resim
Josep Guardiola i Sala
Görev:Teknik Direktör
Takım:Man City
Yaş:54
Uyruk:İspanya
  • 604
    kendisine dortmund, porto gibi takımların başına geçerek başarı beklemek, ronaldo sporting'e gitsin de orada şampiyonlar ligi alsın demek gibi birşeydir.

    kendisi elit seviyede olan dünyanın sayılı hocalarındandır ve haliyle dünyadaki sayılı takımları çalıştıracaktır. öyle ki kariyerindeki en kötü kulüp manchester city olarak görünüyor ve muhtemelen city'i de yıllarca aradığı ama bulamadığı başarılara ulaştıracaktır. 3 sene boyunca o büyük takımlarla şampiyonluk yarışında başa baş yarışacak, belki de şampiyonluk alacak, şampiyonlar liginde minimum 2 kez yarı final ve üstü başarı getirecektir.

    bir galatasaraylı olarak denajer olayından dolayı ben de kızgınım ancak kendisine futbolu bilmiyor, toure'yi neden kesti, tiki taka nedir, git düşük bütçeli takımla başarılı ol demek komik kaçar.
  • 770
    denayer'i bize salarak önce kötü enerjiyi nötrledi, üstüne fernando'yu da verince olumlu enerjiyi arkasına aldı. başarısında galatasaraylıların rolünü atlamayalım.

    şaka bi yana, muazzam bir takım yarattı her yönüyle. özellikle de bruyne; ronaldo ve messi sonrası en önemli ballon d'or adaylarından biri olacak ve bunun mimarı kesinlikle guardiola.
  • 727
    lan ben buna denayer meselesi için sene başında ne sövdüm var ya. o kadar bedduadan sonra başına gelmeyen kalmadı. agüero sakatlandı, birkaç maç ceza aldı. ilkay gündoğan aralıkta sakatlandı ve sezonu kapattı. takım şampiyon olamadı ve kötü bir sezon geçirdi vs. vs. vs. şimdi de eşi ve çocuğunun konserde olduğu söyleniyor. allahım ne olursun masum insanlara zarar gelmesin. beddualarım tamamen manchester city içindi. onun ailesi için değil. dilerim herkes iyidir. ama galatasaray ile uğraşmayacan aga. tersi pistir.
  • 1138
    zeki adam. sayesinde üretilen antitezlerle adam akıllı futbol izliyoruz. takımını o kadar iyi oynatıyor ki benim izlemeyi sevdiğim oyun tarzı da aynı oranda gelişiyor. bu yüzden kendisine teşekkür ediyorum ama oynattığı futbolu da kariyerinde yönetmeyi seçtiği takımları da hiç sevemedim. yeterince paran, üst düzey kadron varsa skor ve sonuç odaklı bir spor futbol. mesela galatasaray'da şartlar belli optimumu yakalayan hoca görünce sımsıkı sarılırım ama bayern, barcelona, city çalıştırıyorsan ve kariyerinde sadece barcelona'nın prime döneminde alınmış iki adet şampiyonlar ligi şampiyonluğun varsa bence başarısızsın bu çok açık. kariyerinin her aşamasında xavi-iniesta-messi-pique-puyol-ibra'yı aynı takımda bulamazsın. bulamadığın zamanlarda da başarılı olman gerekir.

    almanya'da bayern münih ligde zaten dominasyon sağlıyordu yine lig şampiyonu oldu ama şampiyonlar ligi alamadı. 13-14 sezonunda yarı finalde toplamda 5-0'la carlo'nun madrid'ine elendi. 14-15 sezonunda luis enrique'nin barcelona'sına yine yarı finalde 5-3 kaybetti. 15-16 sezonunda ise diego simeone'nin atletico madrid'ine toplamda 2-2 ile yine yarı finalde elendi. bayern münih'de takip eden üç sezonda önce carlo ancelotti sonra luis enrique en sonunda da diego simeone tarafından tokatlandı.

    ingiltere'ye gidip manchester city çalıştırmaya başladı. ingiltere'de şampiyon olmak gerçekten üst düzey bir başarı bunu kimse inkar edemez. 16-17 sezonu ilk sezonuydu şampiyonluğu chelsea fc'ye kaybetti. şampiyonlar liginde son 16 turunda leonardo jardim'in monaco'suna elendi. 17-18 sezonunda 100 puanla premier lig şampiyonu oldu ama şampiyonlar ligi çeyrek finalinde jürgen klopp 'un liverpool'u tarafından bozguna uğratıldı. 18-19 sezonunda liverpool'un 1 puan önünde ligde şampiyon oldu. aynı sezon şampiyonlar liginde mauricio pochettino 'lu tottenham hotspur fc çeyrek finalde city'i eledi. 19-20 sezonunda şampiyonluğu açık ara liverpool'a kaptırırken şampiyonlar liginde rudi garcia'nın lyon'u na çeyrek finalde elendi. 20-21 sezonunda ligde şampiyon oldu, şampiyon liginde bu kez thomas tuchel 'in chelsea'sine finalde kaybetti. 21-22 sezonu malumunuz.

    kısaca özetlersek;

    bayern münih yılları;

    2013-2014: lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde yarı finalde carlo ancelotti, real madrid'e elenme.

    2014-2015: lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde yarı finalde luis enrique, barcelona'ya elenme.

    2015-2016: lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde yarı finalde diego simeone, atletico madrid'e elenme.

    manchester city yılları;

    2016-2017: premier lig 3.'lüğü, şampiyonlar liginde son 16 turunda leonardo jardim, monaco'ya elenme.

    2017-2018: premier lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde çeyrek finalde jürgen klopp, liverpool'a elenme.

    2018-2019: premier lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde çeyrek finalde mauricio pochettino, tottenham hotspur fc'a elenme.

    2019-2020: premier lig 2.'liği, şampiyonlar liginde çeyrek finalde rudi garcia, lyon'a elenme.

    2020-2021: premier lig şampiyonluğu, şampiyonlar liginde finalde thomas tuchel, chelsea'ye elenme.

    2021-2022: lig henüz sonuçlanmadı, şampiyonlar liginde yarı finalde carlo ancelotti, real madrid'e elenme.

    sevgili pep'i 72 millet mensubu hocalar dünyanın her yerinde döndüre döndüre elemiş. onca yatırıma, milyarlarca dolarlık transferlere ve sürekli hypelanmasına rağmen pep'in kariyeri bu. henüz 51 yaşında önünde uzun yıllar var elbette tekrar şampiyonlar ligi şampiyonu olacaktır ama kariyerinin en azından bir bölümünde bu kadar üst düzey harcamalar yapamayacak takımlarda görev almalı, yeteneğini ve zekasını böyle bir takımda sergilemeli.

    edit: adam gerçekten her millete elenmiş. italyan gelmiş elemiş, ispanyol gelmiş elemiş, arjantinli elemiş, portekizli elemiş, alman elemiş, yahu fransız gelmiş gözünün yaşına bakmamış elemiş.
  • 408
    pas ve top cevirmeye dayalı bir futbol oynatan teknik direktördür.
    tabi ki keyif vermek konusunda bu oyun tarzı çok güzel gözükmez.
    fakat bunun da bir sebebi vardır. aynısı bizim için de yani mancini için de geçerli.
    sürekli aktif yan pas yapan takımların amacı bütün maç topa sahip olalım oh ne güzel değildir.
    sığ düşünüldüğü için getirisinin gerçekten ne olduğu anlaşılamıyor.
    eğer heynckess tarzı sürekli öne oynayan bir takım yaratırsanız inişli çıkışlı bir performansa sahip olursunuz. 1 sene çok iyi oynarken ertesi sene dağılmanız mühtemeldir.
    hatta sezon içinde bile inişler çıkışlar yaşayabilirsiniz.
    bunun sebebi bu tarz futbolda oyuncuların daha yuksek tempoda oynarak daha cok enerji sarfetmesi, maç içinde yorulması ve bunun akabinde darbelere veya ters hareketlere daha savunmasız (vulnerable) olmasına yol açar.
    sürekli öne oynayan tempolu takımlarda performans iniş çıkışları ve sakatlıklar çok olur.
    özellikle 3 gün arayla oynanan maçlarda bu daha net karşımıza çıkar.
    çünkü aşırı efor sarfedilmiş bir maçtan sonra toparlanmak ile ortalama efor sarfedilmiş maçtan sonra toparlanmak arasında çok büyük bir fark vardır.
    ama eğer maç içinde daha temposuz ve top cevirerek oynarsanız aynı 11'i sürekli zinde muhafaza ederek bir istikrar oluşturabilirsiniz. daha az rotasyonlu oynama imkanınız olur.
    daha az rotasyon bilinenin aksine iyi bir şeydir. çünkü alışkanlık pratiği çok önemlidir. aynı kadronun sürekli beraber oynayabilmesi pratiklerini geliştirmelerine ve bir yerden sonra gözü kapalı oynamalarını sağlar.
    en aktif dinlenme topla yapılan dinlenmedir. sürekli tempolu hucum yapmak ile chelsea gibi savunmada savaşmak arasında efor açısından fark yoktur.
    mourinho takımlarında maç içinde bilek burkulması veya lif atması gibi sakatlıklar mesela çok karşılaşılan bir olaydır.
    ayrıca mourinho ve fatih terim gibi adamların neden elmander drogba sneijder milito gibi yere sağlam basan fiziksel direnci yüksek olan, özellikle üst fiziği sağlam olan futbolcuları tercih etmesinin de sebebidir.
    bu tarz hocaların bilekleri yumuşak fakat fiziki direnci düşük oyuncularla çalışabilmesi zordur.
    fakat mancini guardiola gibi hocaların da aksine fiziki direnci nispeten düşük fakat bilekleri çok yumuşak oyuncularla iyi derecede çalışabilmesinin de açıklaması budur.

    bu açıklama pas futbolunu savunmak için değil guardiola'nın neden bunu tercih ettiğini açıklamak üzere kaleme alınmıştır.

    bu bağlamda bizim takımımızla alakalı olarak arzu eden mancini dönemi sakatlıkları ve terim dönemi sakatlıklarını da karşılaştırabilir.

    işbu entry'nin son cümlesi hiçbir antrenörü yermek ya da göklere çıkarmak ya da fanboyluk yapmak için yazılmamıştır.
  • 226
    elindeki oyuncuların olağanüstü yeteneklerinden başka hiç bir silahı olmayan teknik adam. ne kötü giden bir maçı çevirebilmişliği var, ne de tanrı vergisi yeteneği üst düzey olmayan bir adamı yıldız yapabildiği...

    süper yıldızları idare etmekte olağanüstü başarılı olmakla beraber, teknik anlamda barcelona'ya bir şey kattığını söylemek rijkaard'ın barcelona'sına haksızlık olur.

    aksini iddia etmeden evvel, yenildiği ya da yendiği maçlarda dahi, bugünkü barcelona'nın 10 katı zevkli top oynayan frank rijkaard'ın ronaldinho'lu barcelona'sını youtube'dan bile olsa izlenmesini tavsiye derim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın