resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Al-Shabab
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 7629
    hamzaoğlu'nu günahım kadar sevmiyorum ama asıl problem kendisinin yerli sevici olması değil, kendisinin yerli sevici olmasına yönetimin "tamam hamzacım sen nasıl istersen" deyip boyun eğmesidir.

    yoksa bence fatih terim de kadro kurmadan fazla anlamaz. canaydın döneminde transfer yapa yapa 30 kişilik kadro yapan, sneijder yerine kaka'yı isteyen, yabancı sınırı ebesinin şeyine düşmüşken bruma'ya galatasaray tarihinin jardel'den sonraki en yüksek bonservisini verdiren de terim'di. ama terim'in her istediği sorgusuz sualsiz yapılmıyordu, yönetimde ali dürüst gibi akil bir adam vardı. ali dürüst ayrılana kadar, kulüp birkaç hata hariç gayet akıllıca yönetildi. ali dürüst ayrıldığından beri yönetim mönetim yok galatasaray'da. florya merkez kafasına göre herkes'e döndü iş. biri gider mancini istedi diye devre arası 10 tane adam alır, öbürü kalkar sabri'yle zamlı sözleşme yeniler, "burak'a 10 milyon teklif ettiler satmadım" diye övünür.

    aga hamzaoğlu dediğin adam eyüpspor, akhisar ve milli takım yardımcı hocalığından başka bir şey görmemiş. lucescu ve daum hariç hiçbir yabancının başarılı olamadığı ligde tek ciddi rakibi ismail kartal'a galebe çalıp şampiyon olmuş. bu adam transferden anlamaz, uluslararası ufku yok. zaten olması da mümkün değil. e sen bu adamın üstüne yönetici diye cüneyt tanman'ı getirip her dediğini yaparsan ne olmasını bekliyorsun ki? koşuyor diye umut'u övecek, şampiyonlar ligi'nde sabri'den medet umacak. akhisar'dan gelen, emrah eren'le kenan özer'le oynayan adam için bunlar büyük futbolcu elbette. mali kriz de var, "ne gerek var para harcamaya" deyip kendince iyi bir şey yaptığını zannetti.

    şimdi denizli'den sonra genç, başarıya aç ve tecrübesiz bir yabancı hoca getirdik diyelim. o adam da kendi ülkesinden futbolcu önerip durabilir, yönetim yine ağzı açık ayran budalası gibi her şeyi onaylarsa yine aynı rezilliğe döneriz. yönetim yönetecek, hoca takımına bakacak kısacası.
  • 7630
    --- alıntı ---

    hürriyet'e konuşan hamzaoğlu, "fenerbahçe transfere 70 milyon euro harcadı. `ne yani? şimdi 10 puan farkla lider durumda mı? `biz bu hamleleri yapmadığımız için herkes geri çekilmişiz gibi düşünüyor. geri çekilmedik. daha yukarıya sıçramak adına bir adım geri attık. düşünün geriye bir adım atmadan ileriye sıçrayamazsınız.'' dedi.

    --- alıntı ---

    bak bak ettiği lafa bak. evet fenerbahçe 10 puan farkla lider. hatta bugün kazanırlarsa 13 puan farkla lider. ama biz bir adım geri attık çünkü ileri zıplayacağız. öyle bir zıplayacağız ki çekirge bile kıskanacak "napıyorsun amk ben o kadar sıçrayamıyorum" diye.
  • 7632
    yanlış bilmiyorsam bursaspor'un başında çıktığı 8 resmi maçtan 7 galibiyet 1 mağlubiyet çıkarmıştır. mağlup olduğu maç da imzayı atar atmaz çıktığı ilk maç. valla ne diyelim galatasaray sözlük yazarlarının ahı ilk önce fatih terim'i euro 2016'ya play-off bile oynamadan yolladı; şimdi de hamza hoca'yı avrupa kupalarına falan götürecek herhalde bursaspor'la. varsa ahınız alırım bi dal. kariyerde zirve yapalım şöyle.
  • 7635
    su sozlukteki iki yuzlulukten biktim valla. mide bulandirmaya basladi artik. 8.oldugun sezon sonrasi seni ligde ve avrupa'da 2 sene evvel hayal edemeyecegin yerlere tasimis, transferlerin gelmesine sebep olmus fatih terim'e "ohomoz vor hojam" diye butun milli maclarda muhaliflik yapiliyor. hamza hoca bursa'da kazandikca kotuleniyor, dengeoglu esprilerini kendileri sicip kendileri guluyor.

    ama gelin gorun ki ne fatih hocadan nede hamza hocadan daha basarili olamamis mancini inter'in basinda diye inter sozluk'e donmustu bir ara buralar. neyse ki onlarin da havasi indi, rahatladilar. inter fanboylugu yapamaz oldular.

    simdi kalkip da "ama mancini adam gibi adamdi bizi satmadi" falan demeyin cunku takimin copluk haline gelmesinin 2 sorumlusu varsa biri unal aysal, diger mancini'dir.

    sizin deyiminizle bir ara daha detayli hamza fanboylugu yaparim. ancak su iki yuzluluk mide bulandiriyor. hamza hocadan sonra cikilan 8 macta 3 galibiyet almisiz ligde. gecen sezon hamza hoca devraldiginda kadro ve performans olarak cok daha gerideydik. samp.ligine havlu atmistik. ligde ibb'den 4, trabzon'dan kendi sahamizda 3 yerken gol dahi atamiyorduk. hamza hoca bu durumdaki takima transfer dahi yaptirmayarak sampiyon yapti takimi. hani takimin parasini bosa harcadi ya guya. sifir maliyet. yaz doneminde de yine rakiplerine gore daha az para harcamis, sampiyonlar liginde gruptan cikma ihtimali varken, ligde o kadar da kotu gitmiyorken kovuldu. su anki durumundan daha kotu bir konumda olmayacagini herkes kabul ediyordur.

    bursa'da cok iyi isler cikariyor. allah yolunu acik etsin. bizim mac disinda her macta bursaspor'un kazanmasini gonulden isterim.

    edit: galatasaray'in basindayken savunmayan yazarlar.. denilmis. acip bakin, her zaman savunmusumdur kendisini. elestirilerim de olmustur ama genel olarak savunmusumdur. bir yerinizden sallamayin lutfen.

    ayrica sen tutma kardesim galatasaray'i denilmis. sizin sozunuzle galatasaray'i tutmadik ki sizin demenizle birakayim kardesim. prandelli'den nefret etsem de, trabzon bize icerde 3 attiginda butun taraftarlar istifa diye bagirirken ben bagirmadim. cunku galatasaray'in basindaydi. bana gore dogru degildi. galatasarayliligi sizden ogrenecek degiliz :)
  • 7638
    kendisi takım yönetebilir ama kulüp yönetemez.

    takım yönetirken verimli olduğunu inkar etmiyorum.
    ama koca galatasaray'ı yönetmeye kalktığında olanları gördük. sabri'nin, burak'ın, selçuk'un elinde oyuncak oldu. çok zarar verdi.

    artık hamza hamzaoğlu'nu konuşmak boş iş. bence o galatasaray şansını sığ futbol vizyonu ile harcadı. oysa öyle bir giriş yapmıştı ki, tüm taraftarı arkasında birleştirip bir klopp itibarı kazanabilirdi.

    ne öğrendik peki?

    ferguson, wenger gibi isimler olmadığı sürece başta, her kulübün teknik direktöre yön veren bir üst akla ihtiyacı var.

    galatasaray'da da durum bu. fatih terim'le de aynı hata yapıldı, hamza hamzaoğlu ile de. denizli'yle de aynı hata yapılıyor. zaten bir üst akıl olsa denizli'yi kulübün kapısından sokmaz o ayrı. sanıyorum bundan sonra da aynı hata yapılmaya devam edecek.
  • 7639
    günah keçisidir. başka bir şey değil transfer yapılmadı hamza yüzünden!!! transfer yapıldı hamza yüzünden!!! yerliler altın dönemini yaşadı hamza yüzünden!!! ünal aysal kaçtı hamza yüzünden!! fatih terim kovuldu hamza yüzünden!!! faruk süren'i bile hamza bıktırdı. inan kıraç'ın lise üzerindeki hakimiyetinin gizli kahramanı yine hamza!!

    lütfü arıboğan'ı ceo yapan hamzaydı. selçuk ve burak'ın sözleşmesini uzatan yine hamza!!!

    bülent tulun hamza'nın danışmanıydı, riva'ya devlet hastanesi florya'ya avm yapma fikri yine hamzadan çıktı!!!

    tüm suçlar tüm günahlar hamza'nın... aaa o da ne laptop'a çay mı döküldü kesin hamza dökmüştür elinde çayla geziyordu az evvel hemde sizin evde!!!
  • 7642
    günah keçisi değil bugünkü berbat ötesi kadro planlamasının, pardon planlamamasının bizzat sorumlusudur. bir diğeri de cüneyt tanman'dır. kendisi bunun aksine saf değildir, faciayı önceden gördü, topuk yaptı bildiğin. ihale hamza'ya kaldı. 3 kupayı alan sınırsız kredisi olması gereken adam 3 ayda eridi, kendini mahvetti. bunun için ahmaklık ötesi büyük yanlışlıklar gerekir ve hamza bu yanlışları yaptı.

    kendisi bir abidir. morali bozuk ama aslında hazır olan takımlar için ideal bir teknik direktördür. ama asıl soru şunlar;
    1- takıma kaos futbolu dışında bir futbol oynatabilir mi ya da takımlarının oynadığı top her geçen gün iyiye gider mi?
    2- kendisinin olduğu takımlar her geçen gün kadro olarak iyiye gider mi, yoksa bu yerli fanatiği adam tarafından takım çöplerle doldurulur mu?
    3- futbolcularına karşı adaletli midir, oyuncular başta sevdikleri bu adama karşı sonradan saygılarını kaybederler mi?
    4- teknik direktörlüğü teknik yönden yeterli midir? sezon başı kamplarını kendisi yaptığında takımları hazır oluyor mu?

    bu soruların cevapları çelişkili ya da olumsuzdur. bence hamza gazoz, cips gibi bir adam. ilk açıldığında tadı çok güzel ama zaman geçtikçe aslında sahteliği ve overrated yapısı ortaya çıkıyor. tabi görebilene, o zamana kadar bu adama aşık olmamanız lazım.
  • 7643
    galatasaray icin cok onemli bir degerdi. ancak korunamadi, yonetilemedi, yalniz kaldi ve baski altinda kotu reaksiyon verdi. bakin, insanlari bu kadar baski altina alip sonra acimasizca elestirmek isin kolay olani. insan kazanmak ise tam tersi.

    arda turan bu takimin son 20 senede cikardigi en buyuk degerdi. galatasaray taraftari arda turan'i 2009/2010 sezonu bitmeden ozel bestelerle yuhaladi. ki arda turan ayni sezonun basinda galatasaray dergisine verdigi roportajda hayattaki en buyuk korkusunun tribunler tarafindan yuhalanmak oldugunu soylemisti. yuhalandigi o sezonda arda turan galatasaray formasiyla 47 maca cikip 11 gol 26 asist yapmisti, buyuk kismini sakat sakat oynamisti, hatta santrfor yokken oraya gectigi maclar da oldu. zaten arda'yi galatasaray'dan kopartan surec o macla baslamisti: zira galatasaray taraftarinin dahi arda'yi korumadigi bir ortamda butun basin hemen arda'yi malzeme etti.

    fatih terim'in defolari yok mu? fatih terim'i cok severim, sevabiyla gunahiyla. fakat calismasi cok zordur, herkes bilir. galatasaray fatih terim'i yonetebildigi donemlerde tarihinin en buyuk basarilarini elde etti: 96-00, 11-13. yonetemediginde de en buyuk travmalarini yasadi: 02-04, son ayrilik donemi... diyecegim su- bu is cok zor, baski isteyen bir is. kimsenin tum yuku tek bir isme yukleyip cezayi ona kesmeye hakki yok. cok ozel performanslar alabileceginiz insanlari boylece harcayabiliyorsunuz, harcadik.

    bugunku kadromuzda en uzun suredir galatasaray'da oynayan isim sabri sarioglu ve semih kaya. bu adamlar gitsin diye taraftar can atiyor. ondan sonra gelen ise 4 senedir oynayan selcuk... 4 sene hicbirsey! hasan, suat, tugay, hakan, arif gibi isimler 10 sene oynadilar bu kulupte. istikrar, kulupte benlik anlayisi boyle yaratilir beyler, her geleni harcayarak degil. son 20 senenin en dominant takimlarina bakin: manchester united, barcelona, bayern munih. hepsinin kadrosunda yillardir oynayan isimler vardir. fenerbahce'de volkan, gokhan, caner, topal yillardir bu takimda, biraktiklarinda 8-10 yil civari oynamis olacaklar. ozan, alper, hasan ali diye de gidecek bu.

    ***

    hamzaoglu su an turkiye'nin yetistirdigi umut veren 2-3 teknik direktorden biri. cok kotu giden galatasaray'la muthis bir ivme yakaladi ve kisa surede alinabilecek butun kupalari aldi. sonrasi? basindan ve iletisimden kacan, beceriksiz bir yonetimin aciklamalarini tek basina yapmak durumunda kaldi. bu hem kredisinin tukenmesine hem de defolarinin iyice ortaya cikmasina sebep oldu. ipler kisa surede koptu.

    peki yonetim hamzaoglu'nu koruyamaz miydi? neden cikip "paramiz yok" denmedi? neden bunun sorumlusu hamzaoglu'ymus gibi gosterildi? sabri'yle kontrat uzatilmak istenmesi dogru karardi, fakat kontrata 1.8 milyonu o mu yazdi? grosskreutz takimda olsa cok sey farkli olmaz miydi? galatasaray arda turan'i koruyamaz miydi? fatih terim'le bir orta yol bulunamaz miydi?

    hakan sukur'e jubile yapilamaz miydi? bulent, suat, umit, arif, hagi... bu isimler bu kadar kolay harcanmasa bugun galatasaray'a bir seyler katamaz miydi?

    ***

    insan kaybetmek kolaydir. herkesin kusuru var, kimse mukemmel degil. mesele kazanmakta, verim almakta. galatasaray da sistematik bicimde bunu becerememekle mesgul malesef.
  • 7644
    kendisi bursa'da başarılı oluyor galatasaray daha kötüye gidiyor diye savunulacak veya eleştirilemeyecek biri değildir. kendisi bursaspor, akhisarspor hatta trabzonspor için bir şans olabilir oralarda başarılı da olabilir, şampiyonlukta yaşayabilir. kendisinin belli ki bir sinerjisi, motivasyonu, iyi kötü hücum bilgisi var ama bu galatasaray için yetersiz olduğu gerçeğini değiştirmez.
    galatasaray'ın artık ne oynatmak istediğini bilen, futbolcudan anlayan bir hocaya ihtiyacı var. yanisi tekrar yapılanmaya ihtiyacı var türkiye ligi'nin dinamiklerine, felsefesizliğine esir olamaz galatasaray. aksine o dinamikleri, felsefeyi kendisi belirlemiştir yine belirlemelidir.

    roberto carlos, sergen yalçın, okan buruk, yusuf şimşek, ibrahim üzülmez, şifo mehmet, aykut kocaman, ismail kartal, bülent korkmaz, bülent uygun, şota arveladze, hami mandıralı vs... türkiye ligi'nin hocaları bunlar. bunların arasında ersun yanal, abdullah avcı, hamza hamzaoğlu'nun sıyrılması onların iyi daha doğrusu yeterli hoca olduğunu göstermiyor.

    deplasmanda galibiyet alamasa da akhisar, bursaspor, kopenhag maçlarında takıma futbol oynatmış mancini bile değer görmezken kupa kazanıldı diye hamza'ya iyi hoca diyenler galatasaray'ın hedeflerini tam olarak kavrayamamıştır bana göre. bu takım cevat hocayla da şampiyon oldu servet'in yıldız olduğu sezonu da yaşadı. galatasaray'ın en kötü biliç gibi bir hocaya ihtiyacı var ne yapmak istediğini bilen ve bunu bir şekilde yapabilen bir hoca'ya. eğer bir hoca tek bir oyuncuyu bile keşfedemiyorsa, parlatamıyorsa. oynattığı futbolun ne olduğu belli değilse o hocanın değil bu takımda herhangi bir anadolu kulübünde bile işi yok.
    aklıma gelip saydığım ve aklıma gelmeyen yerli ve yabancı türkiye ligi'nde çalışmış hocaların hangisi için; evet bu adam müthiş futbol oynatıyor en azından şöyle bir felsefesi var diyebilir insanlar veya hangisi en son hangi futbolcuyu keşfetmiş, kazandırmış? yerli çöplüğüne dönmüş ülke futbolunda birilerini birileriyle kıyaslayamayız bu hatalı mantıktır.
    türkiye'yi afganistan, pakistan, kenyayla kıyaslarsak kendimizi süper güç sayabiliriz bu durumda.

    üst klasmanda fatih terim, mustafa denizli, şenol güneş daha alt klasmanda ersun yanal, ertuğrul sağlam, hamza hamzaoğlu, abdullah avcı ve diğerleri de belki zamanla üst klasmana çıkarlar. en üst üçlüden mustafa denizli'nin bir yarı final hatırına orada durduğu malum. yıllar geçmiş ne bir oyuncu keşfetmiş ne büyük takım çalıştırmış. derwall, kalli, piontek gibi hocalar olmasa büyük sayılabilecek bir türk hoca çıkmayacağını da az çok herkes biliyor. ortada olan gerçek, yerli hocaların bunca imkana rağmen başarılı olamadığı gerçeğidir. mustafa denizli'de kovulunca veya istifa edince gelecek hoca muhtemelen yabancı olacaktır. tekrar yerli hoca getirmenin anlamı yok getirecek hoca'da yok zaten. aziz yıldırım bunu farkettiği için bu sefer pereira'yı getirdi. kötü hoca diyenler çoğunluktadır belki ama en azından ne oynatmak istediğini biliyor adam.

    hamza hamzaoğlu'nun bundan sonra galatasaray'a gelmesi fayda değil zarar getirir. doğru düzgün yabancı futbolcu tanımayan, avrupa liginden bihaber adamın galatasaray'da ne işi var. dediğim gibi zaten sistemi, hedefi olmayan bir sürü anadolu kulübü var ve bunlar hedefsizliğine rağmen çok para harcayan kulüpler oralarda hedef koyabilecek hamza hamzaoğlu'nun başarılı olması gayet normal. bize gelmesi ancak şöyle gerçekleşebilir; elde motivasyonunu, özgüvenini kaybetmiş oyuncular vardır ligin ikinci yarısı ya başlamıştır ya da devre arasıdır. şampiyonluk şansı kaçmamıştır bu durumda 5-6 aylığına gelebilir. hamza hamzaoğlu kiralık bir hoca olarak iyi sayılır.
  • 7645
    hataları yığınla olan bir teknik adam. öncelikle bunu kabul ederek başlamak lazım. aylarca hamzaoğlu'nun ciddi savunucularından oldum ama bir insanı her yönüyle ele almadan savunmak da doğru değil. aysalcılar aysal'ın, terimciler terim'in, manciniciler mancini'nin hiç hatası yokmuş, bu insanlar her yaptığı doğru olan mübarek zatlarmış gibi davranıyor. karşımızdakine koz ve tatmin vermemek için sevdiğimiz bi ismin en büyük hatalarını bile bi şekilde savunmak zorunda hissediyoruz bazen.

    hamzaoğlu için bunu yapmayacağım. ve aklıma gelen tüm hatalarını sıralayacağım:

    1- transfer: galatasaray takımının yaş ortalaması belli, avrupa'da darmadağın olan yetersiz kadrosu belli. hamzaoğlu bu kadroyu şampiyon yapmış olsa bile gelecek sezon için yetersiz olduğunu net şekilde dile getirmeliydi. bruma, pandev ve melo'yu gönderip yerlerine adam alınmamasına karşı çıkmalıydı. birkaç demecinde forvet istediğini, melo giderse orta saha düşünülebileceğini söyledi ama bunlar o kadar cılız, o kadar "olmasa da olur" bir tavırdaydı ki ben yönetim olsam şahsen bu transferler için kendimi çok da zorlamazdım.

    2- iletişim: hamzaoğlu taraftarı hiç anlamadı. kendisine yöneltilen tepkileri, 80 yaşındaki bir politikacı gibi: "bunlar azınlıktaki bir grup" klişesiyle geçiştirdi. insanların umut eleştirisi sonrası, umut'u neden oynattığını sakince izah etmek yerine işi taraftarla inatlaşmaya götürdü. transfer konusunda da hem adam istiyorum dedi, hem de olmasa da olur mesajı verdi. hem daniel alves'le ilgilendi, hem sabri'yle sözleşme yeniledi. bu da taraftar gözünde güvenilir olmayan bir görüntü çizmesine neden oldu.

    3- yerli oyuncu konusu: hamzaoğlu'nun milliyetçi olduğu bir gerçek. hocaların oyuncu tercihine karışamayız. sonuçta sahadaki oyuncuların aynı dili konuşması da futboldaki önemli faktörlerden. hocanın yerli oyunculara daha fazla önem vermesi anlaşılır. ama "yabancı oyuncu almak yerine yerli tercih ederim" açıklaması yanlıştı. niyetin ne olursa olsun böyle bi açıklama ayrıştırıcı özellik taşır ve taraftar gözünde kredini düşürür

    4- kondisyon: bu konu uzmanlık alanım değil. söylenen o ki prandelli müthiş kondisyonlu bir takım bırakmış ama hamzaoğlu bu takımı ikinci yarı ayakta duramayan bir ekibe çevirmiş. açıkçası fikrimi sorarsanız gözlemlediğim kadarıyla bana doğru da gelmiyor ama dediğim gibi uzmanı değilim. söyleyen arkadaşların uzman olduğunu kabul ediyor ve bunu da sorunlar hanesine yazıyorum.

    şimdi bütün bunları aklımızda tutarak yeni bir başlık açıyorum:

    saha içi:

    hamzaoğlu saha içinde ne yaptı. müthiş bir futbol mu oynattı? büyük ölçüde hayır. hiç denenmemiş çok özel bir taktik mi üretti? ona da hayır.

    ama yaptığı kesin olan bir şey var: maç kazandı. olabildiğince maç kazandı.

    2014-2015 sezonunda prandelli ligde 10 maçta 3 mağlubiyet almıştı. şl'de ise 5 maçta sadece 1 puan toplayabildi.

    hamzaoğlu geldi ve 23 maçta sadece 2 mağlubiyet aldı. bunlar da fenerbahçe ve trabzon deplasmanlarıydı. beşiktaş'ı deplasmanda yendi. 11 maçta 22 puanla aldığı takımı 77 puanla şampiyon yaptı.

    2015-2016'ya gelelim.

    lige cidden berbat başladı. ilk 2 haftada 5 puan kaybetti. ama sonra toparlandı.

    sonraki 8 maçta 6 galibiyet, 2 beraberlik. üstelik bu maçların içinde trabzon, ibb ve fenerbahçe deplasmanları var. ve son maçında büyük talihsizlikler sonrası rize'ye son dakikada boyun eğdi.

    hamzaoğlu gittikten sonra deplasmanda 4 maçta 2 puan aldı takım. aynı kadro, aynı ekip, art arda ibb, trabzon ve fb deplasmanlarından 7 puan çıkarmıştı oysa.

    şampiyonlar liginde ilk 4 maçta 4 puan topladı. yeterli değil, olması gereken değil. ama hocanın ilk şampiyonlar ligi deneyimi olduğunu da hatırlamak lazım. sonrasında gelen kurt teknik adam denizli'nin aynı kadroyla astana'yı kendi evinde yenemediğini, atletico'ya karşı iki pas yapamadığını da unutmamak gerek.

    bakın görecelilik önemli konu. hamzaoğlu belki ideal galatasaray'ın alması gereken sonuçları almadı ama prandelli'ye de, denizliye'de göre büyük bir artısı vardı. ikisiyle de aynı kadroyu paylaştı ve aynı sezonlar içinde ikisinden de daha fazla saha içi başarısı elde etti. daha iyi galibiyet yüzdesi yakaladı. daha iyi maç kazandı. bunu sadece ben demiyorum, galatasaray kariyerindeki %62'lik galibiyet yüzdesi diyor.

    şimdi saha içi durumları tekrar unutup en başa, hatalara dönelim:

    1- transfer: transfer her hocanın lehinedir. transfer yapan hoca elbette ki daha iyi bir takımla mücadele eder. hangi pilot, daha iyi bir arabayla yarışmayı istemez? yani hamzaoğlu'nun bu transfer ketumluğu engellenemez, yönetilemez, çözülemez bir durum muydu? terraneo gibi bir menajer getirilerek transfer konusunda düzenleme yapılamaz mıydı? hamzaoğlu bu durumda hayır sabri'mi, jem'imi sattırmam diyerek kendini floryaya mı zincirlerdi. eğer zincirleyecekse tüm hamzaoğlu karşıtlarından içtenlikle özür dilerim tabii. ama bana öyle gelmiyor. hatta, şu kısıtlı ve yetersiz kadroyla %62 galibiyet alan adam, daha iyi bir kadroyla çok daha iyisini yapabilir gibi geliyor.

    2- iletişim: bence en zor konu bu. hamzaoğlu'ndan niye insanlar nefret ediyor? basına her konuşmasında bir şeyler bombaladığı için ediyor. bu peki önüne geçmesi imkansız bir şey mi? bir basın sözcüsü, hakan şükür gibi bir menajer takviyesiyle hocanın basın önünde bu kadar sık kalmasının önüne geçilemez miydi? daha uçlara gidiyorum, bir iletişim uzmanıyla anlaşıp hamzaoğlu'na tavsiyelerde bile bulunulabilir, taraftarla iletişim anlatılabilirdi. burada da hoca uzlaşmadan uzak bir tavır sergileyecek olsa yine kendisine olan saygım azalır ve gitmesinin doğru olacağına ikna olurdum. ama denedik mi? yanından bile geçmedik.

    3- yerli oyuncu konusu: ben bu konunun en kolay çözülecek konu olduğunu düşünüyorum. muslera+carole+chedjou+melo+sneijder+podolski, sağlıklı olmaları halinde hocanın sıklıkla oynattığı isimlerdi. diğer mevkilerde de o kalitede yabancılar olsa belli ki o isimler oynayacaktı. 1. maddede belirttiğim transfer konusunu çözer ve gidecek gelecek isimleri bir düzene bağlarsak, bu sorun da otomatik olarak çözülmüş olacaktı.

    4- kondisyon: dediğim gibi uzmanı değilim ama. takım maç kazansa da kondisyon sorunu mu çekiyor. bu sorun gün be gün ortada mı. bu konunun hakkından gelebilecek bir meslek grubu var: kondisyonerler! takımın koşu mesafeleri ve haftalara göre ilerlemesi-gerilemesi analiz edilir. sonra gerçekten düşmüşse hocaya denir ki kondisyon düşmüş, kondisyoner takviye etmek istiyoruz. hoca inat edip "hayır, kondisyonumuz süper" derse de defterini beraber dürerdik.

    bakın çok uzattım ama şunu diyorum. hamzaoğlu'nun sorunları vardı. ama bunların çoğu, bana göre bir iki yapılanma hamlesiyle çözülebilecek sorunlardı. sonrasında belki de fatih terim dönemindeki gibi art arda şampiyonluklar ve belki de kazanılan tecrübe sonrası avrupa başarıları gelecekti. yazdıklarımı arka arkaya okuyunca "ne lan kocaman kulüp mürebbiye gibi bi adamın peşinden mi koşacak" diyebilirsiniz. siz de kendinizce haklısınız ama türk futbol tarihine geçebilecek bir spor adamı potansiyeli için, bana göre değer.

    hamzaoğlu'nda bir yığın sorun vardı. ama bunlar çözülebilirdi.

    şimdiki hocada ne transfer sorunu var, ne iletişim sorunu var, ne yerli-yabancı sorunu var, ne de hocaya bağlayabileceğimiz bir kondisyon sorunu var.

    ama tek ve büyük bir sorun var: maç kazanamıyor. ligdeki hemen her takıma karşı aciz top oynatıyor.

    hadi bunu çözelim şimdi çözebilirsek.
  • 7649
    kendisini anlamak mümkün değil. pek çok kişinin gitti gözüyle baktığı bir seneyi 3 kupayla tamamlayıp rüya gibi bir başarı yakalamış ve büyük kredi kazanmışken takımı güçlendirmek, eksiklerini gidermek yerine gereği olmayan transferlere imza atarak daha 10. hafta gelmeden kapı dışında buldu kendisini.

    bir insan ancak bu kadar aptalca intihar edebilir. ancak bu kadar aptalca kafasına sıkabilir.

    kendisini burada savunurken gerçekten büyük kriz içinde olduğumuzu sanıyordum. para yok, ffp kapıda vsr. diye savunuyordum ancak cüneyt tanman ve dursun özbek'in * açıklamalarından sonra çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım. aslında hayal kırıklığı değil de büyük bir şaşkınlık yaşadım. nasıl olm ya? nasıl aq dedim kendi kendime. ulan bu kadar müthiş bir kredin varken, eksiklerini kapatıp çıtayı yükseltip resmen ikinci bir imparator olma fırsatı varken nasıl böyle bir hata yapar bir insan?

    seneler geçse de ben bu durumu anlayabileceğimi sanmıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın