muhtemelen bünyesindeki kişi sayısını azaltmak için ve yorulan bazı isimleri değiştirmek adına seçime gitmekte olan yönetim.
yanlış bilinen bir durum var o da şu. bu olay
ünal aysal'ın dün aklına gelen ya da yönetimdeki zıtlıklar nedeniyle acilen aldığı bir karar değil. çünkü başkan seçimi kazandığının hemen akabinde: "yönetim kurulu üye sayısı profesyonel idarenin gerektirdiğinden çok fazla elimde olsa bunun çok daha azı üye ile çalışırdım" demişti. bu söylemini başka yerlerde de yinelemişti. hatta toplantılarımıza bütün üyelerin katılımını sağlamayacağız bazılarından dışarıda faydalanacağız dediğini de hatırlıyorum bir röportajında.
demem o ki bu seçim meselesi ünal aysal'ın şapkadan çıkardığı tavşan değil. biraz güvenelim bu adama. 2 sene önce kendi içinde 5 parçaya bölünmüş yönetimlerle uğraşmaktaydık. yönetim içinde yönetim oluşmuştu.
adnan polat'ın yönetimindeki
mehmet helvacı mikrofon gördüğü yerde başkanını eleştirip yerden yere vuruyordu. polat da sürekli istifasını istiyordu ki yanlış hatırlamıyorsam 3 üye istifa etmişti. baskette hüsran, cemal nalga skandalı, futbolda da en son 8.lik ve eksi averaj gördük. bu yönetim geldikten sonra hem basket takımı hem futbol takımı liglerini üst üste zirvede bitirdi. futbola avrupa başarısı sayılabilecek bir neticeyi de ekledik. erkek basket takımımız şu anda şampiyonluğa koşuyor.
yok şunu alırmış bunu bırakmasaymış 2 kişi eksilir 2 kişi yerine gelirmiş bunlar içi boş söylemler ve içi boş endişeler. tam anlamıyla bir kurumsallaşma yoluna gittiğimiz çok açık. başkanın ilk konuşmalarında söylediği gibi "ben gittikten sonra yerime gelenin çok şeyi değiştiremeyeceği kimin geldiğinin çok fark etmeyeceği bir sistem oluşturmaya çalışacağız" aşamasındayız şu anda. her şey iyiye giderken güzellikleri bozacaklarına ya da ünal başkanın buna izin vereceğine kesinlikle inanmıyorum.