sene 2008.
galatasaray tarihinin en önemli teknik direktörlerinden biri olan
kalli,
sabri'yi disiplinsiz davranışlarıyla kadro dışı bırakıyor.
sabri kadro dışı kaldıktan sonra
hakan şükür ve beraberindeki birkaç oyuncumuz affedilmesi yönünde
kalli'yle konuşuyorlar ki peşinden bazı yöneticiler de buna eşlik ediyor ve sabri affedilip takıma geri dönüyor.
22 şubat 2009 galatasaray kocaelispor maçı; tribünden çok sevdiğim bir abimin kombinesiyle kapalıdayım. sonuç malumunuz;
samiyen'de maç öncesi tribüne çağırdığımız son sıradaki
kocaelispor bizi 5'liyor. maç sonunda içimiz kan ağlıyor ancak maç sırasında televizyon karşısındaki taraftarın ve hatta
kapalı dışındaki diğer tribünlerin bile anlayamadığı bir şey oluyor. skor 5-2 olduktan sonra tüm kapalı tek bir ağızdan "s**tir ol git sabri, s**ktir ol git" diye bağırıyor. ben üzüntüden ağzımı açamıyorum hatta nolursa olsun
galatasaray formasını terleten bir oyuncuya böyle küfredilmesine bozuluyorum ancak o sırada
sabri efendi tribünleri çileden çıkaran hareketlere başlıyor ve
kapalı'ya el-kol yaparak s**ktir çekiyor.
tribün deliriyor haliyle ama zaten çok geçmeden maç bitiyor. tepkiler de tüm takıma birden yoğunlaşıyor.
4 gün sonra;
26 şubat 2009 galatasaray bordeaux maçı. kocaelispor faciasından sonraskibbe
kovuluyor, apar toparbülent korkmaz
getiriliyor ve daha 4 gün öncetaner gülleri
'yi gol kralı yapansabri sarıoğlu` böylesine kritik bir maça ilk 11'de başlıyor. sonuç malum; 90.dakikada attığı balık golle
sabri turu getiriyor ve çok değil daha 4 gün önce siktir çektiği koskoca
kapalı'nın önünde 3'lü çektiriyor.
sonuç olarak zaman zaman abileri, zaman zaman şansının yardım yardıyımıyla
sabri 11 yıl boyunca bu takımın formasını pek de haketmeyerek giyiyor. evet, aynen öyle. haketmeyerek!
öyle ki kendisinden hiçbir zaman hiç kimse pek memnun kalmadı. sürekli eleştirildi, dalga geçildi. burada dalga geçilirken kendisini savunduğumuz sıralarda o parayı seçerek rezil bir reklam filminde oynadı ve bizleri mahçup ederek dalga geçenleri haklı çıkardı. üstüne üstlük bir
inci sözlük jargonu olan "reyiz"i de kendisine yakıştırarak florya gibi kutsal bir yerde külhan beyi gibi poz verdi. hoş, eşinin bile kendisine twitter'da reyiz diye hitap ettiğini görmüşlüğüm vardır, bu ne ki?
galatasaraylılığı konusunda ise herkes hemfikir sanırım.
galatasaraylıdır sabri,
kadıköy deplasmanlarında az mı 3'lü çektirdi bize? ama şansı burada yaver gitmedi ne yazık ki. sadece "sen en son ne zaman
fenerbahçe galibiyetini gördün
şükrü saraçoğlu stadında?" sorusuna sırıtarak "eheh ben görmedim, ben o zamanlar altyapıdaydım işte" diyerek gönüllerimizi fethetmekle yetindi.
uzun lafın kısası; yatsın, kalksın allah'a dua etsin ve kazandıklarının kıymetini bilsin. yolu açık olsun.