• 2101
    covid-19 sürecinin yaradığı tek kulüp.

    futbolda taraftarın ne kadar önemli olduğu bu süreçte bir kez daha anlaşıldı. ligdeki en kritik haftada kendileri trabzonspor'la deplasmanda, bizse sahamızda beşiktaş'a karşı seyircisiz oynadık. salgın sonrasını yazmaya gerek yok, resmen güle oynaya şampiyonluğa yürüdüler zira yıllardır bu şekilde oynadıkları için zerre etkilenmediler.

    üstüne üstlük avrupa ligi'nde mücadele ederken ligin temmuz ayı sonuna ertlenmesiyle sadece lige odaklanma fırtsatı yakaladılar. bunu da çok iyi değerlendirdiler. hocayı çok eleştiririm ama bana kalırsa covid-19 süreci olmasa şu an farklı şeyler konuşuyorduk.
  • 2104
    şampiyonlukları kutlu olsun zira bunu hakettiler. ligin en iyi topunu oynamasalar da en istikrarlı oyununu oynadılar. pandemi süreci de her yönden kendilerine yaradı. taraftar baskısından uzak kaldıkları bir dönemde çok da şaşırtıcı değil şampiyon olmaları. 3 büyükler ve trabzonspor gibi gücünü seyircilerinden alan takımlar bu süreçte tepetaklak ilerledi. deplasmanda oynadıkları maçlarda da özellikle küme düşmemeye oynayan takımların taraftar baskısından kurtulunca da bu sonuç doğal oluyor. avrupa arenasında da maç yapmadılar üstelik. yani bu takımın şampiyon olması için her ortam oluşmuştu. siyaset, hakemler vs bu gibi konulara girmek istemiyorum. aynı siyasi irade geçen yıl da arkalarındaydı, döve döve yendik şampiyon olduk. biz pandemiden sonra çöktük resmen. seyircili şekilde devam etseydi bu şekilde şampiyon olamazları buna eminim ama bunu mazeret olarak görmemeliyiz. pamuk helva kıvamında dağılan takımın, sorumsuz futbolcuların, form düşüklüğünün hesabını hoca sormalı. bu esnada hoca da kendisini analiz etmeli. nerde doğru nerde yanlış yaptığını görmeli. söyleyecek bir şey yok. şampiyonlar liginde bile yokuz. en azından o arenada olsaydık iki senedir süregelen finansal başarımızı devam ettirebilirdik ama bu sene yeni bir kadro yapılanması lazım. önümüzde yeterli süreç var. umarım bundan sonraki sezon seyircili maçlar oynanır. yani en azından sosyal mesafe gözetilip stadyum kapasitesinin yarısına ya da üçte birine taraftarlar alınır da bu eziyet biter zira gerçekten zevk almıyorum futboldan. işkence geliyor. üstelik kombine gelirlerinden de olacağız. cidden çok zor işimiz. allah yardımcımız olsun...

    ps: okan hocayı da ayrıyaten tebrik ediyorum.
  • 2112
    19/20 sezonu pandemi nedeniyle lige verilen aranın dönüşü hakemler üst üste 2 maç galatasaray'ı doğradıklarında yolu açılmış oldu. hepimiz biliyoruz ki o iki maçta hakemler adil olsa ve biz kazansak şampiyonluk havasına girecektik. ondan sonra önümüze çıkan herkesi devire devire ilerlerdik.

    siyaset istanbul büyükşehir belediyesi seçimleri nedeniyle geçen sezon çalamadığı şampiyonluğumuzu bu sezon çaldı.

    çavuşesku'nun steua bükreş'i vardı.
    türkiye'nin başına da başakşehir bela oldu.

    taraftarsız olmasına rağmen yüksek sponsor gelirli, borçsuz, hakemler tarafından asla ama asla üzülmeyen ve sonra da bileğimizin hakkıyla kazandık diye sevinen bir kulüp.

    isteyen tebrik edebilir... bana göre bu şekilde şampiyon olan bir takıma gösterilen centilmenlik, yaşanan hukuksuzluğu alkışlamaktır.
  • 2113
    eskiden ekrem ekşioğlu, efe inanç, iskender alın, razundara tjikuzu, kamil zayatte, gökhan süzen gibi oyuncuların oynadığı arada sürpriz sonuçlar alan bir asansör takımdı. ne olduysa gezide oldu. istanbul united ismi verilen bir kavram ortaya çıkınca o gün büyük takım taraftarlarına sinirlenen iktidar tarafından yıldan yıla arttırılan sponsor desteği ile büyütüldüler. devletten kim ihale alsa bu takıma sponsor olmaları şart koyuldu. bugün sağlık bakanının hastanesi bile bu takıma sponsor. mevcut federasyon başkanı da geçen sene sponsordu.

    taraftarı olmamasına rağmen sponsor destekleri ile yıldan yıla büyütülen bu takımın 2019-2020 sezonundaki maaş bütçesi 4 büyüklerin 4 ünden de fazlaydı. ve uzun uğraşların sonucunda, hakem kıyakları ve var yordamıyla özellikle pandemi sonrası seyircisiz maçların da fırsat bilinmesiyle şampiyon yapıldılar.

    keşke fenerbahçe şampiyon olsaydı, keşke beşiktaş şampiyon olsaydı, keşke trabzonspor şampiyon olsaydı da bu takım şampiyon olmasaydı. kendilerinin şampiyonluğu şaibelidir. 2010-2011 sezonundan kat kat daha şaibelidir hem de. türk futbolunda kara bir leke olarak yerlerini alacaklar.

    2019-2020 sezonunda hakemler hem bizim önümüzü kesmiş hem de ligin ilk yarısında trabzonspor aleyhine de ciddi hatalar yapmışlardı. hatta trabzonspor'da aldülkadir ömür ve bir kaç oyuncu tamamen kulüp doktorunun takımı sabote etmesi nedeniyle çok ciddi sakatlıklar geçirip ciddi miktarda maç kaçırdılar. ortaya çıktığında kulüp doktoru istifa etmek zorunda kalmıştı.
  • 2117
    2019-2020 sezonunda ligin en iyi futbolcu kadrosuna ve en formda teknik direktörüne sahip olarak şampiyon olmuş takımdır. pandemi sürecinin ve rakiplerinin beceriksizliklerinin yardımıyla şampiyon oldular. yaşlı kadrosunu revize edemezse bundan sonra ligde çok etkili olabileceklerini düşünmüyorum tabi 3 büyükler yine obez olmuş gibi saçma sapan transferler yapıp ( malesef bizde dahiliz buna ) kendilerini batma noktasından da aşağı çekmezlerse. unutmayalım bankalar birliğinden alınan krediler 2 yıl ödemesiz yani 2021-2022 yılında başlayacak ödemelerle kulüpler daha da beter sıkıntılara girecek şimdiden akıllıca işler yapılmazsa.
  • 2120
    2019- 2020 sezonu süperlig şampiyonu takımdır.
    hala planlı yönetime sahip, akılcı sistemleri var gibi saçma sapan ifadelerle desteklendiğine inanamadığım kulüptür. son 4 sezonu ele aldığımızda oyunculara en fazla bonservis ve para ödeyen bu kulüp, bu geliri hangi planlı sistemle elde etmiştir? alt yapıdan 30 oyuncu çıkarıp ajax'a sattılar da biz mi göremedik? 3000 taraftarı bile olmayan bu kulüp hangi gelirle 3 büyüklerin isteyip de alamadığı oyunculara imza attırabilmiştir? türkiye'de oynanan futbol müsabakalarında başakşehir takımı var olduğu sürece fair play ( adil oyun) 'den söz edilebilir mi?
    uefa ,3 büyüklerin tüm harcamalarını didik didik araştırır ve de transfer yasağıyla cezalandırırken , başakşehir'in kısa sürede bu yüz milyonlarca euro'luk muazzam gelire nasıl ulaştığını sorgulamayacak mı? ve de en önemlisi, diyelimki başakşehir "dış etkenlerin" yardımıyla 5 yıl üst üste şampiyon oldu, bunun türk futboluna en ufak bir katkısı olacak mı?
  • 2121
    siyasi iliskisi, sponsorlari, hakem ittirmeleri, futbol anlaminda dogru yonetilmeleri, sistemleri vs. hepsini sozlukteki yazar arkadaslarimiz guzelce yazmislar, hepsinin farkindayiz da zaten. tekrarlamaya gerek yok, lakin benim sadece bu yil degil, uzun suredir aklima takilan baska bir mevzu var. galatasaray'in da ciddi manada muzdarip oldugu bir konu oldugu icin, bu yonden bakiyorum basaksehir'e de ve anlam veremiyorum.

    simdi, bizim takimimizda yerlisi yabancisi farketmeksizin, ust duzey bir performans gosteren kim olursa olsun, oyuncunun ve kulubun huzuru kaciyor malesef. ismini duyuramamis garry rodrigues orneginden gidelim, adamin bizde oynadigi oyun etkiliydi, sampiyonlukta pay sahibi oldu, aninda sezon sonu zam istegiyle kapimiza geldi. zammi aldi ve sonraki sezon rezalet bir performans sonrasi, devre arasinda iyi bir paraya araplara sattik. gol krali olmus, efsane performansli gomis, fransa milli takiminda oynamis herif, kalkti para muhabbeti yapti, aninda yolladik, taviz vermedik. ozan kabak cikariyoruz altyapidan, cocuk babalar gibi sampiyonlar liginde bile dikkat cekiyor, hop sozlesmesinde megerse madde varmis, elimiz kolumuz bagli sattik. bunlar cogaltilabilir, besiktasta fenerde de var, trabzonda da var bu dertler. oyuncusunun iyi performans gostermesi bela oluyor, o zami vermeyince de oyuncun gotu basi oynuyor, 2 ay maas odemesen ulkesine kaciyor vs. bunlar basaksehir'in neden basina gelmiyor vallahi anlamiyorum. kaynagi belli olmayan bir maddi gucle maaslari oduyorlardir tamam, ama bahsettigim bu oyunculuklarin simarikliklari yok mu?

    misal edin visca, bu oyununu 3 buyuklerde oynasa, coktan bir avrupa kulubu herifin aklini celip ucuza goturmustu. clichy, fransa milli takiminin solbekligini yapmis adam, mutevazi mutevazi takiliyor yillardir anasini satiyim taraftarsiz takimda. biz eboue'den mariano'dan, fener juventusun eski bekinden, besiktas barcelonanin eski bekinden bu kadar istikrarli verim alamadi, veya adamlari memnun edemedi. elia, 30 kez hollanda milli takiminda oynamis adam, robinho, demba ba, skrtel, oncesinde adebayor, bir gunden bir gune su heriflerin gotu basi oynamadi, ben sivas, erzurum deplasmanina gitmem tribine girmedi, yeni transfere benden fazla maas veremezsiniz diye olay cikarmadi, veya biz duymadik. ama bir gercek var ki herifler taraftarsizligin, goz onunde yasamamanin ciddi manada avantajini kullandi. bunu kendimizi sorgulama anlaminda da kullanabiliriz, yildiz(!) oyuncularimiza bu kadar ilgi gostermemeliyiz belki de.
  • 2122
    gezi olaylarından sonra transfere ödedikleri ücretlerde inanılmaz artış olan takımdır.

    09-10 sezonu: taner gülleri, can arat gibi bedelsiz oyuncuları almışlar.
    10-11 sezonu: filip holosko kiralanmış. cihan haspolatlı ve gökhan ünal bedelsiz takıma katılmış. samuel holmén'e 1 milyon euro bonservis ödenmiş.
    11-12 sezonu: doka madureira 2 milyon euro, tom 1,5 milyon euro, webo 750 bin euro ve edin visca 400 bin euro ya alınmış.

    geziden sonra:

    12-13 sezonu: andré geraldes 1,5 milyon euro, turgay bahadir 1 milyon euro, kemal tokak 525 bin euro, tayfun pektürk 500 bin euro, taner yalcin 250 bin euro, róbert vittek 245 bin euro ya alnınmış.
    13-14 sezonu: alparslan erdem'e 250 bin euro verilmiş. (bu sene 1 alt ligde oynadılar. bu kadar para harcayıp kadroda doka ve holmen'e rağmen küme düşmek muazzam bir başarıdır)
    14-15 sezonu: jérémy perbet 1,5 milyon euro, stéphane badji 700 bin euro, rajko rotman 300 bin euro ya alınmış.
    15-16 sezonu: sokol cikalleshi 1,8 milyon euro, stefano napoleon 400 bin euro,
    16-17 sezonu: cengiz ünder 1 milyon euro, júnior caiçara 3 milyon euro, irfan can kahveci 1,81 milyon euro ya alınmış.

    gerisini az buçuk biliyorsunuz işte merak edenler transfermarkt'e bakabilir. tüm bunlar yapılırken bu takım bu kadar ucuza bu kadar iyi bir takım nasıl kurulur diye övülüyordu. daha maaş bütçelerine gelmiyorum bile. sadece 11-12 sezonunda transfere harcadıkları para belkide ligi o yıl aynı puanda bitirdikleri sivasspor'un toplam bütçesidir.
  • 2123
    şampiyonluğu hala yakıştıramadığımız antipatik futbol kulübü.

    ama bu şampiyonluğu sadece politik desteğe bağlamak da ne derece doğru bilemiyorum. ayrıcalıklı bir takım olduğu, desteklendiği, bu kadar kısa sürede zirveye çıkabilmesi bu görüşü desteklese de içinde bir çok sebebi barındıran bir mevzu.

    kuruluşu, satış işlemleri, bir çok kulüpten farklı olarak dernek statüsüyle değil de sahiplik modeliyle yönetilmesi, sponsorlarla hiç maddi sıkıntı çekmemeleri, ülkede cumhurun başkanının açık açık ben başakşehir'i kurdum ve destekliyorum beyanı ve daha bir çok neden politik olarak diğer kulüplerden çok çok fazla desteklendiği ve ayrıcalığa sahip olduğunu kanıtlamakta ama önceki cümlemde dediğim gibi şampiyonluğun tek sebebini buna bağlamak biraz kolaya kaçmak gibi. doğru da bir organizasyon yapısına sahip başakşehir futbol kulübü ve bu organizasyon ile kendilerine sağlanan ayrıcalıkları başarıya dönüştürdü.

    öncelikle ana etken istanbul'un 3 büyüğünün mali olarak dar boğaza girmesi ve belki de lig tarihinden bu yana hepsinin birden bu denli zirveden uzak kaldığı bir lig hatırlayan varsa beri gelsin. dolayısıyla 3 büyüklerden geriye kalan bu boşluğu iyi değerlendirdi başakşehir futbol kulübü.

    diğer etken köklü bir geçmişi, milyonlarca taraftarı olmadığı için baskıyı hep minimum seviyede hissetti. öyle ki 2016'da ligi üst üste 4. bitirmesinden sonra 3 büyüklerde komple takım, teknik ekip ve yönetim değişirken, başakşehir'de ise ufak tefek dokunuşlar dışında hiçbir şey değişmedi, yoluna hep daha sağlam devam etti. dolayısıyla 2014'den bu yana diğer 5 sezonu şampiyon oldukları bu sezondan ayırmak pek mümkün değil.

    bir diğer etken loser lakabı taktığımız abdullah avcı'nın kendi kurduğu sisteme artık güvenmeyip, meydan okumaya kalkması, köklü geçmişi ve taraftarı olmadığı için şampiyon olamadığını ya da oldurulamadığına inanması (ama yine de loser olarak kalacak daha ligin sonunu görmeden şutlanacaktı) camiası olan bir kulüple zirveye tırmanacağını düşüncesiyle takımdan ayrılması ve yerine okan buruk'un getirilmesi bu şampiyonluk adına dönüm noktasıydı. çünkü okan hoca ile avcı'nın kurduğu topa daha çok sahip olma ve net bir kontra atak sistemi değiştirilip ligin en çabuk sonuca giden takımı olacaklardı. yıllardır visca'ya bağlı olan hücum gücünü daha da genişleterek farklı opsiyonlar sağladı okan buruk. özellikle dembe ba ve crivelli ikilisini kullanmaya başlaması (türkiye ligi için her zaman avantaj sağlamıştır çift forvetten birini biraz daha çizgiye yakın oynatmak), mossoro'yu gönderip daha skorer aleksic tercih ederek 3'lü orta sahadan daha çabuk sonuca giden bir yapıya dönüşmek.

    bana göre başka bir etken de içinde bulunduğumuz pandemi sürecinden hiç etkilenmemeleri. hatta bu süreçte avantaj da yakalamaları. şöyle ki yarış devam ederken uefa kupası maçlarına çıkacaklardı ve pandemi nedeniyle sadece lige odaklandılar. alışkın oldukları seyircisiz atmosfer doğrudan rakiplerinin belini bükerken onlar o atmosferde deplasmanlarda da oynamaya başladılar ve şampiyonluk için yeterli olacak bir seri yakaladılar.

    netice itibariyle bu gün gelinen noktada ligimizin 6. şampiyonu oldular ve diğer şampiyonlardan farklı olarak bir proje takımı olarak, futbolu bilen takip eden her futbol sever tarafından sevilmeyerek bunu başardılar. bu antipatiklik sadece başakşehir'e özgü değil; arap sermayeleri ile bir anda zirveye çıkan avrupa kulüpleri de (manchester city, psg gibi), şirketlerce satın alınarak sponsorların her imkanı sağladıkları proje takımları da (hoffeinheim, salzburg gibi) insanlar tarafından futbol kültürüne tehlike oluşturdukları için, bir andan çıktıkları zirveyi gerçekte hak etmedikleri düşünüldüğü için yazımın başlangıcında da belirttiğim gibi şampiyonluğu bir türlü yakıştıramıyorum, yakıştıramayacağım.
  • 2124
    bazı arkadaşlar demiş ki kim şampiyon olsun? galatasaray mı yok efendim başka takım mı? eğer sene başından beri futbolu takip ediyorsanız başakşehir'in nasıl hakemler tarafından korunduğunu da gözlerinizle görüyorsunuzdur. bende biliyorum gerekirse hakemi de yeneceksin klişe laflarını ama o ancak 1 maçta olur ; 4-5 maçta olmaz kardeşim, geçiniz. başakşehir'in başında gerçekten kaliteli bir antrenör var ama başakşehir ne zaman sıkışsa ne zaman zora girse ya bir penaltı yada bir rakibin golünü iptal etme gibi olaylar oldu. bu takımı övenler bana şunu söylesin, bu takım sezon içinde kaç defa hakem kıyımına uğradı? yapmayın arkadaşlar bu takım aleyhine bir hakem hatası oldu ki o da beşiktaş maçıydı. suat arslanboğa gibi eyyamcı olan bir hakemin ne hataları olmuşken ve ipi çekilmemişken şanlı başakşehir'e karşı tek hatada adamın neredeyse hakemliği bitti. bu ne demektir biliyor musunuz? başakşehir'e hata yapanın canını yakarım demektir hadi yiyorsa bunca krediye, borca giren hakemlere bu takımın aleyhinde karar verilmesini sağla! bakın karşıdaki takım beşiktaş yalnız. bu karar onun lobisine karşı alındı. aynı bize karşı alınan bülent yıldırım gibi. o karardan sonra da sistematik bir hakem kıyımına uğruyoruz zaten.

    https://www.fotomac.com.tr/...at-arslanboga-karari

    futbol oynamaktan bahsediyorsanız bende söyleyeyim, korona öncesi galatasaray'ın oynadığı topu bu lig'de kim oynayabildi? ki bana göre biz bu futboldan uzakken lig'in en iyi futbolunu sivasspor oynuyordu. baskılı, presli ve devamlı pozisyona giren bir takım vardı. açın bakın dört büyükler dahil sivas'a ne yapmışlar, ne sonuç almışlar? sivasspor, 5 büyük denen takımdan 18 puan toplamış hemde hakem desteği falan olmadan! içeride dışarıda fenerbahçe ve beşiktaş'ı gayet net bir şekilde yenen takımdan bahsediyoruz. bunu niye anlatıyorum çünkü bu takıma sivas'da üstünlük kuran bir takım görmedim ben ama sizin o beğenmediğiniz, kötülediğiniz galatasaray bu takımı sahadan sildi. sofiane feghouli denen adamı o maçtan sonra eleştirdiğim içinde beni suçlayan futbol cahili arkadaşlar oldu. yine söylüyorum o gün sivas'ı yenemediysek baş suçlu bu arkadaştır. o kadar amatörce harcadı ki pozisyonları düşündükçe hala sinirleniyorum. neymiş kendisi laubali değilmiş. bir insan 6 ay yatıp 6 ay futbol oynuyorsa o adama ne dersen haklısın. bu seneye bakarsan 6 ay da oynamadı, maksimum 1-2 ay oynamıştır.

    o yüzden başakşehir'e övgü girmeyi bırakıp gerçekleri yazalım. bu takımın bir benzeri osmanlıspor'du hatırlarsanız.zamanında onu övenler, yabancı futbolcularını beğenenler vs. sayfa dolu yazılar vardı. şimdi kendisi amatör'e doğru gidiyor. peki gelecekte başakşehir diye bir kulüp olacak mı acaba? seyircisi olmayan, forma satışı olmayan bir kulüp ne derece ayakta kalabilir? osmanlıspor'u bir tek gökçek ailesi destekledi bu kadar ilerledi. başakşehir'e yapılan sponsor destekleri ona da yapılsaydı belki onunda bir şampiyonluğu vardı, kim bilebilir?
  • 2125
    geçen hafta ahmet ağaoğlu'nun trt spor'a konuk olduğu programı izleyin. açık açık diyor ki: "başakşehir’in geliri çokmuş, allah daha çok etsin. bizim bir türlü öyle gelirimiz olamadı. taraftarımız var, başarılarımız var, yayın gelirimiz var ama ne hikmetse bir türlü başakşehir’in gelirine ulaşamıyoruz. seyircimiz var, naklen yayından aldığımız paylar fazla ama ne hikmetse bizim sponsor ve reklam gelirlerimiz hiçbir şekilde o kadar yüksek olmadığı için bugün karşımızda 40-50 milyon euroluk ve kadro genişiliği olan bir takımla mücadele içerisindeyiz."
    https://www.youtube.com/watch?v=Gw3lTjWLMZs https://skor.sozcu.com.tr/...lasamiyoruz-1509936/

    şimdi de açın başakşehir'in kendi sitesinden sponsorlarına bakın. bu takıma sağlanan milyon eurolar sizce kendi ceplerinden mi veriliyor?

    sonra da açın erman toroğlu'nun aylardır takım oyunu programında hakemler ve başakşehir hakkında söylediklerine bakın. sonuncusu da bu: https://www.haberler.com/...glu-13434338-haberi/

    başakşehir kap'a ücretleri açıklamadığı için fark edilmiyor. trabzon'un maaş bütçesi 17 milyon euro mesela. fener'in ise 34. başakşehir'in ise geçen sezon 45-50 milyon euroydu. bu sezonu bilmiyorum. yıllardır da bu şekilde...
    https://www.fotomac.com.tr/...a-cikti-yarim-milyar
    https://twitter.com/.../1103579373502980096
    bizim ise bu sezon şampiyonlar ligi için ve al sat kuralından dolayı bonservise değil maaşa abandığımız sezonda 50 milyon euro bütçemiz vardı.

    şimdi bu takımın şampiyonluğu yoktu, şampiyonlar ligi geliri yoktu, taraftarı yoktu, kombine satamadılar, storelarda ürün satamadılar, uluslararası tanınırlığı sıfırdı, sponsor olan firmaların reklamı hiç yapılmadı aksine doğru düzgün duyrulmadan sadece kimsenin girip de bakmadığı resmi siteye eklendi, yayın geliri payı düşüktü ama yıllarca sponsorlar sponsor olmak için sıraya girdi ve 40-50 milyon euro maaş bütçeli takım kurabildiler. peki...

    gelelim hakemlerle ittirilme konusuna. biz pandemi dönemi sonrası rezalet oynadık. şampiyonluğu da hak etmedik. peki bize benzer muamele çekilse nolurdu bakalım, pandemi sonrası rize maçını ele alalım. hakemin ittirme niyeti olsa muslera'nın sakatlandığı pozisyonda zart diye ofsayt bayrağı kalkar zaten aleni ofsayt. hadi kalkmadı diyelim muslera'nın ayağı kırılınca var çağırır kırmızı kart verilir. o da olmadı andone'nin pozisyonuna kırmızı kart + penaltı verilir. ayrıca rize'nin kasap futbolu oynamasına hayatta izin verilmezdi. her sert faule sarı kart verirlerdi her müdahaleye faul çalarlardı rize sinerdi. gelelim ahmet çakar'in bile "dün gece türk hakemliğinin iflası ve galatasaray'ın bir hakem tarafından nasıl boğulduğunun gösterisi oldu." dediği antep maçına... okan'a 6 saniye çalınır mıydı? o maç 3-1'den 3-3'e getirilir miydi? o 2 maçta 6 puan alınsa takımın da camianın da havası bambaşka olurdu.

    hakem diye ağlayan zırlayan biri değilim, sürekli komplo teorisi yazan biri değilim; girdiğim toplam entrynin 1000'de 1'i falan anca hakemdir herhalde. o kadar bile olmayabilir. ama açık ve net söylüyorum bu desteği biz de görsek biz bile şampiyon olurduk bu sezon. pandemi sonrası göztepe maçına kadar lig sonuncusuyduk ama bu başakşehir bizim en kötü dönemimizde kendi evinde üstünlük bile sağlayamadı. aksine 11 kişi kapandılar 1-1'ken bile. ki biz ligin en kötü takımlarından biri gibi oynuyoruz bu süreçte.

    bir de şu açıdan bakın; başakşehir'e sağlanan onlarca milyon euro ligdeki tüm kulüplere sadece altyapıya, tesislere ve antrenörlerine harcanacak şekilde şartlı dağıtılsaydı? düzgünce denetlenseydi ülke futbolunun geleceği kurtulurdu. avrupa'da karşımıza çıkınca küçümsediğimiz takımların taç antrenörü bile varken bizde anca kaleci ve kondisyon antrenörü olması(o da pandemide italya'da kaldı yeri dolmadı); lige gelen istisnalar hariç tüm fizikli yabancıların zamanla fizik olarak takıma ayak uydurması ve performansının düşmesi, antrenörsüzlükten ve zihniyet eksikliğinden gerek altyapılarda gerek a takımlarda topsuz oyun hakkında neredeyse hiçbir şey öğretilmemesi, kendimi bildim bileli tek tip kaleci(çok iyi refleksler, cepheden gelen toplarda panter, berbat yan toplar, berbat pozisyon alan çizgi kalecisi) yetiştiriyoruz mesela(diğer mevkiler de farklı değil), istisnalar hariç hiçbir türk oyuncumuzun potansiyeline ulaşamaması kimseyi rahatsız etmiyor mu?

    sözün özü şu takım övülüp desteklenince gülüyorum. bu takıma aktarılan paraların bizim cebimizden çıkmadığını ve zengin insanların, koskoca şirketlerin fedakarlıklarla başakşehir'e gönülden destek verip paralarını hibe ettiklerini düşünüyorsanız siz bilirsiniz. sonuçta her topluluk hak ettiği gibi yönetiliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın