yıllarca beklediğimiz iki adet genç aslana sahipti bu takım daha düne kadar, kaç senedir haklarında istatistikler verilen, geleceğin yıldız adayları olarak ciddi ciddi bahsedilen ve umut verici yorumlar yapılan...
anıl dilaver ve
cem sultan... bu adamları gerçekten bekledik, lafını ettik, bel bağladık, böyle yıldız adayı gibi bir şey oldular bir anda, keşke a takıma çıkıp oynayacakları günler gelse diye sabrettik...
önlerine daha uzun yıllar var gerçi ama
cem sultan bence trajik bir olaylar dizisi sonucu şimdilik galatasaray'dan ayrıldı,
servet çetin'in yaptığı terbiyesizlik ve
bülent ünder'in kendisine
mustafa sarp'a yaptığı gibi sahip çıkmayışı hoş olaylar değildi... bu sezon şampiyonluk yarışında altın değerinde üç puanlara sahip maçlara rağmen
semih kaya'yı kazanmanın hesabını yapıyoruz, geçen sezonun anlamsız maçlarında bir
mustafa sarp, bir
barış özbek, bir
ayhan akman veya
servet çetin yerine pekala bir
cem sultan kazanabilirdik, olmadı, bazıları böyle olsun istemedi... tüm bu profesyonellik dışı olaylar vuku bulmasa bugün belki bir
cem sultan olabilirdi yedek kulübemizde... elbette kendisine her evladımıza duyduğum gibi bir sempatim vardı...
anıl dilaver ise kendisinden beklenen patlamayı klasik bir
konyaspor maçında yaptı, hem güzel hem de anlamlıydı... lakin hem kendisinin hem de hemen yukarıda sözünü ettiğimiz delikanlılın en büyük dezavantajları kulüplerin yıllardan beri isimli, yabancı ve de pahalı ileri uç elemanlarını tercih etmesiydi... her ikisi de forvet olan bu arkadaşlardan sarışın ve renkli gözlü olanı da ne yazık ki kendisine kanatlarda yer bulmak durumunda kaldı ve haliyle tedirgin performansı iyice düştü; ek olarak kaotik sezonun içerisinde meydana gelen abuk subuk bir sürü büyük mevzunun arasında yok olup gitti... taraftarı büyük sorunlar bir kenarda dursa da maç kazanma yolu ile kısa zamanda hemen memnun etmek için
anıl dilaver üzerinde diretmek yerine hazır oyuncular oynatılma yoluna gidildi ve kendisi en son geçtiğimiz yazda soluğu kiralık olarak
samsunspor'da aldı...
ne mutlu ki
semih kaya benzer tatsız hikayelere
* rağmen geri döndü ve a2 takımın gururu olarak şu an a takımda müthiş bir performans sergiliyor. geri dönüşünde o kadar çok teknik ve tesadüfi bileşen var ki yazsak roman, çeksek film olur...
emre çolak ise halen "stand by" modunda, bakalım yeni bir
aydın yılmaz mı yoksa
arda turan mı olacak? o da kadro önceliklerine takılan isimlerden, yerine o kadar çok alternatif var ki sakatlıklara veya kart cezalarına duacı, dönem ise altyapıdan adam çıkarmak yerine başka takımdan oyuncu transfer etme dönemi...
kim bilir, belki bir zamanın bu a2 takım yıldızları da bizi bir gün gururlandırırlar... kendilerini az beklemedik değil hani...