53
eksisozluk'te yazdigimin aynisini buraya da kopyaliyorum:
galatasaray’in mali durumunu analiz etmeden once birkac temel noktayi acikliga kavusturmak lazim.
oncelikle ffp ve 65 milyon euro maas limiti konusuna degineyim. bu limit, galatasaray’in finansal tablosunu incelediklerinde, gelir gider dengesini oturtabilmek icin giderlerin kisilmasi gerektigini fark eden uefa yetkilileri tarafindan geride biraktigimiz sezonlar icin ortaya konmustur, ffp’nin temeli degildir. ffp temelde uc yillik donemde 30 milyon euro’dan fazla zarar etmeme sartini ortaya koyar. buna uyulmazsa bilanconun duzeltilmesi icin ek kriterler ortaya konulur, besiktas ve fenerbahce’nin yasadigi bonservis harcamalarini bonservis gelirleriyle sinirlandirmak, uefa kadrosunu 22 veya 23’le limitlemek gibi. kurtarilamayacak noktadaysaniz ve uefa’nin daha once verdigi ek limitlere uymadiysaniz ise galatasaray’in yasadigi gibi ceza almaniz kacinilmazdir.
ikinci olarak, galatasaray spor kulubu dernegi ile galatasaray sportif as farkli tuzel kisiliklerdir. birincisi, yani dernek, ikincisinin, yani sirketin buyuk hissedaridir ve imtiyazli hisselere de sahip oldugu icin yonetimdeki payi sadece hissesi oraninda degildir, spk’nin atadigi bagimsiz uyeler disindaki tum yonetim koltuklari dernege aittir. buradan sonra uc kulupten de bahsederken aksini dernek olarak ifade etmedigim surece sirketten bahsediyor olacagim. bunu kulup, sirket veya takim olarak yazabilirim.
galatasaray’da riva ve florya’daki araziler dernegin malidir. dernek, bu arazilerin degerlendirilmesinden olusan kaynagi isterse sermaye artirimi olarak sirkete koyabilir, isterse bric subesine altin kaplama oyun kagitlari ve masa yaptirmaya harcar, butun bunlari ise sadece uyeleriyle paylasma sorumlulugu vardir ve harcamalarda bir usulsuzluk olmadiginin hesabini once uyelerine, sonra dernekler masasina verir. biz siradan taraftarlar olarak, mali genel kurullarda paylasilanlarin otesinde dernegin bilancosuna dair ayrintili bilgiye hakim degiliz. buna karsilik sirket halka acik oldugu icin uc ayda bir faaliyet raporlarini ve mali tablolarini kamuoyunu aydinlatma platformu (kap) uzerinden halkla paylasmak zorundadir. dolayisiyla bizler sirket hakkinda herhangi bir yatirimciyla ayni sekilde bilgiye ulasabiliriz.
galatasaray’in bilancosunu incelerken hem borclar hem de gelir gider dengesi anlaminda 31 mayis 2017 tarihli bilancoyu temel alip bir onceki yilla kiyaslarken ayni zamanda ayni donemler icin iki buyuk rakibin bilancolarina da deginecegim. galatasaray icin 30 kasim 2016 ve 28 subat 2017 bilancolarina da bakacagim fakat diger iki buyuk kulup icin bu bilancolari incelemeyecegim. 31 mayis 2017’de biten sezon icin gecen yil/sezon, 31 mayis 2016’da biten sezon icin bir onceki yil/sezon ifadelerini kullanacagim. 30 kasim bilancosunu ikinci ceyrek/ilk alti ay, 28 subat bilancosunu da ucuncu ceyrek olarak nitelendirebilirim.
bir sirketin bilancosunda varliklar, yukumlulukler ve bu ikisinin farki olarak ozkaynaklar bulunur. gelir tablosunda hasilat, gelirlerin maliyeti, bu ikisinin farki olarak brut kar, esas faaliyetlerden diger gelir/giderlerin eklenmesiyle faaliyet kari, finansman ve yatirim gelir/giderlerinin eklenmesiyle vergi oncesi kar ve son olarak da net kar bulunur. bilancodan ozkaynaklari inceleyecegim fakat esas olarak yukumlulukler icinde faiz odemelerine sebep olan finansal borclara odaklanacagim. dolayisiyla borctan bahsettigimde bu toplam yukumluluklere degil bankalara olan borclara tekabul edecek.
futbol sirketleri bonservis harcamasi yaptiginda bunu varlik olarak bilancosuna kaydeder. daha sonra oyuncunun sozlesme suresi boyunca her yila esit olacak sekilde itfa payi olarak gider yazar. bu sekilde, taksitle alinmadigi surece bir oyuncunun bonservisi ilk sene nakit cikisi yaratir fakat bu sozlesmesine bagli olarak 4-5 seneye esit bicimde gider olarak bolunur. dolayisiyla da sonraki yillarda giderler kisminda itfa payi olarak gorunen bu kisim o sezon icin nakit cikisi gerektirmez. nakit akisi tablosu, sirketin o yilki borclanma ihtiyacini ortaya koydugundan onemlidir. ornegin 100 milyon tl zarar eden bir kulupte bu zararin 60 milyon tl’si daha onceki yillarda harcanan bonservislerin o yila dusen gideri seklinde itfa payi ise borclanma ihtiyaci 40 milyon tl veya daha azdir. dolayisiyla bir kulubun borcu zararla birebir iliski icinde artmayabilir.
asagidaki tabloda uc takimin gectigimiz yil ve bir onceki yil icin hasilat, satislarin maliyeti, brut kar, faaliyet kari, finansman maliyeti ve net kar/zararlarini gorebilirsiniz. her kalem icin once gectigimiz yili, sonra bir onceki yili yazacagim. degerler milyon tl uzerindendir ve 348 milyon bilmemkac yuz bin tl seklindeki deger rastgele olarak 349 veya 350 seklinde yuvarlanmis olarak da yazilmis olabilir, 348 de. ayrintili bilgi icin kap’in sitesinden bilancolari kendiniz indirebilirsiniz. degerleri incelemeden once gectigimiz yil besiktas’in cl, fenerbahce’nin el oynadigini, bir onceki sezon galatasaray’in cl, fenerbahce ve besiktas’in el oynadigini hatirlamakta fayda var. son olarak, galatasaray bonservis gelirlerini hasilat olarak yazmayip, bonservis geliriyle oyuncunun kalan defter degeri(odenen bonservisin henuz itfa edilmemis kismi) arasindaki farki yatirim faaliyetlerinden gelirler basligi altinda gosterirken besiktas ve fenerbahce bonservis gelirlerini hasilata ekleyip giden oyuncunun defter degerini de sozlesme fesih gideri olarak satislarin maliyetine ekliyor. dolayisiyla kuluplerin brut karlari ve faaliyet karlari dogrudan karsilastirilamaz, galatasaray’da buna yatirim faaliyetlerinden kar kalemini de eklemek gerekiyor. dolayisiyla ben burada faaliyet kari/zarari kaleminde, bilancolarda esas faaliyet kari basliginda yazilani degil, finansman gideri oncesinde faaliyet kari/zarari basliginda yazilani alacagim, ki literaturde ebit diye gecer. (earnings before interest and taxes) son olarak, faaliyet kari kalemine yazacagim degerle finansman maliyeti arasindaki fark en sondaki kar/zarar kalemine denk olmayacak cunku hem oncelikle faiz gelirleri ve ek olarak vergi giderleri de oraya giriyor. ozellikle fenerbahce’nin 2016-2017 bilancosunda anlamadigim 70 milyon tl’lik bir faiz geliri var, ki nakit akis tablosunda boyle bir gelir gorunmuyor(duzeltme olarak geri silinmis nakit akislarinda bu deger). nakit akisinda 2.25 milyon tl faiz girdisi oldugu halde 70 milyon tl geliri nereden yazdiklarini bilmiyorum ama incelemedim. kisacasi, rakamlari toplayip en alta varmaya calismayin cunku bilancolari butunuyle yansitmadim. sadece yuvarlamadan degil cikardigim kisimlardan dolayi da farklar var. son olarak tabloda takimlarin 31 mayis itibariyle toplam ve 1 yil vadeli finansal borclarini yazdim. kisa vade kalemi, uzun vadeli borclarin 1 yil icindeki odemelerini de kapsiyor.
galatasaray:
hasilat: 349 / 509
satislarin maliyet: 422 / 435
brut kar: -73 / 74 (burada ilk deger, yani gectigimiz yil olan negatif, yani zarar var)
faaliyet kari: -161 / 26
finansman maliyeti: 135 / 111
kar: -295 / -79
toplam finansal borc: 488/ 605
kisa vade finansal borc: 135 /350
besiktas:
hasilat: 583 / 407
satislarin maliyet: 436/ 336
brut kar: 146 / 71
faaliyet kari: 94 / 24
finansman maliyeti: 124 / 95
kar: 5 / 58
toplam finansal borc: 540 / 458
kisa vade finansal borc: 319 /272
fenerbahce:
hasilat: 466 / 548
satislarin maliyet: 474 / 514
brut kar: -9 / 34
faaliyet kari: -70 / -40
finansman maliyeti: 147 / 94
kar: -148 / -116
toplam finansal borc: 751 / 456
kisa vade finansal borc: 357 /283
bu tablolardan gordugumuz net bir sey var. uc takimimiz da cl gelirleri olmadiginda cok sikintiya girecek bilancoya sahipler. besiktas burada biraz istisnai duruyor. cl gelirleri olmasa da el’de en azindan biraz ilerleyebildikleri surece en azindan 0 civarinda faaliyet kari kalemiyle sezonu gecirip sadece faiz odemeleri kadar zarar edebilirler. ama onlarin da cok daha fazla faaliyet kari yaratarak cl yillarinda sadece faizi odemekle kalmayip borc stogunu azaltmalari, cl olmayan yillardaki zarari borclanarak kapatmalari, boylece ortalama 5 yilda 2 defa cl’ye gittikleri surece borclarini sabit tutabilmeleri gerekir. su anda surdurulebilir olmaya en yakin durumdaki besiktas’in bile tablosu sadece cl yillarinda borclari fazla artirmamaya yariyor. galatasaray ve fenerbahce ise bilancodan goruldugu uzere aslinda batmis durumda.
simdi galatasaray ozeline gecelim. elimizde 31 mayis 2016’da 605 milyon tl finansal borc vardi, faizini bile odeyemez durumdaydik. riva ve florya’yi degerlendirip dernege gelecek parayi sermaye artirimiyla sirkete enjekte etmek ve bu nakitle borclari odeyerek gelecek yillar icin faiz yukunu azaltmak zarureti ortadaydi. buna ek olarak gelecek yillarda yeniden borclanma ihtiyacinin olusmamasi icin gelirlerle orantili bir gider planlamasi yapilmasi gerekiyordu. gectigimiz yil avrupa kupalarinda olunamadigi icin elbette gelirlerde bir dusus ve sadece o sezone ozel ekstra zarar beklenebilirdi, fakat gelecek yillardan itibaren takimin maliyetini ve bu yolla toplam giderleri azaltmaya calismak sartti. peki galatasaray ne yapti:
30 kasim tarihli bilancoya bakalim: galatasaray 6 ayda 153.5 milyon tl zarar etmis, bu zararin 75 milyon tl’si faiz odemesinden kaynaklanmis, ama zaten faize sira gelmeden gelirler normal giderleri bile karsilamadigindan toplam zarar 153 milyona cikmis. zaten kuluplerin giderleri de gelirleri de sezona dengeli yayildigindan kasim ayindaki degeri ikiyle carpinca varilan 300 milyon tl zarar kasim ayindan tahmin edilebiliyormus. bu surecte finansal borclar ise 616 milyon tl’ye cikmis. bu bilancoyla 28 subat tarihli bilanco arasinda riva/florya projesi olustu, hayata gecti ve ilk nakit girdisi gerceklesti. 28 subat tarihli bilancoda sermaye avansi olarak 327 milyon tl sirkete enjekte edilmis. toplam borclar da 360 milyon tl’ye dusmus. iste 28 subatta 360 milyon tl’ye dusen borclar, 31 mayista yeniden 488 milyon tl’ye cikmis durumda. bu borclanma ve bonservis satislarindan gelen gelirlerle, gecen sezonun ikinci alti ayindaki zarar ve bu yazki transfer operasyonu finanse ediliyor.
galatasaray’in 2017-2018 sezonu tahminleri:
galatasaray’in giderleri buyuk oranda futbolcu sozlesmeleri ve calisan sozlesmeleri dolayisiyla bugunden belirlenmis durumda. transfer operasyonu sonucunda yenilenen takimin maliyeti gecen sezonun takimiyla uc asagi bes yukari ayni. de jong, tarik, cavanda, hakan balta ayrilirsa biraz tasarruf saglanacak. bu konularda ayrintili tablolar twitter’da baltali_ilah_05 hesabindan paylasiliyor. galatasaray bu sezon avrupa macerasini temmuz ayinda noktaladi. gecen sezondan bu sezona olasi store satislarinda artis, stadium hasilatinda artis ve daha onceden belirlenmis olan yayin geliri artisi disinda bir artis beklenmiyor. tabi bonservis gelirlerinden kaynaklanan bir miktar kar olacak. buna karsilik hasilat ve satislarin maliyetinde degisiklik sadece kurun degismesinden kaynaklanacaktir. bu baglamda, iyimser ihtimalle gitmesi gerekenler maliyetsiz gider ve yayin geliri artisi iyi olursa, en iyi ihtimale 75-100 milyon tl civarinda bir brut zarar aciklanacak. bonservis gelirlerinin etkisiyle faaliyet zarari 50-70 milyon tl arasinda kalabilir. eger kur cok oynamazsa sadece faiz odemeleri kalacagindan 100-150 milyon tl civarinda bir zarar bekleyebiliriz. kur ortalama %10 civarinda artarsa kur farkiyla beraber giderler de faiz de toplam borclar da artacagindan zarar kalemi 200 milyon tl’yi bulacaktir. dejong, hakan balta, tarik gibi isimlerle yollar iyi bicimde ayrilamazsa zarar 250 milyon tl’yi bulacaktir. oysa ffp dogrultusunda 3 yilda 30 milyon euro zararin asilmamasi gerekiyor. kisacasi galatasaray’i ffp acisindan iyi gunler beklemiyor. tahminimce uefa’yla 4 yillik bir yapilandirma anlasmasi yapilacaktir. benzerlerini daha once fenerbahce ve besiktas yapti.
galatasaray ne yapmali:
galatasaray’in ffp’ye uygun bir bilancoya sahip olmasi icin cl yillarinda 15 milyon euro kar etmesi, geri kalan yillarda 20 milyon euroyu asmayan oranda zarar etmesi gerekiyor. riva ve florya projelerinen bundan sonra kaynaklanacak nakit akislari butunuyle borc odemeye harcanmak zorunda. maas butcesi olarak galatasaray’in mevcut gelirleri dogrultusunda yapilacak planlamada 65 milyon euro bile cok yuksek bir deger. galatasaray 55-60’in ustunde toplam maas harcamasi yapamaz. cl’ye gidilmeyen yillarda 90 milyon euro geliri olan galatasaray bu yillari fazla zarar etmeden gecirmek icin, 90 milyon euro gelirle 0 faaliyet zarari yazacak noktaya gelmelidir. bunun da yolu dogru transferlere dogru maasi vermektir. ikincisi, galatasaray taraftar motivasyonunu buyuk oranda kaybetmis durumdadir. 2016-2017 sezonunda gelirlerde yasanan azalma sadece cl farki degildir. hem stad hem store gelirleri dusmustur. bunlarin saglanmasi icin taraftarin yeniden motive edilmesi gerekir. kulup yapisinda yapilacak degisikliklerle taraftarlara bu kulubun gercek sahipleri olduklari hissettirilmez, bu aidiyet yaratilmazsa galatasaray sportif basaridan uzaklastikca mali tablosu toparlanamaz hale gelecektir. galatasaray bu sezonu mucizevi bicimde sampiyon olarak tamamlarsa, zaten basariyla artacak stad ve store gelirleri ve gelecek sezonun cl gelirleriyle birlikte biraz toparlanabilir. ama bu sezon da basarisiz gecerse tablo cok kotu noktalara gider. dolayisiyla aslinda bu yilin kadrosu kurulurken maas butcesinin gecen sezona gore tasarruf edilerek planlanmamis olmasi galatasaray’i handikapli bir noktaya suruklemektedir. galatasaray icin borclardan ve faiz odemelerinden de once su anda esas problem brut zarar ve faaliyet zararidir. galatasaray gelirlerinden fazla harcadigi surece riva’dan gelen nakti uc yilda ziyan edecektir. riva/florya projesinden gelen nakit borc odemelerine harcanmali ve takimin harcamalari gelirlerine gore yeniden planlanmalidir. galatasaray’in mevcut gelir/gider yapisi ne yazik ki 2020 mayisinda 2016 mayisindakinden de daha kotu bir tabloya varilabilecegini ve ustelik o zaman elimizde satacak bir riva da kalmayacagini gosteriyor. bunu engelleyecek tek sey 3 yil ust uste cl’ye gidebilmek olur ama takimin kalitesi su anda bu acidan da umut vermiyor. 2015-2016 sezonu basinda fenerbahe ve besiktas benzeri durumdaydi, 2016 mayisinda sampiyonlugu kazanan besiktas oradan kendini kurtarirken fenerbahce daha da dibe vurdu. galatasaray da su anda sampiyonlugu kazanirsa toparlanabilir, kazanamazsa dibe yuvarlanacak gibi gorunuyor. bunu engellemek icin hem gelirleri artirmak, hem giderleri azaltmak gerekiyor. gelirler buyuk oranda sportif basarinin artan bir fonksiyonu, sportif basari ise monoton bir fonksiyonla bagli olmamakla birlikte harcamayla yakin iliski icinde. iste bu zorlu surecin buyuk bir yoneticilik becerisiyle, hem taraftar gelirlerini olabildigince sportif basari olmaksizin dahi gerceklesen bir akara donusturebilmek, kisacasi taraftar motivasyonunu en yuksek seviyeye cikarmak, bunu yaparken de daha fazla maliyet uretmeden sportif basariyi saglamak, sampiyonluk olmuyorsa ikincilik, en kotu ucunculuk uzerinden her 3 senede en az bir cl, 2 el sezonu yasamak, 2016-2018 arasindaki gibi 2 sezon avrupasizligi bir daha hicbir zaman gormemek gerekiyor. galatasaray bu sezon avrupa’da olmadigi icin buyuk gelir kaybi yasayacak, bunu telafi etmek ne yazik ki cok zor olacak. su ana kadar yaptiklariyla dursun ozbek bu sureci yonetebilecek yetenekten yoksun oldugunu gosterdi ama sorun bununla sinirli degil. son yirmi yildir galatasaray hicbir zaman finansal ve sportif basariyi bir arada yasayamadi. mevcut dernek uye kitlesi icinden yetenekli yonetim kadrosu cikmiyor. buradaki havuzun genisletilmesi sart. galatasaray bunyesinden iyi yonetici cikartamiyor, bu bunye genisletilmek zorunda. aksi takdirde hem taraftar motivasyonu kaybedilecek, hem de bu tablo toparlanamayip daha da kotu hale gelecek. riva’dan gelen gelir 4 senelik faaliyet zarariyla kaybedilecek. ustelik zaten bu sezon da zarar edilmesi garanti oldugundan 2018’den itibaren imtiyazli hissenin yonetim uzerindeki etkisi kaybolacak. galatasaray spor kulubu dernegi eger cok acil bicimde radikal adimlar atmazsa sportif as’yi satmak zorunda kalacak. acikcasi en kotu cinli veya arap yatirimci bile mevcut dernekten cok daha iyi bicimde yonetecektir, hem sportif hem mali acidan boylesi bir hamle galatasaray icin kotu olmayacaktir. ama satilmaksizin da kurtarilabilecekse o yolu tercih ederim. dernek mevcut yapisiyla bunu becerebilecek gibi gorunmuyor, dolayisiyla bu duruma dusmek istemiyorsa dernegin kendi icinde devrim yapmasi ve olabilecek en kaliteli yonetim kadrosunu olusturmasi sart.