• 53
    eksisozluk'te yazdigimin aynisini buraya da kopyaliyorum:

    galatasaray’in mali durumunu analiz etmeden once birkac temel noktayi acikliga kavusturmak lazim.

    oncelikle ffp ve 65 milyon euro maas limiti konusuna degineyim. bu limit, galatasaray’in finansal tablosunu incelediklerinde, gelir gider dengesini oturtabilmek icin giderlerin kisilmasi gerektigini fark eden uefa yetkilileri tarafindan geride biraktigimiz sezonlar icin ortaya konmustur, ffp’nin temeli degildir. ffp temelde uc yillik donemde 30 milyon euro’dan fazla zarar etmeme sartini ortaya koyar. buna uyulmazsa bilanconun duzeltilmesi icin ek kriterler ortaya konulur, besiktas ve fenerbahce’nin yasadigi bonservis harcamalarini bonservis gelirleriyle sinirlandirmak, uefa kadrosunu 22 veya 23’le limitlemek gibi. kurtarilamayacak noktadaysaniz ve uefa’nin daha once verdigi ek limitlere uymadiysaniz ise galatasaray’in yasadigi gibi ceza almaniz kacinilmazdir.

    ikinci olarak, galatasaray spor kulubu dernegi ile galatasaray sportif as farkli tuzel kisiliklerdir. birincisi, yani dernek, ikincisinin, yani sirketin buyuk hissedaridir ve imtiyazli hisselere de sahip oldugu icin yonetimdeki payi sadece hissesi oraninda degildir, spk’nin atadigi bagimsiz uyeler disindaki tum yonetim koltuklari dernege aittir. buradan sonra uc kulupten de bahsederken aksini dernek olarak ifade etmedigim surece sirketten bahsediyor olacagim. bunu kulup, sirket veya takim olarak yazabilirim.

    galatasaray’da riva ve florya’daki araziler dernegin malidir. dernek, bu arazilerin degerlendirilmesinden olusan kaynagi isterse sermaye artirimi olarak sirkete koyabilir, isterse bric subesine altin kaplama oyun kagitlari ve masa yaptirmaya harcar, butun bunlari ise sadece uyeleriyle paylasma sorumlulugu vardir ve harcamalarda bir usulsuzluk olmadiginin hesabini once uyelerine, sonra dernekler masasina verir. biz siradan taraftarlar olarak, mali genel kurullarda paylasilanlarin otesinde dernegin bilancosuna dair ayrintili bilgiye hakim degiliz. buna karsilik sirket halka acik oldugu icin uc ayda bir faaliyet raporlarini ve mali tablolarini kamuoyunu aydinlatma platformu (kap) uzerinden halkla paylasmak zorundadir. dolayisiyla bizler sirket hakkinda herhangi bir yatirimciyla ayni sekilde bilgiye ulasabiliriz.

    galatasaray’in bilancosunu incelerken hem borclar hem de gelir gider dengesi anlaminda 31 mayis 2017 tarihli bilancoyu temel alip bir onceki yilla kiyaslarken ayni zamanda ayni donemler icin iki buyuk rakibin bilancolarina da deginecegim. galatasaray icin 30 kasim 2016 ve 28 subat 2017 bilancolarina da bakacagim fakat diger iki buyuk kulup icin bu bilancolari incelemeyecegim. 31 mayis 2017’de biten sezon icin gecen yil/sezon, 31 mayis 2016’da biten sezon icin bir onceki yil/sezon ifadelerini kullanacagim. 30 kasim bilancosunu ikinci ceyrek/ilk alti ay, 28 subat bilancosunu da ucuncu ceyrek olarak nitelendirebilirim.

    bir sirketin bilancosunda varliklar, yukumlulukler ve bu ikisinin farki olarak ozkaynaklar bulunur. gelir tablosunda hasilat, gelirlerin maliyeti, bu ikisinin farki olarak brut kar, esas faaliyetlerden diger gelir/giderlerin eklenmesiyle faaliyet kari, finansman ve yatirim gelir/giderlerinin eklenmesiyle vergi oncesi kar ve son olarak da net kar bulunur. bilancodan ozkaynaklari inceleyecegim fakat esas olarak yukumlulukler icinde faiz odemelerine sebep olan finansal borclara odaklanacagim. dolayisiyla borctan bahsettigimde bu toplam yukumluluklere degil bankalara olan borclara tekabul edecek.

    futbol sirketleri bonservis harcamasi yaptiginda bunu varlik olarak bilancosuna kaydeder. daha sonra oyuncunun sozlesme suresi boyunca her yila esit olacak sekilde itfa payi olarak gider yazar. bu sekilde, taksitle alinmadigi surece bir oyuncunun bonservisi ilk sene nakit cikisi yaratir fakat bu sozlesmesine bagli olarak 4-5 seneye esit bicimde gider olarak bolunur. dolayisiyla da sonraki yillarda giderler kisminda itfa payi olarak gorunen bu kisim o sezon icin nakit cikisi gerektirmez. nakit akisi tablosu, sirketin o yilki borclanma ihtiyacini ortaya koydugundan onemlidir. ornegin 100 milyon tl zarar eden bir kulupte bu zararin 60 milyon tl’si daha onceki yillarda harcanan bonservislerin o yila dusen gideri seklinde itfa payi ise borclanma ihtiyaci 40 milyon tl veya daha azdir. dolayisiyla bir kulubun borcu zararla birebir iliski icinde artmayabilir.

    asagidaki tabloda uc takimin gectigimiz yil ve bir onceki yil icin hasilat, satislarin maliyeti, brut kar, faaliyet kari, finansman maliyeti ve net kar/zararlarini gorebilirsiniz. her kalem icin once gectigimiz yili, sonra bir onceki yili yazacagim. degerler milyon tl uzerindendir ve 348 milyon bilmemkac yuz bin tl seklindeki deger rastgele olarak 349 veya 350 seklinde yuvarlanmis olarak da yazilmis olabilir, 348 de. ayrintili bilgi icin kap’in sitesinden bilancolari kendiniz indirebilirsiniz. degerleri incelemeden once gectigimiz yil besiktas’in cl, fenerbahce’nin el oynadigini, bir onceki sezon galatasaray’in cl, fenerbahce ve besiktas’in el oynadigini hatirlamakta fayda var. son olarak, galatasaray bonservis gelirlerini hasilat olarak yazmayip, bonservis geliriyle oyuncunun kalan defter degeri(odenen bonservisin henuz itfa edilmemis kismi) arasindaki farki yatirim faaliyetlerinden gelirler basligi altinda gosterirken besiktas ve fenerbahce bonservis gelirlerini hasilata ekleyip giden oyuncunun defter degerini de sozlesme fesih gideri olarak satislarin maliyetine ekliyor. dolayisiyla kuluplerin brut karlari ve faaliyet karlari dogrudan karsilastirilamaz, galatasaray’da buna yatirim faaliyetlerinden kar kalemini de eklemek gerekiyor. dolayisiyla ben burada faaliyet kari/zarari kaleminde, bilancolarda esas faaliyet kari basliginda yazilani degil, finansman gideri oncesinde faaliyet kari/zarari basliginda yazilani alacagim, ki literaturde ebit diye gecer. (earnings before interest and taxes) son olarak, faaliyet kari kalemine yazacagim degerle finansman maliyeti arasindaki fark en sondaki kar/zarar kalemine denk olmayacak cunku hem oncelikle faiz gelirleri ve ek olarak vergi giderleri de oraya giriyor. ozellikle fenerbahce’nin 2016-2017 bilancosunda anlamadigim 70 milyon tl’lik bir faiz geliri var, ki nakit akis tablosunda boyle bir gelir gorunmuyor(duzeltme olarak geri silinmis nakit akislarinda bu deger). nakit akisinda 2.25 milyon tl faiz girdisi oldugu halde 70 milyon tl geliri nereden yazdiklarini bilmiyorum ama incelemedim. kisacasi, rakamlari toplayip en alta varmaya calismayin cunku bilancolari butunuyle yansitmadim. sadece yuvarlamadan degil cikardigim kisimlardan dolayi da farklar var. son olarak tabloda takimlarin 31 mayis itibariyle toplam ve 1 yil vadeli finansal borclarini yazdim. kisa vade kalemi, uzun vadeli borclarin 1 yil icindeki odemelerini de kapsiyor.

    galatasaray:
    hasilat: 349 / 509
    satislarin maliyet: 422 / 435
    brut kar: -73 / 74 (burada ilk deger, yani gectigimiz yil olan negatif, yani zarar var)
    faaliyet kari: -161 / 26
    finansman maliyeti: 135 / 111
    kar: -295 / -79

    toplam finansal borc: 488/ 605
    kisa vade finansal borc: 135 /350

    besiktas:
    hasilat: 583 / 407
    satislarin maliyet: 436/ 336
    brut kar: 146 / 71
    faaliyet kari: 94 / 24
    finansman maliyeti: 124 / 95
    kar: 5 / 58

    toplam finansal borc: 540 / 458
    kisa vade finansal borc: 319 /272

    fenerbahce:
    hasilat: 466 / 548
    satislarin maliyet: 474 / 514
    brut kar: -9 / 34
    faaliyet kari: -70 / -40
    finansman maliyeti: 147 / 94
    kar: -148 / -116

    toplam finansal borc: 751 / 456
    kisa vade finansal borc: 357 /283

    bu tablolardan gordugumuz net bir sey var. uc takimimiz da cl gelirleri olmadiginda cok sikintiya girecek bilancoya sahipler. besiktas burada biraz istisnai duruyor. cl gelirleri olmasa da el’de en azindan biraz ilerleyebildikleri surece en azindan 0 civarinda faaliyet kari kalemiyle sezonu gecirip sadece faiz odemeleri kadar zarar edebilirler. ama onlarin da cok daha fazla faaliyet kari yaratarak cl yillarinda sadece faizi odemekle kalmayip borc stogunu azaltmalari, cl olmayan yillardaki zarari borclanarak kapatmalari, boylece ortalama 5 yilda 2 defa cl’ye gittikleri surece borclarini sabit tutabilmeleri gerekir. su anda surdurulebilir olmaya en yakin durumdaki besiktas’in bile tablosu sadece cl yillarinda borclari fazla artirmamaya yariyor. galatasaray ve fenerbahce ise bilancodan goruldugu uzere aslinda batmis durumda.

    simdi galatasaray ozeline gecelim. elimizde 31 mayis 2016’da 605 milyon tl finansal borc vardi, faizini bile odeyemez durumdaydik. riva ve florya’yi degerlendirip dernege gelecek parayi sermaye artirimiyla sirkete enjekte etmek ve bu nakitle borclari odeyerek gelecek yillar icin faiz yukunu azaltmak zarureti ortadaydi. buna ek olarak gelecek yillarda yeniden borclanma ihtiyacinin olusmamasi icin gelirlerle orantili bir gider planlamasi yapilmasi gerekiyordu. gectigimiz yil avrupa kupalarinda olunamadigi icin elbette gelirlerde bir dusus ve sadece o sezone ozel ekstra zarar beklenebilirdi, fakat gelecek yillardan itibaren takimin maliyetini ve bu yolla toplam giderleri azaltmaya calismak sartti. peki galatasaray ne yapti:

    30 kasim tarihli bilancoya bakalim: galatasaray 6 ayda 153.5 milyon tl zarar etmis, bu zararin 75 milyon tl’si faiz odemesinden kaynaklanmis, ama zaten faize sira gelmeden gelirler normal giderleri bile karsilamadigindan toplam zarar 153 milyona cikmis. zaten kuluplerin giderleri de gelirleri de sezona dengeli yayildigindan kasim ayindaki degeri ikiyle carpinca varilan 300 milyon tl zarar kasim ayindan tahmin edilebiliyormus. bu surecte finansal borclar ise 616 milyon tl’ye cikmis. bu bilancoyla 28 subat tarihli bilanco arasinda riva/florya projesi olustu, hayata gecti ve ilk nakit girdisi gerceklesti. 28 subat tarihli bilancoda sermaye avansi olarak 327 milyon tl sirkete enjekte edilmis. toplam borclar da 360 milyon tl’ye dusmus. iste 28 subatta 360 milyon tl’ye dusen borclar, 31 mayista yeniden 488 milyon tl’ye cikmis durumda. bu borclanma ve bonservis satislarindan gelen gelirlerle, gecen sezonun ikinci alti ayindaki zarar ve bu yazki transfer operasyonu finanse ediliyor.

    galatasaray’in 2017-2018 sezonu tahminleri:

    galatasaray’in giderleri buyuk oranda futbolcu sozlesmeleri ve calisan sozlesmeleri dolayisiyla bugunden belirlenmis durumda. transfer operasyonu sonucunda yenilenen takimin maliyeti gecen sezonun takimiyla uc asagi bes yukari ayni. de jong, tarik, cavanda, hakan balta ayrilirsa biraz tasarruf saglanacak. bu konularda ayrintili tablolar twitter’da baltali_ilah_05 hesabindan paylasiliyor. galatasaray bu sezon avrupa macerasini temmuz ayinda noktaladi. gecen sezondan bu sezona olasi store satislarinda artis, stadium hasilatinda artis ve daha onceden belirlenmis olan yayin geliri artisi disinda bir artis beklenmiyor. tabi bonservis gelirlerinden kaynaklanan bir miktar kar olacak. buna karsilik hasilat ve satislarin maliyetinde degisiklik sadece kurun degismesinden kaynaklanacaktir. bu baglamda, iyimser ihtimalle gitmesi gerekenler maliyetsiz gider ve yayin geliri artisi iyi olursa, en iyi ihtimale 75-100 milyon tl civarinda bir brut zarar aciklanacak. bonservis gelirlerinin etkisiyle faaliyet zarari 50-70 milyon tl arasinda kalabilir. eger kur cok oynamazsa sadece faiz odemeleri kalacagindan 100-150 milyon tl civarinda bir zarar bekleyebiliriz. kur ortalama %10 civarinda artarsa kur farkiyla beraber giderler de faiz de toplam borclar da artacagindan zarar kalemi 200 milyon tl’yi bulacaktir. dejong, hakan balta, tarik gibi isimlerle yollar iyi bicimde ayrilamazsa zarar 250 milyon tl’yi bulacaktir. oysa ffp dogrultusunda 3 yilda 30 milyon euro zararin asilmamasi gerekiyor. kisacasi galatasaray’i ffp acisindan iyi gunler beklemiyor. tahminimce uefa’yla 4 yillik bir yapilandirma anlasmasi yapilacaktir. benzerlerini daha once fenerbahce ve besiktas yapti.

    galatasaray ne yapmali:

    galatasaray’in ffp’ye uygun bir bilancoya sahip olmasi icin cl yillarinda 15 milyon euro kar etmesi, geri kalan yillarda 20 milyon euroyu asmayan oranda zarar etmesi gerekiyor. riva ve florya projelerinen bundan sonra kaynaklanacak nakit akislari butunuyle borc odemeye harcanmak zorunda. maas butcesi olarak galatasaray’in mevcut gelirleri dogrultusunda yapilacak planlamada 65 milyon euro bile cok yuksek bir deger. galatasaray 55-60’in ustunde toplam maas harcamasi yapamaz. cl’ye gidilmeyen yillarda 90 milyon euro geliri olan galatasaray bu yillari fazla zarar etmeden gecirmek icin, 90 milyon euro gelirle 0 faaliyet zarari yazacak noktaya gelmelidir. bunun da yolu dogru transferlere dogru maasi vermektir. ikincisi, galatasaray taraftar motivasyonunu buyuk oranda kaybetmis durumdadir. 2016-2017 sezonunda gelirlerde yasanan azalma sadece cl farki degildir. hem stad hem store gelirleri dusmustur. bunlarin saglanmasi icin taraftarin yeniden motive edilmesi gerekir. kulup yapisinda yapilacak degisikliklerle taraftarlara bu kulubun gercek sahipleri olduklari hissettirilmez, bu aidiyet yaratilmazsa galatasaray sportif basaridan uzaklastikca mali tablosu toparlanamaz hale gelecektir. galatasaray bu sezonu mucizevi bicimde sampiyon olarak tamamlarsa, zaten basariyla artacak stad ve store gelirleri ve gelecek sezonun cl gelirleriyle birlikte biraz toparlanabilir. ama bu sezon da basarisiz gecerse tablo cok kotu noktalara gider. dolayisiyla aslinda bu yilin kadrosu kurulurken maas butcesinin gecen sezona gore tasarruf edilerek planlanmamis olmasi galatasaray’i handikapli bir noktaya suruklemektedir. galatasaray icin borclardan ve faiz odemelerinden de once su anda esas problem brut zarar ve faaliyet zararidir. galatasaray gelirlerinden fazla harcadigi surece riva’dan gelen nakti uc yilda ziyan edecektir. riva/florya projesinden gelen nakit borc odemelerine harcanmali ve takimin harcamalari gelirlerine gore yeniden planlanmalidir. galatasaray’in mevcut gelir/gider yapisi ne yazik ki 2020 mayisinda 2016 mayisindakinden de daha kotu bir tabloya varilabilecegini ve ustelik o zaman elimizde satacak bir riva da kalmayacagini gosteriyor. bunu engelleyecek tek sey 3 yil ust uste cl’ye gidebilmek olur ama takimin kalitesi su anda bu acidan da umut vermiyor. 2015-2016 sezonu basinda fenerbahe ve besiktas benzeri durumdaydi, 2016 mayisinda sampiyonlugu kazanan besiktas oradan kendini kurtarirken fenerbahce daha da dibe vurdu. galatasaray da su anda sampiyonlugu kazanirsa toparlanabilir, kazanamazsa dibe yuvarlanacak gibi gorunuyor. bunu engellemek icin hem gelirleri artirmak, hem giderleri azaltmak gerekiyor. gelirler buyuk oranda sportif basarinin artan bir fonksiyonu, sportif basari ise monoton bir fonksiyonla bagli olmamakla birlikte harcamayla yakin iliski icinde. iste bu zorlu surecin buyuk bir yoneticilik becerisiyle, hem taraftar gelirlerini olabildigince sportif basari olmaksizin dahi gerceklesen bir akara donusturebilmek, kisacasi taraftar motivasyonunu en yuksek seviyeye cikarmak, bunu yaparken de daha fazla maliyet uretmeden sportif basariyi saglamak, sampiyonluk olmuyorsa ikincilik, en kotu ucunculuk uzerinden her 3 senede en az bir cl, 2 el sezonu yasamak, 2016-2018 arasindaki gibi 2 sezon avrupasizligi bir daha hicbir zaman gormemek gerekiyor. galatasaray bu sezon avrupa’da olmadigi icin buyuk gelir kaybi yasayacak, bunu telafi etmek ne yazik ki cok zor olacak. su ana kadar yaptiklariyla dursun ozbek bu sureci yonetebilecek yetenekten yoksun oldugunu gosterdi ama sorun bununla sinirli degil. son yirmi yildir galatasaray hicbir zaman finansal ve sportif basariyi bir arada yasayamadi. mevcut dernek uye kitlesi icinden yetenekli yonetim kadrosu cikmiyor. buradaki havuzun genisletilmesi sart. galatasaray bunyesinden iyi yonetici cikartamiyor, bu bunye genisletilmek zorunda. aksi takdirde hem taraftar motivasyonu kaybedilecek, hem de bu tablo toparlanamayip daha da kotu hale gelecek. riva’dan gelen gelir 4 senelik faaliyet zarariyla kaybedilecek. ustelik zaten bu sezon da zarar edilmesi garanti oldugundan 2018’den itibaren imtiyazli hissenin yonetim uzerindeki etkisi kaybolacak. galatasaray spor kulubu dernegi eger cok acil bicimde radikal adimlar atmazsa sportif as’yi satmak zorunda kalacak. acikcasi en kotu cinli veya arap yatirimci bile mevcut dernekten cok daha iyi bicimde yonetecektir, hem sportif hem mali acidan boylesi bir hamle galatasaray icin kotu olmayacaktir. ama satilmaksizin da kurtarilabilecekse o yolu tercih ederim. dernek mevcut yapisiyla bunu becerebilecek gibi gorunmuyor, dolayisiyla bu duruma dusmek istemiyorsa dernegin kendi icinde devrim yapmasi ve olabilecek en kaliteli yonetim kadrosunu olusturmasi sart.
  • 56
    leş gibi kadrolarla, selçuklarla yasinlerle batacağına iyi kadro kurup batsın dediğimdir. ayrıca başarı tek çıkış yoldur, başarının formülü de iyi oyunculardan geçer. 2 senedir bonservislere 40 milyon euro harcamadık da noldu? ekonomik olarak ayağa mı kalktık. zaten durum iyi değil, son bir kurşun atılsın, eksik yerlere de takviyeler yapılsın. ondan sonrası için tek yol başarı.
  • 57
    eminim 1 sene sonra ben demiştim diye batmasına dua edecek adamlar vardır bu ortamda.

    bu değişim şarttı bu oyuncular şarttı. yeni bir kan gerekiyordu. yoksa zaten paran olsa da bir şey ifade ermezdi. çünkü artık taraftar bile futbola soğumuştu.

    eğer endişeniz vars siz de destek olun. forma alın, maça gidin ama 1 sene sonra ben demiştim demeyin
  • 58
    galatasaray, ne beşiktaş ne de fenerbahçe gibi bir kulüp değildir. galatasaray'ın diğerlerinden farkı gayrımenkulleridir. yani zamanında kasaya giren her para harcanmamış, yatırımlar yapılmıştır. zamanında riva neden alındıysa, florya neden alındıysa, büyükçekmece ve yeni olarak sunulan uskumruköy arazisi de öyledir. fenerbahçe daha yeni yeni bu işlere başladı, yeni dediğim 10 sene filan. riva'yı sattık borcumuzu sıfırladık. iyi de bir satış oldu, hem başkan kanadından hem de muhalefet tarafından satışın başarılı geçtiği teyit edildi.

    bundan sonra büyüme vakti. borçsuz büyüme olmaz. tabi ki borçlanacağız ama gelirleri de arttırmalıyız. ünal aysal bu stratejiyi belirlemişti. şampiyonlar ligi, yayın hakları, sponsorluklar, pazarlama ve bir sürü etken gelirlerimizi arttıracak ama önce başarılı olmak zorundayız.

    tek sıkıntımız 3. dünya ülkesi takımı olmamız. adaletin olmaması, daha doğrusu dağıtılan adaletin eşit dağıtılmaması.
  • 59
    galatasaray kuculerek maddi durumunu duzeltemez. onemli olan bu sene mutlaka basarili olmamiz(u: ya tudor'la, tudor'la olmayacagi belli olursa ise nokta bir teknik direktor degisikligiyle), sonra da kulubun marka degerini pazarlayabilmemiz. ayrica parlayip alicisi cikan futbolculari gereksiz yere tutmak yerine formunun zirvesindeyken satip* yerine daha ucuz ama benzer oyunculari monte edebilecek bir sistemi oturtmaliyiz. bunu sadece 19 yasinda futbolcu kesfetmek anlaminda soylemiyorum, ama diyelim ki seneye bir avrupa kulubu gelip n'diaye'ye 13m euro vermeye kalkarsa, 6-7'ye hemen yerini doldurabilecek alternatiflerimizin coktan belirlenmis olmasi anlaminda soyluyorum.
  • 60
    dün yayınlanan finansal tablolarda görüldüğü üzere, üç büyükler içinde en iç açıcı durumda olan takım galatasaray. biraz açmak gerekirse;

    1 haziran 2018-30 kasım 2018 tarihlerini kapsayan tablolarda 2,9 milyon tl kâr ettiğimiz görünüyor. bu dönemlere baktığımızda birinci önemli hususun, hasılat rakamının 495 milyon tl seviyesine çıkmış olmasıdır(184 milyon tl şampiyonlar ligi geliri, 77 milyon tl yayın hakkı geliri, 65 milyon tl sponsorluk ve 61 milyon tl mağazacılık gelirleri ana kalemlerdir).geçen sene aynı döneminde bu rakam 262 milyon tl'dir. tabi burada mayıs şampiyonluğu sonrası gelirleri çok büyük etken olmuştur. çünkü bu 495 milyon tl hasılatın 260 milyon tl'sı 1 haziran-31 ağustos(neredeyse yeni sezon henüz başlamadan) arasında gelmiştir. neden şampiyonlar ligi önemli sorusunun canlı kanlı örneğidir. geçen dönem 6 ayda elde edilen bu hasılat sadece 3 ayda elde edilmiştir.

    ikinci önemli husus ise kredilerin uzun vadeye yayılmasıdır. kredi borcumuz hemen hemen aynı seviyede (620 milyon tl seviyeleri) olmasına rağmen, borçların uzun vadeye yayıldığını görüyoruz. 31 mayıs tarihinde kısa vadede 523 milyon tl yükümlüğümüz var iken, 30 kasım tarihinde bu rakam 333 milyon tl'dir. aradaki fark uzun vadeye yayıldığından uzun vadeli borçlarımızda da aynı oranda bir artış söz konusudur.

    2018 ağustos ve eylül aylarındaki kur artışları ve faiz artışlarının tablolara yansıması kaçınılmazdı. 1 haziran-30 kasım arasındaki faiz giderlerimiz %83 oranında artmış ve 140 milyon tl seviyelerine gelmiştir. bu faiz giderlerinin kontrol edilebilmesi belki bu dönem için çok zordu, fakat uzun vadeye yayılan borçlar varken, gelecek dönemlerde bu giderlerin düşmesi beklenmelidir.

    yine bu dönemde ilginç bir dip not ise, cengiz ve albayrak ikilisinin mayıs döneminde 34 milyon tl ve kasım döneminde 35 milyon euro olmak üzere iki sefer şahsi kefaletler vermiş olmasıdır. özbek'te 26 milyon euro ve 2,5 milyon tl kefalet vermiş ve başkanlığı kaybettikten sonra basına yansıdığı kadarıyla bu kefaletleri geri çekmek için girişimlere başlamıştı. şahsi kefaletlerin altına imza atmak zordur ve risklidir. nakit akışı sağlamak ve krediler ile ilgili verildiği aşikar.

    öz kaynaklarımız içler acısı. öz sermayemizin sıfırın altında olması çok sağlıklı bir durum değildir. umarım en kısa zamanda daha güzel tablolarla karşılaşırız. uefa ile anlaşmalarımız açısından bu konular çok önemlidir.

    fenerbahçe ve beşiktaş'ın tablolarına da baktım tabi ki. kısaca bir kaç cümle ile açıklamak gerekirse, o kadar para pompalanması ve makyaja rağmen bazı rakamları
    beşiktaş'ın aynı dönemlerde toplam kredi borcu- 1 trilyon üzerinde iken fenerbahçe'nin, 1.750 trilyon civarında.
    yine aynı dönemlerde fenerbahçe'nin detayını açıklamadığı 504 milyon tl bir hasılatı varken (muhtemelen koç holding sponsorlukları en büyük kalemdir.), beşiktaş'ın 375 milyon tl hasılatı vardır.

    son söz, şampiyonlar ligi mali açıdan çok önemli bir gelirdir. şampiyonluğu alamayan takımın lig ikincisi olması çok değerlidir. yukarıda ki verilerden de bu açıkça görülmektedir. en başta yazdığımı tekrar etmem gerekirse, üç büyükler içinde en iyi tablolara sahip takım galatasaray'dır. bunlara makyajlı tablolar denilir fakat diğer takımların boya küpü tablolarından sonra bile bu rakamların çıkması tünelin fenerbahçe ve beşiktaş için çok karanlık olduğuna dalalettir.

    kaynaklar:
    https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/734388
    https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/734382
    https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/734379

    (bkz: muhasebeci taraftar)
  • 61
    dün itibariyle basınla da paylaşılan ve buradaki yazar arkadaşların da paylaştığı ve açıkladığı rakamlara bakınca benim dikkatimi şu çekiyor: şampiyonluk bitirdiğimiz ve ülkeden şampiyonlar ligine tek katılarak tüm para ödülünü aldığımız bir dönemde, aman aman oyuncu transferine para harcamamamıza da rağmen, anca gelir gider eşitliği yakalamışız. hani fenerbahçenin eurolig şampiyonluğu için yatırımın karşılığı alınmıyor yorumu var ya, ona benzer bir durum var ortada. mevcut düzende şampiyon olman ancak zarar etmemeni sağlıyor(!)

    buradan bazı dersler çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. öncelikle hedefimiz kesinlikle oyuncu maaşlarını düşürmek olmalıdır. çok uçuk rakamlar ödüyoruz, her yeni gelen de eskiyi baz aldığından zamana yayılacak bu iş ama ona göre adım atılması şart. bunu bir tık başlattık aslında, devamı getirilip tutarlı olunmalı. artık selçuk inanlara, eren derdiyoklara o maaşlar ödenmemeli örneğin. lakin işin suyunu kaçırıp, takımı hedeflerden edecek kadro planlama hataları da yapılmamalı. zira şampiyonlar ligine katılım şu an maddi zorlukları atlatmak için tek ama tek çare. para harcamıyım zarar etmişim dersin ama sportif başarı olmayınca bunun adı tasarruf olmayacak, yine zarar edeceğiz, bu görünüyor açık seçik.
  • 62
    şampiyonlar ligi'ne direkt katılımın(şampiyonluğun) ne kadar önemli olduğunun kanıtı niteliğinde bir kap bildirimiyle yorumladığımız durumdur.

    https://www.kap.org.tr/tr/Bildirim/734388

    süper lig 2018-2019 sezonu şampiyonu olursak ne ala? her şey daha da iyiye gidecek ama olamazsak en az 30 m euroluk bir kalemi bilançomuza ekleyemiyoruz demek. bu da sonraki dönemde zarar açıklamamız anlamına gelebilir.

    bu sebeple maddi olarak kulübü zor şartlara sokmadan doğru transferlerle hem sportif başarıyı yakalamalı hem de paramızı çar çur etmemeliyiz.

    bizi zarara sokan sneijder, drogba transferleri değildir. o adamlar kazandırdıkları maçlar, puanlar, reklam, sponsor ve markana verdiği katkıyla zaten fazlasını çıkarmanı sağlıyor, bizi zarara sokan tarık çamdal, ontivero, hajroviç, veysel dursun, tolga ciğerci gibi transferlerdir.

    bunun dışında maaş bütçemizi de acilen 40 m euro seviyesine çekebilirsek gelecek bizim adımıza daha parlak olacak.
  • 64
    fenerbahçe ve beşiktaş hisse senedi sahibi küçük yatırimcıların dava açması gerektiğini gösteren bilgilendirici giriler içeriyor. #2592034 giride verilen kap incelemelerine göz atmanızı şiddetle tavsiye ederim.

    beşiktas ve fenerbahçenin hayali varlik değerleriyle toplam varlıklar kaleminde yaptığı büyücülük ve bu sayede toplam yükümlülükler sonrasi öz sermayeyi daha düşük negatifte göstermeleri takdire şayan.

    ernst & young kaynaklı smmm leri de firma itibarına gölge etmiş. tabi ayrıntılı tablolarda bu milyarlık varlıklarının kaynağı daha sağlıklı anlaşılabilecektir.
  • 69
    2018-2019 şampiyonluğunun ardından ne durumda olduğunu merak ettiğim durumdur. bazı haber siteleri ve mustafa cengiz'in açıklamaları bir milyar tl'ye yakın gelir elde ettiğimizi gösteriyor. doğru mudur, nasıl olur bilmiyorum. ama umarım doğrudur. çünkü müthiş bir para. güncel dolar kuru olarak 164 milyon dolar yapıyor. şampiyonluk geliri, galibiyet primleri, maç gelirleri, store satışları, şl gelirleri vesaire derken, bu sene ne kadar kazanmışızdır acaba?

    edit: 100 milyon dolar elde ettiysek bence çok olumlu :)

    edit 2: sıkı bir fm'ci olduğum için ayrıca dikkat ediyorum bu borca. oyun hayatım bu borcu bitirme çabasıyla geçti be *
  • 70
    yayıncı kuruluştan 195 milyon tl kazandık. buna sponsorluk, kombine, maç günü gelirleri ve ürün satışından gelecek paralar dahil değil. aynı şekilde uefa'dan da ne kadar alacağımızı şimdiden kestirmek zor. lakin 1 galibiyet 1 beraberlikte dahi yaklaşık 50 milyon €'da oradan gelecek.

    tl cinsinden 1 milyar tl'den fazla para girmiş olacak kasaya. tabi euro'ya vurduğunda yaklaşık 150 milyon € yapıyor.
  • 72
    euro kuru boyle gittikce, biz de yerli futbolculara bile euro ile sozlesme yapmaya devam ettigimiz surece iyiye gitme ihtimali neredeyse olmayan durumdur. sampiyonlar ligi haricinde euro ile gelirimiz herhalde bir tek nike ile olan sponsorlugumuzdan. hal boyle olunce tl olan gelirlerimiz reel olarak olarak her sene azaliyor.

    bir sezon bile sampiyonlar ligi'ne gidemesek yeniden dar bogaza girmemiz kacinilmaz. mesela bu sezon gruplara katilim payi olarak yaklasik 15 milyon euro alacagiz. bu para muslera, belhanda ve feghouli'nin bir sezonluk sozlesmelerine karsilik geliyor. onun icin ne yapip edip sozlesmelerden dogan euro yukumluluklerimizi azaltmamiz lazim. yoksa bir sene biraz iyi iki sene kotu boyle gidecek bu duzen.

    edit: kefenci hatirlatti, yerli futbolcularin maaslari yeni yasayla birlikte zorunlu olarak tl’ye cevrilmisti zaten.
  • 74
    kötü ve tehlikeli seviyede borç içindedir.

    normal bir şirket olsa çoktan iflas etmişti. devletin görmezden gelmesiyle ayakta duruyor çoğu kulüp gibi. bundan bir çıkış da göremiyorum şahsen. 2.5 milyar lira civarındaki borç, ki kur farkı ve faizle de sürekli artıyor, şampiyonlukla oyuncu satmakla kapanmaz. bu borcu kapatmak için mbaphe, messi, ronaldoyu birlikte satmak lazım neredeyse.
    kur artışı fiyatlarla türk lirası üzerinden sattığımız riva ve florya arazilerinin satış değerinin de yarı yarıya düştüğü göz önüne alındığında gerçekçi bir değerlendirmeyle buradan çıkışımızın olmadığı aşikar.
    kulübün buradan çıkışı ya her sene 1000 tl civarında cüzi bir ücretle 200.000 tam yetkili üye yapmak ya da aş'nin satışı. aş satılırken de borcu oluşturan 500 milyon doların çok üzerinde bir fiyat alınması gerekiyor ki borç ödedikten sonra fp kurallarına takılmadan yapılanmaya gidilebilsin. aksi takdirde kulübe para koyup transfer yapabilmek de mümkün olmayacak.
  • 75
    son iki yıldır düzelen fakat hala ciddi borç ihtiva eden durum...
    ne uçuyoruz, güllük gülistanlık, ne de eyvah battık durumu var. futbolu uçlarda değerlendirdiğimiz gibi , mali durumunu da öyle değerlendiriyoruz.
    kabaca bir bakalım:
    karşılaştırmalı olarak değerlendirirsek
    bizim 200-250 milyon euro, beşiktaşın 300-350 milyon euro, fb'nin 650-750 milyon euro arası -net- borcu var. bu net , brüt olmasını özellikle belirtmek lazım.
    önümüzdeki yıl 150 milyon euroya yakın gelir gelecek .aldığın kadar satla ve şartlı 21 kişilik kadro sınırlamasıyla zaten çok açılamazsın.
    olacağı şu:
    toplam oyuncu bordro giderini 30-40 milyon euronun üstüne çıkarmadan, her yıl 1-2 tane toplamı sekiz haneli euro bedelli oyuncu satışı yaparak, kontrollü bir şekilde önümüzdeki 5 yıl içinde durumu düzeltmek zorundayız.
    bu arada diğer klüplerin mali yapısını düzeltmek için sunulacak fırsatlardan bizde yararlanmak için gözümüzü açık tutup taraftar gücümüzle hakkımızı isteyeceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın