---
alıntı ---
benim çocukluğumda istanbul’un, insanı fenerbahçeli yapmak için bir sürü gerekçesi ve cazibesi vardı. istanbul 1940 yıllarında 600 bin nüfuslu göğü ve denizi masmavi, futbol oynanacak arsası pek çok, havası tertemiz, ulaşımın tamamı tramvay ve vapurlarla yapılan, insanları medeni, kutu gibi bir şehirdi.
fenerbahçe benim çocukluğumda futbolda tekniği öncelikli mahalle bızdıklarının gözdesi idi. cihat arman, esat kaner, fikret kırcan, naci bastoncu süper teknikleri ile gece rüyalarımızı bile süsler, atletizmde balkan şampiyonu olan melih kotanca futbolda ilk saydıklarım kadar flaş olmasa bile top oynadığı ve leblebi gibi goller attığı için bizlerce fenerbahçe’nin ikinci kahramanı olarak yorumlanırdı.
fenerbahçe o zamanlar şampiyonluk rekorunu en fazla elinde bulundurduğu için sevilirdi. fenerbahçe milli takıma en çok futbolcu verdiği, milli takımda en çok gol atan futbolcular fenerbahçeli olduğu için sevilirdi. topkapı’da oturmama rağmen denizi, kadıköy’ü ve fenerbahçe stadı ile kulübünün bağlık bahçelik köşklü bir yerde olmasını ben kendimce çok aristokrat ve ayrıcalıklı bulduğum için ayrı bir sevgi sebebi diye o semtler bozuluncaya kadar aklımda ve gönlümde tutmuşumdur. fenerbahçe’nin bir de işgal yıllarında istanbul halkına futbolla verdiği bir mutluluk vardı. bütün müstevli takımlarını sahada yenmiş ve bu moral bakımından kırık halkın dinamiği olmuştur.
delikanlılığımızın en görkemli günlerinde fenerbahçe idmanlarına cihat arman, selahattin torkal, halil özyazıcı, erol keskin ve mehmet ali has ile aynı vapurda gitmenin heyecanı şu gün bile yüreğimin en zengin vuruşudur. kadıköy vapur iskelesinden indikten sonra o tüm zamanların en büyük futbolcusu lefter’in adadan gelişini beklemek ve onunla birlikte kadıköy toprağında birkaç adım atma hangi futbol hazzı ile değişilebilirdi. o can bartu ile birol pekel’in çocuk halleriyle bahariye’deki arsa top şeytanlıklarını seyretmek, hangi stad filmi ile değiştirilebilirdi?
şu ihtiyar yaşımda şimdi düşünüyorum. 1990 yılından sonra istanbul mahallelerinde çocuklar niye fenerbahçe’yi tutsunlar, niye fenerbahçeli olsunlar diye... fenerbahçe’nin ne türkiye’de saha tarihi olan, o yerden ayağa paslı dantel örer gibi oyun şekli kalmış, ne de en teknik adamların o çatı altında toplanacak niyetleri. fenerbahçe artık ne milli takıma en fazla oyuncu veren takımdır, ne o takıma gol kralını veren ekiptir. türkiye’deki bütün şampiyonluk rekorları fenerbahçe’nin elinden uçmuştur. ne kalmıştır isminden başka bu vatanda...
başka takımlar uefa kupası’nı, süper kupa’yı müzelerine götürmüş iken, yerli tenekelerle çocuğu nasıl fenerbahçeli yaparsınız artık...
http://www.milliyet.com.tr/.../21/spor/afbcup.html---
alıntı ---
kendisinin bir sözü var ya başarı kupayla ölçülmez tarzı bir şey. üstüne de fenerbahçe öyle büyük ki falan diye gidiyor. bu yazıda bilinçaltını dökmüştür kendisi. yeni gördüm bu yazısını. belki bu vasıtayla burada da yeni gören arkadaşlarımız çıkacaktır benim gibi. bu yazıyı
okuyun,
okutun. bu yazının üzerine birkaç şey söylemek istiyorum...
bu yazıdan da anlaşılacağı üzere kendisi "başarı kupa ile ölçülmez" demesine rağmen fenerbahçe'nin o zamanlar çok kupası olması sebebiyle fenerbahçeli olmuştur. ayrıca... galatasaray'ın türkiye ve dünyaya damgasını vurduğu 2000'li yıllarda da ne denli bir ruh halinde olduğunu anlayabiliyoruz. yazısı kasım 2000 tarihli olduğu için daha da belirgindir nasıl bir ruh halinde yazdığı. malum sözünü
* ne zaman söylediğini bilmiyorum bilen arkadaşlar varsa bilgilendirsin beni. tahminimce 2000 yılından sonra söyledi o sözü. ve o sözü neden söylediği de bu yazıda apaçık ortada.
hani sözünde der ya fenerbahçe büyüklüğü kupa büyüklüğü değildir evet değildir çünkü kupa olarak fenerbahçe'den daha büyük takım vardır. evet fenerbahçe büyüklüğü şampiyonluk büyüklüğü değildir 1 şikeli şampiyonluğu dışarıda bırakırsak fenerbahçe'den daha çok şampiyon olmuş bir takım vardır bu ülkede. onun büyüklüğü enteresan bir büyüklüktür o konuda haklıdır kendisi.
kendisi aşırı romantiktir ve gerçeklikten uzaktır. yazıktır ki bu romantizmini bir gerçeklik gibi söylüyor fenerbahçe. bu yazı aslında önemlidir hatta çok önemlidir. bu yazıda bir fenerbahçelinin bilinçaltını görmekteyiz.