resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 678
    prandelli veya mancini gibi zor olanı yapmaktan ziyade basit olanı daha doğrusu olması gerekeni yaparak zor geçebilecek 2 maçı kolaya çevirmiştir.
    büyük takımsan elindeki silahlarını sahaya sürer kazanırsın.
    yok ben 4 tane önlibero oynatayım pozisyon vermeyim, açıkları kapatayım, akhisarın gekas'ı var, başakşehirin bilmem kimi var balıkesirle deplasmanda oynuyorum vsvs kıldı tüydü dersen anadolu takımı muamelesi görür onların seviyesine inersin.

    büyük takım hocası girişi yaptı şimdilik umarım devam eder.
  • 682
    yeniden "yeni türkiye" kimliği yerine galatasaray kimliğine bürünüyor gibi. iki maçtır bruma'yı oynatması, lig maçında sneijder'i oynatması, yabancı sınırına karşı olduğuna dair açıklaması, "galatasaray benim tuttuğum değil tutulduğum takım" demesi umut verici... umarız bu sadece bir göz boyamadan ibaret değildir, bilirsin, biz duygusal insanlarız...
  • 683
    seri oynamaya çalıştığımızı işaret eden 03/12/14 eskişehirspor maçının ardından, #1609809nl giriyi yazmış ve sneijder'in bu hızlı oyuna yerleştirilmesi durumunda bu takımın çok etkili olabileceğini söylemiştim kendi çapımda.

    06/12/14 akhisarspor maçı'nda, önce kadro açıklandığında, sonra da pratikte sahada takımı izleyince gerçekten büyük keyif aldım.
    melo'nun yerine emre'yi kullanması, aslında o kadar küçümsendiği gibi normal karşılanabilecek bir hamle değildi. gayet cesur ve gayet de mantıklı bir hamleydi.
    "bilal olmadığı için emre'yi kullanabildi" aslında çok haklı bir argüman değil. tam tersine, bilal'li akhisar'a karşı emre'yle oynamak daha kolay olur çünkü bilal çok fazla basabilen veya rakip ortasaha oyuncularına baskısıyla tanınan bir oyuncu değil. tam tersine, bilal'in yerine oynayan saidi ntibazonkiza ve arkasındaki zokora-djoum ikilisiyle aslında fizik olarak bilal'li akhisar'dan daha güçlü bir orta saha ile çıktı akhisar.
    yani kağıt üzerinde, fatih terim'li 2. sezondan prandelli gidene kadarki galatasaray ortahasası düşünüldüğünde (mancini'li dönemde devre arasından dönüşte oynanan birkaç maç hariç), ağır bir oyun ve orta alanda yüksek fiziksel mücadele beklemek mantıklı olacaktı ve bu durumda emre çolak'la başlamak çok riskli gibi görünüyordu.

    ancak başta söylediğim gibi, hamza hamzaoğlu belli ki takıma alanları daraltma, seri oynama, savunmayı mümkün olduğunca öne kurma talimatlarını özenle vermişti.
    özel olarak da aslında selçuk daha çok yaptı melo'nun görevini ki kaptığı top sayısından görülebilir bu.
    emre de kendinden beklenmeyen bir biçimde seri oynadı ki yetenekleri buna müsait.

    o gün dikkatli izleyenler, 14 mayıs 2011 gençlerbirliği galatasaray maçı'nda bülent ünder'in emre'yi benzer bir görevle oynattığını ve emre'nin o gün müthiş bir maç çıkardığını hatırlayacaklardır.
    doğru bir kadroda emre gerçekten müthiş bir yetenek ve o gün, 2011-2012 sezonunda gördüğümüz emre'den çok daha fazla ışık vermişti emre.
    sonra hiçbir hoca emre'yi o pozisyonda denemedi ama hamza hoca o'na güvendi ve yine benzer bir pozisyonda kullandı.
    emre de hem hocasının hem bizlerin yüzünü kara çıkarmadı çok şükür.
    ve birkaç arkadaşımız da bahsetti ama yeri gelmişken tekrar söyleyelim; melo-emre'li bir ortasahayı umarım dener hamza hoca selçuk'u kenara alıp.
    çünkü 3 yıldır izlediğimiz en iyi selçuk'un yaptığı her işi melo herhangi bir gününde yapar; üzerine de topla ileri çıkmak, 40-50 metre ayağa pas atmak, kornerlerde topu karşılamak, gerektiğinde savunma göbeğinin kademesine girmek gibi işleri de ekler.

    tüm bu müthiş planda takım spartalı bir askerse, bruma da o askerin elindeki kargıydı. sürekli yardı rakibi. akhisar takımı 60-70 dakika soldan ileri çıkmayı aklına bile getiremedi. hücumda verdiği katkıyı bir kenara bırakalım; savunma için varlığı bile çok önemliydi. oynadıkça patlayacak bu çocuk çok net belli.

    şu takımda bir de ortalama üstü bir santrafor olsa, ayağında top tutabilen, top indirebilen, rakibi oyalayabilecek, tek pas-hızlı oyuna yatkın; gerçekten önemli bir gelecek vaadediyoruz.

    hamza hoca sahada değişebileceğini kanıtladı şimdiye kadar.
    ama öyle büyük ihanetlere uğradık ki, öyle canımızı yaktı ki efsane dediklerimiz; kendisine karşı saha dışında nötr hale gelebilmemiz için ciddi bir zamana ve ciddi sınavlara ihtiyacımız var.

    ama sahada yaptıkları ve yaptırdıklarıyla şimdilik çok büyük mesafe katetti benim gözümde.
    sneijder'in menajeri de kendisinin özür dilediği anlamında bir şeyler söylemişti.
    bazı arkadaşlarımız buna kızmış; buna kızmamalı tam tersine sevinmeliyiz çünkü özür dilemek bir erdemdir.
    değişebileceğine inanıyorum demiştim.
    bunlar değişme çabasında olduğunun işaretleri.

    saha içi içinse umarım anlayışından asla geri adım atmaz çünkü bu oyun hem kendisini hem galatasaray'ı çok iyi yerlere taşıyacaktır.
    ama bu sezon ama ilerleyen yıllarda; mutlaka taşıyacaktır.
  • 684
    2 maçta sahadaki hırs ve iyi futbol, alınan sonuçlar yanıltıcı olabilir. bunun havasına girenler 2 maç sonra kötü sonuçlar aldığımızda kendisini eleştirmeye başlayabilirler. daha yolumuz uzun bu süreçte kötü sonuçlar da alacağız mutlaka ama uzun vadede başarılı olacaktır, akhisar'da 4 senede kısıtlı kadroyla oynattığı akıllı futbol, kısıtlı bütçeyle yaptığı nokta transferler bunun teminatıdır. bize düşen sabırlı olmak. türk futboluna yabancı, suya sabuna dokunmayan, uzun vadede takım planları olmayan bazı yabancı hocalarla bu işin olmayacağını anlamaktır. hamza hamzaoğlu sadece günü kurtarmak değil uzun vadede başarı umududur.

    kısa vadede başarılı olmasını istememin en büyük sebeplerinden birisi mayısta gelecek yönetimin de kendisiyle çalışmak zorunda kalacak olması. zaman zaman sıkça yazdığım takım olma, sahada yardımlaşma, hep birlikte oynamayı hamza hoca'nın ilk röportajında ağzından duymak çok güzeldi ve 2 maçta bunu sahaya yansıttık. özellikle son 1 senede vazgeçtiğimiz bu takım özelliğimizi tekrar sezona yayabilmek önemli. bence futbolun temel özelliği bu takım olabilme duygusu.
  • 685
    sanki sevgi gordukce girdigi yanlis yoldan kafa olarakta cikacakmis izlenimi veren hoca. fatih terim ve yardimci teknik direktorluk cok yanlis bir karardi. illa terim'i kendine ornek aliyorsa 96 yilindaki terim'i ornek alsin. 18 mayis terim'i bam baska biri cunku. kendisiyle ilgili tek dilegim ozgur bir dusunce yapisina sahip olmasi. hayat gorusu olarak tutucu degil de anlayisli bir insansa kendini de gelistirir, takimi da yukseltir. bakalim izleyip gorecegiz.
  • 686
    kendisi 2014 dünya kupası'nda wesley sneijder'le ilgili yorum yapmadan ya da öyle bir yorum yapmadan galatasaray'ın başına gelmiş olsaydı. şu an taraftarın %99'unu yanına almıştı bile. fakat durum farklı gelişti için imza attığı gün bu rakam %20, imzadan sonraki demeçleriyle % 40 kupadaki 3 aralık 2014 galatasaray eskişehirspor maçından sonra %50, ilk lig maçı olan 6 aralık 2014 galatasaray akhisar belediyespor maçından sonra %75 oldu.

    bu şekilde gider ve bizi de şampiyon yaparsa kendisi bizim aradığımız o kişi olabilir. futbolun ergin ataman'ı olması dileğiyle...
  • 688
    bu adam kesinlikle bizden biri olduğu konusunda her geçen gün biraz daha şey kanıtlıyor. adam 9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı öncesi sanki sözlüğe bizim gibi masum masum ideal 11 yazarmış gibi bu maçın kadrosunu saydı mevki bazında. çok tatlıştı bence.

    evet entry'mde "adam" kelimesini epey kullandım. çünkü adam. bu yüzden tatlış kelimesine takılmayın. *

    edit: ekleme.
  • 689
    pek cok yerde su arguman goruluyor: galatasaray sadece 1 haftada bu kadar geceyle gunduz kadar fark gosteriyorsa oyuncularin prandelli'yi keyfe keder gonderdikleri anlasiliyor. ya da bu gecici, teknik direktor deigiskliklerinde olan bir sey.

    hayir. hamzaoglu cok basit ama kritik 1-2 rotus yapti ve bu galatasaray'in 1 sinif yukselmesini sagladi.

    birincisi galatasaray sahaya esit yayiliyor artik. oyuncular arasindaki mesafe artinca rakip sahaya yerlesebilen bir takim oldu galatasaray. haliyle pas boylari uzuyor, bruma gibi oyunculara alan aciliyor, selcuk daha cok pas opsiyonu buluyor. ikincisi de burak'i en uc santrfordan aldi. artik top tutamayan, baski yapamayan ve siklikla ofsayta dusen bir uc oyuncusuyla oynamak zorunda degil takim. aksine arkadan delici kosular yapan, surekli alan acan yaratan, ve stoperlerin kucaginda kalmayinca pivot ozellikleri de gosterebilen bir burak yilmaz'la oynuyoruz. bunun uzerine ne kadar iyi niyetli ve istekli olsalar da dzemaili, hamit gibi isimler yerine bruma, emre gibi henc genc ve dinamik, hem de cabuk oyunculari tercih etti. bu cocuklar da formaya asilinca isin rengi birden degisti.

    eksikler yok mu? var. galatasaray iyi pres yapan takimlara karsi zorlanacak. zira hucumda alani acarak oynamak top kaybedildigi anda rakibe cok buyuk alanlar birakmak demek ki bunu en iyi skibbe'nin takimi bilir. galatasaray ne turlu tercih yapilirsa yapilsin kadrosunda bir dirk kuyt, mehmet topal, veli kavlak gibi olumune pres yapacak, surekli takim arkadaslarinin acigini kapatacak bir oyuncu barindirmiyor. bu da kollektif bir savunmayi gerekli kiliyor. bu durumda da galatasaray forvetlerinden, sneijder'den, bruma'dan bir nebze yumusadigi anda cok zor durumlara dusebilir. bunun icin top hakimiyetinde cok dikkatli olmak zorunda. bu noktada melo'nun da ozellikle haftada tek mac temposuna dusuldugunde kosu mesafelerini ve performansini yukseltmesi galatasaray icin elzem.

    6 yerli meselesine gelince. umut takima girince isler biraz daha rahatladi. burak, semih, selcuk'la birlikte 4 yerli. sag bekte tarik, hamit, sabri, veysel'den biri oynayacak, ne olursa olsun yerli oyuncu olacak. sneijder, melo ve muslera bu takimin kesin oyunculari. kalan 3 mevki stoper, sol bek ve sag kanat. yani bruma, telles, chedjou'dan ikisi oynayacak, ve oynayamayan yerine olcan, yasin, hakan balta, tarik, koray'dan biri oynayacak. cok zor bir tercih degil.

    galatasaray iyi yolda, ancak gaza gelmek icin cok erken.
    diger yandan hamza hamzaoglu icin heyecanlanmak cok yerinde. dogru basladi, ve arkasinda durulmasini hakediyor.
  • 690
    (bkz: toplanın beyler ifşa var)

    şu ana kadar dile getirilmemiş çok ilginç bir nokta da şudur ki, imparator fatih terim'i bir kenera koyarsak kendisi son 22 senedir, yani mustafa denizli'den beri takımımızın başına geçmiş ilk yerli teknik direktördür. hiç mi bir gariplik sezmediniz yahu? ben de diyorum bir haftadır bir gariplik var üzerimde, sebebi şimdi anlaşıldı.

    yukarıda vermiş olduğum istatistiğe istisna teşkil eden üç isim cevat güler, bülent korkmaz ve bülent ünder'dir. cevat güler ve bülent ünder çok kısa süreliğine geçici olarak takımın başına geçmişlerdi ve kariyer olarak da teknik direktörden ziyade yardımcı antrenör pozisyonundaki kişilerdi. büyük kaptan ise özellikle de bize geldiği dönemde 1 sezondur takım çalıştırmıyordu ve tümünde başarısız olduğu çok kısa süreli kayseri erciyesspor, bursaspor ve gençlerbirliği tecrübeleri olmuştu. o dönem de iyi bir yerli teknik direktör olmaktan ziyade bana göre ikinci gheorghe hagi dönemindeki gibi eski ve emektar bir futbolcumuz olduğu için takımın başına getirilmişti. bana göre o günden bugüne teknik direktör olarak değil ileri, geri bile gitti ama hiçbir zaman iyi ve bir çırpıda ismi sayılacak yerli teknik direktörler arasında olmadı, bu açıdan kendisinin pozisyonunu da istisna kabul etmekte sakınca yok diye düşünüyorum.

    gelelim hamza hoca'ya... durum gerçekten çok garip arkadaşlar, en sonda diyeceğimi ortada belirteyim, çok ama çok ilginç şeyler olabilir çünkü hamza hamzaoğlu uzun yıllardır aktif olarak teknik direktörlük yapmakta olan, kariyer olarak da hep bir şekilde yukarıya çıkmış, her şeyden önce de saygın yerli teknik adamlar arasında ilk grupta (fatih terim, mustafa denizli, şenol güneş vs.) olmasa da ikinci grupta kesinlikle yer alacak ve ilk gruba yükselebilecek potansiyelde bir isim. yani lafta potansiyelli değil de bunu zaten ufak ufak gösterip kendi içinde bir şeyler başarmış birisi, yani ne bileyim bu bağlamda tugay kerimoğlu ve bülent korkmaz'dan farkı budur benim gözümde. aynı zamanda galatasaraylı ve eski de bir galatasaray oyuncusu. fatih terim'i bir kenara koyarsak ki koymasak bile kendisinin başarısı ortadadır, 22 senedir ilk defa böyle bir ismi takımın başına getirdik! kendisi ligi tanıyan, taze olarak lig dinamiklerinin içinde bulunmuş, şu şartlarda yerel ölçekte gerçekten bilgili ve deneyimli bir teknik direktör. buna ek olarak yerli futbolcularla olan iyi diyaloğu ve galatasaray kültüründen geliyor oluşu da başka artıları. 4-4-2, 4-2-3-1 bunlar bir kenara, cidden çok daha farklı şekilde ele alınması gereken durumlar bunlar.

    e prandelli'nin de eşi vefat etmişti ona rağmen ayakta kalmasını, ileri gitmesini bildi? ama burası türkiye... rijkaard ekol yaratmıştı total futbol üstadıydı, ama burası türkiye... kaç sene boyunca kalli, skibbe, mancini vs. hep yabancı hoca denedik, bir sürü zaman da yok alışma, yok kendini bulma, yok takımı tanıma diye belki de kendimizi kandırdık, dikkat ettiniz mi hamza hoca geldiğinden beri en ufak bir "sabır", "takımı tanıma", "uyum süreci" gibi laflar edilmedi, yani aklımıza bile gelmedi bu. öte yandan iyi de bir başlangıç yaptı yani sanki çok uzun zamandan beri bu takıma baya baya hakimmiş gibi etkisini gösterdi.

    atıp tutacak halim yok, zira kalbimiz kaç senedir çok kırıldı ama bu sefer farklı bir şeyler var ve bence şu "sabretmemiz gereken hoca" bu sefer kendisi. sabredeceğimiz şey ne pislik medyamızı anlaması, ne gurbetçiler dışındakileri her biri ayrı kezban yerli oyuncularımızın dilinden anlaması, ne de türk futbol dinamiğini çözmesi... sadece işini yapacak ve üstüne koyarak ilerleyecek, başka hiçbir derdi tasası yok, olmamalı da yani. en kötü ihtimal yine her zaman olduğu gibi kendi kendimizi yer bitiririz ki o konuda efsaneyiz zaten olursa hiç şaşırmam ama küfrümü de ederim.

    (bkz: çok başarılı olunca doğan kriz çıkarma isteği)

    (bkz: galatasaray'da kaos bitmez)

    şimdi bahsetmek istediğim bir başka konu daha var, o da hamza hoca'nın moral motivasyonu ve ruh hali. yaşamamış olana allah göstermesin ama bir erkek evlat için babayı kaybetmek hayattaki en büyük acılardan biridir ve kendi babamdan biliyorum, adamcağız aylarca gülümsemedi bile yahu, ağzını bıçak açmadı. hamza hoca daha geldiği gibi "abdürrahim albayrak'tan acımızı dindiren haber geldi" dedi, sonra da takımın başındayken ne biçim heyecanlandı, sevindi, kızdı etti. adamın yüzünde güller açıyor yahu işe bak! dediğim gibi kendi babamdan biliyorum o yüzden olumlu anlamda şaşkınım ama sanıyorum ki bir insana bu kadarcık kısa zamanda üzüntünün de sevincin de en büyüğü çok az denk gelir, zannediyorum ki galatasaray hamza hoca'nın hayata yeniden tutunmasını sağlayan sebep olacak ve her ne kadar kimsenin yaşamamasını dilediğim çok üzücü bir olay üzerinden olsa da çok farklı bir motivasyon ve hırs ile bu işe sarılacak. şu an mutlu olmasından ve yaşadığı o heyecanı bir nebze olsun görebilmekten ben şahsen çok mutluyum.

    eyyovarlamam bu kadar ama son defa tekrar edeyim, çok ilginç şeyler olabilir. atıp tutmuyorum, hayal tacirliği de yapmıyorum ama inşallah 4. yıldızı alırız, hamza hoca ya da artık hamza hoca ekolünden bu topraklara daha uygun ve bizimkilerin dilinden anlayacak isimler kulübümüzde kalıcı olurlar...

    not: bu süre zarfında mesela fenerbahçe mustafa denizli, aykut kocaman ve ersun yanal gibi iyi yerli hocalarla çalıştı ve kayda değer bir başarı elde etti, en azından tamam şikesi teşviği bir kenara sahada diri ve iyi bir takım görüntüsü ortaya koydu. beşiktaş yine mustafa denizli, samet aybaba, rıza çalımbay ve ertuğrul sağlam gibi isimlerin yönetimindeyken del bosque, scala veya schuster'deki kadar kötü değildi. trabzonspor-şenol güneş ilişkisi ise zaten bambaşka...

    haydi hayırlı akşamlar.
  • 691
    takimina guveniyor ve galatasaray'a yakisir bir anlayisla 9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı'na sahaya cikarmis takimini. gel gor ki eldeki kadronun bazi yerleri asla sampiyonlar ligi seviyesinde degil. umuyorum ki kendisi icin bu musibet bin nasihattan evla olmustur. arsenal'e karsi eboue ve riera gibi uluslararasi kariyeri, tecrubesi ve kalitesi olan beklerle oynamak baskadir, tarik camdal ve alex telles'le oynamak baska. hele bir de gobekte bekten bozma stoper hakan balta oynamak zorundaysa, gozunu cok da fazla hucum icin karartmamak lazim.

    yapmak istedigi seyler guzel ve zamanla hersey daha guzel olacaktir. devler ligi icin kendisi de tecrubesiz bir hoca nihayetinde. muhim olan ligin ilk yarisini lider ya da liderden bir mac uzaklikta bitirebilmek. devre arasindan sonra taslari yerine daha iyi oturtacaktir.
  • 692
    9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçında hatalarını anlayıp müdahale eden teknik direktörümüz. ilk önce savunma yapamadığımızı görüp her ne kadar mevkisi olmasa da umut'u sağ açığa çekti ve 4-4-1-1'e döndü. devre arasındaysa sahanın en kötüsü olan tarık çamdal ve yarar sağlayamayan burak yılmaz'ı oyundan aldı. bu müdahaleler ve onun yönetiminde gerçekleşmeye başlayan futbolumuzdaki kendine gelme beni umutlandırıyor. ligde bir aksilik yaşamazsak asıl belirleyici faktör - sözleşmesinin yenilendiğini varsayıyorum - önümüzdeki sene göstereceği avrupa performansı olacak.
  • 693
    9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçına aşırı ofansif 4-4-2 ile çıkarak intihar etmiş hoca. arsenal'in bireysel beceriksizliği sonucu 45 dakikada 6 fark yemekten kurtulduk. devre arasında yaptığı müdahaleler çok iyiydi. arsenal de rehavete girip maçı bize bıraktı ama zaten kazansak da bir şey olmayacaktı. ilk maçın günahı olmaz diyelim. inşallah ligi kazandıracak bize.
  • 695
    (bkz: 9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı)yla umudumu arttırmaya devam eden hocamız. bir kere müdahale ediyor oyuna. ayrıca düşündüğü bir sistem var. bunu basın toplantılarında da söylüyor. şu an alışma sürecindeyken sistemde istikrar için aynı sistemde ısrar ettiğini düşünüyorum. takımda ciddi bir toparlanma var. şampiyonlar ligi için çok zayıf bir defansa sahibiz. rakip de arsenal olunca başta tarık sağolsun 4-1 oldu ama oyun bana umut verdi. prandelli 4 yemesi değildi yani. ilk geldiği güne oranla şu anda umudum ve desteğim çok daha fazla. özellikle taktiksel olarak çok iyi müdahaleler yapıyor. en çok da bu konuda şaşırttı beni.
  • 696
    daha takımın başına geçeli 10 gün olmadı. 4-1 kaybettiğimiz 09.12.2014 arsenal maçı'ndan sonra dahi herkes umutlu.
    yaratmaya başladığı takım işte böyle bir takımdır. kimse merak etmesin. ligde süper top oynayıp 4 sene şampiyonlar ligi'nden boş dönen fatih terim'in takımını da biliyoruz. 4. senede son saniye golü ile uefa kupasına tutundu ve türk futbol tarihinin en büyük başarısını kazandı. güzel şeyler olacak... hamza hoca kotaracak bu işi.
  • 699
    takımdaki mikropları temizlemedikten ve gençleri takıma monte etmedikten sonra hiçbir boku beceremeyecek teknik direktör. babacan ve kucaklayıcı bir yapısı var, futbolcuların hatalarını kendine mal edeceğini söylüyordu bir röportajında. demek ki burak gibi, selçuk gibi adamların takımdaki yerleri garantiye alınmış oluyor. o halde şimdiden hepimize geçmiş olsun zira radikal hamleler yine gelmeyecek ve devrimler de asla kansız olmaz.
  • 700
    9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçından hiç bir beklentimiz olmadığı için, yedek kalecimiz sinan bolat'ı sahaya sürmesini doğru buluyorum. evet doğru, niye mi? tecrübe. muslera'nın dinlendirilmesi. yasinin 45 dk oynaması gayet normal. ikinci yarı arsenal'in geri çekilmesini göz ününde bulundurarak söylüyorum, ikinci yarı bize çok şey kattı.tamamen yüklenmemiz, resmen bir ders çıkartma imkanı verdi. tabi arsenal bir defa gelip son saniye gol atması da, istesek daha atardık mesajından çok, savunmamızın kötülüğünü de gösterdi. çok daha güzel günler göreceğiz. umudunuzu asla yitirmeyin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın