmek banarak izliyor bu kitle. aynı kitle tek maçla gabriel sara'yi linç edip elias jelert'i göklere cikartmisti. şimdi ki hedefleri ise victor nelsson olmuş durumda. kendi adıma şundan da eminim ki kerem aktürkoğlu'nun yaşamış olduğu rahatlamaya, acaba elias jelert için de ihtiyaç var mi diye düşünmüyordurlar.

    bu arada 2 ekim 2024 benfica atletico madrid maçında kerem'in gol öncesi topa dokunusunu gördünüz değil mi! adam o tek dokunuş ile asist yaptı kendi kendine. bu başarılar hep yerli yersiz yapılan baskı sonucunsa geliyor ne de olsa!!!!
  • 225
    başarısızlığa tahammül etmemekle, şımarıklık arasındaki çizginin ayırdına varamayan taraftar. kendimizi "vasata tahammül etmiyoruz" diye dolduruşa getirip, gerçek taraftarlığın ne olduğunu unuttuk. formsuz futbolcuyu motive edeceğimize yerin dibine sokup, sahada eli ayağı titrer hale getirdik. tam anlamıyla akıl tutulması bu ve işin kötüsü, üzerimize yapışıp kaldı bu huy. takım iyi oynarken tribünde kendimizden geçip, takım oyundan düştüğünde çıtı çıkmayan bir taraftar profili oluştu aynı zamanda. eskilerde statta en ateşli tezahüratlar, golü yedikten bir iki saniye sonra yükselirdi... güzel zamanlardı ama maalesef bu taraftar profili ile tekrar göremeyeceğiz o günleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın