• 9876
    umarım başarı odaklı bir camia olduğumuzu, şampiyonluk dışında sonucun kabul görmediğini tez zamanda tekrar hatırlar.

    iyice al-satçı oldu herkes. elimizde fark yaratan kim varsa değer biçiyoruz. nelsson, barış alper derken sıra okan hocaya geldi. yakında erden timur için de bonservis belirlenirse şaşırmayacağım.

    diyelim ki üst düzey bir oyuncuya evrilen isimlerimizi elden çıkardık. sonrasında transfer isabetimiz ne oranda yüksek? tete, ziyech, ndombele, angelino derken dökülen rakam 10 milyon euro'nun üzerinde. alınan katkı?

    geçmişte gomis'le yollar ayrıldıktan sonra erden derdiyok, diagne, falcao derken harcanan rakam ve alınan katkıyı kıyaslayabiliriz.

    biraz daha geçmişe gidelim. taffarel'den sonra mondragon'la yollarımızın kesişmesi şanstı. sonrasında muslera'ya kadar kimler geldi kimler geçti, ne kadar para döktük?

    daha da geçmişe gittiğimizde hagi'nin yerini doldurması beklenen felipe, lincoln, musimovic gibi isimlere harcanan rakamlar? vatandaşı popescu için de durum farklı değildi. frank de boer, fernando meira gibi isimleri oyun kurucu stoper hevesiyle kadromuza kattık; ancak beklediğimiz dönüşü alamadık.

    şu dönemde beklenmedik şekilde barış alper'in eksik pozisyonlarda gösterdiği performansla ve hücum hattında ekstra işleriyle ilerliyoruz. başarı için kadro istikrarı önemlidir. üzerine katarak gelişen isimler, her geçen yıl daha iyi anlaşan oyuncular, hocanın oturtmak istediği taktiksel düzene uyum gibi kritik faktörlerde bunun etkisi kaçınılmaz.

    oyuncu ayrılmayı çok net şekilde aklına koyarsa, iyi de bir teklif gelirse sonuç kaçınılmaz. ancak oyuncuyu ikna etme imkanı varsa, maaşında iyileştirme ile çözüme kavuşulacaksa bu yol da denenmelidir bence.

    belirli bir planlamamızın olmadığını görüyoruz. kervan yolda düzülür mantığıyla ilerliyoruz. bu yürüyüşte boey, barış alper gibi isimler beklenmedik düzeye erişti diye sürekli bunun olacağı büyüsüne mi kapılıyor insanlar bilmiyorum.

    boey'in beklenen gidişinde dahi pozisyonunu doldurmuş olmak için öylesine bir hamle yaptık. ezici çoğunluğumuzun transferine tepki gösterdiği kaan ayhan'ın da joker olarak farklı rollerde takıma katkısı beklenmiyordu; takımdaki eksiklikleri yamalamak için bu da önemli bir faktör oldu. ancak görünen köy kılavuz istemez. bizim eksik kaldığımız pozisyonları iyileştirip elimizdeki güven veren oyuncularla da yola devam etmemiz gerekiyor.

    evet ülkenin durumu sıkıntılı, evet ligimizin kalitesi düşük. ancak bizim cephemizde de prestijli bir kulüp, büyük bir camia ve taraftar grubu, istanbul'da yaşam, şampiyonluk mücadelesinde bulunmak ve şampiyonlar liginde oynamak gibi kritik etkenler var. premier lig'de oynuyor olmak çok çekici olabilir; ancak her oyuncunun da burnley, luton, sheffield united, nottingham forest gibi takımları bize tercih edeceğini düşünmüyorum. neticede o takımda bir ismi motive edecek faktör nedir? kendini gösterip büyük bir takıma transfer olabilmek. yoksa sezon başında ligde kalma parolasıyla açılış yapan ya da ilk 8'de bitirmeyi başarı sayan bir kulüpte insan kaç yıl, ne kadar odaklanabilir ki? e amaç buysa şampiyonlar ligi'nde üst düzey performans gösterip boey'in yaptığı gibi büyük bir takıma transfer olma ihtimali de var.

    özetle biz yetiştirici bir kulüp olmaya uygun değiliz. finansal darboğaz, oyuncunun ayrılmak için kararlı olması ve sözleşme uzatmaya yanaşmaması, ikna edilememesi gibi sebepleri hariç tutuyorum. ancak son dönemde camia içinde adeta rennes, nice gibi bir takıma dönüşüyoruz havası sakıncalı. biz o ligde ancak psg oluruz. başarı, bizim için sezonluk sürpriz değil, olamaz. biz öyle leverkusen, wolfsburg gibi 10 yılda bir ortaya çıkıp sonra kaybolamayız.

    aksi takdirde en ufak başarısızlıkta homurtular yükselecek, huzursuzluk baş gösterecek. oyuncusundan hocasına, yöneticisinden başkanına kadar herkes idam sehpasına çıkarılacak. ki her gün buna tanık oluyoruz. özellikle sosyal medya etkisi ile baskı bambaşka bir şekilde arttı. "sezonu dördüncü bitirdik, şampiyonlar ligi'ne katılamadık; ama bu yıl barış alper ve nelsson'dan toplan 50 milyon euro kazandık, harika bir sezondu" diyecek bir tane taraftar var mı? yok.

    o yüzden kendi genetiğimize uygun davranmaya tekrar dönmemiz ümidiyle diyeyim.
  • 9881
    iyice çileden çıkaran bir duruma düşüren taraftardır. abi icardi 90'da maçı getiren golü atıyor. taraftara koşmuyor. sizce neden? yahu futbolculardaki şevki bitiriyoruz. bizim şuan en güvendiğimiz adam okan buruk dimi? hoca diyor ki sahip çıkın. sadece destekleyin. abi tribünler homurdanıyor. garip garip sesler. noluyor abi? uefa kupasında eleme maçı oynuyoruz tribün homurdanıyor. noldu 5 mi yedik? sus pus oturuyoruz. biz fenerbahçe taraftarı mıyız? yahu tarihimizin en kötü sezonunda barcelona'yı elimizden kaçırdık. bu kadronun çeyreği yoktu. ben bizi çok iyi futbol bilen olarak yorumlardım. yok abi. allah'tan 2000 yılında yokmuş bu taraftar grubu.

    gelelim sözlüğe. biz bitmişiz arkadaşlar. icardi'ye hangisini atacan yazılıyor. hagi'ye koşmuyor denecekti demek ki. berkan'ı şurada benden daha çok eleştirilen belki yoktur ama şuan bir gram eleştiri hak etmiyor adam. tur gitti yazıyor. siz dortmund'da da tur gitti derdiniz. mallorca'da leeds'te tur gitti derdiniz. hagi finalde kırmızı görünce kupa gitti derdiniz. bunları yaşamış bir taraftar grubu nasıl bu kadar karamsar olur? real'in ayağı titredi drogba atınca. ronaldo monaldo sahadaydı. kendinize gelin artık.
  • 9882
    15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçı'nda galatasaray 10 kişi kalıp 2'yi yedikten sonra skor daha 2-2'yken susup pısması hatta biraz homurdanması inanılmaz hayalkırıklığı yaratmıştır.

    sen takımı iteceksin ya, daha yarım saat var, daha deplasmanda 90 dakika var, rakip hiç fena değil ama korkulan kadar da iyi değil, sparta'da(!) atarız daha sen niye susuyorsun ya?

    bunu fenerbahçe taraftarı alanyaspor ile oynarken yapar anlarım da sen bu kupayı daha önce almış takımın taraftarısın, lütfen, oraya giden adam story için gitmesin, skora göre tepki vermesin...
  • 9885
    kombinelerin sıfırlanması gerektiği gösteren bir başka maç. 10 kişi kaldıktan sonra sanki sinemada korku filmi izler gibi sustuk ve pustuk.
    bu olmamalı. kulağım sürekli bir rerere rarara bekledi. kimse de ateşlemedi nedense. 50 bin kişi sus pus olunca bu sahaya da yansıyor. takım olarak siniyorsun. zaten kendi sahanda oynama avantajın bu. taraftar seni maçın içine çekecek desteklemeleri yapmalı.
    ben genç zamanlarımda ua izmir ile çok sık maça giderdim. istanbul tayfa ve diğer şehirlerin tayfası arasında oldukça bariz bir fark vardı. bunu maç içinde hissederdik. biz deplasmana çok nadir gidebilirdik. mesela denizli, manisa, ksk falan. ancak istanbul tayfa o kadar tecrübeliydi ki bir şekilde maçın içine çekebiliyordu küçük kalabalığı. hem kondisyon olarak hem de doyum olarak bir şeyleri aşmışlardı.
    hala daha öyle aslında. göbek tayfadan pek değişen bir şey yok. sadece sıkıntı şu. stat çok büyük. her yere homojen dağılamıyorsun. tek tribünü idare edebiliyorsun ancak stadın tamamı demoralize olunca ses çıkmıyor. eski ali sami yen'de numaralı hariç üç tribünde de homojen dağılım vardı. bir ara eski açık yıkıldığında dağılmıştı bu düzen. ancak sonrasında herkesin yeri ve görevi belliydi. ali sami yen cehennemi olmasının sebebi buydu.
    şimdi irili ufaklı münferit gruplar olsa da ultraslan kendi borusu ötmesi için bir yere kümelendi. bu takıma kritik anlarda zarar vermekte.

    (bkz: 15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçı)

    edit: maç eklendi.
  • 9886
    eksiğine gediğine rağmen türkiye’nin en iyi taraftarı.

    tribün işini de iyi yapıyoruz bence. yalnız kötü giden anlarda özel olarak topçu ıslıklama işine hiç girmesek daha iyi. o noktada eleştirim olabilir.

    bir de dünkü maçta galibiyet sevinci yaşanacağına araştırmacı gazeteci edasıyla topçulara zoom atıp kim mutlu kim mutsuz onu kurcalamak bana lüzumsuz geliyor. mutluluğu yaşamak varken kamerayla muhabircilik oynamanın ne gereği var? hemen de sosyal medyaya salıyorlar çektikleri videoları. gereksiz buluyorum.

    (bkz: 15 şubat 2024 galatasaray sparta prag maçı)
  • 9887
    belki yeni nesil taraftarlığı böyle bir şeydir, ya da yok ya zannetmiyorum beş büyük ligde paralel evrende aynı takım ve başarıda giden bir takımın bu kadar memnuniyetsiz taraftarı olacağını…

    sosyolojık bir durum desem… türkiye’de kim neyden memnun ki. eminim hayatından memnun olan birisi gelip homurdanmıyordur tribünde. bu iddiam da dursun burda.

    gelelim 2023-2024 sezonunda göze batan taraftar futbolcu ilişkisi tutarsızlığına. böyle harika giden bir sezonda icardi veya kerem’i ıslıklayacak kadar tepki gösteren taraftar ya çok gençtir ya da kendini bilmezdir. hayatı bilmezdir, şımarıktır. aklı selim düşünmüyordur. bence bu çok net. on yıllarca galatasaray futbol takımını seyreden aklı başında her birey bu takımı ıslıklamaz. biz en son ne zaman böyle bir takım izledik yahu? ben uefa kupası dönemini yaşım gereği hatırlamıyorum maalesef. fakat 2010 başlarında terim’in takımının bile bu kadar net bir oyununun olduğunu ben hatırlamıyorum. daha iyi kadroya sahip olduğumuz, ve daha başarılı geçirdiğimiz dönemler olmuştur. fakat taktik ve takım oyunu anlamında bu kadar net ve istikrarlı oyun ortaya koyduğumuzu hiç hatırlamıyorum. üstüne teknik direktörün bu kadar sağlıklı medya ilişkisi yürütmesi de cabası. fatih terim’i de çok ama çok severim bu arada. demem o ki şuan son yirmi yılın en iyi galatasarayını izliyor olabiliriz.

    ne oluyor yahu?! taraftarla oyuncu ilişkisinin bozulacağı ve bu ilişkinin konuşulacağı bir dönem değil bu! bunu da beğenmeyen gitsin city izlesin. orada da ıslıklayacak bir şey bulurlar merak da etmesinler.

    eşeltirenlere hiçbirşey demiyorum. hayat herşeyi eleştirmekle geçirilmeli. ben okan buruk’la ilk başta anlaşılmasına sıcak bakmayan biri olarak bunları söylüyorum. galatasaray’ın her zaman 5 büyük ligde takım çalıştırabilecek bir hocaya emanet edilmesini savunurum. fakat bu çok açık ki okan hoca da bunlardan biriymiş.

    bi silkinip kendine gel taraftar. ne yaşadığının bir farkına var taraftar.
  • 9888
    taraftar içerisinde; yönetimle teknik heyet arasında sanki birileri husumet varmış gibi göstermeye ya da husumet çıksın diye çabalıyor. galatasaray yönetimi de hocası da bir bütün. kesinlikle böyle kişilere prim vermemek gerekiyor. bugün okan hocayı övüyorlarmış gibi gözükürler ama ilk tökezlemesinde en fazla onlar saldırır.

    ayriyetten yine bu aynı kişiler galatasaray futbolcularını rahat bıraksınlar.
  • 9889
    20 yıldır planlı olarak işlenen ve maalesef başarılı olduğunu düşündüğüm ahlaki çöküşten nasibini alan taraftar.

    sosyal medya üzerinden her şeye çok rahat erişen, bazı şeyleri çok erken yaşta yaşayan ve en önemlisi gittikçe doyumsuz bir hale gelmiş, tüketim çılgınlığının kölesi olmuş bir nesil son 20 yıl boyunca yetiştirildi. okullarda adam gibi eğitim yok, 7'den 70'e insanla kolay para kazanma derdinde.

    ben icardi ve kerem aktürkoğlu hakkında sosyal medyada dönen mesajları gördükçe kanım donuyor. rambo okan kılığında tipler galatasaraylı olduğunu savunup bu iki futbolcuya etmedikleri lafı bırakmıyor. bakın bu aptallıktır, ve bu insanların aptallığı galatasaray'a çok pahalıya patlayacak, ama yapacak bir şey yok freni patlamış bir toplum nereye gideceği belli değil. hakkımızda hayırlısı.
  • 9890
    19 şubat 2024 beşiktaş konyaspor maçı sonrası sözlükte beşiktaşın tehlikeli takım olduğu ve 2 hafta sonra deplasmanda bize sorun çıkarabileceğini yazmış bolca taraftar gördüm. bu beşiktaş sahasında trabzonu 2-0 yenerken tam 6 tane net pozisyon verdi ve sadece 2 pozisyona girip 2-0 kazandı. aynı trabzonu deplasmanda 5-1 lik skorla güle oynaya yendik biz.

    bu gün konyaspor karşısında izlediğim beşiktaş baskıya karşı pasla çıkamayan, ileri vurdugunda o toplarıda toplamakta asla becerili olmayan, topa rakip sahada sahip olduğunda inanılmaz yavaş oynayan ve tek delici oyuncusu 18 yaşındaki semih olan gerçekten çok vasat bir takım. ankaragücü maçı bizim adımıza inanılmaz bir özgüven oldu , önde basma konusunda beşiktaşta bizi tehtit eden hiç bir oyuncu yok. uzun vurup sekeni alma şansları çok az alsalar bile baskı kuracak kadar iyi oynamıyorlar. üstelik oyunu bizim sahamıza yıksalar bile öyle kötü bir orta saha ve savunma hattı var ki geçişlerde kerem, barış alper falan durdurmaları neredeyse imkansız.

    o yüzden şimdiden söyleyeyim inönüde kazanamama serimiz bu sene son buluyor ve çok can alıcı bir skorla maçı kazanıp maç sonu beşiktaş tribünlerinin kimleri ıslıklayıp istifaya davet edeceğini oturur keyifle izleriz. tüm renktaşlarıma çağrımdır. asla gerilmeyin gerilmenize gerek yok. ben 4 gözle beşiktaş deplasmanını bekliyorum. çok eğleneceğiz *
  • 9891
    son zamanlarda gittikçe fenerbahçe taraftarı ile benzeştiğini düşündüğümdür.

    son ankaragücü maçını kazandığımızda fenerbahçe taraftarının kazımcan üzerinden yaptığı şike imasını biz onlara rizespor kalecisi tarık çetin üzerinden yapıyoruz, veya fenerbahçe forması giymiş hocalar kendilerine rakip olduğunda yine aynı imayı yapıyoruz. anadolu takımlarının galatasaray karşısında canını dişine takıp oynadığını, 11 kişiyle savunma yaptığını, fenerbahçe karşısındaysa lakayıt oynadıklarını söylüyoruz. bahsetmek istediğim bunların doğruluğu veya yanlışlığı değil, taraftar profili olarak yanlış yöne doğru gittiğimizi düşünüyorum. son zamanda ortaya çıkan videodaki futbolcu icardi değil fred olsaydı bu defa galatasaray taraftarı aynı cezayı isteyecekti. şimdi onlar yaptığında bunu akıl almaz buluyoruz, sözlükten birisi icardi'nin ceza alması gerektiğini söylediğinde onu çeşitli şeylerle suçluyoruz. bir anadolu takımı futbolcusu galatasaray'a karşı daha azimli oynuyorsa bu galatasaray'ın büyüklüğündendir. eğer bir rakip takım başkanı takımına galatasaray maçında prim veriyorsa bu da galatasaray'ın büyüklüğündendir. galatasaray bugün avrupada adından söz ettirebiliyorsa, fenerbahçe camiasından farklı oluşu, sorgulayışı, hep daha fazlasını isteyişi sayesindedir.

    son olarak bruce lee'nin şu sözü ile tamamlayayım: "do not pray for an easy life, pray for the strength to endure a difficult one."
  • 9892
    fenerbahçe taraftarı türk futbolunu zehirlerken onları kendi silahıyla vurması ve bunu daha üst perdeden yapması son derece normal olan taraftardır. biz daha kalabalığız ve er geç öğreteceğiz galatasaray'la uğraşılmayacağını.

    kulübüne, futbolcusuna, hocasına iftira atanlara her daim tepki vermeli. futbol ortamındaki kirli düzeni sürekli belirtmeli. biz güçlü olmazsak tepemize çıkarlar. şikeciye şikeci diyemeyeceksek taraftarlık yapmamızın da manası yok.
  • 9893
    fenerbahçeliler ile kavga edeceğiz diye, kendisine mahsus özelliklerden taviz vermemesi gereken taraftar topluluğu.
    sırf fenerbahçe'ye ağız dalaşında üstünlük kurup kendimizi tatmin etmek uğruna özgünlüğümüzü kaybetmeyelim derim. bunun sonu galatasaray'ı kaybetmektir çünkü. fenerbahçe'den (maalesef) var bir tane; fenerbahçe'yle it dalaşı yapmak için benzer taktikleri ve saçmalıkları uygulayan bir fenerbahçe imitasyonu galatasaray'a hiç gerek yok. biz bu olmamalıyız. mücadelemizi rakibimizin çirkinliklerini taklit ederek yapmamalıyız. galatasaray bu değil, galatasaraylılık da bu değil.
  • 9898
    bir güruh çıktı, her yere saldırıyor. yok o suçlu, yok bu suçlu, o istifa etsin, o gitsin, bu kalmasın. 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçında takım kötü oynamış, şansız bir kırmızı kart ile saçma bir takıma elenmiş. hakem müsvettesi maçı katletmiş. bunlar önemli değil, herkes suçlu, herkes istifa etsin, kulüp kapatılsın.
    hayat devam ediyor gençler. pazartesi günü lig maçı var. lig lideriz. burdan yapıcı eleştirilerle ders alıp çıkıp önümüze bakacaz. üzülüp sinirlenip şikeci sevindirmeye gerek yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın