• 177
    12 şubat 2017 galatasaray kayserispor maçı 2-1'e geldiğinde kalan 7-8 dakikada maç 2-2'ye gelse bir dert gelmese bir dert diye düşündük kardeşimle. o gelsin dedi, ben gelirse riekerink'i kovmazlar diye gelmesin dedim.

    hatta maç 2-0'ken, sırf skorerde üst verdim diye kayseri ataklarında da heyecan yaptım. eren'in golüne de sırf üst tutturdum diye sevindim. ben cinayet oldum. dursun benim galatasaraylılığımı sarstı. bu yaptığımın kefaleti nedir sözlük?
  • 178
    bu sene beşiktaş haricinde her takımın şampiyonluğuna kabulum, buna fener de dahil. 4.yıldız falan da umrumda değil. biz taktık ta ne oldu? 4 yıldızlı takım kimlere emanet(!) görüyoruz işte. bu sene beşiktaş yönetim, futbolcu, taraftar inanılmaz derecede antipatik gelmeye başladı. geçen sene en azından top oynuyorlardı, bu sene o da yok.

    ayrıca eline geçen fırsatı tepen futbolcuları da tebrik ederim. hayatımızı siktiniz.
  • 180
    bu sabah geldin ve "oğlum kaybettik" dedin ya beni bitirdin anne.

    5 vakit namazını kılan, ülkesine, bayrağına aşık, atatürk'e özlem duyan ve herkesin özgürlüğüne önem veren, öğretmeninin tüm ısrarlarına rağmen, dedesi yüzünden okutulmayan ve ilkokul mezunu olan ama okumayı çok seven, torununa dinini öğretmeye çalışırken, istiklal marşı'nı da öğreten, bayrağı tanıtan, atatürk'ü anlatan başı kapalı ama beyni açık anneme "oğlum kaybettik" dedirttiniz ya yatacak yeriniz yok...

    sen üzülme anneciğim bu vatan da, cumhuriyet de, dinimiz de sahipsiz değil biz bunu dün gördük. sadece biraz zaman... hala umut var...
  • 181
    sarı kırmızı renklerin damarlarımda hızlı akmaya başladığı dönemlerdi. 1991-1992 futbol sezonunda ali sami yen stadının kapalı tribününde yerimi düzenli olarak alıyordum tabi babamın refakatıyle. her hafta 3000-5000 arası taraftara oynuyorduk ve dominic iorfa diye bir adam vardı kadroda hayal meyal hatırlıyorum. yanlış sporu seçtiği söyleniyordu atletizme kabiliyeti yüksek futbola ise düşüktü neyse ki çok kalmadı ama neden o kadar az seyirciye oynadığımızı şimdi daha iyi anlıyorum :)

    her maça gitmeden önce bakkaldan yada evden gazeteleri toplar ve konfeti yapmak için küçük kareler halinde keserdim. binlerce gazete parçasını hazırlayıp tribünde takım çıkmadan önce dağıtır ve galatasaray sahaya çıktığında atılmasını isterdim. oluşan görüntüyü akşam trt den izlemeye çalışırdım ve kendi kendimi gaza getirirdim. o kadar az seyirciye oynadığımız için çok üzülürdüm. umarım o günlere dönmeyiz.
  • 183
    sozlukte kadro'da 3 kisi vardi o zamanlar; universiteden panpa themarvic, entryleri ile beni benden alan haginin topugu, ve tanima ne hacet quakerboy.

    themarvic zaten yaban ellerde oldugundan ayda yilda bir entry yazar olmustu, hatta ibneligine su entry'i yazmistim kendisi icin (bkz: #1940641).
    haginin topugu reisin entryler'ini zaten 100 metreden anlar olmustum. hatta kendi kendime ovunuyordum bununla. italya ile ilgili uzun, delicesine bilgi ve hizliresim.com linkleri iceren bi entry'i okurken "aha, kesin haginin topugu bu" deyip, hemen asagi baktigimda kendisinin adini gorunce cok mutlu oluyordum.
    quakerboy ise takim icerisinden haberleri ile zaten kendisini belli ediyordu.

    sene gecen sene, aylardan agustos. transfer doneminin sicak oldugu zamanlardayiz, 2016 avrupa futbol şampiyonası bitmis, duyumcularin hicbir tweet'ini kacirmamaya calistigimiz gunler. sozlugumuzun guzide duyumcusu quakerboy'u da deli gibi merak edip, meraktan catladigim zamanlar. adamin geriye donuk entryler'ini falan okuyup kim oldugunu bulmaya calisiyorum. dedektiflik en buyuk hobim, cok sukur dedektiflige benzer bir isi de 2 yil kadar yapmisligim var. "benden kacamaz quakerboy, illa ki acik verecek" diyorum. sonra bir gun, kadro'ya bakinca asagidaki entry'i goruyorum.

    (bkz: #2000914)

    o heyecanla aklima gelen tum galatasaray muhabirlerinin ozgecmisini incelemeye basliyorum. acaba nef insaat''ta calismis bir gazeteci var mi diye. o gun 2-3 saatim buna gidiyor, sonuc koca bir sifir. ertesi gun galatasaray.org'dan idari kadro, teknik kadro, artik nerede bir isim bulabilirsem google'layip nef insaat'la baglantili birisini yakalamaya calisiyorum, "bulacaam seni quekerboy diyorum". diger yandan da dua ediyorum, "baska bir yazar quakerboy'un bu entry'sini benden once farketmesin ki adami ifsa eden ben olayim".

    kimseyi bulamiyorum, nef insaat'ta calismis galatasaray'la alakali kulupten birisi, gazeteci falan yok. pes ediyorum, baska bir acigini illa ki yakalarim diyerek. belki de quakerboy'un hedef saptirmak icin yalandan yazdigi bir entry idi bu, bir yandan da onu hesaba katiyorum.

    sonra gunlerden bir gun asagidaki entry'i goruyorum.

    (bkz: #2018781)

    ooo, themarvic aylar sonra entry girmis diyorum kendi kendime. o anda, saniyeler icerisinde bu ibnenin insaatci oldugu, nef insaat'ta calismis olabilecegi aklima geliyor. hemen sozlugu karistiriyor, quakerboy'un yazdigini sandigim entry'nin (bkz: #2000914) aslinda kendisinin oldugunu goruyorum. 1 ayim bosu bosuna nef insaat-quakerboy iliskisini sorgulayarak gecmis. 1 saatim themarvic'e kufrederek geciyor.

    allah belani vermesin themarvic, bi de quakerboy gibi bitirmis entry'i: "yarın anlaşma şartları belli olunca söylerim...".
  • 187
    sözlükte pornografik tartışmalar dönüyor ama biraz alakasız bir yerden giricem konuya.

    her önemli maç kaybettiğimizde, takımdan elimi eteğimi çekme fikri kafamda belirdiğinde, açar bu entry'i okurum.

    26 nisan 2002 bölümünde ağlamışlığım da vardır. büyük adamsın hakan abi. buraları okuyorsan bil ki paylaştığın bu hikaye hala genç kardeşlerine yol gösteriyor.

    (bkz: galatasaray'dan soğumak/#1346494)
  • 188
    yaklaşık bir hafta önce 4 yıldır oturduğum daireden taşınmak zorunda kaldım. kentsel dönüşeceği ve bölgeye demokrasi getirecekleri için evi yıkmak zorundalarmış. ev eşyalarını toparlamam 1 hafta sürdü ve evden tamamen taşınana kadar istemsizce dilime bir marş takıldı:

    ne maçlar yaşandı, dünya cehennemi burda tanıdı.. elveda sami yen, birgün geri geleceğiz yeniden..
  • 189
    sol tarafta taribo west'i görünce benim de bir itiraf yapasım geldi.

    2015 yazı periscope türkiyede daha yeni yeni kullanılıyor ve suyu henüz cıkmamısken güzel güzel hanımlar yayın yapıyor işte biz de trolüz tabi yayınlarına gidiyoruz bir arkadaşla.
    neyse efendim ben sahte bir isim ile bu taribo abimizin aha tam da bu fotografını kullanarak :https://www.thesun.co.uk/..._image.jpg?strip=all hanfendilerle muhabbete dalıyorum.

    gel gelelim artık benim muhabbetimi mi begendiler yoksa taribo abimizi mi begendiler bilmiyorum ama 5 tane hanımla munasebetim oldu. ikisi ile hala ara sıra konusuruz arkadaşça tabi de öbür üçüne ne oldu da hiç tanısmamıs gibi olduk bir süre sonra bosverin simdi :)
  • 192
    bugünkü çiçeği burnunda yazarları görünce aklıma okur dönemlerim geldi.

    okur puanımı arttırmaya çalışırken, ki şu an hala öyle mi bilmiyorum sadece +(on) oy ve favori kısmı çalışıyordu. herkes ihbar et hızlı yükseliyor falan dedi ancak ihbar modülü o zamanlar kapalıydı. o kadar uğraşmama rağmen 3 günde 1 puan anca artıyordu.

    neyse kısaca otomatik olarak 10 saniyede bir, numarası belirli bir aralıktaki (mesela 1.5m - 1.8m arasındakileri) entryleri rastgele on oylayacak bir bot yaptım. sabah açtım, akşam geldim bir de ne göreyim geçici süreliğine hesap askıya alınmış. * 1 hafta bekledim tekrar attığım oyların sayılabilmesi için. :(

    10 saniye'yi artırıp, 30 falan yapsaydım keşke, sonra dedim tabi arada online süresi falan da var adamakıllı okurluğumuzu bilelim.

    edit: çok isteyen var 2m € 'ya satarım arkadaşlar. :d
  • 193
    sevgili sözlük benim bir problemim var.

    genel olarak hayatımda net kararlar verebilen bir insanım. bir şeyi kararlaştıracakken öyle kara kara düşünmem, gereğini düşünür ve uygularım. carlsberg mi heineken mi deseniz birini seçebilirim, ribery mi robben mi deseniz birini seçebilirim, taffarel mi muslera mı deseniz birini seçebilirim...

    ancak bir nokta oluyor ki tüm karar mekanizmam tıkanıyor; birisi çıkıp bana baros mu elmander mi dediğinde, gözüne ışık tutulmuş dağ tavşanı gibi kalıyorum. ahanda : http://gss.gs/qBA.jpg

    hadi baros iyi golcüydü, elmander'in hırsını nasıl es geçeceksin ? hadi elmander iyi hücum pres yapardı, baros'un burada geçirdiği 5 yılı nasıl sileceksin ?

    hayatımda ben bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyorum. ne pis bir ikilemdir lan bu. bak yine bir ürperti geldi :(
  • 194
    duran toplarda faturayı muslera'ya kestim sözlük. rakip korner veya yandan bir faul falan kullandığında kalede eray varmış gibi hissediyorum. milletin kalecisi dağıtıyor ortalığı yumruk mumruk vuruyor topu. bizim kediciğimiz ise çizgiye hapsediyor kendini.

    hayatım, havadaki topu alır mısın lütfen. en azından bir çık yahu. cepheden falan zerre korkmuyorum da ah o yan toplar yok o yan toplar...
  • 198
    beyler şimdi bir yayınevinde çalışıyorum. böyle büyük de bir yer. pek bir şey kazanmıyorum ama seviyorum yani çalıştığım yeri. yeri geliyor geriliyorum. yeri geliyor seviniyorum. böyle kültürlü, birikimli insanlar. orada olmayı seviyorum. hatta futbol kitapları dizisi de yapıyoruz o yayınevinde.
    şimdi bir de sinema dizisi başladı. ben yapıyorum editörlüğünü dizinin. yayınevinde, arkadaşların desteği olsa da, kalem üzerinde tek başıma götürdüğüm tek iş olacak. başarılı olsun o kadar istiyorum ki. emek veriyorsun o kadar ve karşılığı olsun. insanlar o kitabı okusun, sevsin istiyorsun. sonra arkadaşların gelip "millet de okuyor harbiden, güzel kitapmış demek," falan desin istiyorsun. bakalım. umarım olur.
    bunları paylaşmak istedim. kalın sağlıcakla...
  • 200
    neredeyse 21 yaşındayım sözlük. henüz 12 yaşında ayrıldım ailemden gittim izmir'e. atatürk'ü çok seviyorum o zamanlar. hala çok seviyorum ama o zamanlar kitapların ilk sayfasından fotoğrafını yırtıp fotoğrafıyla uyuyacak derecede. dedim ben atatürk gibi olacam. askeri lise sınavına girdim. yani askeriyeye gitmek istememin en büyük sebeplerinden biri de aileme de yük olmamak. bizim pederin işler pek rast gitmez. 8'inci sınıfım. kazandım. çok büyük zorluklarla kazandım. nasıl mutluyum ama uçuyorum. neyse gittim izmir'e direkt askeri disiplinin içine düşerek biraz şokladım. komutan geliyor dikkat, komutan gitti rahat, gece 21:45'te koğuş ışıkları sönük herkes uyumuş vaziyette ranzasında olacak gibi şu an aklıma gelen saçma sapan tamamen şekil amaçlı bir sürü şey. 21.45'te uyunacak diyor nöbetçi. e amk galatasaray maçı var onu nasıl yapacağız? ben anlamam diyor emir böyle. komuntana gidiyorum "komutanım böyle böyle" başlatma maçına diyor.

    kısa dipnot: askeri liseye başlarken 125 disiplin puanı ile başlıyoruz. mesela bi bok yedin komutan sana 2 hafta sonu izinsizlik verdi diyelim. 2 haftasonu yani 4 gün dışarı çıkamıyorsun. bu da 14 gün boyunca hapis hayatı yaşamak demek. her günün cezası ise 3 puan. o da 12 puan ediyor. geriye 125 eksi 12'den 113 puanın kalmış oluyor.

    sözlük lisede okuduğum 5 sene boyunca saçtan, sakaldan, yatak bozukluğundan falan gibi suçlardan hiç ceza almamama rağmen 32 puanla mezun oldum. diyeceksin ki ne yaptın? cimbomun maçını izledim. pişman mıyım? tabii ki hiç pişman değilim. cezalarımın yüzde sekseni "uyuyor olması gereken saatte maç izlediği tespit edilmiştir" yönünde idi. hiç problem değil.

    lise bitti harp okuluna geçtik. orda da aynı! neyse subay olacağız çok güzel amk falan gibi hayallerle okuyoruz orda da sonra soktuğumun darbesi oldu. kapattılar okulu amk. benim okuduğum 7 senelik hapis hayatı falan boşunaymış yani. hayata küstüm. döndüm eve kendimi odama kapatıyorum çıkmıyorum. bunalımdayım. ne yarak yiyeceğim ben diye kara kara düşünüyorum. kimseyle konuşmuyorum. annemle babamla dahil. yemin ederim 2-3 hafta boyunca kimseyle bi kelam etmedim. o anlarımda benim yanımda olan, beni hayatımın hiç bir dakikasında ne olursa olsun yalnız bırakmayan, asla küsmediğimiz, dünyanın en yüce sevdası vardı. sadece galatasaray vardı. bu aslında bir teşekkür yazısı. adını galatasaray koyduğumuz bu kutsal sevdanın çatısı altında beni hiç bir zaman yalnız bırakmayan galatasaray'a ve siz güzel insanlara çok teşekkür ederim ağabeyler. yemin ederim hepinizi o kadar seviyorum ki anlatamam. benim için ne kadar değerli olduğunuzu anlatamama. yazadurun.

    edit: son şampiyon olduğumuz sezon gazımı alamayıp içtima alanında meşale yakmıştım. en okkalı cezam budur. savunmam:
    http://gss.gs/ZB4.jpg
    https://i.hizliresim.com/YOOqpk.jpg

    şu an ne yaptığımı soranlar icin edit2: şu an istanbul üniversitesi elektirk elektornik mühendisliği bölümünde okuyorum. askeriye defterini kapattık. mühendisliği de birakasim var ama bakalım hayırlısı.

    edit3: bok gibi yazı olmuş. hiç beceremem. özür dilerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın