resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 7651
    günah keçisidir. başka bir şey değil transfer yapılmadı hamza yüzünden!!! transfer yapıldı hamza yüzünden!!! yerliler altın dönemini yaşadı hamza yüzünden!!! ünal aysal kaçtı hamza yüzünden!! fatih terim kovuldu hamza yüzünden!!! faruk süren'i bile hamza bıktırdı. inan kıraç'ın lise üzerindeki hakimiyetinin gizli kahramanı yine hamza!!

    lütfü arıboğan'ı ceo yapan hamzaydı. selçuk ve burak'ın sözleşmesini uzatan yine hamza!!!

    bülent tulun hamza'nın danışmanıydı, riva'ya devlet hastanesi florya'ya avm yapma fikri yine hamzadan çıktı!!!

    tüm suçlar tüm günahlar hamza'nın... aaa o da ne laptop'a çay mı döküldü kesin hamza dökmüştür elinde çayla geziyordu az evvel hemde sizin evde!!!
  • 7654
    günah keçisi değil bugünkü berbat ötesi kadro planlamasının, pardon planlamamasının bizzat sorumlusudur. bir diğeri de cüneyt tanman'dır. kendisi bunun aksine saf değildir, faciayı önceden gördü, topuk yaptı bildiğin. ihale hamza'ya kaldı. 3 kupayı alan sınırsız kredisi olması gereken adam 3 ayda eridi, kendini mahvetti. bunun için ahmaklık ötesi büyük yanlışlıklar gerekir ve hamza bu yanlışları yaptı.

    kendisi bir abidir. morali bozuk ama aslında hazır olan takımlar için ideal bir teknik direktördür. ama asıl soru şunlar;
    1- takıma kaos futbolu dışında bir futbol oynatabilir mi ya da takımlarının oynadığı top her geçen gün iyiye gider mi?
    2- kendisinin olduğu takımlar her geçen gün kadro olarak iyiye gider mi, yoksa bu yerli fanatiği adam tarafından takım çöplerle doldurulur mu?
    3- futbolcularına karşı adaletli midir, oyuncular başta sevdikleri bu adama karşı sonradan saygılarını kaybederler mi?
    4- teknik direktörlüğü teknik yönden yeterli midir? sezon başı kamplarını kendisi yaptığında takımları hazır oluyor mu?

    bu soruların cevapları çelişkili ya da olumsuzdur. bence hamza gazoz, cips gibi bir adam. ilk açıldığında tadı çok güzel ama zaman geçtikçe aslında sahteliği ve overrated yapısı ortaya çıkıyor. tabi görebilene, o zamana kadar bu adama aşık olmamanız lazım.
  • 7655
    galatasaray icin cok onemli bir degerdi. ancak korunamadi, yonetilemedi, yalniz kaldi ve baski altinda kotu reaksiyon verdi. bakin, insanlari bu kadar baski altina alip sonra acimasizca elestirmek isin kolay olani. insan kazanmak ise tam tersi.

    arda turan bu takimin son 20 senede cikardigi en buyuk degerdi. galatasaray taraftari arda turan'i 2009/2010 sezonu bitmeden ozel bestelerle yuhaladi. ki arda turan ayni sezonun basinda galatasaray dergisine verdigi roportajda hayattaki en buyuk korkusunun tribunler tarafindan yuhalanmak oldugunu soylemisti. yuhalandigi o sezonda arda turan galatasaray formasiyla 47 maca cikip 11 gol 26 asist yapmisti, buyuk kismini sakat sakat oynamisti, hatta santrfor yokken oraya gectigi maclar da oldu. zaten arda'yi galatasaray'dan kopartan surec o macla baslamisti: zira galatasaray taraftarinin dahi arda'yi korumadigi bir ortamda butun basin hemen arda'yi malzeme etti.

    fatih terim'in defolari yok mu? fatih terim'i cok severim, sevabiyla gunahiyla. fakat calismasi cok zordur, herkes bilir. galatasaray fatih terim'i yonetebildigi donemlerde tarihinin en buyuk basarilarini elde etti: 96-00, 11-13. yonetemediginde de en buyuk travmalarini yasadi: 02-04, son ayrilik donemi... diyecegim su- bu is cok zor, baski isteyen bir is. kimsenin tum yuku tek bir isme yukleyip cezayi ona kesmeye hakki yok. cok ozel performanslar alabileceginiz insanlari boylece harcayabiliyorsunuz, harcadik.

    bugunku kadromuzda en uzun suredir galatasaray'da oynayan isim sabri sarioglu ve semih kaya. bu adamlar gitsin diye taraftar can atiyor. ondan sonra gelen ise 4 senedir oynayan selcuk... 4 sene hicbirsey! hasan, suat, tugay, hakan, arif gibi isimler 10 sene oynadilar bu kulupte. istikrar, kulupte benlik anlayisi boyle yaratilir beyler, her geleni harcayarak degil. son 20 senenin en dominant takimlarina bakin: manchester united, barcelona, bayern munih. hepsinin kadrosunda yillardir oynayan isimler vardir. fenerbahce'de volkan, gokhan, caner, topal yillardir bu takimda, biraktiklarinda 8-10 yil civari oynamis olacaklar. ozan, alper, hasan ali diye de gidecek bu.

    ***

    hamzaoglu su an turkiye'nin yetistirdigi umut veren 2-3 teknik direktorden biri. cok kotu giden galatasaray'la muthis bir ivme yakaladi ve kisa surede alinabilecek butun kupalari aldi. sonrasi? basindan ve iletisimden kacan, beceriksiz bir yonetimin aciklamalarini tek basina yapmak durumunda kaldi. bu hem kredisinin tukenmesine hem de defolarinin iyice ortaya cikmasina sebep oldu. ipler kisa surede koptu.

    peki yonetim hamzaoglu'nu koruyamaz miydi? neden cikip "paramiz yok" denmedi? neden bunun sorumlusu hamzaoglu'ymus gibi gosterildi? sabri'yle kontrat uzatilmak istenmesi dogru karardi, fakat kontrata 1.8 milyonu o mu yazdi? grosskreutz takimda olsa cok sey farkli olmaz miydi? galatasaray arda turan'i koruyamaz miydi? fatih terim'le bir orta yol bulunamaz miydi?

    hakan sukur'e jubile yapilamaz miydi? bulent, suat, umit, arif, hagi... bu isimler bu kadar kolay harcanmasa bugun galatasaray'a bir seyler katamaz miydi?

    ***

    insan kaybetmek kolaydir. herkesin kusuru var, kimse mukemmel degil. mesele kazanmakta, verim almakta. galatasaray da sistematik bicimde bunu becerememekle mesgul malesef.
  • 7656
    kendisi bursa'da başarılı oluyor galatasaray daha kötüye gidiyor diye savunulacak veya eleştirilemeyecek biri değildir. kendisi bursaspor, akhisarspor hatta trabzonspor için bir şans olabilir oralarda başarılı da olabilir, şampiyonlukta yaşayabilir. kendisinin belli ki bir sinerjisi, motivasyonu, iyi kötü hücum bilgisi var ama bu galatasaray için yetersiz olduğu gerçeğini değiştirmez.
    galatasaray'ın artık ne oynatmak istediğini bilen, futbolcudan anlayan bir hocaya ihtiyacı var. yanisi tekrar yapılanmaya ihtiyacı var türkiye ligi'nin dinamiklerine, felsefesizliğine esir olamaz galatasaray. aksine o dinamikleri, felsefeyi kendisi belirlemiştir yine belirlemelidir.

    roberto carlos, sergen yalçın, okan buruk, yusuf şimşek, ibrahim üzülmez, şifo mehmet, aykut kocaman, ismail kartal, bülent korkmaz, bülent uygun, şota arveladze, hami mandıralı vs... türkiye ligi'nin hocaları bunlar. bunların arasında ersun yanal, abdullah avcı, hamza hamzaoğlu'nun sıyrılması onların iyi daha doğrusu yeterli hoca olduğunu göstermiyor.

    deplasmanda galibiyet alamasa da akhisar, bursaspor, kopenhag maçlarında takıma futbol oynatmış mancini bile değer görmezken kupa kazanıldı diye hamza'ya iyi hoca diyenler galatasaray'ın hedeflerini tam olarak kavrayamamıştır bana göre. bu takım cevat hocayla da şampiyon oldu servet'in yıldız olduğu sezonu da yaşadı. galatasaray'ın en kötü biliç gibi bir hocaya ihtiyacı var ne yapmak istediğini bilen ve bunu bir şekilde yapabilen bir hoca'ya. eğer bir hoca tek bir oyuncuyu bile keşfedemiyorsa, parlatamıyorsa. oynattığı futbolun ne olduğu belli değilse o hocanın değil bu takımda herhangi bir anadolu kulübünde bile işi yok.
    aklıma gelip saydığım ve aklıma gelmeyen yerli ve yabancı türkiye ligi'nde çalışmış hocaların hangisi için; evet bu adam müthiş futbol oynatıyor en azından şöyle bir felsefesi var diyebilir insanlar veya hangisi en son hangi futbolcuyu keşfetmiş, kazandırmış? yerli çöplüğüne dönmüş ülke futbolunda birilerini birileriyle kıyaslayamayız bu hatalı mantıktır.
    türkiye'yi afganistan, pakistan, kenyayla kıyaslarsak kendimizi süper güç sayabiliriz bu durumda.

    üst klasmanda fatih terim, mustafa denizli, şenol güneş daha alt klasmanda ersun yanal, ertuğrul sağlam, hamza hamzaoğlu, abdullah avcı ve diğerleri de belki zamanla üst klasmana çıkarlar. en üst üçlüden mustafa denizli'nin bir yarı final hatırına orada durduğu malum. yıllar geçmiş ne bir oyuncu keşfetmiş ne büyük takım çalıştırmış. derwall, kalli, piontek gibi hocalar olmasa büyük sayılabilecek bir türk hoca çıkmayacağını da az çok herkes biliyor. ortada olan gerçek, yerli hocaların bunca imkana rağmen başarılı olamadığı gerçeğidir. mustafa denizli'de kovulunca veya istifa edince gelecek hoca muhtemelen yabancı olacaktır. tekrar yerli hoca getirmenin anlamı yok getirecek hoca'da yok zaten. aziz yıldırım bunu farkettiği için bu sefer pereira'yı getirdi. kötü hoca diyenler çoğunluktadır belki ama en azından ne oynatmak istediğini biliyor adam.

    hamza hamzaoğlu'nun bundan sonra galatasaray'a gelmesi fayda değil zarar getirir. doğru düzgün yabancı futbolcu tanımayan, avrupa liginden bihaber adamın galatasaray'da ne işi var. dediğim gibi zaten sistemi, hedefi olmayan bir sürü anadolu kulübü var ve bunlar hedefsizliğine rağmen çok para harcayan kulüpler oralarda hedef koyabilecek hamza hamzaoğlu'nun başarılı olması gayet normal. bize gelmesi ancak şöyle gerçekleşebilir; elde motivasyonunu, özgüvenini kaybetmiş oyuncular vardır ligin ikinci yarısı ya başlamıştır ya da devre arasıdır. şampiyonluk şansı kaçmamıştır bu durumda 5-6 aylığına gelebilir. hamza hamzaoğlu kiralık bir hoca olarak iyi sayılır.
  • 7657
    hataları yığınla olan bir teknik adam. öncelikle bunu kabul ederek başlamak lazım. aylarca hamzaoğlu'nun ciddi savunucularından oldum ama bir insanı her yönüyle ele almadan savunmak da doğru değil. aysalcılar aysal'ın, terimciler terim'in, manciniciler mancini'nin hiç hatası yokmuş, bu insanlar her yaptığı doğru olan mübarek zatlarmış gibi davranıyor. karşımızdakine koz ve tatmin vermemek için sevdiğimiz bi ismin en büyük hatalarını bile bi şekilde savunmak zorunda hissediyoruz bazen.

    hamzaoğlu için bunu yapmayacağım. ve aklıma gelen tüm hatalarını sıralayacağım:

    1- transfer: galatasaray takımının yaş ortalaması belli, avrupa'da darmadağın olan yetersiz kadrosu belli. hamzaoğlu bu kadroyu şampiyon yapmış olsa bile gelecek sezon için yetersiz olduğunu net şekilde dile getirmeliydi. bruma, pandev ve melo'yu gönderip yerlerine adam alınmamasına karşı çıkmalıydı. birkaç demecinde forvet istediğini, melo giderse orta saha düşünülebileceğini söyledi ama bunlar o kadar cılız, o kadar "olmasa da olur" bir tavırdaydı ki ben yönetim olsam şahsen bu transferler için kendimi çok da zorlamazdım.

    2- iletişim: hamzaoğlu taraftarı hiç anlamadı. kendisine yöneltilen tepkileri, 80 yaşındaki bir politikacı gibi: "bunlar azınlıktaki bir grup" klişesiyle geçiştirdi. insanların umut eleştirisi sonrası, umut'u neden oynattığını sakince izah etmek yerine işi taraftarla inatlaşmaya götürdü. transfer konusunda da hem adam istiyorum dedi, hem de olmasa da olur mesajı verdi. hem daniel alves'le ilgilendi, hem sabri'yle sözleşme yeniledi. bu da taraftar gözünde güvenilir olmayan bir görüntü çizmesine neden oldu.

    3- yerli oyuncu konusu: hamzaoğlu'nun milliyetçi olduğu bir gerçek. hocaların oyuncu tercihine karışamayız. sonuçta sahadaki oyuncuların aynı dili konuşması da futboldaki önemli faktörlerden. hocanın yerli oyunculara daha fazla önem vermesi anlaşılır. ama "yabancı oyuncu almak yerine yerli tercih ederim" açıklaması yanlıştı. niyetin ne olursa olsun böyle bi açıklama ayrıştırıcı özellik taşır ve taraftar gözünde kredini düşürür

    4- kondisyon: bu konu uzmanlık alanım değil. söylenen o ki prandelli müthiş kondisyonlu bir takım bırakmış ama hamzaoğlu bu takımı ikinci yarı ayakta duramayan bir ekibe çevirmiş. açıkçası fikrimi sorarsanız gözlemlediğim kadarıyla bana doğru da gelmiyor ama dediğim gibi uzmanı değilim. söyleyen arkadaşların uzman olduğunu kabul ediyor ve bunu da sorunlar hanesine yazıyorum.

    şimdi bütün bunları aklımızda tutarak yeni bir başlık açıyorum:

    saha içi:

    hamzaoğlu saha içinde ne yaptı. müthiş bir futbol mu oynattı? büyük ölçüde hayır. hiç denenmemiş çok özel bir taktik mi üretti? ona da hayır.

    ama yaptığı kesin olan bir şey var: maç kazandı. olabildiğince maç kazandı.

    2014-2015 sezonunda prandelli ligde 10 maçta 3 mağlubiyet almıştı. şl'de ise 5 maçta sadece 1 puan toplayabildi.

    hamzaoğlu geldi ve 23 maçta sadece 2 mağlubiyet aldı. bunlar da fenerbahçe ve trabzon deplasmanlarıydı. beşiktaş'ı deplasmanda yendi. 11 maçta 22 puanla aldığı takımı 77 puanla şampiyon yaptı.

    2015-2016'ya gelelim.

    lige cidden berbat başladı. ilk 2 haftada 5 puan kaybetti. ama sonra toparlandı.

    sonraki 8 maçta 6 galibiyet, 2 beraberlik. üstelik bu maçların içinde trabzon, ibb ve fenerbahçe deplasmanları var. ve son maçında büyük talihsizlikler sonrası rize'ye son dakikada boyun eğdi.

    hamzaoğlu gittikten sonra deplasmanda 4 maçta 2 puan aldı takım. aynı kadro, aynı ekip, art arda ibb, trabzon ve fb deplasmanlarından 7 puan çıkarmıştı oysa.

    şampiyonlar liginde ilk 4 maçta 4 puan topladı. yeterli değil, olması gereken değil. ama hocanın ilk şampiyonlar ligi deneyimi olduğunu da hatırlamak lazım. sonrasında gelen kurt teknik adam denizli'nin aynı kadroyla astana'yı kendi evinde yenemediğini, atletico'ya karşı iki pas yapamadığını da unutmamak gerek.

    bakın görecelilik önemli konu. hamzaoğlu belki ideal galatasaray'ın alması gereken sonuçları almadı ama prandelli'ye de, denizliye'de göre büyük bir artısı vardı. ikisiyle de aynı kadroyu paylaştı ve aynı sezonlar içinde ikisinden de daha fazla saha içi başarısı elde etti. daha iyi galibiyet yüzdesi yakaladı. daha iyi maç kazandı. bunu sadece ben demiyorum, galatasaray kariyerindeki %62'lik galibiyet yüzdesi diyor.

    şimdi saha içi durumları tekrar unutup en başa, hatalara dönelim:

    1- transfer: transfer her hocanın lehinedir. transfer yapan hoca elbette ki daha iyi bir takımla mücadele eder. hangi pilot, daha iyi bir arabayla yarışmayı istemez? yani hamzaoğlu'nun bu transfer ketumluğu engellenemez, yönetilemez, çözülemez bir durum muydu? terraneo gibi bir menajer getirilerek transfer konusunda düzenleme yapılamaz mıydı? hamzaoğlu bu durumda hayır sabri'mi, jem'imi sattırmam diyerek kendini floryaya mı zincirlerdi. eğer zincirleyecekse tüm hamzaoğlu karşıtlarından içtenlikle özür dilerim tabii. ama bana öyle gelmiyor. hatta, şu kısıtlı ve yetersiz kadroyla %62 galibiyet alan adam, daha iyi bir kadroyla çok daha iyisini yapabilir gibi geliyor.

    2- iletişim: bence en zor konu bu. hamzaoğlu'ndan niye insanlar nefret ediyor? basına her konuşmasında bir şeyler bombaladığı için ediyor. bu peki önüne geçmesi imkansız bir şey mi? bir basın sözcüsü, hakan şükür gibi bir menajer takviyesiyle hocanın basın önünde bu kadar sık kalmasının önüne geçilemez miydi? daha uçlara gidiyorum, bir iletişim uzmanıyla anlaşıp hamzaoğlu'na tavsiyelerde bile bulunulabilir, taraftarla iletişim anlatılabilirdi. burada da hoca uzlaşmadan uzak bir tavır sergileyecek olsa yine kendisine olan saygım azalır ve gitmesinin doğru olacağına ikna olurdum. ama denedik mi? yanından bile geçmedik.

    3- yerli oyuncu konusu: ben bu konunun en kolay çözülecek konu olduğunu düşünüyorum. muslera+carole+chedjou+melo+sneijder+podolski, sağlıklı olmaları halinde hocanın sıklıkla oynattığı isimlerdi. diğer mevkilerde de o kalitede yabancılar olsa belli ki o isimler oynayacaktı. 1. maddede belirttiğim transfer konusunu çözer ve gidecek gelecek isimleri bir düzene bağlarsak, bu sorun da otomatik olarak çözülmüş olacaktı.

    4- kondisyon: dediğim gibi uzmanı değilim ama. takım maç kazansa da kondisyon sorunu mu çekiyor. bu sorun gün be gün ortada mı. bu konunun hakkından gelebilecek bir meslek grubu var: kondisyonerler! takımın koşu mesafeleri ve haftalara göre ilerlemesi-gerilemesi analiz edilir. sonra gerçekten düşmüşse hocaya denir ki kondisyon düşmüş, kondisyoner takviye etmek istiyoruz. hoca inat edip "hayır, kondisyonumuz süper" derse de defterini beraber dürerdik.

    bakın çok uzattım ama şunu diyorum. hamzaoğlu'nun sorunları vardı. ama bunların çoğu, bana göre bir iki yapılanma hamlesiyle çözülebilecek sorunlardı. sonrasında belki de fatih terim dönemindeki gibi art arda şampiyonluklar ve belki de kazanılan tecrübe sonrası avrupa başarıları gelecekti. yazdıklarımı arka arkaya okuyunca "ne lan kocaman kulüp mürebbiye gibi bi adamın peşinden mi koşacak" diyebilirsiniz. siz de kendinizce haklısınız ama türk futbol tarihine geçebilecek bir spor adamı potansiyeli için, bana göre değer.

    hamzaoğlu'nda bir yığın sorun vardı. ama bunlar çözülebilirdi.

    şimdiki hocada ne transfer sorunu var, ne iletişim sorunu var, ne yerli-yabancı sorunu var, ne de hocaya bağlayabileceğimiz bir kondisyon sorunu var.

    ama tek ve büyük bir sorun var: maç kazanamıyor. ligdeki hemen her takıma karşı aciz top oynatıyor.

    hadi bunu çözelim şimdi çözebilirsek.
  • 7661
    kendisini anlamak mümkün değil. pek çok kişinin gitti gözüyle baktığı bir seneyi 3 kupayla tamamlayıp rüya gibi bir başarı yakalamış ve büyük kredi kazanmışken takımı güçlendirmek, eksiklerini gidermek yerine gereği olmayan transferlere imza atarak daha 10. hafta gelmeden kapı dışında buldu kendisini.

    bir insan ancak bu kadar aptalca intihar edebilir. ancak bu kadar aptalca kafasına sıkabilir.

    kendisini burada savunurken gerçekten büyük kriz içinde olduğumuzu sanıyordum. para yok, ffp kapıda vsr. diye savunuyordum ancak cüneyt tanman ve dursun özbek'in * açıklamalarından sonra çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. aslında hayal kırıklığı değil de büyük bir şaşkınlık yaşadım. nasıl olm ya? nasıl aq dedim kendi kendime. ulan bu kadar müthiş bir kredin varken, eksiklerini kapatıp çıtayı yükseltip resmen ikinci bir imparator olma fırsatı varken nasıl böyle bir hata yapar bir insan?

    seneler geçse de ben bu durumu anlayabileceğimi sanmıyorum.
  • 7666
    bugün 2-1 kazandığımız benfica maçını izledim. takım erken geri düşmesine rağmen, çabuk reaksiyon gösterip kazandı. ve bunu yaparken ched ile umut arasındaki mesafe yalnız 30 metreydi. birde şuan böyle bir durum yaşadığımızı düşünün değil maçı çevirmek büyük ihtimalle hezimete uğrardık. çok değil kovulmasından bir hafta önce oynandı bu maç. sonra selçuk sakatlanmasa muhtemelen eskişehir maçı gibi farka gidilecek rize maçı son maçı oldu. kendisine hiç bir zaman bayılmadım ama bu kadar içi boş eleştirilen başka bir adam da yok harbiden. eski demeci olan fb ve bjk transfer yaptı da ne oldu. bizden 10 puan mı öndeler denmiş. güzel kardeşlerim bu adam varken fark sadece 5'di ve kadıköy, ts, başakşehir deplasmanlarına rağmen 5'di.

    - umut meselesine; herkes gibi hamza da umuttan gol atmasını beklemiyordu. zaten poldi, wes, selçuk, bilal, hatta iyi bir yasin'in, sinan'ın oynadığı takım gol sıkıntısı çekmez. real'de benzema mı gol atıyor ? (''hehehe benzema ile umut bir mi salak şey'' diyenler olacaktır. allah akıl fikir versin bro) umut'un ise temposu iyidir. presle takımı ilerde tutar. mesela açın rize maçında yediğimiz gollere bakın, ikiside umut çıktıktan sonra oldu. neden ? çünkü umut orada olmayınca ileride pres yapacak kimsede olmuyor ve normalde 10 saniyede top çıkaran stoperler, umut olmayınca 2 saniyede top çıkarıyor. böylece ne oluyor bilal bey ? senin defansın yerleşmeden kontra yemiş oluyorsun. rize maçı çok iyi örnek.
    - gomez. o açıklaması skandaldı. yönetimin yapması gerekirdi. taşın altına kendi elini koyduğu için kendisinin eli ezildi. şimdi dursun özbek keşke onun aklına uymasaydım knoblayanka'yı alırdım filan diyor. aynen alırdın...
    - aynen. bugünkü durumumuzun tek sorumlusu kendisi.
    - aynen. sabriye zammı da kendi yaptı. ve sözleşme uzatın demedi de %75 zam yapın dedi. zammı td yapar. yönetim yapmaz.
    - aynen takımda umut gündoğan, ibrahim coşkun, kaan baysal, yekta ve küme düşmeye oynayan genoa'da bile zar zor süre alan dzemaili varken, bilal ve jpk'ya bunların 10 katı para vererek transfer etti. (dördünün yıllardır yapamadığı şeyleri bilal 22 hafta da yapmıştır.)
    - aynen. burağı ilk haftalarda performansından memnun olmadığı için yedekte oturtmadı.
    - evet. pandev yerine ayew'u da kendisi istemedi ve fransadan eli boş dönen yöneticinin suçu da kendisinindir.
    - aynen. takıma yıldızları doldurup gruptan çıkabilirdik. tıpkı ünal aysal'ın pandev ve dzemaili'de örneğinde yaptığı gibi (evet drogba ve sneijder'de bunu yaptık ama kumarı her zaman kazanamazsınız işte)
    - evet. macini sadece 30 değil, 18 milyon euro harcadı. (çok az!!!111!!) ve bu oyuncuların yıllık ücreti yok. hajrovic'e ödenen tazminat yok. ontiveroya hala ödediğimiz para yok. (maniciyi çok severim ama ne yazık ki o da her fani gibi mükemmel değil eleştirilecek yanları var.)
    - evet. osmanlı spor'a gene yenikdik. ama onunla yenildiğimiz maçta kaleye 27 şutumuz vardı. ve bu değil galatasaray bayern munih için bile iyi bir rakam.
    - takımın temposu kötü ? güzel kardeşim sen şu takıma 60 metrede top oyanatıp, adam kovatırsan tabi kötü olur. bu herif dönemin en uç ile en geri arasında ki mesafe 30 metre idi. jose rodriguez %98 pas isabetiyle oynuyordu. şimdi herkes sövüyor.
    - aynen. takım enkaz. astana deplasmanında galibiyete kimse hh'nin takımı kadar yaklaşamadı. artı yasin boş kaleye atsa muhtemelen gruptan çıkmıştık böyle ufak ayrıntılarla kaybetmişiz ama takım enkaz.

    son olarak aynen beyler ay-nen.

    edit: ay-nen prandelli takımı bıraktığında puan farkı 1'di, takım 30 metrede top oynuyordu, şl'de dortmund, arsenal'den 4 yemedi. ve iyi yoldaydık...
  • 7667
    ocak 2015'te uğruna şiirler yazılan, videolar yapılan bir hocaydı. ocak 2016'da ise yıkıcı eleştiri ve hakaretler diz boyu.

    bence bu bir yıllık sürecin tek suçlusu taraftar değil, olamaz. kendisi epey yüksek bir galibiyet yüzdesi yakalamıştı evet ama körü körüne savunduğu yanlışları vardı, umu bulut ve sabri gibi.

    bir de acilen medya iletişim konusunda ders almalı. belki kendisini geliştirebilir, nerede ne konuşacağını, ne konuşmayacağını öğrenebilirse tekrar takımın başına geçebilir.
  • 7672
    31 ocak bursa amed macini sirf hamza napiyor diye izleyeyim dedim, allah kahretsin boyle futbolu. bu kadar les bir futbol anlayisi, bu kadar cag disi bir saha yayilisi, bu kadar rezil ofansif aksiyonlar...

    mustafa denizli'nin gelmesi inanilmaz sacma bir karar olsa da hamza'dan kurtuldugumuz icin sukretmeliyiz. bu adam esegin kuyrugu gibi ne uzar ne kisilar, denk gelirse iyi bir seyler yapiyor gibi gorunur, sonra yine ozune doner. bunun uluslararasi versiyonu ise cladio ranieri. su an takimi basarili diye adamin ne kadar berbat bir teknik direktor oldugunu unutacak degiliz. bugun surekli duses atiyor olabilir, hep yek gelirken de kazanmak marifet.

    hamza'nin tek cumlelik futbol ozeti de sudur: 2016 yilinda aslan yelesi saciyla ortalikta dolanan adamdir hamza'nin futbolu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın