sonra mahallenin ağır abisi cana gelir ve şarkı söyleyen çocukları oradan kovar.
1084
diye nidalar yükselir iken, fatih terim gözüktü ufukta..
1085
çocuklar hep bir ağızdan bu sefer, "teriimm ufuktan şimdi doğaaarrrr.."
1086
dedi.
bir tek mustafa sarp "vaaay vaay" demye devam etmişti.
1087
sarp'ı yalnız bırakmamaya ant içmiş olan barış - aydın - ayhan - h.balta'da hep bir ağızdan başladılar.
demek sevdan bir yalanmış vaaay vaaay
1088
sonra sarp'tan cevap geldi: ne içtiyseniz aynısından istiyorum.
1089
bu saçma ortama daha fazla dayanamayan asabi abi lucas neill bir fuck off çekti bu dörtlüye ve :
-hey sizin derdiniz nedir dostum ?
1090
fatih terim gidişattan memnun olmadığını açık bir şekilde belirtip, yönetime, bu oyuncularla birlikte çalışmak istemediğini, hatta bugünden itibaren kulüple ilişkilerinin kesilmesi gerektiğini belirtti. bunun karşısında yönetim fatih hocanın dediklerini yerine getirip, bu oyuncuların sözleşmesini fesh etti.
1091
ali sami yen sokak'ta bunlar yaşanırken galatasaray spor kulübü'ne uzak diyarlardan bir faks gelir. faks bizim harry ve lucas'ın memleketi avustralya'dan idir. faksta şu satırlar yazmaktadır:
dear delnan;
bu faks normalde ingilizce idi fakat türkçe bilen bir tercüman bulup çevittirdim. bu iyiliği sakın ola unutma. ben kim miyim, yazım bitince aşağıyı okursun. bu satırları sana yazma amacım senin böylesine tanınmış bir kulübü düşürdüğün duruma olan kederimdir. bu kederi sadece ben yaşamamış olacağım ki 2010/11 sezonunda sarı kırmızıya gönül vermiş insanlara yaşattıkların yüzünden bu güzel insanlardan ülkemizde birçok can kaybı yaşadık. bu ölümlerin sebebinin ise galatasaray'ın yaşadığı başarısızlık ve ruhsuzluk olduğunu öğrendik.
lütfen gereğini yap.
haryy'e ve lucas'a ve tüm takıma buradan kanguru biblosu yolluyorum. kolide bulabilirsin.
avustralya başbakanı john howard
bu faksı alan delnan polat...
1092
adnan sezgin bu durur mu yapıştırmış cevabı: avustralya ligi'nde kaç tane cana tipi futbolcu varsa hepsine talibiz.
1093
ama adnan sezgin bir şeyden rahatsızdı. lucas neill ve harry kewell avustralya'da en sevilen oyunculardandı ve bu oyuncular arnold schwarzenegger'e özeniyorlardı. avustralyalı çocuklarda kewell ve neill'i örnek aldıkları için futbol okullarında sürekli ve gizli olarak vücut geliştiriyorlardı. çocuklar kaslarını şişirip şişirip aynaya bakıyorlardı ve hoşlarına gidiyordu.
bu durum adnan sezgin'i derin düşüncelere sardı bir kaç ay öncesi gözünün önüne geliyordu...
1094
ve bunların hepsi olurken mustafa sarp hala "vaaay vaaay" demekle meşguldü...
1095
avustralya başbakanı'nın devre girmesi sonucu özür dileyen adnan polat; türkiyede avustralya futbol okulu açtırmak için kolları sıvadı. türkiye'nin yetenekli gençlerini avustralyaya gönderecektik.
1096
yetenekli gençlerin ilk halkası olarak genç semih * gönderildi.
1097
bu durumdan hiç hoşnut olmayan becali, acilen adnan polat'la bir görüşme yaptı
1098
adnan polat becali'yi görüşmeye almış ancak bu takımın başkanı artık ben değilim, ben karışmam diyerek topu başkan adaylarına atmıştı.
1099
yapılan anlaşmada verilen oyuncular karşılığında 50'ye yakın harcanmaya müsait teknik direktör alınmıştı. adnan polat çok mutluydu gözleri ışıl ışıldı. ''2 yıl teknik direktör sıkıntımız olmayacak'' diyordu kendi kendine.
teknik direktörleri boy sırasına dizerek sırası gelen geçecek diye talimat vermişti. arkasında duracağım denilen teknik direktörün 3 hafta içinde yollanırdı. böylece teknik direktörler ülkelerine dönebilmek için 3 hafta içinde toplanma fırsatı yakalıyorlardı.
1100
tüm bunlar yaşanırken birden televizyonda bir son dakika haberi görüldü. habere göre ünlü spor yazarlarından selçuk yula dermansız renefeyımarray hastalığına yakalanmıştı.