resim
Johannes Hendrikus Olde Riekerink
Görev:Teknik Direktör
Takım:Dewa United
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 1727
    an itibariyle trt spor'da eleştirilen hocamız.nedeni ise gole tek başına sevinmesiymiş.yardımcıları ile arasında sorun varmış.neymiş ömer şişmanoğlu golü atınca şenol güneş'e koşmuşmuş vs. bu kadar art niyetli yorumlar olmaz. basın üstüne böylesine alçakça giderken kendi taraftarı destek vermeyecekse bırakalım bjk şampiyon olsun seneye de terim gelir takımın başına.kavga, gürültü götürsün kulübü.

    ikinci olarak, artık modern futbolda büyük takım her yerde kendi oyununu oynar , mahkum olmaz olayı kalmadı.o goygoy türkiye sınırları içerisinde devam ediyor olabilir ancak city bile west ham deplasmanına bu anlayışla çıkıyor artık.ayrıca 4 sezon mahkum oynamamışız da gençlerbirliği karşısında kazanabilmiş miyiz? riekerink ilk yarı maçı çok iyi kurguladı , ikinci yarı yine hataları oldu.ancak direkt 11 oynayacak 3 oyuncumuz sakattı.yeter ki arkasında duralım hocanın, başarı gelecek çünkü bizler inandık.
  • 1728
    kendisini şenol güneş gibi doldur boşaltçı teknik direktörlerle bir kefeye koyanlara selamım var!

    deniyor ki takım çok kötü oynuyor, deniyor ki bu kadar kötü top oynatmasına rağmen riekerink bey nasıl seviliyor?

    şut / maç

    galatasaray 12,29
    beşiktaş 11,00
    fenerbahçe 10,83
    karabükspor 10,43
    kasımpaşa 10,29

    isabetli şut / maç

    galatasaray 5,86
    beşiktaş 5,71
    karabükspor 4,71
    fenerbahçe 4,67

    pas başarı yüzdesi

    galatasaray %85
    beşiktaş %84
    fenerbahçe %81
    antalyaspor %79
    kasımpaşa %77

    başarılı pas / maç

    galatasaray 477
    beşiktaş 458
    fenerbahçe 369
    antalyaspor 314
    gençlerbirliği 304

    topa sahip olma / maç

    beşiktaş %63
    galatasaray %62 ( avrupa'da topla oynama ve başarılı pas sayılarında ilk 10'da olan bir galatasaray var, bjk'nin gerisinde kalmasının nedeni içeride daha az maç yapmış olması)
    fenerbahçe %59
    kasımpaşa %53
    trabzonspor %53

    top kapma : galatasaray=88, beşiktaş 68

    top kapma yüzdeleri : galatasaray= %76.5, beşiktaş= %70.8

    kazanılan ikli mücadele: galatasaray= 401, beşiktaş= 320

    isabetli şut: galatasaray=41, beşiktaş=40

    gole çevirme oranı: galatasaray=15, beşiktaş= 20 ( az pozisyona girip çok atmışlar)

    açılan orta sayısı: beşiktaş=125, galatasaray=88 ( doldur boşaltçı diye boşuna demiyoruz yani)

    çalım: galatasaray=102, beşiktaş=48

    yenilen gol: galatasaray=5, beşiktaş=6

    beşiktaş'ın önde olduğu istatistikler şunlar: atılan gol, kalede gördüğü şut, şut isabeti, gole çevirme oranı.

    bu kadar!

    hadi hiçbir şeyden anlamıyorsunuz bari matematik ve mantık kavramları yardımı ile ve gözünüz aracılığıyla şu verilere bir bakıverin de öyle konuşun lütfen.

    takımın 5 senedir kazanamadığı gençler deplasmanından galibiyetle dönen riekerink ve öğrencilerini yerden yere vurmak en hafif tabirle art niyetliliktir. fatih terim, mancini, hamzaoğlu, denizli gibi hocalar galibiyet alamamış, riekerink bey almış ama riekerink rezalet hocaymış bak sen.

    evet, inanılmaz kötü oynadık gençler deplasmanında ama bu bir psikolojik refleksti. ya nasıl psikolojik refleks oluyor derseniz şöyle derim: dördüncü yıldızı aldığımız sezon hatırlarsınız son 7 haftada üst üste 6 galibiyet almıştık. ve hemen hemen tüm maçlarda maçın başında öne geçip skoru koruma içgüdüsüyle maç boyu kapanmıştık. gördüğüm şu ki takım maça şampiyonluk havasıyla ve içgüdüsüyle çıkmış. basında yer alan gençler deplasmanı algısı, futbolcuların skoru koruma ve galibiyet endeksli oyun dürtülerini kabartmış. riekerink hocam da keza maçı kazanalım da nasıl olursa olsun demiş öğrencilerine. ilk defa ''önce oyun'' anlayışından taviz verip ''önce skor'' dedik 15 ekim gençlerbirliği- galatasaray maçında.

    oyuncu değişiklikleri geç yapıldı bana kalırsa, bu konuda eleştirileri haklı bulmakla beraber ''ya kardeşim yedekte kim var da oyuna alsın'' diyenleri sonuna kadar haksız görüyorum. son yılların en efektif yedek kulübesi orada dururken bu cümleye sığınmak ancak ve ancak riekerink bey'imizi küçültür, büyütmez. sinan, poldi, cavanda, hamit, semih gibi isimlerin olduğu yedek kulübesi yetersiz olarak görülmemelidir kanımca. ben ikinci yarı 4-4-2'ye dönmemiz gerektiğini düşündüm hep. sinan-yasin, josue- poldi değişikliği ile rahatça

    eren poldi

    sinan selçuk tolga bruma

    altılısına dönebilirdik ama hoca yürümeye dermanı olmayan hamit'i aldı oyuna. kötü mü oynadı, en azından pek hata yapmadı diyelim. haa sinan alınsaydı rakip o kadar rahat çıkamazdı hücuma ve bence skoru artırabilirdik sinan girseydi.

    en önemli nokta da şu, öne geçtikten sonra 2. golü muhakkak bulmalıyız aksi taktirde kayseri maçındaki gibi saçma puanlar kaybedebiliriz.

    haa gelelim riekerink bey'in yeterlilik tartışmasına:

    son 20 yılın en iyi sezon başlangıcına doğru giderken takımın teknik direktörüne yetersiz denişini hadsizlik olarak görsem de ciddiye alınacak yorumlar yapılmadığının da farkındayım. ciddiye alınmayacak dememin sebebi de elbette içi dolu eleştiriler yapılmayışıdır. hiç uzun uzun ve olumsuz yergilerle bilimsel verilerin karışımı halinde ortaya sunulan bir riekerink eleştirisi görmedim henüz. ancak '' yaa riekerink de hoca mı yaaa'' deniyor. ee hoca değilse neden değil, gerekçelerinizi de yazar mısınız lütfen?

    son yılların en akılcı, en sistematik futbolunu oynatan teknik direktöre, takıma 5-6 ayda imza atan teknik direktöre, 7 haftada 17 puan toplayıp üstelik bjk deplasmanında rakibini rezil rüsva etmiş teknik direktöre yetersiz dersen, bi dakka kardeşim de derler elbet.

    ligin en derli toplu, en sistematik, akışkan, hücumcu, bilimsel ve de göze hoş gelen futbolunu bizim takımımıza oynattığı için riekerink bey'e teşekkür ediyorum.

    kansızları, vicdansızları, mantık ve akıl yoksunlarını takma sen hocam. onlara yaranabilmen için 7 haftada 35 puan toplaman gerekiyordu toplayamadın. belki şampiyon olursan yaranırsın diyeceğim de eğer fatih terim söz konusuysa şampiyon da olsan gönderilebilirsin, veyahut gönderilmen istenebilir bir grup taraftar tarafından.

    isme, cisme bakmaksızın gayemiz galatasaray'dır beyler bayanlar. ne demiş ünlü bir teknik direktör:

    ''aslolan galatasaray'dır.''
  • 1729
    hocamız kesinlikle kadro oluşumunda kadro seçiminde ben hiç hatalı bulmuyorum. neden diye soracak olursanız podolski ne kadar faydalı olacağını bilsekde 90 dakika temposuna tam hazır değil. cavanda derseniz oda yavaş yavaş kadroya uyum sağlıyor bunlar pat diye olacak şeyler değil. sinandan birçok taraftar gibi bende biryerlere gelmesini istiyorum fakat sezon başından beri serbest ve lakayt futbol anlayışı yasin'in oynamasına engel olmamalı. evet selçuk bir nebze ama sabri, hamit, semih , yasin'in yerine daha faydalı topçular olsa hem kadro derinliği hem de galatasarayımız açısından daha faydalı olacak. bunu hocamız da gördüğüne eminim. bunu anlamak için çok şey aramaya gerek yok. en basiti saçma sapan taraftarın da gördüğü birçok futbolcuyu göndermesi ve yıllardır taraftarın 11'ini ilk defa sahaya sürmesi beni bu anlamda pozitif etkiledi.

    kendisinin hatalarına gelecek olursak birçok kişinin gördüğü gibi öne geçince dakika kaç olursa olsun çok fazla topuna arkasına geçip geriye yaslanmamız. bunu yerine biraz daha pas yaparak oyunu soğutsak daha makul olacak. oyuncu değiştirme olayında bence düzelme var artık çok geç hamle yapmadığı aşikar. hocamıza karşı duygusal bir bağ oluştu fakat bu yaptığı olumlu şeyler kağıt üzerinde duygusallıkla hiçbir alakası olmadığı gerçek.

    bizim de bu saatten sonra yapmamız gereken tek şey hocamıza güvenmek. yürüyedur riekerink bey.
  • 1730
    15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçında ilk yarı kanatları sürekli yer değiştirterek oynattı, rakibin kanatlarının dengesini bozdu. sol kanattaki brumayı sürekli geriye çekerek onunla birebir eşleşen bek oyuncusunun arkasına carole'ü üç kez sarkıttı iyi pozisyonlar bulduk, atamadık.

    ikinci yarıda josue podolski değişikliği baskı yemişken topu ileride tutmak adına yapıldı ama takımın formasyonunu 4-2-3-1'den 4-4-1-1'e çevirdiği için takım daha da geriye yaslandı ve yorgun da olunduğu için kontra çıkışlar yapılamadı. o anda yapılması gereken hamle josue-hamit'ti belki de. (de jong tercih edilir her türlü) bu hatasını anında görüp birkaç dakika içinde de yasin-hamit değişikliği yapıp 4-3-3'e çevirdi takımı ve böylelikle son dakikalarda 2-3 pozisyona girebildik. maç boyu kanatlardan yüklenmeye çalışan gençlerbirliği'nin göbekten gelmeye ve abuk sabuk faul düdüklerinin çoğalmaya başlaması sebebiyle de orta sahayı böyle üçleyerek çözüm üretmiştir.

    sağ bek çıkar sağ bek al. nerede var bunda? sabri'nin kanadından ilk yarı boyunca serdar da diğer adını unuttuğum eleman da geldiklerinde baskı kuruyorlardı. cavanda'yı oyuna aldı, ikinci yarı oradan çok ciddi baskı yemedik. göbekten faullerle baskıyı yedik.

    biraz düzgün izlenmesi gerekiyor maçların. ya da içi dolu olmayan "oyuna müdahale edemiyor yeaa ama seviyos .s.s" gibi fikirlerin belirtilmemesi. oyunu okumayı bilmeyenlerin bu konuda artık bol keseden sallamayı bırakması gerekiyor.
  • 1731
    istikrarlı ilk on bir tercihleri ve kadroya dahil etmek istediği oyuncuları yavaş yavaş ve alıştıra alıştıra monte etme çabasıyla içimi bir acayip yapan hocamız.

    bu kadar temkinli, soğukkanlı ve de kendine hakim bir adam görmedim. belki fazla ağır, hatta geç kaldığı bile söylenebilir fakat kağıt üstünde çok ideal bir iş yapıyor. yine de önümüzdeki iki haftadan itibaren cavanda ve de jong'u ilk on bir göremezsem hayranlıktan siteme doğru istemsizce kayarım. zira bu gidişle ilgili isimler anca hamle oyuncusu olmaya alışacaklar, ilk on bire değil...
  • 1732
    takımımızın başında uzun yıllar görmek istediğim beyefendi hocadır.

    fakat böyle düşünüyor olmam, kendisinin yapmış olduğu hataları da dile getirmeyeceğim anlamına gelmiyor.

    15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda yapmış olduğu oyuncu değişiklikleri bence çok hatalıydı. josue'yi çıkarıyorsa, onun yerine oyuna sokması gereken oyuncu ya hamit ya da de jong olmalıydı.

    eğer podolski'yi oyuna sokmak istiyorsa da oyundan çıkarması gereken oyuncumuz yasin olmalıydı. sabri cavanda değişikliğine bir şey diyemem tercih meselesidir, aynı mevki oyuncuları arası yapılan bir değişiklik olması sebebiyle bunu anlayabilirim.

    fakat yukarıda saydığım her iki oyuncu değişikliği de tamamiyle hatalıydı. allah vere kalede muslera vardı da altın değerinde üç puanı alıp geldik ankara'dan.

    ben şahsen kendisinin daimi destekçisi olacağım. eminim ki milyonlar da benim gibi düşünüyor. buna karşılık kendisinin yapması gereken yegane şey, yapmış olduğu hatalardan ders alması ve bir daha tekrarlamamasıdır.
  • 1733
    son maçta* yaptığı "her şeyi" beğendim.

    o maça kadar namağlup gençlerbirliği'ne ilk 30 dakika top göstermeyerek skoru buldu. hatta bruma'nın karşı karşıyası eren'in kafası filan olsa maçı ilk 30 dakikada bitirecekti. rakip ilk yarıda serdar gürler'i kullanmaya çalıştı sabri'nin kanadından. ikinci yarı başlarken cavanda'yı hemen ısınmaya gönderdi. hatta zorla gönderdi diyebilirim, ısrar etti. hemen oyuna sokarak serdar gürler'i tamamen bitirdi ve hatta serdar oyundan alındı. josue kötü olduğundan veya işi görmediğinden değil, tamamen takımın geri çekilmesi üzerine podolski silahını kullanmak adına oyuna aldı. neden yasin'in yerine değil? çünkü o ana kadar yasin'in defansif performansından memnundu ve podolski'yi oraya alarak orada oluşacak zaafiyeti göze almak istemedi. ancak yasin ileride istediklerini yapamayınca defansif olarak da düştü. hatta riekerink bey kenardan sürekli uyardı o dakikalarda. ancak yasin tamamen düştü ve kenara da sinirli hareketler yaparak defansif olarak sürekli uyarılmasının rahatsızlığını dile getirdi. tam o anda beyim zaten çoktan ısınmaya gönderdiği hamit'i çağırıp, orta saha zaafiyetini de göz önüne alarak, yasin'i yanına aldı. tam da orta sahaya kan lazımdı dediğimiz dakikalarda. hamit de son antrenman maçında* nispeten diri gözükmüştü. girdiği andan itibaren de hızlı atakları başlatan adam oldu.

    ne yapmaya çalıştığı belli olan adamdan korkulmaz. sistemi belli, ne yapmak istediği belli -olur, olmaz o ayrı- olan antrenörümüz varken ben hep keyif alacağım.
  • 1734
    15 ekim 2016 gençlerbirliği galatasaray maçındaki hamlelerini gözden geçirelim:

    sabri -> cavanda
    sabri'nin ilk yarıdan sarı kartı vardı, pek aksadığı söylenemez ama lanetli sağ bek mevkisinin selameti için her maç oynaması şart zaten. maç öncesi burada sabri mi cavanda mı oynasın denilse %95 falan cavanda çıkardı, doğru değişiklik.

    josue -> podolski
    podolski'nin yavaş yavaş süre alması lazım, önde de geride de olsak her halükarda 30 dakika oynayacaktı. kanattan birini alıp da fit olmayan podolski yüzünden kanat savunmasını zayıflatmaktansa podolski'yi forvet arkasında, ileride top tutması için görevlendirmek başarılı bir mantıktı, doğru değişiklik.

    yasin -> hamit
    baskı yerken yorulan kanattakinin yerine orta sahaya +1 almak aktif teknik direktörlerin %99unun falan yapacağı bir iş, tartışmak abes. bu değişiklikte hamit mi de jong mu girsin tartışılır, bence skor 2-0 veya daha fazla olsa de jong girerdi ama jor bey maç hala ortadayken sakatlıktan yeni dönen de jong'a güvenmemiş olabilir. yani yine doğru değişiklik.

    adam 2 maç geç oyuncu değiştirdi diye üstüne garip bir şekilde hamleleri zayıf etiketi yapıştı kaldı, oysa maçı gayet iyi yönetiyor görebildiğimiz gibi.
  • 1735
    takımını maçlara çok iyi hazırlayan, ancak oyun ilerledikçe, takım düşüşe geçtikçe müdahale etmekte genelde geç kalan, beyefendimiz, hocamız.

    geçtiğimiz sezondan bu yana yaptıklarına baktığımızda, takım kimyası, kadro seçimi, takım oluşturma, rakip analizi, maç hazırlığı, antrenman, oyuncularla diyalog vs gibi konularda bence oldukça başarılı bir görüntü çiziyor.

    maç esnasında yaptıgı/yapmadığı müdahalelere baktığımızda, teknik direktörlükten çok futbol direktörü gibi bir pozisyon cuk oturur kendisine. herşeyden sorumlu olsun, maçlara başka bir hoca çıksın.

    çok saçma oldu dimi, aklımdakini tam olarak ifade edemedim ya la :(

    neyse hocam seviyoruz seni, kal sen oldugun yerde, çözemedim mevzuyu tam.
  • 1736
    namağlup ve ligin en çok puan takımlarından biri olan, medyaya ve medya maymunlarına şampiyonluk korkusunu hissettirdiği andan itibaren sürekli eleştirilen beyefendi.

    bu adam kadar saçma sapan eleştirilen ve takımı bu kadar iyiyken çok ağır sözler söylenilen teknik direktör düşündüm, kıyısından geçecek birini bile bulamadım. takım hiç bir şey oynamazken, kıymetli evlatlarımız banko sahada ve hiç bir şey yapmazken hamzaoğlu nun bile yere göğe sığdırılmadığı canına yandığımın dünyasında normal tabi tüm bu olanlar.

    oyuna geliyorsunuz. adamı bir hafta rahat bırakmadınız onun bunun çocuklarının laflarını ağızlarda sakız ederek.
  • 1737
    zamanında kendisiyle ilgili şöyle bir yazı yazmıştım:

    (bkz: #1997421)

    tarih 3 ağustos. hazırlık kampı devam ediyor. henüz süper kupa maçı oynanmamış. yazının da en altına "hocam coştur bizi, gelecekte bu entry'i gururla paylaşayım" gibi bir ifade düşmüşüm.

    müneccim boku yemişlik yapmak istemiyorum ama riekerink hocam beni haksız çıkarmadı...
    yazdıklarımı yaşattı, yaşatıyor, yaşatacak inşallah.

    kendisiyle ne kadar gurur duysam az...!!!
  • 1741
    her ne kadar yeterli kadro olmasa da doğru şeyler yapan, son zamanlarda tek devrelik de olsa keyifle maç izlememize neden olan hocamızdır.
    kendisini avrupa maçlarında özellikle merak ediyorum. şu an cl için çok yetersiziz ama bakalım zaman neler gösterecek. ileride bir sorun yaşarsak muhtemelen yumuşak yüzlü olmasından ve otorite eksikliğinden yaşayacağız.
  • 1743
    basin toplantisi bir grup tinerciyi kizdirmis ekside basliginda agliyor adamlar. yok pereira gibi olacakmis da sonu, yok gs nin feto ile kazanilan(!) basarilar artik olmayacakmis da. ah su 95-96 gencliginin galatasaray'in 4 senelik donemine bok atmasi yok mu. 1997de bunlara 6 attigimizda, hagi mrmic'e deflalarca aglari temizlettirdiginde henuz "goster x amcana pipicigi abugubuu" yaslarda olan bjkli bebeler galatasaray'in basarilarina laf etmekte beis gormuyor.

    arkandayiz jor hocam! seni 8-10 senede bir cl ye katilip bir galibiyet alinca kendini barca zanneden ve cl de oynadigi mac sayisi 33 olan (galatasaray 33. cl macini 1999'da oynadi) tinerspor taraftarina yedirmeyecegiz.
  • 1745
    ekşi'de üç-beş kendini bilmezin iftirasına uğrayan adam. napoli-beşiktaş maçını izlemedim. bu sabah özetine baktım. üçüncü golde daha tekrarını görmeden "ofsayt değil mi lan o?" dedim kendi kendime. tekrarında da net ofsayt olduğu bariz belli. adam bunu söyledi diye geyik yapıyorlar kendilerince.

    napoli'nin ilk penaltısını görmedim. pozisyondan haberim yok. ancak gol olan ikinci penaltı, net penaltı. neyine itiraz ediliyor, "penaltı değil" deniyor anlamadım. caner adamı tutmuş indirmiş resmen.

    durduk yere ağzımı bozduracaklar.

    en son ilkokulda duydukları şampiyonlar ligi müziğini duyunca bir havalara girmişler. sırf bu tipler yüzünden fenerbahçe, beşiktaş avrupa'da başarılı olmasın da dinlemeyelim şunları istiyorum...
  • 1748
    hocamızın aklından geçeni, doğru bildiğini eksiksiz ve art niyetiz bir şekilde söylediğini düşünüyorum.

    beşiktaş değil farklı bir takım dahi olsa aynı açıklamayı yapardı. hatta artırıyorum, söz konusu galatasaray dahi olsa doğru bildiği buysa açıklaması bu yönde olurdu. fakat beşiktaş taraftarı her şeyi abarttığı gibi bu yaşananlarda da art niyet aramadan yapamıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın