• 201
    farklı düşündüğü için eleştiriye uğrayan yazar.

    mesela fatih terim. sevmiyor işte. iyi ya da kötü yazar olmasına engel midir? hayır.

    kovulma uğruna işini gücünü bırakıp kopenhag'a uefa kupası zaferimize canlı tanıklık etmeye gidecek kadar deli galatasaraylı bi abim var mesela. ama adam fatih terim'in bazı takıntıları olduğunu düşünüyor ve pek sevmiyor. e napalım? "sen ne biçim galatasaraylısın" falan mı diyelim ona?

    ayrıca düşündüklerini çekinmeden söyleyen kişidir bence. 2012 yılının en beğenilen entrylerinde gereksiz bazı mesajlara haddinden fazla on numara verildiğini düşünüyordum, halim abi düşünmekle kalmamış, içindekileri de yazmış. ne var bunda?
  • 202
    kendisinin butun derdi dikkat cekmek, saksak oldugu icin behzat uygur ve cem davran gibi unlu kisilerin sozlukteki varligi onun icin buyuk problemdir. en begenilen entryler listesinde bir tane entry'si olsaydi bu tartisma cikmazdi zaten.

    ayrica kendisi fatih terim'e bir acikca sovmedigi kalmisken "sevmiyor. e napalim?" diyebiliyorsak, sozluk yazarlarinin bir kismina aciktan apaci diyen bu yazari efendice elestirene de "begenmiyor. e napalim?" diyebilmeliyiz. degil mi?
  • 204
    kimsenin kimseye "sen galatasaraylı değilsin" demediği bir olay "ama o çok büyük galatasaraylı" diyerek savunulmaya çalışılan yazar abimiz.
    abimiz diyorum çünkü büyüğümüz. ancak sen nasıl "fatih terim'i sevmek zorunda değil" diyorsan bende halim abi'nin bazı yazılarını sevmiyorum. bunu güzelce eleştirmekte benim hakkım.
    kendisine saygısızlık yaptığımı da düşünmüyorum. yani körü körüne savunmak yerine oturup düşünmenizi öneriyorum. çok sevebilirsiniz kendisini ancak bu onun dört dörtlük bir yazar olduğunu kanıtlamaz.
    bütün bir sözlüğün beğendiği bir şeye "siz hiçbir şey bilmiyorsunuz" dercesine laf ederseniz karşınızda illaki birilerini bulursunuz.
    behzat uygur'u veya cem davran'ı komik bulmayabilir yada yazılarını niteliksiz bulabilir. bizler nitelikli bulmuşuz ki on vermişiz. çoğunluk istiyor diye o da isteyecek, sevecek diye bir şey tabikide yok ancak eleştirirken de sevenleri, beğenenleri düşünmek zorunda.
  • 208
    hayatında hiç hegel okumamış ve diyalektikten hiç anlamayan kimi art niyetliler tarafından ciddi anlamda itibar kaybettirmek için, entryleri didik didik edilerek eleştirilen yazar.
    hayatın kendisi zaten bir çelişkiler bütünü. dün öyle düşünmüşsem, bugün farklı düşünürüm. buna kim mani olabilir, hayatın akışına kim karşı gelebilir. belki totem yapıyorum, olumsuz düşünüp de tersi olursa daha çok seviniyorum. belki karamsar bir yapım var ve hep bardağın boş tarafını görüyorum, işler yolunda gittiğinde ise mutluluğum tavan yapıyor. size ne ulan bunlardan, kimsiniz ki ve hangi ehliyetle karışıyorsunuz yazdıklarıma.
    küçüklüğümden beri en uç seviyelerin adamı oldum. hiçbir şeyi beğenmedim, her şeyde bir kusur buldum şimdiye kadar. evet entelektüelim, üzerime de adam tanımıyorum. deminden edouard manet'in "the luncheon on the grass" isimli tabosunu neden bu kadar sevdiğimi düşünürken erotik düşler kuruyordum. adını bile duymadıklarından emin olduğum william faulkner'ın tüm eserlerini hatim ettim. amerika'nın güney eyaletlerini, centilmence nasıl içki içilip de züppelik yapıldığını ondan öğrendim. yani rednecklerle oturup viski yudumlasam sırıtmam. maçaları sıkıyorsa denesinler bakalım okumayı faulkner'ı.
    avam topluluklar çadır tiyatrosu yapan şebeklere gülerken ben tennessee williams'ın ihtiras tramvayı'na biniyor, sırça kümes'e hüzünleniyordum votkamı pet şişeden yudumlarken.
    paul eluard, arthur rimbaud ve louis aragon'dan şiirler okuyup, turgut uyar, özdemir asaf ve cemal süreya'ya haklarını teslim ediyordum.
    andrei tarkovski, robert bresson, federico fellini ve robert altman en sevdiğim yönetmenlerdi. keşke hayat amarcord gibi olsaydı bana, zira matureleri de çok seviyordum.
    vedat milor ile yarışacak bir damak zevkine haizim ayrıca. kimsenin midesinin almayacağı tadları, ancak elit damaklara hitap eden, birçokları tarafından yine adları bile bilinmeyen yiyecekleri indireli çok oldu mideye.
    burada saymadığım kadar çok da bilgi birikimine sahibim evelallah, şimdiye kadar tevazuyu elden bırakmadık ama apaçiler mecbur ettiler beni bunları yazmaya.
    velhasıl diyorum ki çakma profesörleri genel kültürümle yalar, kurutuncuya kadar da emerim. charles bukowski'ye de selamı çakarım bu vesileyle.
  • 211
    son gunlerde yazilan nickaltilarina ve uzun zamandir alttan almalarinin son demlerindeydi belli ki. bu sefer fena patladi. kendisi hakkinda yazilanlara cok saglam cevap vermis yazar abimizdir. buradan soyleyeyim kendisinin yazdiklarindan ve tutumundan zerre hoslanmiyorum ama yinede cok guzel cevap vermistir kendisine yapilana.

    kendisinden ne kadar hoslanmasamda ayni cati altinda ayni amac icin bulundugum bir yazardir.

    gecen gun bes ay once yazdigim ve yanlis yaptigim bir entrynin hesabini sormaya kalkti bana. pek hos bir durum degil bu. sabahtan beri uc tane upuzun entry yazip sildim kendisi hakkinda. dusene birde ben vurmus gibi olmayayim diye. iyiki yazmamisim diyorum su an.

    an itibariyle eskisinden daha cok saygi duydugum ve goruslerine katilmadigim entel yazardir kendisi. bana da elit deniyordu bir zamanlar mesajlardan. seni de elit ilan ediyorum halim abi.
  • 213
    niçin bu kadar üstüne gidildiğini hakikaten anlamadığım yazar. biraz t a a r a b t manipülasyonu, kışkırması gibi geliyor bana. yerinde olsam kendimi nick altı entry'lerle savunmazdım. daha cool olurdu. cevap vermiş. böyle bir durumda verilecek cevapların hiçbiri yeterli olmaz bence. ki bu cevap da olmamış. kendisini "hepimizden iyi galatasaraylı" diye de savunmam. bence buradaki herkes aşağı yukarı eşit ölçüde galatasaraylıdır. ama sözlük'te garip bir şey var. bir insan fatih terim'i eleştirdi diye karalanmaz. dersin ki "birader bunu yazmışsın, ama bu dediğin yanlış, çünkü...." diye başlarsın. ben halim abi'yi eleştiren entry'ler içerisinde neredeyse hiç açıklama göremiyorum. zaten terim'i eleştiren entrylerin çoğunda, yazarlarda bir çekince var gibi. sanki allah'a küfrediyolarmış gibi elli kere özür dileyerek, "şimdi imparator'dan daha iyi bilecek değiliz tabii, ama..." diye başlanıyor. bunun bile özgürlük alanımızı ne kadar daralttığının farkında mısınız? içimizde biri de çıkıp terim'i eleştirince hain ilan ediliyor. tam gelişmiş ülkelere özgü bir manzara değil mi? millet konuşmasını, tartışmasını bilmiyor. direkt küfürle, alayla, aşağılamayla, hakaretle söze giriyor. halim abi başlığındaki entry'lerin birçoğu böyle. insanlar kendilerinde böyle bir hak görüyorlar. cümle kurmayı bilemediklerinden, kendilerini ifade edemediklerinden dolayı böyle bu. oturup iki kelime konuşmaya çalışsan konuşamayacağın adam hakaret eder. galatasaray sözlük de bunun istisnası değil ne yazık ki.

    halim abi hakkında t a a r a b t yazmış bir tane entry de. "adam yaşlı lan zaten" demiş. * tam t a a r a b t entrysi. yani bildiğin köy kahvesi felsefesi. ben kendisi üzerindeki baskının da büyük oranda bu adamın provakasyonuna bağlıyorum.

    dikkat çekmek mevzusuna girecek olursak, benim bildiğim en kendi hâlinde adamlardan biri lan bu adam. ne dikkat çekmesi. sözlükteki ünlüleri istemiyormuş. o eleştirirse başka ünlüler gelmezmiş. ee? cem yılmaz'ın "severek izliyoruz" parodisi vardı. bana bunu hatırlatıyor bu olay. sırf gazetelerde, televizyonlarda adı geçiyor diye birilerine saygı mı duyacağız? ajdar sözlüğe üye olsa horoz keseceksiniz demek ki. bu mu yani seviye, kriter, kıstas, mikyas?

    terim, pino ve baros hakkındaki eleştirilerinde bazen takıntılı ve bazen aşırı ısrarcı davranıyor, eyvallah da, bir insanın bel altına böyle vurulmaz. diyaloğa girmeye çalışırsın. yani benim bildiğim kadarıyla biz insanlar konuşa konuşa anlaşırız. küfür ederek, hakaret ederek, aşağılarayak değil.
  • 216
    hayatlarını biat kültürüne duydukları sonsuz bağlılıkla geçiren bir kısım sözlük yazarı tarafından dikkat çekmekle itham edilen özgün ve cesur yazar. kendisinin yorumlarına katılmayıp bunu somut verilerle çürüteceğinize kendisinin fatih terim figürüne karşı getirdiği eleştirel ve sorgulayıcı tavrı bizzat kendilerine yapılmış sayan ve bundan hareketle her türlü hakareti dillendirmekte beis görmeyen terimistlere karşı duruşu itibariyle savunulması elzem olan şahıs. ta ki fatih terim bu takımı şampiyonlar ligi şamiyonu yapsa bile eleştiriden muaf tutulmasının söz konusu olmadığının öğrenileceği zamana kadar.
  • 219
    halim abi sayesinde türk insanının eleştiri yeteneği olmadığını bir kez daha gördük. eleştiriye bakar mısın:
    ''son yazdılarından sonra yol alsın. bir daha da görmeyelim yüzünü''
    ''sen yazma burada o zaman''
    '' sana yağan yağmurda su yok.''

    gerçi bunları da yazmak istemezdim ama ne demiş fuzuli;
    söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.

    aferin beyler, aynen böyle devam.

    not: inşallah gün gelir bazı fikirlere saygı duymayı öğrenebiliriz. bakın aynı fikirde olmayabilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız. umarım bunu başarırsınız.
  • 221
    bir sürü şey yalayıp yuttuğunu anlatan yazar.

    saygımız var ne okuduğuna, okumadığına, ne bildiğine, bilmediğine. hatta ne yiyip içtiğine... portakallı pekin ördeği yemiştir muhtemelen... ama bizim çorbacı sebo'nun kelle paça çorbasını bilmiyor olabilir ya da uykulukçu izzet'in uykuluğunu... ya da söğüşçü hüseyin'in kelle söğüşünü... biliyor da olabilir, bilmiyorum.

    ama ben o'na bizden biriyle, yunus emre'nin bir dizesiyle hitap etmek isterim, onca şey okumuş, benden çok okumuş muhtemelen, kabul, eyvallah... peki ne der yunus emre?

    --- alıntı ---

    gezdim halep ile şamı, eyledim ilmi talep..
    meğer ilim bir hiç imiş illâ edep illâ edep...

    --- alıntı ---

    felsefik tartışmalara, fransız yönetmenlere, italyan şaraplarına, rus revü kızlarına, mahallenin kanalizasyon sorununa değinmeyi bırakıp konuya döneyim.

    fatih terim hakkında yaptığı tespitlerin en az %90'ında haksız çıktın sevgili halim abi. yanıldın ama biraz psikolojiden anlıyorsam sen fatih terim hakkında yazmaya devam edeceksin. yazarsın tabiki, yaz tabiki. bak bunu ben söylüyorum; fatih terim için "tartışmaya kapalıdır" görüşünde olan bir galatasaraylı. herkes kadar galatasaraylı bir insan... senin kadar, herhangi bir moderatör kadar... herhangi bir nesil yazar kadar galatasaraylı biri olarak söylüyorum...

    fatih terim başlığındaki yazılarını okudum; (bkz: #876855) bu entry 28 ocak 2012 tarihli ve o entry'den sonra girdiğin (bkz: #1087555) entry'nin tarihi 8 kasım 2012 yani arada 9 aylık bir süre var. o aradaki sürede sanırım yazacak pek bir şey bulamadın.

    (bkz: #671250) mustafa sarp gitti, gökhan zan gitmedi, çünkü iyi bir stoper, evet iyi bir stoper. hakan balta evet kaldı, geçen yılki performansı ortada... ve servet çetin... o gitti.

    (bkz: #671285) geçmiş olsun demişsin geçen sene... bu sezon, önümüzdeki sezon gitti demişsin... sanırım o entry girdiğin günden beri ligde lider durumdayız.

    (bkz: #675013) korkularında da haksız çıkmışsın halim abi... korkularında bile...

    (bkz: #683520) evet halim abi, fatih terim mençıstır'a hâlâ mançester diyor, tıpkı arsınıl'a arsenal diyen ben gibi, herhangi biri gibi, belki de sen gibi...

    (bkz: #691102) cana, pino ve culio giderse felaketimiz olur demişsin halim abi...

    (bkz: #721796) pino'yu çok seviyordun sanırım... engin'in geçen yıl yaptıklarını pino dediğimiz adam ömrü hayatında yapamadı...

    (bkz: #745063) hem m.sarp, servet çetin, h.balta v.s. demişsin hem de transferlere çok para harcanıyor demişsin.. biz terim'in "maliyeti yüksek" olduğu için almadığı topçuları biliyoruz..

    (bkz: #747477) mourinho'dan ders alır mı, ders verir mi bilmem de, mourinho ile aynı konferansa davet edildiğini zaman zaman unutuyorsun sanırım. sen de elitsin, bilirsin...

    (bkz: #812620) riera'yı bir maç pasifize ettiğini söylemişsin de, aynı riera'ya bu yıl taş gibi top oynattığını da yazsan ya keşke...

    diyorum ya, 28 ocak ile 8 kasım arasında 9 ay 10 gün var... çocuk olur yani, o derece...

    8 kasım'dan sonra eleştiriler cılızlaşmış sonra da maalesef ama maalesef çirkefe bağlamışsın, elit bir insana bu kadar basit bir yorum yakışır mı yahu? (bkz: #1093263) 9 ay 10 günde yazacak bir şey bulamayınca ve fatih terim başarılı olunca lig dandik mi oldu? sen istediğin kadar değiştiğini söyle belli ki sende fatih terim sıkıntısı var, zira şu girdiğin entry psikolojinin ne durumda olduğunu gözler önüne sermeye yetiyor.

    velhasıl; sayın halim abi. fatih terim bu ülkede futbolun zirvesidir ve ben tekrarlıyorum; "tartışmaya kapalıdır".
  • 222
    nickaltina tecavuz edildigi gunun gecesinde sinirlenip, ona laf sokanlara, yamuk yumuk konusanlara bir iki kelam edeyim diye oturdum bilgisayarin basina (yalakayim ya). he bir de kafam guzel, bali cektim, afyon yuttum, kendimi alkole yatirdim. sonra dusundum; bu gibi arkadaslarla ilgili entry girmeyi birak, herhangi bir cumlede bahislerini gecirmek halim abiye hakarettir. kaldi ki bu adamlarin arasinda 'genel kultur' ile 'görgü' arasindaki farki bilmeyen arkadaslar var. abim yakin zamanda girdigi bir entry ile cok guzel anlatmis kendisini, lakin kendisi esasinda soyle bir adamdir:

    kendi kaninin iklimi akdenizden uzakta icitigin bilmem kacinci bira, plastik sisede votka ve izledigin "bipsiz" behzat ç nin ardindan yatmadan (sizmadan) sozluge girip ne var ne yok diye bakindiktan sonra "lan halim abi burda olsa da iki muhabbetin belini kirsak" dedigin, kendisinin an itibari ile sozlukte olmadigini gorup derin uzuntulere kapildigin adamdir kendisi. adamdir yani.

    buradan oyle nickaltina iki sacma salak hakarete varacak elestiri yazmakla, gitsin artik yazmasin demekle olmuyor bu isler maalesef. galatasarayli olmadan once degil, galatasarayli oldugun icin adam olmak(n) lazim. ne yazik ki siz daha olmamissiniz be usta...
App Store'dan indirin Google Play'den alın