• 263
    batmıyoruz. batmamıza izin vermiyorlar. o yüzden borçlanabildiğin kadar borçlan. hiç çekinme. bir muhasebeci taraftar olarak bu moda bir itirazım yok. muhasebeyi paranın yanlış yere bağlanmasını önlemek için yapıyorum. daha iyi genç fırsat transferlerini kaçırmamızı istemiyorum. ayrıca uefa'dan ceza almaktan nefret ediyorum. avrupa'ya gidememe cezası felaket bir şey.

    olur da batarsak sistem çöküyordur bundan biraz heyecan bile duyabilirim.
  • 316
    bir dönem benim de içinde bulunduğum topluluk. ama artık hayat pahalılığı, ailevi sorunlar veya gönül işlerindeki bir takım problemler zaten yorarken bir de bunu düşünecek enerjim kalmadı. hayat kısa ve ben iyi futbolculara sahip bir takım izlemek istiyorum. ben de isterim porto, ajax, dortmund modeli takımımız olsun, ama bunun türkiye'de mümkün olmadığını anlayacak kadar türk futbolunu takip ediyorum. dönem dönem söylenir 'gs batıyor, bjk iflas etti edecek' diye, ama büyük kulüplere hiçbir şey olmadı ve olmaz. fb 10 yıldır şampiyon olmadığı halde hala astronomik paralar ödüyor.
  • 214
    muhasebeye önem gösterilmediği için önceki sezonlarda yaşadığımız satmadan alamazsın kısıtlamasını ve avrupa'dan men cezasından kıl payı kurtulduğumuzu unutmamış taraftarlardır. tarihten ders alabilen en asil duyguların adamlarıdır.

    para saçmakla vizyonun ilişkisi olmadığını bilen adamlardır. zira bazı futbolcu sözleşmelerinin maaş ve bonservis kısımlarında yazan rakamların herhangi bir profesyonellik gerektirmediğini, aramızdan herhangi birini eğitim düzeyi farketmeksizin göndersek aynı rakamlara hatta daha az rakamlara anlaşıp döneceğini de bilir.

    bonservis ve maaş konusunda konuşmak için gidip ekonomi okumak zorunda olmayan taraftarlardır ayrıca. atomu parçalamadıkları için normal bir beyin sahibi olmak yetiyor.
  • 162
    ay sonunu düşünen babaya benzeyen taraftardır.

    öncelikle kendilerine saygım sonsuzdur. çünkü galatasaray'ı ailesi gibi görüp yarınlarını düşünen, koruyup kollayan taraftardırlar. ama bazen fazla korumacı olabiliyorlar.

    fakat birkaç kelam etmek isterim.

    beklentiler nelerdir?
    sürdürülebilir başarı. mümkün olan en az harcamayla.

    bunun için önerilen nedir ? oyuncu maaşlarının ve bonservislerinin düşük olması. ilaveten oyuncular da kalifiye olacak. bir de genç olacaklar.

    eğer yaşadığımız yer türkiye olmasaydı; kurullar liyakat esasıyla adaletli yönetilseydi ve ekonomimiz iyi olsaydı kendilerine hak verebilirdim.

    ama gününüz şartları ortada. binlerce alıcının olduğu futbol dünyasında genç,oyununu olgunlaştırmış, maliyeti düşük oyuncu bulmak define bulmak kadar zor.

    tabiki oyuncuyu potansiyel vaat ederken alıp, sabır edip, geliştirip, satabilirsiniz. fakat bu sefer de başarı potansiyeliniz düşecektir.

    bunun sonucu olarak 10 üzerinden 8 ve üzerine puanlamaya sahip her oyuncu avrupa'yı tercih edecektir. yaşam standartları, oynanan futbol vs. gırla sebep sayabiliriz.

    oyuncuları burada oynamaya ikna etmenin 2 elzem şartı var:

    1- çok iyi bir planlama ve başarı vaadi.

    2- para.

    yazının başında değinildiği gibi zaten kalitesizliğin kol gezdiği ligimizde ikinci seçenek her zaman öne çıkıyor.

    en azından 4 büyükler dediğimiz kulüpler için geçerli.

    yine bir örnek vermek gerekirse trabzonspor'un her sene ya tutarsa diyerek ucuz maliyetli oyuncu tercih ettiklerine hepimiz şahit olduk. fakat başarılarına şahit olamadık. aksine yusuf gibi abdulkadir gibi gençlerin patlamasına şahit olduk. yarın bir gün uğurcan'ın satışına şahit olacağız.

    önemli olan neymiş ?

    altyapı imiş.

    yine değinmek isterim ki ne futbol piyasası eski futbol piyasası ne de biz.

    ronaldo zamanın da 94 milyon euro'ya transfer gerçekleştirdi. bugün olsa en az 200 milyon euro eder.

    tüm bunların dışında oyuncu piyasası artarken bizim ekonomiz geriye gitti diye oyuncuların gerçek eserlerinde bir değişiklik olmuyor. 5 milyon euro bizim için çok para başkası için değil.

    fakat yinelemek de fayda var. " düşük bütçe olsun başarı gelmese de kabulüm. böyle böyle borçlar bitecek ve düzlüğe çıkacağız." diyene saygım sonsuz.
  • 112
    bu taraftar tipinin kaynağı yıllardır kötü yöneten ve ptt 2.lig seviyesinde olmayan adamlara dünya paralar ödeyen, transfer edeceği oyuncu için sözleşme fesih bedelinin üstünde para ödeyen, takımımıza avrupadan men cezası aldıran, daha sonra tekrar aynı cezayı almakla yüz yüze getiren, kulübü her geçen yıl kendi ceplerini ve komisyoncuların ceplerini doldurmak uğruna borç batağına biraz daha sokan kötü yöneticiler ve bu süreçte görev almış bazı teknik direktörlerdir. bu taraftar tipinin kaynağı geçirdiği ve geçirmekte olduğu travmalardır. benzer bir şeyle karşılaşma korkusuyla aşırı tepki verir. psikiyatride bunun adı travma sonrası stres bozukluğudur. tüm bunlar da takımını sevmesinden ileri gelmektedir.
  • 163
    sözlükte baya fazla olan taraftar çeşidi. 'muhasebe ve ekonomi birbirinden farklı dallardır' sözünü doğrular nitelikte entry giriyorlar.
    malum transfer dönemindeyiz ve hemen hemen her vasat/vasat altı oyuncunun altında 'x liraya gelecekse buyursun gelsin' 'bonservisi yoksa ok' ve bu gibi entryler görür olduk.
    bakın muhasebeci arkadaşlar; bu tarz transferlerle yıllık oyuncu maaşını 4-5 milyon € düşürüceğiz eyvallah da sportif başarı gelmeyince kaç milyon € zarar edeceğiz?
    emre mor, donk, allioski gibi futbolcuların başlığının altında 'x liraya ok' entryleri görmekten bıktım artık yeminle!
  • 74
    bu günü yaşarken geleceği de planlamak gerektiğini gören taraftardır. yaşanan sıkıntılardan ders almış, başarının daha düşük bütçelerle gelebildiğini gözlemlemiş, takım sevgisi derhal başarı isteğinin önünde giden bilinçli futbol severdir.

    ancak ilginçtir ki türkiye'de küçümsenir.
    cehaletin, bilinçsizliğin, plansızlığın bu kadar prim yaptığı bir ülke daha görüşmemiştir.

    eeee ne de olsa karnını doyurmasa bile iphone'un son modelini alan insanların yaşadığı yeriz biz.
  • 143
    leads united ve parma gibi göz önündeki zamanında efsane olup sonra borçlar yüzünden küme düşen iki camiaya baktığımızda çok da eleştirilmemesi gereken taraftar topluluğudur.

    tabi ki ben sahadaki oyuna bakarım abi banane diyen taraftar da kendince haklıdır ama şu unutulmamalıdır, yıldızlar iyi bir sistem ve güzel oyunu doğurabileceği gibi iyi bir sistem de kendi yıldızlarını yaratabilmekte güzel oyun oynatabilmektedir.

    ayrıca önemli not: 40 milyonluk camiayız arada bir keseyi açmayacaksak boşa kalabalık yapıyoruz klüp değecek harcamalar yapsın biz gerisine el atarız atmalıyız.
  • 77
    akilli taraftardir, isi bilir. yalnizca basari degil ekonomik gostergeleri de dikkate alir.

    galatasarayimizdan yola cikarsak,

    1. ligde oynuyorsun, hedefin ne? sampiyonluk. bakarsin bu sene sampiyon toplamda ne kadar para kazanmis, kac puan almis, buna gore ne kadar toplamda para elde etmis. yaz sayiyi, at kenara, esittir x.
    2. avrupa liginde oynuyorsun, hedefin ne? atiyorum, ceyrek final. bu sene ceyrek finale cikan bir takim ne kadar gelir elde etmis, yaz sayiyi, at kenara, esittir y.
    3. turkiye kupasi. ayni kistaslar. esittir z.
    4. stad gelirleri, t.
    5. sponsorluk gelirleri, a
    6. takim oyuncularina harcanacak butce, b
    7. mac, yolculuk, personel giderleri, c

    (x+y+z+t+a)-(b+c) > 0 ise kardasin, yok eger sifirdan kucukse gecmis olsun. elinde satacak arsan da yok. cinlilere kulubu satarsij.
  • 265
    galatasaray'ı kendi evi gibi gören kitledir.

    çok da üstlerine gidilip kırılmamaları gerekir. sonuçta kendi ailesinin hesabı gibi takımını düşünür. hangimiz alınan topçunun kaç para alacağına bakmıyoruz ki.

    ancak, karşılığı olacak futbolcuya verilen para kısmında şahsen detaylara takılmam. ucuz etin yahnisi gerçekten de güzel olmaz. icardi, zaha, zaniolo vs. alıyorsak o el cebe mecbur gidecek. 100 tane emre kılıç'ım olacağına 1 tane zaha'm olsun diyen taraftayım.

    yeminli değil seküler olanı tercih ederim.

    https://youtu.be/OVF0azOqigA
  • 242
    her şeyden önce şunun bilinmesi gerekli...

    her yatırım az ya da çok risk taşır. futbol'da transferler de benzerdir...

    bizim için önemli olan şu: getirdiğiniz oyuncunun maliyeti, yapacaklarını karşılayacak mı?

    şampiyonlar ligine kalabilmek, nereden bakarsanız 15-20 milyon euro para demek. bunu düzenli olarak yapabilmek, çok daha farklı bir seviyeye ulaşmak demek.

    icardi'nin önünde çok verimli bir 2 yıl, kendine iyi bakarsa 3 yıllık kontratının tümü boyunca iyi performans verebilir. 3 yıl arka arkaya şampiyonlar ligine gidebilmek en az 50 milyon euro para demek.

    işte meselenin özü burada. sportif başarı mali başarıyı getirir, mali başarı sportif başarılarınızın büyümesine, ve bu olay böyle devam eder.

    bizim için bundan sonra önemli olan takımın minimum hep bu seviyede kalmasını sağlayacak hamleler yapmak ve ligi domine etmektir. lig başarısı demek avrupa'dan gelen paranın anahtarı demek, avrupa'dan gelen para ise icardi ve zaniolo gibi başka futbolcuları buraya getirebilmek demek.

    o yüzden maliyet ve isimlerden önce ilk hedef, sürekli olarak ve hırsla lige asılmak olmalıdır.
  • 195
    (bkz: mert müldür/#3395052)

    bunu yazan yazar arkadaşımla aynı görüşleri paylaşıyorum. muhasebenin bu tarafındayım. bir oyuncuya az verilmiş çok verilmiş değil bir mevkide gereksiz harcamalar yapmaktansa bir defa ama doğru harcama yapmak mesele. abdulkerim'in maliyetinin muhasebesini yapmam tarık çamdal gibi absürt olmadığı sürece. * ancak abdulkerim'i oynatmayacaksak ve o bölgeye 2 3 tane daha öyle transfer yapacaksak o zaman tartışılır. o zaman git daha iyisine daha çok ver diğerlerini yapma.
  • 169
    kulübünün geleceğini düşündüğü için ayıplanan taraftar. önerilen de şu he yanlış anlaşılmasın “abi boşversene sen öldükten sonra kulüp batmış batmamış ne önemi olacak”. işte tam olarak ortadoğu zihniyetine hoş geldiniz. bu yüzden batıda adamların 200yıldan fazladır devam eden gününümüze ulaşmış şirketleri varken ve bu yolla sermayenin birikmesini sağlamışlarken, biz bugün bile en fazla 2.nesilden sonra nalları diken küçük aile şirketlerinden ibaretiz. koy götüne ye paraları, nasıl olsa öleceğiz...

    yahu hadi bunları da geçtim, çok para harcamakla, fazla maaş vermekle başarı arasında kesin doğru bir ilişki yok ki, en yakını geçen sene işte, beşiktaş’ın 2 katı maaş bütçemiz vardı, adamlar bütün ligi önümüzde götürüp, son 2ayı forvetsiz oynayıp şampiyon oldular.
App Store'dan indirin Google Play'den alın