resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 2051
    ikinci yarı galatasaray takımını 1-0'ı korumak adına oynatmaya başladığı anda gol yiyeceğimizi bağıra bağıra belli eden teknik direktör. lakin ben 1 gol yeriz diye beklerken 3 gol yedik... mustafa sarp ve serkan ısrarı ise ayrı bir mesele...

    stancunun bir pozisyonu vardı ilerde sadece baros vardı yahu...
    nasıl bu kadar geriye yatırılır bir takım... serkanı göz göre göre niye oyundan almazsın...

    neyse...
    kupa maçını düşünüyor bence...
    başka bir açıklaması olamazdı bu maçın.
  • 2052
    evvela hagi'nin büyüdüğü coğrafyanın, ideolojinin, çevrenin ona çok can yakan bir ''inat'' verdiği aşikar. bunu asla yadırgamıyorum, seçimlerinin de bir kısmına ısrarla katılmıyorum. (balta tercihi, serkan tercihi & sabri'yi ortada oynatma tercihi vs.) ama onun hagi olduğunu da asla ama asla unutmam. neill yerine cana'yı stoperde oynatıyorsa, bunun üzerine de cana ''kariyerimi bundan sonra büyük ölçüde stoper olarak götürürüm gibi görünüyor...'' diyorsa eğer, demek ki sene sonunda neill yolcu.

    galatasaray'ın twitter hesabı eskişehir maçı sonrası sadece cana için açılan pankartı gösterdi taraftara, oysa ki o pankartın yanında insua ve neill için de pankartlar vardı. göstermediler onları, demek ki sene sonunda neill'in yanında insua da yolcu.

    bu yüzden de en azından yaz dönemine kadar ayağı yere sağlam basan bir adamı stoperde tutmak istiyor. diğer yandan sarp'ı tabii ki yetersiz buluyorum ama bu hagi'nin tercihi değil, suçu hiç değil. bunu benden önce en az 100 arkadaşım yazdı ama bir kez de ben ısıtayım. hagi ısrarla bir ön libero istedi ama yönetim almadı, alamadı. orası muallak. bu da demektir ki hagi sarp'ın kara kaşına kara gözüne aşık falan değil.

    peki neden yekta değil ön libero? başka bir konu da yekta. yekta'nın oynayacağı maç var oynamayacağı maç var, bu kötü hava koşullarında, bu fizikle ibb'ye karşı defansif top kesen adam olacak hali yok. iş disiplini konusunda en ufak bir şüphem yok, haketmedim demek ki hocam oynatmadı diyecek kadar galatasaraylı. ama bu çıkıp çatır çatır top oynamak için tek başına yeterli bir vasıf değil.

    lafın özü, elinden gelenin en iyisi bu hagi'nin. ''oyun okuyamaz yaa hagi, topçuyken kafa vardı ama şimdi var göt'' diye çamur atmanın tam olarak manası nedir çözemiyorum.
    jübilenin ertesi günü beynini mi aldırdı bu adam? tabii ki futbolcu olmakla hoca olmak arasında fark var, ama bu demek değil ki ''bu kadar radikal'' fark var.

    cumartesilerimiz bok gibi geçiyor evet, pazarlarımız da bok gibi geçiyor tamam. yahu ama senin taraftar olarak ''sevmekten'' öte ne lüksün var birader? müşteri değilsin sen, taraftarsın.

    son bir şey ; hagi'ye sallamakta antuyla falan yarışırız galiba. ayıp ediyoruz abi.
  • 2053
    hagi gitsin tabi. servet çetin kalsın, mustafa sarp kalsın, hakan balta kalsın, barış özbek kalsın, aykut erçetin kalsın, aydın yılmaz kalsın, serkan kurtuluş da kalsın amk ama hagi gitsin. ayhan akman 10 yıl daha kalsın bırakınca da klübede devam etsin ama hagi gitsin... duble kazım gezsin sahada ama hagi gitsin...

    amk bu istediğiniz kaçıncı kelle? ne değişiyor hoca gidince? bana bir deyin hele... kalli, skibbe, rijkaard, hagi... efsaneliğini kenera bırakarak konuşuyorum dikkat ederseniz... ne değişiyor lan hoca gidince? hocaya gelene kadar neler var gitmesi gereken. adnan sezgin de kalsın amk, hagi gitsin...mehmet helvacı da kalsın hagi gitsin... adnan polat da kalsın hagi gitsin... nesiniz siz yaa? bu ne abi bu nasıl bir öfke? hagi gidene kadar neler var gidecek...

    hagi nereye gidiyor beyler, beyninizi sikiim hagi gidene kadar neler var takımda... hagi gitsin ne yaa, bu takımı bu hale sokanların ecdadını sikiim, hagi gitsin ne? atom olmuş hagi amiplerin gözünde, çok da fifi amk...

    hoca gidince ne oluyor, bana onu bir izah etseniz diyecem ok, x gitsin y gelsin. takım ortada abi, kimin ne mal olduğu ortada. sorgulancak adamlar ortada... orda bi düzen var o gitsin asıl... ama hepsi sırayla gitsin önce, sonra diyelimki olmuyorsa hagi gitsin...

    bi siktirin allasen. hagi gitsinmiş...

    edit: unutmuşum amk, efsaneliğini göz önünde bulundurarak bu sefer de, bi kere de sırf inadına olsun diye;

    (bkz: i love u hagi)

    en içten haykırışımla da, her zamanki gibi;

    (bkz: i love u hagi)
  • 2055
    teknik direktör olarak beğenilmese de şu an içinde bulunulan durumda gönderilmesi son sıralarda yapılması gerekendir. ondan önce yönetimin, sonrasında o formayı zerre haketmeyen futbolcuların, daha sonra o formayı insani değerler bakımından hakediyor olsa da (gerçi bunlardan az sayıda vardır takımda) giyebilecek yetenekten yoksun olanların, gerektiği yerde yeterli tepkiyi vermeyerek veya sahip çıkmayan / çıkamayan olan bazı taraftarlar kulüpten el çekmedikçe kendisinin gönderilmesi hiçbirşeyi daha iyiye götürmeyecektir.
    edit: imla
  • 2056
    kendisine dair hiç bir umudum olmayan teknik adam. artık ne yaptığı da umrumda değil. ne kadar iyi yürekli olursa olsun, ne kadar iyi galatasaraylı olursa olsun, hiç biri umrumda değil. bir teknik adam kim olursa olsun bu kadar göz göre göre hata yapmamalı, yapamaz. eğer ki yapıyorsa o teknik adam değildir zaten. kaç ay önce söylemiştim bilmiyorum hagi'den teknik direktör olmaz demiştim kararımın arkasındayım. olmaz arkadaşım olmaaazzzz. kastım hagi gitsin takım şaha kalksın değil belirtmek istediğim önümüzdeki yılı da boşuna harcamamak. hagi de yönetim de gitsin.*
  • 2060
    maalesef şahsi kaprislerini ve inatlarını takımın menfaatlerinin önüne koyuyor gibime gelmeye başladı.
    öylesine tuhaf takım dizlişleri ve değişiklikler yapıyor ki insanın kendisini savunacak mecali kalmıyor.
    sanırım kadro yetersizliği konusu ile kendisini savunmak pek mümkün değil. zira elindeki kadroyu zaten yeterli kullanılmadığı düşünülüyor genel olarak.yani mevcut kötü kadroyu bile doğru düzgün sahaya süremiyor.
    elindeki tek sağ bekten 10 numara yaratmaya,elindeki tek ön liberodan stoper yaratmaya,elindeki tek oyun kurucudan a2 oyuncusu yaratmaya çalışan bir teknik direktör kadro yetersizliğini öne süremez ya da bu argüman ile savunulamaz.
    tüm futbolcular verim alınabilecek yerlerinde oynar ve hala kötü gider işler o zaman kadro yetersiz diyerek kendisini savunuruz.
    aslında basit bir soru herşeyi açıklayabilir.
    bugün galatasaray olarak tüm dünyanın takdir ettiği bir ön libero ile anlaşsak ve önümüzdeki yıl takımın başında haginin devam edeceği kesinleşmiş olsa bu anlaşılan ön liberonun seneye stoper oynamayacağının garantisi var mı?
    bu soruyu santrafor alsak sol açık oynamaz şeklinde ve daha nice versiyonları ile sorulabilir.
  • 2062
    daha önce de belirttiğim gibi şu anda hagiyi eleştirmekten vazgeçtim. desteğe ihtiyacı var. zamana ihtiyacı var. sabredilmelidir. fakat artık kendisi de bazı oyuncu ve oyun tercihlerini sorgulamalı, öz eleştiri yapmalıdır. galatasaray kadrosu evet kötüdür. kötüdür ama bu kadar da kötü değildir. bugün oynayan baros, kazım, stancu ve culio. hatta sabri ve oynatılmayan yekta. sonradan oyuna giren pino. en azından birşeyler başarabilecek, birşeyleri değiştirebilecek bu hücumcu oyuncular kadrodadır. ve galatasaray oyuna hükmetmeyi bırak, pozisyon bile bulamıyorsa bu çok acıdır. savunayım derken saçmasapan hatalardan goller yiyorsa düşünmek lazım. bu kadro kötü ama bu kadar da değil sanki..düşün hagi düşün..senin birşeyler yapabilmen lazım..
  • 2063
    hollanda'da galatasaray'ın parasını yiyen elin oğluna helal ise o paralar hagi'ye binlerce defa helal olsun dediğim canımızdır. çok üzülüyorum çok. galatasaray'ın yenilmesini isteyenleri gördükçe. hemde sözde galatasaray'ın geleceği için. hemde hagi'nin gitmesi için. bahaneleri de bu

    zerre kadar haz etmedim frank rijkaard'dan. ama ona bile 1,5 yıl sabredilmesini bir noktaya kadar anladım. bırakında hagi de önümüzdeki sezonun sonunu bir görsün. ondan sonra yollanacaksa da sezon sonunda kendisine yakıştığı gibi yollansın. sözleşme süresi bittikten sonra.

    o bizim evladımız. o bizim canımız. en kötü zamanımızda elini taşın altına koyanımız. hemde kayıtsız şartsız. biraz saygılı olun. o hepinize şu ana kadar başka hiçbir türk takımı taraftarının yaşayamadığı başarıları yaşattı futbolcu olarak. izin verirseniz hoca olarakta yaşatacak.
  • 2067
    teknik direktörlüğünü beğendiğim hocadır. kötü futbolcuların iyi futbolculardan daha fazla olduğu bir takımın hocasıdır, maçları bireysel hatalar ile kaybetmektedir. kendisine sallayan fm fanatiklerini bir yana bırakıp oynatmaya çalıştığı sistemi daha evvel yazmaya çalışmıştım, biraz daha devam edeyim.

    hagi nasıl bir kadro kuruyor?
    hagi eski sistemi kullanan biri iğne ile oyna aslanım şöyle yap böyle yap demiyor, ağrın mı var oynama diyor, yenilmeyi göze alıyor, röportajında 2 ay sahadan uzak kalan adamın iyileştikten 2 ay sonra düzeleceğine inanan birisi, tabi bu da kötü durumdaki takımda yapılması çok çok riskli bir iş ama yapıyor. öncelikle oynayabilecek durumdaki adamları seçip aralarından 11 kuruyor, tabi 10 sakatlı bir kulüpte bu görünmüyor. defans kurgusu olarak kuvvete güce ve agresifliğe dayalı ve kesinlikle hava topu indirmeyecek bir defans istiyor bu yüzden cana gibi adamı geriye çekti, topu alıp içeri girecek adama refakat yapan bir defans istemiyor. ayrıca elinde olan tüm defans oyuncuları saatli bomba e bunun da suçlusu kendisi değil, zan, neill, servet gibi adamları elinden gelse almaz zaten kim olsa almaz. defansta hagi ancak yer değiştirir başka da bişey yapamaz o da ne yapsın ortasahadan defans yapmaya çalışıyor, tıpkı pino'dan forvet yapmaya çalıştığı gibi. neyse dediğim gibi defans kurgusu için eli kolu bağlı. orta sahaya gelirsek orta saha tamamen değişti zaten bizi kör topal götüren de orta sahamız, culio takımın hamalı oldu, kazım ise yıllardır güçsüz kanat oyuncu eksikliğimizi giderdi, yavaş olan ortasaha dinamizm kazandı, stancu da koşan pres yapan biri o da orta sahayı rahatlatıyor, zaten ileride baros, pino, stancu birarada 5 maç oynasın eğer 10 gole sadece bu üçlü imza atmazsa ben futboldan anlamıyorum. forvetin durumu tamamen eksikliğin giderilmesi ile alakalı. kısa olarak durum böyle.

    neden böyleyiz?
    bireysel hataların, yeni oluşuma girmeye çalışan ve taraftarlarca zaman verilmesi en zor dönemde olan bir takıma olumsuz etkileri yüzünden böyleyiz.

    son olarak;
    ı love you teknik direktör hagi
  • 2068
    çıkardığı kadrolar ve oyun yapısı yüzünden haklı olarak eleştiri alandır.

    26 şubat 2011 istanbul bb spor galatasaray maçının başlığında da yazdım.3-1 yenik durumdayız,stancu ile atak yapıyoruz ve kale önünde sadece baros var.
    5dk sonra ibb atak yapıyor kalemizin önü ise 5-6 ibb li tarafından ablukaya alınmış.
    hagi türk futboluna ve galatasaraya çok büyük hizmetler etti,kendisine ömür boyu bütün galatasaray taraftarı minnettar olacak.fakat tüm bunları yapması,dehşet derecede galatasaraylı olması onu eleştirilmez yapamaz.daha dün gelmedi galatasaraya,aylar oldu türkiyeye geleli,komik olan ise "ama transferler hazırlık kampına geç geldi" falan diye destekleniyor olması.

    benim taraftar olarak bir teknik direktörden beklentim,takımı en iyi şekilde çalıştırıp maçlara hazırlaması,ve bu maçlara,en iyi oynayabilen 11in sahaya sürülmesini sağlamasıdır.haginin aksak kaldığı nokta da bu.
    yıllardır tutturulmuş bir 4 3 3, 4 2 3 1 vs. . takımdaki teknik direktör mevcut ortasaha elemanlarının (bkz: bam) bu taktik dizilişle oynayamayacığını&oynamadığını görmüyorsa o teknik direktör kötü teknik direktördür ve işini iyi yapmıyordur.yönetim istemene rağmen libero almamış olabilir.al ozaman genç takımdan birini koy göbeğe veya lorik cana'yı yerine al.görmüyor musun mustafa sarpın ne derece kazma olduğunu? hiç olmazsa hem takıma,hem taraftara, hem de yönetime güzel bi mesaj vermiş olursun.

    dünyada baskın takımlar 3 lü ortasaha ve forvetlerle oynuyor,bizde oynayalım diye rezil rüsva oluyoruz kaç yıldır.
    iyi teknik direktörsen elindeki kazmalara mahkum olmak yerine,kazma olmayanları kullanabileceğin bir sistem geliştirmek zorundasın.bunu yapamayıp hala göbekte bize 90 dakika mustafa sarpı izletiyorsan kötü teknik direktörsün!

    tüm bu teknik taktik konulara ek olarak bugün beni feci derecede rahatsız eden birşey daha oldu.
    tamamen haginin isteğiyle takıma katılan colin kazım,bugün dalga geçercesine 90. dakikada oyundan alındı.üstelik bu adamla tam taraftar barışmaya başlamış,hatta son zamanlarda takımı sırtlayan isimlerden biri olmuşken.hagi kefil olduğu,bütün taraftarları uyuz ederek takıma kazandırdığı futbolcuyu resmen tribünlerin önüne attı.acaba hagi bundan sonra kazım'a "çık ve benim için oyna" gibi birşey diyebilecek mi? ayıptır!

    neyseki atılacak olan adımlar belli gibi.
    1-yönetim gider
    2-hagi gider
    3-kadro yenilenir
    ve seneye yeni bir heyecanla tekrar eski günlere dönüş yoluna girerirz.

    edit:imla
  • 2070
    #503511 ve #505379 'de de belirttiğim üzere, hagi'nin kötü bir teknik direktör olmadığını ama kendisini henüz bu yeni sayılabilecek mesleğinde kanıtlayamamış olduğunu düşünüyorum. halen de aynı noktadayım fakat artık değerlendirilebilecek kadar bir ikinci galatasaray teknik direktörlüğü dönemine sahip olan hagi'nin; "yanlış zamanda yanlış yerde" klişesine gömülmüş durumda olduğuna dair izlenimler alıyorum.

    ortaya attığımız lafı açıklamaya çalışırsak; mircea lucescu ayrıldığından beri, sistemi alabora olmuş, türlü ekonomik saçmalıklar yüzünden hamle şansı sıfıra indirilmiş takımımız; o tarihten günümüze sadece iki şampiyonluk alabilmiştir. bunların ikisi de malumumuz futbol mucizeleridir ki, bu mucizeleri gerçekleştiren ekipleri bile barındırmadık florya’da.

    işte "yanlış zaman yanlış yer" klişesini sürece denk getirme zamanı!

    şu anda galatasaray'ın ihtiyacı olan teknik yönetim iki özelliğe sahip olmalı:

    1) ülke futbol ve futbolcu kültürü bilinmeli, eğer yabancı ise de farklı kültürlere ve futbol anlayışlarına adapte olabilir nitelikte olmalı. (bkz: #505094)
    2) sisteminde ısrarcı nitelikte değil; maliyet - gelecek hesaplarını yaparak transfer yapmada, yetenek avcılığında, kurumuş dalları ayıklamada, yeni bir takım ve sistem yaratıp ona önderlik edebilmede usta olmalı.

    peki, bir de hagi'de gördüğümüz teknik direktörlük özelliklerine bir bakalım:

    1) forechecking kabiliyeti yüksek bir futbol oynamak öncelikli ilkesi
    2) ani baskılarla top kazanılamadığı takdirde hızla topun arkasına geçerek alan savunması kurmak savunma stratejisi
    3) ihtiyaca göre değil kendi kişisel kararlarına göre bir takım kadrosu oluşturuyor (misimovic olayı) (elbette bu bir tercih meselesidir)
    4) futbolcularla ilişkilerinde bir tek yönlülük belirgin. (beğenmeyen gider tarzı bir yaklaşıma sahip ki bu da bir tercih meselesidir)
    5) maliyet - gelecek hesaplarından çok, bildiğim ve beni bilen oyuncu en iyisidir gibi bir transfer stratejisi var ( örneğin yekta dışında devre arası transferleri)
    6) kendi futbol anlayışına (örneğin geldiği günden beri her maça en fazla üç hücum gücü yüksek oyuncu ile çıktı; 2 çapalı 4-2-3-1 'i uygulanabilir olmasına rağmen hiç denemedi) sıkı sıkıya bağlı.

    hagi'nin teknik adamlık öncelikleri tercih meselesidir ve saygı duyulmalıdır. fakat içinden geçtiğimiz şu zor zamanlarda bu özellikler acaba galatasaray'ın ihtiyacı olan özellikler midir? ya da soruyu tersten sorarsak galatasaray'ın şu andaki acil ihtiyaçlarına hagi cevap verebilecek mi?

    galatasaray'ın acil ihtiyacı olan anlayışa dair iki özellikten bahsetmiştim ki bunların ilkini hagi fazlasıyla karşılıyor ama ikincisine maalesef karakteri ve futbol anlayışı uymuyor. iyi teknik direktör her yerde, her zaman iyidir gibi bir genellemenin büyük bir yanılgı olduğunu futbol bize defalarca ispatladı. zaman ve anlayış kesişmesi gerekliliğini dünya üzerinden bir iki örnek ile zenginleştirelim:

    ilk olarak fransa’ya gidiyoruz, olympic lyon’a. 2000 yılında lacombe istifa edip jacques santini teknik direktörlüğe başladığında klüp, league 1‘de hiç şampiyon olmamış, fransa’nın büyükleri arasında sayılmayan bir başaltı takımı idi. renault trucks’ın bir süredir süren ekonomik desteğine rağmen istenen başarılara bir türlü ulaşılamıyordu. o sene futbolun klasik ama etkili hamlelerinden birine başvuruldu: “doğru zaman doğru anlayış”. takımın başına bir saint-etienne’liyi, jacques santini’yi taraftar tepkisini göze alarak getirdiler zira scouting başarısı bilinen ve tıpkı “mitterand”  gibi sakin ama güven veren biriydi. hızla bir inşa sürecine girdi lyon. ama ne inşa süreci! o iki yılda atılan temellerin üzerine tam yedi yıl üst üste şampiyonluk geldi. santini’den sonra o yedi yıl içinde üç teknik direktör daha görev yaptı ama lyon ilkeden asla taviz vermedi “doğru zaman doğru anlayış”

    ikinci durağımız almanya, bu sene herkesin yakından takip ettiği borussia dortmund’a bakacağız. bu hikâye biraz daha bizden ya da bize yakın. zira bu sefer, zaten bir dev olan takımın ekonomik çöküşe paralel dibe vurması ardından ana fikrimize “doğru zaman doğru anlayış” sarılarak tekrar şahlanışını anlatıyor. 2008 yılında yıllarca süren eziyetten sonra takımın başına “neşeli futbol öğretmeni” ( http://www.radikal.com.tr/...mp;ArticleID=1034376 ) jurgen klopp getiriliyor ve klasik formül bir kere daha etkisini gösteriyor. mainz’daki hocalık kariyeri boyunca yeni yetenek keşfi konusunda üstün kabiliyetleri göze batan klopp, aynı meziyetlerini dortmund’da da sergiliyor. bir de tıpkı mainz’daki gibi başarı için o an ki konjonktürde gerekli olan sisteme takımı inanılmaz bir esneklikle geçiriveriyor. sonuçlarını ise bugün ilgi ve gıpta ile izliyoruz.

    ufak dünya turumuzdan sonra bir de okumaya artık fırsat bulamadığımız, nerdeyse unutmaya yüz tuttuğumuz şanlı galatasaray tarihine bakalım: çoşkun özarı’yı, brian birch’ü, jupp derwall’ı, fatih terim’i göreve getirirken kullandığımız futbol aklını hatırlayalım.

    bu yazıyı da şöyle bağlayalım, hagi’nin efsanesini hiçbir başarısızlık gölgeleyemez ama hagi taraftarı değil galatasaraylı olduğumuzu unutmadan aklıselimle konuşmak gerekiyor. takımımızın başına yukarıda derinlemesine anlattığımız özelliklere haiz bir teknik yönetimi getirmek gerekir. hagi’nin bu özellikleri geliştiremeyeceği kesin mi diyebilirsiniz. elbette değil ama şu ana kadar bana verdiği izlenim bunu başaramayacağı yönünde. bir de bunu önceden kısmen başarmış olanları var!

    neden amerika’yı yeniden keşfe çıkıyoruz ki.

    ( bkz: tolunay kafkas – kayserispor, gaziantepspor –, abdullah avcı – ibb –, ertuğrul sağlam – bursaspor, kayserispor –, fatih terim – galatasaray, türkiye milli takımı –, veya yurtdışından martin o’neill – leicester, celtic, aston villa –, co adriaanse – ajax altyapı, az alkmaar, porto, redbull salzburg –, otto rehhagel – werder bremen, kaiserslautern, yunanistan milli takımı –, huub stevens - schalke 04 - ) (bunlar sadece aklıma gelenler ve ertuğrul sağlam dışında hiçbirini almak imkansız değil. elbette içlerinde bir “daha da uygunu sırası” yapılabilir)
  • 2073
    iyi futbolcuydu.ama iyi teknik direktör diyemeyeceğim.ne galatasarayda nede çalıştığı başka kulüplerde bir başarısı bulunmamaktadır. alt yapı hocası yada johan neeskens gibi yardımcı olabilir ama iyi bir teknik adam olmak için daha çok yolu var gibi görünüyor.ve malesef ki malesef galatasaray stajer hoca eğitim kulübü değil.acı ama gerçek bu...
  • 2075
    hala hagi hakkında ajıtasyon yapan arkadaşlara sormak istiyorum... hoca olarak şu takıma herhangi 1 katkısı var mı?.. sanırım anlaşılmayan hagi' nin hocalığını tartışmamız... kimsenin futbolculuğuna, bu takıma verdiklerine bişey dediği yok... ama hocalığını konuştuğumuz zaman da ortaya çıkan şey kocaman bir 0... inadı yüzünden misimovic gibi bi adamı bitirdi... yekta alındı hala sabriyi orta sahada oynatmakta... stancu' nun nerede oynayacağını çok iyi bilen biri olarak onu sol açıkta oynatması tam bi facia... neill' in ön libero hatta ön stoper oynatılması cana' nın da defans göbeğinde oynatılması ayrı facia... robinson zapata transferi fiyasko (5 maç 9 gol)... takım hiçbir şey oynamamasına rağmen 4-3-3 te ısrar ediyor olması da facia... sözün özü kendisi galatasaray teknik direktörü olabilecek kapasitede biri değil... hatta şöyle ki kendisi teknik direktör olabilecek vasıflara sahip bile değil... ve benim önerim bu takım için katı disiplini seven bir alman hoca... kalli tarzı biri gerek bize ve bence tam olarak gereken adam felix magath...
App Store'dan indirin Google Play'den alın