3597
bu adamı eleştirebileceğimiz konular mevcut ama transfer döneminde gayet doğru isimler istemesine rağmen, adama güvenmeyip, hiçbirini alamayan ve kendi önerdiği isimlerden oyuncu seçmesini isteyen levent nazifoğlu ve mehmet özbek ikilisi transfer komitesinin başındaydı.
riekerink savunma bölgesi hızlı stoper istedi, levent nazifoğlu ve dursun özbek bizzat uğraşarak gitti, serdar aziz'i aldı. denayer'in kalmasını istedi, son gün guardiola yüzünden iptal oldu. sağ bek için linnes'e güvendi, sol bek için belki telles'in kalmasını isterdi ama onu da direkt sattılar elinde carole kaldı zaten.
bence kendisinin kaderini belirleyen bölge orta saha oldu. sürekli oynattığı emre çolak gidince, o tarz ama ondan daha iyi dinamik iki orta saha thomas delaney ve stefan johansen'i çok istedi ama güvenip almadılar. (ikisi de transfer olduğu takımda başarılı oldu.) neyse, o tarz diye tolga ciğerci'yi getirdiler. sonra da ısrarla marsilya'da süper sezon geçiren diarra'yı istedi. son günlere kadar oldu olacak derken o da iptal oldu. son günlerde sunulan check tiote* ve nigel de jong ikilisinden tercihi tanıdığı de jong oldu.
sağ kanat için sinan'a güvendi, sol kanatta da bruma'dan çok iyi verim aldı. sneijder zaten vazgeçilmeziydi. podolski de milli takım ile şampiyonadan geç ve sakat döndüğü için başlarda biraz plan dışı kalmıştı.
forvet bölgesi için de hızlı değil de target man olarak nitelendirebileceğimiz, top tutacak ve yönlendirecek bir oyuncu istedi, bu profile uygun diye eren'i getirdiler ve son gün sigthorsson'u kiraladılar (bence yanlış bir tercih değildi ama o da linderoth gibi şanssızlık yaşadı ve tek maç bile oynayamadı.) sonuç olarak, eren iyi başladı ama sakatlanıp formdan düşünce podolski'den de fena verim almadı.
galatasaray seviyesi için yetersiz olabilir ama riekerink, tudor'dan farklı olarak kesinlikle şartlar istediği gibi olmadığında bile uyum sağlamayı çalıştı mesela, topa koşan, dinamik bir takım istedi ama takım hem yaşlı ve hem de statik olunca bu sefer topu koşturan bir takım oluşturmayı çalıştı. hiçbir takıma üstünlük kuramayan bir orta saha ile fena da olmayan işler yaptı.
riekerink savunma bölgesi hızlı stoper istedi, levent nazifoğlu ve dursun özbek bizzat uğraşarak gitti, serdar aziz'i aldı. denayer'in kalmasını istedi, son gün guardiola yüzünden iptal oldu. sağ bek için linnes'e güvendi, sol bek için belki telles'in kalmasını isterdi ama onu da direkt sattılar elinde carole kaldı zaten.
bence kendisinin kaderini belirleyen bölge orta saha oldu. sürekli oynattığı emre çolak gidince, o tarz ama ondan daha iyi dinamik iki orta saha thomas delaney ve stefan johansen'i çok istedi ama güvenip almadılar. (ikisi de transfer olduğu takımda başarılı oldu.) neyse, o tarz diye tolga ciğerci'yi getirdiler. sonra da ısrarla marsilya'da süper sezon geçiren diarra'yı istedi. son günlere kadar oldu olacak derken o da iptal oldu. son günlerde sunulan check tiote* ve nigel de jong ikilisinden tercihi tanıdığı de jong oldu.
sağ kanat için sinan'a güvendi, sol kanatta da bruma'dan çok iyi verim aldı. sneijder zaten vazgeçilmeziydi. podolski de milli takım ile şampiyonadan geç ve sakat döndüğü için başlarda biraz plan dışı kalmıştı.
forvet bölgesi için de hızlı değil de target man olarak nitelendirebileceğimiz, top tutacak ve yönlendirecek bir oyuncu istedi, bu profile uygun diye eren'i getirdiler ve son gün sigthorsson'u kiraladılar (bence yanlış bir tercih değildi ama o da linderoth gibi şanssızlık yaşadı ve tek maç bile oynayamadı.) sonuç olarak, eren iyi başladı ama sakatlanıp formdan düşünce podolski'den de fena verim almadı.
galatasaray seviyesi için yetersiz olabilir ama riekerink, tudor'dan farklı olarak kesinlikle şartlar istediği gibi olmadığında bile uyum sağlamayı çalıştı mesela, topa koşan, dinamik bir takım istedi ama takım hem yaşlı ve hem de statik olunca bu sefer topu koşturan bir takım oluşturmayı çalıştı. hiçbir takıma üstünlük kuramayan bir orta saha ile fena da olmayan işler yaptı.
