• 26
    aşağıda ki rekorların sahibi teknik direktörü göreve getirirsek deplasman fobimizin kalmayacağını düşünüyorum;

    süper ligde en uzun süre deplasmanda maç kazanan takım (2002-2003 sezonunda 9 maçla galatasaray.)
    en uzun süre deplasmanda yenilmeyen takım: galatasaray (40 maç, 1997-1998 sezonunun 19. haftasından, 1999-2000 sezonunun 31. haftasına kadar)

    aaa dur sahi şuan zaten başımızda ki teknik direktör fatih terim'e ait bu rekorlar...
  • 27
    bence fobi gibi bir durum söz konusu değil.
    oyun şeklimizle ilgili bir durum var ortada.
    deplasmanda doğru oyunu oynamakta sıkıntı yaşıyoruz.
    bilindiği gibi 2017-2018 sezonunda oynadığımız son üç deplasman maçını kazanmıştık; ki bu deplasmanlar alanya, akhisar ve göztepe deplasmanlarıydı.
    ilgili maçlar da şampiyonluğa oynadığımız döneme denk gelmeleri itibariyle gayet zor olarak gözüken maçlardı.
    19 mayıs 2018 göztepe galatasaray maçı da şampiyon olduğumuz maçtı zaten.
    o maçta bize beraberlik yetmesine rağmen kazanmıştık.
    17 mart 2018 fenerbahçe galatasaray maçında da yenilmeyerek istediğimizi almıştık.
    2018-2019 sezonunun ilk haftasında da ankaragücü maçını 1-0 geriye düşmemize rağmen 3-1 kazandık.
    kaldı ki ankaragücü, bizden sonra oynadığı 5 lig maçının 3'ünü kazandı.
    dolayısıyla, bu duruma acilen çözülmesi gereken bir sorun olarak bakmak daha olası kanımca.
  • 33
    evet kesinlikle böyle bir fobi var ama bana asıl koyan yenilmek değil, futbol adına hiçbir varlık gösteremeden yenilmek. gerçi vereceğim örnek deplasman maçı değil ama 26 ekim 2011 tarihinde arena'da gaziantepspor'a 4-2 yenildiğimiz bir maç vardı. maç sonunda 50 bin kişi takımın mücadelesini, hırsını alkışlamıştık. yenileceksen böyle yenil, o zaman "canınız sağolsun" diyelim.
  • 34
    sadece oyuncu karakteriyle açıklanabilecek bir durum değil bana göre. mancini döneminde de deplasman konusunda sıkıntı yaşıyorduk. melo'nun, sneijder'in olduğu takımda hem de. sadece kısa bir süre unutuldu bu sıkıntımız. tudor döneminde de fatih terim döneminde de bu soruna çözüm bulunamaması üzücü.

    oyun planıyla mı , motivasyonla mı, farklı taktikler, dizilişlerle mi çözülür bu iş bilemiyorum. ama benim sinirlerim bozuluyor iyice. büyük takım, hocası kovulmuş, önemli oyuncuları cezalı ki daha önce deplasmanında maçlar kazanılmış bir takımdan üç gol yemez, yiyemez. iki hafta öncesinde trabzonspor'dan dört yemişken üstelik.
  • 36
    bu konuyu çok dillendirmemek lazım. genlerimize işleyebilir. gerçekten:( yıllardır kadıköy'de galip gelememizin sebebi de bu bence.

    galatasaray bu sefer kadıköy'de feneri yenmeli.

    niye yenmeli amk? bırakın bi salın topçuları, teknik heyeti. yenmek zorunda değil belki amk. belki yenecek takım niye gereksiz stres oluşturuyorsunuz.

    bu deplasman olayı da o baglamda sıkıntı yaratabilir. bu sıkıntıyı așmamız zaman alabilir. bunları televizyonda konuştukça daha fazla zarar veriliyor. rakip "amk nasıl yenecez şimdi cimbom'u" diye düşünmesi gerekirken "baba cimbom yeniliyor deplasmanlarda. yeneriz eğer iyi oynarsak" falan diyor.

    yani bence öyle oluyor. böyle bi sikinti var evet ama bunu fazla dillendirmeden așmamız gerek.
  • 37
    böyle bir fobi yoktur. fobi denilen şey korkudur. galatasaray hangi maça çıkarsa çıksın korkarak değil 3 puan almak için sahaya çıkar.

    iç saha ile dış saha arasındaki fark tamamen galatasaray taraftarının etkisidir. taraftar arenada öyle bir etki bırakıyor ki; maç kazandırıyor, oyuncu getirip oyuncu götürüyor, teknik direktör hatta yönetim değişikliğinde bile büyük bir rol oynuyor.

    deplasmanda taraftarımız var tabi ama azınlık sayıda olduğu için 50.000 aslan etkisi oluşmuyor.
  • 38
    yok saymanın bir fayda sağlamayacağı gerçek. fobi densin, çekingenlik densin, şansızlık densin. hiç önemli değil. burada tanımlara değil mevcut vakaya dikkat edilmelidir.

    iç sahada 35 bin taraftara karşı oynayan galatasaray ötle veya böyle bir şekilde rakibün kilidini açıp devamında rakip kaleyi abluka altına alıyor ve bu abluka da neredeyse her maç müspet sonuç veriyor. böylece galatasaray iç sahada anadolu takımlarına rahatça 3'er 5'er sallıyor.

    deplasman maçlarına gelince de çoğu maçta rakibin 10-15 bin taraftarı oluyor ve yaklaşık 2000 civarı da galatasaray taraftarı oluyor. taraftar sayısı kalburüstü takımlarda bazan 30 bin civarı olsa bile bu deplasman performansının sebebi olamaz. rakip taraftar mutlaka etkiliyor ama ülkenin en üyük takımı dediğimiz galatasaray'ın taraftarlardan aşırı derecede etkilenmesi mantıklı değil ve eğer neden gerçekten buysa iş daha da vahim.

    kötü zemin desek yine kurtarmıyor. bjk, fener ya da başak da gidip aynı yerlerde oynuyor. bakın onlar da her deplasmanı kazanmıyor ama en azından her deplasman maçında fark yiyerek yenilmiyorlar. en azından 1 puan alabilmeyi başarıyorlar.

    şimdi nihayete yaklaşıyoruz. ilk olarak yaklaşık 20 maç geçmesine rağmen fatih hocanın bile bu sorun*u çözememesi beni iyice ümitsizliğe sevk ediyor.

    ne yapılır çok bilemem ama deplasmanlarda kaybolan oyuncular yerine daha hırslı oyuncuları oynatmak işe yarayabilir. mariano, fernando ve hocanın takdirine bağlı deplasmanlarda sinen birkaç oyuncu da beraber deplasmanlarda 11 başlatılmazsa ve yerine hırsla mücadele eden oyuncular konursa bir nebze fayda sağlayabilir lâkin ne bu zikrettiğim oyuncular olmadan oynayabiliriz ne de yerlerine birini koyabiliriz. yok çünkü. hırslı oyuncu oynatalım ama öyle bir oyuncu yok. fernando yerine hadi donk'u oynattın, emrr yerine duruma göre selçuk'u mu oynatacağız? mariano yerine linnes olsun tamam ama deplasmanlarda sinen maicon yerine ozan'ı da yeterli tecrübeye sahip olmadığından rahatça oynatamıyorsun.

    sorun bir an önce çözülmezse her deplasman maçında rakibimiz eksiklerimizi rahatça görüp bizi tarumar edecek.
  • 39
    2017 - 18 sezonundaki deplasman galibiyetleri:

    osmanlıspor 1 - 3 galatasaray
    bursaspor 1 - 2 galatasaray
    atiker konyaspor 0 - 2 galatasaray
    kayserispor 1 - 3 galatasaray
    kardemir karabükspor 0 - 7 galatasaray
    aytemiz alanyaspor 2 - 3 galatasaray
    tm akhisarspor 1 - 2 galatasaray
    göztepe 0 - 1 galatasaray

    aynı sezondaki deplasman mağlubiyetleri:

    10. hafta: trabzonspor 2 - 1 galatasaray
    12. hafta: medipol başakşehir 5 - 1 galatasaray
    14. hafta: beşiktaş 3 - 0 galatasaray
    16. hafta: evkur yeni malatyaspor 2 - 1 galatasaray
    20. hafta: dg sivasspor 2 - 1 galatasaray
    22. hafta: kasımpaşa 2 - 1 galatasaray
    28. hafta: gençlerbirliği 1 - 0 galatasaray

    aynı sezondaki deplasman beraberlikleri:

    antalyaspor 1 - 1 galatasaray
    fenerbahçe 0 - 0 galatasaray

    bu tabloda şunlar açık:

    - deplasman mağlubiyetleri genellikle art arda gelmiş.
    - trabzonspor, başakşehir ve beşiktaş mağlubiyetleri art arda gelmiş.
    - ali sami yen'deki fenerbahçe maçına kadar bu deplasman fobisinden kimsenin haberi yokmuş.

    fenerbahçe maçı ile başlayan süreçte olan şeyse kadro planlamasının rezaletinin ortaya çıkmasından ibaret. deplasman fobisi değil o.

    - o haftaya kadar garry rodrigues'in gomis'le olan üst düzey uyumuna rağmen feghouli birden bire ilk on bire yerleşip garry yedeğe düştü. bu adaletsizliktir.
    - adaletsizlik topçuların gözüne bir kez çarparsa herkes hocanın kötü huylarını takmaya başlar. bu bozulmadır.
    - hocayı bir kere kafaya takan oyuncular gitgide hocayla takışmaya başlar. maicon bunun en bariz örneğiydi. bu disiplinsizliktir.
    - disiplinsizlik bir kere başladı mı gruplaşmalar ayyuka çıkar. bu önce bir takımın altına dinamit döşer, sonra hoca kovdurur. nitekim tudor da postalandı.

    gelgelelim geçen sezon alınan maicon ve belhanda ikilisi zaten karakter olarak sorunlu, sıkıntılı tipler. bunlar topçu olmasa büyük ihtimalle serseri grubu olur, sokakta millete salça olup belki gaspa kadar giderlerdi. feghouli tembel, dünya umrunda değil. bir de bir takımda ikiden fazla brezilyalı varsa allah kolaylık versin. bunlar gitti bir de ihtiyar brezilyalıları doldurdular takıma.

    galatasaray iyi bir takım değil. maalesef bu oyuncu grubuyla fatih terim'in o hayali gerçekleşemez. belhanda çok iyi oynar, ki bence oyuncu kalitesi olarak hala takımın en iyilerinden, lakin kafası attığı anda yer kırmızıyı oturur. maicon desen canı sıkıldıkça maç sabote eder. mariano ve fernando fiziksel olarak artık düşüş eğilimindeler.

    bakmayın gomis de sorunlu adamdı. çok iyi performans gösterdi, bir santrforda olması gereken her şey de vardı, elinden geleni de yaptı ama arıza çıkarmaya meyilliydi.

    bir de dursun ve yandaşlar bu adamlara öyle sözleşmelerle öyle paralar gömdüler ki satamıyorsun da. onlar da canları istemeyince oynamaktan imtina ediyorlar. buna bir de hocanın yanlış tercihleri eklenince ortaya çıkan şeye deplasman fobisi deniyor.

    halbuki bence bunlar asy'de de taraftarı görüp coştuklarından değil, "oynamazsak defe konuruz" korkusuyla top oynuyorlar.

    edit: apollon uyardı, gençlerbirliği maçının yeri yanlış olmuş.
  • 40
    oyuncu grubumuz müsait olmadığı halde hala galatasaray'ız büyük takımız, büyük oynarız, savunmayı önde kurar baskılı oynarız kibrinden kaynaklandığını düşündüğüm oyun. ileride daha fazla boşluk bulmak ve takımların defansif anlayışlarını kırmak, savunmada açık vermeye zorlamak için oyunu daha ortada kabul etmeyi öğrenmeliyiz. zaten hızlı kanat oyuncuların var bırak aksınlar sonra kanattan dikine dikine.
  • 41
    bu oyuncu kadrosu ile düzelmesi oldukça zor olan durumdur. hoca 'fobi mobi bilmem' diyor ama açıkçası böyle bir durumun oluştuğunu düşünüyorum. kişisel fikrime göre bu sorunun en temel sebebi oyun içi lider futbolcu eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. bazı anlarda işler kötü gidebilir o an çıkıp biri takımı sahiplenmiyor veya takımı ateşleme konusunda eksik kalıyoruz. genelde de kötü ve sinik başlıyoruz. bunun sonucunda da ilk golü yedikten sonra dağılıyoruz.

    deplasman oyunlarında takım konsantrasyon ve ciddiyet problemi yaşıyor. iç saha da taraftarın itmesiyle birlikte rahat bir maç oynayan oyuncularımız deplasmanda aynı oyunun yarısını bile oynayamıyor. oyuncuların ruh hallerini hakem kararlarına itiraz ederken bile net görebiliyoruz.

    deplasman fobisinin sadece bizim takımımız için değil diğer tüm takımlar içinde bir sorun olduğunu fark edebiliriz. bunun önemli sebeplerinden biri yabancı oyuncu serbestliği sağladığını futbolu yönetenler umarım anlayabilmiştir. hemen hemen her takımda elle tutulur üç dört tane yabancı oyuncu bulabilmek olası, birde iç sahada oluşan tribün atmosferi ile birlikte pek çok takım puan kaybı yaşıyor.

    sonuç ne olursa olsun hocanın bir an önce çözüm bulması gereken sorundur. yoksa şampiyonluğu ellerimizle hediye edeceğiz gibi duruyor. her şampiyonluk elbet kritiktir ancak bu şampiyonluk rakipler ile aradaki farkı bir hatta iki boya çıkarmak anlamına gelir.
  • 42
    mutlaka daha önce yazılmıştır ancak zannımca fobiden ziyade motivasyon eksikliğinden kaynaklanmaktadır, deplasmanlarda tek başına kulübeden gelen talimat, bağırış çağırışlar belli ki yeterli olmuyor. üstelik artık anadolu takımlarının büyük takımlara karşı hem daha kaliteli futbolculara sahip olması ve ekstra motivasyon ile oynaması da büyük bir etken. buna sorun veya eksik diyebilirsiniz; galatasaray futbol takımı eskiden de deplasmanda geriye düşerdi ancak takım olarak mutlaka bir reaksiyon veren yanı olurdu, ilk golü yedikten sonra hem karşı takımın cesaretlenmesi hem de oyundan erken kopuşumuz deplasmanlarda büyük sorun, her ne kadar en iyi savunma hücum felsefesi benimsense de deplasmanlar için kesinlikle farklı strateji şart, hatta takıma göre oyun-oyuncu planı gerekiyor, tüm bu varyasyonları teknik ekip, hoca mutlaka düşünüyor uygulamaya çalışıyordur, önemli olan farklı şeyler deneyip doğru yolu bulmak ve oyuncuları deplasmanlar için daha iyi motive edebilmek.
  • 43
    (bkz: #2515721)

    yukarıdaki entrymde ifade ettiğim gibi deplasman fobisi diye bir şey olamaz galatasaray’da. sadece konsantrasyon ve anadolu takımlarının daha güçlenmiş olduğu gerçeği var.

    önümüzdeki maçlar için de aynen geçerli olmak üzere, konsantre olamadığımız zaman yine aynı sıkıntıyı yaşayacağız bundan hiç şüphem yok. konsantre olduğumuzda da her takımı yeneceğiz.

    galatasaray’ın fobisi olmamıştır, o-la-maz.
  • 46
    deplasmanlarda "kendi bildiğimi yaparım, topa hakim olurum, geride mıy mıy pas yaparım" dedikçe kaçınılamayacak olan fobidir.

    artık kolay galibiyet yok. bütün dünyada, aynı lig takımlarının arasındaki fark git gide azalıyor. bu yüzden taktisyenlerin önemi artmaya başladı. alternatif yaratamayanların ayakta kalması zor. hele hele deplasmanlarda.

    burada 2 türlü fark yaratabiliyorsunuz:

    1) bir kaç tane çok üst düzey, kaliteli ve skoru değiştirecek oyuncunuzun olması
    2) farklı oyun planlarını doğru şekilde oynayabilecek kompakt bir takım olmak

    bu ikisine birden sahip olan takımlar zaten başarıdan başarıya koşuyor. ama en az 1 tanesine sahip olmadan sürdürülebilir başarı mümkün değil.
  • 47
    bugün 6 ekim 2018 antalyaspor galatasaray maçında bir son bulmasını umduğum, takımın deplasmanlardaki kayıplarına bulduğu bahane bana göre. artık bu durumu fobi ile açıklaya açıklaya, nasılsa yeniliyoruz ya salın gitsin maçı pozisyonuna gelmeye başladı. öyle ki 1-0 geriye düştüğümüz maçlar 3'e 4'e gider oldu. biz taraftarlar başta olmak üzere, futbolcular ve teknik heyetin artık bu mentaliteden vazgeçmeleri gerekiyor. çünkü bu durum mağlubiyetlerin arkasına sığınılacak bir bahane, bir kılıf gibi durmakta. bu işleri bırakın lütfen. yenildiysekse fobiden falan değil, yetersizlikten yeniliyoruz. bunu bir anlayalım, kavrayalım. bu tarz bahanelerin arkasına saklanmayalım. bugün de çıkıp maçımızı bir zahmet kazanalım artık. lütfen, yeter ya, valla, billa yeter yani.
  • 48
    galatasaray taraftarinin da muhim destegiyle medyanin ortaya attigi bir iddiaydi.
    --- alıntı ---
    son 10 deplasmanda takımların topladığı puanlar;
    1- galatasaray 19
    2- fenerbahçe 18
    3- trabzonspor 17
    4- başakşehir 17
    5- beşiktaş 16
    --- alıntı ---
    artik kolay deplasman yok, her takimda çok tehlikeli yabanci futbolcular var demistik, ama taraftarimiz bu "fobi" olayini dillendirdikce medyalar da uzerimize geldi. umarim artik bu konu daha fazla konusulmaz.
  • 50
    benim için fobidir açıkçası. juventus, psg nasıl tokatlıyorsa hepsini biz de tokatlamalıyız. ekonomik gücümüz yok şuan için, kadro da çok oturmadı malum konular. bununla birlikte deplasman oyununu yavaşça oturttuğumuzu düünüyorum, gerekli takviyeler yapılırsa, bu sene olduğu gibi hocanın her maçı yaşayarak ve iyi hazırlanarak çıktığımızı da gördükçe gelişeceğini umuyorum.

    edit: imla
App Store'dan indirin Google Play'den alın