• 150
    içinde bulunduğum topluluktur. ama abicim, bi salsanız mı be?

    hayal ediyorum da; temmuz ayında 15 milyon €’ya futbolcu almışız, neredeyse hiç oynatmamışız, devre arasında da futbolcuyu ilk yılı ücretsiz olmak üzere 1,5 yıllığına kiraya veriyoruz.

    mustafa cengiz ve abdurrahim albayrak’ın evi taşlanırdı. ama monaco bunu, doğal olarak, yapmadığı için yönetime eleştiri getiriliyor, bütün transferlerin böyle olacağı falan düşünülüyor. abicim bi salın, keyfinize bakın ya.
  • 270
    bütün parayı bir sezonda tüketip, sonra bir şampiyonlar ligi maçına kurtarıcı diye muğdat girmesin diyedir çabası.
    feghouli'lerin, babel'lerin, belhanda'ların sözleşmesi bitsin diye şafak sayan taraftardır.
    yöneticiler düşünsünmüş maliyetini. boş kağıda bir imzaya bakar istifa edip arkasına bile bakmadan gitmesi o yöneticinin. derdi sana düşer. omar tazminat alır canın yanar, torrent tazminat alır, moralin bozulur. bilirsin ki geleceğinden çalınmıştır o para.
  • 289
    bir muhasebe/finans çalışanı olarak bu yaz için bu kadar muhasebeciliğe gerek olmadığını düşünüyorum.
    kerem için 10-12 meu bandında teklif olduğu söyleniyor, maaşı 1,5 meu civarı
    zaha için 10-11 meu konuşuluyor, maaşı 5 meu civarı
    zaniolo için 15 meu teklif var yetersiz bulduk artabilir, maaşı 2,75 meu civarı
    tete için de 7 meu gelse herkes ok sanırım, maaşı 3,5 meu

    yani 4 oyuncudan 40-45 meu transfer geliri elde edip 13 meu maaş boşluğu açabiliriz.
    bu parayla oğuz'u, bissaka'yı ve goretzkayı transfer edip maaşlarını da ödeyebilirsin geçen seneki bütçede kalırsın.

    bunun dışında oliviera, dubois, halil ve yusuf demir'in maaşlarından çıkarsak 6 meu daha boşluk açılabiliyor. bu da farklı değerlendirilebilir tabii ki.

    bu durumda aynı durumumuzu koruyup kadroyu daha kaliteli hale getirebiliyoruz tabii kağıt üstünde..

    bunlara ek olarak bir kaç tane de scout transferi yapılması gerekir yine de.
  • 251
    realist taraftardır. ülkenin ve ekonominin içinde bulunduğu durumdan son derece haberdar ve kulübü için optimumu hedefleyen taraftardır aynı zamanda.

    futbolun eğlence sektörü içinde olduğu doğru ancak bu eğlencenin devam edebilmesi için kulüp ekonomisinin sürdürülebilir olması gerekiyor. bunun dışında muhasebeci taraftar demek ölücü olmak demek değil, ederini bulduğunda getirisini hesapladığında yüksek düzeyde fayda sağlayan transfer için para harcamak da sorun değil, sorun ederinin üstünde sırf isim için panik halde para harcamak. mesela zanioloya 15 milyon euro bonservis verildi kimse tatava yapmadı çünkü çok yüksek bir meblağ olsa bile aslında ederinin altında ve potansiyeli yüksek bir yatırım. mevzuyu anlamadan transfer manyağı taraftar olmaktansa muhasebeci taraftar olmak daha iyidir.

    ayrıca fm tayfa için muhasebe yapmak ayrı bir keyif, itiraf edin olum hesap kitap yapmak hoşumuza gidiyor.
  • 107
    bunlardan biri benim ya.

    4 yıl üst üste şampiyonlar ligine gittiğimiz zaman ooh gelsin paralar diyordum. şimdi de bi bakıyorum takımdan çöpler gitse, feghouli ve belhanda'nin maaş yükünden kurtulsak garry'den de bi 25 milyon gitse ohhhh.

    hatta bu çok eskiden vardı ya bnede. arda'yı gözümde öyle buyutmustum ki 20 milyon euroya satsak biraz borçlar erise diye düşünüyordum ergen aklımla. gerçi galatasaray çocuklarının derdi bu herhalde. hele ki benim gibi 94 dogumluysa ve sürekli para yok, borç çok söylentilerini dinleye dinleye buyuduysek.travma oldu heralde.
  • 297
    dursun yüzünden ben de bu taraftar grubuna dahil oldum artık. dursun ikinci ffp cezasını yedirdikten ve avrupa'dan men aldıktan sonra arkasına bakmadan kaçacak. geçen yıl davinson'a 3.2 milyon euro maaş verildiğinde bile bu maaş bir defans oyuncusu için çok demiştim. davinson sahada olduğu sürece maaşı hakkında konuşturmadı bizi. ama sakatlıklarını düşündüğümüzde maaşı hala çok gibi.
    şimdi bir de hermoso'ya 5-7 milyon euro maaş konuşuluyor. futbolcunun ederi budur buna itirazım yok. ancak biz ne zaman bir defans oyuncusuna bu maaşları vermeye başladık anlamıyorum.
    takım içinde huzursuzluk da yaratacağı kesin.
  • 263
    batmıyoruz. batmamıza izin vermiyorlar. o yüzden borçlanabildiğin kadar borçlan. hiç çekinme. bir muhasebeci taraftar olarak bu moda bir itirazım yok. muhasebeyi paranın yanlış yere bağlanmasını önlemek için yapıyorum. daha iyi genç fırsat transferlerini kaçırmamızı istemiyorum. ayrıca uefa'dan ceza almaktan nefret ediyorum. avrupa'ya gidememe cezası felaket bir şey.

    olur da batarsak sistem çöküyordur bundan biraz heyecan bile duyabilirim.
  • 214
    muhasebeye önem gösterilmediği için önceki sezonlarda yaşadığımız satmadan alamazsın kısıtlamasını ve avrupa'dan men cezasından kıl payı kurtulduğumuzu unutmamış taraftarlardır. tarihten ders alabilen en asil duyguların adamlarıdır.

    para saçmakla vizyonun ilişkisi olmadığını bilen adamlardır. zira bazı futbolcu sözleşmelerinin maaş ve bonservis kısımlarında yazan rakamların herhangi bir profesyonellik gerektirmediğini, aramızdan herhangi birini eğitim düzeyi farketmeksizin göndersek aynı rakamlara hatta daha az rakamlara anlaşıp döneceğini de bilir.

    bonservis ve maaş konusunda konuşmak için gidip ekonomi okumak zorunda olmayan taraftarlardır ayrıca. atomu parçalamadıkları için normal bir beyin sahibi olmak yetiyor.
  • 162
    ay sonunu düşünen babaya benzeyen taraftardır.

    öncelikle kendilerine saygım sonsuzdur. çünkü galatasaray'ı ailesi gibi görüp yarınlarını düşünen, koruyup kollayan taraftardırlar. ama bazen fazla korumacı olabiliyorlar.

    fakat birkaç kelam etmek isterim.

    beklentiler nelerdir?
    sürdürülebilir başarı. mümkün olan en az harcamayla.

    bunun için önerilen nedir ? oyuncu maaşlarının ve bonservislerinin düşük olması. ilaveten oyuncular da kalifiye olacak. bir de genç olacaklar.

    eğer yaşadığımız yer türkiye olmasaydı; kurullar liyakat esasıyla adaletli yönetilseydi ve ekonomimiz iyi olsaydı kendilerine hak verebilirdim.

    ama gününüz şartları ortada. binlerce alıcının olduğu futbol dünyasında genç,oyununu olgunlaştırmış, maliyeti düşük oyuncu bulmak define bulmak kadar zor.

    tabiki oyuncuyu potansiyel vaat ederken alıp, sabır edip, geliştirip, satabilirsiniz. fakat bu sefer de başarı potansiyeliniz düşecektir.

    bunun sonucu olarak 10 üzerinden 8 ve üzerine puanlamaya sahip her oyuncu avrupa'yı tercih edecektir. yaşam standartları, oynanan futbol vs. gırla sebep sayabiliriz.

    oyuncuları burada oynamaya ikna etmenin 2 elzem şartı var:

    1- çok iyi bir planlama ve başarı vaadi.

    2- para.

    yazının başında değinildiği gibi zaten kalitesizliğin kol gezdiği ligimizde ikinci seçenek her zaman öne çıkıyor.

    en azından 4 büyükler dediğimiz kulüpler için geçerli.

    yine bir örnek vermek gerekirse trabzonspor'un her sene ya tutarsa diyerek ucuz maliyetli oyuncu tercih ettiklerine hepimiz şahit olduk. fakat başarılarına şahit olamadık. aksine yusuf gibi abdulkadir gibi gençlerin patlamasına şahit olduk. yarın bir gün uğurcan'ın satışına şahit olacağız.

    önemli olan neymiş ?

    altyapı imiş.

    yine değinmek isterim ki ne futbol piyasası eski futbol piyasası ne de biz.

    ronaldo zamanın da 94 milyon euro'ya transfer gerçekleştirdi. bugün olsa en az 200 milyon euro eder.

    tüm bunların dışında oyuncu piyasası artarken bizim ekonomiz geriye gitti diye oyuncuların gerçek eserlerinde bir değişiklik olmuyor. 5 milyon euro bizim için çok para başkası için değil.

    fakat yinelemek de fayda var. " düşük bütçe olsun başarı gelmese de kabulüm. böyle böyle borçlar bitecek ve düzlüğe çıkacağız." diyene saygım sonsuz.
  • 112
    bu taraftar tipinin kaynağı yıllardır kötü yöneten ve ptt 2.lig seviyesinde olmayan adamlara dünya paralar ödeyen, transfer edeceği oyuncu için sözleşme fesih bedelinin üstünde para ödeyen, takımımıza avrupadan men cezası aldıran, daha sonra tekrar aynı cezayı almakla yüz yüze getiren, kulübü her geçen yıl kendi ceplerini ve komisyoncuların ceplerini doldurmak uğruna borç batağına biraz daha sokan kötü yöneticiler ve bu süreçte görev almış bazı teknik direktörlerdir. bu taraftar tipinin kaynağı geçirdiği ve geçirmekte olduğu travmalardır. benzer bir şeyle karşılaşma korkusuyla aşırı tepki verir. psikiyatride bunun adı travma sonrası stres bozukluğudur. tüm bunlar da takımını sevmesinden ileri gelmektedir.
  • 163
    sözlükte baya fazla olan taraftar çeşidi. 'muhasebe ve ekonomi birbirinden farklı dallardır' sözünü doğrular nitelikte entry giriyorlar.
    malum transfer dönemindeyiz ve hemen hemen her vasat/vasat altı oyuncunun altında 'x liraya gelecekse buyursun gelsin' 'bonservisi yoksa ok' ve bu gibi entryler görür olduk.
    bakın muhasebeci arkadaşlar; bu tarz transferlerle yıllık oyuncu maaşını 4-5 milyon € düşürüceğiz eyvallah da sportif başarı gelmeyince kaç milyon € zarar edeceğiz?
    emre mor, donk, allioski gibi futbolcuların başlığının altında 'x liraya ok' entryleri görmekten bıktım artık yeminle!
  • 74
    bu günü yaşarken geleceği de planlamak gerektiğini gören taraftardır. yaşanan sıkıntılardan ders almış, başarının daha düşük bütçelerle gelebildiğini gözlemlemiş, takım sevgisi derhal başarı isteğinin önünde giden bilinçli futbol severdir.

    ancak ilginçtir ki türkiye'de küçümsenir.
    cehaletin, bilinçsizliğin, plansızlığın bu kadar prim yaptığı bir ülke daha görüşmemiştir.

    eeee ne de olsa karnını doyurmasa bile iphone'un son modelini alan insanların yaşadığı yeriz biz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın