resim
Mustafa Cengiz
Görev:Başkan
Doğum:25.12.1949
Ölüm:28.11.2021 (71)
Uyruk:Türkiye
  • 4102
    öncellikle allah kendisine sağlık sıhhat versin. hasta halini görünce çok sevdiğim bi akrabamı o halde görüyormuş gibi üzülüyorum. yaptığı açıklamanın bir kısmını gerçekçi bulmamakla birlikte bir kısmını da tamamen gaz almaya yönelik buldum.

    kendisi 8 ay sonra galatasaray'ın başında olmayacak olan ve yeni yönetim gelmesiyle muhtemelen de bazı kirli çamaşırları ortaya çıkacak olan başkanımız. kirli çamaşırdan kastım yolsuzluk vs değil.finansal fair play anlaşmasına uyuyormuşuz gibi gözükmek adına derneğin borçlanması, bize doğru düzgün açıklanmayan bonus maddeleri, oyuncu maaşı yada imza parası yedirilmiş menajer ödemeleri falan filan...

    bu yönetimi yanlış yaptıklarını düşündüğüm bir çok konuda eleştirdim, hala da eleştiriyorum. yarın yine eleştireceğim. ancak; galatasaray'a başkanlık yaparken kanser olmuş sağlığını kaybetmiş bir adama, 7-8 ay sonra başkanlığının biteceğini ve bir daha aday maday da olmayacağını bile bile istifa çağrısı yapmak gerçekten çok çirkin ve yaralayıcı. adama senin tedavin niye başarılı geçti demek ile eşdeğer bir şey bence. taraftarımızın bu konuda çok daha aklı selim davranması gerekiyor. adam öyle ya da böyle başkanlık yapmış. florya'yı kurtarmış, riva anlaşmasını revize etmiş. 1 şampiyoluk kadar da mı değeri yok? şampiyonluk gidecek korkusu ile istifa çağrısı yapmak nedir.
  • 4103
    yanındaki beceriksizleri savunmak ve yönetici erdemi sergileyip sorumluluğu almak adına zor duruma düşen başkanımız.
    eğer illa ki 8 ay daha bu koltukta oturacagım diyor ise;
    acilen hem galatasarayın sağlığı hem de kendi sağlığı için yanında ki hiç bir vasfı olmayan, daha hangi takımla maç yaptığımızı bilmeyen, galibiyet alınca taklalar atan ama malubiyette arka kapıdan kaçan kişilerden kurtulmalıdır. bir transfer dönemi daha bu beceriksizlikle gitmez.
    ayrıca morallerini de bozmamış olurlar bu sayede.
    çünkü taylan ve etebo iyileşmez ve takım bir kaç maç daha puan kaybederse o zaman gerçekten cok morallerini bozar taraftar.
  • 4104
    sağlık her şeyin başında geliyor ve böyle bir hastalıkla mücadelede de moral en önemli unsur. başarı bağımsız konuşuyorum belhanda babel fegu’den toplam 30 milyon bonservis girdisi sağlasaydı dahi başkanın bir an önce böyle stresli ve duygu değişimi çok fazla yaşanan bir işi bırakması gerekiyor. allah uzun ömürler versin kendisine, ilerde eminim tekrar bir şekilde yollarımız kesişir.
  • 4105
    çok ciddi sağlık sorunlarına rağmen galatasaray'a tüm gücüyle hizmet etmeye çalışan, dürüstlüğü ve kültür seviyesiyle galatasaray'a çok yakışan bir başkandır. galatasaray sevgisi tartışılmaz.

    yönetim olarak hatalı olunan yerler var, bu hataların içinde karar mercii olarak belki kendisinin de bireysel hataları olabilir ancak maddi ve manevi açıdan kulübe kazandırdıkları hataların çok üstündedir. ffp derdinden kurtulduğumuzda ve önümüzdeki yıllarda değerini daha iyi anlayacağız.

    yönetimden transferde çok daha iyi işler bekliyoruz, mevcut düzene daha ciddi bir ağırlık koymalarını bekliyoruz, haklıyız. ama gerçekten bazı üzücü sonuçların, yozlaşmış medyanın yaptığı algı yönetiminin (farkında olmamıza rağmen) de etkisiyle eleştirilerin dozunu kaçırabiliyoruz, bu zamana kadar yapılan doğru işleri bir anda unutuyoruz.

    mustafa cengiz ve fatih terim'in sonuna kadar arkasında durmalıyız.
  • 4106
    dün açıklama yapmış başkanımız.
    https://www.youtube.com/...amp;feature=youtu.be

    transferle alakalı olarak özetle yasadışı iş yapmamak adına, limitleri aşmamak adına kısıtlanmış şartlar ile bu kadar oluyor. şeffaflığa, limitlere uymayanlar ödüllendiriliyor.
    diyor.

    kendisine şartlara uyma konusunda katılıyorum. ancak beklenti; yasadışı işler yapan, çalıyı dolaşan, desise yapan, limitleri aşan kulüplerden hesap sormasıdır. yasal haklarını kullanmalı, medya vs. gibi kanallarla isim vererek, kanıtlarla bunun peşine düşmelidir.

    bunu yapabilmek için de bizim abdürrahim, bizim yusuf olaylarını bırakmak gerekir. koskoca galatasaray kulübü 3 tane isimle yönetilmemelidir. yönetimin bütün bu işleri takip için kurmayları, avukat orduları, profesyonelleri olmalıdır. illaki vardır. ancak söylemler hep sen ben bizim oğlan minvalinde dönmektedir.

    şeffaflığıyla, galatasarayın mali çıkarlarını yeterince gözetmesiyle topladığı takdirleri; sen ben bizim oğlancılıkla sıfırlamaktadır. önemli olan transfer yapmak, yapmamak değil. önemli olan dışarıdan bakıldığında sanki bu kulübün transfer görüşmelerini bile yapacak bir profesyonel yokmuş hissiyatı vermesidir. sanki her transfer sezonunu abdürrahim abiyle pazara karpuz almaya gidiyormuşuz gibi takip etmemizdir. karpuz almaya gidip eczaneden serum alarak dönüyoruz zaten...

    açıklamalarının içinde "birine 5 veriyoruz" gibi şeyler demesi de bu hissiyatı güçlendiriyor. anne baba akşam evde fatura hesabı yapıyor gibi bir şey. oğlum dondurmaya 5 lira vermişsin...

    galatasarayın planı nedir? mali yapıyı düzeltmek için harcama yapmamak mıdır? yoksa uzman scout ekipleriyle genç yetenekler bulup bunu nakde mi dönüştürmektir? ya da yapılacak projelerle kulübü ihya etmek midir? nedir... sizin planınız her seferinde birincisiymiş gibi geliyor sevgili başkan biz taraftarlara.

    evet 3 senede futbol branşında 2 şampiyonluk var, peki neden son yıl başarısız olundu? sebepleri neydi? bu sene iddianız nedir? bize ne gibi vaatleriniz var? bunları dinlemek isteriz. ama hamaset yapmadan...

    elbette en önemlisi sağlık. şüphesiz niyet; şeffaflık, önce galatasarayın düze çıkması, temiz ve dürüst olunması... ama hamaset olmadan, daha profesyonelce...
  • 4108
    şu "ben para harcamayı bilmiyor muyum" söylemi çok populist ve de gereksiz. aynı cümleleri hatırlarsanız aziz yıldırım da söylemişti. tam olarak şöyle demişti 2015'de;

    "geçen sene transfer yapar, 50 milyon euro bu kulübü borca sokardım ama o zaman fenerbahçe'nin yarını olmazdı. biz burayı, kendi şirketlerimizi, kendi ailemizi nasıl idare etmeye çalışıyorsak, onun haklarını koruyarak idare etmeye çalıştık"

    sonra noldu? bu konuşmayı yaptıktan 2 ay sonra van persie'li, nani'li, kjaer'li kadroyu kurdu. 70 milyon dolara yakın para harcandı. sonuç? sıfır.

    yani bu "ben para harcamayı bilmiyor muyum" lafı en hafif tabirle beceriksizlik örtme yöntemidir. parayı harcamayı bilmekle parayı nasıl harcıyacağını bilmek arasındaki farkı mustafa cengiz'e anlatacak halimiz yok tabi. o da biliyor neyin ne olduğunu da, yakışmıyor işte, yemiyoruz bunları.

    "kaynak yaratamadık ve transfer yapamadık" demek başkadır, "istesek harcardık" demek başkadır. ikincisi başkanın söylemi ve son derece gereksiz, içi boş, dayanağı olmayan bir çıkış.
  • 4109
    ilk başta şunu söylemek isterim ki, umarım en kısa sürede sağlığına kavuşur, sağlıklı ve mutlu bir hayat sürer. bir insan sağlığından daha önemli bir husus yok. eğer galatasaray başkanlığı sağlığına etki ediyorsa, çok başarılı olsa bile bırakmasını isterdim. bütün bunların yanında türkiye'nin en büyük kulübünde, en demokratik kulübünde başkanlık yapıyor. kulübün ne kadar demokratik olduğunu kendisi muhalifken biliyordu. yani bu konuda kimsenin şüphesi yok. bu bağlamda bazı eleştiriler yapmak istiyorum.

    şeffaflık: galatasaray kulübü son 2 yıldır şeffaf bir kulüp değil. diğerlerinden hiç bir farkımız yok. donk bir sene 2 milyon euro alırken, bütün medyadaki yandaşları en az 1 milyon euro istediğini söylerken, 500 bin euro'ya imzalıyor. menajerine ne kadar verildi, bonuslar ne kimse bilmiyor. aynı şekilde falcao'nun menajer parası ve bonuslarını bilmiyoruz. diagne'ye ne kadar bonservis verdik onu bile bilmiyoruz. kap ile başkan'ın dedikleri örtüşmüyor. yani şeffaf falan değiliz. geçelim bu konuyu.

    ffp'de rakamlarla oynama: şuan fenerbahçe yada beşiktaş ne yapıyor bilmiyorum ama biz de baya baya ffp'yi aşabilmek için, oyuncuların alacaklarını girdi gösteriyoruz. yani kiraladığımız oyuncudan bile bonservis girdisi gösterdik. belki burada usulsüz bir durum yok fakat, bunları da gelir olarak göstermek komik oluyor. yani bakıldığı zaman biz para olarak ne kar ne zararda oluyoruz bir oyuncuyu kiraya verip parasını verdiğimizde. bu legaldir değildir tam bilmiyorum fakat sen bunu transfer geliri olarak gösterip biz bu kadar oyuncu sattık başarılıyız dersen yalan söylemiş olursun.

    ekonomi: yıllardan beridir sorup sorup cevabını alamadığım bir konu. niye dernek borçları bu kadar arttı. kulüp her dönem pozitif bütçe açıklarken, niye dernek borçları yüzde 90 oranında arttı. yine aslında bu da şeffaflığımızla alakalı bir durum.

    kulübü koruma: kim galatasaray aleyhine bir işe kalkışsa karşılarında durulmadı. hocana, futbolcuna yapılan saldırılara cevapsız kalındı. özellikle hocana, kim olursa olsun, sahip çıkmadın. hocana çıkardığın ses kadar, dışarıya çıkarmadın. göz göre göre kuralları ihlal edenleri ibra ettin. tff her ne dediyse he dedin. seçimde onlara oy verdin, onlar ne dediyse sen de he dedin. yani şuan usulsüzlük yapıldı demelerinin hiç bir anlamı yok.

    mobbing: kendini aklamak için sürekli oyunculara basın üzerinden mobbing yapıldı. gomis para istiyor, sofian indirime gitmedi, babel çok kötü. bi ara donk'a yapıldı, sözleşme imzalayınca donk değil dendi. belhanda çok paracı gitmek istemiyor. diagne'yi satmak için aldık. :) kendisi ve yönetimi sırf biraz daha az eleştirilmek için bütün oyuncuları medya önüne attı.

    yalan: yöneticilerin bile bir birlerini yalanladıkları olaylar oldu. bir tanesi uçaktan inip transferde her şey iyi derken birileri başka yerde yalanlıyordu. bir tane yöneticimizin elinde var kayıtları vardı. sürekli ve durmadan taraftar kandırılmaya çalışıldı ve bu hala devam ediyor.

    bakın pandemi sonrası ya da transferle alakalı hiç bir şey yazmadım. sağlığı ile alakalı sorunlar çıktıktan sonraki süreçle alakalı da yazmadım. transferler sadece istediğimiz gibi olmaz. tabii ki bazı sorumluluklar vardır fakat benim bir yönetimden ve başkandan beklediğim hususlar bunlar ve liyakat.

    sırf bunlar yüzünde dursun özbek'i ismini duyunca ağzı buruşan ben, o yolda ilerleyen her galatasaray başkanına karşı aynı mesafeyi koyacağım ve ne yazık ki şuan ki görüntüleri çok da iyi değil.

    umarım galatasaray için her şey iyi olur.
  • 4110
    kendisinin de söylediği sağlık durumu çok kötü olan başkanımız. daha önce de söylemiştim, bir şekilde doktorunu tanıyorum. hasta mahremiyeti nedeniyle bilgi vermedi ama yüzündeki ifadeden anlamak zor değildi.

    bunun yanı sıra hem beyinde hem de midede tümör olması demek kanserin ciddi bir metastaz yapmış olması demektir. hele hele başkanın dediği gibi 6 ay içinde bunlar oluştuysa türü de oldukça agresiftir.

    pandemi nedeniyle seçim yapılamıyor. toplantı bile yapılamıyor. bunun yanında ben kendisinin en azından ömrünün sonunda hesap vermiş ve mali olarak düzgün bir dönem bırakmış olmak nedeniyle de başkanlıktan çekilmediğini düşünüyorum. belki de kendisini hayata bağlayan, yaşama gücü veren bir durumdur bu. buna da saygı duymak lazım. sonuçta transfer dışında pek çok konuda başarılıydı.

    başkanımız muhtemelen terminal dönemde. bunun ne demek olduğunu bilenler bilir. umarım başkanlığı hakkıyla teslim edebilir.
  • 4111
    ön edit: başkanı yine de seviyorum. hem insan olarak hem de idareci olarak ama artık kendisini takımın idarecisi olarak görmek istemiyorum.

    taraftarın aklıyla dalga geçmeyip transfer yapmanın zor olduğunu, elimizdekilerden maksimum verim alınmaya çalışılacağını söyleseydi bir iki andaval dışında kimse tek bir laf edemezdi. benim kızdığım nokta, iki tane orta saha alacağız, bizde transfer bitmez, yok şöyle uçacağız şöyle kaçacağız denilip hiçbir şey yapılmaması. üstelik bunu çok defa tekrarladılar. iki tane forvet alacağız deyip koca devreyi eren’le tamamladık. insanlar unutmaz bu sözleri. söz verdiysen yapacaksın, yapamazsan da takır takır eleştirilirsin. burda sorun transfer değil, insanların aklıyla alay edilmesi.

    bu taraftar en zor günlerde takıma sahip çıkmışken, çoğu şampiyonlukta büyük pay sahibiyken ve diğer takımlara nazaran saha içi etkisi çok daha fazlayken bu cefakar taraftara kızmaya hakkın yok. özellikle transfer mevzusu için kızamazsın. üstelik söylediğim gibi baştan transfer yapamayız çok zor dense kimse ses çıkarmayacaktı. beklentileri evereste çıkarırsan, yapamadığında ağlamaya hakkın yok. yellow friday dendi gittik, idman için saha açıldı, rekor kırılıp gidildi, kişi başı 20tl verdi insanlar. şu durumda kendisine en son kızılması gereken grup taraftar grubu. üzerine düşen şeyi en çok yapan kişiler taraftarlar. taraftarlar bütün bu cefayı fatih terim için çekmiyor, abdurrahim albayrak için de çekmiyorlar, muslera vs için çekmiyorlar. galatasaray sevgisi için cefakarlar. cidden şu yaz dönemi o kadar sinir bozucu geçti ki, yazasım bile gelmiyor artık. garip bir şekilde rahatladım hatta transfer sezonunun bitmesiyle. artık sadece saha içine odaklanacağız en azından.

    bu sezon ffp’nin de sonlanmasıyla kendisine yol verilmesini uygun gördüğüm başkandır. ffp bitse bile bu beceriksizlikle transfer yapacaklarını düşünmüyorum şahsen. transfer taraftarı hiç olmadım, 93 sezonundan beridir aklım başımda takip ediyorum takımı, neler neler yaşandı, andiklopedi gibi.. 2005-2006 şampiyonluğundan sonra koskoca şampiyonlar ligine inamotoyla, tolga seyhanla, carruscayla çıkıldı. futbolcular paralarını alamadıkları için kazan kaldırdılar, sakız parasına ribery kaçtı falan filan ne rezillikler. ama en azından samimiydi diğer yönetimler. artık bu yönetimin samimiyetine inanmıyorum. başkanın tvde bi konuşması çıksın, kanal değiştiririm. yok hükmündedir kendisi artık. büyük hayalkırıklığı resmen. kendisine acil şifalar dileyerekten sezon sonu itibariyle simple goodbye diyorum.
  • 4112
    --- alıntı ---

    galatasaray genel kurul üyesi uluslararası yatırımcı altuğ özaslan, ajansspor için, sarı-kırmızılı kulübün açıkladığı faaliyet raporunun fotoğrafını çekti

    öncelikle mali tablonun genel bir değerlendirmesini yapar mısınız?

    geçen yıla göre gelirlerimizde yüzde 17 düşüş var. şampiyonlar lig'ndeki ve süper lig’deki sportif başarısızlık etkisi ile 46.7 milyon lira zarar etmişiz. bu sene pandemi sebebiyle ligler ertelenince nisan ve mayıs aylarında maç oynanmayınca buradaki gelir ve giderler de haziran ve temmuz’a kaldı. haziran ve temmuz’a tahakkuk etmesi gereken, gelir-giderler bu rakamların içerisinde yok. ama biz pandemi sonrası dönemde ne yazık ki başarılı olamadığımız için bizi pek pozitif etkileyecek bir durum oluşamıyor.

    son 5 yılda ortalama her yıl 124 milyon lira zarar ettik. toplamda 621 milyon lira zarar ettik. çok ciddi bir rakam bu! artık bir yerden sonra sürdürebilir bir durum oluşmuyor. tabii, bir şekilde de hakkımızı vermek lazım. dün diğer rakiplerimizi gördük. çok ciddi ölçüde zararlar beyan ettiler. ama buradaki en büyük fark ne kadar gelir elde edildiğinden kaynaklanıyor. diğer iki rakibimiz 497 milyon tl ve 544 milyon tl gelir elde ederken, biz aynı dönemde 900 milyon tl gelir elde ettik. yani esasında, galatasaray başarıları sebebiyle daha fazla gelir yaratabiliyor. neredeyse diğer iki rakibimizin toplamı kadar gelir yaratıyoruz, neden; biz yerel ligde daha başarılı olduğumuz için yayın gelirleri ve performans gelirlerimiz daha fazla ve şampiyonlar ligi'ne katılabiliyoruz, buradan bir döviz geliri elde ediyoruz. ama bir de bunu tersten yorumlayalım. katılamadığımızda ne olur sorusunun cevabı, işte dün rakiplerimizin açıkladığı finansal tablolar gibi olurdur. her sene katılamayacağımıza göre ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı artık öğrenmemiz gerekiyor. çünkü sürekli kredi alarak, geleceğimizi temlik ederek, her sene başarılı olabilecekmiş gibi harcama yapmak mevcut konjonktürde sürdürülemez.

    bu açiğin nasil kapanacağini yönetim hiç düşündü mü?
    galatasaray sk derneği’nin, galatasaray sportif a.ş'ye borçlanması devam ediyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?

    benim dünkü faaliyet raporundan dikkatimi çeken iki ana konudan biri bu. derneğin, sportif a.ş'ye borcu 1 milyar 4 milyon liraya çıktı. geçen sene aynı dönemde 542.7 milyon liraydı. bu yüzde 84,8 artış kabul edilemez! doğal olarak, bağımsız denetçi de burada "sınırlı olumlu görüş" beyan etmiş. tabii yönetime sormak lazım, siz bu finansal hamleyi yaparken borcu nasıl kapatacağınızı düşündünüz mü ya da bu borç-alacak ilişkisinin gerçekten kapanacağını düşündünüz mü?

    tabii riva, galatasaray spor kulübü derneği'nin bir duran varlığıdır, sportif a.ş'nin varlığı değildir. bu sebeple riva kaynaklı satış gelirleri galatasaray spor kulübü derneği'ne ödeniyor. bu gelirler de bizim amiral gemimiz sportif a.ş olduğu için, hem en çok parayı kazanan hem de en çok gider yaratan, genel olarak dernekteki atıl fonlar ve gelirler sportif a.ş'ye aktarılmaktadır. eğer riva projesinin satışları beklenenden ve taahhüt tutarından daha yüksek olursa bu borç tutarı makul bir yerlere getirilebilir. bunlar hesap edildi mi bilmiyorum ama sonuçta inşaat sektörüne dayalı gelir projeksiyonu yaparak futbol kulübü şirketinin bilançosu yönetilmez.

    dövizin artmasiyla ilgili değil
    peki derneğin, sportif a.ş'ye borcunun artmasının dövizin yükselmesiyle ilgisi var mı?

    biz kredilerimizin çoğunu bankalar birliği anlaşmasıyla liraya döndürdük hatta bu sayede geçen dönem 91,6 milyon tl kur farkı gideri oluşurken, bu dönem sadece 2 milyon tl kur farkı gideri oluştu. benim tablolarda gördüğüm kadarıyla neredeyse artık döviz kredimiz yok diyebiliriz. bu yüzden genel olarak türk lirası kredi kaynaklı fon aktarımı olduğunu düşünüyorum.

    yüzde 99'u temlik altinda
    hisse satışlarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

    benim için en önemli konu hisse satışı. hatırlarsan, senenin başında çok ciddi hisse senedi satışı gerçekleşiyor diye üstüne basa basa kamuoyunu uyardım. o dönem, bu işin yanlış olduğunu ve çok ciddi psikolojik etkileri olduğunu belirtmiştim, bu görüşüm de hiçbir zaman değişmeyecektir. ben asla hisse satmam diyen sayın başkan, ne yazık ki 30.026.475 adet hisseyi ortalama 2,30 tl’den sattı. şimdi dönüp baktığımızda büyük bir problemimiz var. gelecek dönem gelirlerimiz üzerinde 2 milyar 143 milyon tutarında temlik, teminat, nakit blokaj ve kefalet var. bu rakam son 5 yıllık ortalama gelir üzerinden bakarsak kabaca 3 yıllık gelirimiz kadar, kar üzerinden bakarsak sonsuza kadar gibi görünen bir tutara imza atılmış. son 1 yılda mevcut kredi stoğu %59 artarken, teminat/rehin/ipotek pozisyonu %91 artış göstermiştir. bu artışın detaylarına baktığımızda ise, geçen seneden bu seneye gayrimenkuller üzerindeki ipotek miktarının 322 milyon lira arttığını görüyoruz. ama en büyük problem nerede biliyor musunuz? biz 640.710.005 tl değerinde hisse senedi rehni tesis etmişiz. sayın başkan, ben hisse satmam diyordu, hisseler satıldı! sayın başkan, ben kredi anlaşmalarına hisse senedi rehin tesis etmiyorum diyordu, elimizde kalan son hisseleri de rehin etmiş. bu tutar ne kadar hisseye tekabül ediyor diye bakarsak, 29 mayıs 2020 kapanış fiyatı olan 3,39 tl üzerinden tam 189 milyon adet hisse rehin vermişiz. sayın başkan, hisse senedi sattıktan sonra derneğin, sportif a.ş'deki sahiplik oranı yüzde 60.86'ya geriledi. bunun yüzde 25'i bizim namusumuz dediğimiz, sayın işın çelebi'nin seneler önce divan kurulu’nda kürsüden üstüne basa basa vurguladığı ve satılamaz dediği a tipi hisseler iken, kalan yüzde 35.86’sı b tipi hisselerdir. bizim rehin verdiğimiz hisse oranı ise tesafüfe bakın ki yüzde 35. göğsümüzü gere gere bizim diyebileceğimiz, b tipi hisse sahipliğimiz reel olarak neredeyse kalmadı diyebiliriz. bunu söylerken tüm samimiyetimle tüylerim diken diken oluyor. kalbimin derinliklerine ok saplanmış gibi hissediyorum. ve bunu kabul edemiyorum, asla da etmeyeceğim! bir örnek vereyim, üç odalı bir evim var diyorsunuz. bir odayı satmışsınız, bir tanesinde kendiniz oturuyorsunuz, kendi oturduğunuz odanın masraflarını fonlamak için bankadan kredi almış ve üçüncü odayı da bu krediye teminat vermişsiniz. soruyorum, peki siz artık benim evim var diyebilir misiniz?

    elimizde boşta kalan b tipi hissemiz sadece yüzde 0,86. rehin verilen bu hisseler neye istinaden verildi, bankalar birliği ile yapılan yapılandırma anlaşmasına bu hisseler dahil midir? elde kalan tüm hisseleri verecek kadar kredi borcuna girmeye neden gerek duydunuz? bu sorular mali genel kurulda sorulmalıdır. namusumuz olan a tipi hisseler dışındaki tüm hisseleri bankalara rehin verirken sayın başkan’ın ve yönetim kurulu’nun içi hiç mi cız etmedi?

    --- alıntı ---

    11.08.2020 - ajansspor - burhan can terzi

    başkan mustafa cengiz'e olan muhalefetimiz, tepkimiz sadece transfer olaylarıyla ilgili değil. iletişim ve transfer başarısı (alma-satma) konusunda galatasaray tarihinin en başarısız başkan ve yönetimlerinden biri. tekrar tekrar yaptığı hataları saymaya gerek yok, asıl sıkıntı galatasaray'ın mali durumunu düzelttik, kara geçtik gibi yalanlar söyleyip, olaylara fazla hakim olmayan taraftarları kandırarak destek kazanmak, ki bu desteğin büyük kısmını da başarısız geçen transfer dönemlerinden dolayı kaybetti, çünkü taraftarın ilgilendiği tek şey transfer...

    6 ekim 2020 tarihli, başkanın yaptığı basın açıklamasında şöyle bir ifadesi var.

    --- alıntı ---

    10 yılda ilk defa kayyum'a verilecek olan kulübü, kara geçirdik.

    --- alıntı ---

    kara geçirdik dediği yer sportif aş, sportif aş'yi kara geçirmek için dernek borçlandırıldı. derneğe finans faturaları kesildi, bu faturalara yüksek faiz işletilerek sportif aş kara geçmiş gibi gösterildi, dernek borçlandırıldı. borç-alacak farkı 1.1m tl'den 1.8m tl'ye çıktı.

    kayyum'a verilecek mevzusu da oluşturulan algı gibi bir şey değil. kayyum galatasaray genel kurul üyelerinden oluşacaktı ve bu kayyum kulübü seçime götürecekti, bu süre zarfında seçim gerçekleşene kadar mustafa cengiz ve yönetim kurulu da görevine devam edecekti. buna gerek kalmayabilirdi de, başkan ibrasızlığı kabul edip seçime gitseydi bu mahkeme olaylarına hiç girilmeyecekti, hukuken ayrı ayrı idari ibrasızlık-mali ibrasızlık diye bir şey olamayacağı için seçimi ertelettiler sadece.

    pandemi bahane edilerek mart ayında yapılması gereken mali genel kurul da ortadaki bu mali tablo yüzünden de ertelenmeye çalışıldı yönetim tarafından. divan toplantıları bile online olarak yapılabilirken, çok rahatlıkla bunun altyapısı hazırlanabilecekken yönetim genel kurulu yapmamayı tercih etti.

    asla hisse satmayacağım diyen başkan, 30.026.475 adet hisseyi ortalama 2,30 tl’den sattı. bu da ayrı bir konu.

    yani mustafa cengiz'in yönetiminden ayrı tutulması gerektiği, iyi bir yönetim sergileyerek galatasaray'ın mali durumunu düzelttiği, yönetici ekibi yüzünden transferlerde başarısızlık geldiği tamamen bir algıdır. galatasaray'ın mali durumu 3 sene öncekiden çok daha iyi durumda değildir.

    transfer dönemlerinde yapılanlar zaten tamamen rezillik, taraftara bir çok kez yalan söylendi, uyutuldu. bizde transfer bitmez dediler, 50 gün var dediler, bunlar en taze olanları.

    iletişim açısından tarihin en zayıf yönetimlerinden biri, hocayla ters düşmeleri apayrı bir konu başlığı zaten.

    nihat özdemir federasyonuna oy vermeleri, daha sonra bu federasyonu ibra etmeleri mevzusunu da galatasaraylıların takdirine bırakıyorum, hocaya sokak kabadayısı diyen malum kişilerle maçtan sonra fotoğraf çektirmelerini de, rizespor'un malum başkanına plaket vermelerini de.

    ayrıca burhan can terzi'nin de hiç bir organizasyona akreditasyon alamamasının sebebi de yaptığı bu tarz haberler, ali naci küçük gibi, süleyman rodop gibi haberler yapmadığı için adam taraftarın önüne atıldı, sözlükte de burhan can'a karşı anlamsız bir tepki var, burhan can da, erhan telli'de kimseden ısmarlama haberler almayan, iyi galatasaraylı araştırmacı gazetecilerdir.

    ozan korkut ve ekibi seçimi kaybettiklerin günden bugüne kadar çalışmalarına hep devam etti. ekibi işinin ehli iyi galatasaraylı insanlardan oluşuyor. galatasaray hiç bir zaman başkansız kalmaz, herkes bilsin ki bir gün galatasaray'da bir seçim olursa uzun zamandır bu iş için ciddi bir şekilde hazırlanan bir ekip var, bu ekibin karşısına da mağlup edebilecek bir rakibin çıkacağını zannetmiyorum. ozan korkut ve ekibine güvenim tam, galatasaray'ı olması gerektiği gibi yöneteceklerine güvenim tam, temennim bu yönde. eminim ki seçildikten bir kaç ay sonra ozan korkut'u sevmeyen, ciddi bir şekilde eleştiren taraftarlarımız bile kendisini ve ekibini destekleyecektir.
  • 4113
    hayat... kimin ne olacağı belli olmaz ama 8 ay sonra kesinlikle görevden ayrılmalı ve sağlığına odaklanmalıdır (sağlık sorunları nedeniyle bana kalsa yarın istifa etsin derim.) saçma sapan ithamlara bin kere yanıt verse belge ile açıklasa yok yine olmuyor. olmayacak.
    en son yazacağımı en başta yazarak konuya döneyim; "kendisini" sonuna kadar destekliyorum.

    linkedin ortamlarında takılan plaza profesyonellerinin bir ara dilinden düşürmediği laflardan biriydi endüstri 4.0.
    sonraları yapay zeka ve akıllı zımbırtılar falan filan.

    bu "kaynak yaratma" hikayesini buna benzeiyorum.
    neyin kaynağını ve nerede yaratıyorsunuz arkadaşım ? oturup finansal analiz yapmanızı beklemiyorum ama şu lafı kullanırken önce bir fotoğraf çekin en azından.

    pandemi, maçlar seyircisiz, satış yok, yayıncı kuruluş yan çiziyor, euro 10 lira oldu olacak, kulübün 1.5 milyar borcu var, ffp, ligi 6. bitirmişsin ve şampiyonlar ligi gelirin yok, 10 senedir zaman alevi başarılar dışında avurpada adından söz ettiremiyorsun, uefa takım sıralamasında başakşehir bile senin önünde, en değerli reklam kalemin olan forma sponsoru bile zar zor çıkıyor.... liste uzar gider.

    bu ortamda nasıl bir kaynak oluşturacaklar ?
    oyuncu satarak diyeceksin bu konuda mustafa cengiz yönetiminin başarılı olmadığı aşikar ama hangi yönetim başarılıydı cidden ? yani ünal aysal o oyuncuları alırken oyuncu satarak mı yaptı bunları ? ya da dursun aydın özbek efsanemiz altyapıdan çıkan oyuncuları satıp mı kaynak oluşturdu ? 10 sene geriye kadar gidin tüm yönetimlerin yaptığı şuydu gittiler bankalara aldılar %20 ile -hemde döviz- kredileri giderkende mis gibi ibra oldular.

    ali koç nasıl yapıyor o zaman goygoyu var. adamın soy adına bakın sonra hangi ülkede yaşadığınızı hatırlayın.

    ardına bir de fenerbahçe formasına bakın. bir tane ülker harici ali koç ile bağlantısı olmayan reklam var mı ?
    forbes dergisinin yaptığı zenginler listesinde adamın iki senede kaybettiği serveti 150 milyon euro. hadi bunun 50 milyon euro'u kur farkı nedeniyle ve bi ara baya baya düşen koç holding hisseleri nedenyile diyelim ortada çok net şekilde kulübe aktarılan 100milyon euro var.

    ne bekliyorsunuz ? mustafa cengiz ve yönetiminin olmayan servetlerinin 100 milyon eurosunu buraya akıtlamasını mı ? ayrıca dursun ya da ünal aysal aktardı mı ki mustafa cengiz aktarsın. ya da faruk süren ya da x başkan. hepsi giderken çek aldı senet aldı hisse aldı rehin olarak.

    ya da açık açık soralım goygoyunu yaptığınız burak, ozan ya da eşref yapacak mı?

    beceriksizlerdir eyvallah, transfer işlerine kafaları basmıyordur eyvallah ama şu kaynak yaratamıyorlar goygoyu gerçekten en temelsiz eleştiri. işin komik tarafı gitsin bankaya getirsin krediyi kaynak yarattım dese inanacak millet.

    8 ay sonra gidecekler zaten, çok büyük bir ihtimalle totoları yerse ve riva'dan gelecek kaynaktan emin olurlarsa liseci abileriniz gelecek başımıza o zaman görürüz kaynak oluşturmak için ne gibi maharetleri varmış.
  • 4114
    benim gördüğüm en başarılı galatasaray başkanıdır. sanki kendisinden önce her transfer kampa yetişiyordu, her futbolcumuz 10 milyon eurolara, 20 milyon eurolara transfer yapıyordu, her mevkiye yıldız adayları alınıyordu da kendisi başında ffp gibi bir bela varken bunları yapamadı. ha şunu da açık açık söyleyeyim ffp'ye rağmen 2019-2020 sezonunda kurduğu kadroyla, transfer ettiği oyuncularla galatasaray tarihinin kağıt üstünde en iyi 2 kadrosundan birini kurmuştur.

    burda başkanlığı bıraksın veya bırakmasın gibi haddime olmayan şeyler söylemek istemiyorum. sağlık kendi sağlığı sonuçta karar verecek olan kendisidir, taraftara biraz kırgın görünüyor şu süreçte. açıkçası bir yandan başkanlığı bıraksın istiyorum ki değeri anlaşılsın.

    bir yandan da galatasaray'ın geleceği için bırakmasını istemiyorum. günahıyla sevabıyla ben kendisinden razıyım, sportif başarısı bir kenara kemerburgaz'ı vermeden florya'yı geri almasıyla, avrupa'dan men almasına kesin gözüyle bakılan takımı avrupa arenasına götürmesiyle, borçları herkesten evvel tl'ye çevirmesiyle, fatih terim'le olan ilişkisinde egolarını arka plana atmasıyla, ffp limitlerinin olduğu dönemde alınan, pandemi olmasa üst üste 3. olacak lig şampiyonluklarıyla ve benim için hepsinden önemlisi kanser olup çok ağır ameliyatlara girmesine rağmen galatasaray'ı yalnız bırakmak istememesiyle ben kendisinden razıyım. ayıp edenler ayıp ettiğiyle kalsın.
  • 4115
    kaç giride yazdım, aklıselim 80ler kuşağı ve büyüklerimiz yazdı. türkiye'de ekonomi su kaynatalı en az 4 5 sene oluyor. hissedilmesi 2016 sonrası, 18 de iyice iliklere kadar hissedildi.

    pandemi son vuruş oldu, toparlama tabi ki olur ama sizin kanınız , teriniz ve karşılığını almamanızla...

    bu durumda bile klüp için ciddi bir ışık var, klübe kazandırılanlar şu an anlaşılamayacak kadar fazla. riva projesine güncelleme yapıldı, kemerburgaz kaldı, florya geri geldi.

    bu 3'ünün potansiyeli borclari 3 4 kere öder renktaşlar, bunu bu kadro yaptı.

    mustaga cengiz'in tek sıkıntısı 4. ve 5. adam olacak kişilerin 2. ve 3. adam olmasıdır.

    burak elmas efendi genel müdürlük için gemileri yakmasa belki o yetiştirilecekti. ozan korkut'a oynadı 20 senelik birikimi ve mirası yaktı.
    yaziķ oldu çok hem de ama aş nin maaşı oturmamiş kariyerlerde baş döndürür tabi...
    ozan'dan olmaz net. ama ben liseliyim mottosu ile seçim kampanyası yürüttü. ( yorum yok ^^)
    eşref hamamcıoglu kalitesini ve kişiliğini gösterdi defalarca, başkası adına utandırdı defalarca...

    bu arada üyelik alımlarında geniş tabana ciddi pay vermeleri ve lise ağırlığını ileride kıracak şekilde ilerlemeleri en büyük sıkıtnıyı verdi onlara, lisedeki ayrıcalıklılar sınıfı çıldırdı. gecenin 11 i 30 tane bebe geldi oy kullanmaya, o kadar infial oldu ki o bebelerin hayatından korktular.

    devresi önemli olmayan mezun tanıdıklar ve arkadaşlar bile 2 tokat atmak istiyordu bunlara bırak taraftarları, onların diliyle avam değil burjuva düşecekti peşlerine. boşuna tutuşmadi totolar. özürler, gece telefonları, ağlamalar , lise ögrencilerinin okula gitmemesi veya haftasonu çıkamaması cabası.

    bu bile aslında ibrenin nasıl aydınlığa döndüğünü gösterir. gelecek bizim yeter ki sonraki dönem yiyiciler , kara delikçiler gelmesin araya kaynamasın. papermoon yemekleri hesabı klübe kilitlemesin ...

    kendisi iyisiyle kötüsüyle 80 puan üzeri bir yönetim sergilemiştir. ekibi de aslında doğru formasyonda olsa 99 puan derdik.

    haldun üstünel gibi bir ekran ve iletişim yüzleri olsa ne kendisi ne ekibi bu kadar yıpranırdı. oysa kaan kançal ayrı, yusuf günay (bürokrasi özelinde) ayrı, abdürrahim albayrak ayrı çok çok faydalı oldular.

    dediğim gibi 2 ve 3 numara olmamasının sonucudur bu. bu da biraz baskın seçimle gelmenin sonucu ve (bkz: burak elmas) ın ittifağa ilk hançeri vurmasının. iyi bir 3 ve sonra 2 numara olabilme potansiyeli vardı.

    o sebeple sezar'ın hakkı sezar'a , settlement agreement başkana saygı ve sevgilerimle

    ekleme: ekim ayına kadar olan sporcu borçları ve vergilerin 3/4'ü ödendiği halde saçma bir şekilde eleştirilmeye devam eden yönetim. ödünç vernişler milyonlarca lirayı alacaklar liseci kardeşim alacaklar...
  • 4116
    yapacağını söylediği projelerden 1 tanesini bile hayata geçiremeyen, futbol a.ş.’nın borcunu derneğe yönlendirip toplam borcu aslında kat be kat artıran, sattığı futbolcuların yerine kimseyi almayan ve bunun ‘şu kadar milyon artıdayız’ diye reklamını yapan, futbol takımının hocasını rakip takımın başkanı ve tff’ye karşı yalnız bırakan, pandemi döneminde kulübe para girişi olduktan sonra sporcu borçlarını ödemek yerine kendi alacağını tahsil eden, galatasaray tarihinin dursun aydın özbek dahil en kötü başkanıdır. umarım bir an evvel ‘tarafımızca üzülen’ yönetim kuruluyla beraber istifa eder.

    tüm bunların haricinde allah bir an önce sağlığına kavuştursun ve kendisini ailesine bağışlasın. hayatta sağlıktan önemli hiçbir şey yok çünkü.
  • 4117
    2016 mart aylarında takımımızın resmi sayfasında açıklanan yazının ilk paragrafı şöyleydi:
    "galatasaray sportif a.ş. ile uefa arasında finansal fair play kapsamında devam eden süreçte, uefa finansal kontrol kurulu (cfcb) yargı komisyonu'nun verdiği karar bugün itibariyle kulübümüze bildirilmiştir. uefa'nın kararı, "kulübümüzün 2012-2013, 2013-2014 ve 2014-2015 sezonlarında mali kriterlere uymadığı gerekçesiyle 1 yıl süreyle uefa turnuvalarından men edilmesi yönündedir"

    başkanımız dursun özbek'ti. o sezon sonu transferde 10 milyon avro içerde olacak şekilde transfer yapıldı. jan olde riekerinke emanet edildi. yolun yarısında igor tudorla devam edildi. sezonu 4. olarak tamamladık. tekrardan bi 10 milyon avro içerde olacak şekilde transferler yapıldı ve sezon bitmeden dursun özbek te igor tudor da ayrıldı.

    fatih terim - mustafa cengiz ikilisi göreve başladı. sezon sonu galatasaray şampiyon olmuş yüzler gülerken uefa kırbacı şıkladı. tekrardan men beklerken tüm dünyanın bile anlayamadığı şekilde men cezası gelmeyip çeşitli cezalar gelmiş ve 2021-22 sezonuna kadar sürecek olan sattığın kadar al ve hesap açığı vermeme sözleşmesini imzalamıştır.
    bu anlaşmadan sonra 2 milyon avro kar ile transfer sezonu kapatılmış ve sezon sonu zorda olsa şampiyon olunmuştur. şampiyon olunduktan sonra yine transferde 1 milyon avro gibi bir karla transfer sezonu kapatılmış pandemiye kadar kör topal ilerleyen takım sonrası düşüşe geçip ligi 6. bitirmiş.

    bu sezon başı hiç bonservisle oyuncu alınmayıp 1 milyon avro civarı karla transfer sezonu kapatılmıştır.

    şimdi klasik beşiktaşın feda sezonu gibi menemen muhabbeti yapmadan 1,5 sezon geçirip 1 şampiyonluk kazanılmış. bu mali durumu edebildiği kadar iyi idare ettiğini düşünmekle beraber hataları ve sevaplarıyla görev yılını doldurduktan sonra aldığın kadar sat kıskacının bitmesiyle beraber görevi devretmesi taraftarıyım. çünkü kendisi ve ekibi ne oyuncu satmada ne almada başarılı değiller.
  • 4118
    https://twitter.com/...482768039104513?s=19

    bu doğru bir yöneticilik değil. 3 aydır bu söylenip duruyor. ya isim vereceksin ya da bunu dillendirip durmayacaksın. herkesi töhmet altında bırakıyor başkan. şu futbolcuları taraftarın önüne atmaktan sıkılmadılar. dun falcao, bugün bu ikili. böyle aidiyet de oluşmaz zaten.

    transfer dönemi bitti ve artık yönetim konuşup negatifleşmek istemiyorum ama taraftara bile benim yönetimimin moralini bozmayın deyip habire futbolculara sallamak çok yanlış bir şey yahu.
  • 4119
    yeni gelecek başkana uefa ffp sınırlamasından kurtulmuş bir galatasaray teslim edecek, güzide başkanımız.

    kendisi bir enkaz devraldı ve görevini layıkıyla yerine getirdi. şimdi yeni gelen başkan bunun kaymağını çok iyi şekilde yer. bir liseli başkan gelir, sırf taraftara şirin gözükmek adına takımı milyon dolarlık adamlarla doldurur. (bkz: dursun aydın özbek)

    sonra büyük taraftarımız da oh be dünya varmış, istediğimiz ne kadar adam varsa yeni başkanımız aldı, mustafa cengiz çok rererörörö der. üç sene sonra yine ffp yeriz. bu kısır döngü hiç bitmez.

    seni de yediler başkanım, seni hastalık değil bu taraftar öldürdü.
  • 4121
    bütün takımın maaşlarının ödendiğini sadece indirim yapmayanların maaşlarının ödenmediğini söyleyen başkanımız.

    bunun iş yerlerinden adı mobbingtir ve çok büyük bir suçtur. genelde mobbinge maruz kalan çalışanlar verimli çalışamazlar. biz de zaten kısıtlı sayıda oyuncumuz varken, başkan tarafından mobbing yaparak oynadıkları oyunu da oynamamalarını sağlıyoruz.
    bu durum pandemiyle, ekonomiyle alakalı bir durum da değil. insan yönetimi ve profesyonellikle alakalı. geldikleri günden beri aynı şeyi yapıyorlar, bıkmadan da devam ediyorlar.

    gerçekten geçtim transfer olayları, bu tarz konuşmalar galatasaray kulübüne ve başkanına yakışmıyor.
  • 4124
    https://twitter.com/...489655966851073?s=21

    eylemleri ve yaptığı açıklamalar ile galatasaray futbol takımını sabote eden galatasaray başkanı.

    yaptığı açıklama resmen skandal! adamları taraftarın önüne atıp atıp sonra top oynamasını bekliyor. herkesin maaşını ödeyip onlarınkini geciktirerek top oynamalarını bekliyor. sonra bu adamlar atağa çıkarken neden geri pas atıyor.

    adamların indirimli sözleşme kabul etmemelerinin sebebi bi şu maruz kaldıkları mobbing muhtemelen. onu da geçtim belhanda mevcut sözleşmemde indirim yapmam, daha düşük maaşla yeni sözleşme imzalarım demiş. masaya bile oturmamış adamla bi de taraftarın önüne atıyor.
  • 4125
    ben pompacı değil yöneticiyim diyordu önceki açıklamasında. pompacı mıdır değil midir bilmem ama kesinlikle yönetici değildir. bir yönetici böyle açıklama yapmaz.

    --- alıntı ---

    mustafa cengiz: "biz ekim ayı hariç bütün maaşların hepsini ödedik. iki kişiye eksik ödedik, onların ne halt yediklerini anlatacağım. herkes kabul etti indirimi, onlar etmedi."

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...489655966851073?s=20
App Store'dan indirin Google Play'den alın