resim
Massimiliano Allegri
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:57
Uyruk:İtalya
  • 44
    conte sonrası apar topar anlaşılan isim olarak adı duyurulduğunda herkes çılgına dönmüştü. hatta vinovo'da ilk antrenmanına çıkacakken bazı taraftarlar yumurta bile atmıştı herife. o sezon kalktı şampiyon oldu ki zaten juve için serie a'yı kazanmak çocuk oyuncağıydı, üstüne bir de takımı şl finaline çıkardı. ona rağmen kendisini beğenmeyenler, bu başarıyı conte'nin kurduğu takıma borçlu olduğunu düşünenler vardı, ben de onlardandım. lakin bu sezon gerçekten büyük iş başardı, başarıyor. barcelona'yı elemesinden mütevellit söylemiyorum bunu. sezon ortasında acayip bir sistem değişikliğine gitti ve bunu müthiş tutturdu. 2016-2017'ye 3-5-2'yle başlayan takım hem serie a'da hem de şl'de zorlanınca sistemi 4-2-3-1'e çevirdi. bunda ne var ki, denilerek küçümsenecek bir değişiklik değil bu çünkü elindeki kadronun 4-2-3-1'le alakası yok aslında. takımda sol açık yok, aslında pjaca var ama hem daha çok tecrübesiz hem de bu sezon iki büyük sakatlık geçirdi ve sezonu kapatmış vaziyette. allegri gitti sola mandzukiç'i koydu, müthiş tuttu. göbekte bok gibi oynayan asamoah'ı da yedeği yaptı. sağa cuadrado'yu koydu ama onun da yedeği yok. son bir aydır da cuadrado'yu çıkardığında lemina'yı oraya monte etmeye başladı. takımda tam anlamıyla trequartista yok, oraya da dybala'yı çekti. ona bir şey olursa da pjanic'i orta sahadan trequartista rolüne kaydırıp orta sahaya marchisio'yu alabilir. demişken, allegri'nin bu 4-2-3-1'e geçmesinin en büyük müsebbiplerinden birinin de marhisio'nun bir türlü iyileşmeyen ağır sakatlığı olduğunu söylemek de fayda var. zira marchisio sağlam olsa orta sahayı khedira-pjanic-marhisio diye kurar, 4-2-3-1'e hiç geçmeyebilir, takımın üretkenliğini sıfıra indiren 4-3-1-2 oynatabilirdi.

    gelelim 19 nisan 2017 barcelona juventus maçındaki taktiğine. juve'ye futbol katili diyen arkadaşlar, sizin kafanız mı iyi? futbola zevk katmak için juventus'un messi-neymar-suarez üçlüsüne bacaklarını ayırıp beklemesi mi gerekiyor? sırf şu turu geçtiği için bile 20 milyon avroya yakın para kazanacak takım. marka bilinirliğine, kazandığı sükseye, sosyal medya hesaplarındaki üye artışına filan hiç girmiyorum. eşleşmenin ilk ayağında 3 tane iteleyen ve en güçlü yanı savunması olan takımdan yılmaz vural takımı performansı bekleyen arkadaşlar var. "yenilirsen de güzel yenileceksin" gibi beylik laflarla mantığa oturtmaya çalışıyorlar bu arzularını ama osasuna'dan değil juventus'tan bahsettiklerini unutuyorlar. ayrıca deliler gibi hücum yapan iki takımın maçında zerre zevk almayan insanlar da var bu dünyada. misal: ben. şahsım adına son on, on beş senenin en güzel eşleşmeleri hangisiydi diye soran olsa barça-chelsea eşleşmelerini, barça-inter eşleşmesini filan söylerim. bu juve-barça eşleşmeleri de benim için onlardan biri oldu. ki dediğim gibi sezon ortasında çok büyük bir sistem değişikliğine giden juventus'un hücum futbolu oynayabilecek kadrosu da yok elinde. ilk maçta 3 tane atan takımdan bahsediyorum bu arada.

    18 nisan real bayern maçındaki hakem faciasının da büyük yardımı dokundu bu arada juve'ye. dünkü rezaletten sonra gözlerin üzerinde olacağını bilen hakem barça lehine neredeyse tek bir karar bile vermedi ki barcelona; takımıyla, yedek kulübesiyle, taraftarıyla çok değişik bir güruha evrilmiş. sürekli kendini yere atmalar, hayali dirsek yemeler, taraftarın aleyhteki her karara "auvvvvvvv" diye çemkirmeler vs. futbol takımından çok tiyatro kumpanyasına benziyorlar. old trafford'a "düşler tiyatrosu" deniliyorsa camp nou'ya "düşüşler tiyatrosu" filan demek gerekiyor herhalde.
  • 78
    son röportajı bomba. hele şu kısma bittim:

    "günümüzde her takım geriden oyun kurarak çıkmaya çalışıyor ama bunu yapabileceğiniz ve yapamayacağınız anlar vardır. buffon'a ve defans oyuncularıma, arada bir gerektiğinde topu gelişigüzel uzaklaştırmalarından utanmamalarını söylerdim."

    gözümde direkt bizim takım canlandı. neyse röportajın devamı şurada:
    https://twitter.com/.../1374055528054292488
  • 83
    juventus ile 271 maçta 2.27 puan ortalaması tutturmuş kulüp efsanesidir.

    antrenörlük kariyeri boyunca, çalıştırdığı takımlarda 261 futbolcuya forma vermiştir.
    en golcü futbolcusu 78 gol ile dybala, en fazla asist yapan futbolcusu ise 33 asistle miralem pjanic olmuştur.

    oynattığı isimler ve forma giydikleri maç sayıları için buyrunuz;

    (bkz: leonardo bonucci) - 187 maç
    (bkz: giorgio chiellini) - 184 maç
    (bkz: paulo dybala) - 182 maç
    (bkz: gianluigi buffon) - 168 maç
    (bkz: mario mandzukic) - 162 maç
    (bkz: alex sandro) - 157 maç
    (bkz: stephan lichtsteiner) - 149 maç
    (bkz: andrea barzagli) - 146 maç
    (bkz: christian abbiati) - 139 maç
    (bkz: juan cuadrado) - 137 maç
    (bkz: miralem pjanić) - 135 maç
    (bkz: claudio marchisio) - 133 maç
    (bkz: robinho) - 132 maç
    (bkz: sami khedira) - 127 maç
    (bkz: ıgnazio abate) - 127 maç
    (bkz: gonzalo higuaín) - 105 maç
    (bkz: kevin-prince boateng) - 100 maç
    (bkz: mattia de sciglio) - 94 maç
    (bkz: alessandro matri) - 94 maç
    (bkz: urby emanuelson) - 93 maç
    (bkz: álvaro morata) - 93 maç
    (bkz: antonio nocerino) - 91 maç
    (bkz: paul pogba) - 90 maç
    (bkz: stefano sturaro) - 90 maç
    (bkz: blaise matuidi) - 88 maç
    (bkz: daniele rugani) - 87 maç
    (bkz: zlatan ıbrahimovic) - 85 maç
    (bkz: patrice evra) - 82 maç
    (bkz: stephan el shaarawy) - 81 maç
    (bkz: thiago silva) - 79 maç
    (bkz: massimo ambrosini) - 79 maç
    (bkz: philippe mexès) - 73 maç
    (bkz: daniele bonera) - 73 maç
    (bkz: kwadwo asamoah) - 73 maç
    (bkz: douglas costa) - 72 maç
    (bkz: clarence seedorf) - 70 maç
    (bkz: federico bernardeschi) - 70 maç
    (bkz: alessandro agostini) - 69 maç
    (bkz: luca antonini) - 68 maç
    (bkz: jeda) - 68 maç
    (bkz: roberto pereyra) - 68 maç
    (bkz: rodrigo bentancur) - 67 maç
    (bkz: andrea lazzari) - 67 maç
    (bkz: federico marchetti) - 66 maç
    (bkz: andrea cossu) - 64 maç
    (bkz: davide biondini) - 63 maç
    (bkz: wojciech szczesny) - 62 maç
    (bkz: daniele conti) - 61 maç
    (bkz: alessandro nesta) - 61 maç
    (bkz: riccardo montolivo) - 59 maç
    (bkz: medhi benatia) - 59 maç
    (bkz: andrea pirlo) - 58 maç
    (bkz: alexandre pato) - 58 maç
    (bkz: cristián zapata) - 55 maç
    (bkz: mathieu flamini) - 53 maç
    (bkz: sulley muntari) - 52 maç
    (bkz: mark van bommel) - 50 maç
    (bkz: diego lópez) - 49 maç
    (bkz: michele canini) - 49 maç
    (bkz: carl valeri) - 49 maç
    (bkz: carlos tévez) - 48 maç
    (bkz: andy selva) - 48 maç
    (bkz: simone padoin) - 48 maç
    (bkz: fernando llorente) - 47 maç
    (bkz: mario yepes) - 46 maç
    (bkz: arturo vidal) - 45 maç
    (bkz: gennaro gattuso) - 45 maç
    (bkz: kévin constant) - 45 maç
    (bkz: cristiano ronaldo) - 43 maç
    (bkz: mario lemina) - 42 maç
    (bkz: nigel de jong) - 41 maç
    (bkz: davide astori) - 41 maç
    (bkz: andrea parola) - 41 maç
    (bkz: antonio cassano) - 40 maç
    (bkz: giampaolo pazzini) - 39 maç
    (bkz: francesco pisano) - 38 maç
    (bkz: joaquín larrivey) - 38 maç
    (bkz: michele fini) - 37 maç
    (bkz: robert acquafresca) - 37 maç
    (bkz: emre can) - 37 maç
    (bkz: gianluca zambrotta) - 36 maç
    (bkz: marco amelia) - 36 maç
    (bkz: luigi consonni) - 35 maç
    (bkz: mario balotelli) - 35 maç
    (bkz: hernanes) - 35 maç
    (bkz: joão cancelo) - 34 maç
    (bkz: andrea pierobon) - 33 maç
    (bkz: horacio erpen) - 33 maç
    (bkz: mario la canna) - 33 maç
    (bkz: dani alves) - 33 maç
    (bkz: m'baye niang) - 33 maç
    (bkz: filippo fedeli) - 32 maç
    (bkz: filippo pensalfini) - 32 maç
    (bkz: mirco sadotti) - 32 maç
    (bkz: martín cáceres) - 32 maç
    (bkz: mattia altobelli) - 32 maç
    (bkz: marco piccioni) - 31 maç
    (bkz: francesco magnanelli) - 31 maç
    (bkz: alberto aquilani) - 31 maç
    (bkz: nenê) - 31 maç
    (bkz: angelo ogbonna) - 30 maç
    (bkz: gaetano masucci) - 30 maç
    (bkz: carlos dario aurellio) - 29 maç
    (bkz: sebastiano girelli) - 28 maç
    (bkz: nicolò consolini) - 27 maç
    (bkz: paolo bianco) - 27 maç
    (bkz: bojan krkic) - 27 maç
    (bkz: manuel milana) - 26 maç
    (bkz: giovanni giuseppe di meglio) - 25 maç
    (bkz: andrea poli) - 25 maç
    (bkz: massimiliano benassi) - 24 maç
    (bkz: william jidayi) - 24 maç
    (bkz: massimiliano fusani) - 24 maç
    (bkz: daniele dessena) - 24 maç
    (bkz: simone zaza) - 24 maç
    (bkz: marco cunico) - 23 maç
    (bkz: neto) - 22 maç
    (bkz: nicola donazzan) - 22 maç
    (bkz: giovanni cipolla) - 22 maç
    (bkz: kingsley coman) - 22 maç
    (bkz: fabio roselli) - 21 maç
    (bkz: emanuele berrettoni) - 21 maç
    (bkz: alessio pirri) - 21 maç
    (bkz: moise kean) - 21 maç
    (bkz: marko pjaca) - 20 maç
    (bkz: andrea gessa) - 19 maç
    (bkz: stefano pagani) - 19 maç
    (bkz: tomás rincón) - 19 maç
    (bkz: francesco rossi) - 18 maç
    (bkz: roberto colussi) - 18 maç
    (bkz: filippo ınzaghi) - 18 maç
    (bkz: kaká) - 17 maç
    (bkz: roberto taurino) - 16 maç
    (bkz: carlos matheu) - 16 maç
    (bkz: ronaldinho) - 16 maç
    (bkz: david bianchini) - 16 maç
    (bkz: alessandro borgese) - 16 maç
    (bkz: simone barone) - 16 maç
    (bkz: simone pepe) - 16 maç
    (bkz: valter birsa) - 15 maç
    (bkz: edevaldo grimaldi) - 14 maç
    (bkz: djamel mesbah) - 14 maç
    (bkz: agostino garofalo) - 14 maç
    (bkz: andrea federici) - 13 maç
    (bkz: andrea galeotti) - 13 maç
    (bkz: lino marzorati) - 13 maç
    (bkz: giuseppe russo) - 13 maç
    (bkz: andrea bracaletti) - 13 maç
    (bkz: alexander merkel) - 13 maç
    (bkz: giovanni de toma) - 13 maç
    (bkz: tomaso tatti) - 13 maç
    (bkz: alberto pomini) - 12 maç
    (bkz: luca cavallo) - 12 maç
    (bkz: paolo macchia) - 12 maç
    (bkz: tonino sorrentino) - 12 maç
    (bkz: leonardo spinazzola) - 12 maç
    (bkz: pasquale apa) - 11 maç
    (bkz: salvatore papa) - 11 maç
    (bkz: sebastian giovinco) - 11 maç
    (bkz: enrico polani) - 11 maç
    (bkz: maxi lópez) - 11 maç
    (bkz: daniele ragatzu) - 11 maç
    (bkz: fabrizio anselmi) - 10 maç
    (bkz: vincenzo d'ısanto) - 10 maç
    (bkz: alessandro pellicori) - 10 maç
    (bkz: marco storari) - 10 maç
    (bkz: francesco acerbi) - 10 maç
    (bkz: enrico maria amore) - 10 maç
    (bkz: massimo oddo) - 10 maç
    (bkz: emanuele martinelli) - 10 maç
    (bkz: christian tiboni) - 10 maç
    (bkz: mattia perin) - 9 maç
    (bkz: mario stancanelli) - 9 maç
    (bkz: francesco zizzari) - 9 maç
    (bkz: gaetano lo nero) - 9 maç
    (bkz: marco sansovini) - 9 maç
    (bkz: francesco de francesco) - 9 maç
    (bkz: mattia turetta) - 9 maç
    (bkz: bakaye traoré) - 9 maç
    (bkz: alberto bianchi) - 8 maç
    (bkz: manuel benetti) - 8 maç
    (bkz: taye taiwo) - 8 maç
    (bkz: filippo breschi) - 8 maç
    (bkz: cristian zaccardo) - 8 maç
    (bkz: alessandro corallo) - 8 maç
    (bkz: leonardo raúl villa) - 8 maç
    (bkz: matteo lunati) - 8 maç
    (bkz: angelo pagotto) - 7 maç
    (bkz: lorenzo ariaudo) - 7 maç
    (bkz: gabriel) - 7 maç
    (bkz: sokratis papastathopoulos) - 7 maç
    (bkz: marek jankulovski) - 7 maç
    (bkz: luca baldo) - 7 maç
    (bkz: rodney strasser) - 7 maç
    (bkz: didier angan) - 6 maç
    (bkz: andrea tarozzi) - 6 maç
    (bkz: salvatore rizzi) - 6 maç
    (bkz: andrea mengoni) - 5 maç
    (bkz: cristiano lupatelli) - 5 maç
    (bkz: andrea ghidini) - 5 maç
    (bkz: marko perovic) - 5 maç
    (bkz: alessandro farina) - 5 maç
    (bkz: rômulo) - 5 maç
    (bkz: mattia pin) - 5 maç
    (bkz: bryan cristante) - 4 maç
    (bkz: francesco stanco) - 4 maç
    (bkz: radja nainggolan) - 4 maç
    (bkz: carlo mammarella) - 4 maç
    (bkz: benedikt höwedes) - 3 maç
    (bkz: luca anania) - 3 maç
    (bkz: michael agazzi) - 3 maç
    (bkz: matías silvestre) - 3 maç
    (bkz: michele ferri) - 3 maç
    (bkz: flavio roma) - 3 maç
    (bkz: matheus pereira) - 3 maç
    (bkz: daniele magliocchetti) - 3 maç
    (bkz: riccardo saponara) - 3 maç
    (bkz: federico mattiello) - 3 maç
    (bkz: orlando fanasca) - 3 maç
    (bkz: hans nicolussi caviglia) - 3 maç
    (bkz: marco ferrari) - 3 maç
    (bkz: paolo agostini) - 2 maç
    (bkz: alessio acciai) - 2 maç
    (bkz: daniele greco) - 2 maç
    (bkz: manuel scalise) - 2 maç
    (bkz: paolo de ceglie) - 2 maç
    (bkz: salvatore burrai) - 2 maç
    (bkz: carlo pinsoglio) - 2 maç
    (bkz: claudio pani) - 2 maç
    (bkz: marco mancosu) - 2 maç
    (bkz: tommaso magri) - 2 maç
    (bkz: andrea petagna) - 2 maç
    (bkz: mattia vitale) - 2 maç
    (bkz: angelo d'angelo) - 2 maç
    (bkz: daniele lorenzini) - 1 maç
    (bkz: emil audero) - 1 maç
    (bkz: dídac vilà) - 1 maç
    (bkz: marco borriello) - 1 maç
    (bkz: andrea zaffagnini) - 1 maç
    (bkz: grigoris kastanos) - 1 maç
    (bkz: paolo gozzi) - 1 maç
    (bkz: mauricio ısla) - 1 maç
    (bkz: adil rami) - 1 maç
    (bkz: rolando mandragora) - 1 maç
    (bkz: antonio ceravolo) - 1 maç
    (bkz: mauro vigorito) - 1 maç
    (bkz: alberto simoni) - 1 maç
    (bkz: mattia gallon) - 1 maç
    (bkz: keisuke honda) - 1 maç
    (bkz: fabrizio caligara) - 1 maç
    (bkz: simone ganz) - 1 maç
    (bkz: manolo portanova) - 1 maç
    (bkz: giacomo beretta) - 1 maç
    (bkz: andrea favilli) - 1 maç
    (bkz: stephy mavididi) - 1 maç
    (bkz: cristian bertani) - 1 maç
    (bkz: nnamdi oduamadi) - 1 maç
    (bkz: enrico verachi) - 1 maç
    (bkz: nicola legrottaglie) - 1 maç
    (bkz: simone calvano) - 1 maç
    (bkz: mikhail sivakov) - 1 maç
  • 58
    "eğlenmek istiyorsanız sirke gidin."
    "güzel futbol iyi hoş şey ama işin sonunda herkes kazanana bakar."
    "kazanmak, güzel futbol oynamaktan daha zor bir şey."

    muhtelif zamanlardaki açıklamalarından bir kuple. aslında söyledikleri zamanında boniperti'nin söylediği ve juve formalarının içine işlenecek kadar düsturlaşmış "burada kazanmak sadece önemli değildir, her şeydir." sözüyle çelişmiyor. gel gör ki oynattığı kontrollü futbol, zaman zaman korkak bir futbola yakınsıyor ve elinde patlıyor. benim bir çırpıda aklıma gelenler;

    -15-16 sezonunda deplasmandaki bayern maçında 2-0 öne geçen takımın en önemli hücum silahı olan morata'yı çıkarıp yerine sakatlıktan henüz çıkmış manduzkiç'i alması, yenilen 4 golle maçı ve turu vermesi...
    -geçen sezon içerideki tottenham maçında 2-0 öne geçip rakibi de ezim ezim ezerken bir anda takımı geriye yaslaması ve maçın 2-2'ye gelmesi...
    -yine geçen sezon barnebeu'da 3-0'ı yakalayan takımı son 10-15 dakikada savunmaya çekmesi ve son dakika penaltısıyla elenmeleri...
    -bu sezon içerideki manchester karşılaşmasında mourinho'nun fellaini'yi almasından korkup buna karşılık barzagli'yi oyuna dahil etmesi lakin son 5 dakikada gelen 2 golle yenilmeleri...

    bunca musibete rağmen 20 şubat 2019 atletico madrid juventus maçında yine bildiğini okumaktan vazgeçmedi. sırf savunması iyi diye evlad-ı manevisi de sciglio'yu ilk 11'de çıkarması, işlemediğini defalarca görmesine karşın pjanic-matuidi-bentancur üçlüsüyle kurduğu orta saha, aylardır yokları oynayan mandzukiç tercihi ve de en önemlisi tek taktiğinin maçı 0-0'a kitlemek olması yenilen 2 tane saçma sapan duran top golüyle güme gitti. iyi de oldu. herif juventus'u halen güçlü bir savunma takımı sanıyor ama o günler geride kaldı. chiellini ihtiyarladı, bonucci aşırı formsuz, barzagli zaten kayıp. ee buffon zaten gitti.

    bu yenilginin ardından sezon sonunu bile göremeyeceği yazılıp çizilmeye başlandı. bugüne kadar ne olursa olsun arkasında duran yönetim, paratici'nin ağzından allegri'nin sözleşmesini sezon sonunda görüşeceklerini açıkladı. bunlar olup biterken teknik direktörlük koltuğu için adaylar belirlenmeye başlanmıştı bile. conte, deschamp ve zidane. özellikle de zidane'ın sezon sonu yüzde 90 juve'ye geleceğini söyleyen birçok gazeteci vardı. sonra ortaya guardiola iddiası atıldı. bu esnada taraftarlardan gelen hakaretleri sebep gösteren allegri bütün sosyal medya hesaplarını kapattı.

    12 mart 2019 juventus atletico madrid maçına böyle bir ortamda girildi. (maç kaybedilse büyük olasılıkla takımın başında şu an yardımcı antrenörlerden biri olurdu.) derken maçın başlangıcı ve devamında şunları gördük:

    1- allegri en son esintilerini 2016-2017'de gördüğümüz taktiksel zekasını çıkarıp masaya vuruyordu,
    2- simeone, allegri'nin ilk maçtaki hatasına düşüp atletico'yu pısırık bir şekilde sahaya sürmüştü, halbuki takımı bir gol atsa juve için tur atlamak imkansıza dönerdi,
    3- ronaldo, bernardeschi, emre can.

    allegri'nin taktiği riskliydi aslında. bernardeschi ve matuidi ile half space'leri parselle, cancelo ve spinazzola ile kanatlara hükmet; ronaldo ve mandzukiç'i orta yağmuruna tut. riskli olması şundan ki atletico'nun tandemini oluşturan godin ve gimenez olağanüstü hava hakimiyetine sahip iki stoper. ve fakat allegri'nin eli bu taktiğe mahkumdu çünkü juventus kadrosunda rakibini city veya barcelona-vari "ortadan" delecek akışkanlıkta adamlar yok. belki gününde bir dybala bu işe uygun denilebilir ama o da aynı bir mevzu. simeone, belki de as beklerinin yokluğundan juve'nin bu orta aç-kafayı vur taktiğine bir türlü önlem alamadı. diego costa'nın yokluğunda topu ileride tutup baskıyı kıracak bir silahı da olmadığı için ilk yarının son on dakikası hariç topu hep juventus oynadı. ronaldo, neden ronaldo olduğunu gösteren iki kafa golüyle takımı 2-0 öne geçirdikten sonra ben allegri'nin yıllardır yaptığı gibi yine takımı defansa çekeceğine adım gibi emindim fakat bu sefer öyle olmadı. hatta allegri acayip bir değişiklik yaptı. sol bek spinazzola'yı çıkarıp dybala'yı oyuna aldı. cancelo sol beke, emre can ise sağ beke geçti. kağıt üstünde böyle gözükse de emre can tam bir sağ bek gibi oynamadı, defans ile orta saha arasındaki bağlantıyı kurmaya devam etti. daha sonra yine beni şaşırtan bir hamle geldi allegri'den. manduzkiç'i alıp yerine kean'i koydu ki ligde bile çok çok nadir oynatıyor bu gencoyu. yani hiç sevmem bu deyimi ama herif maça çıkmadan önce gerçekten yürek yemiş. onun standartlarına göre çoook marjinal hamlelerdi bunlar. nihayet; bernardeschi'nin o dakikada, maça henüz girmiş correa'yı rezil ettiği deparı atması ve penaltıyı almasıyla çeyrek final juve'nin oldu.

    bu sefer de allegri'yi göklere çıkarma kampanyası başladı. halbuki toptancı bir yaklaşıma gerek yok. ilk maç ne kadar kötüyse ikinci maç da o kadar iyiydi sadece. benim kızdığım nokta da burada başlıyor. bu kadar iyi bir taktisyen neden sürekli aynı hatalarında ısrar ediyor? bunca yatırıma ve ligdeki başıboşluğa, yıpranmamışlığa karşın neden elit takımlar arasında en sıkıcı futbolu oynayan iki takımdan biri juventus? yönetimin burada hatası elbette var. bu adam takıma geldiğinde orta saha rotasyonu pirlo, marchisio, pogba, vidal'den oluşuyordu. şu ankileri saymaya hacet yok. buraya ısrarla takviye yapılmıyor. seneye ramsey gelecek ama kesinlikle yeterli değil. takımın bu sorunlarını şurada anlatmıştım aslında: (bkz: #2610571)

    bence;

    marotta gibi adamı konvansiyonel kaldığı için postalayan agnelli, sırf maç kazanıyor diye (büyük maçlarda bazen onu da yapamıyor) allegri'yi takımda tutmaz. oynattığı o tahammülfersa futbol, agnelli'nin zihnindeki juventus imgelemiyle kesinlikle örtüşmüyordur. yeni stat, yeni amblem, j-village, ronaldo vs. diye yeniliğin dibine vuran agnelli'nin futbol olarak da doyurucu bir şeyler beklediğine eminim. sorun şu ki şl kupası kulübün önünde bir havuç gibi sallanıyor. hiç sanmam ama şu sezon şl kazanıldığı anda allegri'nin gönderilme ihtimali kazanılamaması halinde gönderilme ihtimalinden çok daha fazladır.
  • 39
    berlusconi ve kirvesi galliani, son on senede milan'ın geleceğini karartacak çok şey yaptı ama allegri'yi önce takımın başına getirmeleri sonra da takımdan kovmaları eksi hanelerine yazılabilecek icraatler değil bence. bu kulağa biraz saçma geliyor ama açayım.

    allegri'nin şaşaalı bir futbolculuk mazisi yok. oynadığı takımlar hep ufak tefek, çıtır çerez takımlar ki onlarda da hep bir iki sezon oynayıp atını başka diyarlara sürmüş. kısacası italyan ceyhun eriş'i gibi biri. futbolculuğu bırakıp da teknik direktör olmaya karar verince bu sönük kariyeri karşısına duvar gibi çıkmış tabii. yani hocalığa zidane ya da guardiola gibi ağzında altın kaşıkla başlayanlardan değil. dile kolay, 2004'te hocalık kariyerine bir 4. lig takımını çalıştırarak başlayabilmiş. kah başarılı olmuş kah başarısız, kah kovulmuş kah yardımcı antrenörlük yapmış ama en sonunda kapağı o zamanlar serie c'de oynayan sassuolo'ya atabilmiş, sene 2007. o sezon kulübe bir ilk yaşatmış ve serie b'ye yükseltmiş. zaten ondan sonrası arzular şelale... bu başarısı serie a'nın vitaminsiz takımlarından cagliari'nin dikkatini celbediyor ve bizim allegri, serie a'yla işte o sezon (2008-2009) tanışıyor. allegri'nin bir özelliği var: uyum sorunu yaşamayan biri. yani "bu benim ilk sezonum, takımı tanıyayım..." filan demiyor, çatır çutur top oynatıyor takımlarına. cagliari, kıytırık bir takım. ta fi tarihinde, efsanevi luigi riva zamanında kazandıkları scudetto dışında hiçbir başarıları yok cv'lerinde. zaten ben bildim bileli küme düşmemeye oynarlar, ilk 10'a girmek onlar için büyük başarıdır. işte allegri, daha ilk sezonunda bu cagliari'yi ligde 9. yapıp neredeyse uefa avrupa ligi potasına sokacaktı. takımda da hiç kimseler yoktu ha. marifet iltifata tabidir, demişler; o sezon serie a'nın en iyi hocası seçilmeyi başardı bizimki, hem de inter'i şampiyon yapan mourinho'nun önünde. ertesi sezon takımın golcüsünün de satılmasıyla 12. yaptı cagliari'yi ki zaten kulübün standartı da budur. lakin ilginç bir şekilde takımdan kovuldu. leonardo dangozunun inter'e bırakıp gitmesiyle hocasız kalan milan'ın canına minnet bir aymazlık oldu bu tabii. hemen takımın başına getirdiler herifi. daha 6 sezon önce 4. lig takımlarında gezinen allegri için rüya gibi bir şey olmuştur bu ama iş bununla da kalmayacaktı. mourinho sonrası götü başı dağıtan inter'in zaafiyetinden de yararlanarak milan'a 2004'ten sonraki ilk scudetto'sunu kazandırmayı başardı. iki sezon önce serie a'nın en iyi hocası seçilmesinin haybeye olmadığını cümle aleme ispat etti. ancelotti sonrası dönemde durumlar ilk kez sütlimandı milan'da. ya da sadece görüntüde öyleydi diyeyim.

    allegri, o sezon milan'ı şampiyon yapmıştı ama takımın ikonik futbolcusu pirlo'yla da papaz olmuştu. çünkü allegri; yıllardır regista görevinde şanına şan, namına nam katan pirlo'yu sol iç orta saha rolüne çekmek istiyordu. ona göre rakipler, pirlo'nun defans önünden oyun kurmasına alışmışlardı ve pres yaparak bu yaratıcılığını sınırlandırmayı akıl etmeye başlamışlardı. ve fakat pirlo bu fikri hiç beğenmemişti. hatta biyografisinde "bir balık; denizin derinlerinde rahat nefes alır, yüzeyde değil." diye bu düşünceyi eleştirmişliği de vardır. yönetime gelince onlar da pirlo'dan hoşnut değillerdi. berlusconi'nin siyaset hayatı sarpa sarmış, bu ekonomik gücüne sirayet etmiş ve en nihayetinde fininvest milan'a yeterince para akıtamaz olmuştu. pirlo da az buz değil, senelik tam 6 milyon avro kazanıyordu. üstüne üstlük pirlo'nun kariyerinde sakatlıklardan en fazla muzdarip olduğu dönem de o sezona tekabül eder. yokluğunda mark van bommel'i kullanan allegri'nin de verdiği "olur"la pirlo gözden tamamen çıkarıldı ve bonservissiz bir şekilde; yapılanmasını tamamlayan, yeni stadını açan, agnelli'lerin para akıtmaya yeniden başladığı juventus'a gitti.

    11-12 sezonuna italya süper kupasını kazanarak başlamıştı allegri'nin milan'ı ama ligde bu defa o kadar rahat at koşturamayacaklardı zira yukarıda bahsettiğim gibi ortada bir juventus gerçeği vardı ve conte'nin öğrencileri ligi domine etmeye başlamışlardı bile. bu arada takımın süper starı ibrahimoviç de arıza çıkarmaya başlamasın mı? kaybedilen arsenal maçından sonra allegri'ye kameraların önünde çemkirmişti ve ikili arasındaki zincirler tuzla buz olmuştu. zlatan'ın çemkirdiği kadar vardı çünkü kariyerinde ilk defa o sezon, oynadığı bir takım şampiyon olamayacaktı. zaten sezon bitimiyle beraber thiago silva'yla beraber paris'in yolunu tuttu.

    ikincilik milan için sıkıntı değildi çünkü kulüp büyük bir küçülmeye gidiyordu. 2012 yazında sadece zlatan ve thiago silva değil; nesta, inzaghi, gattuso, van bommel, seedorf ve pato da kulüpten ayrıldı. artık milan'ı milan yapan oyunculardan kimsecikler kalmamıştı. yine de 2012-2013 sezonunu iyi kötü 3. olarak tamamlayabildiler.

    13-14 sezonu ise dananın kuyruğunun koptuğu sezon oldu. leş ötesi bir kadroyla başlanan sezonda takım yenilgi üzerine yenilgi aldı, allegri'nin elinden hiçbir şey gelmiyordu ama son yediği darbe çok epik oldu. zamanında ikinci lige çıkarttığı sassuolo artık serie a'daydı ve allegri'nin milan'ını konuk edeceklerdi. bu esnada ellerinde juve'den kiraladıkları bir wonderkid vardı: domenico berardi. işte 19'luk bu bebe, o gece milan'a tam 4 tane sapladı:

    https://www.youtube.com/watch?v=uvLxucicD_o

    bu mağlubiyetle lider juve'nin 30 puan gerisini düşmüşler, ligde ise 11.'liğe gerilemişlerdi. işte bu noktada yolların ayrılması gerekiyordu, öyle de oldu. ilk sezonunda milan'ı şampiyon yapan allegri, 4 sezonunu bitiremeden takımdan kovuldu. bu kötü gidişatın sorumluluğunu tamamen ona yüklemek elbette yanlış, hele de eline verilen kadrolara bakınca, lakin artık takım üzerinde bir hükmü de kalmamıştı.

    o sezon italya'nın kuzeyinde de ilginç bir gelişme yaşandı. antonio conte; futbolcuyken 13 yıl top koşturup kaptanlığa kadar yükseldiği, hocayken arka arkaya 3 kez şampiyon yaptığı juventus'tan istifa etti. yazılanlara göre juve yönetimi, conte'nin istediği oyuncuları transfer etmemiş ve halihazırda kadroda barındırılan yıldızların (pogba, vidal) geleceğiyle ilgili garanti de vermemişti. conte de istifayı basıp milli takımın başına geçmişti ama juve'nin bir hocaya ihtiyacı vardı şimdi. ben de dahil birçok futbolseveri dumura uğratarak allegri'yi teknik direktörlük koltuğuna oturttular. biz "allegri kim amk?" diye küçümseyeduralım, o allegri -zamanında milan'dan firar etmesine sebep olduğu pirlo'yu kilit oyuncu olacak şekilde kullanarak- daha ilk sezonunda takımı hem şampiyon yaptı hem de şl'de final oynattı. biz de bir güzel göt olduk ama dediğim gibi, bu adam ilk sezonlarında harbiden kurt adama dönüşüyor, olmaz denileni gerçekleştiriyor. 10 sene içerisinde 4. lig takımı hocalığından şl finaline takım taşıyacak düzeyde bir hocalığa terfi etmek her babayiğidin harcı değildir.

    geçen sezon ise hem ligi hem italya kupasını kazandılar. şl'de yedikleri son dakika golüyle bayern'e elendiler, zaten bunlara herkes vakıf.

    gelelim bu hafta sonu başlayacak olan 2016-2017 sezonuna ve allegri'nin elindekilere.

    kaleci konusunda sırtı sağlam. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden biri, yaşayan efsane gigi buffon var elinde. onun yedeği ise neto: hazırlık maçlarında hiç fena değildi ama elbet "bir buffon değil".

    defans hattı dünyanın en iyisi olabilir. bbc diye anılan üç adet muhteşem stoperi var: bonucci-barzagli-chiellini. bonucci, yapılan onca pornografik teklife rağmen takımı bırakmadı; chiellini zaten juve'nin öz evladı; barzagli, uzatmaları oynayan bir yorgun savaşçı. allegri, genelde 3-5-2 oynatacaktır ve bu üçlüyü kullanacaktır. bu üç cengaveri yedeklemek üzere elinde iki stoperi daha var. birisi hakkındaki beklentilerin çoook yüksek olduğu 22'lik rugani, öteki de bayern'den satın alma hakkıyla beraber kiraladıkları benatia. rugani'ye de birçok teklif geldi ama yönetim, bunları kale bile almadı. benatia, geçen sezon sakatlıktan çok çekti bayern'de ama roma dönemindeki gibi oynarsa barzagli'den boşalacak koltuğu kapacaktır. sağ bekte iki kişilik süper bir rotasyon var: lichtsteiner ve dani alves. lich; adamın dibidir, disiplinden bir an olsun ödün vermez. dani alves; yaz başında bonservissiz bir şekilde takıma katıldı, tanıtmaya gerek yok kendisini. yalnız bu ikilinin de yaşları kemale ermek üzere. ama sıkıntı yok çünkü juve'nin hayvani bir oyuncu portföyü var ve bu sezon sassuolo'ya kiralanan 19'luk lirola seneye bu rotasyona dahil olur ve muhtemelen lichtsteiner takıma veda eder. sol bek rotasyonu da çok sağlam. evra ve alex sandro ikilisi var orada da. evra yaşını başını almasına rağmen halen daha fransa milli takımında filan oynayabiliyor ama zaman zaman çok ağır hatalar yapmaya da müsait. alex sandro, geçen sezon porto'dan iyi paraya transfer edilmişti ve şunu söyleyebilirim ki tam bir ciğersiz. zaten geçen sezon allegri'nin onu sol kanat oynattığı da vaki.

    orta sahada büyük bir bolluk var ama en az bir transfer daha yapılacak buraya. tabii gidenler de olacak. marchisio; takımın göz bebeği, taraftarın küçük prensi*. yalnız çok ağır bir sakatlık geçirdi, hatta euro 2016'yı da kaçırdı maalesef ve dönüş kasıma sarkacak gibi. pjanic, roma'dan bu yaz başı getirildi ve yeri banko. allegri, onu trequartista rolünde oynatmayı düşünüyordu ama şu sıralar fikir değişmiş ve hazırlık maçlarında hep merkez orta sahada oynattı. ayrıyeten takımın pirlo sonrası noksanlığını yaşadığı duran top ustası rolüne de fit uydu. khedira'yı ben real'de oynarken hiç sevmezdim ama juve'de gerçekten de çok iyi oynadı geçen sezon. lakin tam bir müzmin sakat. hani kapıcılar kralı'nda kemal sunal, "üstüne ceket atsak hamile kalıyor." diye kızıyor ya karısına; khedira'nın ki de o hesap, en ufak zorlanma da en az iki haftalık sakatlık geçiriyor. kısacası çok iyi bir oyuncu ama bel bağlanacak bir sağlamlığı da yok. normal şartlar altında yukarıda saydığım şu üçlü juve'nin orta sahasını oluşturacak üçlüdür ama sakatlıklar, cezalar ne gösterir bilemem. geçen sezon marsilya'dan kiralanan lemina'nın bonservisi bu sezon başı alınmıştı. gerek sakatlıklardan gerek oyuncu bolluğundan çok fazla gösterememişti kendini 15-16 sezonunda ama bu yazki hazırlık maçlarında döktürdü. birkaç sezon içinde hayvani bir ön libero olması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır ve allegri, bu sezon bol bol şans da verecektir ona. acayip goller atarsa da kimse şaşırmasın. takımın bir diğer müzmin sakatı da asamoah. conte, zamanında iyi para verdirerek aldırmıştı ama sakatlıklar onun da belini büktü ve bir türlü gereken patlamayı gerçekleştiremedi. sol bek ve sol kanatta da oynayabiliyor ve hazırlık maçlarında fena değildi. sturaro, geçen sezon epey şans buldu ve tam bir box to box orta saha. yaşı daha 23 ve iyi yerlere gelecek kapasitesi var ama şimdilik juve seviyesinde değil. hernanes; geçen sezon transferin bitmesine ramak kala, tamamen yokluktan transfer edilmişti takıma. orta sahanın her yerinde oynayabiliyor, iki ayağını da mükemmel kullanıyor ama şu an satılacaklar listesinin en tepesinde yer alıyor. çinliler o kadar istedi gitmedi, bakalım kime yar olacak. mandragora, kadronun wonderkid'i. kendisi hakkında çok büyük beklentiler var. pescara'da geçen sezon efsanevi işler yaptığı anlatılıyor ama dünya gözüyle izlemek henüz nasip olmadı. uzun sürede olmayacak gibi çünkü o da sakatlık kurbanı oldu, 5 ay boyunca sahalardan uzak kalacak. roberto pereyra, yüzde doksan satılacak. bir türlü patlayamayangillerden. watford, yaz başından beri alabilmek için uğraşıyor.

    forvet hattı tamam gibi ama bir değişiklik gerçekleşebilir. zaza, geçen sezon takımın 4. forvetiydi. bu sezon da öyle olacak gibi. o da daha fazla oynamak istiyor tabii ve piyasası olan bir oyuncu. wolfsburg kapısında yatıyor. 25 milyon avro teklif etmişler juve'ye ki koy amına sat gitsin. bu transfer gerçekleşirse bir forvet transferi gelir. bunun da brazilya'nın son wonderkid'lerinden gabigol olacağı söyleniyor. gelelim esas oğlanlara. higuain, 90 milyon avro gibi harbiden uçuk bir paraya transfer edildi. benim aklıma hiç yatmadı ama marotta-paratici-allegri üçlüsünün elbet vardır bir bildiği diye kendimi teskin ediyorum. takıma ayı gibi döndüğü de bir gerçek, en az 5 kilo fazlası var. geçen sezon 35 maçta 36 gol atarak napoli'yi uçurmuştu ama juve'deyken 50 tane gol de atsa kimsenin sikinde olmaz. ondan beklenti şl'de iş yapması. bekleyip göreceğiz. dybala, şu an takımın en değerli oyuncusu. messi az daha ihtiyarlasın, dünya futbol sahnesinde at koşturacaktır. acayip bir sol ayağı var, dripling yeteneği insanüstü. allegri'nin trequartista rolünde oynatma ihtimalinin yüksek olduğu da konuşuluyor ki son hazırlık maçında higuain-mandzukiç ikilisinin arkasında oynadı. gelelim mandzukiç'e. harika bir forvet olduğu kesin; öküz gibi pres yapıp rakip defansı paçavra ediyor, her hava topunda söz sahibi... lakin net bir golcü değil. bu sebepten higuain'in arkasında kalacaktır. pjaca, ortamlarda epeydir konuşulan bir wonderkid idi ve euro 2016'da da gördük ki boş bir çocuk değil. asli mevkisi sol açık olsa da dybala'yı yedeklemede kullanılacaktır. allegri "korkunç bir potansiyeli var..." demişti geçen gün, bekleyip göreceğiz.

    allegri'nin elindeki kadro gerçekten geniş ve dediğim gibi orta sahaya bir transfer daha yapılacak. tottenham'da kazan kaldıran eriksen şu an için en büyük aday ama çok sürpriz biri de gelebilir.

    yine de muhtemelen şu formasyonları şu futbolcularla kullanacaktır:

    3-5-2:

    .........barzagli - bonucci - chiellini...................

    .alves - khedira - pjanic - marchisio - sandro...

    .....................dybala - higuain........................

    4-3-1-2:

    .dani alves - bonucci - chiellini - evra....

    ......khedira - marchisio - lemina..........

    ................pjanic (pjaca).......................

    ..............dybala - higuain....................

    4-3-2-1:

    .alves - bonucci - chiellini - sandro..

    .....khedira - marchisio - lemina......

    ................dybala - pjanic................

    ....................mandzukic..................

    4-3-3:

    .alves - bonucci - chiellini - evra...

    ....khedira - pjanic - marchisio.......

    .......dybala - higuain - pjaca.........

    4-4-2:

    .....licht - barzagli - bonucci - evra.....

    ..alves - marchisio - khedira - sandro..

    ............higuain - mandzukiç..............

    görüldüğü üzere dünya kadar formatı deneyebileyeceği bir kadrosu var allegri'nin şu anda bile. tabii gelen transferle bunlar çok daha değişecektir.

    buffon, futbolu 2018'de bırakacağını açıklamıştı ve koleksiyonunda büyük bir gedik var: şampiyonlar ligi şampiyonluğu. şu an tüm camia ona bu zevki tattırabilmek için seferber olmuş durumda. allegri, bu işi başarabilir mi? bekleyip göreceğiz.

    son sözüm de lig tv'ye: serie a'yı da yayınlayın lan allahsızlar!
  • 75
    --- alıntı ---
    juventus'un eski çalıştırıcısı massimiliano allegri, pep guardiola'nın oyun tarzının herkese uygun olmadığını belirtti.

    son olarak serie a ekiplerinden juventus'u çalıştıran massimiliano allegri, manchester city teknik direktörü pep guardiola'nın 'tiki-taka' felsefesi hakkında yorumlarda bulundu.

    guardiola'nın barcelona'da zirve yapan ve popülerleşen oyun anlayışının herkese göre olmadığını belirten allegri, futbolun bu anlayıştan uzaklaşmaya başladığını ve kontra atak futboluna dönüşe geçildiğini ifade etti.

    corriere della sera'ya konuşan 52 yaşındaki italyan teknik adam, milan'ın efsanevi hocası arrigo sacchi'ye atıfta bulunarak şunları söyledi:

    kontra atak futbolunun harika bir biçimde geri döndüğünü görüyorum."

    "20 yıl boyunca yanlışlıkla guardiola'yı takip ettik. guardiola'nın futbolu herkese göre değil. iniesta, xavi ve messi'nizin olması lazım. sadece onlara özel bir durumu alıp genelleştirdik."

    "arrigo sacchi'nin topa sahip olma ve proaktif oynama hakkında söylediklerini ilk duyduğumda anlamayıp sinirlendim. dikey olarak oynamak neden proaktif futbol olmasın ki?"

    "sacchi'nin maçlarını onlarca kez izledim. bir gün san siro'daki bir maçta milan'ın real madrid'e 5 gol attığını gördüm. direkt oynadılar. milan dikine oynuyor, kontra atak yapıyordu. üstelik bunu yapmak kolay değildi ancak eğer bunu yönetmeyi başarabilirseniz görülmeye değer bir futbol ortaya koyarsınız."

    "bugün çevreme baktığımda, amatör futbol takımlarını izlediğimde hocalarla konuştuğum zaman duyduğum şeyler beni korkutuyor. kitap gibi, televizyon programındakiler gibi konuşuyorlar. uygulayacağınız felsefe iyiyse neden kullanmayasınız ki? elbette kullanırsınız. buradaki sorun sonuçlarda. gerçek bu."

    "sonuca ulaşıyor musunuz, ulaşamıyor musunuz? roberto mancini de bir diğer konu. sertleşti, ciddileşti. şimdilerde herkesle futbol konuşuyor. basit oynuyor. mancini bir maestro. bizim futbolumuz ise 'profesörlerin' söylediği şekilde oynanıyor."

    https://www.goal.com/...6iezwh86zozl0fx45maq
    --- alıntı ---

    juventus'tan ayrıldığı dönemde pep'in oynatmaya çalıştığı pozisyon oyununu takip etmenin yanlış olduğunu söylemişti ve haklıydı bana kalırsa. rakipler geride alan kapattığında sizin sürekli yavaş tempoda sadece yan pas yapmanızı sağlıyor veya önde pres yaptığında sürekli uzun vurmak zorunda bırakıyorsa bu futbol işlemiyor demektir.

    galatasaray'ın da son maçlarda yaşadığı sıkıntı bu bence ve fatih hoca da bu futbolu takip ederek hata yaptı.
  • 56
    bugün juve tur atlamış olabilir* ama maçı izlerken kaç juve'li anksiyeteden gitti bunu da araştırmak gerek. bir kere bu sezon çok formsuz. kendisinden kaynaklanan nedenler de var kadrodan kaynaklanan nedenler de... şu saatte hepsini yazamayacağım ama:

    1. büyük ihtimalle khedira'nın elinde bunun kasedi var. yoksa üç aydır tarrak gibi oynayan bu herifi ısrarla her maçta ilk 11 çıkarmanın ve dahi kenara almadan maç bitirmenin mantıklı hiçbir açıklaması yok. bu tamamen kendi hatası. marchisio sakatlıklardan çok çekti/çekiyor ama mesela bu akşam oynasa şu khedira'dan ne kadar kötü olabilirdi ki? turun ilk maçında khedira'nın yaptığı pas sayısı buffon'unkinden daha azdı. öyle bir dibi görmeden bahsediyorum. peki allegri ne yapabilirdi? bentancur gibi işlenmemiş bir cevheri formsuz khedira'nın yerine ikame etmeliydi.

    2. antin kuntin sağ bek denemeleri. burada tek suç kendisinin değil. en başta kulübü döt gibi ortada bırakıp giden dani alves'in, ikinci sırada onun yerini de sciglio gibi tam bir soru işaretiyle doldurmaya çalışan yönetimin; üçüncü olarak da barzagli'yi, sturaro'yu filan orada deneyen kendisinin. hayatının hiçbir döneminde sağ bek oynamayan 36'lık barzagli'yi son'un paçavra edeceği belliyken lichsteiner'ı yedek oturtmak anlaşılacak şey değil. ki lich'in girmesi oyunun çehresini nasıl da değiştirdi?

    3. kendisiyle tamamen alakasız bir durum olarak sakatlıklar. cuadrado aylardır yok ki o adamın enerjisi bir başkadır. bernardeschi tam form tuttu, atıp attırıyordu derken o da gitti, ameliyat olabileceği bile konuşuluyor. dybala aylarca oynayamadı, yeni yeni form tutuyor. marchisio, benatia zırt pırt sakatlanıyor. matuidi uzun süre yoktu ki turun ilk maçını 2-0'dan vermenin en büyük müsebbibi onun yokluğundaki pres eksikliğiydi.

    4. buffon dilemması. imdi bilindiği gibi bu sezon yüzde doksan dokuz ihtimalle gigi'nin son sezonu. adam 17 yıl boyunca takımın kalesini korumuş, küme düştüklerinde dahi kulübü terk etmemiş bir bayrak adam. dolayısıyla adamı kesmek imkansız ama 40 yaşın verdiği yavaşlamayla bu sezon normalde yemeyeceği golleri yemeye başladı. halbuki szczesny diye bir gerçek var ki kaleye hayvan gibi duruyor herif ama dediğim gibi son sezonunda buffon'u da allegri değil neron gelse kesemez.

    5. allegri'nin kendisiyle ilgili bir durum. bu adamın çalıştırdığı takımları ilk sezonlarda uçurup sonra sıçırdığı vaki. (bkz: massimo allegri/#2005165)

    tüm bunları düşününce ve bu sezon oynattığı göz kanatan futbolu da işin içine ekleyince -içerideki benevento maçında bile gol atıp üstüne yatan bir juventus var- acaba miadı doldu mu diye düşünüyorum. takımları sezonun ikinci yarılarında vites yükseltir gerçi ama araç şu an boşta gidiyor. tottenham'a elenmeleri de işten bile değildi bu gece. iyi yırttılar. velhasıl juventus'un üzerinde bir hayalet dolaşıyor: simone inzaghi. ya da bu benim wishful thinking'im.

    neyse, yatıp kalkıp şu adamlara dua etsin, aklını da başına devşirsin.

    https://i.hizliresim.com/Z9j85o.jpg
  • 76
    allegri'nin finallerdeki tercihleri eleştirilebilir ancak adam formunun zirvesindeki barça ve real'e kaybetti finalleri - ki ikisini de daha erken turlarda elemişliği var. ben en çok 2016'da 2-0 öne geçtikleri bayern münih deplasmanına takılmıştım, saçma sapan değişikliklerle elindeki maçı vermişti münih'e. ilk maçın italya'da 2-2 bittiğini hesaba katarsak çok büyük olay olacaktı turlaması. en son da ajax'a karşı çok statik bir kadro kurmanın sıkıntısını çekip elendi zaten 2019'da, bu da sonu oldu juve'de. velhasıl kelam, serie a dominasyonu kurmakta dahi zorlanıp cl'de de son 16'ya toslayan sarri - pirlo ikilisinden daha iyi hocadır zannımca. sarri de tabii pirlo ile kıyaslanamaz eldeki verilerle, ve inter-milan-atalanta gibi kulüplerin yükselişi de allegri'yi teğet geçti. bu şartlarda massimo başkan tekrar torino'ya döner mi bilmem, bir süredir boştaydı.
  • 43
    büyük adamsın allegri. ilk geldiğinde bundan olmaz, oturmuş sistemi bozar falan demiştim ama adam 3 defans oynayan takımı aldı 4'e dönüştürdü. koskoca mandzukici sol açığa attı. higuain ve dybala'yı birlikte oynatmayı başardı ve bi türlü kendisini kimseye kanıtlayamayan cuadrado'yu bambaşka bir seviyeye getirdi. bunların hepsi takdir edilecek şeyler. ve an itibariyle şampiyonlar liginde yarı finale doğru adım adım gidiyor.
  • 74
    conte'nin juventus'una geldiği zaman ligde 3 sezon üst üste şampiyon olan, son sezonunda 102 puan toplayıp puan rekoru kıran bir takım vardı elinde. ancak bu takım avrupa'da başarıdan oldukça uzaktı ve şampiyonlar ligi'nde gruptan dahi çıkamıyorlardı. ligde ise kazanılan şampiyonluklara rağmen asla üretken bir futbol oynanmıyordu. conte tıpkı şu an inter'de yaptığı gibi elindeki kadronun yetersizliğinden, avrupa'nın diğer devlerine kafa tutamayacağından dem vuruyordu.
    conte sonrası göreve gelen allegri halefine göre taktik konusunda daha esnek davranarak 3lü savunmada ısrarlı davranmadı. sezonun genelinde de 4lü bir savunma yapısı, pirlo-marchisio-pogba-vidal'den oluşan baklava düzen bir ortasahayla çok daha üretken bir takım ortaya çıkararak ligde ilk sezonunu şampiyon tamamladı, şampiyonlar ligi'nde ise final oynadı. görevde kaldığı 5 sene boyunca ligi şampiyon tamamlamayı başardı, kupa 1'de 2 kez final oynama başarısı gösterdi. ancak kendisinden kadro olarak çok daha güçlü olan rakiplerinden 2015'te barcelona'ya, 2017'de real madrid'e bu finalleri kaybetti. çok başarılı geçen bu 5 sezonluk dönem boyunca da conte'ninkine benzer kaprisler ve transfer şımarıklığı gibi tutumlar sergilemedi.
    bu aralar yine başarısız bir dönem geçiren ve inter'deki durumu tartışılan conte'nin yerine konuşulan en güçlü adaylardan biri. kulubün başındaki isim olsam bir saniye bile düşünmeden takımın başına getirir ve şu alternatifli kadroyla juventus'una tahtını sallamasını keyifle izlerim.
  • 69
    türkiye'de, özellikle galatasaray'da hocalık yapmak zor. bunun için fatih terim gibi bir krediye sahip olmanız gerekir. (o krediyi 8 şampiyonlukla kendi yaratmıştır) veya çok hızlı bir sezon başlangıcı, ardından kusursuz bir oyun ve kupalar almanız. allegri bunu yapabilir mi, emin değilim.

    özetle: 2019-20 sezonunda takımın başında olsaydı çoktan kovulurdu.
  • 90
    elindeki kadro geçmişte kurulan kadrolar kadar güçlü değil, bu aşikar zaten ancak hala elinde pirlo-pogba-marchisio-vidal orta sahası varmış gibi hareket ediyor. o eski sertlikten eser yok takımda. ben entry girerken eljif elmas 5. golü attı napoli adına. takım olarak da napoli sadece sol kanadıyla oyuna hükmediyor desek yanlış olmaz. allegri'nin unutmak isteyeceği bir gece yaşanıyor.
    (bkz: 13 ocak 2023 napoli juventus maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın