bildiğim kadarıyla aktarayım hadiseyi;
- riva arazisi galatasaray'ın "güvencem" dediği yastık altı parası gibi bir değer, selahattin beyazıt tarafından "ilerde değerlenir" denilerek tapusu alınan ve şimdilerde 3'üncü köprünün de yapılmasıyla birlikte değeri "paha biçilemez" kategorisine yükselen bir arazidir,
- istanbul'un anadolu yakasının yaklaşık 10'da 1'ine tekabül eden (işlek alanlar) bu arsa, aslında çok çok değerli olmakla birlikte orman niteliği taşıyan vasıfları sebebiyle büyük bir imar sıkıntısı yaşamaktadır,
- rant olayının devreye girdiği bir anda arsanın %20'sinin imara açılabilmesine yönelik galatasaray yönetimi tarafından izin alınmıştır,
- velhasıl, "buranın agası benim" yaklaşımındaki devlet büyükleri, söz konusu arazide yapılacak olan "gayrimenkul" projesi için sadece kendi akreditasyonuna tabi inşaat firmalarının bölgede proje yapması hususunda telkinde bulunmaktadır, (dolayısıyla - bizim adama yaptırmayacaksan yaptırmam baskısı mevcuttur)
- galatasaray kulübü, riva arazisinin sadece üst kullanım hakkını vermeyi ve tapuda oynama yapmadan, yani arazi sahibi kısmının değişmesine izin vermeksizin bir gayrimenkul projesi yapılması ve hem galatasaray'ın arazideki hakkının saklı kalması, hem de kulübün para kazanması şartıyla imar iznine ve akredite firma ihalesine yeşil ışık yakmıştır,
- işte bu durum sebebiyle, medyanın da etkisiyle, dursun özbek yönetimi devlete araziyi peşkeş çekmekle ve geliri daha yüksek olabilecekken düşüğe razı olmakla suçluyor, bunun haklılık payı ne kadardır bilmiyorum, ancak devlet baskısıyla iş yapmanın zorluklarını bilen arkadaşlar varsa bizi daha iyi aydınlatabilirler, mevcut devlet yapısının en büyük gelir kaynağını inşaat sektörü oluşturduğundan durumlar biraz aleyhimize ve karışık,
- gel gelelim, galatasaray'ın riva projesinden %20 arazi imar ve kullanım hakkı karşılığında beklediği rakam 240-260 milyon euro civarı bir meblağ. bu rakam, yapılacak olan projenin galatasaray'a arsa arazi kullanım hakkı olarak ödenecek tutar olarak gözüküyor, galatasaray'ın bu payı artırmak adına son 2 senedir gmyo firmalarından göğüs reklamı alması bundan, önce dumankaya bu işe hallendi, şimdi nef... bakalım neler olacak,
- yukarıdaki 240-260 milyon euro'luk rakamı duyan arkadaşlarımızın hayal kırıklığı yaşadığını hissediyorum, zira galatasaray'ın toplam borcunun 1,084 milyar tl, yani yaklaşık 300 milyon euro olduğu durumda riva bizi borçlarımızdan kurtaramadı diyor olabilirsiniz ki doğrudur, ancak galatasaray'ın belini büken borçların kendisinden çok faizi, an itibarıyla yıllık 100-110 milyon tl civarı, yani yaklaşık 30 milyon euro borç faizi ödüyoruz ki projeden gelen parayla galatasaray borcunun faizinden kurtulup kendi yaşam döngüsüne girebilir,
- dahası, galatasaray'ın kurtuluş projesindeki tek parametre riva arazisi de değil, ki galatasaray zaten riva'yı nakde çevirirken araziyi kaybetmek istemiyor, bu sebeple bu tip bir gelire "okey" demek durumunda. asıl paranın geleceği proje ise beklenmedik biçimde ortaya atılan ve daha akılcı olan "florya metin oktay tesisleri"nin üzerinde bulunduğu
florya arazisi. galatasaray, futbol şubesinin tesislerini buradan kaldırarak başka bir yerleşkeye taşımak ve bu araziyi (neredeyse tamamı imara açık olacak biçimde) üst kullanım hakkıyla tıpkı riva'daki gibi devretmek projesinden yaklaşık olarak 320-360 milyon euro gibi bir rakam bekliyor. bu rakam ne kadar gerçekçi bilemiyorum, ancak zaten böyle bir durum söz konusu olursa futbolda mali açıdan "+" ya geçen çok az avrupa kulübünden birisi oluyoruz.
galatasaray, her ne kadar bilsek de bilmesek de avrupalılar'ın çokça söz ettiği üzere "avrupanın en zengin kulüplerinden birisi"...
bu özellikle avrupa medyasında çok konuşulan bir durum. forbes'in en zenginler listesine girdiğimizde bile forbes alt notlarında "kulübün potansiyel gayrimenkul değerleri dahil değildir" diye ibare düşer.
galatasaray bu zenginliği, eğer arazileri kaybetmeden nakide dönüştürüp borcunu kapatabiliyorsa, azına çoğuna bakmadan bu işin içine girmek en iyisi...
not: florya ile ilgili rakamın euro olması beni biraz tedirgin ediyor - "euro değildir o liradır liradır" dedim, ancak ısrarla euro deniyor. hadi hayırlısı...
not 2: inşaat piyasasında euro değil dolar konuşulur genelde, bu euro ibaresi beni hep rahatsız ediyor, bakalım ne olacak?