• 402
    --- alıntı ---

    galatasaray yönetimi
    çok salladım kendilerine dost meclislerinde yalan yok. aslında hala da kalbim doğrulmuş değil, nedenini yazımda belirticem. öncelikle son iki haftadaki gelişmeleri ele alalım.

    ben her zaman adnan polat ve ekibine güvenen bir taraftardım, ancak haldun üstünel’in istifası bu güvenimi ve sevgimi zedeledi. haldun bizden birisiydi, taraftardı, profesyonelliğe inat haldun üstünel’di. o gidince bir umutsuzluk havası çöktü camiaya ve taraftara. ister istemez bende etkilendim bu havadan. adnan sezgin üzerinden iğrenç espriler yaptım arkadaşlarla. haldun’ un vedası kolay olmadı gönlümde. o sadece transfer yapan, herkesin hayran olduğu at kuyruklu değildi benim için; bir taraftarın modern yönetici silutine bürünmüş haliydi. haldun üstünel’ i hep galatasaray’ ın vizyonu olarak lanse ettim kendime ve çevreme. işte o haldun üstünel gidince sandım ki bittik biz. birde üstüne abdul kader keita satılınca yönetime öfkem bir kat daha arttı.

    başkan basın toplantısı yapmış bugün, izlemedim. aklı başında şeyler söylemiş. galatasaray başkanına yakışır söylemlerde bulunmuş. en azından basına ‘ben sizi dövüyor muyum’ diye sormamış. hem de haketmelerine rağmen..

    keita’nın satıldığı haberini iş arkadaşlarımdan aldım. değere baktım 8.150.000 € yazıyordu. o anda yönetimi vizyonsuzlukla suçladım, nedeni keita’nın satılması değil, aldıkları değere futbolcu satmalarıydı. ancak öğrendim ki lyon’ a ödenecek olan 5.6 milyon €’yu da katar kulübü ödeyecekmiş. bütün bunları alt alta yazınca yaklaşık 14 milyon €’ luk bir değer ortaya çıkıyor ki; bu da yeterlidir nazarımda. bir şok dalgası vurdu taraftarı, yönetim sessiz taraftar öfkeliydi. transfer için adı geçen adamlar taraftarı mutlu edecek gibi görünmemekteydi. tam bu noktada yine ters köşe oldu taraftar. gelen isim lorik cana oldu.

    yönetimde kafamı kurcalayan başka gelişmeler de var; mesela haldun üstünel’ in istifası. bu denli herkesin sevgilisi olmuş, açığı olmayan, taraftarıyla barışık ve vizyon sahibi bir yönetici bu şekilde ayrılmamalıydı. bu ayrılıkla ilgili herkes bir teori attı ortaya, benim teorim ise; yiğit şardan üzerine kurulu. son seçimde adnan öztürk lise topluluğunun açık desteğini arkasına almışken, polat liste çalışmalarına devam etmekteydi. bu noktada adnan polat lise oylarından pay alabilmek için yiğit şardan’ la bence açık bir anlaşma yaptı. bu anlaşma; şardan’ın polat’ın listesinden seçime girmesi üzerine kuruluydu. bilenler bilir, özhan başkan ikinci döneminde benzer bir anlaşmayla polat’ı listesine alarak seçimi kazanmıştı. şimdi de polat şardan’ı alarak kazandı. karşılığında da bir sonra ki dönemde şardan’ı desteklerek başkan yapacak şekilde bir anlaşma içerisine girdi bu ikili. peki taraftar ve camia haldun üstünel’ i başkan olarak görmek istermiydi. bence en az yiğit şardan kadar isterdi. tam bu noktada yiğit şardan polat’tan aldığı destekle üstünel’i devre dışı bıraktı. böylece güçlü bir rakibini elemiş oldu. hemde daha seçime 2 yıl varken. ( bu tamamen şahsi komplo teorimdir )

    birde basketbol şubesinin durumu var önümüzde. oktay mahmuti hamlesiyle heyecana kapılmıştık ancak malesef çabuk durulduk. durmamak takımı takviye etmek lazım, hemde ligdeki rakipler tarihlerinin en güçlü kadrolarını kurmak için çabalarken. bu durgunluk bu suskunluk bize yakışmıyor. yerli yabancı çok önemli isimler almamız gerekmekte.

    artısıyla eksisiyle yönetim değerlendirmem bu şekilde. elbette hatalar yapılacaktır ancak bu hataları minimuma çekmek, ekip çalışmasını unutmamak, her branşta scoutinge yeterli önemi vermek kulübümüzü hakettiği noktalara daha çabuk taşıyacaktır. bütün bunların ışığında yönetimden ilk beklentim galatasaray’ı futbol kulübü değil, spor kulübü olarak yönetmeleridir.

    --- alıntı ---

    http://tamsaha.wordpress.com/...alatasaray-yonetimi/
  • 403
    internet dışında kaldığım uzun süreçte vay anam vay neler dönmüş serhat dedirten olaylar yaşandıktan sonra nihayet 8 temmuz 2010 adnan polat basin toplantisi ile neler olup bittiği konusunda iğrenç dedikodulardan ziyade ilk ağızdan doğruları duyma imkanı buldum. öncelikle 8 temmuz 2010 adnan polat basin toplantisi ile başlayıp daha sonra genel anlamda bir şeyler yazmak lazım diye düşünüyorum.

    bir kere daha ilk cümlelerinden dikkatimi çekti, adnan polat'tan benim pek duymaya alışık olmadığım sözlerdi; "galatasaray türkiye'nin bir numaralı markasıdır" tarzı cümleler.

    daha sonra tüzük konusunda konuştu başkan. değişmesi gereken ve daha önce cesaret edilemeyeni yapmaya çalıştıklarından bahsetti. 30 senelik bir tüzük, günün şartlarına göre uyarlanması gerektiğinin kaçınılmaz olduğundan bahsetti. bunlar çoğu taraftarın takip etmediği, önemsemediği, hakkında fikir sahibi olmadığı şeyler. isim vermeyeyim ama tribünde bağıran, emek veren taraftarın kaçı bu konuda olaya hakimdir, tüzük değişiminin önemi hakkında yorum yapabilir merak etmiyor değilim. lafım herkese değil yanlış anlaşılmasın ama kuru kuru da "taraftar" olunmuyor. bilgisiz olunca "bağımsız" olunmuyor.

    sportif ve futbol a.ş'nin birleşmesinden bahsetti adnan polat ve ekledi hemen ardından: "bu birleşimin kulübe olan kazancını, daha önceleri ne büyüklükte maddi kayıplara yol açtığını ve neleri kaybetmekten alıkoyacağını birleşmeden sonra tek tek sunacağım sizlere." evet yıllardır kanayan yaramız olarak lanse edilen bir sorunun önüne geçecektir adnan polat yönetimi. hani şu futbolcu satışlarından sonra itin götüne sokulan yönetim. en büyük sorunumuz sabretmeyi sevmememiz değil mi zaten. sabredeceğiz vaadi vermek kolay hepimiz için, peki ya sadık kalmak?

    sonrasında medyanın yanlış tutumunda rahatsız olunduğunu, gazetecilerin işlerini yapmasına saygılarının olduğunu fakat onların çalışması için bir yol bulunacağından bahsetmesi, karşılıklı iletişim prensibini her cümlesinde ön plana çıkarması gerçekten çok güzel, galatasaray'a yakışır ve yalan haberlerin önüne geçmek adına önemli bir hamledir. meyvelerini önümüzdeki sezon alarak "sadece futbola odaklanan bir galatasaray futbol takımı" yaratma amacında olunduğunun habercisiydi adnan polat'ın takındığı tavır.

    türk telekom arena'dan devam edildi toplantıya. üstün kapanması olayının dünyanın sonu olmadığını üstüne basa basa söyledi polat. medya mensuplarını azarlarcasına, sitem ederek. haklıydı da. onun yerine toki ile yapılan stadın diğer ihtiyaçlarının karşılanacağı anlaşmasından bahsetti. stad bitiminden sonra üstün kapanması için önemli bir şirketle şimdiden görüşüldüğünü söyledi. önemli nüanslar bunlar.

    bayan basketbol takımı için wnba'da adı geçen 3 önemli basketbolcunun alınmasından, kıbrıs'ta yapılan tesislerden konu açıldı sonrasında. kadın basketbol takımının kısıtlı bütçe ile avrupa'da kupa kaldırmasından, ligde oynadığı final ve alınan türkiye kupası'ndan bahsetti. en sonunda da bayan basketbol takımının bir "dream team" havasına büründüğünü iddia etti.

    transfer konusunda söylenilenlere girmeyeceğim. taraftarın(!) çoğu maalesef transfere endeksli -hatta futbol takımına yapılan transfere endeksli- bir yönetim değerlendirmesi yaptığı için şüphesiz o satırları daha dikkatli okumuş, daha dikkatli dinlemişlerdir söylenenleri.

    şimdi 2 gün önce keita'nın satılmasından sonra, üstünel istifasından sonra yönetimi istifaya davet edenler, adnan sezgin'e sallayanlar şu an tek bir transfer ile yaşasın yönetim havasındalar, keza adnan sezgin'den dilenen özürlerin haddi hesabı yok. lafım herkese değil, ama inanın herkesten ufak da olsa parçalar var bu satırlarda. işin garibi keita'nın satışından sonra sözlük genelinde karamsarlık hakimken keita'nın satışı konusundaki anketinho bölümünde taraftarın çoğunluğu "her şeyi zaman gösterecek" demiş. yani klavye başında aceleci, fakat sakinleşince faklı düşünen bir sözlük profili var. bu da garip tabi, enteresan çelişkiler bunlar. merak ediyorum sözlükte istifa diyenler ankette beklemek lazım seçeneğini işaretlemiş midir.

    nerede kalmıştık, ekonomik durumdan bahsedecektim. bu yönetimin ekonomik konulardaki başarıları göz ardı edilemez. hatta daha da ileri gideyim, sportif anlamdaki başarısızlıkla karşılaştırıldığında olumsuz bir sonuç fatura edilemez. yapılanların günlük başarılara odaklı olmadığını görmek için kör veya art niyetli olmak lazım zira. adam bas bas bağırıyor bizler gelip geçiciyiz, galatasaray kalıcıdır diye. evet, kilit nokta da budur. kendisinden sonra gelecek yönetimlerin de önünü açacak ekonomik hamleler yapmaktadır adnan polat yönetimi. transferde gösterilen başarıdan bahsedelim en basitinden. ben galatasaray'ı takip ettiğimden beri transferden kar yapıldığını adnan polat yönetiminden önce görmemiştim, hatırlayan varsa bir pm ile olayı anlatsın zahmet olmazsa. fernando meira satışı ile başlayan kar trafiği günümüze kadar geldi işte. meira'nın satışının doğru olması ne kadar doğruydu o dönemde tartışılır. ama ekonomik olarak başarılı bir hamledir. keita'nın satışından peşin olarak elde edilen 8.5m euro ayrıca ödenmesi gereken fakat kasamızdan çıkmayacak olan 5.6 m euroluk bir taksit. keita'nın kendisini göstereceği uluslararası bir organizasyonun olmayışı, keita'nın 2010 dünya kupasında çok da parlak olmayan performansına rağmen elde edilen 13-15m euroluk gelir başarıdır. ayrıca adnan polat keita'nın satışının sezon sonunda alınan bir karar olduğunu da açıkça belirtti. planlanan bir şey yani. bu yönetim baros'u da satar, onlardan beklenir yea denilecek bir durum yok demek ki, her şey bir plan program doğrultusunda ilerliyor. sabretmek gibisi yok gibi duruyor buradan bakınca.

    adam bas bas bağırıyor 2 yıl sonra uefa'nın avrupa kupalarına katılma konusunda ekonomik yaptırımları ve aradığı şartlar olacak diye. biz bu yeterliliği sağlamak adına ekonomik kaynak arıyoruz derken bunun galatasaray'ın geleceği adına planlanan hamleler olduğunun da ipuçlarını verdi aslında. yine gelecek adına yapılan bir hamle ve yine adnan polat yönetimi. işte bu sevepten sonra başarılıdır adnan polat yönetimi benim için. günlük değil, vizyon sahibi bir duruşla ileriyi düşünen bir duruş sergilemek... bu konuda rıdvan dilmen'i dinlemiştim ve galatasaray'ın avrupa kupalarna katılmak için yapılan ekonomik hazırlıklar konusunda türkiye'de ilk ve tek oluşundan bahsediyordu. doğru söze ne denir? türk telekom arena'nın açılışının adnan polat yönetimi'ne nasip olacak olması, hem polat yönetimi'nin gösterdiği emeklerin ürünü hem de ekonomik konudaki yapılan olumlu işlerinin getirdiği bir şanstır, bu çalışmaları ödüllendirircesine. ben buna inanıyorum.

    ee sportif başarı diyenleri duyuyorum, evet haklısınız. adnan polat yönetimi idari olarak gerekli başarıyı gösterememektedir, onların eksiği de budur. disiplin konusunda, medyaya karşı duruş konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. ama ilk satırlarda belirttiğim gibi, bunları aşmak adına hamleler yapılıyor. sportif aş futbol aş birleşmesinden sonra da idari anlamda düzelmelerin olacağından şüphem yok benim. sportif başarıların olmayışı ise bu yönetim için şanssızlıktır bence. biraz da yönetimin suçu tabi ki. hem futbol konusunda, hem de amatör branşlarda. fakat soruyorum size ey galatasaraylılar. art niyetle bakmadığınız sürece görebilirsiniz fenerbahçe'nin ekonomik gelişimini. peki fenerbahçe'nin ekonomik yöndeki gelişimini sağlayan aziz yıldırım yönetimi'nin futbol konusundaki başarısı nedir? adnan polat yönetimi aziz yıldırım'a göre başarısız mıdır da sevilmeyen ilan edilmektedir? sportif başarıya mı endeksli her şey. sonra da vefa duygusu aramaktan bahsedilir. aynaya geçip özeleştiri yapalım bi önce, ayıp değil mi verilen emeklere? gs bonus, stadın isim satışı, sponsor gelirlerinin 3 katına çıkması... bunlardan bahsetmedim bile. büyük ekonomik gelişmeler bunlar. hani başarılar öncesi hayali kurulan, istenen ekonomiyi getirecek olan, galatasaray'ın geleceğini kurtaracak olan ekonomideki gelişmeler. daum taraftara siz hiç onda on gördünüz mü diyordu ya ukalalıkla, bu defa ben en saf duygularımla soruyorum. ekonomik yönde bu kadar olumlu işi biz bir arada gördük mü ey galatasaray taraftarı? peki gelişen ve düzelen bir ekonomi sonrasında gelecek başarıların farkında mısınız galatasaray taraftarı. yönetimi, satılan 2 oyuncuları sileceğine şu satırları özümse de elindeki arda'nın da, rijkaard'ın da, yönetimin de değerini bil, sahip çık!

    enty e ekleme: bugün cana'nın istanbul'a getirilişini hemen hemen herkes gördü, en azından fikir sahibi. bu yeni hamle ile transferin karşılanması gibi saçma ve amatörce bir davranışın önüne geçilmiş oldu. iyi de oldu, nihayet konuşulan olay gerçek oldu da, yine türkiye'de bir ilk gerçekleştirildi. umuyorum bundan sonra gelecek olan transferlerde de aynı strateji izlenir. türkiye'nin katar'dan farkı yoktur zihniyetine selamı çakıyor; yeni alınan oyuncuların antrenmanlarda ve stadda destekleneceği, onların moral kazanacağı günleri sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 404
    --- alıntı ---

    ''bunlar bana zamanında 'off the record' anlatıldı. şimdi bütün gazetelerde okuyorum, onun için söylememde bir sakınca yok. haldun, "ben adnan sezgin ile çalışmak istemiyorum. bu adamdan bütün camia nefret ediyor" dediğinde adnan polat, "haklı olabilirsin ama bu adam çok önemli birisi. bunun yaptığı işi yapabilecek bir kişi yok. ben tanımıyorum. sen birini bulursan, adnan sezgin'i değiştiririz" karşılığını verdi. haldun üstünel, fenerbahçe'nin teşvik primlerini 'galatasaray'ı yenin' diye istanbulspor'a dağıtan adnan sezgin gibi bir tüccara değil, türkiye futbol federasyonu'nu fiilen yürütmekte olan galatasaray'ın öz çocuğu lutfi arıboğan'a gitti, konuştu. 'galatasaray'dan futbol şubesi'ni yönetme teklifi gelirse, federasyonu bırakıp, gelir misin?' diye sordu. "gelirim" dedi lutfi ve haldun gidip, adnan polat'a "adnan sezgin'in yerine adamı buldum. lutfi arıboğan" dedi. adnan polat, "ben lutfi ile konuşurum" dedi ama bu konuşma gerçekleşmedi. haldun üstünel aldatıldığını anladı. "tatile gidiyorum" diyerek çekti gitti ve adnan sezgin görevde kaldı. galatasaray maçlarına otobüsle giderken, o otobüse binmeye tenezzül etmeyen, belki de o otobüse binmeye korkan adnan sezgin, bmw markalı özel arabalarıyla gitmeye devam ederken, haldun kayboldu ortadan... galatasaray'daki acı durum bu.''

    hıncal uluç

    http://www.fotomac.com.tr/...ifre_verdi_cozen_yok

    --- alıntı ---
  • 406
    acil olarak orta saha 2 saglam transfer yapmalidir, top tutacak, top alacak, aciga cikacak, sorumluluk alacak, liderlik vasfini ortaya koyacak, orta yapacak!
    yoksa arda turan elden kacacak! neymiş arda turan cok topla oynuyormuş? lan adam ne yapsin mustafa sarp'i verip ziyan mi etsin? baris'a 40 metrelik top atip istop edememesini mi izlesin?
    neymis basit oynayacakmis? yok ya! dun gorduk basit oynadiginda buyuk topcularin(!) neleri harcadigini?
    birakin gidin allahini severseniz, siz daha gelecek vaadeden topcu arayin, bizim gelecegimizi yokederken..
  • 407
    forma ve pazarlama konusunda taklit edilen yönetimdir. fenerbahce'nin aykırı yeşil renk, beşiktaş'ın ise fantezi örümcek ağı konseptli formalar çıkarması ve bu formaların galatasaray'ın 2 senedir yaptığı gibi ocak ayında satışa sunulması açıkça bizden taklittir. forma satışlarımız cidden artmıştı ama rakip iki kulübü katlamışız herhalde yapılanlara bakılırsa. hala beğenmeyin siz yönetimi transfer olmamış, fenerbahce'ye yenilmişiz diye.
  • 408
    ulan ne yötetimmişsiniz be arkadaş. ne yapmamız lazım transfer yapmanız için. takımın içi boş lan. hala barışlar ayhanlar oynuyor. ulan adam alsanıza. yok mu size adam? takımın hocası meşhur kendi meşhur, nerde arkadaşım futbolcular? nerde abicim transferler. grella nedir abi? jan polak nedir? lig başlayacak. takım eksik. herşey ortada. alsanıza adam. siz ne yeteneksiz bir ekipsiniz ya? ulan koskoca galatasaray nasıl otasahaya futbolcu bulamaz? kaç ay oldu ya? dalga mı geçiyosunuz. baros sakatken batdal tecrübesiz, alsanıza arkadaşım bir forvet? ortasahada hala ayhanlar barışlar dolaşıyor. alsanaıza arkadaşım ortasaha. ya ben sizden ronaldinho yu istemiyorum ya? abicim adam nasıl buluyor getiriyor ernst'i? yok mu abi size adam? bu kadar kifayetsiz misiniz?

    nası görmezsiniz takımın durumunu? o adnan sezgin. ya sen nasıl bir adamsın? ne işin var arkadaşım istanbulda maçta? siktirip gitsene avrupaya afrikaya? ulan durum acil görmüyor musun? ne gamsız yüzsüz adamsın ya? adamı çileden çıkarttınız. bu takıma transfer lazım arkadaşım. mehmet topal'ın parası güzel mi geldi amınakoyayim? ulan adamın yerine adam almazsan biz ne oynayacağız burada? barış mı oynayacak?

    delirttiniz lan beni cuma cuma.
  • 412
    mevcut döneme erişilmesinin sadece haldun üstünel'in başarısı olduğunu zannedenlerin başarısız bulduğu yönetim.

    tek başına haldun üstünel kalkındırmıştı ya galatasaray'ı, onu da zaten görevine gökten zeplinle indirmişti birileri ya hani, gitti şimdi s.çtı galatasaray.

    haldun üstünel, görevindeyken çok başarılı işlere imza atmıştır. bu yadsınamaz bir gerçek fakat her mevkide anlaşmazlıklar olabilir, elbet yeri geldiğinde umuyorum tekrar görev alacaktır bu klüp için. unutulmaması gereken bir şey varki, hiç bir başarı bireysel değildir.

    bu yönetimin başarısız olduğunu söyleyenleri anlamak çok güç. sportif başarı gelmiyorsa bunun faturasını yönetime kesenleri anlamak çok güç. adnan sezgin'i anlamak hepsinden daha güç belki ama arkaya bakmadan, nerden nereye gelindiğini göremeden, yolunda gitmeyen her olay sonrası bunca icraatin bazıları tarafından bir kalemde harcanacak gibi durması üzücü olan şey.

    yanlışlar vardır belki, bence haldun üstünel'in uzaklaştırılması da bunlardan biridir heleki adnan sezgin'le bir tercih söz konusu olduysa eğer... fakat buna dayanarak bu yönetime başarısız demek, sadece haksızlık yapmak demektir. tıpkı haldun üstünel'e yapılan gibi.
  • 414
    şimdi biz geçen sezon unu eleyip eleği astığımızda marmara'da karagöz avı yeni başlamıştı sevgili can. masaların üzerine çıkıp şampiyonluk narası atalım derken kederden 70'lik yaş üzüm rakısı attık hasan müdürümle çoğu zaman.bunu en başından beri söledim yane. bugün istavrit bile çıkmaz oldu. rakının yanına norveç palamutu alıyoruz. ben o zaman başkana dedim; başkanım bak pırıl pırıl bi takım var elinde. bi arda, bi santos, bi neill, bi elano var dedim. daha bu takıma kewell giricek baros giricek dedim. sonra sen bu bankalardan krediyi aldın birleşmeye kullanıcan, bu paranın kıyısından köşesinden artmaz mı dedim? sonra yeni stadın localarını satıyosun bu para güme gitmesin dedim. bi akşam içerken öğrendim ki topal, keita, uğur ve pırlanta gibi gençler gitmiş. yine de sabrettik.

    gel zaman git zaman şinasi abinin orda iki tek atarken hep soruyorlar osman abi yok mu transfer? diye. olacak dedim hep yane. geldik ramazan ayına, lig başlıyor sevgili can, biz flash transfer beklemiyoruz yane. alınacak çocukları zamanında al, kampa girsinler diyoruz. bak maçlar başladı çocuklar daha birbiriyle tanışmadı bile. sonra diyoruz bu takım niye oynamıyor. adnan sezgin'le olmaz bu işler dimi hasan müdürüm? futbolcuların kirada oturdukları evlerden komisyon alan adamdan hayır gelmez dedim. bu saatten sonra bana messi'yi getirsen nafile yane. sölüyüm. (bkz: şenherizm)
  • 415
    2012 kriterlerini baz alıp küçülme politikası mı izliyorlar yoksa dünyanın sayılı hocalarından birini takımın başına getirerek galatatasaray vizyonu doğrultusunda üç kulvarda mutlu sona mı ulaşmak amaçları?onu açıklasalar da ona göre bir değerlendirme yapsak.ama sanırım kendileri bile bunu bilmiyorlar...bu kadar vahim görünüyo işte son durumları.
  • 416
    bugün içerisinde yapılan bir transferi açıklarsa şaşırmayalım. sene 2008'di. galatasaray o sezonu şampiyon tamamladı fakat statü gereği şampiyonlar ligi'nde mücadele verebilmek için play-off oynaması gerekiyordu. steua bucuresti ile eşleştik ve şok bir şekilde burada 2-0 geriye düşüp maçı 2-2 yaptık. arından ikinci maçtan önceki gün milan baros transferi açıklandı. muhtemelen elenirsek bir teselli olsun diye o tarih seçildi. aynı şey şimdi için de geçerli. allah'ın ofk belgrad'ıyla içeride 2-2 berabere kaldık, deplasmana gidiyoruz. ikisi de balkan takımı falan. benzerlikler arttırılabilir.*

    edit: galatasaray org'dan baktım. milan baros transferi saat 01:52'de açıklanmış. o dakikada burada olacağım.*

    not: iki durumda da aykut'un büyük payı var arda hatırlattı. sağ olsun.

    edit2: saat 01:52... bir şey yok henüz.*
  • 417
    cevad prekazi'nin önerdiği, cd'sini verdiği jovanovic'i* transfer etmeyeceklerdir. adamı tefe koyarlar, eski topçunun önerdiği adamı canlı izlemeden, sadece videodan izleyerek aldılar diye. acayip süper, ultra falan bir topçu olması lazım almaları için. bu devirde bilinmeyen böyle topçu var mı? fm diyorsa doğrudur!

    bu yönetim değil hiç bir galatasaray yönetimi bu riski almaz.
  • 419
    ya, bak, anlamıyorum arkadaş. alacağınız adam iyi de olabilir kötü de. ulan çok mu zor? çıkıp de ki, yaz ya da org'a, "jan polak ile ilgilenmiyoruz." sen bunu yapmazsan, sakız olursun böyle ağızlarda. de ki bize, adam çok sakatlanıyor, sakatlanabilecek futbolcu kotamız doldu bizim. niye demiyorsun arkadaşım. ya olum hakkaten aklınız kısa sizin ya. bak millet gelmeyen adam hakkında 140 entry girdi ya. bir sebebi var değil mi? millet tetikte zaten, transfer bekleniyor, yaprrak gibi ortasahamız var çünkü. üstüne bir de jan polak transferi falan, adam delleniyor, anlıyor musun?
  • 420
    bu saatten sonra kendilerinden en büyük beklentim elano'yu takımda tutmalarıdır. gelmişiz ağustosun ortasına, adamlar hala elano'yu satacak da, iki tane orta saha alacak. nasıl olsa 31 ağustos'a kadar vaktimiz var diye hala kuruş hesabı yapıyorlar, sezonun başladığından habersiz. frank rijkaard'ın yüzü gülmüyor diyorduk, acaba neden? adamın istediği futbolcularla artık ilgilendiklerine inanmıyorum, menejerlerin falan tavsiyesiyle getirecekler muhtemelen oyuncuları.

    oysa en kritik konu şu ki; bu sene şampiyonluğun olmazsa olmaz pozisyonda durduğu tek takım galatasaray. zira 2 yıldır yüksek beklentilere rağmen gelen başarısızlıklar ve alınan sıfır kupa bütün kredileri bitirdi. bu sezonun sonunda gelecek bir başarısızlık daha hem rijkaard'ın sonu, hem de yönetimin sonu olacak. belki yönetim seçime kadar bir yıl daha dayanabilir ancak bu sefer karşılarına çıkacak adaya dayanamaz, giderler. böylesine kritik bir sezon öncesi ise rakiplerine göre eksikleri tamamlama konusunda en gerideki takım konumunda olmanın da tek sorumlusu yine yönetim.

    bu sezon fenerbahçe şampiyon olamazsa "yeni yapılanmaya gittik, aykut'la devam bla bla" diyip geçiştirebilir, zira taraftarları da buna hazır bir konumda ancak en büyük sorunları olan kanatlara iki önemli takviye yaptılar, birkaç gün içinde ise yine önemli bir forvet oyuncusunu alarak transferi kapatacaklar.

    beşiktaş'a gelirsek; onlar zaten demirören'e bağımlı, kaçan şampiyonlukta "hay allah nasıl olamadık şampiyon" demeyecek kadar da kabullenmiş bir pozisyondalardı. fakat bu yıl, yıllardır yapmadıkları şeyi yapıp önemli yıldız transferleriyle kendilerine bir şampiyonluk beklentisi yarattılar. bu tamamen onların aldığı bir risk. evet, kaçan şampiyonlukta korkunç zarara uğrayacaklar ancak demirören borçlarını kulübe hibe ettiğini açıklayacak, başka yollardan yine paraları götürecekti. sonuçta onlar zaten birkaç yıl içinde duvara toslamaya doğru gidiyorlar. aldıkları ekstra risk; taraftarın demirören'e sahip çıkmasından daha önemli değildi bile.

    başa dönersem; bu saatten sonra galatasaray yönetiminden yalnızca elano'yu takımda tutmalarını; üstüne bir de polak ayarında bir oyuncu getirmelerini bekliyorum. zira bütün heyecanım sönmüş durumda. bu söylediğim gelişmeler yaşanırsa kalkıp burada tekrar sövmeyeceğim, zira beklentilerimi buraya indirdim.
  • 423
    ya desinler ki, "para yok, klüp zor durumda, uefa kriterleri, bu sene transfer ve başarı beklemeyin..." gıkımı çıkarmayacam. bunu desinler açık açık be abi. ne olacak, beklentiyi baştan yokeder, maçları rahat rahat izleriz. genç çocuklar oynar emre çolak, cumhur filan... ama yok. mayıs'tan beri açıklamalarda mavi boncuk dağıtıyorlar. "para yok" ta dediler, haklarını yemeyeyim, ama hep "transfer yapacağız." denildi. hesaplar yine zirve üzerine güya.

    al... elde var geçen sene 3. olmuş takımdan zayıf takım. şimdi biz düşünelim.
  • 424
    git gide fenerbahçe'ye benzediği yönden bi eleştiri almıştı zamanında. bence onu da beceremediler. fenerbahçe, tesisleşme adına yaptığı çalışmalara rağmen futbol takımında hiçbir başarı elde edememekten şikayetçiydi. keza biz de öyle. ama futbol dışındaki branşlarda tüm birincilikleri alıp "galatasaray:0, fenerbahçe: bilmem kaç artık" gibi ifadelerle galatasaray taraftarlarını taciz ediyorlardı diğer spor dalları üzerinden. bizse futbol dışında amatör branşlarda dahi, bayan su topu ve kürek takımı dışında, başarı elde edemedik.

    galiba 2012 kriterleri sadece galatasaray'a özel çıkıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın