6251
kendisini izlerkenki aldığım seyir zevkini şimdiye kadar hiçbir şeyden almadım.
hagi sadece bir futbolcu değil, sanatçıydı.
topa dokunuşu, topu sürüşü, topa vuruşu o kadar etkileyiciydi ki sahadaki diğer futbolcuların varlığını unutturur, sadece kendini izlettirirdi.
hagi asla tahmin edilemezdi.
her hareketi kendine özgüydü. bir sanatçının sanat eserini üretmesi seneler alır. fakat hagi, oynadığı her maçta size farklı bir eser sunardı.
hagi yaratıcıydı.
hagi sahada hiç beklemediğiniz anlarda öyle şeyler yapardı ki, gözlerinize inanamazdınız. bir çalımla rakibin belini kırar, bir pasla defansı dağıtır, 40 metreden bir şutla maçı çözerdi. ve bunları o kadar sakin, o kadar kolaymış gibi yapardı ki onu tekrar tekrar izlediğinizde yaptıklarının farkına varırdınız.
hagi taklit edilemezdi.
çünkü ondaki futbol aklı kimsede yoktu. kalecinin bir adım ileride olmasını anında çözerdi, defans bir saniye uyuklasın hagi farkına varırdı, hagi öyle paslar atardı ki oynamayan takım arkadaşını oynatırdı.
hagi orkestra şefiydi.
takımını hagi yönetirdi. sahadakiler hagi'ye göre pozisyon alır, onun yönlendirmesi ile hamlelerini yapardı.
hagi agresifti.
büyük sanatçıların kötü işlere tahammülü yoktur. yanlış basılan bir nota yüzünden bütün besteyi çöpe atabilirler. hagi'nin de kötü futbola, işini ciddiye almayan futbolcuya asla ve yenilgiye asla tahammülü yoktu. bu özelliği onu hırçın yapardı.
hagi, tarihimizi değiştiren çok büyük bir sanatçıydı. onun yaptıkları bir dönemi kapatıp, bir dönemi açtı. bize öyle eserler bıraktı ki aradan çeyrek asır geçmesine rağmen yaptıkları asla unutulmadı.
hagi sadece bir futbolcu değil, sanatçıydı.
topa dokunuşu, topu sürüşü, topa vuruşu o kadar etkileyiciydi ki sahadaki diğer futbolcuların varlığını unutturur, sadece kendini izlettirirdi.
hagi asla tahmin edilemezdi.
her hareketi kendine özgüydü. bir sanatçının sanat eserini üretmesi seneler alır. fakat hagi, oynadığı her maçta size farklı bir eser sunardı.
hagi yaratıcıydı.
hagi sahada hiç beklemediğiniz anlarda öyle şeyler yapardı ki, gözlerinize inanamazdınız. bir çalımla rakibin belini kırar, bir pasla defansı dağıtır, 40 metreden bir şutla maçı çözerdi. ve bunları o kadar sakin, o kadar kolaymış gibi yapardı ki onu tekrar tekrar izlediğinizde yaptıklarının farkına varırdınız.
hagi taklit edilemezdi.
çünkü ondaki futbol aklı kimsede yoktu. kalecinin bir adım ileride olmasını anında çözerdi, defans bir saniye uyuklasın hagi farkına varırdı, hagi öyle paslar atardı ki oynamayan takım arkadaşını oynatırdı.
hagi orkestra şefiydi.
takımını hagi yönetirdi. sahadakiler hagi'ye göre pozisyon alır, onun yönlendirmesi ile hamlelerini yapardı.
hagi agresifti.
büyük sanatçıların kötü işlere tahammülü yoktur. yanlış basılan bir nota yüzünden bütün besteyi çöpe atabilirler. hagi'nin de kötü futbola, işini ciddiye almayan futbolcuya asla ve yenilgiye asla tahammülü yoktu. bu özelliği onu hırçın yapardı.
hagi, tarihimizi değiştiren çok büyük bir sanatçıydı. onun yaptıkları bir dönemi kapatıp, bir dönemi açtı. bize öyle eserler bıraktı ki aradan çeyrek asır geçmesine rağmen yaptıkları asla unutulmadı.