resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 3026
    bence yarın kovulacak.

    sebeplerine gelince:

    1) dursun özbek ne zaman hocamızın arkasındayız dese kısa sürede hocanın işine son veriliyor.

    2) yarın salı ve yönetim kurulu toplantısı günü. ilginç olan, takımın yarın da antrenman yapmayıp izin yapacak olması ve antrenmanın çarşamba günü olması.

    sonuç olarak çarşamba günkü antrenmana yeni hocamızla çıkabiliriz.
  • 3029
    yerine yıllardır ıkınıp getiremedikleri thomas schaaf'ı getirecekler galiba. öyle bir muhabbet dönüyor.

    schaaf, tudor'dan bin kere teknik direktördür ama yine memnun etmez. werder bremen ile şampiyonluğu olsa da başa güreşen takımların teknik direktörü olmadı hiçbir zaman.

    ama iyi bir takım kurulursa onu yönetir. disiplinlidir. çalışmayana forma vermez. hiç kimsenin de suyuna gitmek zorunda hissetmez. alman bir kere.
  • 3030
    geldiği günden bu yana oynattığı oyunda gram ışık yok. takıma antrenmanlarda ne çalıştırıyor, nasıl hücum antrenmanı yapıyoruz bilemiyorum ama bu zamana kadar organize bir atak yaptığımızı hatırlamıyorum. resmen takım kendi haline bırakılmış da çıkın oynayın denmiş gibi. sokaktan rastgele 11 adam toplasanız, daha toplu bir oyun sergilerler. ciddi anlamda hücum edemiyoruz, başımızda kalmak istiyorsa ilk bunu düzeltmeli.
  • 3034
    prandelli'den bu yana galatasaray'ın bir teknik direktörü hakkında bu kadar negatif hisler beslememiştim. hamzaoğlu çapsızdı, yönetime "benim oyuncularım iyi, transfere gerek yok" deyince yönetim "hay ağzın bal yesin hocam" deyip havalara uçtu. adamın istediği hepi topu üç oyuncu oldu, üçüncüsünün evraklarını yetiştirmeyi bile beceremediler. sonra işler kötü gidince "sen kimsin takımın geleceğine karar veriyorsun, umut'la sözleşme uzatmak sana mı düşmüş" deyip kovdular.

    mustafa denizli zihnen futboldan kopmuştu. karnı tok sırtı pekken zor durumdaki galatasaray'ın başına geçti ama çok kötü bir performans gösterdi, adeta kendi kendini rezil rüsva etti. artık televizyona bile çıkamıyor. ona kızmadım çünkü bu rezilliğe kendisi de utanıp altıncı ayı doldurmadan istifa etti.

    riekerink galatasaray'a tevazuyla hizmet etti. taktiksel bir esnekliği yoktu, bütün oyun planı sneijder'e bağlıydı ama sneijder iyi performans gösterdiğinde gayet iyi sonuçlar aldı. biraz daha otoriter olabilse, ortasahaya de jong yerine doğru dürüst bir adam aldırsa belki de şampiyonluk yarışından kopmayacaktı.

    tudor ise galatasaray'ın başarısından çok kendi kafasındaki planı önemsiyor. sırf egosu yüzünden bruma'yla da sneijder'le de takışıyor. tek düşüncesi çok koşan ve mücadeleci bir takım yaratmak. fakat takım topu kazanınca ne yapacağına dair bir fikri yok. fatih terim'e hücum planları çalıştırmıyor, kaotik hücum yaptırıyor diye kızardım, tudor ise yıldız bir oyuncu sazı eline almadıkça hücum yaptıramıyor bile. ortaya koyduğu iş orta sıralara oynayan bir anadolu takımı seviyesinde, fakat havasına baksan mourinho sanırsın.

    rize maçından önce bruma'yı kadrodışı bıraktı puan kaybettik. başakşehir maçında podolski ve sneijder'i yedek bıraktı kaleye isabetli şut atamadık. kasımpaşa maçında bruma'yı oyundan çıkardı mağlup olduk. bu kadar olumsuz tecrübeye rağmen hala yıldız oyuncularla takışan, östersund'a iki maçta bir gol atarak elendikten sonra "skor hariç neyi beğenmediniz" gibi angutça bir soru soran adamın bu koltukta oturmasını şahsen kabul edemiyorum. cerrah olsa öldürdüğü hastanın yakınlarına "ölüm hariç neyi beğenmediniz, on numara ameliyat yaptık aslında" diyecekmiş belli ki.

    muhtemelen "kovarlarsa kovsunlar, kariyerimin başındayım her türlü iş bulurum, ama madem bu koltuğa beni oturttular her şey benim istediğim gibi olacak, işlerine gelirse" mantalitesinde. bu kadar geçimsiz ve sabit fikirli bir adamın takımı mahvedeceğini görmek zor değil.

    "şu kadar yılda şu kadar hoca değiştirmişiz, artık dişimizi sıkıp hocaya sabredelim" cümlesi de doğru gözükse de çok önemli bir noktayı gözardı ediyor. dünyada yüzlerce teknik direktör varken mevcut teknik direktörle anlaşılmasının `asli sebebi neydi?başarılı olması mı? ucuz olması mı?`

    başarılı olmasıysa galatasaray'da da başarılı olması için elbette sabrederiz. ama "karabük'e iyi top oynatıyor, fazla para da istemiyor, gelsin bir deneyelim" dediğimiz adamın tercih edilme sebebi potansiyeli değil maliyetidir. ha, tudor geldiği günden bu yana gelişim gösterseydi isterse siirtspor'dan gelsin ben yine sabrederdim. "başarısı yok ama olması muhtemel" derdim. ama adam takımı uçurumdan aşağı götürüyor. böyle yüksek maliyetlere kurulan bir takımın başına tudor gibi birini görevlendirmek büyük hata olur.
  • 3035
    görünen köy klavuz istemez sözüne muhattap olan galatasaray teknik direktörü.

    evet iyi bir futbolculuk kariyeri olabilir, türkiye ligine geldiği ilk sezonunda adından söz ettirebilecek bazı verilere de sahip olabilir ama galatasaray teknik direktörlüğünü layıkıyla yapabilme mertebesine erişebilecek en ufak bi ışık ne öncesinde ne de bize imza attığı tarihten bu güne gösteremedi. milyonlarca taraftarı olan büyük kulüpleri yönetebilmek teknik taktik dışında yıldızlardan verim alabilmeyi, egonuza yenilmemeyi, taraftarı karşınıza almamayı, basın ve medya gücünü de yönetebilmeyi gerektirir. takımın taktiğini anlayabilmek bi yana ıgor tudor'da bu saydığım diğer özelliklerden herhangi birini görebilen varsa beri gelsin.

    geçtiğimiz sezondan başlarsak, kötü performansının bazı hak verilebilecek tarafları vardı. kadroyu kurmamış olması, hem yönetimsel hem takım içi huzursulukların ayyuka çıkması vs vs... fakat geçen sezon oynadığı tüm kalbur üstü rakiplere karşı gol dahi atamamasının hiç bir bahanesi olamaz. elbette geçen sezon kadro mühendisliğinde büyük yanlışlar vardı, takımın dinamizm eksikliği orta saha problemleri berbat defans kurgusu hepimizin bütün sezon kahrolmasına sebepti ama büyük maçlarda hiç bir varlık gösteremeyip gol dahi atamayacak bir kadrosu yoktu galatasaray'ın. bunlar yetmezmiş gibi bruma ve sneijder'le olan problemleri, onları kazanmak yerine rencide edici şekilde savaş açması.

    biraz taktik, diziliş konuşursak da, gelir gelmez 3lü defans kurgusuna geçip aslında biraz bizleri de heyecanlandırmıştı. koşu mesafelerinde de daha yukarı çıkmaya başlamıştık, takımda nihayetinde kötü giden şeyleri düzeltme adına gözle görülür bi değişiklik olacaktı, ama ne olduysa değişim çabaları da saman alevi gibiydi, eski düzene döndü hatta eskiden daha da kötüye gitti takım, büyük maçlardaki kötü oyunlar, kötü giden maçlarda oyuna müdahele edememe ve gelinen noktada temmuzda avrupa kupasından elenen bir galatasaray.

    aslında kaderi başından belli, malum 5 tane hocayla çalışan, zaman kazanmak için sürekli hoca değiştiren tarihimizin en kötü yönetimiyle çalışmakta. bu yönetimin tudor'un her dediğini yapacak, kadroyu tamamen onun kurmasına izin verecek olmasına inanacak kadar saf değilim. işler daha da kötüye gittiğinde gönderilip kötü ilan edilecek ve yönetime kalkan olacak.

    umarım haksız çıkarım da kazanan galatasaray olur.
  • 3036
    sneijder oyun planıma uymuyor dediğine inanmak istemiyorum. nasıl bir oyun planın var ki östersunds'a karşı pozisyona giremiyorsun abi?

    yönetimin maşalığını yaptığına inanmak istiyorum ama değer mi buna da be? mecbur musun sen bu adamlara, gidersin ülkene kafan rahat takılırsın, yerli olsan derim ki başka çaresi yok, mecbur kaldı. ama burayla tek bağın, mesleğin.

    bu yüzden inanmıyorum sneijder'i kendisinin istemediğine.
  • 3038
    kendisi gelirken beslenilen boş umutları gördükçe üzülerek söylüyorum ki, taraftar kitlemizin ne kadar etiket meraklısı olduğunun resmidir. buna kimse şahsi alınmasın, ne yazık ki hepimiz yer yer bu durumdayız.

    kimi, tudor'un sırf conte ve zidane ile aynı takımda oynadı diye, aynı teknik adamlık kabiliyetleri taşıdığını düşündü. kimi hırvatistan ve dolayısıyla balkan alt yapısına hakim biri olduğunu. kimi de harika bir kondisyoner olduğunu zannetti.

    halbuki bu adam daha gelmeden önce, geçmişi hakkında minik bir araştırma yapsaydınız, kalibresinin ve yetersizliğinin farkına varırdınız. kendisinin özellikle paok kariyeri neredeyse galatasaray ile bire bir aynı. orada başta berbatov olmak üzere, yıldız oyuncularla sorunlar yaşamış ve her mağlubiyetin ardından suçu başkalarında aramış. özellikle berbatov'u oynatmayarak, takımın hücum gücünü inanılmaz derecede düşürmüş. ligin ikinci yarısında ise arka arkaya 8 maçta sadece 1 galibiyet alınması üzerine, taraftar galeyana gelerek kendisinin istifasını istemiş. arabasına saldıracak düzeye dahi gelmişler. tudor ise futbolcuları suçlayarak, onları otelde sabahlatma cezasına çarptırmış. yönetime topu atarak takımın yetersiz olduğunu, zamana ve transfere ihtiyacı olduklarını söylemiş. akabinde paok yönetimi kendisinin istifa etmeyeceğini anlayınca, acil bir toplantı yaparak görevine son vermişler. bıraktığında paok 4.sırada ve liderin 38 puan gerisindeymiş. keza daha öncesindeki hajduk performansı da(hajduk hırvatistan liginin en büyük 2 takımından biridir) aynı şekilde rezalet.

    karabük'te bir galatasaray, bir de beşiktaş maçı kazandı diye, sosyal medya taraftarının gazına gelmeden önce şu araştırmayı yapılsaydı her şey çok daha farklı olurdu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın