• 156
    bugün söyleniyor dün söylendi yarın söylenecek.
    akp hükümeti o kadar uzun sürdü ve o kadar iş bilmezlerden oluşuyor ki her konuda istifa etmelerini gerektirecek gaflara hatalara imza attılar. bu o kadar normal dışı o kadar akıl almaz bir durum ki hepimiz vatandaş olmanın dışında sürekli gündem takipeden sosyal medyadan çıkamayan kendimize vakit ayırma şansı bulamadan aylar geçiren sürekli gergin daima kandırılan sürekli bit yeniği arayan insanlara dönüştük. ben huzur içinde apolitik olmak gündemle ilgilenmemek evimi geçindirmek istiyorum.
    izlediğim spor, gittiğim konser, yediğim yemek, tuttuğum ev, çıkamadığım tatil hepsi siyasetin konusu hepsi kötü siyaset sonucu eziyet olmuş bu kadar siyasete batmış bir yaşamda hiç adı anılmamak üzere hükümet istifa.
  • 1
    18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçının ilk 15 dakikası boyunca tüm stadın haykırması gereken slogan. bunu yaparsanız, ülkedeki her şeyi olduğu gibi o sahadaki hakem kararlarını da normalleştirebilecek tek adama, bu sloganın diğer statlara da sıçramasından korkutacağınız için bir mesaj verebilirsiniz.

    yok yapmazsanız, istediğiniz kadar oyun konuşun, yok iyiyiz yok kötüyüz, o tek adam karar vermedikçe bu ligde başarılı olamazsınız.
  • 48
    türkiye'de cop yemeden sadece stadyumlardan çıkacak bir tezahürat. iyi niyetle olsa dahi spora siyaset karıştırmayın diyenler insanların ifade özgürlüğünün yok edildiğini ve siyasi sıkışmışlığını fark edemiyor sanırım. bu ülkede öyle bir hükümet var ki sırf söz geliyor diye deprem afetinde insanlar yardımlaşırken twitter kapatabiliyor. artık tevatür derecesinde bir söylem olan hükümetin-devletin depremde yetersiz kaldığı iddiası bile getirilemiyor. dile getirenler türlü türlü hakaretlere maruz kalıyor, hem de devletin tepesi tarafından. ülkede bağımsız tek bir kurum bile kalmamış. tek bir denetleyici mekanizma bile kalmamış. bu yetmiyor, kontrol edemedikleri mecralar olduğu için sosyal medya yasaları çıkarılıyor. ekşi sözlük kapatılıyor ve hala açılmadı-açılmayacak. bir bahaneyle kuran meali bile toplatılıyor. yakında kitap da yakarız sanırım naziler gibi, hem de pdf'lerin olduğu çağda. bu gerçekten komik ve çok acı.

    o da vatandaş ben de vatandaş. burası saltanat değil cumhuriyet. o padişah değil ben de kul, köle, reaya değilim. benim onları bir insan olarak, siyasetçi olarak beğenmeme hakkım var, üstelik bütün bunlar bir anayasal hak olarak da güvence altına alınmış. birileri hükümet istifa gibi basit bir vatandaşlık söylemini anasına küfretmiş gibi algılayacak. ama bizler normal gibi algılamalıyız. türkiye'deki bu olağanüstü şartları dikkate almadan sporda siyaset olmaz kafası sadece diktatörlerin stadyumlarda insanları uyuttuğu bir denklemde söz konusu olabilir. burası bir diktatörlük olmayacak. o yola girmişsek de olmayacak, bunu bilin!
  • 2
    18 aralık 2021 galatasaray başakşehir maçında bütün stad tarafından bağırılması gereken slogan. gözü dönmüşlerin korkusundan bu zamana kadar kulüp taraftarları haklı olarak bu sloganı tribünlerde söyleyemedi. söylendiğinde kulüplerinin doğranacağını herkes biliyiordu.

    artık bizim kaybedecek bir şeyimiz yok. zaten göz göre göre bizi yok ediyorlar. daha da beteri olamaz. taraftar sayısı en yüksek kulüp olarak bu kıvılcımı başlatmalıyız. yok öyle her şeyi yapıp sorunsuz bir şekilde oturmak. kamuoyunu bu olaya çektiğimiz taktirde ne servet yardımcı kalır ne mhk ne de tff.
  • 136
    bir hayat meselesini, yasam hakki meselesini, ataturk'un mirasi meselesini, demokrasi meselesini galatasaray'in iki gun kutlanacak sampiyonluguna tercih etmemek, insanlarin demokratik hakkini kullanmasini istememek ve faşizan bir yasağa ses cikarmamak buyuk is.
    galatasaray, sehrin en merkezi yerindeki stadindan alinip dağ basina goturuldu. ne icin? rant icin. umarim yeterli bir zarardir bu cunku galatasarayin en kaba hesapla 2 milyar tl'lik bir deger kaybi oldu. bu sadece maddi boyutu. bizim on iki senedir o stada giderken neler cektigimizi de gidenler bilir.

    daha nasil bir zarar gorebilir galatasaray?
  • 137
    bu bir istek bir arzu değil, bu bir çığlık. beynimin emrettiği şeyi söyleyen bir dilden ibaret değil bu, bu farklı. işin içine kalbim girdi, gözyaşım girdi, vicdanım girdi, sorumluluklarımla tüm benliğim ve bedenim girdi. benim sesim sadece benim sesim değil artık. bana 25 gün önce seslerini emanet eden insanların da sesi.

    kendi çıkarım için susmam ben, susamam. bunu yaparsam yıllardır eleştirdiğim insanlardan farkım kalmaz ve ömrümün geri kalanında ne yastığa başımı koyabilirim, ne de huzurlu ölebilirim. arafta kalır, acı çekerim.
  • 49
    renk ayırt etmeden tribünlerin birlik olması gereken haklı tezahürat. her sucuk tutana ağız uzatanların engelleme girişimlerine ve tahriklerine takılmadan en çok ali sami yen'de yankılanmasını istediğim söylemdir de aynı zamanda. hem zamanında o staddan kovulmuşluğu olanların unutamadığı kuyruk acısını tekrar tekrar hortlatmak boynumuzun borcu olsun.
  • 144
    anayasal hakların en temelinde yer alan protestodur.

    olabilecek en yalın haliyle anlatmak istiyorum.

    devlet apartman ise, hükümet apartman yöneticisidir.
    apartman yöneticisi akan çatıyı onarmıyor, asansör bakımını yapmıyor, apartman faturalarını ödemiyor ve buna rağmen aylık 1000 tl aidat alıyorsa; apartman yöneticisini istifaya davet etmek en doğal hakkımdır.
    apartman yöneticisine istifa etmesini söylemem, benim o apartmanı veya evimi sevmediğim anlamına gelmemektedir.
  • 3
    daha önce de yazdım türkiye'de bir şeyler değişecekse içimden bir ses bu ateşi galatasaray tribünleri yakacak diyor.

    zaten son 2 senedir her türlü kurullar ile önümüzü kesen organize kötülük bu sene nirvana yaptı. son 5 haftada üstelik kendi sahamızda fb derbisi de içeren bu seride çifte standart hakem kararları ile nasıl puanlarımızın çalındığı ve yarış dışı bırakıldığımız ortada. artık bu iş nirvayana ulaştı. devlet bizi bütün kurumları ile karşısına almış durumda. camiadaki sessizlik tuhafıma gitse de etki tepki gereğince bir gün birileri çok fena bedel ödeyecek gibime geliyor.

    bizim korkacak bir şeyimiz kalmadı. türkiye'nin en büyük futbol kulübüne karşı ülkenin bütün kurulları bir olup düşmanlık ediyorsa galatasaray camiası da kendine yakışır şekilde gereğini yapmalıdır.
  • 143
    tribünler normal hayattan farklıdır. dünyanın her yerinde farklıdır. orada biraz daha özgürsünüzdür. normal hayatta birisine küfür edemezsiniz, orada edersiniz. normal hayatta sakin biri olabilirsiniz, orada delirebilirsiniz. tribünler gücünü kalabalık ve coşkudan alır. tribünler bir insan topluluğu olarak fevridir. maçın başında alkışladığını maçın sonunda ıslıklayabilir. kulüp efsanesi bile olsan işler kötü gittiğinde taraftarlar kelleni isteyebilir. ama kibarca ama sertçe, tribünler kelle istediğinde hiç kimse buna dayanamaz. iş yeter ki fiziksel şiddete ve insanlık suçu sayılabilecek ırkçılığa dayanmasın. tribünler bunun dışında bütün dünyada en özgür hissedilen yerlerdir. hele bizim gibi sokakta iki slogan atanın içeri atıldığı, insanların sosyal medyada dahi eleştiri haklarını kullanmaktan çekindiği, haklının hakkını bile savunamadığı yozlaşmış bir ülkede belki de tek özgür kalmış yerler tribünlerdir.

    türkiye'de tribünler sistematik şekilde asla politik olmamıştır. türkiye'de hiçbir takım ideolojik, mezhepsel ve halk tabakası olarak birbirinden ayrı değildir. galatasaray ve fenerbahçe kulüpleri ve taraftarı bile sportif rekabet dışında birbirinden ayrı değildir. dünyanın her yerinde politik bazlı takımlar ve tribünler vardır. herkesin dünyada örnek gösterdiği almanya'da, fransa'da, ingiltere'de, ispanya'da, italya'da bile onlarca örnek vardır; ama türkiye'de yoktur. türkiye'de taraftar toplamı da siyasi oy olarak homojen değildir. söz gelimi milyonlarca galatasaray taraftarının arasında akp'li ve chp'li olabilir. ve bunlar siyasi oy tercihlerini takımlarına göre değiştirmez. söz gelimi akp'li biri galatasaray doğranıyor diye oy tercihini değiştirmez. belki konuşur, tehdit eder ama sanılanın aksine taraftarlık oy tercihinde sıfır etkiye sahiptir. çünkü halkın politik olduğu kadar taraftar politik değildir. sadece yeri zamanı gelir, her şeye tepki gösterebilir.

    6 şubat 2023 günü bir deprem haberiyle güne başladık. biz güne başlarken bazıları adeta kıyameti yaşıyordu. tek tek süreci anlatmayacağım ama millet dayanışırken bazıları hala ayrıştırma peşindeydi. üstelik bunu doğruları söylememe, sorumluluklarını yerine getirmeme pahasına yapıyordu. insanlar afet yönetiminde gelinen süreçte üzüntüden çok öfke duyar hale geldi. örneğin en az 50 bin kişi öldü ve tek bir kişi bile istifa etmedi. üstüne tepkisini gösteren acılı insanlara hakaretler edildi ve onlarla alay edildi. hükümet istifa sloganlarının atıldığı gün kızılay'ın çadır sattığı ortaya çıkmıştı. yukarıda bahsettiğim gibi tribünlerin doğası gereği ve birikmiş öfkenin sonucu olarak taraftarların bazıları hükümet istifa dedi. belki de bir birikmişliğin sonucuydu ama o taraftarların hiçbiri protestolarında organize değildi. o taraftarların hiçbiri insanları bağırmaya da zorlamadı. son derece doğal bir tepkiydi. üstelik bu tepki yönetim istifa diye her zaman bağırılan bir ortamdan gelmişti. taraftar yine aslında yönetim istifa demişti, bu sefer ülkeyi yönetenlere istifa demişti. hükümet istifa bütün maç da söylenmedi, iki maçta da toplasanız birkaç dakika protesto var. ama kendi başarısızlıklarını örtmeye çalışan, bunun için de anayasal hakları bile çiğnemekten çekinmeyen bir yönetim anlayışını tabi ki bu protesto çok rahatsız etti. analarına küfretmiş gibi tepki verdiler. ve gelinen noktada sanki bu insanlar devlet karşıtıymış gibi devletimiz temalı açıklamalar kulüplere yaptırıldı. deplasman yasağı geldi ve işi vardıracakları nokta seyircisiz maçlar bile olabilir. bu derece kafayı yemişler, bu derece tahammülsüzler, bu derece akıldan mantıktan uzaklar ve bu derece korkuyorlar. ayrıca yapılan ve yapılacak her şey de iktidar lehine tek taraflı. yani mesele spora siyasetin karışması değil, zaten bu ilk de değil. mesele, taraftarlığın ve spor kültürünün içinden gelen dinamiklerle ortaya çıkan eleştirilere-protestolara bile tahammül edilememesidir.

    yahu bırakın vatandaş olmayı, taraftar olmayı ve insan olmayı. bir kediyi bir köpeği bile köşeye sıkıştır, canını yakmaya çalış bakalım, ne oluyor. hayvan bile fıtratı gereği canını koruyor, ne pahasına olursa olsun tepki veriyor. biz niye tepki vermeyelim yahu. canımız yanmış, bunca senedir işini yapacak olanlar işini yapmamış, yalanlarla pis algılarla insanlarla alay edilmiş. hesap soranlar türlü hakaretlere maruz kalmış. kimisine bu muamele dokunmuş, kimisine dokunmamış. insanlar acılıysa, öfkeliyse canlı olmanın gereği olarak, insan olmanın gereği olarak, vatandaş olmanın gereği olarak, taraftar olmanın gereği olarak tepki gösterebilir. en başta da belirttiğim gibi taraftar bu, gerekirse efsanesine bile dil uzatır, asar keser ortalığı. bunların yanında benim seçtiğim, benim parasını ödediğim hükümet de kim oluyormuş ulan. burası bir cumhuriyet. o bir padişah değil, ben de kul, köle, tebaa değilim. insanları baskılamaktan vazgeçin artık. hükümet istifa da dersiniz, istediğinizi de dersiniz. korkmayacağız, isteyen istediğini yapacak. bu ülke sizlerden kurtulduğu gün de en başta özgürlüğünü kutlayacak, bundan eminim.
  • 150
    kendilerini memleketin sahibi, bizi de sülalelerine hizmet edecek köleler olarak gören bir avuç gericiyi öfke nöbetlerine sokan slogan. tabi bunlara yetki verip 20 sene de başta tutup memleketi cebe indirmelerine ses çıkarmazsan sana en temel anayasal hakkı bile çok görürler.

    her türlü mitingi, protesto yürüyüşünü hatta konserleri bile yasakladıkları için insanlar artık sadece statlarda büyük kalabalıklar haline gelebiliyor. eh düdüklü tencereyi bu kadar kaynatır, buharı da tahliye etmezsen bir yerde patlar. buharın çıkacağı tek yer olan statları da yasaklamaya çalışın bakalım. 14 mayıs günü tencere sizin kucağınızda olacak.
  • 97
    stadyumlarda yankılanmaya başlayan demokratik bir talep.

    ben anlamıyorum, bu söylem neden birilerinin götünü yakıyor. fikirlerden bu kadar korkan başkaca bir aşağılık taife var mıdır şu ülke tarihinde bilemiyorum.

    bu tezahürata karşın devlet temelli açıklamalarla karşı koyanlar da göstermektedir ki türkiye gibi ortadoğu ülkelerinde hükûmet devlettir ve hatta hâlihazırda memleketimizde devlet rte'dir.

    allah bir an önce bu özgürlük ve demokrasi düşmanlarını def eylesin.
  • 27
    stadyumda hep bir ağızdan bağırılmadığı sürece hükümetin favori müteahhiti eliyle doğranacağız. kime güvendiği gün gibi ortada. "aman futbola siyaset bulaştırmayalım"cılar çıkacaktır ama ülkede futbol tamamen siyasallaştı ve bunun sorumlusu biz değiliz. biz bundan zarar gören tarafız. bu durumu protesto etmek de en doğal hakkımız. organize şekilde bağırılacağını bilsem yıllardır sürdürdüğüm passolig boykotunu yakıp maça gelirim.

    (bkz: passolig boykotu/#3296866)
  • 138
    sıkı bir galatasaray taraftarı olarak ama galatasaray'ı her şeyin önüne koyanları asla anlayamayan da bir insan olarak desteklediğim slogandır. galatasaray benim ailemden önemli değil, galatasaray benim geleceğimden önemli değil, galatasaray benim ifade özgürlüğümden önemli değil, galatasaray benim insanca yaşama hakkımdan önemli değil. depremde ölen binlerce insanın bir tanesinin bile hayatından daha önemli değil galatasaray.

    vatandaşının canını koruyamamış hükümete şimdi bağırmayacağız da ne zaman bağıracağız? binlerce insanımızı enkaz altında bırakan üstüne çıkıp ilk birkaç gün aksaklıklar oldu helal edin diye konuyu geçiştirmeye çalışan hükümete ne zaman kızacağız? yıllardır mağdur olmasınlar olmasınlar diye diye sustuk, konu canımıza kadar geldi hala susun deniyor.

    gidin başka yerde bağırın denmesine de karşıyım, vatandaş istediği yerde istediği tepkiyi gösterir. stadyumlarda gösterilen tepkinin ne kadar etkili olduğunu hepimiz gördük. korkudan ne yapacaklarını şaşırdılar. susmakla cesaretlendirmekten başka bir şey yapmıyoruz, susmayalım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın