181
sarı kırmızı renklerin damarlarımda hızlı akmaya başladığı dönemlerdi. 1991-1992 futbol sezonunda ali sami yen stadının kapalı tribününde yerimi düzenli olarak alıyordum tabi babamın refakatıyle. her hafta 3000-5000 arası taraftara oynuyorduk ve dominic iorfa diye bir adam vardı kadroda hayal meyal hatırlıyorum. yanlış sporu seçtiği söyleniyordu atletizme kabiliyeti yüksek futbola ise düşüktü neyse ki çok kalmadı ama neden o kadar az seyirciye oynadığımızı şimdi daha iyi anlıyorum :)
her maça gitmeden önce bakkaldan yada evden gazeteleri toplar ve konfeti yapmak için küçük kareler halinde keserdim. binlerce gazete parçasını hazırlayıp tribünde takım çıkmadan önce dağıtır ve galatasaray sahaya çıktığında atılmasını isterdim. oluşan görüntüyü akşam trt den izlemeye çalışırdım ve kendi kendimi gaza getirirdim. o kadar az seyirciye oynadığımız için çok üzülürdüm. umarım o günlere dönmeyiz.
her maça gitmeden önce bakkaldan yada evden gazeteleri toplar ve konfeti yapmak için küçük kareler halinde keserdim. binlerce gazete parçasını hazırlayıp tribünde takım çıkmadan önce dağıtır ve galatasaray sahaya çıktığında atılmasını isterdim. oluşan görüntüyü akşam trt den izlemeye çalışırdım ve kendi kendimi gaza getirirdim. o kadar az seyirciye oynadığımız için çok üzülürdüm. umarım o günlere dönmeyiz.