resim
Omar Elabdellaoui
Takım:Bodø/Glimt
Mevki:Sağ Bek
Yaş:33
Boy:1.79
Uyruk:Norveç
  • 626
    yaşadığı talihsiz kazaya, tarifi imkansız şekilde üzüldüğüm aslan yürekli futbolcumuz.
    bu ana kadar beklememin sebebi, ne yazacağımı gerçekten bilemememdi.
    hala daha tam anlatabilecek miyim hislerimi, bilmiyorum.
    neyse, elimden geldiğince anlatmaya çalışayım.
    ben görmediğim için zihnimde tam olarak canlandıramıyorum ama şüphesiz ki gözümüz bizim çok önemli ve önemli olduğu kadar hassas organımız.
    tabii ki yaşadığı sıkıntıyı en doğru şekilde omar anlar ama ben biraz olsun kendisini anladığımı hissettim kaza haberinin ayrıntılarını duydukça.
    bugüne dek gözle ilgili yaşadığım sıkıntılar aklıma geldi.
    benim gözlerimi açma ihtiyacım olmadığı için göz kaslarım sizinki gibi gelişmiş değil, bu sebeple gözlerim kapalı halde kalıyor sürekli, açmam için özel ve yorucu şekilde çaba göstermem gerekiyor.
    ilk etapta bunun çok önemli olmadığı düşünülebilir, ama işin aslı öyle değil işte.
    gözlerim kapalı durduğu için, gözüme toz, kum ve sair küçük cisimler bir şekilde girince veya kaçınca, uzun süre boyunca acı hissediyorum.
    yıllar yılı kullanmadığım için gözlerimi, göz sinirlerim sanki çürümüşçesine işlevini yitirdiği için dışarıdan gelecek zerreciklere karşı duyarlı olamıyor maalesef.
    bu anlattıklarım, bugüne dek pek çok kez yaşandı.
    yazıya dökerek anlatamam, şuur kaybettirecek şekilde acı ve baş dönmesine benzeyen tuhaf bir his yaşadım defalarca.
    sanki bir kısır döngü gibi, belirli dönemlerde gözüme kaçan toz, kum benzeri cisimler gözümü çizdi ve gözümü açamadığım için, sürtünmenin de etkisiyle gözümdeki yara daha da derinleşti, tahribatın boyutu daha da arttı katlanarak.
    ameliyat riskimin olduğu bile oldu ama neyse ki her seferinde toparladım.
    ben omar'ı, kendisi kadar olmasa da biraz olsun anladığımı sanıyorum işte bu nedenden ötürü.
    hep aklımın bir yerinde, "gözüme yine bir şey kaçacak, gözümü çizecek ve o tarifsiz batışma hissi, o acı hissi yine günlerce sürecek." hissi var.
    edindiğim acı tecrübelerle birlikte eskiye göre daha da dikkat ediyorum, umarım bundan sonra olmaz tabii ki. :)
    hatta normal zamanlarda da, gözüme hiçbir şey kaçmasa bile, özellikle güneşte kaldığım zaman gözüm kuruyor ve yine o bahsettiğim batışma hissini yaşıyorum ara sıra.
    sözün özü benim, gözlerimle ilgili yıllardır süregelen ve pek de çözümü olmayan, yani şu ana kadar var olan bir çözüm duymadım, bu tip bir sorunum var.
    ben omar kardeşimizin haberinden sonra doğru düzgün uyku uyumadım; çünkü onun yaşadıklarını az çok hissettim onun yaşadığı benim yaşadıklarımdan on kat, belki yirmi kat daha ağır olsa da.
    yukarıda anlattıklarım aklıma geldi, sanki tekrar yaşadım o anlattıklarımı.
    umarım, okuyacak olanları sıkmamışımdır, başınızı ağrıtmamışımdır.
    inşallah omar en kısa zamanda sağlığına kavuşur.
  • 766
    neden galatasaray?

    bu sorunun cevabı, omar.

    takımdakiler omar'ın durumunu görmüyor mu sizce? omar'ın başına gelenler benim de başıma gelebilir diye düşünen yok mu sizce?

    sonra bir bakıyorlar ki, hoca, kulüp, taraftar sahip çıkıyor. başıma ne gelirse gelsin, arkamda dünyanın sayılı kulüplerinden birisi var diyor.

    "burası sanırım olmak istediğim, ait olduğum yer" diyor.

    işte bu ve benzer örnekler yüzünden henry onyekuru monaco'da deli taklidi yapıyor, denayer havalimanında koltukta sabahlıyor, melo'su, podolski'si, drogba'sı burayı unutamıyor.

    açıkçası ben bu kulübün yerli/yabancı futbolcusu olsam ölümüne oynarım.

    biz bir aileyiz kenetlendikçe daha da büyüyen...
  • 1321
    bakara suresi 216. ayette; “sizin şer bildiklerinizde hayır, hayır bildiklerinizde de şer vardır” diyor yüce yaradan.
    biz o gün omar’a çok üzüldük, yapmamız gerekeni yaptık ama bize şer olarak döndü.
    vefamızı kötü kullandı.
    ama işte biz bunlara üzülürken diğer taraftan o talihsiz an yüzünden yeni bir sağ bek aldık.
    ve o sağ bek kulübümüze 30 milyon euo kazandırdı.
    yani aslında yaptığımız iyiliğin karşılığını almış olduk.
  • 230
    yaşı yetenler capone'nin ilk maçını hatırlar. onun o gün verdiği duyguyu 20 küsür sene sonra tekrar yaşattı bana.*

    ligde fizik gücü yüksek, top tekniği de ortalama üstü her bek fark yaratıyor.

    omar ile buna kavuştuk.

    önünde kim oynarsa oynasın ligin en şanslı kanadı olur.

    feghouli'nin maç sonunda sosyal medya paylaşımı bile memnuniyetinin göstergesi.

    hazır olmayan feghouli'yi bile oynattığı gibi, yükünü sırtladı.

    allah nazarlardan korusun.

    menajerine de biraz daha verin, az vermişiz :p
  • 741
    https://twitter.com/...466996516638733?s=21

    bazı taraftarlarımız, saha dışı gerçekleşen bir olay olduğu için sözleşmeyi feshetmemiz gerektiğini söylediler. hiç yöneticilik yapmadıkları hiç ekip yönetmedikleri o kadar belli ki.

    hocanın bu hareketleri ile galatasaray belki bu yıl hiç oynatamayacağı oyuncusuna size göre boşuna para ödeyecek. ama diğer oynayacak futbolculara öyle bir mesaj veriliyor ki. galatasaray büyük kulüp, zor anınızda sizi satmaz mesajı o kadar içlerine işliyor ki, bunu para ile satın alamazsınız. bunlar olmazsa o oyuncuları takım oyuncusu yapamazsınız.
  • 958
    sakatlık dönüşü kendini izlerken hayretler içinde kaldığım büyük hikaye, büyük disiplin.

    normal bir sakatlık değil. bildiğin ölümden döndü bu adam. gözlerini kaybetme tehlikesi atlattı ve bildiğim kadarıyla tek gözü hala sıkıntılı.

    futbol çok ciddi bir disiplin isteyen spor. 6 ay sakatlık yaşayan futbolcular geri dönüşte çok sıkıntı yaşıyor hatta bazıları eski formuna dönemiyor fiziksel olarak. bu adam o talihsiz kazayı geçirdiğinde 29 yaşındaydı. genç de değildi yani. dönüşünde 30 yaşında oldu, 1 sene uzak kaldı futboldan. ve dönüşünde fiziği de temposu da hala aynı. ne kilo fazlalığı var ne de hantallık. belli ki hep sahalara döneceği günü beklemiş, bunun için hep mental olarak hazırda durmuş. yemesine içmesine dikkat etmiş, sporunu aksatmamış.

    allah kimsenin başına vermesin ama böyle bir kazadan sonra insanın gireceği bunalımı düşünün. hayattan kopar çoğu insan, ciddi bir depresyona girer. yeme içme düzeni bozulur, kendine dikkat etmemeye başlar. ama belli ki omar hep diri ve disiplinli kalmış, hep döneceği gün için hazırlanmış.

    şapka çıkarıyorum kendisine şapka. helal olsun. dillendirmek istemiyorum ama eminim hepimiz bir yandan arzuluyoruz; bu sene bir kupa var... olur da o kupaya uzanırsak takımın, fatih hocanın ve dome hocanın ayrı ayrı hikayeleri anlatır, hepsinin emekleri yazılır ve çizilir. peki ya omar?

    o kupaya uzansak da uzanmasak da omar'ın hikayesi başlı başına hikaye, belgesel. ama yine de o kupa... özür dilerim, duygularıma yenik düşüyorum ama o kupa bizim olmalı. omar'ın geri dönüşü ve hırsı için bile en çok biz hak ediyoruz o kupayı.

    günlerce uyuyamadığım, aklımın senden bir an olsun ayrılmadığı o talihsiz kazadan sonra seni tekrar sahalarda görmek harika bir şey. nazar değmesin güzel abim.
  • 234
    (bkz: 12 eylül 2020 galatasaray gaziantep fk maçı)

    ilgili maçtaki performansı çok abartılan futbolcumuz. sadece çok hızlı ve çok güçlüydü. çok fazla atağı önledi. sağ kanadı otoban gibi kullandı. defansif olarak hata yapmadı. falcao'ma "al at yav şunu" ortası açtı, el tigre'm atamadı. rakibin kanat oyuncusunu da bekini de tek başına sindirdi adeta. kritik müdahaleler yaptı.

    ortalama bir performans, lütfen fazla konuşmayalım hakkında :(
  • 912
    profesyonellik dersi vermiş futbolcudur. tüm futbolcular da kendisini örnek almalıdır. bakın bu adam bırakın futbolu, normal hayatını görmeden geçirebilirdi. ve böyle bir dönemden inanılmaz bir psikoloji ile savaşarak döndü. hem de dönerken gram yağ görmedik adamın vücudunda. bu adam spor vs bile zor yapti belki de dönene kadar. ama adam döndü, vücudunda gram yağ olmadan döndü. maçta yer aldığı her dakika savaştı. formanın hakkını verdi. süper bir futbolcu mu değil ama çok çok iyi profesyonel imiş kendisi. helal olsun.
    ben şahsen kendisinden razıyım.
  • 1305
    kendini the godfather’daki don vito carleone zanneden fatih hocanın babalığı ve sahiplenişini bir güzel kullanıp tazminatını çatır çatır alan oyuncu. şu koca profesyonel kulübün monarşi kafasıyla yönetilmesinden geç de olsa kurtulabildik. kimi de hâlâ allah başımızdan eksik etmesin falan diyor. orta doğu insanı için bu durumu normal karşılamak lâzım.
  • 64
    benden bir buçuk ay sonra doğmuş oyuncu. 30 yaşında derken dikkatli olalım arkadaşlar biz daha ölmedik.*

    yamulmuyorsam hem olympiakos'un hem norveç milli takımının kaptanlarından kendisi. lider karakterli, disiplinli bir sistem oyuncusu omar. iskandinavya'da yetişmiş, manchester city altyapısında oynamış.. backround da sağlam. umarım ki anlaştığımız haberleri doğrudur ki ffp kıskacında piyasada bonservissiz alınabilecek, maaşı da nispeten uygun en iyi bek heralde.
  • 370
    çok değil ilk lig maçımızdan sonra inanılmaz övülmüştü. şimdi ise yerin dibine sokuluyor. bu adam bize gelirken yaz tatili geçirmedi, üstüne milli takımda sakatlık yaşadı, üstüne covid süreci geçirdi. 22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçında geri dönüş sinyallerini vermeye başladı. ilgili maçın ilk yarısında rakip ceza sahasında 3 kez topla buluştu, çok güzel iki orta kesti hatta birisi arda'nın kafasına arda da belhanda'ya indirdi. ezbere yorum yapmak kolaydır. nwakaeme karşısında işi zor fakat nwakaeme'yi bu ligde bir sağ bek durdurabilecekse o kişi omar olacaktır. arkandayız protein tozu reis.
  • 248
    bahsedilen menajer ücreti dahil toplam maliyeti, ahmet çalık'ın toplam maliyeti ile neredeyse aynıdır. gençlerbirliğine 2,5 milyon euro bonservis ödeyince sıkıntı yok ama menajere 2 milyon euro (ki çoğunluğu imza parası) komisyon ödeyince ooouuuuvv.
    "6,5 milyon euro sağ bek için çok, aslında bizim ödememiz gereken rakam daha az olmalı" diyeni anlarım ama sadece bonservisi 5 edecek adamı 6,5 milyon euro maliyetle bitirmek çok iyi bence...
    (bkz: 2020-2021 sezonu yaz transfer dönemi)
  • 62
    transferine pozitifim. saracchi'yi beğeniyorum bu arada.
    beklerin tempoluysa takımın çehresi inanılmaz değişiyor. bakın avrupa'nın iyi takımlarına. yüksek bütçelilerden bahsetmiyorum. adamlar o bütçeyle ne takım kurmuş dediklerimizden bahsediyorum. beki temposuz olan yok. müthiş bekler değil ama tempoları müthiş. mariano kadar playmaker olmayıversin...

    mesele koşu yapan beklere o topu atmakta.

    bazen televizyon karşısında sinirden yalan söylemiyorum kendimi sikiyorum. saracchi ne koşular atıyor. o koşulara top atan oyuncu yok. atarsa seri atıyor...

    bekin tempoluysa rakip bek üzerine çok gelemez. çünkü ciğeri yetmez. en azından türkiye gerçeği bu.

    iki tempolu bek... orta sahadan da o tempoya cevap verecek tempolu bir oyuncu. tabi ki 4-4-2.

    ceza sahasında etti sana 3 oyuncu. bunun ideali ters kanattaki açığın da ceza sahasına koşu atması. o zaman etti ceza sahasında 4 oyuncu. saracchi'nin yaptığı ortaları izleyin. adam kafasını kaldırıyor. evet pas hataları var. bazen pozisyonunu kaybediyor. bu işler bütçene göre. zaten yetiştiremiyorsun. o zaman bu şekilde oynayacaksın.

    aldığın kadar sat cezamız var. şu ceza geçsin daha iyisini alırız. o zaman aynı oyuncunun 20 yaşında olanına 3 milyon eu bonservis verir 800 bin eu'ya yada 1 milyon eu'ya oynatırsın. ama şu an durum bu...

    bence tarz olarak doğru bir bek aldık. eğer transferi gerçekleştiyse tabi...
  • 86
    omar elabdellaoui’yi maç sonuna kadar dikkatle izledim. daha önce de izlemiştim ama bu maç bence çok önemliydi.

    -boy olarak çok mükemmel. yani uzun hava toplarında ve duran toplarda öyle kolay kolay rakibe vurdurmaz. uzun yıllardır bir sıkıntıydı takımımızda. sabri ve mariano bu konuda çok zayıftılar.
    -savunması çok sağlam. mariano’ya göre iki gömlek üstün savunma olarak.
    -git gel yapabilecek dinamizme sahip.
    -oyun kurma ve teknik olarak mariano’dan daha zayıf (oyun kurma konusunda mariano’nun eşi türkiye’de de yok zaten.) ancak türkiye’deki tüm sağ beklerden daha iyi bence. (sonunda iyi bir sağ bek bulduk diye düşünüyorum)

    yıllık ücreti ve yaşı düşünüldüğünde isabetli bir transfer. hayrını görürüz inşaallah.
  • 1268
    ancak ve ancak galatasaray'da yaşanabilecek türden bir olayın kahramnı olmuş abimiz.

    2021 yılbaşında sözleşmesi devam ederken futbol dışı ve kendi hatası olan bir kazadan ötürü "iş göremez" hale geldiğinde kulüp kendisine sahip çıkmış, sözleşmesinden çıkmamakla birlikte maddi manevi desteğini esirgememişti. uzun tedavi süreci tamamlandıktan sonra, artık ortalarına gelinmiş olup kötü giden ertesi sezonda zaman zaman süre alabilmişti.

    takip eden yaz yeni başkanın seçilmesi, teknik direktörün belli olup iş başına gelmesi derken sözleşmesi devam eden futbolcular için aksiyon alabilme imkanı haziran sonuna kadar sarkmıştı zaten. anlatıldığı kadarı ile o dönemde talipleri olmasına rağmen durumu beklemede bırakılmış. sezon başı kampı, hocanın raporu derken sezon başlayana kadar gönülsüz bir şekilde devam etmiş. sezon başlayıp da son transferler yapılana kadar da kendisi takımda kalmaya zorlanmış açıkçası, kendisine ihtiyaç olmadığına karar verilip yabancı kontenjanında yer kapladığının "kesinleştirildiği" anda da sözleşmesi tek taraflı olarak feshedilmiş.

    kulübün hakkındaki kararı bu kadar geç vermesi sebebiyle yarım sezon kulüpsüz kalmış, 2022-23 sezon ortasında tekrardan bir sözleşme yapıp futbola dönebilmiş. bu sebeple konuyu fifa'ya taşıyarak dava açmış ve kazanmıştır. fifa'nın kendisine ödenmesine karar verdiği tazminat miktarı, transferindeki kap bildirimiyle karşılaştırılırsa 2 senelik maaşına denk gelmektedir. tabi bunun içinde tazminat ve faiz miktarı ne kadar, ayrı bir konu.

    "acıma yetime döner koyar götüne" kafasıyla yaklaşıp suçlamak kolay elbette. ancak bu kadar büyük kıyak geçilmiş, dolayısıyla bu kadar çok kredinin olduğu bir futbolcuyla bile süreci bu kadar kötü yönetmek, yarım sezon maaş ödememek için kovup da 2 sezonluk maaş kadar tazminat ödemek ancak galatasaray'da rastlanabilecek türden bir gerzeklik ne yazık ki.

    her yaz girişi ortaya çıkan "basketbol şubesine transfer yasağı" haberlerinin, her mali kongrede excel tablosunda çıkan amatör branşlardaki kocaman zarar hanelerinin kökeninde de bu şekilde yönetilen süreçler yatıyor. kızlı erkekli 12'şerde 24, hadi bilemedin 30 tane sporcuyla sezonu geçiren galatasaray basketbol şubesi her sene asgari 5 basketbolcuyla bu hikayedeki gibi sorunlar yaşayıp mahkemelik hatta icralık oluyor.

    övmeye gelince cümle yetiştiremediğimiz galatasaray'ın bu kadar ucuz hesapların peşinde koşup bu kadar rezil olabilmesi gerçekten düşündürücü...
  • 911
    iki gözünü de bir bandajla kapatırsanız ömer bayram elde edersiniz. gözlerini kapatıp, kulaklarını da tıkarsanız burak elmas olur. hem gözlerini kapatıp, hem kulaklarını tıkayıp hem de kollarını bağlayacağım derseniz ismail çipe' niz hayırlı olsun.

    tekrar çok geçmiş olsun, çabalayan bir insan olarak seni tekrar aramızda görmek çok keyifli omar.
  • 1163
    yiyenlere afiyet olsun futbolcusu.

    başından sonuna kadar alınması gereken ibretlerle dolu bir hikaye. kulübü yönetmeye talip olanlara şu süreci ders olsun diye analiz ettireceksin.

    bundan iki üç hafta önce leo dubois sakatlanmasa, omar kulüpte kalmış, boey de yok pahasına satılmıştı. teknik adam dediğin cevheri keşfeder, topçunun yemeği kaşıklayışından bir şeyler çıkarır. yönetim dediğin galatasaray’ın geleceğini düşünür. bu meselede teknik adam teknik adamlığını, yönetim yönetimliğini yapamadı. futbolu az bilmek yine yol, su, elektrik olarak bize döndü.

    sonuç mu? bal gibi de enayilik yaptık ve tek taraflı fesih ile beraber oynamadığı maçların primlerini bile çatır çatır ödeyeceğiz. hala şu pozisyonda omar’a destek veren olur eminim. iyilik bizde kalsın falan. aynen dostum aynen. omar sgk’lı işçi sonuçta.
App Store'dan indirin Google Play'den alın