• 1651
    yeni sezon için hiçbir transfer hatası yapmadıkları halde acımasızca eleştirilen yönetimdir. şampiyonlar ligi'ne direk gidildiğinden dünyanın parası gelecek. bu paralara en iyi oyuncuları, en makul ücretlerle almayı planlamaları gayet normal. daha takımda kalacağı belli olmayan yerli, yabancı oyuncular var. transfer konusunda sıkı bir çalışma yapıldığını düşünüyorum. 15 temmuza kadar, en az 2 yabancı, 1 yerli olmak üzere, 3 kaliteli oyuncuyla anlaşılacağını düşünüyorum. kısaca kendimizi fazla kasmadan, arkamıza yaslanıp yeni transferleriyle yeni galatasaray'ımızı beklemeliyiz. acelemiz yok, malum son şampiyon biziz.
  • 1652
    bugün karne günü.
    çocukken ne çok sevinirdim karne alacağım günlerde. başarılı sayılabilecek bir öğrenciydim ve her sene başında babamla sene sonu teşekkür veya taktir belgesi getirirsem aldıracağım şeylerin pazarlığını yapardım.
    ben istiyordum, ancak işçi emeklisi babam istediğim şeyleri bütçesi doğrultusunda alabiliyordu. bazen bu durumlar çatışmalara yol açıyordu.
    hiç unutmam dilinden hava basılan nike air jump modeli ayakkabılar çok modaydı, babamla sene sonu spor ayakkabı alınması konusunda anlaşmıştık. ayakkabıyı almaya gittiğimiz spor mağazasında babam fiyatları görünce bana le cog sportif marka bir ayakkabı almıştı.
    bütün gece ağlamıştım, ben bu ayakkabıyı istemiyorum giymeyeceğim diye. babam "oğlum paramız buna yetti, bak ben sözümü tutuyorum, ama birgün şartlarım daha iyi olursa o istediğin ayakkabıdan da alırım" diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı. o şartlar hiç bir zaman çok iyi olmadı.
    ama ben o yaz o ayakkabılar ile çok mutlu günler geçirdim. üstelik kızılay dağıtmış gibi herkesin ayağında olan bir ayakkabıya değil mahallede tek bende olan bir ayakkabıya sahiptim.

    taraftar olarak, bir çocuk misali yönetimimizden bize dünya yıldızları almasını, önemli isimleri takıma kazandırmalarını bekliyoruz. bu beklenti içinde devamlı olarak eleştiriyoruz. ama ben kendi adıma biliyorum ki şartlar birgün düzelirse babamız * bize daha iyisini alacak. ancak o zamana kadar alınanlar ile mutlu olmayı bilmeliyiz.
    kimbilir belki beğenmediğimiz bir fransız markası tüm seneyi çok mutlu geçirmemizi sağlayabilir, franck ribery örneğinde olduğu gibi. hoş onunda sonu kötü bitmişti!
  • 1655
    tamam geçen sene sezon ortasında transferde verdikleri sözleri yerine getiremediler ama bu sene allah'ın izniyle şampiyonlar ligi'nde yer alacağımız için gereken transferleri yapmalarının ne kadar elzem olduğunu kendileri gayet iyi biliyorlardır.

    transfere ihtiyacımız olan iki bölge var bence. birincisi johan elmander'in yanına ondan daha bitirici bir forvet ve sağ veya sol kanada - tercihim solak olması - oyunun seyrini tek bir hareketiyle değiştirebilecek yetenekte bir ofansif orta saha.

    tabi felipe melo'nun bonservisini almamız kaydıyla.

    saygı değer yönetimimize ben can-ı gönülden güveniyorum.
  • 1658
    bitmediniz bir türlü yaa.

    yok oktay mahmutide hata yaptılar. yok felipe melo neden hala alınmadı?

    alınmadıysa alınmadı sanane. bu adam başarısız olduğunda/ olacağında ilk tefeye koyan adam sensin. adam karar aşamasında transfer yapacak onada karışan sensin. iddia ediyorum melo alınsın o gitsin bu gelsin diyen adamları toplasan yönetime koysan mevcut finansal durumla neler yapacaklar çok merak ediyorum. hatta etmiyorum söylüyorum football manager tarzı transferler ve total başarızlık sonra yok neden olmadı yok neden başarısız olduk.

    artık bir insanları rahat bırakın. yönetim mi tamam yönetim. galatasaray takımı geçen sene küme düşmek üzereyken aldılar takımı şimdi şampiyon yaptılar. sonuç başarı. adamlar işi teknik olarak en iyi adama emanet etmişler zaten.* biz taraftar olarak hala neyi tartışıyoruz anlamak mümkün değil.

    oktay mahmuti konusuna gelince;
    kim abi oktay mahmuti ne yapmış? bu camia öyle bir camia ki seni şampiyonlar liginde çeyrek final oynatmış ligde şampiyon yapmış hocayı daha iyisi var diye kovan bir camia. doğru mu? *değil ama yapmış bir camia.

    koskoca adamlar, sen zannediyormusun ki ünal aysal falan yufka yürekli şefkatli bir adam. tabi ki değil onunda belirli sınırları limitleri kaprisleri elbette vardır. istemiyorum ben bu adamı dedikten sonra sana bana hiçbirşey demek düşmez. olur mu öyle şey böyle taraftarlık mı olur dediğini duyuyorum genç liseli. çok biliyorsan sen bir daha ki seçime aday olursun. olmadı olağanüstü genel kurul istettirsin ve yönetimi indirirsin. yapmadığın şey değil bunuda yaptınız. hatta en iyi yaptığınız tribünde diğer adaydan para alıp küfür etmek oldu.
  • 1659
    geçen sene (bkz: spor toto süper lig 2010 - 2011 sezonu) küme düşme olmasa da hak etmediği dipleri gören futbol takımını her türlü oyunlara, gerginliklere rağmen, şampiyon yapmış yönetimdir. durum böyle iken fm havasında sallayıp başkancılık oynamak isteyen kardeşlerim için (bkz: fm) (bkz: cm) önerilerim hazır. gidelim oralarda egomuzu tatmin edelim. ha iş koskoca kulübü yönetmek ise bi durun koçlar. bu işler bizi aşar, taraftar taraftarlığını bilsin ki yönetici kendi işini yapsın, başlar ayak, ayaklar baş olmasın.

    yönetim %100 "bize uygun" mu? belki değil. ancak isteri krizine girip daha çok başarı, daha çok hedef istemek te şu anda akılcı gözükmüyor. bir kaç atımlık barutumuzu bir anda kullanıp, beşiktaş'ın durumuna düşmek beni memnun etmez. sizi de etmez sanırım. (oktay hoca, melo vs. bu konularda taraftarın beklentisi var. ancak olayların iç yüzünü bilmemiz mümkün değil, zaten her şeyi bilirsek anlayın ki o yönetimden hayır gelmez.)

    efsanevi 96- 2000 dönemi beklentilerimizi o kadar arttırdı ki, o başarıların tekrarını hatta daha iyisini istiyoruz ve bekliyoruz. bu tamamen en doğal isteğimiz. ancak buna ulaşmak anlık heyecanlarla değil doğru yapılanmalar ve düzgün bir planlama ile olur. allah'a şükür hoca da yönetimde bu işi kotaracak insanlar. o yüzden sakin olup daha sağlam bir galatasaray için destek olmak lazım maddi ve manevi anlamda.

    (yazmamak için çok kastım ama yazacağım. elin adamı maldonado'yu josico'yu alır taraftarı herife allah gibi taparken, bizim başkana, yönetime bu şartlarda atar yapan arkadaşları görünce sadece üzülüyorum. biraz sakin be koçlar. hemen küstürmeyin herkesi)
  • 1660
    gecirdikleri 1 seneyle hayal kirikligi yaratmistir.

    bir senenin sonunda ne yapti bu adamlar?

    polat zamaninda adamlar bir cok proje urettiler. gsbonus, gs mobile, sigorta kil tuy bir suru plan hayat gecirildi ve kulube gelir saglandi. stad tamamlandi ki yonetimin en cok ugrastigi konu buydu. riva icin yalan soylemeyeyim ama 500 kusur imza alinip en sonunda insaata baslanmasi icin izin alindi.

    bu kadar yogun temponun arasinda sportif basarilara yeteri kadar ilgilenemediler ve polatin adnan sezgin aski en sonunda da taraftari satmasi sonlarini getirdi.

    yeni yonetim ne yapti peki geldiginden beri? bitirmeleri gereken bir stad yoktu, riva arazisinin isi bitmisti ve gelirler artmaya baslamisti. unal baskan borclarin azaldigini soyluyor. %20'den fazla kulup hissesi satarsan elbette borclar azalir, onemli olan polat yonetimi gibi yeni projeler ureterek bu borclari azaltabiliyormusun, asil mesele o.

    1 senede yeni bir proje yok. 1 senede futbolda, ki o da terimin sayesinde terim olmasaydi babayi sampiyon olurduk, sampiyonluk var onun disinda engelli basketbolcularimiz sampiyon oldu. totale baktigimizda sportif olarak basarili bir sene gecirmedi kulup.

    tff secimlerinde demirorene verdigi destek kabul edilemez. kesinlikle bu destegi durusumuza yakismadi.

    bununla birlikte bir bulent tulun var ki evlere senlik. adamin yuzunden polat mehkemeye verildi, adam jurnalicilik yapti ama hala kulupten maas aliyor bu adam. adnan sezgine soylenmedik laf birakmayanlar tuluna neden bir sey soylemez merak ettim dogrusu.

    yonetimin icindeki catlaklari artik ilkokul cocuklari bile biliyor. sampiyonluk bunlarin ustunu kapatti ama gercekler hala orada. ortada yeni bir proje yok, olacagina dair isik da yok. basketbol sahipsiz, voleybol basarisiz. aysalin daha once dedigi gibi; unal aysalin en buyuk sansi terimle calismasi.

    daha cok is, daha az laf.
  • 1662
    şu ana kadar mali bilanço hariç sportif açıdan başarılı görmediğim yönetimdir. şike konusunda adnan öztürk haricinde tam bir pasiflik örneği sergilemiş, ateş üfleyerek sönmez'' sözünden ''avrupa kupalarına katılmamız yeterlidir'' sözüne gelmişlerdir. kadın basketbolunda koç değişikliğine zamanında gidememeleri, erkek basketbolunda ise transfer sezonunda yeterli takviye yapmamaları ve basketbol federasyonu üzerinde etkisiz kalmaları sonucu efes ve ülker'in dağıldığı bir sezonda yarı finalde elenmeleri başarısızlık hanelerindedir.
  • 1663
    -galatasaray denildiğinde akla ne geliyor?

    -galatasaray futbol takımı!

    -ne yapmıştır bu futbol takımı 2011-2012 sezonunda?

    -şampiyon olmuştur!

    -galatasaray spor kulübü, diğer mücadele ettiği branşlarda da sportif olarak başarılı olacaktır.

    ama şunu unutmayalım, futbolda alınan sportif başarı her şeydir. örnek mi? hemen vereyim canlarım:

    beşiktaş futbol takımı 2011-2012 sezonu.

    beşiktaş erkek basketbol takımı 2011-2012 sezonu.

    bjk erkek basketbol takımı şampiyon olsa ne, olmasa ne hafız? hayırdır?

    biz de istiyoruz her dalda nice kupalar, lakin önce futbol be kardeş! burası kanada, abd falan değil.... burası türkiye....

    ekleme: 2011 2012 sezonunda galatasaray yönetimi başarılıdır.
  • 1665
    hafif ironili bir tanim yapayim. matematikten pek anlamayan yonetimdir bu.hic ama ceo,milyar dolar demeyin. anlasalardi gecen sene basinda cl geliri falan yokken para bulabildikleri melo'ya bu sene tonla gelir kapidayken ekonomi dersi vermeye calismazlardi. terim gecen sene istifaya gidiyordu melo meselesi icin, o donem terim'i kacirmak istemediniz, sesiniz cikmadi. melo kaldi, tonla is yapti, sampiyonluk yukunu cekti,seni cl ye tasidi. simdi sen geldin yine yan ciziyorsun her seye ragmen. transfer hakkinda konusurken butce soruldugunda 'ne gerekiyorsa o kadar!' dersen, melo icin de bu derece ekonomik olamazsin. muhtemelen su an pazarlik yapiyorlardir juventus ile ve melo ile. sunu merak ediyorum ben;ya melo takima,ulkeye ve taraftara bu kadar baglanmasaydi? muhtemelen simdi kacirmistik ve seneye napoli de izlerdik kendisini. adama bir miktar para verip takima katmissin, o da son kurusa kadar hakkini verip seni sampiyon yapmis ve ek gelir almani garantilemis, sen cikip bu adama ekonomi diyorsun. madem ekonomi yapacaksin,basta o maasi odeme, basta sirf kiralamak icin 3 milyon € verme kulubune.ya basta verme,ya da simdi ver. allah'tan fatih terim var.
  • 1666
    oyunculardan, teknik adamlardan farklı olarak yönetim kurullarını bir senelik performansla değerlendirmek çok güç. bu nedenle şu anki yönetimin performans değerlendirmesini yapmak için ikinci senenin sonuna bakmak daha doğru olacaktır. ancak sporda bazı şeyleri önceden kestirmek her zaman imkansız değil dolayısıyla bu yaz dönemin sonunda aldıkları kararlar ve yaptıkları icraatları gördükten sonra yavaştan bir fikir edinmek mümkün olacak biz taraftar için. bundan önce kesin yargılara varmak yanıltıcı olabilir, zira 1 sene içinde adnan polat yönetiminin icraatlerindeki 180 derece dönüşü de gördük malesef.

    kişisel beklentilerim doğrultusunda galatasaray yönetiminden şu ana başlıklar üzerinde yoğunlaşmasını bekliyorum:

    1) fatih terim - bülent tulun meselesi
    geçen sezon bu ikili ekseninde yaşanan ve takıma zarar veren kutuplaşmanın önünde geçilmesi gerekiyor. hala tulun isminden bir rahatsızlık olduğu ortada, ve galatasaray'a yakın kişilerin bu imayı sıklıkla yaptığını görüyoruz. biri giderse bunun kim olacağı taraftar için ortada. eğer birlikte devam edilecekse çok dikkatli yönetilmesi gereken bir ilişki sözkonusu.

    2) futbol takımı kadro reziyonu
    geçen yıl oyuncu satışı, takaslar derken çok da maliyetli olmayan ama başarılı bir kadro revizyonu yapıldı. ancak takım şampiyonluğa giderken 13-14 kişilik yetersiz bir rotasyonla mücadele edebildi. sürdürülebilir başarı için, hre sene şampiyonluğa oynayabilen bir galatasaray için bazı oyuncuların gönderilip yerlerine daha kaliteli olanların gelmesi gerekiyor. özellikle yerli oyuncu eksikliği hat safhada, ve semih kaya ve emre çolak'tan sonra altyapıdan umut vadeden bir oyuncu gözükmüyor. bu konuda atılacak adımlar futbol takımının geleceğini çizecek. geçen yıl ihtiyaç duyulan başarı yüzünden uçuk ücretler alan felipe melo makul şartlarda takıma kazandırılırsa büyük başarı olur.

    3) şike meselesi
    bu konuda adımlar zaten atıldı, galatasaray'ın bir ceza almasının çok düşük ihtimal olduğu söyleniyor. ancak yine de galatasaray'ın durumun içine çekilmesine engel olurken haklarını korumasını başarabilecek bir duruşun sağlanması gerek. ayrıca bu "türkiye'ye şikeyi getiren takım" saçmalığına karşı da bir tavır alınması yerinde bir tutum olur.

    4) beşiktaş ve tt arena
    taraftar olarak kesinlikle istemiyoruz, burası açık. ali sami yen ve metin oktay'a küfreden, sürekli şike suçlamalarında bulunan, oyuncularımıza saldırmaya kalkan bir taraftar güruhuna stad verilmemeli. şampiyonlar ligi, kupa, lig derken zaten çok yoğun geçecek bir sezonda bir de beşiktaş maçlarının oynanması bizim sistemimizdeki bir takım için galiz sonuçlar doğurabilir. bunu engelleyememesi başlı başına bir başarısızlık faktörüdür.

    5) federasyon
    kupa töreni"nde çıkardıkları rezillikler ve şike konusunda yaptıkları ortada olan bu federasyona takım zarar görmeden muhalefet etmek, örgütlenmek, ve gerekirse istifa etmelerini sağlayacak kamuoyunu oluşturmak gerekiyor. ve bunu yaparken hakemler, pfdk ve tahkim tarafından saldırılar da gelecektir kuşkusuz.

    6) basketbol takımı
    basketbol takımı beşiktaş karşısında elenerek çok büyük bir fırsatı tepti ve euroleague'e düzenli katılacak bir ekip olma yolundaki en önemli adımı atamadı. diğer yandan oktay mahmuti ve yönetim ekseninde problemler olduğu ortada. problemler kesinlike çözülmeli, oktay mahmuti takımın başında kalmalı. daha önemlisi üstünberk'in ayrılmasıyla kopan ilişki tekrar tamir edilmeli ve önümüzdeki yıl bu sene yarıda kalan çıkışın devam ettirilmesi için doğru ortam oluşturulmalı.

    7) devlet ilişkileri
    bu listede olması bile başlı başına bir komdei aslında ama... durum malesef böyle. "ünal aysal başbakan'dan randevu alamadı" türü haberlerin sonunun gelmesi gerekiyor. stad yollarının ve projelerinin yapılabilmesi için devletle uyumlu bir ortam sağlanması gerek. hele ki ve işi büyütüp ünal aysal-inan kıraç-chp-akp-cemaat raddesine çekmekten kesinlikle kaçınılmalı. galatasaray bir spor kulübüdür ve kesinlikle politize olmamalıdır, politik odak haline getirilmemelidir.

    8) borçlar, sermaye artırımı, riva
    sermaye artırımı taraftara anlatması güç bir süreç. galatasaray'a taraftar gözüyle bakanlar için çok iyi, hisse gözüyle bakanlar için felaket bir senaryoydu. bu işin sonlandırılması, bu süreç içinde galatasaray imajının zedelenmesine engel olunması gerekiyor. zira çeşitli odaklardan saldırılar, ve işin etik kısmına eleştiriler artarak yapılacağa benziyor. riva arazisi ise zaten yılların projesi durumunda, milyonlarca dolar borcu tek kalemde silebilecek bir değer gözüyle bakılıyor. en basit şekilde ise, seneye borç kaç milyondan kaç milyona inecek?

    umarım vakti geldiğinde tekrar baktığımızda bu maddeleri büyümüş dertler olarak değil aşılmış problemler olarak görebiliriz.
  • 1667
    erkek basketbol takımının başına kimi getireceğine bir an evvel karar vermesi gereken yönetimdir. tamam oktay hocayı getiremediniz veya hala anlaşmaya çalışıyorsunuz ama transfer sezonu açıldı ve zaman kaybediyoruz. bu belirsizlik içinde euroleague' e başvuracak mıyız, başvurduk kabul edecekler mi? ha biz zaten euro cup' a gidecez vizyonu küçülttük diyin, hem bizi boş yere meraklandırmayın hemde oktay hocayı oyalamayın adam gitsin yeni takım bulsun, seneye onu seyredelim bari.

    aynı şekilde bayan basketbol takımından medical park sponsorluğunu çekti deniyor. * bu şubede de henüz koç belli değil. transferler yine belli değil.

    erkek voleybol takımını da yurt içi kargo sponsorluğunu çekmiş. geçen sene voleybolda beklenen birleşme diye haberler yapıyorduk olan mef okullarına oldu. ve bu şubede öksüz kaldı. bu sezon için iyide transferler yaptık ama belirsizlik maalesef bu şubede de var.

    bayan voleybol takımı yine sponsorsuz, seneye şampiyonlar liginde oynayacağız fakat bir sponsorumuz yok. sponsorsuz olmak beni korkutuyor açıkçası. aslında oktay hocanın durumundan sonra beni çoğu şey korkutuyor ama ne yapalım. fazla başarılı olmasınlar zaten kızlarımız sonu kötü oluyor sonra.

    birde tenis ve hentbol şubesi açılacaktı, sahi ne oldu o iş? eldeki şubelerde her şey süper bu branşlarda eksik kaldık. başkan bir daha ki geçen hafta küçülebiliriz dedikten sonra, sormazlar adama neden tenis, hentbol şubesi açacağız dedin diye.

    kısacası futbol dışında aslında çok iyi yönetildiğimizi kendi adıma düşünmemekteyim. artık yan branşlarda şerefli üçüncülükler, dördüncülükler ile kendimizi avutmamalıyız. bu yazdıklarımı ilerde yalarım inşallah ama umutsuzum açıkçası. ama sezonun başlamasına çok uzun bir süre var, her şeyi düzeltmek için yeterli süre var.
  • 1668
    kulübü kötü yönettiğini falan düşünmediğim hatta oldukça şahane yöneten yönetim ama üzülüyorum şu son dönemlerdeki durumları için hem eleştiri aldıkları için hem de taraftarı bu kadar büyük bir belirsizlik içinde bıraktıkları için yoksa başka herhangi bir sorunları yok sadece bir belirsizlik var ama çok büyük bir belirsizlik, taraftarı rahatsız eden kudurtan da bu zaten. sanki hiçbir şey yapmıyorlar da bütün gün kulüpte yatıyorlar gibi bir hava var öyle olmadığını bildiğimiz halde bize böyle bir izlenim vermeleri en büyük hataları.
  • 1670
    dany transferi son derece başarılı bir transfer. bu transfer ile kadrmuzda 4 stoperimiz oldu ve bu yeterli bir sayı fakat kapaste olarak oyuncular yeterli mi bunu tartışmak gerek. ujfalusi - semih - dany tamam da gökhan zan soru işareti. gökhan zan'ın yerine serdar aziz veya ömer toprak alınabilse 4 tane as takımda oynayabilecek stoperimiz olacak ve gözümüz arkada kalmayacak. stoper konusunu bu şekilde halledebiliriz.

    kaleci konusunda muslera ve ufuk yeterli 3.kaleci istiyorsak alt yapıdan bir genç konulabilir. transfere gerek yok.

    sağ bek olarak eboue tamam, sabri iyi yedek olur sanırım sözleşmesi yenilenecek. yenilenmezse de buraya yabancı alınmamalı ama yerli sağ bekte neredeyse yok. o yüzden her yol sabri'ye çıkıyor. alt yapıdan bir genç bulup oynatırım derlerse yine kabul.

    sol bekte hakan yeterli fakat yedeği yok. yerli bir oyuncu bulunması gerek. hasan ali yararlı olur fakat gereksiz de pahalı olur. o kadarını da yönetim düşünsün artık. ama çağlar'ın yerine bir adam şart.

    merkezi ortasaha da selçuk tamam, yekta yedek olur. melo'nun kesinlikle alınması gerekiyor. ve bir yerli orta saha daha gerek bu hamit olabilir, mehmet topal olabilir, mehmet ekici olsa süper olur, o da olmadı anadoludan bir genç bulunup oynatılabilir. ama orta saha kurgusu geçen sene ki gibi melo selçuk üzerine olmalı.

    sağ açık. çok muamma olan bir bölge. baktığımızda aydın, engin, kazım, sabri eboue bu bölgelerde oynayabiliyor. ancak budur diyebileceğimiz bir oyuncu yok kadromuzda. keita etkisi yaratacak bir oyuncu alınmalı bu sol açık içinde geçerli. podolski ayarında iki oyuncu lazım sağa ve sola. transfer bütçesinin çoğu bu mevkilere harcanmalı. adaylar şimdilik amrabat, gökhan töre, hamit gibi duruyor. yetmez. bi tane keita almak şart.

    forvet olarak elmander elmander, baros, necati tamam bir de yerli bulmak gerekiyor. o isim ise burak yılma olmalı. diyelim ki olmadı. o zaman newcastle'dan demba ba'yı alalım. verelim parası neyse yarım yarım yardırsın.

    bir de ıskartalar var. mehmet batdal, sercan, culio, stancu, pino, kazım. bunları da üçe beşe okutursak bütçemize bütçe katarız.

    işin özü ilk 11'de oynayan oyuncuların en az onlar kadar oynayabilecek 11 yedeği olmalı.
  • 1671
    şu an onlar sayesinde gelecek hakkında içim o kadar rahat ki.
    öncelikle 2011-2012 sezonu şike soruşturmasındaki yaklaşımlarıyla kendilerini kanıtladılar bence. şimdi bazı aslan yürekli renktaşlarım(sadece sözlük değil tüm renktaşlar baz aılınırsa), bu şike soruşturması boyunca yönetimi pasif kalmakla suçladılar. ama bazen fazla cesaret aptallıktır. ve galatasaray yönetimi bunun farkındaydı. yahu adamlar ibrahim akın'a ceza verip fenerbahçe'yi akladılar, yahu adamlar göz göre göre yayıncı kuruluşla el ele verip play-off getirip fenerbahçe'yi şampiyon yapmaya kalktılar(hesaplamadıkları galatasaray ve fatih'in aslanları'ydı). şimdi bu adamlara karşı sen çıkıp şike var, biz şikeli ligde oynamayız gibi atar tutar yaparsan, affedersin kan alırlar kan. ama onlar tamamen de elini eteğini çekmediler. ne zaman ki tff yüzsüz yüzsüz açıklamalarla şike şüphelisi takımları aklamaya çalıştılarsa verdi açıklamayı, verdi coşkuyu, ortamı hep sıcak tuttu. mantıklarını cesaretlerinin arkasında bırakmadılar.
    gelelim futbol takımımıza. kim ne derse desin, türk futbolunun ve galatasaray'ın en başarılı hocasını ikna ettiler, berbat geçen bir sezonun ardından üstelik. aynı yönetim, aynı berbat bir sezon geçirmiş ve avrupa'da yer alamayacak takıma amerika şampiyonu milli takımının kalecisini, arsenal'in sağ bekini, brezilya'nın şu andaki en önemli ön liberolarından birini, isveç milli takımının ve premier ligin tecrübeli forvetini ve en önemlisi bir önceki sezonda ligin en formda görünen futbolcusu selçuk inan'ı ve daha birkaç iyi adamı getirmiş(içlerinde bence tek tutmayan riera ki o da son günlerde takıma alelacele getirilmiş).
    şimdilerde ise bu yönetim transferde ağır kalmakla suçlanıyor. hem de neden; fenerbahçe 32 yaşında, ikinci sınıf bir yıldız getirdi diye. beyler, hanımlar, bu gözler elano da gördü, dos santos'larda.
    aman diyeyim, biraz sakin.
  • 1672
    -diğer klüpler 300milyon 500milyon gibi borçlarla boğuşurken. kendi adlarına borç hedeflerinin 2013 ocak ayında çift haneli rakamlara çekmek olduğunu açıklayan,
    -göreve geldiklerinden beri en ufak hamleleri bile akıllıca ve başarıyla gerçekleştirmiş,
    -geçtiğimiz sene tarihinin en kötü sezonunu geçiren futbol klübünü ertesi sezon rekorlar kırarak şampiyon yapmış,
    -türkiye de taşların yerinden oynadığı tarihe geçecek süreçlerin yaşandığı şike davası sürecini de mükemmel bir soğukkanlılıkla yürütmüş ve tavrını korumuş,
    -seçimlerde 2998 gibi rekora yakın bir oy almış,
    -profesyonelleşme ve şirketleşme sürecinin tamamlanması yönünde ciddi adımlar atmış,
    -bizlere ömrümüzde ilk defa ''10 senelik plan'' sözüyle karşılaştıran, geleceğe dair hiç olmadığı kadar güven veren,

    ünal aysal başkanlığındaki şimdiden tarihe geçmiş yönetimdir.
  • 1673
    aşağıda ana başlıklar altında ilk 1 yıllık performansları bir taraftar gözüyle değerlendirilmiştir.

    a. hoca seçimi.
    ali dürüst ve albayrak başta olmak üzere yönetimin yarısı fatih hocayı istedi. diğer bölüm ise fatih hocaya kuşku ile yaklaştı. (sözlükte de aynı durum yaşandı sorun değil). ancak karar süreci sıkıntılı geçti. yönetim kendi içinde bu süreçte 2'ye bölündü.

    b. transfer dönemi.
    selçuk inan, muslera ve elmander 10 numara transferlerdi. bunların ikisi ile eski yönetim döneminde anlaşıldı söylentisi olsa dahi sonuçta transferi yönetim yaptı. melo ve engin baytar kapalı kutuydu. fatih terim bu oyuncuları hayatlarının topunu oynattı. ulfa tecrübesini konuşturdu. riera canımızı sıktı. sonuçlarına bakınca genelde evet başarılı oldular.

    c. ara transfer dönemi.
    bu bölüm önemli. ilk yarı gösterdi ki aralık 2011 ayı içinde takım harika maçlar çıkarsa dahi;
    kanatlar yok
    pozisyon sıkıntımız var
    golcümüz yoktu.
    sakatlıklar ve cezalar sebebiyle (ilk yarı 5 kırmızı kart görmüştük) maraton sıkıntılı geçebilirdi. hoca bir liste verdi, son 48 saat 2 oyuncu geldi bunlardan necati takıma katkı yaptı.

    yönetim 2011 - 2012 ara transfer sezonunda galatasaray takımının sorunlarını çözemeyip yapılan evet tüm çabaları ve yatırımları riske atmışlardır. yok ya ne riski vardı biz göremedik diyenler o dönem öncesi maç yazılarını incelesinler. şampiyon olmasaydık onca yatırım çöpe gidecekti. şl direk gitmek doğrudan ve dolaylı 60.000.000 euro demek. niye yönetim yatırımları riske attı? oyuncu bulunamadı veya ücretler pahalı geldi.

    mevcut galatasaray yönetimi boç çemberi içindedir. stad sebebiyle siyasetle sorunları vardır. gelirler gideleri karşılamaz iken yapılan yatırımların geri dönmesi şampiyonlar liginde ilerlemek ve her yıl katılmak finale yaklaşmaktır. o zaman yatırımlar durmamalı özellikle avrupa'da oynayan yerlilere yatırım yapılmalıydı. almanya kabul edelim türkiye'den çok daha iyi alt yapısı ile takımlarımız için büyük bir fırsat.

    d. danışman tulun belçikalı eski hocamızı arena'ya getirmesi.
    belçikalı eski hocamız ambarat'ı izlemeye geldim demiştir. tabi afrika kupası daha henüz bitmiştir. yersen.
    fatih hoca ara transferde bir liste vermiştir o liste çöpe atılmış saatler saatler kala 2 oyuncu alınmıştır. ancak kerhen tabi yersen

    f. 2012 transfer dönemi.
    taraftar gözüyle son maç şampiyonluk maçını inceleyelim.
    fenerbahçenin son maç yedek kulübesi; alex, bienvenue, topuz, caner.
    galatasaray takımının son maç yedek kulübesi ise; aykut erçetin, gökhan zan, sabri sarıoğlu, ceyhun gülselam, aydın yılmaz, emre çolak, milan baros.

    şampiyonlar ligi için galatasaray takımının en az 18 lik kadroyu zorlayacak sorunlu bölgelerimize asgari 6 yerli oyuncu ihtiyacı vardır. bu 6 oyuncucunun 4 ü ilk 11'e girebilmelidir. yerliler için ne beklenmektedir? yok oha 6 yerli oyuncu nereden çıktı derseniz kadroyu analiz edin ve takımın girdiği pozisyon sayısı kıtlığını ve girdiklerini de atamama sıkıntısına bakın oradan çıktı. galatasaray yönetimi bu sorunu görmez ve çözmez ise bu yönetim yavaş yönetim olacaktır. fatih terim'in ve ekibinin inançlı, çalışkan ve işine saygılı çalışma şeklinin evet kaymağını yemiş olacaktır. o yüzden yönetim kendini bu dönem göstermelidir.

    başkanı seviyorum ancak yönetim içinde açıklayamadığım bir çatlak var veya sebebini bilemediğim başka bir rekabet var. galatasaray kimsenin şahsi rekabet ortamı değildir olmamalıdır. yönetim tek yürek olmalı iç sorunlar dışarı servis edilmemelidir. adnan öztürk çok belli ki geri planda bırakılmıştır.

    yönetim durmamalı gece gündüz çalışmalıdır. erdal keser gibi avrupa'yı bilen eski oyuncumuz ve cemal özgörköy gibi proje uzmanı eski yöneticilerimizden faydalanmalıdır. 15 kişilik yönetime evet kabul edelim çok büyük iş düşmekte. allah kolaylık versin hepsine.
  • 1674
    2012-2013 yaz transfer döneminde biz sessiz kaldı diye şikayet ederken, umut bulut'u transfer etmişlerdir kiralık da olsa. bence burak yılmaz'ı da alacaklar. duyumcu falan değilim, kimseyi de tanımam ama fatih terim 2000'li yıllardaki gibi türk oyuncu ağırlıklı kadro kuracak sanki. umut, burak, sercan, hamit, gökhan töre, alper potuk bilmiyorum bir işaret olabilir, en azından ben öyle temenni ediyorum.

    edit: umut'un soyadını yanlış yazmışım ya :/ uyarıcı için special thanks to "ailecek fanatik"
  • 1675
    bir transferi bitirmeden,imzalar atılmadan neden kapa görüşmelere başlanmıştır diye bildirim yapıyorlar anlayamadığım yönetimimiz.eğer imzalar atıldıysa direk aldık diye açıklama yapın.ama görüşmelere başlandı diye bildirim yapmayın kardeşim.geçen sezon podolski,forlan,shaqiri falan derken baya bi dilimiz yandı.ama hala aynı hala aynı.
    edit:ey okuyan neyini beğenmedin acaba.yalan mı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın