riekerink bey'in verdiği röportaj:
(gbkz: a takim'daki göreviniz bittikten sonra altyapidaki görevinizin süreceğini düşündünüz mü?)
fatih işbecer'le yaptığımız görüşme sonucunda galatasaray'da altyapı sorumlusu olarak göreve başlamıştım. diğer antrenörlerle iyi bir çalışma ortamımız vardı ve çok sevmiştim. göreve başlarken birçok şeyin iyileştirilmesi gerekiyordu ve bu doğrultuda ilerlemeye başladık. ancak daha sonra a takım'ın başına teknik direktör olarak getirildim ve durum değişti. aslında hala altyapı ile ilgileniyordum ama bütün konsantrasyonumu a takım'a vermem gerekiyordu.
teknik direktör olarak görevim sona erdiğinde artık altyapıya geri dönme seçeneğim yoktu. asıl amacım yine teknik direktör olarak devam etmekti. altyapılarda görev yapmanın hala çok güzel olduğunu düşünüyorum. galatasaray'ın en alt yaş kategorisinde bile çok sayıda yetenekli futbolcu olduğunu biliyorum.
(gbkz: kadro neredeyse tamamen değişti. elinizdeki oyuncularla en iyisini yaptiğiniza inaniyor musunuz?)
göreve geldiğimde işler galatasaray için iyi gitmiyordu. o sezon takımı çalıştıran 4. teknik direktördüm ve elbette finansal fair-play cezası vardı. avrupa kupalarına katılabilmek sezonun sonu için büyük bir motivasyondu. kötü başladık ama sezonun sonu gelirken avrupa hedefimizi sürdürmeyi başardık. ne yazık ki ligde yeterli sıralamayı elde edemedik. avrupa'ya gitmek için türkiye kupası'nı kazanmak zorundaydık.
finalde takım halinde muhteşem bir performans ortaya koyduk ve fenerbahçe'yi 1-0 yenerek kupayı kazandık. beşiktaş'ın 28, fenerbahçe'nin 23 puan gerisinde kalınan bir sezonda türkiye kupası'nı kazanarak, bizi her zaman destekleyen taraftarımıza umut ve gurur yaşattık.
galatasaray teknik direktörü olarak yeni sezona başlamak benim için büyük bir gururdu. fenerbahçe ve beşiktaş ile aramızdaki farkı kapatmanın zor olacağını biliyordum ama benim motivasyonum da bu oldu.
transfer kararlarini kim veriyordu?yeni sezon için yönetim ve teknik heyet birlikte çalışmalıydı. çünkü transfer için harcayacak paramız çok kısıtlıydı. o dönem her şeyi bir ekip olarak yaptığımızı söyleyebilirim. transferde yardımcılarım çok önemliydi ve yönetimle iyi bir diyaloğumuz vardı. çok para harcamadık ama bütün kararları açık bir iletişim kurarak birlikte aldık.
dursun özbek nasil bir başkandi?dursun özbek'i sadece başkan-teknik adam ilişkisi üzerinden analiz edebilirim. öncelikle bana galatasaray'da teknik direktörlük yapma şansını veren odur. iyi bir ilişkimiz oldu. zaman zaman takımın gidişatıyla ilgili değerlendirmeler yapardık. ilk sorusu her zaman, "takımın gelişimi ve daha iyi sonuçlar için sana nasıl yardımcı olabiliriz?" olurdu. takımla her zaman yakından ilgilenirdi ancak teknik konulara hiçbir zaman müdahale etmedi. bir başkan olarak desteğini hep hissettim. takımın gelişiminde aktif rol alan ilgili bir başkandı.
büyük bir takımı çalıştırırken, taraftarın yüksek beklentilerine karşılık vermeniz gerektiğini bilirsiniz. galatasaray taraftarından aldığım desteği hayatımın sonuna kadar unutmayacağım.
haksizliğa uğradiğinizi düşündünüz mü?fenerbahçe ve beşiktaş'la aramızdaki farkı kapatmak için çok ilerleme kaydetmiş olsak bile bazı insanlar bunun yeterli olmadığını düşündü.
ben ayrılırken lider beşiktaş'la aramızda sadece 5 puan fark vardı ve şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizle deplasman maçlarımızı bitirmiştik. rakiplerimizle maçlarımızı içeride oynayacaktık ve hala yarışın içindeydik.
geçen sezon benim görevden ayrıldığım 20. hafta ile bu sezonun 20. haftası arasında sadece 2 puan fark var. üstelik bir bu kadar çok transfer de yapmamıştık.
alacaklarinizla ilgili sikinti yaşadiniz mi?parayı hiçbir zaman problem etmedim.
sneijder'in türk futbolcularla iletişimi nasildi?bana göre takımın en büyük güç kaynaklarından biri wesley sneijder ve selçuk inan'ın oyuncu grubuna yaptığı liderlikti. ikisi de galatasaray için gösterdikleri performans hem de arkalarında bıraktıkları mazi nedeniyle kaptanlığa kadar yükselmişti. bence bu doğal gelişen bir süreçti ve bir sorun olduğuna inanmıyorum.