• 27
    galatasaray futbol takımının yapmaya çalışıp yapar gibi göründüğü baskı çeşidi.

    kenarda teknik direktörümüz okan buruk, sürekli eliyle bas bas bas şeklinde sert jest ve mimiklerle takımı uyarıyor. sürekli tekrarlanan bu fırçalara riayet eden ön alan oyuncularımız adam adama rakibe basmaya çalışıyor, 1 kişi basıyor, 2. kişi de basıyor ama arkaya bakınca bir de ne görsün… baskıyı gerçekleştiren 5 hücumcunun (mevcut kadroda icardi, mertens, rashica, kerem, oliveira), geride pozisyon alan torreira + 4 defansla aralarında konya ovası gibi boşluk oluşmuş… hayda, şimdi o haldır huldur pres yapan hücumcular bu boşluğu kapatmak için baskıyı kıran rakibin peşinden koşturacaklar.

    çok gülüyorum maç esnasında. 2022 futbolunda ön alan presini şeyine güvenmiyorsan yapmayacaksın, hem taktiksel anlamda zayıfsın hem fiziksel anlamda preste zorlanan 1-2 çürük elma topçun var, hem de bunları umursamadan şok pres deniyorsun. takım boyu 60-70 metre… amaç ne?

    ne diyeyim, iyi ki avrupa ligi oynamıyoruz. şöyle kaliteli bir orta ölçekli avrupa takımı çıksa karşımıza, 5 tane tertemiz sallardı. galatasaray o kadar sıkıntılı diziliyor ve o kadar sıkıntılı dizilmesine rağmen ön alan presi yapmaya çalışıyor ki rakibe avantaj sağlamaktan başka işe yaramıyor.

    alanyaspor maçında iyi yaptık falan denilir şimdi. çoğu büyük takım alanyaspor’u önde basarak pert etti nitekim. ben sağlıklı, eli ayağı düzgün bir pres şablonu kast ediyorum. 90 dakikaya olmasa dahi 65-70 dakikaya yayılan bir baskı oyunu.

    şurada kaldı 2 hafta. bu iki hafta kendimize denk takımlarla oynayacağız. ak koyun kara koyunun ortaya çıkma vakti geldi. hayırlara vesile olsun.
  • 30
    ön alan baskısı yerine göre çok iyi çok faydalı olsa da yerine göre size kıyameti de yaşatabilir. orta sahasında ve stoper tandeminde teknik, pasör oyuncular var ise bir takıma ön alan baskısı yapmak oldukça tehlikelidir. çünkü ön alan baskısı yaptığınız zaman takımı ileride daraltırsınız ve kanatlarınız ile orta saha göbeğinizde boşluklar bırakırsınız. rakip takımda dediğim gibi teknik pasör topçular var ise bu baskınızı çok rahat kırıp bir anda sizi eksik yakalayabilir. özellikle 6 numaranız bir anda 3e 1 kalıp nereye koşması gerektiğini kestiremeyebilir. şöyle düşünün xavi ve iniesta gibi iki zeki ve teknik orta sahaya pres yaptığınızda bu çoğunlukla yorulmanız dışında hiçbir işe yaramaz. ön alan baskısı görece sizden düşük, top tekniği iyi olmayan mücadeleci takımlara karşı çok işe yarar ama dediğim gibi ileri düzey takımlara karşı bir anda 3 4 - 0 geriye düşüp kıyameti yaşamanıza da sebep olabilir.
  • 31
    galatasaray’ın 2022-2023 sezonunda yapmaya çalıştığı ancak yapamadığı olaydır.

    tam yapılamadığı süreçte takıma büyük zarar verir.
    bizim maçların çoğunda bu baskı yarım yarım yapıldı.
    dolayısıyla çok fazla açıklık buldu rakiplerimiz. takım boyumuz arttı. oyuncular daha çok koşmak zorunda kaldı.

    gerek şart değildir. eğer yapamıyorsan başka bir taktiğe yoğunlaşmalısın. bu taktik opsiyonları bulması gereken kişi de ben değil, okan buruk ve ekibidir.
  • 32
    okan buruk'un teknik direktörlük mentalitesinde var ama takımı profil olarak bu konuda yeterli bulmadığı için 2022-2023 sezonunda takım halinde ön alan baskısı yaptırmıyor diye düşünüyorum.

    genel olarak ileride 5 kişiyle biraz "ya tutarsa" şeklinde ön alan baskısı deniyoruz. işe yararsa etkili olunabiliyor, işe yaramazsa da arkadaki 5 kişiyle en azından savunma yapabiliyoruz. komple baskı yaptığımızdaki kadar yüksek risk almadığımız için etkisi de doğal olarak çok fazla olmuyor ama savunmada da fazlaca geçiş yesek bile çok fazla net pozisyon vermiyoruz.

    okan buruk'un iyi kötü işleyen ve sahaya da yansıyan bir oyun planı var ama tempo ve coşku az olup, bir de olumsuz skorlar olursa galatasaray taraftarı beğenmiyor diye düşünüyorum. okan buruk'un oynattığı futbol galatasaray taraftarının idealindeki futboldan uzak ama tarz olarak biraz lucescu'ya benziyor şu anda, ki hem fikstür zorluğu hem de daha oturmamış takımla lucescu gibi pragmatik davranması da bana biraz mecburi gibi geliyor.
  • 33
    tamamen saha parselleme işidir. yüksek fizikalite gerektirir. ben manchester city yada bayern münih'in deli dana gibi bastığını görmedim. gayet sahayı parselleyip rakibi istediği yönde zorlayıp hata yaptırıyorlar. prime barcelona da böyleydi. 1-2 günlük bir olay değil, beraber oynamaya alışkın bir oyuncu grubu ile sağlam fizik kondisyon ile yapılabilir birşey.
  • 34
    galatasaray futbol takımın mevcut sezonda* bazen iyi bazen kötü yaptığı olaydır. özellikle maçlar sıkıştığı zaman çok suni bir baskı oluyor. forvetler ve orta saha 2lisi önde basınca orta sahada kocaman bir boşluk oluşuyor. bir bakıyoruz top kendi yarı sahamızda. bunu düzgün bir şekilde uyguladığımız zaman rakipler pozisyon dahi bulamayacaktır.
  • 35
    göründüğü kadar kolay olmayan ve çoğu yazar arkadaşımızın da dediği gibi alan parselleme ile alakalı bir durum.
    fakat ön alan baskısını rakiplerimize bakarak referans almamamız gerekir. niye referans almamamız gerektiğini aslında geçen hafta sözlükte bir çok arkadaşımız değindi. neydi o değindikleri şey? faul sayıları.

    --- alıntı ---
    peres+serdar+szalai+gustavo+lemos=4 sarı kart
    abdülkerim=4 sarı 2 kırmızı kart
    abdülkerim oynadığı 8 maçta toplam 10 faul yaparken, fb stoperleri toplam 36 faul yapıp abdülkerimden daha az kart görmüşler

    --- alıntı ---

    şuan bakıldığı zaman ligde en iyi ön alan baskısı yapan takım fenerbahçe olarak gözüküyor. stoperleri yavaş olmasına rağmen, ön alan baskının altın kuralı olan takım boyu kısaltmayı da uyguluyorlar. takım boyu kısa olduğu için de mecburen bu yavaş stoperler orta saha yaklaşıyor ve arkada devasa boşluk bırakıyorlar. bu boşluklara rağmen nasıl pozisyon vermiyorlar? bingo, bunun sebebi üstteki alıntıda saklı. hatta ikili mücadeleye girip faul de alıyorlar. yani ön alan baskısının en cafcaflı kısmını halletmiş oluyorlar. tıpkı bizden şampiyonluk çalan sergen'li beşiktaş gibi. onlar da bu şekilde şampiyon oldular. özellikle wellinton ile rakibe her topta faul yaptılar ve cezasını çekmediler. ilk şampiyonlar ligi maçında iki stoperi de sarı kart gördü ve takım geri koşmak zorunda kaldı.

    o yüzden ön alan baskısını düşünürken, referans noktamız fenerbahçe ve beşiktaş olmamalı.
  • 36
    defanstan pas yaparak çıkma(oyun kurarak değil, paslaşarak) ile harmanlanıp hibrit hale getirilmesi gereken oyun. bunu tek başına bir oyun felsefesi olarak benimsemek malesef yıldız futbolculara yaramıyor. galatasaray futbol takımında dünya kupası arasında bu kadar çok oyuncunun sakatlanması kesinlikle tesadüf bir olay değil. topu bam güm ileri dikip prese başlıyoruz. tek devrede 80 top kaybımız oluyor. bu sürekli koşmamız demek. her adelenin bunun altından kalkabilmesi mümkün değil.
  • 37
    okan buruk önderliğinde bu sezon takımımızın genel itibariyle başarıyla uyguladığı sistem.

    kaptığımız toplarla hızlı hücum yaparak golleri buluyoruz, nitekim dünkü maçta * milot rashica'nın golünde de yine yaptığımız baskı sonucu yunus akgün'ün topu kapması söz konusu.

    yine aynı maçta bizim aleyhimize yaşanan bir pozisyon var.
    https://youtu.be/4Bb1IRrFer0

    özet videosunun 01:20 saniyesine geldiğimizde rakibin atağında victor nelsson istanbulspor hücum oyuncusunu neredeyse rakip yarı sahanın ortasında karşılıyor.

    rakip oyuncu eduart rroca bunu sezip duvar pası ile nelsson'u ekarte ediyor ve hızlı hücuma çıkıyorlar.
    defansta neredeyse 3'e 1 kalıyoruz, allah'tan adamlar pas hatası yapıyor da bizim oyuncular defansa yerleşecek zamanı bulabiliyor.

    aynı pozisyonu avrupa maçlarında rakiplere verirsek onlar bu hatayı yapmaz, golü bulur.

    okan hoca da bunun farkındadır mutlaka, avrupa maçlarında sağda sacha boey ile birlikte solda da hücum bek ile maça çıkacağımızı sanmıyorum.
  • 38
    hakkıyla ve etkili yapıldığında neler olduğunun birçok güzel örneğini yaşadık. ancak dişlilerden biri aksar, ve rakip bu baskıyı kırarak çıkarsa arkada az adamla yakalanmak gibi bir riski barındırdığını da bazı maçlarda gözlemledik.
    elbet başta zaniolo olmak üzere kadroya yeni isimler girebilir, ancak şimdiye değin ideal ön dörtlümüz olan icardi - mertens - kerem - rashica'dan gidersek, ciddiyeti bir an elden bırakır, rakibin pasla çıkması engellenemezse yalnız hemen diplerinde baskıya gelen torreira ve oliviera'yı değil, rakip forvetleri kendi yarı alanlarının ortalarına kadar kovalayan nelsson ve abdulkerim'i de taca çıkarmış olurlar.
    mertens ve icardi olduğunda pek gözlemlemiyoruz ancak mata ve gomis'in sahada olduğu dakikalarda bu zincirin kırılma riski artıyor. ancak yine de hazırlık maçı dahi olsa mata ve gomis'in ellerinden geldiğince alanlarını iyi savunduklarını söylemezsek haksızlık etmiş oluruz. ancak elbette resmi maç atmosferi farklı olacaktır. özellikle puantajda üstte ve altta hedefleri netleşen takımların biraz daha dişli olacaklarını (en azından bize karşı) tahmin etmeye gerek yok....
    (bkz: 2022-2023 sezonu)
  • 39
    elbette her oyun planının bir antitezi, bir zayıf noktası vardır. rakibin kadro yapısına, oyun planına göre bu zayıflıklar daha çok ortaya çıkar ya da tam tersi zayıflık olarak bile görünmez. keza aynı şekilde senin de kadro kalitene göre, takım uyumuna göre bu zayıflıklar olduğundan daha önemsiz hale getirilebilir.

    galatasaray yoğun bir ön alan baskısı yapıyor. bu sadece fizik kondisyonun iyi olması ile alakalı bir durum değil. hatta muhtemelen pek çok futbolseverin aksine ben fizik kondisyonun o kadar da önemli olmadığına inanırım. profesyonel bir futbolcu, bir süper lig oyuncusu, hocasına, takım arkadaşlarına, hedefe ve oyun planına inanıyorsa takımın başında kondisyoner olmasa bile bireysel çalışarak kendini o oyun planının kendisinden beklenenleri karşılayacak seviyede tutar zaten. bunlar senelerdir profesyonel antrenman yapan insanlar, neyi nasıl yapacaklarını bilirler. o sebeple ver kırbacı bartalli, ver kırbacı piri gibi entrylere çoğu zaman gülüp geçmişimdir. kondisyoner bu kadar önemli bir şey değil profesyonel futbolda. oyuncu oyun planına, sisteme inanmıyorsa hiçbir önemi yok hatta. klopp takımları hep çok koşar, kondsiyoneri kim bilen var mı? real madrid'in kondisyoneri kim?

    o yüzden ön alan presi kondisyonla çok alakalı bir mesele değildir. nihayetinde bu takımın başına barcelona kondisyonerleri de geldi rijkaard zamanında ve bir şey olmadı. bu ön alanda baskı oyununda önemli olan pozisyonlardır benim için. elbette savunmanın öne çıkması nedeniyle stoperlerin ve beklerin hızı, rakip forvetlerin hızı, rakip takımın pasla çıkma becerisi falan da önemli ama bu sene için diyorum, galatasaray futbolcuları birbirine ve oyun planına inanıp da motive oldukları sürece bu ligde bu sene bu ön alan baskısına çözüm üretebilecek bir takım yok. ligi koparır galatasaray. çünkü topu kazandığı noktada hızlı karar verip bitirici pasları atacak oyuncu da var yeterince takımda. yani ön alan baskısı sadece rakibi hataya zorlamakla kalmıyor, top kazanıldığında hazırlıksız rakip üzerine doğru hücum da edilip skora da gidilebiliyor. ama dediğim gibi göze hoş gelse de ciddi handikapları da olan bir oyun. nihayetinde 96 2000 arasında 4 sene sonudna ancak az zafiyet yaratan bir hale gelebilmişti bu oyun.

    tek bir doğru yok futbolda ve bir hocanın görevi de olası sorunlara çözümler üretmek ve var olan oyun planını güncel tutarak ufak tefek yeni eklemeler yapmak, rakibi şaşırtmaktır. tabii iyi işleyen bir oyun planınız varsa kadronuz da rakiplerden daha kaliteliyse -ki bu sene öyle- sadece iyi bir motivasyonla bile halledilir işler. bu sene bu yüzden galatasaray ligi koparır diyorum ben şimdiden.
  • 43
    yapsan bir dert, yapmasan bir dert. ancak yaptığımız için mauro icardi bazı pozisyonlarda vuramıyor maalesef. diyebilirsiniz ki profesyonel futbolcu hem presini yapacak hem de golleri atacak o da doğru ama olmuyor işte. dries mertens de aynı dertten muzdarip. sergio oliveira'nın son maçlarda kötü görünmesinin bir sebebinin de önde pres çizgisini iyice ileri çıkarması olarak görüyorum. önde pres yapmaya devam etmeliyiz ama oyun içerisinde oyunculara dinlenecek aralıklar da bırakmalıyız. 90 dakika tüm saha pres pek mümkün görünmüyor.
  • 44
    10 oyuncu gücünün son damlasına kadar yaparken bir tanesi aksarsa işe yaramayacak prestir. dolayısıyla sergio bu form durumundayken aralıksız yapmamız takımı gereksiz yere yoruyor, allah'tan insan üstü mücadele ve reaksiyonla açık vermedik. normalde dünkü eforlu prese sergio da katılsa zaten 3-4 pozisyon daha kazanırdık ama o yeterince efektif uygulayamayınca topu kazanamayıp boşuna yoruluyoruz. en azından rakibi caydırdık yine ama hücum anlamında pahalıya patladı bu.
  • 45
    saha parselasyonunda uzmanlaşma gerektiren olay. sahayı genel olarak kötü kullandığımızı düşünüyorum. sahaya yayılma anlamında kat etmemiz gereken çok mesafe var.

    takımın merkezinde bir tane 36 yaşında bir tane de koşmayı bilmeyen adam var. forvetimizde de fiziksel kalitesi yerlerde bir santrfor olunca bu oyunu oynamak gerçekten zor. icardi geldi mi yapıştırıyor falan ama daimi yorgunluğunu ne yapacağız bilmiyorum. 60-65'ten sonra tamamen düşüyor oyundan. arkadaki 2'li zaten 55'lerden sonra cesede dönüyor.

    seneye sol bekle geçiştirilecek kadar az bir ihtiyacımız yok bence. bayağı omurga üzerinde düşünmemiz lazım. torreira'yı bile elimizden kaçırır bu ikili. adam 6-8-10 ne gerekiyorsa yapıyor. diğerleri kendi görevlerini bile yapamazken bu kadar yük 1.65'lik adama binmeye devam ederse tası tarağı toplayıp gider. ara pasını torreira atsın, oyunu torreira kursun, rakip atakları torreira kessin, 2 metrelik adamlarla hava topuna torreira çıksın, şutu da torreira atsın. oliveira-mertens ikilisi değişmezse seneye içimizden geçer geçer dururlar. ıcardi işini de uzatmamak lazım. alacaksak bir an önce alıp yaz kampına sokmamız gerek yoksa o bahaneyle tüm sezon, yazın kampta yoktum ayağına tembel tembel takılmaya devam eder. bak o da sıkıntı. avrupa platformunda icardi'ye bile fiziksel eksiklik anlamında tolerans gösterilemez. avrupa'da o da koşacak.

    rashica da aynı şekilde. bir an önce akıbeti belli olmalı. ezber isteyen bir şey bu. tam takım en az 100 antrenman + maçla bir noktaya gelinebilir. 1 ay biri, 2 ay biri geç gelecekse işimiz yaş.
  • 46
    takımımız özelinde mertens sahada yokken yapmamamız gereken baskı. alanı çok iyi kapatıyor ve arkadaşlarını çok iyi yönlendiriyor. sonucunda başarılı olursak doğru koşuyu ya da doğru pası yapabiliyor. fazla efor sonrası yorgunluk kaynaklı bitirmede ya da ayakta kalmakta zorlandığı çok açık bir durum. nasıl bir çözüm üretilir bilmiyorum ama ön 3lü, mertens ve torreria ya çok yük biniyor bu düzende.
  • 47
    modern futbolda yapılmaması düşünülemez olay. ana eksende ciddi yorgunluk başladığı için (icardi, mertens, sergio) ve ilk ikiyi yedekleyecek kalitedeki zaniolo'nun pres performansının çok zayıf olmasından dolayı kalitesi bir tık düştü. bir yandan da takım boyunu biraz daha uzattık, daha şampiyonluk garantisi bir oyuna geçtik.

    bu sene fener maçına kadar bir daha o presi göreceğimizi sanmam. bu arada barış alper'in yarıda oyuna girdiği alanya maçında da çok iyi yapmıştık.
  • 48
    maçların ilk 15-20 dakikası özellikle iç sahada işe yarıyor fakat bu sürede skor alamazsak ilerleyen dakikalarda başakşehir gibi, k.gümrük gibi a.demir gibi ayağa oynayan ve pasla çıkan takımlar karşısında özellikle 55-60 tan sonra takım motoru kapatıyor, pres göstermelik yapılmaya arkada boşluklar verilmeye başlanıyor. gerekli müdahaleler yapılmadı takdirde de kötü sonuçlarla karşılaşıyoruz.
  • 49
    doğru pozisyon alırsan, çok koşmana gerek yok. ne demişti imparator; futbol pozisyon oyunudur. hamit altıntop, hiçbir zaman melo ya da torreira kadar koşmadı, koşamazdı ama herif öyle zamanda öyle bir yerde olurdu ki, koşmasına bile gerek kalmazdı, adamın dibinde biterdi zaten doğru pozisyon ile. bence 2013 hamit performansı underrated bir performanstır.

    elmander gibi, hakan şükür gibi koşmaya gerek yok artık futbolda. onlar özeldi zaten, nev-i şahsına münhasır topçulardı. emre - okan - suat üçlüsünü de bulamayız bir daha. doğru yerde doğru pozisyonu alsın yeter. yeni hamit’leri bulmamız lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın