serdar dinçbaylının bu yazısıyla eleştirilmesi çok garipsenmiş galatasaray yönetimi.
http://www.fanatik.com.tr/...-i-kin-sardi/1361283öncelikle serdar dinçbaylı liselidir. spor yazarlığından çok genel kurulun içinden dedikodu haberleri modunda yazılar yazar. aralara spor da serpiştirir, lise torpilinden gstv de program yapar filan falan. çok da fifi bir arkadaş değil aslında.
ancak...
bu söylediği iki konuda haklıdır. bunu dursun özbek güzellemesi değil de mustafa cengiz yönetimi eleştirisi olarak algılamak lazım. bir spor kulübü başkanının sponsorluk prosedürlerini bilmiyor olması mümkün değil. otel konaklamalarını sponsorluk kapsamına sokup gelir vergisi matrahından düşmesi için o hizmeti faturalaması mecburiyettir. malzeme yolluyorsa yolladığı malzemeyi, hizmet veriyorsa verdiği hizmeti faturalamak zorunda. o kesilmiş fatura için kulübün kasasından herhangi bir bedel çıkmaz sponsorluk geliri olarak kaydedilir. bunu genel kurul da "bilmiyoruz artık kimler kaldı" şeklinde lanse etmek direkt suç isnat etmek olur. olay dursun özbek şirketleriyle galatasaray arasında değil, dursun özbek şirketleriyle ile devlet arasındadır. kürsü de en büyük tepkiyi bu yüzden aldı mustafa cengiz. siz hiç kürsüdeki galatasaray başkanının konuşmasının kesildiğine şahit oldunuz mu??? genel kurul özelinde ilk eksisi orda yazıldı mustafa cengiz'e.
sermaye arttırımına gelirsek; sayın mustafa cengiz'in ikinci hatası da seçildiği günden itibaren kulübün mali sorunlarına proje üretmek yerine geçmiş yönetimden hesap sorma sevdası oldu. kesinlikle hesap sorulmalı burada hem fikiriz. gerekirse kulüpten bile ihraç edilmeli. ancak bunu uefa ile müzakereleriniz varken uluorta yapmamalısınız. bu olayların üstünü örtmek manasına gelmez ama belgelerini toplarsın verirsin disipline genel kurulda oylatırsın kıçına tekmeyi basarsın veya artık prosedür nasıl işliyorsa. ancak tüm bunları söyleyip yapılması gereken ödemeleri de bir önceki yönetimin icraaatlarıyla öderseniz haliyle sorarlar "bu kadar attın tuttun ama ödeme yaptığın para senin icraatın değil" diye. florya'nın ihalesi ilan edildi. riva ve florya projeleri ve sermaye arttırımı gibi geliri kesinleşmiş ve devlet tarafından garantilenmiş argümanlarla uefa'da sunum yaptınız. sunumdan sonra men cezası beklemiyoruz dediniz. hatta bu sunuma önceki yönetimin finans müdürü hanımefendiyle gittiniz. hepsini geçtim ilk divan toplantınızda gaza gelip "sadece riva projesi 1bucuk milyar getirir tüm borçlarımızı da öder" dediniz. aynısını dursun özbek de söylemişti?? dursun özbek'in yaptığı fahiş hataları belgelemek ve disipline yollamak gibi avantajınız varken yanlış argümanlarla üzerine yürümek bence hatadır. bazı doğrular kenara itilip akılda sorular yaratır.
bugün bu soruların sorulmamasının sebebi seçimde dursun özbek'e karşı kazanıp, daha doğrusu dursun özbek'in seçimi kendisine karşı kaybedip, çok fazla genel kurulda olmasa da taraftarın gözünde kahraman ilan edilmesi bence. ancak unutulmamalı ki size seçim kazandıran şey mayıs'ta seçim sözü vermekti. aynı sözü dursun özbek verseydi o seçimi de kazanırdı üzerine 3 sene daha başımızda çöreklenirdi. bugün bunlar soruluyor, yarın şampiyon olunca "bu takımı siz mi kurdunuz? fatih terim'i siz mi getirdiniz? salon sizin projeniz mi? kemerburgaz tesislerini siz mi gerçekleştirdiniz? seçime giderken 2bucuk milyar borç var dediniz ama daha 15 gün önce 1milyar net borç var diye kendiniz açıkladınız, 2 ayda nasıl eridi bu borç?" diye de soracaklar.
birçok arkadaşı yine kızdırmış olacağım belki ama mustafa cengiz sanırım en kısa dönem görev yapmış galatasaray başkanı olarak tarihte yerini alacak. bugün dursun özbek hala başkan değilse kendi yaptığı salaklıklar yüzündendir. ancak mayıs ayında dursun özbek'i yeniden seçimlerde görmemek için bugünün yönetiminin de intikam hırsına yenilmeden akılcı adımlar atması gerekir. bir önceki yönetimin icraatlarının üzerine birşeyler eklemeleri gerekir. mesela olmayacağını bilseler bile, florya ihalesine karşı çıkıp "bu bir soygundur bunu yaptırmak istemiyoruz" deseler gözümde çok büyürdüler.
sayın cengiz ilk başkan olduğunda "seçildiği günde eleştirmek veya göklere çıkarmak kendisine yapılacak en büyük haksızlıktır" demiştim. "bir galatasaray başkanı 3-5 aylık olmamalı görev süresince devam etmelidir" de demiştim. ancak bugün gelinen noktada ben kendisini eleştiriyorum. 3-5 ay sonrası için seçim sözü verdiyseniz yapmanız gereken geçmişle kavga etmek yerine sizi göreve getiren iradenin haklılığını ispatlamak olmalıydı. aldığınız oyların size değil de dursun özbek'e itiraz olduğunu anlamalıydınız bence. dursun özbek'in yanlışlarında hemfikiriz (yapılan doğrulara sahip çıkmak kaydıyla) ama henüz sizin yönetim olarak altına attığınız bir icraatınızı görmedim.
sürç-i lisan ettiysem affola.
not: bu konuyu tartışmak isteyen herkese kapım açık. öyle "bu herif de zaten böyle, zaten laf cambazı, denişik olmaya çalışıyor, bunun ne mal olduğu yazdıklarında belli, dursuncu bu dursuncu, galatasaray haini" gibi entrylerle kendinizi yormayın. konuya ilişkin yorumlarınızı büyük bir keyifle okurum tüm fikirlere de açığım. yazdıklarınız, benim hakkımdaki fikirleriniz yerine konu hakkındaki fikirleriniz olursa daha çok şey paylaşmış oluruz.