• 1
    kendi başlığında bu konu hakkında bir şeyler paylaşmıştım. (bkz: #1825816)
    görünen o ki, taraftarlarda, düşüncelerin ötesinde bir saplantı haline gelmiş bu durum. bende hepiniz kadar kızıyorum ona, bende eleştiriyorum ama bu nefreti anlayamıyorum. 3 kupa kazanan hocaya yarım sezon dahi kredi veremeyecek bir nefret.
    melonun yerine ozanı istiyorum bizimle olacak inşallah dedi, 4 tane forvet ismi verdi ve bunlardan 2 tanesini istiyorum dedi* ve bunlar alınmadı. başkana nefret duyacağınıza yanlış adama nefret duyuyorsunuz. selçuk, umut, sabri ve burak konularında ki akıl almaz tavırlarını bende tasvip etmiyorum. ama en azından bir ya da yarım sezon bu takımı hakediyor kendisi. umarım içimizde ki nefret, taraftarlığımızın önüne geçmez.
  • 2
    ne üç kupaymış arkadaş bitmedi gitti ya. burası galatasaray. isterse 30 kupa alsın eğer bir hoca takımı kötü oynatıyorsa, formayı adaletsiz dağıtıyorsa, transfer sezonunda adam kayırıyorsa, taraftarın görüşlerine saygı duymayıp basın açıklamalarında atar gider yapıyorsa, hatalarından ders çıkarmayıp inadına o hatalara devam ediyorsa , eleştiri de alır nefret de alır her boku alır.

    3 kupa aldı, kulübün ağzına sıçabilir o zaman.

    bırakın bu işleri.
  • 3
    3 kupa almış olması başarıdır. hele ki geçen sezon ki durumda. yalnız bunu doğru okumak lazım. başarılar gelir geçer deki başarılar bunlar. bu 3 kupa nasıl bir futbolla alındı; türkiye kupası, süper kupa kaçımızın ne kadar umurunda; bu sezon avrupa'daki grafiğimiz nasıl ? kısaca takım başarıları daim kılacak durumda mı ya da o yolda ilerliyor mu? hamza hamzaoğlu'na gösterilen tepkinin altında yatan temel sorun bence bu. taraftar inancını kaybetti çünkü uzun soluklu başarıların gelmesinin zor olduğunu görüyor. taraftarın inancını yitirmesinde de en büyük paylardan biri hamza hamzaoğlu'na aittir. kitlelere ilham veren baştaki kişilerdir. siz aldatıcı başarılara kanarak gerçekleri görmek istemez ve gelişime kendinizi kaparsanız kimsenin size inanmasını, peşinizden gelmesini bekleyemezsiniz. size inancınızı kaybettiren, hata üzerine hata yapan, daha da kötüsü kendi düşüncesinin doğruluğunda ısrar eden bir kişiye de haliyle methiyeler düzmezsiniz. evet bu takım yeterli, evet içimizden kapatırız ile geçti koca bir sezon planlaması, hala da buna benzer argümanlarla geçiştiriliyor. bunun faturası ne kadar ağır olacak farkında mıyız ? koskoca bir sezonu çöpe atmanın ne demek olduğunu, bunun kulübe maliyetini düşünebiliyor muyuz? biz bunu düşünüyoruz ve bu yüzden tepkiliyiz. ama maalesef başımızdakiler bunları görmeyi beceremediler.

    edit: yazım
  • 4
    hamzaoğlu'nun başarısızlığından kaynaklanmıyor kesinlikle. hamzaoğlu 4. yıldız takıldıktan sonra tarafını yanlış seçti. taraftara cephe alıp yönetime destek çıktı hep. geçen sene puan kaybından sonra özür dileyen adam bu sene garip röportajlara, taraftara abuk subuk trip atmalara, sahada yanlış olan kendi doğrularını yapmaya kalkıştı. kredisini çok kısa sürede harcadı.

    hamzaoğlu'ndan nefret etmesem bile sevmiyorum artık. nefret edenlere de söylenecek bir şey yok. niye nefret ediyorsunuz denilemez. o çok sevdiğin yönetimin de alınacak ilk mağlubiyetten sonra bakalım tutacak mı seni takımın başında?
  • 9
    öncelikle hh gecen sezon çok zor bir pozisyonda aldığı galatasarayı mininum hasarla mayıs ayına taşımış, sonrasında ise ciddi bir başarı örneğiyle üç kupalı sezonun baş aktörü olmuştur. prandelli dönemi sonrasında ciddi bir demoralizasyon yaşayan takım kendine gelmiş, özellikle ilk on hafta iyi top oynamış, son on hafta da baskı ve stres artışının da olmasıyla tarafımızdan hak verilerek tolere edilebilecek düzeyde ortalama bir futbolla şampiyon olmayı bilmiş ve kendi içinde efsane performanslar(muslera gibi) ve yeni yıldızlar(yasin öztekin) çıkartmayı basarabilmistir. 20. şampiyonluk bana kalirsa bastan sona bir film gibidir. başlangıçta gereksiz ozguven, kek kaplari, sonrasında çöküş, yönetimsel degisiklikler, karakterlerin dibi gormesi ve besinci günün şafağında gelen hh ile bana kalirsa gercek bir film tadinda bir hikaye. peki sonrasinda olusan nefretin sebebi nedir? bunu irdelemek gerek.

    oncelikle transfer konusunda hocanın suçu olmadığını düşünüyorum. bir sürü transfer dedikodusu, hoca tarafindan ismi zikredilen iyi oyuncular olduktan sonra çarşıdan aldim shaqiri eve geldim becati tadinda bir yaz donemi gecirildi. başkan bu yaz kemeri sikacakti zaten, kendisine bir kalkan lazimdi onu da naif kişiliği antreman sahasinda buldu: hh.

    transfer yapilmadikca yönetime binen yuk bertaraf edilsin diye hocaya yuklenildi, bir iyi polis bir de kotu polis lazimdi. hamza hocaya kotu polis rolu verildi. hoca hem yonetimi hem de oyuncularini koruyordu. aslinda bakinca bence cok yurekli ve mertce bisey yapıyordu ancak bilmedigi sey uçak yavas yavas alcalmaya basladiginda bu yonetimin ilk atacagi agirligin kendisi olduguydu.

    ben yaz donemi boyunca hocanin hareketlerine kendimce yanitlar buldum, kendimce hocayi hakli gosterdim. ancak sonrasinda işler bulanmaya başladı. öncelikle bugunku nefretin son korukleyicileri son gunku transfer rezilligi ve burak yilmaz olayidir. burak yilmaz ki benim sevdigim biri olmasina ragmen, on milyon euro gibi rakamlara nasil satilmaz kendimi sikicem sinirden nasil satilmaz. bunu baskan mi istememistir? hamza hoca mi? islerin sarpa sarmaya basladigi yer burasi. bir coklarina gore ve bana gore de buraki gonderemeyen hamza hoca kendi sonunu hazirladi. ne olursa olsun gonderilmeliydi. burak ve umutla sezona baslayan bir takimin basarili olabilme ihtimali sifirdir. bile bile lades dendi ve sezona bu ikiliyle girmeye karar verildi. uzerine bir de son gun bombalari patlayinca, hem transfer evraklari eksik kalıp hem de melonun bir anda gonderilmesi ise bardagi bir daha asla eskisi gibi olmamak uzere tasirdi.

    burak yilmaz on milyon euroya satilmazken melo 4e gonderiliyordu. kaldi ki melo taa temmuz basinda gonderilebilecekken son gune kadar sacma sapan bir olay yonetimiyle gonderilmemis, sonrasinda da alternatifi olmadan son gun gönderilmişti. halbuki yaz basinda mbia gibi kelepir onliberolar bedava iken biz melonun keyfini beklemeyi tercih etmistik, son gun de harakiri yapmayi uygun gormustuk.

    yine de hh belirli bir destekle lige giriyordu. iplerin esas kopus noktasi da maclar basladiktan sonra olacakti. hocanin turklere musamaha gosterdigi bir gercekti. ancak bu sene is iyice cigrindan cikti. suan takimda birilerinin yeri o kadar garanti ve hocanin bunda bi soz hakki yok ki, bunu goren taraftarin cildirmamasi isten degil. semih, selcuk, umut. bunlar kadrolu elemanlar. halbuki selcuk bir mac kotu oynadiginda kesilebilse, semihin formsuzlugu yuz metreden belli olurken yerine bir başkası oynatilsa hadi hepsini gectim umut bulut denilen kabzimal kilikli herif doksan dakika sahada tutulmasa hala hoca destek gorurdu ama hoca kendini yakti.

    tum yaz boyunca yapilan sebekliklerin sebebi yönetimin korunmasiydi, hova yonetimin yegane kalkaniydi ancak hoca forma dagitma konusunda o kadar silik ve aciz kaldi ki tum yazin gunahi, belki de sucun %80i yonetiminken hocanin sirtina bindi. kusura bakma hoca ama binmeli de. sen bunu hake ettin.

    ölüsü 100 umut edecek olan podolski cikartilirken sirf basi kesilmis tavuk gibi kostugu ve muhtemelen hocayla sosyal hayatta daha abi kardes iliskisin sahip olduğu icin cikartilamayan bir umut bulut gercegiyle taraftar daha fazla susamazdi. ezberci sisteme teslim oldukca da daha da cok kan kaybedecektir hoca. cesaret edemeyip sinanla başlamamakta ve umutu hala pamuklara sarmakta iken tepkilerin susmasi imkânsız. umutu 90 dakika izledim astana karsisinda. koca bir sifirdi. ona rağmen bu aksam yine hakan sukurun emanetini sirtina gecirip el kol koordinasyonu sifir bir şekilde kosturacak sahada. selcuk kotu oynarsa cikmayacak, bir degisiklik gerektiginde once jose sonra poldi çıkacak, umut doksan dakika kafasiz tavuk olmaya devam edecek. halbuki hoca biraz cesur olsaydi, emreye sinana joseye biraz daha guvenseydi zaten taraftar onceki hatalari, tum yaz boyunca donen tiyatroyu yonetime yikacak ve hocasina sahip cikacakti. ancak hoca oyle ağır sıçtı ki son haftalarda, bu hatalarin hepsi sirtina bindi. homurdanmalar daha da kuvvetlendi. bugune kadar hep koruyup guvendigim ben bile astana macinda kufrettim adaletine hoca. ama sen bugun ne yapacaksin? yine umutla çıkacaksın. iste eger yine umutla cikarsan biz de yine kufredecegiz. ve bu donguye girip de galip cikan hoca gormedim ben tarihte.

    bizler kolay kandırılan ısınan , kolay alışan, kolay güvenen ve en sonunda kolay silen bi toplumuz. eğer ki sen iyi niyetine inandirip semihi, umutu silebilir, hala ortasahafa bir degisiklik gerekince kayitsiz sartsiz joseyi cikarmayi bırakabilirsen, hala şansın olabilir. ama muhtemelen yine umut bulutlara mahkum birakilacak ve homurdanmalarimizi olumsuz tezahuratlara donusturecegiz.

    biraz cesur olsa herşey farkli olabilirdi. ama değil. boyle oldugu icin camiaya duyulan tüm olumsuz hisler hocaya dondu, adi da nefret oldu. kusura bakma hoca bunu sen istedin ve uzulerek söylüyorum ki hak ettin.
  • 11
    kişiliğini sevmediğimden oluşan nefrettir. kendisini içten pazarlıklı ve kibirli buluyorum. 3 kupaya kendimi satacak biri değilim. terimi de sevmezdim. onun çok daha fazla kupası var. derwall'i çok net hatırlamamamdan dolayı en sevdiğin hoca kim deseler feldkamp derim. kendisi derbi öncesi en önemli futbolcusunu kadro dışı bırakabilen bir adam olmasına rağmen.

    yarım sezon takımı haketmemesinin nedeni ise yukarıdaki yazdıklarımdan tamamen alakasız sportif analiz sonucudur. 3 kupa alırken futbol oynatamıyordu. bu sene hem yine futbol yok hem de olmayacak işler deneyerek (olcan'ı forvet oynatmak gibi) ben sizden daha iyi bilirimi göstermek istiyor. ego savaşına girip, formayı adaletsiz dağıtıp takımdaki kendi tabiri ile dengeleri bozmuş adamdan yarım sezon değil 3 sezon beklesen hayır gelmez. arada başarı gelirse şans olur devamı olmaz.

    bunu göremeyen duygusal yaklaşıyordur. geçmiş başarı gelecek için birşey ifade etmez. özellikle geçen senekinden farklı işlere girişiyorsan. aziz de aynı hataya düştü bu takım şampiyon oldu ismail kartal bile yapar dedi ne olduğunu gördük geçen sene.
  • 13
    şampiyonluğun en büyük parçalarından biri olan yasin'i takımdan kesmek. utanmadan yerine umut'u koymak.

    sneijder'in sözleşmesi için yönetime baskı yapmamak.

    sabri sarıoğlu yetersiziyle sözleşme imzalamak. aydın yılmaz'ın takımda kalmasını istemek neyse ki taraftar buna engel oldu.

    inatla kadromuz şampiyonlar ligi seviyesi için yeterli demek.

    melo'nun gideceği şampiyonluk kutlalamarıdan belliyken inatla yerine adam almamak. üstüne bir de 32 yaşındaki bilal kısa'ya emekli ikramiyesi gibi sözleşme imzalatmak.

    jem paul karacan gibi hayatında 2 maç üst üste oynamammış bir oyuncuya para vermek.

    sinan gümüş'e inatla ilk 11'de süre vermemek. hala umut bulut'u oynatmak. bruma'yı çok kanat oyuncumuz varmış gibi kiralık yollamak.

    sağ bek için takviye yapmayacağız dedikten sonra sabri'yi takımdan kesmek, oraya denayer'i yerleştirmek. koca yaz kendi söylediğiyle çelişen bir adam olmak.

    trabzonspor'u şansa yendikten sonra taraftara trip atması.

    puan kaybı sonunda suçu oyuncuların üstüne atması, atletico maçında 30. dakikada emre'yi oyundan alarak taraftarın önüne atması.

    formayı hakedene değil inatla yerliye vermesi. jose'nin döktürdüğü maç sonrası astana maçında yedek kalması.

    şimdilik aklıma ilk gelenler bunlar.
  • 14
    nefret demeyelim de kendi adıma. daha ziyade artık sevmiyorum kendisini. bunun bir çok sebebi var. ama benim gözümdeki en büyük kabahati kontrolünü kaybetmiş olmasıdır. gerek yaptığı kadro tercihleri, gerek oyuncu değişiklikleri, gerekse yaptığı açıklamalar. hele hele yaptığı son açıklamalarda yaptığı gibi taraftarlarla sürtüşmeye girmesi asla kabul edilebilir değil. tepki alıyor olabilirsin. ki saygısızlık olmadığı sürece aldığın tepkilerin bir çoğu haklı. ama sen bu denli didişmeye girersen kaybeden sen olursun. ayrıca oyuncu değişikliği için son 10 dakikaları beklemek de kafa karışıklığının göstergesidir. ne yapacağını bilemediğinden bir umut takımım maçı kendi çevirebilir mi diye bekliyor bazen. bazen de bir oyuncuyu yanına çağırıp geri gönderip bir başkasını çağırıp onu da geri gönderip, en baştakini tekrar çağırıyor. bir teknik adam bu kadar ne yaptığını bilmez ve şaşkın olamaz. özür dilerim.
  • 15
    kişisel bir nefret değildir. burak ve selçuk'a karşı hissettiğimizde kişisel bir olay değil ama takım yönetiminde bir aklı başında adam kötü giden şeyleri çıkıp söyleyemediği için arada insanı deli ediyorlar. ayrıca 3 kupa diyenlerin ağzına kürekle vurma isteğide duyulmaktadır. şampiyonluk, ne kadar kötü bir oyun ile gelse ve rakipler rezalet olsa da başarıdır. fakat sivas ve bursa gibi orta halli iki takım dışında kimse ile oynamadığımız, beğenilmeyen ve gönderilen pandev'in attığı gollerle ilerlediğimiz kupa maharet oldu. ayrıca sivas maçında da sivas alehine verilen kararları hatırlatırım. süper kupada ise bu sene beli doğrultamayan bursa'yı yenerek kainatın en büyük kupasını almamız çok büyük başarı. demek ki tsyd'ye katılsak, ikinci lig takımların davet edip bir sami yen cup düzenleyip onu da alsak, hamza hoca 5 kupa aldı diye 100 sene söyleyecekler. kendi çöplüğümüzde aldığımız teneke kupaları ne kadar abartır olduk.
  • 18
    nefret duygusunu hamza dahil kimseye hissetmedim, velhasıl taraftarın infialini dile getiriş şeklini de nefret olarak nitelemiyorum...

    taraftar birşeyleri gördüğü için sesini yükseltti:

    - hamza geldiği ilk 3-4 hafta umut veren ofansif, keyifli, bol gole giden, yediğinden fazlasını atmaya çalışan bir takım oluşturacağı izlenimini verdi
    - takımın güveni gelince "artık kötü oynayarak da olsa kazanma zamanı takım o kadar da hücum oynamayacak" gibi bir karar aldı
    - başarılar gelene kadar bu kabul edilebilir görüldü, ses çıkarmadık, son haftalarda rahatsız edici 1 farklı galibiyetlerle şampiyonluklara ulaştık
    - yeni sezonla birlikte hem transfer yanlışları hem de pasif futbol devam etti
    - takımın eksiklerine hiç yönelmeyen ve tamamen adama yönelik transfer politikası taraftarı isyan ettirdi
    - hamza'nın kadro seçiminde yine "adama göre" seçim yapması ve oyunda düzelme olmaması bardağı taşırdı

    başarılı bir hamza'ya neden nefret duyulsun söyler misiniz? hamza gerçekten olması gerekenler, futbolun doğrularını yapıyor olsa şu taraftarın onunla neden bir derdi olsun?
    bu taraftar galatasaray'ın peşinde, başarının peşinde, armanın peşinde değil mi?
    hamza bu armanın kültürünü bildiği için buraya gelmedi mi?

    e şimdi nedir bu iki yüzlülük? o armanın gerektirdiğini yapamayana "vefa vefa" diyerek geleceğimizi teslim etme hevesi hangi şovenistliğin eseri?

    arkadaşlar, hamza benim de değerim, ben de manchester'ı eleyen kadronun her neferini yüreğinde taşıyanlardanım, ama dikkat:

    - benim önceliğim galatasaray'dır... el kangren oluyorsa baş parmak da olsa kesilir...
App Store'dan indirin Google Play'den alın