• 22051
    mourinho bana bir keresinde, yorgun göründüğümü ve bir kaç gün ailemle beraber dinlenmek üzere güneşlenmeye gitmemi söylemişti. kariyerim boyunca çalıştığım diğer bütün hocalar bana antrenmandan bahsettiler o ise beni kumsala yolladı. 3 gün ibiza'ya gittim. geri döndüğümde onun için ölmeye ve öldürmeye hazırdım.

    wesley sneijder

    sneijder bana bir keresinde, ümitsiz göründüğümü ve birkaç sene içinde çubuklu ayı'yı tokatlayacağını söylemişti. hayatım boyunca desteklediğim bütün oyuncular bana ayı'dan kaçmaktan bahsettiler o ise ayı'yı ardı ardına tokatladı. 3 gün videosunu izledim. videoyu kapattığımda onun için ölmeye ve öldürmeye hazırdım.

    satrancci
  • 22053
    "maçtan önce yaptığım bir röportajda çok zor bir maç olacağını söyledim, beşiktaş türkiye'nin en iyi top oynayan takımıydı. bunu biliyorduk ve ona göre hazırlandık. beşiktaş'a karşı çok iyi mücadele ettik ve tüm takım arkadaşlarıma sergiledikleri mücadeleden dolayı teşekkür ederim."

    "bir sakatlığım oldu ve oyundan çıkmam gerekiyordu. benim yerime kim girerse girsin zaten elinden geleni yapacaktı, aslında devam edebilirdim ama hem kendimi hem de takımımı riske atmak istemedim"

    felipe melo

    (bkz: 4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçı)
  • 22054
    izleyemeyenler için, selçuk inan'ın 4 ocak 2015 beşiktaş galatasaray maçından sonra trt1'deki stadyum programında söyledikleri:

    "o sahada oynamak kolay değildi. belki biz bu sahada 1 maç oynadık ama beşiktaşlı arkadaşlarımla konuştum, allah onlara kolaylık versin. orada oynamak çok zor. bizim için çok daha önemliydi. ne olursa olsun biz bu maçı kazanacaktık, kazandık.

    bizim için burada oynamamak daha iyi olabilirdi. iki takımın da çok kaliteli oyuncuları var, güzel zeminde oynamak ister. ancak, bugün daha iyi oynayan, hak eden bizdik diye düşünüyorum.

    hoca, maç başından sonuna kadar önde basmayı istedik. beşiktaş, 10 kişi kalınca ister istemez geri çekildik. alan verince beşiktaş'ın iş yapabileceğini biliyoruz. biz bugün düşündüğümüz, istediğimiz stratejiyi uyguladık."

    "prandelli böyle, mancini böyle, başkası böyle diyebilirsiniz. ben de bıktım bu tür şeylere cevap vermekten. benim adıma da bir sürü haber yapıldı. hocaların kendi oyun anlayışları vardır, bizi ilgilendirmez. galatasaray'da prandelli'nin bizden istedikleri tutmayabilir. prandelli döneminde oynamadınız, şimdi oynuyorsunuz falan yanlış şeyler. bizden daha defansif oynamamızı istedi. galatasaray kaptanı olarak, allah'tan prandelli gitti demek benim adamlığıma yakışmaz. hamza hoca'nın gelmesi bazı şeyleri değiştirdi tabii. diğer takımlar defans yaparak şampiyon olmuşlardır ama galatasaray böyle olamaz. belki prandelli bunu idrak edemedi, bu yüzden aşı tutmadı."

    "prandelli'nin lig önceliğimiz demesi, doğruyu söylemek gerekirse, sıralama yaptığınız zaman hem futbolcuların, hem yönetimin, hem hocanın önceliği dördüncü yıldızdı. bunu açık yüreklilikle söyleyebilirim. haksızlık etmiş oluruz prandelli'ye bu konuda. şampiyonlar ligi'nde oynamak başka bir gururdur ama biz takım olarak istediğimiz yansıtamadık. içten içe bizde bir dördüncü yıldız sevdası oldu."

    "hamza hoca bizi tanıyor. hamza hoca elimde sihirli değnek yok dedi ama bizi tanıması, içimizdekileri dışarı çıkarması bizi bir üst seviyeye çıkardı diyebiliriz. biz maksimum seviyeye ulaşmadık, daha çok var. bu maçtan sonra bütün takıma sorsanız, kimse kendi performansından memnun değildir. ben memnun değilim, çok basit hatalar yaptık. daha doğru tercihler yapsak, daha farklı bir skor olabilirdi."

    "gol pası atmayı düşündüm ama kimseyi göremedim. o ara göz ucuyla tolga'nın önde olduğunu gördüm. güvendim kendime. tolga iyi kaleci tabii, onu oradan çıkarması falan.

    yan pas, geri pas, çok yorumcu söylüyor. oynadığım mevki, ne zaman ileri, ne zaman geri gitmeyi bilmek gereken bir mevki. oyunu dinlendirmek gerekebiliyor. bizim takımda en çok ileri oynayan muslera, geri oynayamaz gol olur. en çok geri olanlar da burak ve umut ama sürekli gol atıyorlar. ben de ayağıma aldığım zaman sürekli ileri atarım topu. uzun atarım, final pası atarım. ben bir oyun kurucuyum. ilk geldiğim sene biraz fazla atmış olmam insanları yanıltmış olabilir. benim önümde 4 ofansif oyuncu oynuyorsa yerimi bırakıp gidemem.

    tabii eleştirebilirsiniz ama hocalarım da öyle bir kadro çıkarıyor ki bazen, orada durup yardımcı olmam gerekiyor. ben hocaların dediklerini mi yapmayalım, yoksa taraftarın istediğini mi? ben 15 yıldır hep hocamın istediklerini yaptım. yine aynı şekilde devam edeceğim. futbol bir takım oyunudur. sneijder'in yerine koşmak, umut'un burak'ın yerine koşarım, hoşuma gider. ben 1.5 yıl sol açık oynadım, ben burada faydalı olamam demedim. ne görev verilirse, o görevi yaparım. hamza hocam beni kendi mevkimde oynatıyor, böyle daha rahatım."

    "oyun olarak keşke devre bitmeseydi, fiziksel olarak da bitmesi iyi oldu. çok maç yaptık. gerçekten bir fiziksel olarak düşüş başlamıştı. belki bu anlamda faydalı oldu.

    bazı arkadaşların kenarda durması üzücü. anlayabiliyorsunuz. hem hoca için, hem takım için çok zor bir şey. kendim başta olmak üzere, hepimizin vereceği daha çok şey var. olcan'ı, bruma'sı, pandev bunlar önemli oyuncular. bütün büyük takımların kadrosunda görmek isteyeceği oyuncular. olcan, prandelli döneminden çok etkilendi. olcan, soğukkanlıdır, öyle görünür dışarıdan. onun mutlu olması için oynaması lazım. oynaması gerektiğini düşünüyor. olcan bizim için çok önemli, çok yetenekli. çok duygusaldır. bu dönemi geçince bizim için çok faydalı olacak."

    "olcay, burada melo'ya sert bir faul yaptı sonra da kızdı. gol sevincinin abartılı olduğunu düşündü ve bence ona kızdı. veli'nin yaptığı kırmızı kart. bir oyuncunun diğerine vurma hakkı yok. adrenalinle bir şeyler söyleyebilir ama fiili bir şeyler yapmaması lazım. yani biriyle konuşuyorsunuz, o size bir şey yapıyor ama siz bir şey yapamıyorsunuz. bence her dokunma kırmızı kart olmalı. orada veli'ye yapma kırmızı kart görürsün dedim. hepsi bizim arkadaşımız, kırmızı kart görmesini istemem. diğerleri, bırak kırmızı kart görsün dedi ama. sneijder gözüme geldi dedi, tırmalamış gibi."

    "arsenal maçı beni çok üzdü. beni çok kıran insan oldu. galatasaray'a nasıl geldiğimi anlatmak istemiyorum tekrar. ben galatasaraylıyım, galatasaray için her şeyi yaparım. ben bundan önce hangi takımda oynasam öyle oynadım. fedakarlık, sakat sakat oynadı denmesine de gerek yok. profesyoneliz, para kazanıyoruz. ben birçok maça hastalıkla, sakatlıkla çıktım. fedakarlık yaptı densin istemem. sakatlık ya oynatır, ya oynatmaz, benim düşüncem bu."

    "arsenal maçından önce hoca çok yıprandığımı, ilerideki fikstürde ihtiyacı olduğunu söyledi. beni performanstan değil de sakatlıktan korktuğu için oynatmak istedi. ben ne olursa olsun oynamak istedim. hazır değilsiniz, taktik derseniz anlarım ama hastalık, sakatlık diyorsanız ben iyiyim dedim. saygım sonsuz dedim, çekildim. bazı programlar yapılıyor ama futbol ülkemizde yeterli değil deniyor ya, biz futbolcu olarak bir şeyler yapmaya hazırız ama bizim bir şeyler yapmamız yetmiyor. herkesin bir şeyler yapması lazım."

    "ben anadolu'da bir maç izliyorum, bir takım mağlupsa, oyundan çıkan oyuncu yuhlanıyor. e bir sonraki hafta var. küme düşmek istemiyorsan, o oyuncuya ihtiyacın var. oyun tamamıyla dışarı çıktı, başka yerlere bakılıyor. bu bu kadar kazanıyor, bu buradan geldi, aman bunu eleştirmem lazım, selçuk şöyle, oğuzhan böyle, arda falan tamam. biz tabii ki elimizden geleni yapacağız, yapıyoruz da. sadece tek bir taraftan değil, her pencereden bakılmalı."

    "biz futbolu konuşmalıyız. selçuk, arsenal maçında oynamadı, kız arkadaşının yanına mı gitti. böyle şeyler konuşuluyor bizim ülkemizde. şimdi maçlara çıkıyoruz, en azından galatasaray, kayseri'ye gidiyorsa stadyumun dolup taşması lazım. ben de bir taraftardım. ben hayatımda amatör maç kaçırmazdım. maddi konular dışında konuşuyorum ama insanlar futbolu sevmeli. ülkemizde u20 dünya kupası oynandı. ben hollanda'da oynadım, 30 bin kişiye oynuyorduk. bizim ülkede stadyumlar boş. biz futbolu değil, futbolun öteki tarafını seviyoruz. selçuk bu kadar kazanıyor, sneijder bu kadar paraya geldi, demba ba bu parayı alıyor falan.

    kayseri erciyesspor - kasımpaşa maçını izledim, hiç kimse yoktu maçta."

    "fenerbahçe maçında forma bırakma olayı bir birikimdi. çok duygusal bir insanım. ben o olayda sonra her şeyi alttan almaya başladım. 1-0 öndeyken bile yuhlanmak zoruma gitti. ben galatasaray'dan aldığımın iki üç katını kazanabilirdim başka takımlarda. 3 yılda 5 kupa, kupa, 2 şampiyonlar ligi'nde gruptan çıkma kötü mü? başka etkenler vardı, insanlar onu konuşuyordu. yemek yemeye gidiyoruz, gece dışarı çıkıyor deniyor. bir tanesi yazı yazıyor, bu geçen sene iyiydi, nasıl böyle falan. ben orada formayı yere atmadım. artık istenmediğimi düşündüm ve formayı bıraktım."

    "galatasaray'dan ayrılmayı düşünmedim. ben başkanla sözleşme konusunda da sadece 5 dakika görüştüm. bana galatasaray'ın ihtiyacı olduğunu, futbolu galatasaray'da bırakmam gerektiğini söyledi. para konuşmadım başkanla. benimle 5 yıl daha uzatmaya hazır olduklarını söyledi, ben de gurur duydum. sözleşmeniz, teklifiniz hazırsa ben de hazırım dedim, düşünmedim, imzalamadım. o maçtan önce daha farklı bakıyordum, ben de bir şeyler değişti orada. trabzon'da da aynı şeyi yaşadım. trabzonspor maçı oynuyorsanız, 3 gol yiyoruz. benim gollerle bir alakam da yok. 3-0 oldu, hani selçuk nerede!

    selçuk'un, burak'ın yuhlanması bir alışkanlık haline geldi. diğer oyuncular böyle olunca bir rahatladı. sorun olursa kabahatli belli. bu takıma da zarar veriyor. şimdi bu iş değişti biraz biraz."

    "bu kadar büyük oyuncuyu türkiye'ye getiriyorsanız, kaliteyi görmek için daha iyi zemin vermelisiniz. bu zeminde oynamak kolay değil. olimpiyat yeşil görünüyor ama öyle değil. bataklık gibi."

    "estonya maçında attığım golden sonra verdiğim tepki. abdullah hoca, selçuk olayı yıprattı dedi ama ben bir şey yapmadım, basın yaptı. basın, hollanda maçından önce selçuk niye oynamıyor falan dedi. hoca burak ile beni çağırıp anlattı, bana hollanda maçında berabere bitmesi yetiyor, estonya maçında oynayacaksın, size orada ihtiyacım var dedi.

    estonya maçında da, basına tepki olarak beni oynatmadı. ben galatasaray kaptanıyım. bana bir söz veriliyor. beni o an için kaybetti. bu insanın düşürür. yanlış anlaşıldık tabii. ben abdullah hoca'yı çok seviyorum. ben nasıl etkilendiysem, o da etkilenmiştir.

    insanlar konuşuyor, ben ne yapabilirim ki, bazen televizyonun karşısına geçiyorum. selçuk onu yedi, selçuk bunu yedi. vay be diyorum kendi kendime, ben neymişim, bazen böyle gururlanıyorum yani."

    "bundan önce birkaç arkadaşımıza yuhalama falan yapıldı. şimdi ben de, "yapmayın" diyorum ama ülkemizde insanlar, sadece futbol izlemeye gelmiyor. taraftarlardan tek istediğim, maç izlemeye geliyorsanız 90 dakika destek verin, tüm takımı ıslıklayın, yuhlayın, dersimizi alalım. 1-0 yeniyoruz, taraftar tribüne çağırıyor, bundan büyük mutluluk yok. yeniliyorsunuz, yuhlanıyorsunuz, bundan büyük acı yok. burak ile ben yuhlanıyoruz, maç daha 1-0. 1 puan şampiyonluk getirir belki. öyle ortamda diğer futbolcular da oynamak istemiyor. bu adam yapabilir mi şimdi. ben 29 yaşında yeni öğrendim diyorum, 21 yaşında futbolcu nasıl yapacak bunu.

    "ülkemizde aldığımız paralar yüksek paralar olabilir. ihtiyacı olan çok insan var, biz bunu da biliyoruz. herkesin yaptığı bir iş var. biz futbolcuyuz ama biz de sanatçıyız. sanatçılar bir iş yapıyorlar, büyük para kazanıyorlar. biz de bir iş yapıyoruz."

    "bizim ligi izlerken keyif alıyorum. bizim lig, çok büyük liglerle mukayese edilmez ama bir anadolu takımı motive olup bir büyük takımı yeniyorsa, lig kötü demek değil. o takımlarda da iyi oyuncular olduğu anlamına gelir. şu an şenol hoca'nın bursaspor'unu beğeniyorum. şenol hoca, eğer iyi oyuncular bulursa iyi futbol oynatır."

    "bugün maça çıktık, favori beşiktaş'tı belki, yakaladığı seri, oynadıkları futboldan dolayı. maçlar böyle kazanılmıyor. her zaman konsantre olmanız, inanmanız gerekiyor. eğer bunu birçok maça yayarsanız, şampiyon olursunuz. ben yarışın sonuna kadar gideceğini düşünüyorum."

    "hamza hoca'nın sözleşmesinin kısa olması bizi etkilemez ama taraftar yönetimi etkiliyor. taraftar, birçok şeyi etkiliyor. galatasaray'da şampiyon olamazsanız, başarısızsınız. ben kısa süreli sözleşmeye karşıyım. hamza hoca geldi, çok iyi futbol oynattı, şampiyon olamadı diye başarısız mısın yani."

    "aslında, avrupa'da oynamak istiyorum diyordum. şampiyonlar ligi oynuyorum galatasaray'da, büyük takımlara karşı oynadım. illa avrupa'ya gitmek istiyorum demiyorum artık. galatasaray ile bütünleştim. bırakabileceğimi sanmıyorum artık. galatasaray'a gelmeseydim, premier lig'den teklifler gelmişti, oraya gidecektim. west bromwich albion'dan, everton'dan teklif vardı. ben gitmek isteseydim, daha çok teklif vardı. galatasaray'ı bir daha yakalayamam diye çok korkmuştum. bu formayı giymem gerekiyordu."

    "daha önceki konuşmalarımda da söylemiştim, biz galatasaray için herşeyi yapmaya hazırız. eğer bizden böyle bir şey istenirse, hele ki abdürrahim ağabey isterse seve seve yaparız. ödeme konusunda, nasıl isterseniz yapın dedi tüm takım. abdürrahim ağabey, eninde sonunda bir şey yapar. bizi hiç kırmaz. bunu dile getirmek de çok şey değil.

    sneijder'in gitme ihtimalini gazetelerden, televizyonlardan biliyorum. bizi çok seviyor, çok mutlu, zannetmiyorum gideceğini."
  • 22055
    "bugün maç öncesinde florya'ya gelen taraftarımıza teşekkür ediyorum. başkanım gelemedi işi çıktı. bu akşam bize galibieyt sevinci yaşatan oyuncularımıza da teşekkür ediyorum."

    "onlara başka bir konuda daha teşekkür ediyorum. oyuncularımızla yaptığımız toplantıda bizlere maddi manevi konuda kolaylık gösterdiler. bana "sen nasıl istiyorsan öyle olsun" dediler. bütün futbolcu kardeşlerime hepsine teşekkür ediyorum. sneijder, melo, telles, muslera'sına varıncaya kadar herkes imzasını attı tek kelime etmedi. hamza hoca'ya çok teşekkür ediyorum. mali konularda bize en ufak bir pürüz çıkarmadılar. herkes imzalarını attı tek kelime etmediler. galatasaray camiasının bunları bilmesi lazım."

    "ben söyledim arkadaşlar netice itibariyle 'borcu yoktur' kağıdına imza atıyorsunuz ve kimse itiraz etmedi ve şartları kabul ettiler."

    "gördüğünüz gibi biz iyi bir ekip olduk. galibiyet camiamıza hayırlı olsun."

    "başkan yemek verdi"

    "dün akşam duygun başkanımız geldi. moral yemeği yedik. herkese teşekkür ediyorum. florya'ya gelen, destek veren taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. özellikle ultraslan'a... bizi moralli gönderdiler."

    "ilk devrenin sonu. 10 gün dinleneceğiz. bize iyi gelecek. sizlere de çok teşekkür ediyorum. yönetim tam kadro buradaydı. onlara da teşekkür ediyorum. biz iyi bir ekip olduk, tekrar o ekip ruhunu yakaladık."

    abdürrahim albayrak
  • 22056
    “bir elmanın iki yarısı gibiyiz” dediği kız arkadaşıyla en çok sapanca’ya gitmeyi sevdiğini belirtti, “çok keyif alıyoruz. ne zaman bir izin olsa veya boş vakit bulsak sapanca’ya gidiyoruz”

    “2015’in sonunda uruguay’da böyle bir düşüncemiz var. türkiye bizim ikinci evimiz, burada da bir organizasyon yapacağız. buradaki planımız, galatasaray adası’nda evlenmek. bu planın baş mimarı fatih terim. onu ziyarete gittiğimizde böyle bir muhabbet açılmıştı. fatih hoca da böyle bir organizasyon yapalım, bu organizasyonu da tamamen ben üstleneceğim demişti. istanbul’da olacak düğün organizasyonumuzun baş mimarı fatih hoca’dır.”

    fernando muslera, kız arkadaşı patricia callero ile birlikte, galatasaray tv’de.
  • 22058
    çeyrek yüzyıl sonra ilk kez aralık sonu-ocak başında lig oynanıyor. yıllarca hristiyan sporcu kardeşlerimizin noel tatilinde ailelerine kavuşmalarına anlayış gösterdik, 25 aralık’tan önce ilk yarıyı bitirdik. ben bu hoşgörülülüğümüzle övünürken, hatta keşke müslümanların bayramlarında da lig tatil olsa derken, bir geri adım attık! ligi ancak bugün, 5 ocak’ta bitiriyoruz...
    artık bu tarihlerde lig oynanmasına alışık olmadığımızdan mı, yoksa olimpiyat stadı’nın feci koşullarından mıdır nedir; sezonun en düşük vitesli ilk yarılarından biri oynandı dün gece. yabancısı yerlisi, ruhlar maaile tatile çıkmıştı sanki, sadece bedenler olimpiyat’taydı. oyun zaten akmıyor, bir de ilk 45 dakikaya 19 faul, 5 de ofsayt düdüğü sığınca başka bir şey sığmadı zaten!
    böyle bir maçın kaderini ancak bir duran top golü değiştirebilirdi, öyle de oldu... galatasaray, tam bir deneyim golü attı, kornerlerle 2-3 dakika rakip yarı alana yığdığı oyundan bir skor çıkarıp fişi çekti. ve bu sezon defalarca olduğu gibi beşiktaş’ın genç takımı, baskıya karşı yine direnç gösteremedi: siyah-beyazlı futbolcular bu sezon üçüncü kez, mağlup durumdayken kırmızı kart görüyorlar: olcay (fenerbahçe), gökhan (erciyes) ve veli (galatasaray)... genç ve tecrübesiz bir takım olmanın bedellerinden biri de bu galiba. işler kötü gittiğinde sakin olmayı beceremiyorlar, henüz maçın bitmediğini unutuyorlar.
    beşiktaş’ın 1-0, hatta 2-0 öne geçtiği maçlarda yaşadığı krizleri de hesaba katınca sanırım siyah-beyazlıların problemi şöyle özetlenebilir: 0-0’ı harika oynuyorlar. maç berabere giderken futbol anlamında olumlu ne varsa sahaya onlar yansıtıyorlar. ama skor değiştiğinde ritim kayboluyor. mağlubiyet hırçınlaştırıyor, galibiyet ayakları dolaştırıyor. galiba bilic’e skorun değiştiğini söylememek gerek, çünkü baskı altındayken aynı işleri yaptıramıyor takımına.
    hamzaoğlu’nun farkı
    galatasaray, hamzaoğlu yönetiminde 5 lig maçından 13 puan çıkardı ve zirveye ortak... hamza hoca’nın elinde şüphesiz sihirli değnek yok, kimsenin düşünmediği fantastik bir fikir de koymadı ortaya. ama hem mancini’den hem de prandelli’den farkını bir detayda ortaya koydu: ligde yönettiği 5 maçın 3’ünde aynı 11, birinde de (cezalı melo dışında) aynı 10 kişi... sözleşme imzalamak için florya’ya doğru yola çıktığında, aracının kontağını çevirdiğinde 11’ini belirlemişti hamza hoca... 25 değil 11 oyuncuyla bitirecekti ilk yarıyı. a planı belliydi, b’yi c’yi d’yi düşünmeye zaman yoktu. ve o tek bir a planı ile başarıyla bitirdi ilk yarıyı. sabri-emre-umut’u 11’e monte etti. burak’ı 3 adım geriye kaydırdı, hepsi bu. mancini ve prandelli, 25 oyuncunun hepsini eşit düzeyde tutmak ve 3-4 planla yürümek istediler. hamza hoca ise tek bir planla. hamza hoca’nın sırrı basit düşünmekti yalnızca. bravo hamzaoğlu. bu kadar kısa sürede kazanan planı bulduğun ve uygulayabildiğin için.

    uğur meleke
  • 22063
    “ancak bu transfer işleri tek taraflı konular değil. sonuçta kulüp de işin içinde ve belki de onlara teklif gitmiştir, bilemiyorum” dedi. sneijder’in galatasaray’da çok mutlu olduğunu tekrarlayan, buna karşın transfer dedikodularından oyuncusunun rahatsızlık duyduğunu kaydeden albers, “kulüpten tek bir ricam var. bu dedikoduların önüne geçmek istiyorlarsa, bir açıklama yapsınlar. sneijder’in en azından bu dönemde satılmayacağını, konuyu sezon sonunda tekrar değerlendirmeye alacaklarını söylesinler. bu, sneijder’i de rahatlatacaktır”

    van gaal çoktan aramıştı!

    sneijder için istenen ve sözleşmesinde de yer alan 20 milyon euro’luk maddenin, hollandalı futbolcuyu isteyen kulüpleri bağladığını vurgulayarak,

    “bu paraları ödeyebilecek çok fazla kulüp yok. eğer oyuncuyu satmak istiyorlarsa, hamle yapılması gerekiyor. ancak daha önce de elirttiğim gibi bize bir teklif gelmedi. louis van gaal’de benim cebim var. eğer sneijder’i istiyor olsaydı, beni çoktan arardı”

    wesley sneijder'in menajeri *
  • 22064
    "tam olarak ne olduğunu anlamadım, 11 tane oyuncunun maçta oynaması, kadroda 14 kişinin olabilmesini anladım. fakat, yerli oyuncuları oynatanların bir bonusları falan var. bunu tam olarak bir öğrenmem lazım. beşiktaş kulübü'nü tek başıma değil, yönetim kuruluyla beraber yürütüyoruz. istişareden sonra kulübün görüşünü açıklarım. tam olarak anlamadığım için yanlış bir yere gitmek istemem.

    "bir karar alınmış. 8 yabancı ve 6+0+2, ikinci sene 5+3 diye bir karar var, sonra aşağı doğru giden bir trend var. bu kararı tff yönetim kurulu almış. şimdi bunun tam zıddına geçmesini, zamanla itibariyle olması doğrudur. bir süreç gerekir. bunu biz kendi aramızda istişare etmemiz lazım.

    6 ay sonra tff seçimi var. seçilen bir başkası olur, bunu iptal ettik, başka bir yerden başlıyoruz derse bugüne kadar yaptığımız kontratlar boşa mı çıkacak? bir karar alırken, bugünden yarına bir geçiş süreci olmalı. yabancı serbest bırakılmış, bırakılabilir. bir kararı almak seneler sürer. biz oyuncuyla bir kontrat yapıyoruz, 4-5 senelik. siz şimdi böyle çevirince, bizim bu yapmış olduğumuz kontratlar ne olacak? bunun bir irdelenmesi lazım."

    fikret orman
  • 22065
    "oyunda üstünlüğü kurmak futbolda bazen hiçbir şey ifade etmiyor. oyundaki skor ve sayısal üstünlüğü sağlayamadığınız zaman hiçbir şey ifade etmiyor. bugün oldukça farklı kadroyla çıktık. belki oyunun kontrolü bizdeydi ama skor anlamında etkinliğin olmadığını bir kez gördük. yaklaşık 12-13 maç oldu, çok farklı kadrolarla çıktık. bugün oldukça fazla sayıda eksik oyuncuyla oynadık. bu mazeret değil, 26 oyuncumuz var, bunların hepsini kullanmak zorundayız. bu süreci yönetiyoruz. istediğimiz sonuçları alacak bu takım mutlaka sezon sonunu net bir şekilde belli bir yerde bitirecektir.”

    “bir yarış var. bu yarışta bir adalet var. bu yarışın içinde ne kadar adil olduğumuzu sorgulamak zorundayız. biz pazartesi günü oynuyoruz. dün oynasak oyuncularım gitmeyecekler. bunu sorgulamak lazım. bu yarışın içinde böyle bir fikstürün oluşmasını adaletli bir yarış mı diye soru işareti koymak lazım. birçok çabamız oldu. hiçbir tanesini istediğimiz noktaya getiremedik. bu işlerde konuşmak değil, eylem olmalı. konuşan ne olacak? bunun adil olduğunu düşünmüyorum.”

    ersun yanal

    aklın başına yeni mi geldi?
  • 22067
    "çıkan karar esasında türk futbolcuların yetişmesi için düzenlenmiş bir karardır. yasaklar koymak suretiyle yabancıların türkiye'de oynamasına mani olmanın doğru olmadığı düşünülmüştür. ancak altyapıdan yetişen türk oyuncular için teşvik sistemi de getirilmiştir ve bütün amaç türk oyuncuların adedini artırmaktır. 28 tane oyuncu tescil edilecektir. isterse 14'ü türk 14'ü yabancı olabilir, isterse 28'i de türk olabilir. buna mani hiçbir şey yok ve 18 oyuncu esame listesinde bulunacaktır. bunların içinde 11'i de yabancı olabilir. esasında bütün yapılan planlama türk futbolunda, genç türk oyuncuların yetişmesini sağlamaktır. onun için istikbal açısından yerinde görüyorum. evet, yabancı oyuncu sayısı 14'te sınırlı kalacak. 14 kişiye kadar istediğini kadar alabilirsin, istemezsen almazsın."

    "transfer dönemi yarın başlayacak ama bizim takımımız çok iyi. yeni bir transfer yapmayı düşünmüyoruz. olursa birkaç oyuncu alabiliriz ama şu an için öyle bir transfer durumu yok. öyle bir haber verebilirsiniz."

    duygun yarsuvat
  • 22069
    "bir anadolu kulübü zora düştü diye bundan faydalanmak isteyecek yapıda bir kulüp değiliz. biz anadolu takımlarının para kazanmalarını isteriz. erkan zengin, parası yatırıldığı için eskişehirspor'un oyuncusudur"

    "erkan zengin'de de başka talip olduğumuz oyuncularda da trabzonspor, her zaman söz sahibidir. hiçbir anadolu takımına karşı fırsatçı davranmayız, onları mağdur durumda bırakmayız. fırsatçılara da müsaade etmeyiz. anadolu takımları bizim kardeş takımımızdır. onların oyuncusu, bizim oyuncumuz gibidir."

    köksal sadıklar trabzonspor yöneticisi
  • 22070
    "fransa'da ezan sesi hiç duymazsınız. türkiye'de ise ezan seslerini duyuyorum. ezan sesini duyduğumda içimde camiye gidip hemen namaz kılma isteği doğuyor. kişisel olarak gerçekten mutluluk verici bir durum. tüm müslümanların da böyle düşündüğünü biliyorum. burada olmak benim için çok güzel. ezanı duyunca, ezandan sonra camiye gittiğimde mutlu oluyorum. bu konuda da beni fenerbahçe'ye getirdiği için allah'a şükrediyorum."

    " webo'nun gelmesiyle aykut hoca benle özel olarak görüşüp, 'seni solda oynatmak istiyorum' dedi. ben de 'tabi, seve seve oynarım' dedim. sol tarafta da takımıma faydalı olabileceğimi düşündüm. orada oynayarak o sezon toplam 19 gol kaydettim. şampiyon olduğumuz geçen sezonda da hücumun solunda oynayıp, toplam 16 gol atarak takımımın en golcü oyuncusu olmuştum. gerçekten sağ ve sol kanat olarak zor bir pozisyonda oynuyorum. çünkü hem hücum hem savunma hem de gol atmak zorundayım. ancak oynadığım mevkide mutluyum, çünkü takımıma faydalı oluyorum. nerede faydalı olacaksam orada oynamaya hazırım. hücum solunda veya sağında oynamaya zaten alışığım. daha önce oynadığım takımlarda hocalarım, beni bu mevkilerde de oynatmıştı."

    moussa sow
  • 22075
    "1990 ile 2014 arasında çok şeyi değiştirdik, çok şeyi beraber yaşadık. bu arada, aşağı yukarı 20'ye yakın oyuncu göndermişiz avrupa'ya. allah allah bu kadar çok muydu? bir arda'yı konuştuğumuz için böyle.

    bayağı bir grup göndermişiz. yakın bir süre olsa da gitmişler. o dönem ne yapmıştık? 300-500 tane oyuncu bulmuştuk, bunların içinden 30-40 tane üst düzey yetenekli çıkmıştı. demek ki, biz ortaya bir felsefe koymuşuz. teknik adamın önce bir felsefesi olmalı. bu felsefe içinde, kendine yardım edecek bir de o gayeye yardım edecek arkadaşlarını seçer. bu felsefe oyun felsefesi olabilir ve olmalıdır."

    fatih terim
App Store'dan indirin Google Play'den alın