• 202
    hem internette, hem arkadaş ortamında gördüğüm kadarıyla passolig birilerinin cebini dolduruyor olması sebebiyle eleştiriliyor. olayın fişleme boyutu, iktidar yalayıcılarının cebinin dolmasının yanında pek dikkat çekmeyen bir durum herhalde. ama asıl sıkıntılı nokta passolig uygulamasının "cep doldurma" boyutu olmasa birçok kişi tarafından onay alacak olmasında yatıyor. sistemin türkiye standartlarına yakışır bir şekilde eksik gedik işleyişi, tribün kültürüyle ters düşme, taraftara sormadan etmeden yukarıdan bir "taraftarlık kuralları" belirleyenlerin kurallarına uymadığın halde cezalandırılabilecek olman... say say bitmiyor bu uygulamanın getirdiği veya getireceği mantıksızlıklar.

    çoğu insanın "ücretsiz passolig" sistemine tamam diyecek durumda olması maçlarda yaşadıklarından kaynaklanıyor. türkiye gerçeğidir, en ufak fırsatı buldu mu millet sapıtır. ben astım hastasıyım, her maç günü metro beklerken hayatımı riske atıyordum resmen. tüm istasyon duman bulutu, sana hava alacak yer kalmıyor. güvenlik olmadığını gören, olsa da "bu kadar kişi içinde bana laf etmeye götü yemez lan" diyen arkadaş içinde ne ukte kalmışsa orda salıveriyor. içki şişeleri, fosur fosur sigaralar, güvenli olmadığını bas bas bağırmana rağmen hareket halindeki vagonu sallayanlar... stadında birayı alıp içen alman taraftarında şunun onda biri yok. olay alkolden öte yani. memleketin taraftar kültürü de diğer çoğu unsuru gibi. eksik ve geri. aynı unsur milletin huzurunu maçta da kaçırıyor. bizde tribün dediğin "vahşi" olmalıymış biri bir algı var. rakip takıma sonuna kadar vahşi ol da, renkdaşından ne istiyorsun be arkadaş? kendi gibi olmayanın maç zevkinin içine sıçan bu güruhlar kimler, burda tribünle içli dışlı olanlar iyi bilir. passolig'e en büyük kozu verenler de işte bunlar. sorsan en büyük galatasaraylı, en büyük fenerli, en büyük beşiktaşlı olanlar. "hayatlarını armaya adayanlar."

    dediğim gibi bu yukarıda bahsettiğim şeylerden rahatsız olan, bunları bir daha yaşamak istemeyen, maçını izlemek isteyen insana passolig çok makul bir uygulamaymış gibi geliyor. yasakla, olsun bitsin... ama bu zihniyet de, en az yukarıda bahsettiğim "eksik" taraftar zihniyeti kadar sakıncalı ve eksik. memleketimin güzide mantığı burada da devreye giriyor. öyle batı hayranı biri değilimdir ama, ekşisözlük'te gördüğüm şu entry hiç aklımdan çıkmaz:

    "televizyonda bir haber programı izliyorum. konu sokaklarda içki içenler. cihangir, kadıköy vs. içenler oraya buraya işediği için semt sakinleri şikayetçi. türklerin hepsi, bu rezalet yasaklansın, buralarda içki içmesinler şeklinde gidiyor. aynı semtte yaşayan bir alman kadın ise buraya neden bir umumi tuvalet yapılmıyor diye soruyor, başka bir ingiliz semt sakinine soruyorlar, festivallerde falan kullanılan plastik portatif tuvaletlerden istiyor. sokak röportajlarındaki türklerin hiç biri çözüm düşünmüyor ve hemen hepsi yasaklama taraftarı, aynı semtte yaşayan 2 avrupalı ise, çözüm peşinde koşuyor. türkler, devleti, yasaklayarak çözüm bulan, avrupalılar ise hizmet ederek çözüm bulan bir mekanizma olarak görüyorlar. bence çok önemli bir fark."
    (https://eksisozluk.com/entry/30395274)

    işte memleketim zihniyeti, aynen bu olayda da geçerli. adam içip sapıtıyor mu, alkolü yasakla; ; kadın kocasından dayak mı yemiş, adamın kulağını çek kadını evine geri gönder, 3 gün sonra cenazesini kaldır; taraftar sapıtıyor mu, alma içeri. hepsi ayrı ayrı gözükse de birbiriyle çok alakalı, maalesef çok alakalı. passolig'e e-bilet'e gelmeden önce, bu ülkenin insanının bilinçlenmesi lazım. sapıtanı stada almadın, aklı başına mı geldi? aynı taşkınlığı kahvede maçını izlerken yapacak. bunlar yaşanmadı mı bu memlekette? hala neyin derdindeyiz ki?

    yapılması gerekenler açık seçik ortadayken, hala bir sike yaramayacak iki günlük çözümlerin peşindeyiz. yasaklayın abi, "bu adam niye böyle davranıyor" diye soracağınız yerde yasaklayın. en rahatı o, bize en uygunu o çünkü.

    zihniyetiniz de, rantınız da yerin dibine girsin.

    bu da bonus: https://medium.com/@/...gerce-i-e7b170699056
  • 203
    maca galatasarayi desteklemeye degil de icindeki siniri nefreti kusmaya giden holiganlarin maca gitmemek icin bulduklari bahane.

    kufur edip mesale yakip tribunde kavga cikarip hayatta yasadigi her kotu seyi tribunde unutmaya calisan zavallilar passolig nedeniyle maca gitmiyor cunku onlarin galatasaray sevgisi bu kadar. passolig bastan sona sacma bir uygulama. hic bir yerini savunmam hirsiz kopeklerin hic bir uygulamasini da desteklemem. ama sen fislenicegim maca gitmem diyorsan orda karsi cikarim. fislenicek hareket yapma o zaman kardesim. kavga etme, sahaya bir sey atma, bagirmayan yasli amcanin ustune yurume. zaten yapmaman gereken seyleri yapman durumunda seni tribune sokmayacak bir uygulamaya karsi cikarken fislenmek falan deme. ultraslan beyinli oldugunu bu kadar belli etme. stada asik oldugun renkleri desteklemeye gel.

    passolig protesto edilmeli, ama maca gitmeyerek takimi yalniz birakarak degil. maca gitmeyerek yaptigin tek sey karanlik stadda kupayi kaptaninin suratina firlatip kacan o tup kafanin ekmegine yag surmek. sampiyonlar liginde stadin dolmuyor, yeni hocan yeni oyuncularin daha o dunyaca unlu buyuk galatasaray taraftarini gormedi. sen anderlecht'in genclerini o sahaya gomerdin stad full olsa. ama sen passolig yeaa dedin maca gitmedin. galatasaraylilik bu degil. al passoligini git maca, 50 bin kisi protesto yap ses getir. maca gitmemek demirorene degil galatasaray'a zarar veriyor, kulubun bilet geliri dusuyor, takim taraftari arkasinda hissedemiyor, dunyanin izledigi sampiyonlar ligi macin bos tribunlere karsi oynaniyor, senin galatasaray taraftari olarak dunyada bir reputasyonun var ve bunu kaybediyorsun

    kulup videolar koyuyor sosyal medyaya. niye koyuyor ? cunku bilet geliri azaldi, zor durumda. galatasaray'in sana ihtiyaci var. birakin ultraslan beyinlileri, fislenme derdindekileri. onlarin gazina gelmeyin, galatasaray'i yalniz birakmayin.
  • 206
    tam bir çılgınlık. amacının ne olduğu konusunda hepimiz hemfikirizdir.

    taraftarın tepkisine gelince herkesin farklı nedeni olabilir tabii ama holiganların bahanesi olarak nitelenmesini mantıklı bulmuyorum.
    bu ülkenin psikolojisi bozuk insanı hiçbir şeyi bahane etmez, zaten sorsan muhteşem karaktere sahiptir. bişi yapıyorsa, karşı taraf hak ettiği için yapıyordur. küfür edip, meşale yakan, tribünde kavga çıkaran tiplere kimse müdahale etmiyordu ki. şimdi o adam passolig'den neden çekinsin? kaç kere gözümle şahit oldum. olay çıkartanı almaya gelen güvenlik görevlileri olay çıkaranın arkadaşları tarafından geri yollandı. senelerdir zaten statların her yerinde kameralar var. olay çıkartanlar çok rahat tespit edilebiliyor. derbi gibi özel maçlarda zaten savaş varmışçasına binlerce polis, çevik kuvvet görevlendiriliyor. elinde uzili polis mi olur olm maçta?! ve bu adamların hiçbiri o pislikleri temizlemek için görevlendirilmiyor. bu olay çıkaran adamlar halen sistemin merkezinde zaten. sistem de onlara dokunmuyor.

    passolig protesto edilmeli. hem de maça gitmeyerek edilmeli. hem de derbiye gidilmeyerek edilmeli. çünkü sistem para etrafında dönüyor. sezon başından beri boş tribünleri memnuniyetle izliyorum. kulüplerin gelirleri azaldıkça bu sistemi kuranlara başkaldıracaklar. ama sen koyun gibi hem önüne konanı yersen o zaman işte tüp kafaların ekmeğine yağ sürersin. protesto eden adam, "al bunu da ye" diyen otoritelere "yeter lan sevgimi sömürdüğün, almıyorum" demek istiyor. hala açıklama yapıyolar yok 20 tl yok 15'i kulübe gidiyor bilmem ne... sorun 20-30 tl değil zaten, anlamamazlıktan gelme!

    passolig alan kadar sevmiyor muyuz sanki galatasaray'ı?! o kadar seviyoruz ki bağrımıza taş basıp, sevgilimizden uzak kalmak zorunda kalmayı göze alıyoruz. "passolig'i al sonra statta protesto et" düşüncesi geçerliliğini çoktan yitirdi. kaç senedir tribünler "yeter demirören" diye yırtınmıyor mu?! ne oldu sonunda? hiç bişi, üstüne bi de passolig getirdi adam, bi de saygısızlığına saygısızlık kattı, adaletsizliğini katladı, yandaşlığını coşturdu. bu noktadan sonra benim düşüncem -ki çok kişiden de paralel fikirleri duyuyorum- kendi kulübümüze baskı yapmak. ben kendi kulübüme diyorum "çöz bu işi" diye. aynı şekilde fenerlisi, beşiktaşlısı, konyalısı, mersinlisi de yapmalı. benim gücüm galatasaray'a yetiyor çünkü benim çöplüğüm burası. diğerleri ne yapar bilemem; herkes kendi önünü temizlesin. ama gözüken o ki tüm statlarda derin boşluklar var. şimdi derbiye az bilet satılıyor diye bol bol taraftar stada gelsin çağrısı yapıyor kulüp. daha çok yaparlar! sen taraftarı çağır ama taraftar passolig alsın, sen taraftar çağır ama tff dalga geçsin, sen taraftar çağır ama rakibe haksız desteğe devam edilsin, sen taraftar çağır ama metro çalışmasın, sen taraftar çağır ama yolun olmasın, sen taraftar çağır ama en ucuz bilet 120 tl olsun, sen taraftar çağır ama ısıtıcılar çalışmasın; ne güzel dünya.

    uyanın beyler! sesinizi çıkarmadıkça sistem dürtmeye devam edecek! 100 yıllık camialar, yarınki maçtan yüzlerce daha olacak. ama önce kendimize saygı duymalıyız ki karşıdakinden de duymasını bekleyelim. aynı geçen sene final serisinin son maçında takımın geri çekilmesi gibi. "sonra ne oldu ki allasen" diyorsan evet bişi olmadı çünkü götünü kaldırıp, kulübün çaktığı ateşi yayamadın! sen gidip hala "o maça çıkılmalıydı" dersen, "passolig de olsa alınıp stat dolmalı" dersen daha çok yersin. hak da edersin.

    ha bi de "dünyanın izlediği şampiyonlar ligi maçı boş tribünlere karşı oynanıyor taraftarın repütasyonunu kaybediyoruz" diyorsan halen ayrıntılarda boğulduğunu hatırlatırım. yabancı bi blogda yazı vardı bunun hakkında; bi de yabancı bi twitter hesabının o boş tribünler hakkında şöyle bir twiti vardı: "eğer galatasaray'ın tribünleri boşsa, ülkede hakikaten bir şeyler ters gidiyor." gördün mü? ses getirme böyle olur, belki uefa sitesinde yazmadı bunu ama yabancı basının da elbet bi yerlerinde çıkmıştır. ve bu iş uzadıkça daha da fazla çıkacaktır.

    ekleme: unutmadan belirtmek isterim ki şu kadar passolig satıldı bu kadar passolig satıldı diye açıkladıkları rakamlara inanıp yorum yapmayın. o rakamların bir kısmı "verilmiş, hediye edilmiş, eklenmiş, gösterilmiş" olabilir. kağıt üzerinde şişirilme ihtimaline hiç girmiyorum bile...
  • 208
    maçlara hiçbir zaman nefret kusmaya değil, galatasaray'ı desteklemeye gittim. yeri geldi çok sakin gittiğim maçta galatasaray aleyhine gelişen durumlardan dolayı sinir küpü oldum, yeri geldi en gergin günlerde, daha maç başlamadan, tribündeki arkadaşlarımı görünce dünyanın en naif insanı oldum.

    küfür ettim ama asla sağımdaki, solumdaki adama ya da kendi topçuma değil, galatasaray'a zarar verdiklerini düşündüklerime ettim. tribünde hiçbir zaman kavga çıkarmadım. aksine çıkan tartışmalarda, kavgalarda ayırmaya çalıştım. allah'a şükür yaşadığım kötü bir şeyi unutma yeri olarak tribünü görecek derecede "ilginç" şeyler yaşamadım da. meşale yakmaya gelince, elbette yaktım. hani envai çeşit spor programının jeneriklerinde gösterilen, kulübün daha dün taaraftarı tribüne çağırmak için kullandığı görselde karşımıza çıktığı şekilde yaktım tribün olarak böyle bir aksiyon olduğu zamanlarda. sahaya atmak gibi bir eylemde bulunmaksa aklımdan dahi geçmedi.

    allah'a şükür kendimden büyükleri geçtim, yaşça küçük kardeşlerime karşı dahi darp, sövme, yerme gibi hakaret içeren davranışlarda bulunmadım. "bağırın lan!" dahi demedim. çünkü biliyorum ki, yanımdaki adama bağır demekle değil, onu kendi bağırmanla tezahürata katarsın.

    her neyse, sanırım beni fişletecek herhangi bir harekette pek bulunmamışım bugüne kadar. yıllardır iç sahada, dış sahada ortasında bulunduğum insanların bir çoğunda da görmedim bunları. kendileri ultraslan beyinli diye nitelendirilen zekaya sahip allah'a şükür. yani mesela dünyanın konuştuğu koreografileri ve galatasaray'ın yararına birtakım eylemleri gerçekleştirebilecek kadar donanımlı insanlar.

    şimdi bu ultraslan beyinli diye tanımlanan arkadaşlar ve ben passolig almıyoruz. kombinemizi yenilememize rağmen passolig sistemine tanımlatmıyoruz. alanı da aşağılamıyor, hakaret etmiyorum. zira birtakım yazar arkadaşlar gibi birisinin galatasaray sevgisini ölçeçek donanımım ve yetkim yok. alan insan da sevdasından ayrı kalmamak için almıştır, kendi tercihidir, pekala benden fersah fersah daha iyi bir galatasaraylı olabilir.

    farz edelim ki hakaretamiz cümlelerden etkilendim ve "ulan ben neden passolig almıyorum, baksana adam benden elli kat daha galatasaraylı. hemen passo.com.tr'ye girip kombinemi tanımlatayım." deyip sisteme kaydoldum. benim gibi düşünen on binler de sistemi kilitlercesine saldırıp t.c. kimlik numaraları, adresleri ve bir miktar ekstra ücret ödeyerek passolig edindiler diyelim. işte o vakitten sonra sen 90 dakika aleyhlerinde bağırsan, her çeşit organizasyonla protesto da etsen bu sistemin sahiplerinin umurlarında olur mu sanıyorsun? adam kasasını doldurduktan sonra, affınıza sığınarak söylüyorum, erkeklik organlarıyla dahi ilgilenmezler senin o şahane protestonla.

    düşünsenize paralı seks için eve çağırdığınız kadınla işinizi görürken bir yandan da ona fuhşun ne kadar kötü bir şey olduğunu, kadın bedeninin meta gibi kullanılmasının iğrençliğini ve bu işi yapanları asla tasvip etmediğini söylüyorsunuz. komik değil mi?

    velhasılıkelam şayet söylediklerinizde samimiyseniz, yapılanları onaylamıyor ve bu passolig illetini saçma buluyorsanız protesto eden insanları karaborsacı, çirkef, küfürbaz, galatasaraylı değil diye yaftalayıp onlara hakaret etmeyi bırakın. doğru bildiğiniz protestoyu siz yapın, mani olan yok. kendi doğru bildiği şekilde protesto eden insanlara da dil uzatmayın. çünkü şayet samimiysen sen o adamla aynı cephedesin. yanındaki adama kurşun sıkarsan karşındaki adam tüm mevcudiyetini yerle yeksan eder.
  • 209
    nefret ortamının bizzat futbolu yönetenler ve siyasi iktidar tarafından harlandığı bir coğrafyada meşale yakılmasın, küfür edilmesin diye çıkarıldığına inanmak için fazla saf olmak gerektiğini düşündüğüm futbol kimlik kartı.

    bu işten sağlanan rant hakkında zaten gereken şeyler yazıldı, çizildi. tekrar bahsetmeye gerek yok. ancak insanların fişlenme çekincesi hakkında konuşmak yararlı olacaktır.

    15 ocak 2011 galatasaray ajax maçı'nda tribündeydim. erdoğan bayraktar'ın başkanlık makamımıza ve kulübümüze ettiği hakaretlerden sonra hiç kimseden onay almadan, maç öncesi böyle bir plan yapmadan bayraktar'ı ve tayyip erdoğan'ı yuhaladım, yuhaladık. kendisini ülkenin sahibi olarak gören şahsın muhtemelen bilmem kaçıncı sinir krizine girdiği o akşam adnan polat'ın neler dediği aklımdadır, "protestocuları kameralarla bulacağız ve bir daha stada sokmayacağız." dedi ki o günden sonra sami yen'e gittiğim maç sayısı haşmetmeap polat'ınkinden muhtemelen fazladır.

    hayatım boyunca sahaya bir şey atmadım, meşale yakmadım, tribünde de bünyamin gezer dışında kimseye küfür etmişliğim yoktur. sadece ben değil, galatasaray taraftarı da -sevmesem de- ultraslan'ıyla, diğerleriyle aysal geldiğinden beri türk telekom arena'da maçı oynanmaz hale getirecek bir eylem yapmadı. bunun nedeni ise elbette tribünlerin lordlar kamarasından müteşekkil olması değil; zaten stadın çoğunluğunun kombine olması, sahaya su atan adamın bir sonraki maça giremeyeceğinin ve dolayısıyla parasının yanacağının bilincinde olmasıdır. buna en büyük kanıtım ise bir daha maç oynanma ihtimali olmayan süper kupa statları ve biletleri tek seferlik olan arsenal maçı'nda yaşananlar.

    bu durumda, kombine satışı olan statlarda passolig'in yayılma çabasının ekonomik tabanlı rant nedeninden başka tek nedeni siyasi iktidara karşı tepki gösterilen mekanlar haline gelen stadyumları ele geçirmektir. ileri görüşlü ulu lider adnan polat'ın, 16 ocakta yapamadığını teknolojik sistemlerle, holiganizm bahanesine sığınarak gerçekleştirmektir. güvenlik nedenli uygulamalar ancak siyasal iktidar güven verici bir şeffaflıktayken desteklenmelidir, diğer türlü; hele bizimki gibi ismi kirli olanı bunu yapıyorsa insanların art niyet araması, fişlenme korkusu yaşamaları sahaya bonba atma niyetleri olmasa da normaldir. ultraslan zihniyeti falan eğil, zeka belirtisidir.

    tabi ki ultraslan zihniyetli falan değilim. geçen sene aynı hür iradeyle 34. dakika protestoları yapan taraftarı sindirmeye, susturmaya çalışan grup ultraslan'dı. ultraslan'ın bu konudaki ve yine bilete dair aysal ile arıboğan konusundaki tavrı kesinlikle oportünisttir. oportünist olması, haklı oldukları gerçeğini değiştirmez. tutarlı değiller, tutarlı olmamaları haklı oldukları gerçeğini değiştirmez.

    2014 yılındayız, bu ülkede sadece bağırıp protesto ederek bir şeylerin çözülmediğini artık anlamış olmanız lazım. passolig denen tepeden inme, aktifbank denen yandaş grubuna rant kazandırmaktan başka bir işlevi olmayan ve siyasi iktidar protestolarını yapanları fişleme amacı güttüğünü anlamak için dahi olmak gerekmediği bir uygulamayı bitirmek için galatasaray'ı, ondan uzak kalacak kadar sevmemiz gerekiyor. biz başta olmak üzere anadolu tribünleri de beşiktaş tribünü de boş kaldıkça futbol aziz yıldırım, başakşehir ve kasımpaşa arasında oynanan bir oyun haline gelmeyecek. hiçbir ideoloji, hiçbir rejim ekonomik koşullara üstün çıkamayacağı için bu uygulamadan seve seve vazgeçilecek.

    ya da tüm dediklerimi boş verin. iyi bir galatasaraylı olmak için stada gidin, aksi bir hakem kararı oldu mu yeter yıldırım demirören yeter diye bağırırsınız, metroya giderken bizim stada neden bir çivi bile çakılmıyor diye düşünürsünüz.

    atasözümüz bile var: "act, and you may eat dinner. think, and you may be dinner."

    not: klingonum.
  • 210
    reklamında kadir çöpdemir'in rol icabı olarak bile tam olarak ikna etmekten aciz kaldığı saçmalık. iş en sonunda şuna geliyor, "maçı izlemezsen ölür müsün? yılda 15 tl fazladan versen fakir mi olursun?" ikisinin de cevabı "hayır" olduğu için passozik almalıyız.

    ver abicim işte parayı ya, nelere para harcıyorsun bir düşün, 15 lira ne ki. maçı da siktir et yani passozigin olsun otur evinde izle çünkü digitürk de mamalansın.
  • 211
    her dayatilana evet diyenler olmamak icin hayir denmesi gereken olusum. sen hicbirseye hayir demedigin icin oluyor bunlar. sen hayir demezsen seneye badka birsey daha cikartip daha cok söğüşlerler herkesi. ama sadece galatasaray degil feneri besiktasi da karsi cikmali. tribunler gerekirse alti al bombos kalir ve bir kere olsun su basimizdaki insanlar geri adim atar. sirf bunu gosterebilmek icin hayir demeliyiz. derbi bos tribunlere oynanacak olsa bile.
  • 215
    şerefli (!) türk spor basınının methiyeler düzdüğü baş belası uygulama. aşağıdaki haber bugün birçok internet sitesinde yer aldı:

    --- alıntı ---
    g.saray-f.bahçe derbilerinde alışkın olduğumuz tribün olayları bu kez yaşanmazken passolig’in etkisi de bir kez daha gözler önüne serildi... kart satışında g.saray, 95 bin ile ilk sırada bulunurken cumrtesi günü oynanan karşılaşmada öncekilerin aksine sahaya en ufak bir yabancı madde bile atılmadı tribünlerde olay yaşanmadı.

    passolig’in uygulanmadığı süper final’de sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle maçta problemler yaşanırken 40 bine yakın kişinin izlediği derbide bu kez en ufak bir hadise bile yaşanmadı...
    --- alıntı ---
  • 218
    --- alıntı ---

    meyvelerini vermeye baslamistir.

    galatasaray ve fenerbahçe derbisinden sonra 19 kişi hakkında “6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna muhalefet” suçundan işlem yapılarak, 2’si çocuk 19 taraftara seyirden men cezası verildi.

    istanbul emniyet müdürlüğü’nden yapılan açıklamada 11 kişinin stada usulsüz girdiği, 2 kişinin alkollü olduğu halde dışarı çıkmadığı, 2 kişinin stada yasak madde soktuğu, 3 kişinin kimliği hakkında yalan beyanda bulunduğu, 1 kişinin de stada usulsüz seyirci aldığı belirtildi.

    --- alıntı ---

    2 taraftarimizi alkollu oldugu gerekcesiyle resmen seyirden men etmisler!

    http://collegian.csufresno.edu/...s/2007/09/n_beer.jpg
  • 219
    22 ekim 2014 galatasaray borussia dortmund maçında uygulanmayacak olan lanet uygulamadır.

    passolig protestosuna kalpten katılıyor ve destekliyorum. ancak; bu maç için maça gitmeyin, protesto edelim falan gibi saçma öneriler getirmenin de alemi yoktur. arkadaş sen passoligi protesto ediyorsan, bu maç uygulanmıyor işte. senin en önemli şampiyonlar ligi maçın. gel stadını hınca hınç doldur. doldur ki adamlar görsün bu aptal uygulama olmayınca tribünler nasıl doluyor, nasıl panayıra dönüyor. bu karşılaşmaya asıl katılımı gerekenler, passoligi protesto eden galatasaraylı dostlardır.
  • 222
    sanirim fenerbahce'ye kanun tanimaz şikeci başkanlari aziz yildirim sayesinde uygulanmayan sistem. zira benim fenerbahce kombinesi almis olan aile içinden tanidiklarim bildiğin kombine kartla maclara giriyorlar. bu kartlar kulübün bizzat yolladiği kombine kartlar. bu nasıl iş arkadaş? bilen varsa aydinlatsin lütfen. herkesi uyutarak başka bir 17+1 mi uygulanıyor?

    edit: gelen cevaplar için suser kardeşlerimin hepsine teşekkür ederim. fenerbahce henüz sisteme giriş yapmamış ve her giriş yapmadığı maç için ceza ödüyormuş lakin bu rakamın ne olduğu ve ödenip ödenmediği hakkında bi muallak var. sonuç olarak toplamda bence bi usulsüzlük var. tsl'deki her takım öyle ya da böyle buna geçmeden bu sistem nasıl uygulanır? o zaman biz de 5+3'e uymayıp her maç cezamızı ödeyip 11 yabancıyla çıkalım. var mı öyle yağma?
  • 223
    bayadır statlardan uzak kaldığım için bugünlerde ne olduğunu, neden bu kadar tepki gösterildiğini anlamadığım sistem. tv'den öğrendiğim kadarıyla bu sistemle bedava bilet ortadan kalkmış, tribünlerde terör estirenler ve sahaya her türlü madde atanlara engel getirilmiş oluyor. herkesin koltuğu belli olacak. her yer kameralarla donatılacağından taşkınlık yapanlar anında belirlenecek.

    benim anladığım doğruysa neden bu kadar tepki gösteriliyor? statlar boş kalıyor ama zamanla çoğalacaktır. henüz yeni bir sistem. eğer ben yanlış anladıysam doğrusu nedir?
  • 224
    amacı güvenlik sağlamak değildir taraftarı tribünden kaçırmaktır ve amacına ulaşmıştır.

    koskoca 50 bin kişilik tribünde bir çok kişi kendi koltuğunda oturmadığı için zaten bir işe yaramayacağını söylemiştik.
    düşünün ki o gün maça gittiniz , ve fazla kalabalık değil. daha iyi izlemek için bir iki koltuk öne geçseniz sistem kendinden iflas etmiş oluyor.
    yada bir şey atmak isterseniz gidin yanınız boş ise oradan atınız böylece sistem yine bi boka yaramaz hale gelecektir.
  • 225
    cahilliğimi mazur görün, dünyanın neresinde stadyumda bir maç izlemek için bir banka müşterisi olmanız gerekiyor? neden bir insan stadyumda maç izlemek için kredi kartı almak zorunda kalıyor? üstelik ne tesadüf ki bu işi iktidarla akrabalık bağı bayağı kuvvetli olan çalık grubunun bankası aktifbank alıyor. gerçekten güvenliği sağlamanın tek yolunun bir bankaya müşteri olup, kredi kartı kullanıp, yıllık kart ücreti vererek olacağını düşünüyorsanız çok doğru bir sistemdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın